26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ2001 SALI HABERLER DUIVYADA BUGUN ALİSİRMEN Bu Kafa! Ah Bu Kafa! Sağlık meslek liselerinde Osman Dur- muş'un girişimiyle yapılması planlanan be- kâret kontrolünün ekonomik krizi koyulaştır- dığını söyleyecek olana, ters ters bakıp bir la- havle çekerek - Ne alakası var kardeşim! Sen delirdin mi? diyebilirsiniz. Ben yine de direneceğim ve toplumun esenlik çaresini, genç kızların orasında bura- sında aramaya kalkan, Osman Durmuş'un temsilcisi olduğu kafanın ve o kafanın ürünü olan davranışların krizi ağırlaştırdığının attını çizeceğim. Türkiye, IMF ve Dynya Bankası'ndan bek- lediği yardımı, Enis Öksüz'ün tutumu yüzün- den gecikerek de olsa aldı. Yaz aylarında döviz girdileri arttı. Enfiasyon, özellikle alım gücünün dibe vurması nedeniy- le de olsa düşüyor. Yetkililer inandıncı savlarlaTürkiye'nin iç ve dış borcunu çevirebilecek durumda olduğu- nu açıklıyorlar. Kimse de çıkıp "Bu rakamlar, bize ilettiği- hiz veriler yanlış" demiyor. Bu önlemler paketinin, kendi içinde tutarlı hale gelip kendi amaçladığı hedefe varabilme- si için gerekli olan ise dalgalı kunjn aşırı dal- galanmalara maruz kalmaması ve faizlerin düşmesi. Gelgelelim, faizler de dolar da yükseliyor. Bu yükselişin ekonomik nedenlerini uzman- lar açıklayamıyorlar. Kısa dönemli analızlerde bile bir tek etkenin üstünde birieşiyorlar: "Güven eksikliği." ••• 57. hükümetin Başbakanı ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, IMF'nin söyledikleri- ni harfiyen yapıyorlar. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da bunlara uyum gösteriyor. Ama MHP gövde gösterisi yaparak özde bir politika ortaya koymadan tribünlere oyna- yarak güvensizlik duygulannın derinleşmesi- ne neden oluyor. Burada bir noktayı doğru görmek zorunda- yız: MHR IMF reçetesine karşı alternatif bir po- litika falan üretmiyor. MHP iktidar olduğundan bu yana, tahkim- den şeker ve tütün yasalarına kadar her bel- li başlı konuda, dışarıdan empoze edilen çiz- ginin dışına hiç çıkmadı. MHP yalnızca politikada arpalıklanna karşı çıkan, politik çıkar için rant dağıtan politika- ları eleştiren Derviş'e karşı koydu, kendi bir seçenek ortaya koymadan ekonomik progra- mı sürekli aksattı ve de yürütmeye olan güve- ni sarsıcı, gerçeklerle çelişen, ciddiyetsizlik ifadesi olan davranışları benimsedi. Osman Durmuş'un sağlık meslek liseleri için getirdiği ölçütler işte bunlardan biri. Osman Durmuş'a bakanlar, - Olmaz kardeşim, bu kafaya güven olmaz, diyorlar ve kol kesiyorlar. Kol kesmek deyimi, TL'den dolara kaçmak anlamını taşıyor. Sonuç ise malum... • • • Türkiye'nin dört bir yanında tanm üreticile- ri kan ağlıyor, hayvancılık ölme noktasında, IMF tanmda sübvansiyonun ortadan kaldınl- masını öneriyor. Geçmişteki tanm polrtikala- nnın başıbozukluğunu Öne sürüp, haklı oldu- ğunu söyleyenler yok değil. Ne yar ki, tanm ABD ve AB'de de sübvanse ediliyor. MHP'nin, bu konuda da temelde ulusal ta- rımı korumayı hedefleyen bir politikası yok. Devletin tohum geliştirme merkezleri özel çiftliklere dönüştürülerek özel ellere kaydınlı- yor, Türkiye Batı'nın yeni genetik tohum araş- tırmalarının kobay ülkelerinden biri haline gel- me tehlikesıyle burun buruna, ama MHP'den bu konuda da itiraz yok. Sonra ne oluyor? MHP'li Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, bitki tohumlarına ülkücülerin simgesi adlar takarak ulusal tanma katkıda bulunuyor. Bu kafa! Ah bu kafa!.. Yılmaz MKYK'yi topladı Enfiasyon hedefi yukan çekilebilir AYŞE SAYTN ANKARA - ANAP Genel Başkanı \e Baş- bakan Yardımcısı Me- sut Yılmaz. 7. Olağan Büyük Kongre önce- sinde son kez topladı- ğı Merkez Karar Yö- netim Kurulu (MKYK) toplantısm- da kongreden çok eko- nomiyi değerlendirdi. Ekonomik program- da revizyona gidilme- sinin söz konusu olma- dığını belırten Mesut Yılmaz, "Ancak enf- lasyon hedefi yukan çekilebilir r dedı. Programı eleştıren- lenn yeni bir alternatif ortaya koyamadığını kaydeden Mesut Yıl- maz. "O nedenle biz programı eleftirmeviz, ancak daha iyi uygula- nz diyebiliriz" görüşü- nü dile getirdi. Yümaz'ın MKYK'yi topladığı saatlerde ise daha önce milletvekili adayı olan Türk halk müziği sanatçısı Necla Akben, genel başkan- lığa adaylığını açıkla- dı. Akben'le bırlikte Yılmaz'a karşı rakip sayısı 4'e yükseldi. ANAP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yar- dımcısı Yılmaz, 7. Olağan Büyük Kongre öncesinde, Merkez Karar Yönetim Kuru- lu'nu dün son kez top- ladı. Genel başkanlığa a- day olan MKYK üyesi Lütfullah Kayalar top- lantıya katılmadı. Yönetmeliklerin tamamının Talim Terbiye Kurulu'nun onayı ile hazırlandığmı söyledi Durmuş topu MEB'e athANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Sağlık Bakanlı- ğı'nın, sağlık meslek li- selerinde cinsel ilişkiye girdiği saptanan öğren- cilerin okuldan atılması- nı öngören yönetmelik düzenlemesi yoğun tep- kılere neden oldu. Eği- tım-Sen. Cumhurbaşkanı Ahmet \ecdet Sezer'in, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u azlet- mesini iste- di. Sağlık Bakanı Osman Durmuş ise yö- netme- likle- rin ta- • Sağlık Bakanlığrnın, sağlık meslek liselerinde okuyan öğrencilere 'bekâret' zorunluluğu getirmesi büyük tepkiye neden oldu. Eğitim-Sen, Cumhurbaşkanı Sezer'in. Bakan Osman Durmuş'u azletmesini istedi. ma- mınm Millı Eğitım Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu ıle Başba- kanlık'ın görüşleri ve onayı alı- narak çıkanldığını belirterek "Bu da ö\ le olmuştur. Biiriin \ ö- netmelikler VIOli Eğm'm mühiir- lüdiir" dedı. Cumhuriyet Kadınlan Derne- ği (CKD) Genel Başkanı Avukat Şenal Sanhan, MEB'in dısıplin yönetmelığınde daha önce yer alan ve "iffetsizlik'" gibı genel ve kanıtlanması hukuki v enlere da- yanmayan bir kavramın, bu kez "fiıhuş yapmak ve cinsel ilişkiye girdiği tespit edilmiş olmak" bı- çimine dönüştürüldüğünü belir- terek, "Bu iki kavram da hukuk- sal olmaktan uzaktir" dedi. Eğıtim hakkının, bireylerin sahip olduğu temel haklardan bın olduğuna dikkat çeken San- han. bireylerin özel yaşamlan- nın ya da toplumca kabul edilen ahlak değerlenne uygun davra- nıp davranmamasının eğitim hakkı önünde bir engel olamaya- cağının altını çızdı. CHP Merkez Yönetim Kuru- lu (MYK) üyesi Prof. Dr. Haluk Koç, Sağlık Bakanhğı'nca çıka- nlan bu yönetmeliğin. bugün dev let yönetıminde bulunan "il- kel ideoioji ve onun temsilcileri- nin" kadına bakışını ve verdiği değeri açıkça ortaya koyan bir örnek olduğunu kaydetti. Sendi- kacı Yaşar Seyman, bugün Tür- kiye'de onlarca yakıcı sorun varken ölüm oruçlan nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen gün artıyorken Sağlık, Tanm ve Köyişleri gibi MHP'li bakanlıklann son derece gerek- siz ve yüzeysel işlerle uğraştık- lannı, ülkede yaşanan utançla- nn üzerine her gün yeni bir u- tanç eklediklerini söyledi. Eğıtım-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de, Sağlık Ba- kanı Durmuş'un istifa etmesi ya da Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer tarafından azledilme- si gerektiğini söyledi. Bakan Baykaldan Gökalp'e eleştiri Türk tanmı dışa teslim edildi ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. MHP'li Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gö- kalp'i eleştirerek "Türldye, tarihinin en teslninyetçi tanm ve iktisat poütikala- nna teslim edilmiş durumda" dedı. TZD'nin 52. ku- ruluş yıldönümü ne- deniyle Ankara Ti- caret Odası'nda (ATO) toplantı dü- zenlendi. Baykal, yaptığı konuşmada, Türkiye'de tanmsal desteklemenin kal- dırıldığını, bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı- nı söyledi. Baykal, Gökalp'in, ulusal bir tanm politikası yönündeki çabalan- nı takdirle karşıla- dıklannı belirterek "Milliyetçi olduğu- nu söyleyen partiler iktidarda, ama Tür- kiye, tarihinin en tes- limiyetçi tanm, ikti- sat politikasına tes- lim edilmiş durum- da. Bunu kesinlikle kabul etmiyonım" dedı.Toplantıda ko- nuşan Bakan Gö- kalp, Türkiye'de ha- len bir tanm yasası bulunmadığmı be- lirterek tarımda 1940-1950'lerde başlayan ilerleme- nin 1960 ve 1970'lerde ihmal edildiğini kaydetti. TZD Genel Baş- kanı tbrahim Yetkin de Türkiye'deki ta- nmsal sorunlann IMF'nin formülleri doğnıltusunda çö- zülmeye çalışılma- sının yanlış olduğu- nu belırtti. Konuş- maların ardından "TZD 52. Kuruluş Yıldönümü Ödulle- ri" dağıtıldı. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Ecevit, Derviş ile Bahçeli arasmda aracı olacağına ilişkin sözleri yalanladı MHP'de rahatsızbk büyüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin ikinci büyük ortağı MHP ile Dev- let Bakanı Kemal Derviş ara- Devlet Bahçeli sındakı gerilım sürüyor. Baş- bakan Bülent Ecevit, Bahçe- li ile Derviş arasında kendi- sinin aracılığını gerektirecek bir durumun olmadığını sa- vundu. MHP Grup Başkan- vekili MehmetŞandır, partı- sinin Derviş sorunu olmadı- ğını belırterek kendilerine yönelik suçlamalan reddettı. Birtakım çevrelerin laf üre- terek, siyaseti suçlama, hü- kümete karşı güvensizlik oluşturma niyetinde olduk- lannı ileri süren Şandır. "Ko- nunun ekonomik krizin se- bebi olarak gösterilmesi, bu- radan hareketle MHP'nin suçlanmasmın ülkeye fayda- sı yok" diye konuştu. Uzlaş- ma gerekçesiyle ödün veren MHP'nin, durumu tabanına anlatamadığı, artık bu nokta- dan sonra gen adım atması- nın söz konusu olmadığı di- le getirildi. Bahçeh'nin yakın çevresi- ne Derviş'le ılgılı olumsuz değerlendirmeler yapmayı sürdürdüğü öğrenilirken MHP'li milletvekillerinin seçim bölgelennde tabanla- nna, verilen ödünleri anlat- makta zorlandıkları kayde- dildi. Bu nedenle MHP'nin Derviş konusundaki olum- suz tavn ve ısrannm sürece- ği belirtildi. Başbakan Ecevit, önceki gün basında Derviş ile MHP arasında arabuluculuk yapa- bileceği yönünde kendisine atfen yayımlanan haberi dün yalanladı. Ecevit, yazılı açıklamasında, kendi ağzın- dan yazılan "Derviş için ara- cı olurum" haberini anımsa- tarak a Ben böyle bir şey söy- lemedinT dedi. Ecevit'in açıklamayı. haberin yayım- landığı ve Bahçeli'nın ara- bulucuya gerek olmadığı şeklinde Aksaray'da gazete- cilere demeç verdiği gün yapmaması dikkat çekti. Ecevit'in MHP ile Derviş arasındaki ilişkilerkonusun- da "İlişkiler bir ara gerilmiş- ti. Ama o gerginlik konusu ortadan kalktı" değerlendir- mesi yaptığı öğrenildi. Kemal Derviş Durmuş dün bakanlık çıkışında gazetecilerin soruları üzenne, şunlan söyledi: u Yönetmelik kanunlara aykı- n olamaz. Böyle bir şe> yokrur. Bekâret muavenesinin tek istek mercü, savcılık ve mahkemeler- dir. Babası, annesi istese dahi erişkin bir kişiye bekâret mua>e- nesi yapamazsınız. Savcılık ve mahkeme karan olmak kaydıy- la bu yapılabilir. Erişkin olma- yanlann, vasilerin istemesi ile savcüık karanyla bekâret mu- ayenesi yapılabüir. Oiay bu. Ebe- veynleri iste>ince hekimler mu- ayene etmez, ederse suç işler- terTDurmuş, yönetmelikte daha önce "iffetsiriik'' olarak yansı- yan geniş kavramın BM Çocuk Hakları Bildırgesi'ndeki "fuhuş vecinsel ilişki" ka\ ramı ile değış- tirildığini söyledi. Gökalp: Görevimi yaptım 'Ülkücü tohumlar'a savunma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üretilen tohumlara siyasi görüşü doğrultusunda < *ûlkücü w adlar vermekJe eleş- tirilen Tanm ve Köyişleri Ba- kanı Hüsnü YusufGökalp, ad- iann "tohumlan ıslah eden bi- Bm adamlanrun isimleri" ol- duğunu savundu. Gökalp, Ta- nm Bakanı olarak buradaki gorevinin yalnızca bu adlan tescil etmek olduğunu söyle- di. Gökalp, Türkiye Ziraatçiler Derneği'nin 52. kuruluş yıl- dönümü toplantısına gelişinde gazetecilerin sorulannı yanıt- .ladı. Bazı tohumlara Türk ün- iülerinin isimlerini verdikleri- nin ve bunlann basında "ülkü- cü tohumlar" biçimmde yer aldığımn anımsatılması üze- rine Gökalp. bu yönde bir ça- hşmalannın bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin genetik mü- hendisliğinde de söz sahıbi ol- oıası gerektiğini anlatan Gö- kalp, Türkiye'de yetiştirilen tohumlara venlen adlann bu tohumlan ıslah eden bilim adamlannın isimleri olduğu- nu kaydetti. Gökalp, Tanm Bakanı ola- rak buradaki gorevinin yalnız- ca bu isimleri tescil etmek ol- duğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "(fc-nek olarak, Turan isim- B tohum, bizim araştırmacınu- zm, Almanya'da ihtisas yapan, doktora yapan düm a çapmda- ki bir araştırmacunızm soyadı- 1 dır. Kırgız Eskişehir'dtki bir j köyümüzün adıdır, Orhanga- n Bursa"daki bir ilçemizin adı- dır, Fırat adma türküler yakı- lan, şarküar sö> lenen. Fılmler çevrilen, birçok barajınua kurduğumuz bir nehrimizin adıdır. Alparslan da >ine bizim araşOrmacımtan so>adıdır ve Alparslan da Anadolu'yu Türkleştiren kumandanın adı- dır. Peki bu adlar verümeyecek de, hangi adlar verflecekV' SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Milliyetçilik, Avrupa'da Fransız Ih- tilali'yle vücut buldu, Sanayi Devri- mi'yleyaygınlaştı. Milliyetçilik, Avru- pa'da, feodalizmi yıkan burjuva de- mokratik devrimlerinin ürünüydü. Burjuvazi, bir milli pazar ekonomisi temelinde milliyetçiliği geliştirdi. Bur- juva demokratik devrimlerinin ardın- dan bütün Avrupa'da ulus devletler kuruldu. Ulus devletin kurulmasıyla burju- vazi, iktidan ele geçirdi. Bu iktidar mücadelesi sırasında burjuvazi, emekçi sınıfiarın tepkilerini de kendi peşine taktı ve milli devrimı bir ''mil- li konsensüs"\e gerçekleştırdi. Milli- yetçilik, 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl bo- yunca Avrupa'da gelişen bir ideolo- jik akım haline geldi. Burjuvazinin ge- liştirdiği milliyetçiliğe karşı Avrupa'da emekçileri savunan yeni bir akım da- ha boy verdi. Bu akım Marksizmdi. • • • Osmanlı Imparatorluğu'nun son dönemine rastlayan Avrupa'daki mil- liyetçilik cereyanlan, Osmanlı'yı da etkiledi. önce Balkanlar'daki uluslar, Osmanlı'ya başkaldırdılar. İkinci Meşrutiyet, Osmanlı topraklan için- de gelişen milliyetçi hareketlerin bir ittifakı olarak gündeme geldi. Türk milliyetçiliği de bu süreç içinde bes- lenip büyüdü. Türk milliyetçiliğinin ilk öncüleri, daha çok Selanik gibi Os- manlı'nın Avrupa yakasındaki kent- lerinde ortaya çıktı. Akçuralı Yusuf, Ağaoğiu Ahmet, Köprülüzade Fu- at ve Ziya Gökalp, Türk milliyetçi- liğinin ilk teorisyenleriydi. Bu isimle- rin çoğu, Anadolu dışından gelmiş- lerdi. • • • Türk milliyetçiliğinin örgütlü bir akım haline dönüşerek ulusal devle- ti yaratması ise Ulusal Kurtuluş Sa- vaşı'yla mümkün oldu. Kemalizm, ulusal devleti yaratan bir modemleş- me akımı olarak şekillendi. Kema- lizm, tutucu Islamcılıkla, feodal dü- Göçebe Milliyetçiliği... zenin kurumlanyla hesaplaşarak, "muasır medeniyet" düzeyine ulaş- mayı önüne hedef olarak koydu. Cumhuriyetin kuruluş yıllan önem- li bir modernleşme atağıydı. Bir an- lamda milli devrimdi. Her milli dev- rim gibi, şiddetli bir iç hesaplaşmayı da beraberinde getirdi. Ulus devle- tin kuruluş aşamasında, tabii ki o dö- nemde cılız olan emekçi sınıflar, ken- di ağıriıklannı koyamadıkları için mil- li devrimin demokratik ayağı gelişe- medi. Anadolu'daki feodal ilişkilerin güçlü varlığı, Cumhuriyet yönetim- lerine direndi, zaman zaman iktidar- lann içinde yer alarak kendi varlığını korumayı büyük ölçüde başardı. Cumhuriyet tarihı bu anlamda ile- riyfe gerinin, modern olanla çağdışı olan arasında bir hesaplaşmayı için- de banndırdı. Ulus devleti kuran Ke- malist önderlik, asıl olarak modern ve ileri olanı temsil ediyordu. Yer yer tutucu, yer yer geri sistemle uzlaşıcı yönleri olsa da Cumhuriyeti kuran ekip, kuruluş yıllarında önemli dev- rimci değışikliklere imza attılar. Ke- malizme, modernleşme milliyetçiliği de diyebiliriz. ••• 1940'larda, İkinci Dünya Savaşı yıllarında hortlayan Turancı milliyet- çilik, Nazi rüzgânnın bir parçasıydı. Nazi işbirlikçisi bu akım, İkinci Dün- ya Savaşı'nda Nazilerin yenilmesiy- le etkisini yitirdi. 1960'ların basında yeniden filizlenen ve "ülkücü" adıy- la piyasaya sürülen milliyetçilik ise Türkiye'nin sola açılmasının önüne konan bir millıyetçilikti. "Tann dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman" sloganını kullanan bu milliyetçilik, Anadolu'da yaşayan feodal geleneklerden güç alıyordu. Cumhuriyet dönemi milliyetçiliği bir modernleşme akımı iken, "ülkücü milliyetçilik" değişıme direnen kaba bir muhafazakârlığı temsil ediyordu. Kaba şiddete dayanan bu milliyetçi- lik, 1980'lere kadar ABD'nin bölge- deki hesaplannın bir aleti olmaktan, askeri darbelere payandalık etmek- ten öte bir işlev yerine getirmedi. • • • Son dönemde MHP'li bakanlann tavırlanyla yeniden gündeme gelen "tohum"ve "namus" milliyetçiliği, iş- te bu feodal sosla zenginleştirilmiş, modernleşmeye ve demokratıkleş- meye direnen göçebe mılliyetçiliğini temsil ediyor. Türkiye, modern dün- ya ile arasındaki açığı kapatmaya, ekonomik krizi aşmaya çalışırken iş- te bu göçebe milliyetçiliği engeline takılıyor. • • • MHP'de net bir şekılde ıfadesını bulan, ancak modernleşmeyı savu- nan bazı kesimleri de etkisine alan bu tutucu milliyetçilikle hesaplaşma- dan, Türkiye'nin bu zor dönemi aş- ması olanaksızr gibi gözüküyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear