Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O OCAK 2002 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bankacılık düzenlemelerinin yasalaşmaması durumunda istifa edebileceğini ima etti
Derviş'ten hükümeterestMJSTAFABALBAY
ANKARA - Ekonomiden sorumlu
Drvlet Bakanı KemalDerviş, bankacı-
lıJta yeru düzenlemeler getiren yasa-
n n kabul görmesi için tavır koydu.
Drviş, koalisyon ortaklannın ve ka-
mıoyunun kendisine güvenmesi ge-
rertığini belırterek "Bir sorumluluk
veümişse bunun yetkisi de vanhr. Bir
nntfakta 15 aşçı öhnaz. bu kabul edi-
lenez. Eğer yapöklarunıza güven yok-
saişinoradâbitmesilaznn'' dedi. Der-
vi:, ekibiyle birlıkte ürettiği planın be-
ğeulmemesi halinde, bunu yapacak
bajkalannın getirilebileceğini belirte-
rel planının reddedilmesi durumunda
istfa edebileceğini ima etti.
Derviş dün kamuoyunda "bankala-
nkurtannayasag" olarakyorumlanan
düzenlemeyle ilgili anlaşmazlıklann
gjderilmesi için toplanan liderler zir-
vesinin arasında gazetelerin Ankara
teınsilcileriyle bir saatlik sohbet toplan-
tısı düzenledi. BDDK Başkanı Engin
Akçakoca ve Hazine Müsteşan Faik
Oztrak'ın da katıldığı toplantıda Der-
viş'e yöneltilen sorular ve yanıtlar şöy-
le:
- Bu yasayaflişkinMHP'nin çekm-
celeridikkati çekiyor. Ortada bir anlaş-
mazükvegüvensLdikmivar?
- Burada durum şu; bir mutfakta 15
aşçı olmaz. Bu, kabul edilemez. Bir
yetki vardır, onun da sorumluluğu var-
dır. Biri olsun öteki olmasın, kabul edi-
lemez. Teknik kadronun bilgisine de gü-
venmek gerekir. Güven yoksa işin ora-
da bitmesi gerekir.
- Güven eksiküği mi var?
- Öyle gözüküyor...
- Bankacıhk düzenlemeleri ani gddi.
Ne getirip götürdüğü konusunda da
tarüşma var_
- İşin en önemli boyutu şeffafhğı ge-
tirmek. Önce bankanın denetimi, son-
ra BDDK'nin denetimi olacak. lyi de-
netim olmazsa yabancılar da güven-
miyor. Çift dikişli denetim, bankalara
güveni de arttıracak.
- Ancak vatandaş işin bu yanına gir-
nıiyor. Beoim şirketim kurtanlmıyor
banka kurtanlıyor dryor_
- Piyasa ekonomisinin özünde ban-
kacıhk var. Bu sektörde büyük sorun-
lar da var. Çözmek zorundayız. Çöz-
mezsek ileride yeni bir kriz çıkabilir.
Biz haydi bu işe girmeyelim. Nasıl ol-
sa işler iyıye gidiyor. Öeride sorun olur-
sa o zaman bakanz diyebilirdik. Şef-
faf bankacılık çok önemli. Bu yasaya
karşı çıkanlardan bazılan bankalannın
denetlenmesini istemiyor. Bu yasa çı-
kınca belki bazı bankalar şirket satmak
zorunda kalacak.
- Bunu biraz açar mısmız?
- Ben bundan eminim. Bu direnç,
ortalığı toz duman edelim, hortumla-
nıyor diyelim esprisiyle ortaya çıkıyor.
Oysa bızhortumu önlüyoruz. Biz, ban-
kacıhk sisteminin gûçlenmesini, tama-
men yabancı sermayenin ehne geçme-
mesini istiyoruz. Bankacıhk sisteminin
reel sektörü desteklemesi için de ön-
lem alacağız.
- Kamu bankalannın özeUeştirflme-
si düşünülürken, özei bankalann dev-
letiestirilmesini vatandaş anlamakta
zoriamyor-
- Şimdiki plan devlet bankacıhk sis-
HADff hakkjndaki
dava
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi,
HADEP'in kapatıhnası
istemiyle açılan davada,
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu'nun 17 Ocak
Perşembe günü sözlü
açıklamalarda
bulunmasına karar verdi.
Yûksek Mahkeme, 30
Ocak Çarşamba günü de
ilgili partinin
temsilcilerinin sözlü
savunmalannı dinleyecek.
Yargı sanatçıya
salripçıktı
• ANKARA (ANKA)-
Ankara'da kamuya açık,
içkili eğlence
mekânlannda çalışan
müzik, sahne ve gösteri
sanatçılanna vahlik
tarafindan getirilen, diğer
personel gibi 3 ayda bir
kan tetkiki yaptırma ve
muayene zorunluluğu,
Ankara 7'ncı Idare
Mahkemesi'nin yürütmeyi
durdurma karanyla
kaldınldı. Mahkeme'nin
karannda, özel yetenekleri
ve nitelikleri bulunması
nedeniyle sahne sanatçısı
olan kişilerin diğer
çahşanlar gibi kan tetkiki
ve muayene uygulamasına
tabi tutulamayacağı ifade
edildi.
Dunrnış'tan ilgmç
önerüer
• ANKARA (AA)-
Sağlık Bakam Osman
Durmuş, Arjantin'de
yaşanan olaylann
televizyonlarda ısrarla
işlenmesinin ve soğuk
havanın, vatandaşlarda
stres yaratacağını
belirterek, vatandaşlara,
stresli programlar yerine,
romantik, eğlendiren
televizyon programlarını
izlemelerini önerdi.
Durmuş, gazetecilere
yaptığı açıklamada,
Arjantin'de yaşanan
olaylann televizyonlarda
ısrarla işlenmesinin önemli
bir stres faktörü olduğunu
kaydetti.
Kapkaççdara
cezaönerisi
• ANKARA (ANKA)-
MHP Kastamonu
Milletveküi
Mehmet Serdaroğlu,
kapkaççılann 5 sene hapis
cezasıyla
cezalandınhnalanna
ilişkin bir yasa önerisi
hazırlayarak TBMM
Başkanlığı'na sundu.
Serdaroğlu, söz konusu
suçu işleyenlere TCK'deki
üstsınır olan beş yıl hapis
cezası verihnesini istedi.
Serdaroğlu'nun
önerisinde, kapkaççılığı
önlemeye çalışanlara karşı
şiddet uygulayanlann da
aynı cezaya çarptınhnası
öngörülüyor.
Yeni sayısı çıktı
IndMmH fiyıbyla
3.000.000 TL
Kapak: Siyasal Islam'ın sonu
Saml Selçuk'la söyieşl:
Demokratıkleşme, hemen!
Başbakan Ecevit, Amerikalı yatınmcıyı Türkiye'ye çekmeyi amaçlıyor
Ekoııoıııik kurtuluş gezisi
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Baş-
bakan Büknt Ecevit'in 14-18 Ocak gün-
lerinde yapacağı ABD ziyareti, hüküme-
tin 2002'de düzlüğe çıkarmayı amaçladı-
gı ekonomi için "kurtuluş gezJsme" dö-
nüştü. ABD ile daha fazla ücaret yapmak,
daha çokAmerikah yatmmcıyı Tüririye'ye
çekmeyi amaçlayan Ecevit, IMF ve Dün-
ya Bankası'nın yanı sıra ABD Ticaret
Bakanı ve ticaret odalan başkanlanyla da
bir araya gelecek.
Hükümet, Ecevit'in ABD'ye yapaca-
ğı ziyareti, ekonomide düzlüğe çıkış için
büyük bir olanak olarak değerlendiriyor.
Gezi öncesinde ekonomik programın iş-
lemesi açısmdan önem taşıyan tütün, iha-
le gibi yasalan apartopar çıkaran TBMM,
terörle küresel mücadele için gerekli iki
BM sözleşmesıni de onaylama aşamasın-
da-Mechs'mtümçahşmasıEcevit'inge-
zisinin başanlı olmasına yönelik. Kıbns
ve Irak gibi önemh siyasi konulann da
ele ahnacağı ziyaret, Ecevit ve heyeti açı-
sından ekonomi ağırlıklı geçecek. Ece-
vit de Washington'da ABD Başkanı Ge-
orge Bush'a Türkiye ile ABD arasmda-
kiticaretinserbestleştirilmesi için anlma-
sı gereken adımlan sıraladığı kapsamh bir
dosya sunacak. Dosyada, AB ile gümrük
birliği uygulamasım sürdüren Türki-
ye'nin, ABD'den AB ile uyguladığı tica-
ret rejimine benzer bir uygulamanın ya-
şama geçirilmesi talebi işleniyor.
temini düzenlesin. Sonra hızla çekilsin.
Krizde pek çok sermaye eridi, hisse
senedi değer kaybetti. Biz bunun bir
miktannı koyup, güçlendirmek istiyo-
ruz. Keşke buna hiç gerek ohnasaydı.
- Devietin ortak olduğu bankaya va-
tandaş daha çok güvenecek. Ötetdoe
güvenmeyecek. Bu hakazrekabetya-
ratmaztnı?
- Hayır, tam tersi. Üç kez denetlen-
miş bankaya devlet müdahale gereği
duymuyorsa, çok sağlam diyecekler.
Bu sürecin sonunda 8,10,7 neyse o ka-
dar bankakalacak. Biz bunun içinde ulu-
sal sermayeh banka da olsun istiyoruz.
-MGICdekiaıüaşmazhkkonusu ney-
di?
- Buna pek girmeyelim... Doğru ol-
maz...
-Yasaçıkmazsa,koalisyonkinde mu-
tabakat olmazsa ne olur?
- Bu düzenlemenın yapılması ge-
rekiyor. Ama 2, 3 gün gecikmeden
de bir şey çıkmaz. Yasanın siyasal
meşruiyete sahip üç parti tarafindan
çıkarüması lazım. Başka türlü, tek-
nokratik yaklaşımla ohnaz. Bunu
sağlamaya çahşıyoruz.
- Yasanın tümüyle uygulanması
durumunda kaç banka ayakta kala-
cak?
- Rakam veremem. 6, 7, 8 büyük
banka olabilir... Bazı küçük, uzman
bankalar bunun dışında kalır... Gö-
rüyorsunuz tüm dünyadabankacıhk-
ta birleşme yaşanıyor. Birleşme sağ-
lıklıdır.
- Bankacıhk düzenlemesi kimin
fDai?
-Aıkadaşlanmla birliktehepimizia
Şu anda Türkiye bankacılık sistemi
ekonomiyi büyümeye götürecek
durumda degil.
- Bu kurtannanın da arkası nu
gekcek endişesi var_
- Yok yok, piyasalar bu iş başanlı
olur diyor. Kendi kendimizi \-urmaz-
sak olacak. Vurursak kimse kur-
taramaz...
- Tedirgjnsiniz_
- Şundan tedirginim. Benim ban-
kam, şirketim yok. Benim herhangi
bir bankayı kurtarmam düşünülemez.
Bunu ima edenlere üzülüyorum. Tek-
rarlıyorum... Biri çıkabilir, bunun
yerine şunu yapalım, der. Başka şey
yapılacaksa anlatsınlar. Sorumlu
isek... Ya bize güven olur, bu adam
biliyor yaptığını diyeceksin ya da
güvenmiyoruz başkası yapsın dersin,
oda olabilir...
Liderlerden reel sektöre
c
sus payı'ANKARA(Cumhuriv«Bürosu)-Ban-
kalara kamudan sermaye aktanmı öngö-
ren düzenlemenin yer aldığı "mali sek-
töre olan borçlann yapılandu-dmasj" ta-
sansı üzerindeki kriz liderler zirvesinde
aşıldı. Koalisyon ortakları, Devlet Baka-
m Kemal Derviş'ın de katıldığı toplantı-
da, zirvede bankalara aktanlacak kay-
nağnı belli oranda reel sektöre verihne-
sini garanti altına alan bir hükmün tasa-
nya eklenmesi konusunda uzlaşmaya va-
nldı. MHP, bankalara aktanmın karşılı-
ğı olarak KOBÎ, esnaf ve çiftçüere yeni
kredi verihnesi garantisini alırken; bu
doğrultuda kamu bankalanna da serma-
ye aktanmı yapılması benimsendi. Baş-
bakan BükntEcevk, toplanûnın ardından
"görûş birliğine'' vanldığını behrtti.
Yeni stand-by anlaşmasına yönelik ni-
yet mektubu, "Mali Sektöre olan Borç-
lann Yeniden Yapüandırüması ve Baa
KammlanbDeğsfldikYapılması Hakkm-
da Yasa"nın düzenlemelennı de kapsa-
yacağı için IMF'ye gönderilemiyor. Ban-
kalara yapılacak sermaye aktanmı ve ka-
mu ile fon bankalan yöneticilerine yö-
nelik çıkanlmak istenen sorumsuzluk
maddesi nedeniyle hükümet ortaklan
arasında yaşanan gerginliğin çözühnesi
için dün Başbakan Ecevit, Başbakan yar-
dımcılan Devlet Bahçeii, Mesut Yılmaz,
Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş'in
katilımıyla toplanti gerçekleştirildi.
Bankalara kaynak aktanmından ödün
vermeyen Derviş, toplantıya verilen ara-
da alelacele gazetelerin Ankara temsil-
cilerini çağırarak "restini" ortaya koydu.
Daha sonra Başbakanhk'ta, Derviş ile
Devlet Bakam Faruk Bal, Başbakanlık
Müsteşan Ahmet Şağar'la birlikte tasa-
nda değişikhk yapmak üzere verilecek
önergeler üzerinde çahştilar. Ardından h-
derler yeniden bir araya geldi. Bankala-
ra aktanlacak 4-5 milyar dolan bulan ka-
mu aktanmının belh miktarda reel sek-
töre kullandınhnasına yönelik olarak dü-
zenleme üzerinde uzlaşmaya vanhrken,
bu konuda IMF'nin de onayı alnıdı.
Mesut Yılmaz, bankalara destek için
aranan yüzde 1 "lik sektör payı koşulunun
eşitlik ilkesine aykm olduğunu savundu.
Derviş'in yapılacak sermaye desteğinde
bir ölçünün bulunması gerektiğini be-
lirttiği ifade edildi. Bahçeli'nin de, tasa-
nnın bankalan kurtarmak üzere hazırlan-
dığı görüntüsünün kalduıhnası gerekti-
ği görüşü üzerinde durduğu belirtildi.
Kamu bankalan yöneticilerine dokunul-
mazhk zırhına da karşı çıkan Bahçeh, bu
düzenlemenin anayasaya aykın olacağı-
m vurguladı. Ancak MHP'nin, reel sek-
törün borçlannın yapılandınhnasındaye-
ni kredi aktanmı ve faiz indirimi gibi sı-
mrlan beHrlenerek bu yöneticilerin yet-
kilerinin açıkca belirtıhnesine karşı çık-
madığı ifade edildi.
Zirvenin ardından gazetecilerin soru-
larmı yanıtlayan Başbakan Ecevit, tasa-
n üzerinde "tam bir görüşbnüğme" va-
nldığını belırterek. -Bankalanmız ken-
di kaynaklarmıarturdüdanvebunbnüre-
timeveyatmmayönelttikleri oranda,dev-
let de bankalara beffi ölçüde katkı sağ-
layacakür. Elbette bu katkı bir hibe şek-
Endeobnavacakor.Bankalann tam bir sw-
damhkiçinde üretkenolanlanı krediveri-
mesiniözenle gözeüeyeceğiz'' dedi. Ziraat
Bankası ve HaUcbankası'na KOBl'ler,
esnaf ve çiftçüere kredi sağlanabilmesi
için kaynak aktanmı yapılacağını kay-
deden Ecevit, bankalara yapılacak dev-
let katkısına ilişkin aynnülann bugün
sabah yapılacak teknik bir çalışmayla
behrleneceğini kaydetti.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(« doruk.net.tr
Bugün başka bir Tırmık oku-
yacaktınız. Hemen hemen brt-
mişti. Son paragrafı biçimlendi-
rirken gözüm televizyon ekranı-
na takıldı. Bildik bir surat: Ada-
let Bakanı, hukuk profesörü (sa-
hiden hukuk profesörü) Hikmet
Sami Türk.
Ekranda bir altyazı: AdaletBa-
kanı, dört baro başkanının çö-
züm önerisini reddetti...
Bitmekte olan yazı, olduğu gi-
bi ve hiç duraksanmadan bilgi-
sayann çöp sepetine gitti.
Konusu?
Hiç önemli değil. Tutun ki Baş-
bakan'ın Amerika gezisiydi. Tu-
tun ki Irak'ta bombalan bekleyen
Araplarüstüneydi. Tutun ki bitip
tükenmeze benzeyen kar üstü-
neydi...
TV ekranında bu ülkede "ada-
letten sorumlu bakan" konuşu-
yor.
Tane tane okuduğu cümleteri
acele acele not etmeye çabalı-
yorsunuz:
- ...böylece içerdekiler, sanki
kamuoyunda kendilerini destek-
leyen kesimierin var olduğu ka-
nısına kapılıyohar...
Ne demeli şimdi bu akıl yü-
rütmeye, bu utanç veren mantı-
ğa?
Adalet ve Bakanı ve Bezirgân Pazarlığı
Var evet.
Ne mutlu bu ülkeye ki, hâlâ
yüregi kararmamtş, ölümle yaşam
arasmdaki eşikte, yaşamın yanın-
da saf tutanlar var.
Yok eğer "kamuoyunda des-
tek" derken içerdekilerin bağlı
okJuklan, yakın durduklan "örgüt-
ler" kastediliyorsa, Adalet Ba-
kanı, Adalet Bakanlığı, onu hâlâ
o koltukta tutan siyasal önder-
ler bu kararlanyla örgütlere kan
verdiler. Yakında ektikleri tohum-
lann hasadını biçecekler.
Bilicilik yapmıyorum. Ama eğer
şu olup bitenleri değerlendirebi-
lecek kadardeneyimim ve bilgim
varsa, ki var, önümüzdeki gün-
lerde hapishanelerden art arda
ölüm haberleri gelecek. Yaşam-
la bağlan iyiden iyiye incelmiş,
kopma sınınna çok az kalmış on-
larca, yüzlerce genç kadın ve er-
kek, uzlaşma kapısının suratla-
nna hoyratça kapandığı şu an-
dan itibaren, onlan ölümden ayı-
ran incecik bağı koparacaklar.
Bunu dilemtyorum (Ah, nasıl di-
lerim); ama bunun böyle olaca-
ğını biliyorum.
Ama daha korkuncu: Bunu
Bakan da biliyor!
• • •
Aceleyle not tutmaya devam...
Demeye kalmıyor. Telefon. Bir
tutuklu yakını, bir genç kadın ağ-
lamaklafısıltı arasında anlatryor:
- BekirSrtkı Keçeci... ölüyor.
Belki de şu anda öldü. Belki bu-
gün de yaşar. Yaşasa bile beyin
artık geri dönüşsüz ölçüde sa-
katlandı. Ankara Numune Has-
tanesi'nde beş doktor derhal
tahliye edilmesinin yasal birzo-
runluluk olduğunu belirten ra-
porverdiler. Ama bürokrasi, ya-
şamla ölüm arasmdaki eşikte de
işliyor. O tükenmiş beden ve ölü-
müne sakatlanmış beyinle An-
kara'dan IstanbulAdli Tıp Kuru-
mu'na getihlmesinde ısrar edi-
liyor. Ankara Numune Hastane-
si'ndeki doktorlar bir kez daha
raporyazdılar. Ouzunyolualma-
sının mümkün olmadığını anlat-
tılar. Nafile... BekirSıtkı Keçeci
ölüyor... Acaba Engin Bey, siz...
Siz bir telefon etseniz... Birara-
sanız da... Cümlenin devamını
hıçkınklar boğuyor. Telefon hıç-
kırıklaria kapanıyor.
Nereye telefon etsin bu "En-
gin Bey"?
Adalet Bakanı'na mı?
Bakan TV ekranında konuşu-
yor:
- ...Adalet Bakanlığı ile hiç-
biröngörüşmeyapmaksızın, te-
mas edilmeksizin ortaya atılan
bu önerinin ("üç kapı- üç kilit"
formülünden söz ediyor) kabu-
lü mümkün değildir.
Devlet çözüm'ü değil ölümü
seçiyor. Gücünü ölümlerle pe-
kiştirmeyi yeğliyor. Yurttaşını ya-
şatma ödevini değil, yurttaşının
ölümüyle gücünü göstermeyi
seçiyor...
TVekranındaki Bakan devam
ediyor:
- İçerdekilereylemlerini bitir-
dikleri anda, haftada beş saat
birbirieriyle görüşmelerini sağ-
layacak bir düzenlemeyi düşü-
nebiliriz...
Bu cümlenin anlamı nedir?
Pek yahndır: Devietin bakanı
pazarlık ediyor!..
Bal gibi bezirgân pazarlığı bu:
"Sizeylemibitirirseniz, ben de
haftada beş saat birbirinizle bu-
luşmanızı sağlanm. Bitirmezse-
nizsağlamam..."
Hani boş bulunup bu pazar-
lığa oturulsa, beş saat yerine
yedi, sekiz, dokuz saat istense,
Bakan da "Yok o kadan kurtar-
maz, gelin 6 saatle bağlayalım
şu işi"f\\ar\ diyecek...
Devietin haline bakın. İçerde-
kiler için yasalann ve hukukun
ve ille de adaletin ilkeleri üstün-
de yükselen düzenlemeler ya-
pacağına pazarlık yapmayı se-
çiyor.
Acaba "Kılıçbalığı operasyo-
nu" sırasında da "Sizşöyle şöy-
le İfade verirseniz, Emlak Ban-
kası soygununda siyasetin te-
pesindekilerin katkısından söz
etmezseniz, biz de sorgunuzu
10 dakikada bitirtip sizi serbest
bırakınz" demişler midir?
Pazarlıksa pazarlık işte...
Hukuk ilkesi: Devlet pazar-
lık yapmaz.
Ulke gerçeği: Devlet pazar-
lık yapıyor!..
• • •
Ekranda: Bu ülkenin "adale-
tinin" bakanı.
Telefonda: Bekir Srtkı Keçe-
ci'nin yakını...
Çöp sepetınde: Hemen
hemen bitmiş bir yazı.Okurun
önünde: Çalakalem çıkmış biröf-
ke yazısı...
POLTltKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Işığa Dolanmış Çocuklar...
Yaşamın o tortulu diliminde aşk ve düş paran-
tezleri arasında mı gezinmeliyiz yoksa içimizdeki
büyümeyen çocuğa masallar mı anlatmalıyız, bil-
miyorum!..
Yaşamın o bilinmeyen diliminde Adonis'le ko-
nuşuyor, esir pazarlarında onunla birlikte dolaşı-
yordum dün sabah!..
Birden aşk ve düş parantezleri kayboldu!..
Kördüğüm olmuş dallarda, yeşillikten körieşmiş
genç kızlar, delikanlılar gözyaşlan arasında bir
gülücükle birleştıler, beyaza bürünmüş Konya
Ovası'nda sağır dalgınlıklan yaşadılar...
O da ne?
Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ab-
durrahman Kutlu "Kız öğrenciler tacize uğru-
yor" derken 2002 Türkiyesi'nden acı bir gölgenin
fotoğrafa dönüşmüş gerçeğini gözler önüne seri-
yordu...
Irkildim!..
Üniversite öğrencileri Konya'ya 200 trilyonluk
katkı sağlıyordu heryıl!..
Buna karşın, kız ve erkek öğrencilere ev ve-
rilmiyordu!..
Ev kiralan ikiye üçe katlanıyordu Konya'da!..
Acaba toplumun üniversite öğrencisine bakı-
şı salt Konya'ya özgü müydü?
Benim bildiğim Konya ilerici kimliğiyie değil, bağ-
naz kimliğiyle öne çıkmış bir kentti!.. Oysa Kon-
ya'nın da diğer kentlerden bir farkı yoktu ve ora-
da da ilerici öğeler her zaman vardı...
Son on iki-on üç yılda ne değişti, pek bilmiyo-
rum ama özellikle 'dinci örgütlenmenin' ve 'ye-
şil sermayenin' palazlandığını yakından izliyo-
rum!..
• • •
Sadece Konya'da değil, Srvas'ta, Erzurum'da,
Kütahya'da, Kayseri'de, Nevşehir'de de aynı dü-
şüncenin egemen olduğunu, özellikle üniversiteli
kız öğrencilere 'kötü gözle' bakıldığını biliyorum!..
Toplum, yaşamın o bilinmeyen aşk ve düş pa-
rantezlerini göremediğinden yaşanıyor bunlar!..
Gazetelerde iç sayfalara sıkışmış 'yaşam fo-
toğraflan'nı önemsiyorum ben!..
Sönmüş gözleriyle, başımızın üzerinde mutlulu-
ğun hançerini kaldırmayı Paul Celan'ın taşın çi-
çek açma zamanı olarak görüyorum...
Konya'da üniversiteli kız öğrencilerin taciz edil-
mesi 'yaşam fotoğraflan'ntn içinde yer alıyor, ay-
nı görüntüler Istanbul'a dek uzanıyor...
Istanbul'un bazı semtlerinde de kız öğrencilere
ev verilmiyor, verilse bile apartman yöneticileri ge-
cenin bir saatinde kapılannı çalıp "Içeride erkek
varmı?" sorusunu yöneltiyor!..
Toplumda 'ahlak zabrtası' olma eğilimi giderek
artıyor!..
Yine gazetelerde okumuş, televizyon ekranlann-
dan izlemiştim...
Ataköy'de tek başına yaşayan Ukraynalı bir ka-
dın, milliyetçi ve muhafazakâr adamın tacizine uğ-
ramıştı. Ukraynalı, meslek sahibi genç ve güzel ka-
dını 'Nataşa' olarak suçlayan milliyetçi ve muha-
fazakâr, 'iş alamayınca' doğru polise gitmişti:
"Bizim apartmanda fuhuş yapılıyor!"
Neyse ki diğer komşular Ukraynalı genç kadını
korudular...
"Bu adam, genç kıza tacizde bulunuyordu!"
Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrah-
man Kutlu'nun açıklamasını birkaç kez okudum...
Birden 15 yıl önceye gittim...
Izmir gibi çağdaş bir kentte, bırakın üniversiteli
kız öğrencileri, erkek öğrencilere bile bazı semt-
lerde kiralık ev verilmiyordu...
Üç-dört öğrenci bir araya gelip ev kıralamak is-
tese, ev sahibi "Acaba bunlaryasadışı örgütüye-
si mi?" diyerek "hayır" yanıtını veriyordu...
Diyelim ki öğrenciler ev kiraladı...
Bu kez apartman sakinlerinin içine kurt dü-
şüyordu:
"Evlehne giren çıkan belli değil, mutlaka bun-
lar terörist!"
• • •
Yıllar gelip geçti!..
Yıllar, topluma sevgiyi öğretemedi!..
Aşk ve düş parantezlerinin içinde dolaşamayan
toplum 'acabalaria'yaşamayıyeğledi!..
Aslında çiçek açma zamanıdır taşın!..
Çiçek açarsa, gökyüzüne salt kar yağar mı diye
bakılmazsa yolları ceviz kabuklanndan ayıkla-
yıp yürümeyı öğreniriz!..
Bir düşünce ağaç boyu ışığa dolanmış olur!..
Geleceğin yaprakları da böylece büyür, insan-
ların söyleyecek şarkılan, türküleri olur...
Çocuklanmız ışığa dolanır, onlardayaşamı sev-
gi çiçekleriyle çoğaltır!..
hikmet.cetinkaya(g cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Kemal Derviş'ten ikinci itiraf:
Sorunun derinliğini
anlayamadım
ANKARA(Cumhuri-
yetBûrosu)-Devlet Ba-
kanı Kemal Derviş, Tür-
kiye ekonomisindeki bu-
nahm dalgalannı yorum-
larken "Krizter öngörü-
lebilse, zaten krider ya-
şanmazdLYa dakıiderin
boyutuve anündaki tüm
nedenler yeterli ölçüde
algüanabihniş olsaydı,
krizierin önlenmesi için
gerekh'tedbüier de daha
önce ahnabüirdi" dedi.
Kemal Dervış, SP mil-
letvekili Zeki Çelik'in
TBMM Genel Kuru-
lu'nda "Ben de hata yap-
üm" sözleriyle ilgili so-
ru önergesini yanıtladı.
Derviş, görev zaran baş-
ta ohnaküzere bütçe sis-
temi dışında tutulan "giz-
ti borcun" ne kadar art-
tiğını ve bankacılık sis-
temindeki sorunun de-
rinhğini ilk bakışta an-
layamadığını itiraf etti.
Yahıız sosyal boyutu ön
planda tuttuğu acıklama-
İannın siyasi amaçh yo-
rumlandığını savunan
Dervış, şu görüşleri kay-
detti: "Ozel durumum,
doğalolarakkamuoyun-
da ve medyada ûya gö-
rüşkrirninvegeleceğe fliş-
kin sryasi planlanm olup
nhnarhgmm snrgııbnmji-
sma neden oktu. Ancaksi-
yasi anlam taşrv'abüecek
sözleri sarf etnıese\ dim
çok daha ryi olurdu."
Dünyada pek çokülke-
nin 2002 yılında ciddi
durgunluk riski ile karşı
karşıya buhmduğunu, an-
cak Türkiye'nin yeniden
sürdürülebilir büyüme
sürecine girmeye hazu
1
-
landığını belirten Derviş,
TBMM Genel Kuru-
lu'nda da dile getirdiği
hatalannın ekonomiye
herhangi bir maliyetinin
ohnadığını savundu.