25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
.23OCAK 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET EKONOMİ / SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Abnya'dan muz Hracatı başladı • VLANYA(AA)- jAIaıya'dan Almanya'ya ilkııuz ihracatı başladı. .Afcnya Ticaret ve Sanayi Ocksı (ALTSO) Başkanı K.erim Taç, dünya ülkelerine muz ihraç eden Çüdta firmasının kotkordato ılan eüresinin ardından Avmpa'ya ıhracat olanağı olduğunu behrterek tanıtım için Avnıpa'daki fırmalarla bağlantıya geçtiklerini kaydetti. Taç, Almanya'da bir firma ile ön anlaşma yapıldıgıru vurguladı. Kredi karflarma düzenleme • Ekonomi Servisi - Bakanlar Kurulu'nda yann imzaya açılacak Tüketici Yasası'nda değişiklik yapan taslağa göre kredi kartlan, tüketici kredisi kapsamında değerlendiriliyor. Tüketici Yasası'nda değişiklikler öngören taslakta kredili satış işlemleri tüketici kredilerinde olduğu gibi sıkı kayıtlara bağlandı ve nakit kredi kullanımında kredi verenin sonımluluğu esası düzenlendi. Aynca Intemet üzerinden yapılan satışlar yasa kapsamına alınacak. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tannkulu, taslaktan geri adım atılmayacağını bildirdi. bdemiPin devrt gerçeUeştirîiyor • İSKENDERUN(AA) - lsdemir'm Erdemir'e devri nedeniyle 1 Şubat Cıunagünü tskenderun'da tören düzenlenecek. Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın katılması bekleniyor. Özçelik-Iş Sendikası lskenderun Şubesi 2. Başkanı Cengiz Gül, yaptığı açıklamada, tsdemir çalışanlannın yaklaşık toplam 80 trilyon lira tutan ihbar ve kıdem tazmınatlannın 30 Ocak Perşembe günü ödeneceğini ve işçilerin 1 Şubat Cuma günü yeniden işbaşı yapacaklannı bildirdi. Bin Ladin ticari marka oldu • CENEVRE(AA)- ABD'yi vuran 11 Eylül saldınlannın baş sanığı olarak, dünya çapında Usame Bin Ladin' in çevresindeki insan avı sürmesine rağmen, dünyanın 1 numaralı kaçağının ailesi bu isimden vazgeçmeye hazır değil. Usame'nin 53 kardeşinden biri olan Suudi sermayedar Yeslam Bin Ladin, Bin Ladin adını ticari marka olarak tescil ettirmiş bulunduğunu, ancak şu an için kullanamadığını söyledi. Başbakan Bülent Ecevit, emlak vergisinin makul bir seviyeye çekilmesi için talimat verdi Ecevit son noktayıkoydu• Günlerdir farklı tartışmalara yol açan emlak vergilerindeki artışı frenlemek üzere talimat verdiğini söyleyen Bülent Ecevit, vergüerde ölçünün kaçtığmı ve makul bir seviyeye indirileceğini açıkladı. EkonomiServisi-Ödenemez boyutlara ulaştığı ileri sürülen ve çeşitli tartışmalara yol açan emlak vergisinde yeni düzenle- me yapılacak. Başbakan Bü- lent Ecevit, emlak vergilerinde ölçünün kaçtığını söyleyerek makul bir düzenleme yapılma- sı için talimat verdiğini açıkla- dı. Vergi oranlannın yükseltil- mesı konusunda gelen tepkile- ri değerlendiren Ecevit, "Em- lak vergilerinde ölçünün kaço- ğı anlaşdryor. Yatandaştan hak- h yakuımalar getiyor. Konunun yeniden düzenlenmesi için tali- mat verdim. Vergiler makul bir seviyeye inecek" dedi. Ecevit'in verdiği talimatla, açıklandığı günden bu yana çe- şitli tartışmalara yol açan ve ne- redeyse tüm taraflann birbirini suçladığı emlak vergisinin art- tınlması sürecinde yeni bir noktaya gelinmiş oldu. Vergi oranlannın artünlması karşısında gelen tepkOer ûzerine hükümet geri adım atn. Bir süredir kamuoyunun gündeminde yer alan emlak vergılerindeki artış konusunda öncelikle verginin ödenemez boyutlara ulaştığı iddia edile- rek vergiye esas teşkil eden ra- yiç bedellerin belirlenmesi ko- nusunda ılgili taraflar birbirini suçladı. Geçen yılın ortalann- da saptanan rayiç bedeller ko- nusunda emlakçileT ticaret oda- lanndan, ticaret odası başkan- lan belediye ve maliyeden, da- va açmak isteyen ancak harçla- nn yüksekliği nedeniyle dava açamayan muhtarlarda sistem- den şikâyetçi oldu. Kim niye suçladı? Rayiç bedellerin geçen yılın ortalannda saptanmaya başla- masına karşın konu ancak ver- gi oranlannın arttınlmasının ardından tartışılmaya başlandı. Çünkü rayiç bedeller, ilçe bele- diye başkan yardımcısı, ticaret odası temsilcisi, ilçe tapu mü- dürü ve mahalle muhtarlann- dan oluşan "Değer Tespit Ko- misyonian" taranndan saptan- dı. Bu aşamada yüksek bulan muhtarlar itiraz etti. Ancak da- va açılmadığı sürece itirazlann bir etkisi olmadı. Bu aşamada muhtarlar gelırlerini yüksek tutmak isteyen belediyeleri, iti- razlan dikkate almamakla suç- ladı. Istanbul'da, dava konusunda semt sakinlerinden destek bu- lamayan muhtarlar, harçlann ve bilirkişi ücretlerinin yüksek- liği nedeniyle dava açamadı. Destek bulanlar dava açtı, Üm- raniye'de açılan davalann bir kısım muhtarlar lehine, yani ra- yiç bedellerin düşürülrnesi ile sonuçlandı. Ataköy ve Üskü- dar'da açılan davalar ise hâlâ sürüyor. Emlak Müşavirleri Odası Başkanı Rıza Kaymakçı, ko- misyonda, ÎTO'dan gonderüe- cek kişinin emlakçi olması ge- rekirken ilgisiz mesleklerden insanlann tercih edildiğini dile getirerek İTO yönetimini suç- ladı. Istanbul Ticaret Odası Baş- kanı (İTO) Mehmet Yıkünra Maliye Bakanı SümerOral'ın önceki gün emlak vergisi konu- sunda "Herkes itiraz taakkuu knnanabfljr** açıklamasına tep- ki göstererek "Oral,topubaş- ka yere anyor" açıklamasıyla Oral'ı suçladı.Yıldınm'ın yanı sıra Ankara Sanayi Odası Baş- kanı Zafer Çağlayan ve Anka- ra TicaretOdası Başkanı Sinan Aygün de vergi oranlannı yük- sek bularak maliyeden vergi oranlannın indirilmesiru iste- di. Bu arada Istanbul ve Anka- ra'da davalann büyük bölümü rayiç bedellerin indirilmesi ile sonuçlandı. Ankara'da ATO ta- rafindan açılan 257 dava ATO lehine sonuçlanırken 136 dava da karar aşamasına geldi. İhaledeki fiyatlar yerine, teslim tarihinde geçerli olan dikkate alınıyor Bu kez de ilaçfirmalarmakıyak • Maliye Bakanlığı'nın, ihalede benimsenen fiyatlar yerine, ilaç teslim tarihinde geçerli olan fiyatlann dikkate alınmasmı istediği ortaya çıktı. Müfettişlerin, bu uygulamamn fiyat farkı niteliğinde olduğunu belirterek itirazına karşın bakanlık, firmalara fiyat farkı ödenmesini istedi. HACER BOYÂCIOGLU ANKARA-Maliye Bakanlığı'nın, ihaleyle alınan ilaçlann ödemeleri sırasında, ihale fiyatlarırıın değil teslim tarihindeki fiyatlann dikkate alınmasını istediği ortaya çıktı. Bakanlığın, müfettişlerin karşı görüşlerine rağmen uyguladığı karar, yurttaşlann perakende ilaç alıinlarında daha yüksek fiyat ödemesine neden oluyor. Bakanlık müfettişlerınin, "Bu uygulama, fiyat farkı ödemesi niteüğindedir ve fiyat farkı ödenmesine yahuzca Bakanlar Kurulu karar verebilir'* yönünde görüş bildirmelerine karşuı bakanlık "Ödemeleri yapm" talimatı verdi. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, 25Aralık 2001 tarihinde, tüm valilik ve hastanelere. Genel Müdür Gahp Taşdemir imzasıyla, hastanelerin ilaç gereksinimleri için yılbaşlannda yaptığı toplu ihalelere ilişkin bir yazı gönderdi. ihalede alınan ilaçlann teslimlerinin ise yıl içine yayıldığı vurgulanan yazıda. "Bu ilaçlann, şartname ve sözleşmelere konuİan hükümlerie, hastane idaresinin ihtiyaç duyduğu zamanlarda kısım kısım alınması sağlanmaktadır" dendi. Alınan ilaçlar için firmalara yapılan ödemelerde ise ihale tarihinde geçerli olan fiyatlar yerine, ilaçlann teslim tarihinde geçerli olan fiyatlann baz ı alınması istenen A yazıda, bu karara ş karşı görüş ileten müfettişlerin değerlendirmelerine de yer verildi. Müfettişlerin, bu uygulamanın, yasalar gereği yalnızca Bakanlar Kurulu'nun karar verebileceği "fîyat farkı ödemesi" kapsamına girdiği yönündekj uyan ve itirazlan da yazıda şu ifadelerle dile getirildi: "Ancak bakanhgımız denetim elemanlarnun denetim raporiannda bu uygulama fiyat farkı olarak değeriendirilmekte ve ihale tarihi ile teslim tarihi arasmdald flyat farklarmın ödenmemesi, ödenenlerin ise fazla ve yersiz ödeme sayılarak geri alınması gerektiği belirtilmektedir. Ihaleyi yapan firmalardan ahnan yazüarda ise iUkemizdeki ilaç sanayiinin itfaal hammaddeye dayah olması ve enflasyonist ortamın firmalara yüldediği maliyeder göz önüne atanarak yapılan ahmlarda sabit fiyat uygulamasmm mümkün obnadığı belirtilmektedir.' 1 Saymanlıklann da bu ödemeleri fiyat farkı olarak kabul ederek ödeme yapmadığı bilgisine yer verilen yazıda, valilik ve hastanelere, "ilaçlann sipariş tarihindeki fiyatlannı resmi fiyat olarak kabul edilip ilaç firmalanna bunun üzerinden ödeme yapılması" talimatı verildi. BîLGÎ TOPLUMUNA DOĞRU/ÖZLEM YÜZAK ozfcmvuıa yahoo.com 146 yıllık dev salon... Genç yaşlı yüzlerce kadın, tek tük bir- kaç erkek... Oturabilen oturmuş, kalan ayakta. Salon yetmemiş, dışanyataşmışlar.Toplantı baş- layalı haylı olmuş. Sağda. solda süregelen fısıldaşmalar hatta ki- mı gruplann arasında istemeden patlayıveren kahkahalar arasın- da sahnedekı kürsüde konuş- malar yapılıyor, plaketler verili- yor. Birden, 80 yaşında bir be- denden çıkan 30 yaşındaki bir kadın sesi bir çağlayan gibi gür- leyerek o dev salonun en diple- rine kadar yayılıyor. Işte o anda salon, o bildik kim- liğine bürünüveriyor ve çıt çık- mıyor. Yaşlı kadının genç sesi: "En korktuğum şey kocasının gölgesinde yaşayan, kariyeri- ni kocasının mevkisine sığına- rak oluşturan bir kadın olarak tanınmaktı. Ben daima Meli- ha olarak var oldum. Meliha olarak bugüne geldim" diye haykırıyor. Kadın Türk edebiya- tının öncü isimlerinden Ahmet Kutsi Tecer'in eşi Meliha Te- cer. Ama o her şeyden önce Me- liha öğretmen. 146 yıllık Notre Dame De Sion Fransız Kız üse- si'nin 19 yıllık dilımınin Türk mü- dürü, coğrafya hocası Meiiha öğretmen.... Dipdiri anılarında 50 yıl önce- sine dönmüş, nasıl bu okula eğitmen olarak adım attığını an- latan Meliha hocanın sesi, günü- Buluşma... müz Türkiyesi'nde ayaklar altına alınmaya, üstüne basılarak çiğ- nenmeye çalışılan öğretmenlik mesleğinin ölümsüzlüğünü bir kez daha kanıtlıyor. Bugün Dev- let Tiyatroları Sanat Yönetmeni olarak görev yapan kızı Leyla Tecer'in henüz küçük bir öğren- ciyken "Anne lütfen benim okuduğum okula gelme, mü- dürün kızı olmak istemiyorum. Kendi gayretimle aldığım not- lann zan altında kalmasını is- temiyorum" diye kendisine kar- şı çıktığını soylüyor. Kızına 40. yıl mezuniyet plakasını veren Meli- ha öğretmen alkışlarla kürsüden inerken 'buluşma' yeniden eski kimliğine dönüyor. Oturduğu sandalyeden ara sı- ra doğrularak endişeli gözlerle erfafına göz gezdiren 70'li yaşla- rındaki kadın sonunda sınrf arka- daşlanndan birini görebiliyor. Bir diğeri kimseyi bulamamış olacak ki öğrencilık yıllannın o gözüne dev gibi gelen, adını duyduğun- da bile korkuyla karışık saygıyla ürperdiği "GrandeSalle"ın (Bü- yük Salon) geçirdiği değişimi iz- liyor. Ister 30'lu yaşlannda olsun, ister 70'ine merdiven dayamış olsun, belki de mezunların en büyük hayal kırıklığı, son yıllara kadar eskı ihtişamını korumuş olan dev salonun "modemleş- tirme çabalan" sonucu artık as- la eskisi gibi olmayacağı.... 1856 yılında Sultan Abdül- mecit tarafından kurulan Ata- türk'ün 3 manevi kızının eğitimı için tercih ettiği okul bugün de- ğişen çehresi ile anılara ev sahip- liği yapıyor. lliklere kadar işleyen o grilikler dünyasından kurtul- muş artık okul. Çocuk gözlerde takılı kalmış esrar perdesi de yok olmuş. O yasaklı kapılar. buz gi- bi soğuk geçitler kalmamış. Ko- ridoriarda dolaşılıyor, sınıflara gi- rip çıkılıyor. Kimıleri, eskisi gibi ansızın bir kapının açılacağını, ne olduğumuzu anlamadan karşı- larına Soeur Marie Berthe'ün dikileceğıni hayal ediyor. Kimile- ri ceza olarak ezbeıiemek zorun- da kaldıkları sayfalarca Viktor Hugo şiirlerini... Buluşma asla öyle sıradan bir buluşma değil. Eski arkadaşların ve hâlâ yaşıyorlarsa birkaç öğ- retmenle karşılaşmanın dışında, yüzlerce kadın birkaç saatliğine de olsa çocukluğunun, ilk genç- liğinin sayfalarına gen dönüyor. Dışardan bakan için de öyle sıradan bir buluşma değil. Dik- katli gözler. Türkiye'nin 1930'lu, 4O'lı, 50'li, 6O'lı, 70'li yıllannın ve diğer son 30 yılın kadın profille- rini bir arada görüyor. Niteliği ve nıceliği zaman ıçinde farklılıklar gösterse de asırtık ortak bir eği- timin, asırlık ortak bir kültürun ürünü kadınlar. Sedef kakmalı bastonlar, kenan taşlı şapkalar, yüksek ökçeler ile göbeği açıkta bırakan kazaklann, deli dolu giy- silerin harmanı... Yaşlan, giysile- ri, yüz hatlan, yürüyüşleri, kahka- halan birbirinden farklı yüzlerce kadının aynı saat dilimi içinde 11-19 yaşlarının anılarına geri dönüşü... "Buluşma", Türkiye'nin hızla aşınan değerlerini birkaç saatli- ğine de olsa dondurduğu için de önemlı. Yaşlı ile genci, eski ile yeniyi, saygıyı. hoşgörüyü, eğitime ve- rilen değerı ortak bir paydada buluşturduğu için önemli... Okulun bundan uzun yıllar ön- cesine ait artık sayfaları sararma- yayüztutmuşyıllıklanndan birin- de, bugün mesleğinde hızlı adımlarla ilerleyen bir akademis- yen olan Melek Fırat, 18 yaşının gözlükleriyle "....Siz öğretmen olmanın gereklerini yerine ge- tirdiniz, biz öğrenci olmanın. Aramızdaki kopukluk sadece buydu. Tabii ki su tabancası ile birbirini ıslatmanın zevkini siz; 'Senin yarann için ikmale bı- raktım' gibi sözlerin gerçekliği- ni biz anlayamayacaktık. An- cak tüm bunlara karşın sev- dik, saydık birbirimizi.." diye yazarken bunu mu kastediyordu acaba?.. Skandalda sürpriz tanık Eııroıı düğümü çözülüyor Ekonomi Servisi - ABD'nin enerji devi Enron ile bağlantısı ol- duğu saptanan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin etra- fındaki çember daralır- ken şirketin iflasıyla birlikte yok edilen ka- yıtlara ilişkin bir sürpriz tanık çıktı. Enron'un es- ki yurtdışı piyasalar di- rektörü Maureen Casta- nada, onlarca kolide binlerce parçalanmış kâğıt gördüğünü söyle- di. Castenada, şirketten ocak ayının ikinci hafta- sında aynldığını ve o zamana dek belgelerin imha edildiğine şahit olduğunu söyledi. En- ron'da belgelerin imha edilmesi, ekim ayı ba- şında mahkeme kara- nyla yasaklanmıştı. Bu açıklama üzenne, En- ron'un avııkatı Robert Bennett, belgelerin im- ha edildiği ıddialannın incelendiğıni söyledi. Castanada, Şükran Günü'nün ardından, normal şartlarda depo- larda olması gereken kâğıtlann koridorlara yığıldığını ve burada kâğıtlan yok etme işle- minin gerçekleştiğini anlattı. Davayı yürüten Savcı Bill Lerach ise Castanada'nın tanıklı- ğının önemine işaret ederek bu iddialann da- vanın geri kalanı için önemli olduğuna dikiat çekti. Öte yandan Washing- ton Post'ta yer alan bir habere göre ise En- ron'un avukatlan, şirke- tin, gelirlerini ve kânnı şişirerek borçlannı giz- lemesine olanak tanı- yan, çok karmaşık ve gizli bir mali yapılar zinciri yarattığını iddia etti. Gazeteye göre bu mali yapılardan biri de 'Whitewing' denilen bir sistemdi. Enron skandalı Art- hur Andersen'in 85 bin çalışanını ve işe yeni başlayan gençleri endi- şelendiriyor. Eskiden Andersen çalışanlann- dan her hafta ortalama 30 ila 40 iş başvurusu alan Ransford adlı da- nışmanlık şirketi, geçen hafta 1.000 adet iş baş- vurusu aldı. Diğer yan- dan, Andersen'a kabul edilen yeni mezunlann da işe başlayıp başlama- ma konusunda endişele- ri olduğu belirtiliyor. Yıllar Arjantin peso'sunu böyle eritti Afjantin emekliyor Ekonomi Servisi - Latin Ameri- ka'nm hasta adamım yeniden ayağa kaldırmak için Arjantin hükümeti, bankacılıktan sanayiye bir dizi mo- del üzerine çalışmalannı sürdürüyor. Bunlardan biri de ülkede tüm barıka- cılık işlemlerini özel sektöre devret- me girişimı. Plana göre kamu banka- lan, tek bir ulusal banka altında top- lamp yalnızca vergi toplama ve ben- zeri kamu işlerine tahsis edilecek, geri kalan tüm işlemler ise halihazır- da banka mevduatının yüzde 66'sım elinde bulunduran özel sektör tara- fından yürütülecek. AFP'de yer alan habere göre, ya- bancı bankalar dış sermaye alraıı için teşvik edilirken, ulusal para birimi pesoyu korumakta kararlı hükümet programına karşı dolara dönülmesi gerektiğini savunuyorlar. Öte yandan ülkede uygulanan 1967 progTamını örnek model göste- ren Ekonomi Bakanı Jorge Remes Lenica, bu konuda yaptığı ilk basm toplantısında devalüasyonun sağla- yacağı yararlan anlatırken Arjan- tin'in ancak uluslararası ticaretin teş- viki ve üretimin arttmmıasıyla mev- cut sorunlanndan büyük ölçüde kur- tulacağını söyledi. Ülkenin ithalat performansı ve üretimindeki son 20 yıllık düşüşün gerekçesi olarak yüksek döviz kur- lan ile Şili, Bolivya, Paraguay ve Uruguay'ı kapsayan ticaret bloku Mercosur gösteriliyor. Dünya Ban- kası'nın yaptığı araştırmalara göre Mercosur'daki yüksek oranlı ortak gümrük tarifesi, gümrük birliğinin yetersizliğini açıklıyor. Çözüme gi- den yolda öncelikli olarak Arjan- tin' in dünya ekonomisine birebir ka- tılımı, bunun için de 1967"de Kri- eger Vasena'nın yaptığı gibi hükü- metin tarifeleri düşüraıesi gerekiyor. Öte yandan üretimden sorumlu ye- ni Devlet Bakanı Jose de Mendigu- en yerel sanayinin korunması ve yer- li üretimin teşvikine önem verdikle- rini belirtti. Bu arada, protesto gös- terileri de hızla devam ediyor. Arjan- tinlilerin banka hesaplanndan çeke- bilecekleri limitin düşürülmesi üze- rine tencere-tavah eylem gerçekleş- tirdiler. Arjantin itirafı Köhler: IMF başansız oldu PARİS (AA) - Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı HorstKöhler. Arjantin krizinin IMF için bir "başansızlık" olduğunu kabul etti. Fransız Le Monde gazetesinde yayımlanan de- mecinde Köhler, "Arjantin krizi, IMF ve uluslararası toplumun bir başansızJığıdır. 90'h yıDarda Carlos Menem'in pofitikalannm uzantdarma yeterince dikkat etmedik" ifadesini kullandı. "Bu da bu başansızhğı uluslararası toplumla birlikte paylaşıyoruz anlamma gelijor" diyen Köh- ler, "EVIF, Arjantin'deM kuru- luşlannsağlamhğuıaveülkede- Id toplumsal değerlere daha erken bir zamanda daha fazla dikkat göstermehydi" diye konuştu. IMF Başkanı, "Çököş tehdidinin bir canlanmayla sonuçlanacağını düşünmûştük, öyfcounadı" ifadesini kullandı. Et5 ancak gramla alınabiliyor CAN HACIOGLU ESKİŞEHİR - Kasaplar Odası Baş- kanı Cemal Şenoğiu, yurttaşın ekono- mik kriz nedeniyle eti ve gramla aldı- ğını söyledi. Ekonomik kriz ve ardı ardına gelen zamlar nedeniyle alım gücünün düştü- ğünü kaydeden Şenoğlu, "Yurttaş et yiyemez hale getirildi'' dedi. Şenoğlu, şu anda 4 milyon 800 bin liradan satı- lan et ile 4 milyon 500 bin liraya satı- lan kıymadan tüketicinin artık kilo ile alamadığını belirterek "Ancak yeme- ğine koyacağı kadarmı alabüryor" di- ye konuştu. Şenoğlu, sadece Eskişe- hir'de et tüketiminin 30 tondan 10 to- na gerilediğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear