01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2002 PERŞEMBE HABERLER Balkaner ve Bdz'e dava • kanbul Haber Servisi - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen Yurtbank'ın eski sahibi Ali Avni Balkaner ve bankanın eski yönetim kurulu üyesi Süleyman Ekiz hakkında fnterbank, Bankekspres ve thlas Finans Kurumu ile yapılan karşılıklı kredi işlemlerinde "dolandıncılık" suçunu işledikleri iddiasıyla dava açıldı. îddianamede, sanıklann Interbank, Bankekspres ve Üılas Finans Kurumu ile yapılan karşılıklı kredilendirme işlemJeri sırasında bankanın dolandınldığı. bankadan "Korkmaz Yiğit Grubu", "Çağlar Grubu" ve "Ihlas Grubu"na verilen kredilerle aynı mıktar ve tarihlerde "Balkaner Grubu" 3 şirkete kredi alındığı kaydedildi. KfflçbalığT operasyonu • Istanbul Haber Servisi - Ziraat Bankası ile birleştirilen Türkiye Emlak Bankası 'ndan "usulsüz krediler verildiği" iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, bankanın eski Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Başar savcılıkta ifade verdi. Şişli Adliyesi'ne saat 16.40 sıralannda gelen Nejat Başar'ın ifadesi, "zimmet" suçundan 39 kişi hakkındaki soruşturmayı yürüten Şişli Cumhuriyet Savcısı Altan Gûnaydın tarafından yaklaşık yanm saatte alındı. Başar daha sonra adliye binasından aynldı. TUMTİS'te oözaltılar • Istanbul Haber Servisi - Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sendıkası (TÜMTİS), işçilerin sendikal mücadele verdikleri için gözaltına alınmasını protesto etti. TÜMTÎS Ankara Şube Başkanı'nın yanı sıra iki yöneticiyle 9 üyenin haksız yere gözaltına alındığını belirten Genel Başkan Sabri Topçu, konfederasyonlardan örgûtlenme özgürlüğüne müdahalelerle ilgilenmelerini istedi. Bahçeli'ye Türk kuruftayı sorusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'den ihraç edilen tçel Bağımsız Milletvekili Ali Gûngör, Türk Dünyası Kurultayı için Tanıtma Fonu'ndan kaynak aktarmaması nedeniyle MHP lideri Devlet Bahçeli'nin sözlü olarak yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Başbakanlık Tanıtma Fonu'ndan 1999-2001 yıllannda hangi kişi, kuruluş ve faaliyetlere hangi miktarlarda kaynak aktanldığını soran Güngör, "Tanıtma Fonu'na yapılan başvurulardan cevap verilmeyen veya olumsuz cevap verilen talepler olmuş mudur? tktidannız döneminde fonda ne kadar kaynak birikmiştir ve bunlann ne kadan kullanılmıştır" sorulanru yöneltti. Düzeltme Gazetemizin 8 Ocak 2002 tarihinde çıkan Kılıçbalığı operasyonu ile ilgili haber- de. gözaltına alındığı belirti- len Mehmet Tokdemir, Gazi Yıldızhan, Kemal Topkara, Selçuk Yengin ile Şeref Tu- zal'ın operasyonla bir ilgisi- nin olmadığı belirtildi. Söz konusu kişilerin avukatı tsmi- han Yengin yapuğı açıklama- da, müvekkillerinin, Mini- büsçüler Esnaf Odası Başka- nı ve üyelerinin tstanbul DGM'de "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak" suçundan tutuklu olarak yargılandığı dava kapsamında gözaltına alındığını ifade etti. Nâzım'ın 100. doğum günüiçin düzenlenen törene >üzlerce sevenikatddı Anılmak güzel şey kardeşim • Baştarafı 1. Sayfada devamediyordu... Müzik ve şilr Heyecanımı yatıştınp, sizle- re geceyi anlatmalıyım: Işıklar söndü, millet soluğu- nu tuttu (millet dediğim izleyi- cilerin yansı Türk, yansı Ingi- liz). Sahnede spot ışığın aydın- lattığı iki müzisyen sanki bir "oyun"a başladı. Biri, minicik, ufacık, tefecik, ağırlığı olma- yan bir tüy gibi "uçuyordu". Akordeonunu kucakİamış, san- ki bir kız çocuğu (Karberine Toy)_ Öteki uzun beyaz saçla- n, uzun beyaz sakalıyla bin ya- şında bir dede: Kemancı HeK mut Scholz. tkısı müzıkleriyle. danslanyla, soru yanıtlanyla, Anadolu'nun bozkırlanndan, Kafkaslar'dan, Balkanlar'dan estirdikleri rüzgârla bizi yol- culuğa hazır ettiler, "oyvaaF buyur ettiler. Onlara katılma- mamız imkânsızdı. Rfflm hlç düşmedl Gecenin sunucusu Rebecca Lenkiewicz (National Theater oyuncusu ve yazar) Nâzım'ın yaşamını ve yaşamından, dü- şüncelerinden yola çıkarak şi- irlerini anlatırken sahnede beş tiyatro sanatçısı ve yedi mü- zdsyen, yerlerini almıştı bile. Programm bu ilk bölümü baştan sona Ingilizceydi. Ve bir pinpon topu gibi hiç aksa- madan, ritim bir an olsun düş- meden, ses, söz, duygu ve dü- şünce ağızdan ağza, elden ele, yürekten yüreğe geçip durdu. Şiirleri yorumlayan beş sanat- çının biri Türktü. Haluk Bügi- ner (Onu tanıtmama gerek yok). JuMeChristie (yıllann oyuncu- su, ünüyle orantısız alçakgönül- lü. Nâzım Hikmet hayranlığı es- kilere dayanıyor). MkrkRytan- ce(80'li yıllann ünlü Hamlet'i. Shakespeare Globe Tiyatro- su'nun sanat yönetmeni). Ad- rian Mitchefl (şair, tiyatro çe- virmeni). Femi£Infowoza(Ni- jeryah aktör). Beşi de mükem- meldi. Paslaşmalan, disiplinle- ri, dakiklikleri, birbirlerini kol- lamalan, duygu birikimleri eş- sizdi. J. Christie özellikle "Yaşama- ya Dair" şiirlerinde duyarhlı- ğın doruklannı yaşattı. M. Rylance'ın "saat 4 yok- sun, saat5gene yok, 6,7,8-" di- ye Çankın Hapishanesi'nden Onlara, kemanıyla CahitBay- latv, uduyla Fash sanatçı Hassan Erraji,pıyanoyla MarkBousk. sazıyla Caner Şahin eşlik edi- yordu. Yine bu ilk bölümde, Kha- çatura PiKkian ın seslendırdi- ği "KanadanGümüş'' (Mesut Cemil bestesi) ve Ganalı, Na- tional Opera sanatçısı mezzo- Londra'da düzenlenen törende tiyatro sanatçısı Genco Erkal, Na- zun'm şiirierinden deriediği yirmi dakikabk bir kolaj sundu. seslenirken yokluk en somuta dönüşüyordu. Nijeryalı aktör Elufovvoju, Arrika fıziğinin, antiemperya- lıst öfkesini "Taranta Babu'ya Mektnptar''da haykınrken çok etkileyiciydi. Haluk Bilginer, her şiirde hem Türk hem tngiliz hem de çeşitli ülkelerin izleyicilerini avucu içine alıyordu. soprano Josephine Amank- wan'ın söyiediği, yapıtlar müt- hiş bir mutluluktu. Memleketim... Memleketlm... Programın ıkıncı bölümün- de, yazar Moris Farhi ve Nâ- zım'ın şiirlerini Ingilizceye çe- viren Richard McKane oku- yacaktı şiirleri. Üsteük McKa- ne, hem Türkçe hem Ingilizce okuyacaktı. Sunucunun "Bir şaire adan- mş hiçbirşîr geces,şairinkendi dflmdeoşiirlernıidinkmeden so- na eremez" demesiyle, ortah- ğı bir alkış tufanı kapladı. Da- ha adı bile söylenmemişti ama alkış dinmiyordu. Dinleyiciler, NOTLAR... i/ Queen Elizabeth Tîyat- rosu'nda "NâzanHikmet 100 Yaşmda" gecesinde, iki Ingi- lizce kitap saüşa sunuldu ve kapışıldı. Biri, yeni yayımla- nan "Beyondthe Wafe* - (Du- varlann Ötesinde), Rnth Christie, Richard McKane ve Talat Hahnan'ın çevirile- rinden oluşan şür seçkisı (An- vil ve Yapı Kredi Yayınlan), öteki Saime Göksu ve Ed- ward Ttmms'in "Romantic Communist" (Hurst+Com- pany Yayını.) • Londra'daki Nâzım ge- cesine Türkiye Büyükelçisi ve Başkonsolosu katılmadılar. Ama elçilikte görevli 20 ka- dar dıplomatın katüdığı be- ürtildi. • Programda daha önce- den belirtildiği halde, Vanes- sa Redgrsve ve Harold Piu- ter geceye katılmadılar. Her ikisi de çok istedikleri halde, elde ohnayannedenlerle, has- talanmalan nedeniyle kanla- madıklannı belirtip üzüntü- lerini bildirdiler. Önümüzde- ki günlerde, bu kez de tngüiz PEN Yazarlar Derneği, Lond- ra 'da, Nâzım Hikmet üzerine , bir toplantı düzenliyor. sıranın GencoErkai'da olduğu- nu anlamışlardı. Genco Erkal, Nâzım Hik- met'ten deriediği yirmi dakika- lık bir kolaj sundu. Sahne'de tek başmaydı ve tüm sahneyi kaplıyordu. Sık sık aüaşlaria ke- silen bu seçkide, neredeyse fi- sıldayarak yorumladığı "Mem- feketim- Memleketim" sözle- ri bir düğüm olup boğazlan h- kadı, koku olup genizleri yak- u, gözyaşı olup, yanaklardan sü- züldü. Sonradan, çevremdeki tüm Ingilizlere sordum, hepsi aynı yamh verdiler: "Hayırtekke- fime Türkçe bflmryonım. Evet, söylemekistediğiberşeyianla- dun." Genco Erkal, bın kişiyi avucunun içine alıvermişti. Muhteşemdi. Gece, Ganalı mezzosopranonun Türkçe söy- lediği Zülfü LivaneK bestesi "Karh Kaym Ormanı" ve In- gıliz Jenty Smith'ın söyiediği, PfeteSeegâ-bestesi "IiOfcGirr (Küçük Kız) şarkısıyla sona ererken birkez daha Haluk Bil- giner sahnedeydi. Bugüne dek onu yalnız anadilinde izlemiş ve büyülenmiş olan ben, mü- kemmel Ingilizcesiyle îngiliz izleyiciyle kurduğu sımsıcak bağ ile ona bir kez daha hay- ran oluyordum. Ve arkadaki dev ekrandan Nâzun bize ba- kıyordu. (Tüm göstenye eşlik edendialanDenizJıanOzerdü- zenlemişti.) Ozlem brtmek bllmedl AUoşlar, hasret, özlem, umut, yolculuk bitmek bilmiyordu. Gecenin sonunda, birçokla- n gibi benim de içimden Meh- met Ergen'e sanlıp öpmek ge- liyordu. Mehmet Ergen kim mi? Yıllardır Londra'da yaşa- yan,tiyatrove opera yönetme- ni, Arcola Tiyatrosu'nun kuru- cusu, Bu geceyi tasarlayan, sah- ne üstündeki akış metnini ya- zan, sahneye koyan ve sağladı- ğı uluslararası, geniş çaplı ka- tılnnla bu geceyi gerçekleşti- rendi. Elbet birçok kişiden ve kuruluştan yardım, katkı, des- tek almıştı. (Yazık ki tüm isim- leri sayamıyorum ama işin miman oydu.) Memleketimden yola çdap "Merhaba kâinata" uzanan yolda, Queen Elizabeth Hall 'da, o dilde ya da bu dilde, sah- nedekiler ve salondaküer, her- kes aynı duyguyu paylaşıyor- du: "Yaşamak güzel şey kar- KULTUR • SANAT (0313) 393 «9 7» ÖLÜMÜANATÇININ Oynayanlats Rozet Hubeş - Levent Öktem - Ercan Demırel 10-11-24-25-31 OCAK saat: 20.30 12-26 OCAK saat: 18.30 13 OCAK saat: 15.30 SES-1885 ORTAOYUNCULAR Ferftan Şensoy'un KÖKUBİTTİ ZIKKIM ZULADA DSP'li Kumcuoglundan cağri: Boykot edip hacca gitmeyin SESSIZLIK Vaıanı Franca Rame - Dario Fo TOrkçaısl: Füsun Demirel Y6n«tm: Mahmut Gökgöz Oynayanlar: Yeşım Bozoğlu - Süreyya Güzel 18 OCAK saat: 20.30 / 19 OCAK saat: 18.30 20 OCAK saat:1 5.30 İ&İSVİÇREHASTANESİ H (kr<^SanmYamda''\ Jj Anton Çehov / Fertıan Şensoy FİŞNE PAHÇESU Cüldürü Çanamba / 20:00 Fertvm Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN Pazartesi 20.00 t İMıs rerle-n: Ort^oyuneutar G*S«si 0 212 251 !• *S VAKKOffAMALAR TAttMm, Su^diye. Alcmrrtcc- lİSVİÇRE HASTANESİ "(krçdSanm Yanmb" D0»LEII «İBKİ •A»UYOOOB(Ç.O.) + ÇOÇUK nıM tndNLta MASAL MASAL İCİNDE ramm: Sav*ı DINÇEL S-HHMMÎOCJİK Ernr 62ÇEUK KtDt İ U PALYAÇO jÇJ).) » I n n n ; Ertan OZgEÜK &-12-13OCAK HddunTAHEH KOCAHIM KUBHAZ K A B I I (M.O) OYUMC«T*Kİ «II (Ç.O.) : Ortnn ALXAYA Y6™Wl > M M $ « 130CW 9--2Î3OCAK ÇIM »ABAHTA YfcKMn. Uazlu- K1PER 9-10-11 f 2 '30CM Pnt.Br Nurlan KAHADAİ TEMBCL MEMI? (Ç."ÖT) V M n - Muaatt ARSUN S-12-13OCAK CjngBftZEK MEMNU YS«ttn HaStfnALTlNER S-10-M •2 13OCAK ÇÖP CANAVAM (Ç.O.) tratan CsngsOZEK 9-'2-'3OC*K •uç vm c m n 0WflAN~ nvuz 9-10-11 12-13 OCAK WA. HOZAflT ÜHtMİ FLÛT (Ç.O.) Uyvi^ran - Sedr 1 EOOU Tem««ı: C«1 DOĞAN 9-12-13 OCAK KKNDİ OOK KUBBIMİZ «ı:Enon UUJDAû 1ft-1 T -l«-19-2O-23-2*-2S-26-27 OCAK P E R Ş E M B E G U N L E R I INDIRIMLI HALK G U N Ü D U R . OYÜN GUNLERf CARSAMBA M.OO (C Oı 20 30 PERŞEMBE: 20 30 CUMA.20.30 CUMARTFSI 1' 00 (C O >-!5 00 ?0 10 PA7AR 14 00 (C.O (18.30 KUCUK SAHNE SADRİ ALİŞIK TİYATROSU rezervasyonlarınızı kredi kartı ile yapabilirsiniz DOLUNAY MtİLIA o ın e d i Yazan: ROLF OLSEN / Çeviren: HALE KUNTAY Yöneten: MERAY ÜLGEN Dekor: SEMA OLGAÇ Kostüm: ÇOLPAN İLHAN ÇOLPAN İLHAN/SELÇUK YÖNTEM SERA Y SEVER / MEHMET ESEN \ CUMA 20:30 / C.TESİ 15:30 - 20:30 / PAZAR 15:30 İGİŞE TEL: (0212) 292 39 19 - 20 [email protected]«ttrl RILETLER 5FHIR TIYATROLAR1 < f I F-HINDE SATISA SUNULMUSTUR lA'iSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSanattn Yamda" ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Türkiye, Os- manh Imparatoriugu'ndan kahna220yılhkElCihad Kalesi'ni yıkarak yerine otel ve iş merkezi kurma girişımlennı başlatan Su- udi Arabistan'a yapnnm olasılıklannı tartışıyor. DSP mületvekih Ertuğ- rul Kumcuoğlu, her yıl Suudi Arabistan Kralı Fahd'ın daveriyle hacca giden milletvekilleriyle kamu görevülerinin bu yıl boykot yapması karanrun ahnması için TBMM Baş- kanlığı'na başvurdu. 1 BELÇÎKA BASINI Suudüer Taleban'dan farkh değil BRÜKSEL(AA)-Belçi- ka'nın yüksek tirajlı muha- fazakâr gazetesi "La Libre B e ^ u e " , Suudi Arabis- tan'daki Ecyad Kalesi'nin yıkıhnasma ilişkin haber ve değerlendirmelere birinci sayfasından geniş yer vere- rek "önemli bir sembolün imha edildiğini" yazdı. "Mekke'deYıkiianKale- Türkiye Şiddetle Protesto Edjyvr" başlığını kullanan gazete, kalenin, Osmanh tm- paratorluğu'nun askeri gücü- nü simgeleyen önemli sem- bollerden biri olduğunu be- ürtti. Suudi Arabistan yöne- ' timinin tavnnın, Taleban 'ın tavnndan farkh ohnadığı gö- rüşüne yerveren gazete, Tûr- kiye'nin UNESCO'ya baş- \Tirduğunu, ancak Suudi Arabistan'ın kendi toprak- lanndaki hiçbir tarihi eseri, insanlık mirası olarak koru- madığınıbelirtti. 1 TBMM Genel Kurulu, dün Suudi Arabistan'a dö- nük kınamayla açıldı. TBMM Başkanvekih Mu- ratSökmenoğta. evrensel kültürmirasına dönûk soy- kınm vahşeti yaşandığını söyleyerek "SuudiyÖDeti- mi, tarihi kinini kusmuş- tur"dedi. Genel kurulda- ki konuşmalarda ANAP Genel Başkan Yarduncı- sı BüJent Akarcabda "El Cihat Kaksi'ni yıkan da Afganistan'da bevkeOeri yıkbran Usame bin Ladin şbi Bin Ladin aiksmden- dir" dedi. Suudi Arabistan'da yayımlanan Okaz ga- zetesinin haberine gö- re, Suudi Ehşişleri Ba- kanlığı'ndan bir yet- kili, "yıkrnı kararmm Suudi Arabistan'ın egemenüğry kflgflibir konuoWuğunu" savu- narak, "Tûrkiye'ııin protestolannuı iç so- runJannı ihraç etine gihşinii oktuğunu" ile- ri sürdü. UNESCO hesap sordu Kalenin yıkıldıgı yönündeki haberler üzerine harekete ge- çen UNESCO, Suudi Arabistan nezdinde gi- rişimde bulunarak Ri- yad yönetiminden ko- nu ile ilgili aynntıh bügi istedi. UNESCO Kültürden Sorumlu Genel Müdür Yardım- cısı MunirBouchena- Id. Suudi Arabistan'uı hiçbir eseri uluslara- rası kültür varlıklan koruma listesinde gös- termediğini kaydetti. Bouchenaki, kalenin olduğu bölgeye bir he- yetin gönderilebilece- ğini duyurdu. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Anti Tekel Sol Söylem BOTAŞ tekeldir, satın aldığı doğalgaza istedi- ği miktarda kâr payı koyarak belediyeye satar. Devlet de zaten tekeldir, gaz üzerine en yük- sek vergiyi koyma hakkını kullanır. Belediyeler? Onlar da tekeldir; yazın "Yeşil enerji", "Şimdialsonraöde", "Şimdibağlat, kâr- lı çık!" kampanyalanyla doğalgazı ucuz gibi su- nar, arkasından, milyarlarca lira yatınm yaparak kendini doğalgaza bağlamış halka kışın istedik- leri fiyatla satar. Bu ne utanmazlıktır, utanmazlığın ötesinde, ne ahlâksızlıktır? Kriz her şeyi dümdüz etmişken, yüzde 150'yi bulan fıyat artışıyla halkın ümüğünü sıkmak, han- gi tür vicdanın, hangi tür yönetim anlayışının, hangi tür halka hizmet politikasının sesidir? ••• Meclis, Cumhurbaşkanı Sezer'in, Meclis'in ka- bul ettiği yasaları veya yasa değişikliklerini hal- koyuna götürrne yetkisini sınırlama karan aldı. Tek maddelik bu anayasa değişikliği ne za- man gündeme getirildi? Sezer'in, milletvekillerinin kendi maaşlannı Ge- nelkurmay Başkanı maaşına endeksleyen kara- nnı halkoylamasınagötürmek istemesinden son- ra... Bu durumu çocuğa anlatsanız, "milletvekille- rinin intikam karan" der. Meclis'in "yüksek"\iğine, "yûce"liğine bakın. Veya, bu "yûce" ve "yüksek" Meclis'i, kendi ki- şisel yararlan için kullanan milletvekillerine ve partilere bakın. Bu nasıl kamusal bir hizmet anlayışıdır? Meclis veya milletvekilleri arsızlık yapmıyor mu, tekel olma hakkını kötüye kullanmıyor mu? Anayasanın kuvvetler aynlığı ilkesinin ruhuna rahmet okumuyor mu? Cumhurbaşkanı'nın siyaset kurumuna yöne- lik haklı eleştirilerine karşı, yine tekelci bir saldı- nyla yanrt vermiyor mu? Gündemde, ayrıca, Cumhurbaşkanlığı'nın "Meclis"\n yenilenmesine karar vermek, yüksek yargı organlan mensuplannı ve üniversite rektör- lerini atamak gibi anayasal haklannı budamak da var. Meclis, yani siyasiler, bütün yetkileri kendi el- lerinde toplama ve diğer anayasal kurumlan süs bltkist derekesine düşürme davranışı içinde. Bunu ne zaman yapıyorlar? Milletin gözünde büyüdükleri, ülkeyi refahata- şıyarak büyük alkış aldıkları zamanda değil... Tam tersine, ülkeyi ekonomik olarak batırdık- lan ve ülkenin büyük özverilerle, çırpınarak, on- lara rağmen bu bataktan kurtulmaya çahştığı bir zamanda. "Tekel'ci düşünce, milletvekillerine kumanda ediyor. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır? Bu demokrasi anlayışı mıdır, yoksa, demokra- tik devletin en tabii yapılanndan, kurallanndan bi- ri olan denetimden iyiden iyiye kaçmaya çalış- mak mıdır? ••• Tekelcilik, her yer ve alanda kötüdür. Antide- mokratikliktir, halkın aleyhine işler. Siyasal diktatöriük de tekelciliktir, bu nedenle beğenilmez, istenmez, zaten ayakta duramaz ve yıkılır gider. Ekonomik hayatta malın fiyatını keyfi olarak saptamak ve dayatmak da tekelciliktir. Bütün bu kesimlerin felsefesinin dayandığı söylenen "Ser- best piyasa ekonomisi', rekabet yoluyla daha ucuz, daha kaliteli, daha iyi mal ve hizmeti sun- mak değil midir? Meclis'in "benyaptım oldu, ben istedim oldu, ben karar verdim oldu" davranışı da tekelciliktir, dolayısıyla bu davranışta "diktatöriük hevesle- ri'nin izleri görülmez mi? • • • Ben, • içinde doğrudan halkın bulunduğu; • halkın her türiü çıkannın bütün tekelci dav- ranışlara karşı doğrudan savunulduğu; • tekelci bütün yaptınmları ve kararian -Mec- lis'in yasalan dahil- hertüriü yargıya götürme hak- kına sahip; gücünü tamamen anayasadan alan • sivil bir "Tekel'ciliğe Karşı Kurum" oluşturul- masından yanayım. Bugünkü Rekabet Kurullan gibi kurullarda, bu çatının uzmanlık organlan olarak çalışınrlar. Daha demokratik bir toplum oluşturulmasına, başka nasıl katkıda bulunacağız? Sanınm sol artematif polrtikatar veya söy- lemleroluşturmanın yolu da buralardan geçmek- tedir... [email protected]. Tek perdelik oyun Rahşan Ecevit'ten 'Pülümür'de Aşk' tstanbulHaber Servi- 9-Başbakan BütentEce- vit'in eşi, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rah- şan Ecevit, "1960'lar Türkryesi'nden bir ke- sh1nsunııkh]ğu''ve tt 12 Martaskeridarbesi" dö- neminde yaşanan bir ti- yatro oyunu yazdı. "Pü- Kimür'de Aşk" adlı kı- tabın gelınnın. Pfilümfir ve Çevre Köyieri Sosyal Yardımlaşma Derne- ği'ne bağışlanacağı be- lirtildi. Rahşan Ecevit'in Do- ğan Kitap'tan yayımla- nan ve bugün satışa su- nulan tek perdelik oyu- nunun yer aldığı "Pülû- mür'de Aşk" adlı kitap- ta, 12 Mart askeri darbe- sinin arifesinde Anka- ra'da, tek odalı bir polis karakoiuna ısınmak için sığman Pülümürlü ha- mal Mustafa ve bir AmeriJkalımn arabasını yaktığını söyleyerek ka- rakola teslim olan zen- gin çocuğu devrimci Fa- ruk'un öyküsü anlatıh- yor. Bu acı öykü, iki in- sanın acunasız üüce ger- çeklerininhazuiadığı bir trajedi sonucunda ortak bir geçmişi paylaştıkla- nnı anlamalanyla nok- talanıyor. Oyun, bu ülke için ne yapmalı, nasıl yapmah sorulanna yanıtlar an- yor, yol gösteriyor. Tiyat- ro oyunu kitapta "Do- ğnhısa Baüfası, kenüisi köylüsü, toprak ağası marabasuöğretineniöğ- rencisi, aydmıcahfli,sos- yaHsti Makyavelistiyle 19601ar Türkrvesi'nden bir kesit w sunuJuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear