01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1COCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomid cumhurlyet.com.tr 11 Ertlasyon farklarıödeniyor • ANKARA (Cunhuriyet Bürosu) - Tüık-tş Genel Başkanı Bayram Meral, Devlet Balanı Mehmet Keteciler'in, kamu işçierinin 2001 yılına ait enfasyon farklannın ödeımesi için talimat verdiğini açıkladı. Bazı işyerlerinde, çahşanlann emekliliğe zorlandığına diktat çeken Meral, konıyu hükûmet yetlililerine de ileteceklerinı kaydetti. Meral, emeklilikte kademeli geçişi diizenleyen yeni yasa taslağını ise "înanıyoruz ki bu düzenlemeyi, Anayasa Mahkemesi daha çabuk ıptal edecektir" sözleriyle değerlendirdi. milyonira • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Kamu-Sen Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sının 332 milyon 684 bin liraya yükseldi. 2000 Aralık sonunda 629 milyon 242 bin lira olan yoksulluk sının, bir yıl sonunda 974 milyon 670 bin liraya çıkarken 200 milyon lira olan açlık sının da aynı dönemde, yüzde 66.3 artu. Ayhk değişim ise yüzde 3.3 oldu, Stand-by onayı ay sonunda • Ekonomi Servisi - IMF Icra Direktörleri Kurulu'nun, Türkiye'nin yeni stand-by düzenlemesini 21 Ocak'ta başlayacak hafta içinde toplanarak onaylaması bekleniyor. IMF kaynaklanndan edinilen bilgiye göre, Türkiye'nin yeni niyet mektubu ve IMF heyehnin hazırladığı değerlendirme raporunun gelecek hafta içinde IMF lcra Direktörleri Kurulu'nun 24 üyesine dağıtılması öngörülüyor. 1002praje programdışı • ANKARA (AA)- Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), yapüabılirliği ve önceliğüıi kaybetmiş yatrnmlardan 353 adedi ana proje, 649 adedi de alt proje olmak üzere, toplam 1002 adet projeyi 2002 Yılı Yatınm Programı'ndan çıkanyor. YPK ve Bakanlar Kurulu'nun onayından geçen karara tabi projelerin yannm bedeli 12 katrilyon 382 trilyon lirayı buluyor. Bu projeler toplam proje tutannın yüzde 11.8'ini oluşturuyor. McDonald's tanıtim şirketi • ANKARA (ANKA)- Öğrenci protestolan ve ekonomik kriz nedeniyle belirli satış mağazalannı kapatan McDonald's, satış hacmini yükseltmek amacıyla beürlenecek stratejiyi oluşturmak üzere promosyon şirketi kurdu. 5 milyar sermaye ile kurulan McDonald's Promosyon Tic. AŞ'ye; Mustafa Fadlullah Cerrahoğlu, Sadi Salih Fansa, Ayperi Akıska ve Mustafa Selçuk Aylin ortak olarak katıldı. HNANCIALHMES 'ın haberine göre yabancılar Türk bono piyasasına girmeye başladı Yabancıdan yeşil ışık• Habere göre, enflasyonu düşürmeye yönelik ekonomik program Türk iç borçlanma senetlerine ilgiyi arttırdı. Kısa vadeli yatınmın zarar ettirdiğini söyleyen uzmanlar ise yabancı kaynaklı sıcak para girişine karşı Türk yatınmcısının bu kez uyanık olması gerektiğine işaret ediyorlar. Ekonomi Servisi - Türki- ye'de ekonomik krizin Kasım 2000'de patlak verdiği gün- lerde hızla piyasalan terk eden yabancı yatmmcılann Türk Lirası değer kazandıkça yeniden piyasalara güven duyduklan ve temkinli de ol- sa faiz piyasalanna girmeye başladıklan belirtiliyor. Dün- ya ekonomi basınından Fi- nancial Times'ta (FT) yer alan bir haberde, yabancı ya- tınmcının Türk bono piyasa- sına giriş yaptıklan ifade edi- liyor. 1999 yılı sonunda IMF ile ımzalanan stand-by anlaşma- sınuı ardından para piyasala- nna kısa vadeli yatınm için giren yabancılann kriz koku- sunu aldıklan anda çıktıklan- FORBES DERGtSl, IMF'Yİ EL KAİDE'YE BENZETTt TürkiyeIMF'den uzaklaşsın WASHINGTON (AA) - Unlü Amerikan ekonomi dergisi Forbes, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) politikalannın "dünyaya verdiğizaran", El Kaide örgütünün terörüy- le kıyaslayarak Türkiye'nin bu politikalar- dan uzaklaşıp para birimi olarak dolan be- nimsemeyi düşünmesini önerdi. Derginin sahibi, muhafazakâr milyarder politikacı SteveForbes imzasıyla yayımlanan başyazıda IMF. "El Kaide'nin bümçsiz müt- tenTd" olarak nitelendirilirken IMF'nin bü- yüme karşıtı ekonomik reçetelerinin dünya- ya büyük zarar verdiği savunuldu. Devalûasyon refah getirmez IMF politikalannın Arjantin'i yıkıma gö- türdüğünü ve şimdi de "sıranın Türkiye'ye ü" ileri süren Forbes, ABD yönetimi- ni de Fon'un yanlışlıklannı durdurmamakla suçladı. Steve Forbes, başyazısında, IMF'nin budalaca bir şekilde ülkelerde para birimini devalüe ettirdiğini ve devalüasyonun yol aç- tığı enflasyonun körüklenmesiyle hiçbir ül- kenin refaha ulaşamadığını yazdı. Bu durumda dolann sihirli reçete olduğu- nu savunan Forbes, "Türldye kesmiüde do- lara geçmeyi düşünmefi. Geçen yılbaşlann- da IMF'nin, Türk Iirası'nda yol açuğı yı- kun, ülkenin ekonomisine çok büyük zarar venö" dedi. Forbes, para birimi olarak Amerikan Do- lan'nı kullanmayı seçenOrta Amerika ülke- leri Ekvador ve El Salvador'un başanyla kal- kınmaya yöneldiklerini anlattı. Forbes ayn- ca, IMF politikalannın tersine, Türkiye ve di- ğer ülkelenn vergılen düşürmelenni önerdi. na dikkat çeken uzmanlar ise gerek borsada gerekse faiz pi- yasalannda yabancı sermaye girişinin gözlendiğine, ancak yabancı kaynaklı sıcak para girişine karşı Türk yatınmcı- sının bu kez uyanık olması gerektiğine işaret ediyorlar. FT'nin haberinde, Türki- ye'nin enflasyonu düşürme- ye yönelik ekonomik progra- mın yabancılann ilgisini çek- tiği, bu durumda TL'ye en- deksli getiri sağlanan Türk iç borçlanma senetlerine daha fazla rağbet ettikleri ifade ediliyor. Ancak habere göre yabancılar yatınm yapmak için ekonomik göstergelerin daha uzun vadede olumluya dönmesini bekliyorlar. Dönüş abartdmasm Garanti Yatınm Analisti Öner Yazarkan. dolann dü- şüş hareketinin beklenmedik biçimde gerçekleştiğini, bu nedenle TL'ye dayalı yatınm araçlannın cazibesinin artma- ya başladığını söylüyor. Ya- zarkan, yabancılann kısa va- deli giriş çıkışlannın henüz piyasanın istikrannı deneme- ye yönelik olduğuna dikkat çekiyor. Yabancı yatuTmcının piyasalara dönüsünün abartıl- maması gerektiğine işaret eden Yazarkan, bu durumun kısa vadede de sınırlı kalabi- leceğini belirtiyor. Site Yatınm Uzmam Hak- kı Öge ise kısa vadeli yaban- cı girişinin sağlıklı olmadığı- na işaret ederek Türk yatınm- cısının hızlı yabancı girişi gi- bi hızlı çıkışından da zarar gördüğünü belütiyor. 'Yakışıklı' dönüş zamanı JP Morgan, Türk Euro- bond'lanyla ilgili olarak, top- lam 122 milyar dolarlık fon yöneten 171 şirkete soru so- rup bir araştırma yapmış. Ah- nan 126 yanıttan çıkan sonu- ca göre, yatınmcılar Türk pi- yasalannda "sat" pozisyon- lannı terk ediyor. FT'nin haberinde Credit Suisse First Boston'ın Geliş- mekte Olan Piyasalar araştır- macısı Bunt Gfaosh, "Türid- ye'de kısa vadelifcrsatpence- resi var ve yatınmcılar bura- ya 'yakışıklı' bir dönüşyapa- bflir" dedi. Ancak Türk eko- nomisiyle ilgili olumlu geliş- melere karşın, FT'nin haberi- ne göre, yabancı yannmcı hâ- lâ kasım itibanyla 79 milyar dolar düzeyinde olan iç bor- cu dikkatle izliyor. FT'nin haberinde Credit Agricole Indosuez'in Stratejistı Adam Slater yatmmcılann Türki- ye'ye yoğun bir biçimde gir- mekte tereddütte olduklan sözlerine yer veriliyor. TOBB'nin açıkladığı rakamlara göre Krizde2 7binşirketbattı Ekonomi Servisi- Türkiye Oda- lar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) göre 2001 'de krizin bilançosu ağır oldu. Yıhn sonunda da kapanan işyeri sayısındaki aruşın hızlandı- ğinı belirten TOBB, krizin etkisi- nin bitmediğini dile getirdi. TOBB, 2001 'de kapanan şirket ve işyerlerinin toplam sayısını 26 bin 990 olarak açıkladı. Kapanan şirket ve işyeri sayı- sındaki artışuı aralık ayında hız- lanarak sürdüğünü belirten TOBB, bu durumu krizin olum- suz etkısının ortadan kalkmadı- ğının işareti olarak değerlendirdi. Ancak yeni kurulanlann ayhk sa- yısının da uzun bir süreden sonra ilk kez aralıkta artışa geçtığı dik- katiçekti. TOBB, 2001 yıhnda kurulan ve kapanan şirket ve işyerlerine iliş- kin istatistikleri yayımladı. Buna göre geçen yıl boyunca yeni ku- rulan şirket ve kişilere ait ticari işletme sayısı, önceki yıhn eşdö- nemine göre yüzde 10.4 azalarak 46 bin 69'a geriledi. 2000 yılında 54 bin 779 yeni şirket ve ticari işletme faaliyete geçmiş, kapananlann sayısı ise 22 bin 981 olmuştu. TOBB verilerine göre, 2001 yı- hnda 2 bin 222 anonim, 27 bin 341 limitet, 123 kolektif, 5 ko- mandit şirket ile gerçek kişilere ait 19 bin 378 ticari işletme kurul- du. Buna karşıhk aynı dönemde tasfiyeye giden ve kapanan ano- nim şirket sayısı 1703, limitet şir- ket sayısı ise 9 bin 85 oldu. Bu dö- nemde 325 kolektif, 30 komandit şirket ile gerçek kişilere ait 15 bin 847 ticari işletme kapandı. TOBB istatistiklerine göre ge- çen yıhn aralık ayında 4 bin 258 olan yeni kurulan şirket ve işlet- me sayısı, bu yıl aynı ayda 4 bin 308'le yüzde 1.2 daha yüksek çık- tı. Buna karşıhk kapanan şirket ve firma sayısı ise yüzde 20.9'luk bir artışla 2 bin 451 'e ulaştı. Araşürma\a göre, krizin etkisinin benrdiği aralık ayında şirkederin kapanma hızı artû. Şirket 2000 yılında yüzde 23 olan pazar payını 28.7'ye çıkardı Reııaıılt krizi soUadı • Genel Müdür Aybar, satışlar açısından 2001'in başanlı olduğunu söylerken Renault'nun başansını 17 değişik modelle dünya markalan ile rekabet edebilirlik düzeyine bağladı. Ekonomi Servisi - Otomotiv sektörünün yüzde 70 oranında kü- çüldüğü 2001 yılında Renault Mais, geçen arahk aymda 5 bin 518 otomobil satışı ile sadece bu ayda yüzde 27.5'lik bir pazar pa- yı elde etti. Gerek yurtiçi satışlarda gerek dışsatımda 2001 'i pazar payım arttırarak kapatan Renault Ma- is'in başansını, çok çabuk ve di- namikçözümlerüretmeye, 17 de- ğişik modelle dünya markalan ile rekabet edebilirlik düzeyine bağ- layan Renault Mais Genel Müdü- rü tbrahim Aybar, Türkiye'de ta- şıt alımı ve kullanımında ödenen vergilerin Avrupa ülkelerine göre çok yüksek olduğunu belirtti. Ay- bar, vergilerin düşürülmesi yö- nünde hükümete öneri götürdük- lerini kaydetti. Renault'nun 2001 yılı rakamla- nrun değerlendirildiği basuı top- lantısında konuşan Aybar, Rena- ult'nun binek otomobil pazannda en yakm rakibinden 17 bin 500 adetten daha fazla satış gerçekleş- tirdiğini belirterek, 22 bin 916 adet yerli, 16 bin 229 adet de ithal oto- mobil olmak üzere toplam 39 bin tbrahim Aybar, otomotiv sektörüne uygulanan vergflerden yakmdL 145 adet satış rakamına ulaşıldığı- nı bildirdi. Oyak ile devam eden ortaklık ile Türkiye'nin 230 noktasmdaki satış teşkilatıyla yaygın bir hizmet vennelerinin de başanlannın anahtan olduğunu anlatan Aybar, kriz süresince yaptıklan kampan- yalann da başanlannda etkili ol- duğunu kaydetti. Renault'nun kriz ortamına rağ- men geçen yıl da gelişmesini sür- dürdüğünü vurgulayan Aybar, "2000 yıhnda yüzde 23'lük pazar payma sahipken bu oran 2001'de yüzde 28.7'ye çıkn. En yakm raki- bimizden lİpuanönegeçtikveçok açık farkla lider olduk" dedi. Geçen yıl sektörün tarihinin en şiddetli krizi ile karşı karşıya kal- dığına işaret eden Aybar, bunun nedenleri arasında güven ortamı olmayuıca otomobilden vazgeçil- mesi ve yüksek vergüer bulundu- ğunu kaydetti. Aybar, birçok Av- rupa ülkesinde sadece KDV uygu- lanırken Türkiye'de sektörde 4-5 çeşit vergi olduğunu söyledi. Aybar, sektörde yaşanan yüzde 14'lük indirim sayesinde önceki aylara göre yüzde 64-65 civann- da bir iyileşme yaşandığını ve devletin beklenenin aksine oto- mobilden daha fazla vergi topla- dığını ifade ederek "Biz inanryo- ruz ki bu iş bu sene dûzelecek, an- cak bu işin çabuk ve sessiz olması lazım. Vergi işi konuşubnaz, yapı- br. Sektör olarak hükümetten ilk 6 ay içinde bu çabşmalann çok ça- buk bitmesini istiyoruz" dıye ko- nuştu. Oyak Renault Cenel Müdürü: Yatınrrüanrnız sürecekEkonomi Servisi-Bu yıl da yatınmlanmn en yüksek düzeyde olaca- ğım vurgulayan Oyak Renault Genel Müdürü Dominique Correze, 2001 yıl sonu itibanyla ciro bakımından Türki- ye'nin en büyük ihracat- çı firması olacaklannı söyledi. Correze, Rena- ult'nun 2001 yıh satış rakamlanna ilişkin dü- zenlenen toplantıda, Istanbul Sa- nayi Odası verilerine göre Oyak Renault'nun 2000 yılında ihracatta ikinci, en büyük özel kuruluş sıra- lamasında • Oyak Renault, 2001 sonu itibanyla, ciro bakımından Türkiye'nin en büyük ihracatçı firması olmayı hedefliyor. lerini bildirdi. Türkiye'deki iç paza- nn daralmasına paralel olarak kendilerirnn de yüzde 30'luk bir daral- ma yaşadıklannı beUr- ten Correze, 2001'deki cironun yüzde 87'sini ıhracattan, yüzde 13'ünü de iç pazardan elde etriklerini ifade et- ti. Correze, geçen yü Megan Wagon'dan Av- rupa ülkelerine toplam 44 bin 282 adet ihraç edildiğini, Clio Sem- bol'den de Avrupa ûl- keleriüeMı- sır,Rusyave Cezayir'e 38 bin 682 adet satış gerçek- leştirdikleri- ni bildirdi. da birinci şirket oldu- ğunu anımsattı. 2000 yümda 1 milyar 334 milyon Euro'luk ciro sağladıklannı ve 140 bin 159 adet binek oto- mobil ürettıklerini ha- tırlatan Correze, geçen yıl ise 858 milyon Eu- ro civannda ciro elde ederek 96 bin 860 adet binek otomobil ürettik- 2002 yılında Oyak Renault olarak bu ra- kamlann üzerine çık- mayı hedeflediklerini anlatan Correze, bu yü büyük yatınmlar yap- maya devam edecekle- rini, yeni modeller ve yatınm stratejileri ko- nusunda kararlıiıklan- nı sürdüreceklerini söyledi. İŞÇMN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Biz Çalışan Gazeteciler 10 Ocak "Çalışan Gazeteciler Günü" etkınlıkleri, gazeteciler olarak içinde bulunduğumuz koşulları, medyanın durumunu, içinde yaşarken kiminin boyut- lannı algılayamadığımız gelişmeleri masaya yatırma- mıza yardımcı oldu. 40 y\l önce yürürlüğe girmiş, günümüz medya, tek- noloji yapılanmasında sorunlanmıza yanıt vermekte aslında çok yetersiz kalmış "212 sayılı yasamız uy- gulansın" gibi bir sloganla ortaya çıkıyor olmamız, as- lında içinde bulunduğumuz olumsuzluklan tek başı- na açıklamaya yeter de artar bile. Simgesel mekân Babıâli'den Ikitelli'ye, gazeteci patrondan holding patronuna, ileri teknolojiye geçiş, tekelleşme süreci, çalışan gazetecinin kimlik ve öz- lük haklanndan çok şeyleri alıp götürmüş. Elbette doğrudan bağlantılı olarak toplumun haber alma hak- kı, demokrasimız zarar görmüş. Son bankalar yasa çalışmalan tartışmasında, des- teklenecek 10 büyük banka kapsamında yapılmış bir araştırma, medyanın yüzde 93'ünün söz konusu ban- kalaria ilişkili holdingler denetiminde olduğunu orta- ya çıkarmış. Bu, tekelleşmenin boyutunu gösterme anlamında ürkütücü bir gerçek. Çalışan gazeteciler açısından ürkütücü gerçek ise bu tekelleşmiş güçlü medyada çalışma düzeninin tümden kuralsızlaştınlmış olması. Zaten medya etkin- likleri anlamında da ilgili yasalann çıkanlamamasına bağlı, tümden kuralsız bir düzen söz konusu. örne- ğin RTÜK Yasası kapsamında, medya-banka-özet- leştirmeler ilişkisi, Cumhurbaşkanı'ndan geri dönün- ce yeniden görüşülememişti. Ama Meclis kulisinde öğrendiğimize göre medya tekelleri açısından sorun IMF-Dünya Bankası, niyet mektubu adresli ihale ya- sasında çözülüyormuş. Orada yapılan düzenteme ile uluslararası tekellerin medya-banka-ihale ilişkisine hiçbir sınır konulmuyor. Elbette bu hak bizim medya için de geçeriilik kazanmış oluyor. Söz konusu Meclis'ten geçen yasa metninde aynca ihalelere iliş- kin başka yasalarta hiçbir biçimde sınırlama getirile- meyeceğine ilişkin bir de hüküm varmış ki adı geçen yasanın düzenlenmesi dışında başka yasalarla gele- cek sınırlamalan geçerli saymıyor. Gerçi hukukçular bir yasanın başka yasalan bağ- layıcı hükümierinin geçerliliğinin tartışılacağını savlı- yorlar. Ancak iflas yasasında bankalara tanınan ayn- calığın hep geçerli olması gibi, yaşam pratiğinde bu ihale yasasının da diğer yasalan bağlayacağı ortada. Sözün özü ülkemizdeki medyatekeîleşmesi, medya- siyaset-bankalar-ihateler-ticaret sıcak ilişkisi almış başını gidiyor. Medya bu yapılanması ile siyasetin üstüne çıkmış, olumsuz bir boyutta birinci güç olmuş konumda. De- mokrasilerde çok önemli olan özgür basının dördün- cü güç olarak etkinliği, olumlu işlevi geçersiz kılınmış. Gazeteci bu tabloda kimlik ve özlük haklanndan çok fazla şeyler yitirmiş. Sendikal örgütlüluğü yara almış. Medya kurumlan, televizyonlar, radyolar, gazeteler holding çıkarlannın savunulması aracı olarak görül- düğünde, kamu yaran arka planda kalıyor ve elbette kimltkli gazeteci istenmiyor. Medyanın pazarlanma- sında halkın haber alma hakkı değil, eğlendirme, yön- lendirme öne çıktığında gazetecilik kalrtesi aranmaz oluyor. Olumsuzluk olumsuzluğu ürettikçe, gazeteci- nin medyadaki kilit noktalarda, yönetim kademelerin- de değer ölçüsü, vartık nedeni, iyi gazetecilik değil, holding çıkarianna hizmet oluyor. Köşe başlanndaki bu ölçüler, çalışan gazeteciler çoğunluğunu maddi manevi eziyor. Çalışan gazeteciler holding çatısı al- tındaki taşeron şirketlerde, kuralsız çalıştınlıyorlar. Bu nedenle medyada dilendiği anda, dilenen sayılarda gazeteci, hiçbir yasal yükümlülük olmadan, kıdem tazminatı ödenmeden, hatta hak edilmiş ücret ve sosyal haklan verilmeden işten atılabiliyortar. Çalışan gazetecilerin gündeminde kuralsız medya- dan kurallı medyaya geçiş öncelik almış durumda. Çalışan gazeteciler, kimlik ve özlük haklanna sahip çıkmak için yola çıkarken yasalara göre örgütlenebii- mek için bile önce yasaya göre yapılmış bir sözleş- meye gereksinmeleri olduğunu görüyortar. Evet, top- lumu, ülkeyi yönlendirme savındaki gazeteci çoğun- luğun öncelikle gazeteci olduğunu kanrtlayacağı, 212 sayılı yasaya göre düzenlenmiş bir iş sözleşmesine gereksinimi var. Sonra ücretinin, kıdeminin bu söz- leşmede doğru olarak gösterilmesi, özlük haklarının kullanılmasında önem kazanıyor. Aynlma halinde kı- dem tazminatı hakkı olacak ki meslek ahlakına, kim- liğine aykın bir zorlama olduğunda karşı durabilsin. Gerçek bir kimlik savunması, bilinci için ise örgütlü olmak gerekiyor. Gazeteciler 40 yıl önce, daha toplu pazariık, sen- dikal haklar düzeni olmadan, yasal haklan için, tam kadro sendika çatısı altında toplanacak ve işveren karşısında haklarını koruyabilecek konumda iken.. bugün neden bu kadar itilmiş, kakılmış konumda- lar?.. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü etkinlikleri bu sorunlan, sorgulamayı gündeme getirdiği için bir anlam kazanıyor. Toplumun bilgilenme, haber alma hakkı ile doğrudan ilişkili birdurum olduğu için de siz- leri, toplumu, belki de çalışan gazetecilerden daha fazla ilgilendiriyor. 1 Ocak 2002den itibaren geçerli IiKiiriııı devri soııa erdiANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - IMF'ye sunulan ek niyet mektu- bu çerçevesinde tasar- nıf ve yeni vergileıie bütçeye 880 trilyonluk katkı sağlanmasını he- defleyen tasan, TBMM Genel Kurulu'nda ka- bul edüdi. 1 Ocak 2002'den itibaren geçer- li olacak yeni düzenle- meler şöyle: %/ Kamu kurumlan- nın mal ve bizmetlerin- deki ücretsiz ve indi- rimli tarifeler kaldınlı- yor. özeldurumlanbe- hrlemede Bakanlar Ku- rulu'na yetki veriliyor. THY ve TCDD'deki milletvekili, basm, sporcu ındirimleri kal- dmlıyor. Şeref aylığı alanlara veya terörle mücadele edenlere uy- gulanan indirimler ise sürecek. • Kullanım izni ve- rihneyen (kaçak) yapı- lara, belediyelerce yol, su, kanahzasyon, doğal- gaz gibi altyapı hizmet- lerinden birinin götürül- dügünün belgelenmesi koşuluyla elektrik, su ve telefon bağlanabilecek. • Bağ-Kur üyeleri- nin ödedikleri primde, sağlık sigortası prim oranı yüzde 15'ten yüz- de 20'ye çıkanldı. */ Bina vergisinin meskenlerde binde 1, diğer binalarda binde 2 olan oranı, büyükşehir belediye suırrlan içinde yüzde 100 artışla uygu- lanacak. • Akaryakıt Tüketim Vergisi Yasası'nın kap- samı genişletilerek do- ğalgaz ve nafta ATV kapsamına alındı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear