Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
19 HSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başbakan
EcevrTin çevirisi
• ANKARA (AA)-
Başbakan Bülent
Ecevit'in, Ingiliz şair
Rudyard Kipling'den
çevirdiği "Adam Olmak"
adh şür, yann bir özel
etkinlikte izleyiciye
sunulacak. Devlet
Konservatuvarlan
Mezunlan Dayanışma
Derneği tarafuıdan
ODTÜ Kültür ve Kongre
Merkezi'nde düzenlenen
organizasyonda, dünya
şiirieri ve şarkılanndan
örnekler de yer alacak.
ence davası
y'da
• ANKARA (AA)-
Manisalı gençlere işkence
yaptıklan gerekçesiyle 10
polisin mahkûm olduğu
davanın temyiz duruşması
Yargıtay 8. Ceza
Dairesi'nde bugün
yapılacak. Polis
memurlan 26 Aralık
1995'te, yasadışı
DHKP/C örgütûne
yönelik yapılan
operasyonlarda gözaltına
alınan gençlere işkence
yaptıklan gerekçesiyle
yargılanmışlardı. Yargıtay
8. Ceza Dairesi, temyiz
istemine ilişkin karannı
daha sonra açıklayacak.
Balina
operasyonu
• İZMİR (Cumhuriyet
Biirosu)- "Balina
operasyonu" olarak
bilinen, hayali ihracat ve
naylon fatura
operasyonunda gözaltına
alınan 114. sanık olan
eski Ankara Gelirler
Müdürü Lütfi Eroğlu,
sorgusunun
tamamlanmasının
ardından Izmir DGM'ye
sevk edildi. Günalteks,
Olkarteks, Koza ve Abay
Tekstil fîrmalannın
usulsüz vergi iadesi
alabilmeleri için teyit ve
belge düzenleme
işlemlerini bürosundan
yörüttüğü iddia edilen
Eroğlu, emniyette
suçlamalan reddetti.
CHPPM
toplanıyor
•ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
CHP Partı"Meclisi (PM),
bugün Genel Başkan
Deniz Baykal
başkanlığında toplanacak.
PM, istifalan görüşecek
vehaziran ayının ilk
yansında yapılması
planlanan olağan
kurultayın tarihini
bejrleyecek. PM'den
Prûf. Dr. Emre Kongar,
Murat Karayalçın,
Mehmet Moğultay ve
Memet Yula'nın
istfasıyla boşalan
üyeliklere Orhan Sûr ve
Mehmet Tomambay
geirildi. Yedek listeden
PN'ye giren Nihad
Mıtkap da isrifa ettiği
içh PM'de hâlâ iki üyelik
bo> bulunuyor.
Hakim ve savcriar
tcpfietti
•ANKARA (ANKA) -
Hârimler ve Savcılar
Yiksek Kurulu (HSYK),
adi ve idari yargıda
gcrevyapan 1207
basavcı, hâkim ve
sacının bir üst dereceye
yîkseltilmesini
kaarlaştırdı. HSYK, 2
yılık yükselme sürelerini
tanamlayan başsavcı,
hâim ve savcılann
lisesini Resmi Gazete'de
ya'imladı. Toplam 1207
hâim ve savcının bir üst
deeceye yükseltildiği
liseye göre 211 kişi de
bıadan böyle birinci sınıf
inelemeye tabi tutulacak.
Seçim sistemi değişikliği önerisi hazırlayan birlik, seçilme yaşının 25'e düşüriilmesini istedi
TOBB: Baraj yüzde 5 olsıııı• Ara seçimlerin kaldınlması savunulan TOBB raporunda, siyasi
partilerin hazırladıklan ortak listelerle seçime girme olanağı
tanınması gerektiği vurgulandı.
SERTACES melere ilişkin raporunun ardından Se-
çimYasası'nmdeğiştirilmesini isteyen
ANKARA - Ekonomik bunalım ne- bir öneri hazırlattı. Prof. Dr. Ergun Oz-
deniyle hükümetin istifasını isteyen, budun başkanlığında bir komisyona
Siyasi Parriler Yasası ile Seçim Yasa- hazırfattınlan 120 sayfalık çalışmanın
sı'nın değiştirilmesini gündeme getiren
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB), seçim sistemi ile ilgili rapor
hazırlattı. TOBB'nin önerisinde 550
milletvekilinden 100'ünün Türkiye
milletvekili olması ve barajm yüzde
5'e düşürülmesi istendi. Milletvekili
seçilme yaşının 25'e düşürülmesi, ara
seçimlerin kaldınlması savunulan ra-
porda, siyasi partilere hazırladıklan or-
tak listelerie seçime girme olanağı ta-
nınması gerektiği vurgulandı.
TOBB son 10 yıllık ekonomik geliş-
kitap olarak bastınlmasının düşünül-
düğü kaydedildi.
Değişiklik önerisinin gerekçesinde,
Türkiye tarihinde birçok seçim sistemi-
nin denendiğine dikkat çekildi. Gerek-
çede, "Doiayısıyla bir derecede şu ya
da bu seçim sisteminin >eğknmcsi, uÜa-
şümak istenen siyasal amaçlaıia yakın-
dan ilgfli oiacakür" denildi. Her siyasi
partinin kendisinin iktidar olmasını art-
tıncı, rakiplerinin oyunu azaltıcı bir se-
çim sistemini savunabileceği anlatılan
gerekçede, "Zaman içinde siyasi güç
dengesinde ortaya çıkabilecek değişik-
Bklere bağjı olarak tamamen farkh ta-
lepler ortaya sürülebileceknr" göriişü
dile getirildi.
Küçükken daha adil bir seçim siste-
mini savunan bir partinin, oyîannı art-
tırmasının ardından kendisine yaraya-
bilecek bir sisteme geçilmesini istedi-
ği vurgulanan gerekçede şu görüşler
dile getirildi:
"Türk siyasalyaşamının demokratik
çerçevesinin gûçlendirilmesi, siyasal
partiler sisteminde parçalanmışlığm
aşılması zorunlu görülmektedir. Bunun
da yolu merkez/ıhmh partilerin güçkn-
dirümesinden geçmektedir.''
Gerekçede, Fransa'da uygulanan iki
turlu dar bölge çoğunluk sisteminin,
parçalı siyasi yapı ve ittifak geleneği-
nin zayıflığı nedeniyle Türkiye'de uy-
gulanmasımn sakıncalara neden olaca-
ğı dile getirildi. Bu sistemin Türkiye
için diğer sakıncalan da nüfuz ve eko-
nomik kaynaklara sahip kişilerin, et-
nik, dinsel ve mezhepsel blok oylar ne-
deniyle diğer kümelerin temsil edile-
memesı olarak anlatıldı.
Türkiye'deki olumsuzluklann gide-
rilmesi, çok yakınılan "bderier sulta-
s"nın kınlabilmesı için önenlen ana-
yasal ve yasal değişiklikler şöyle:
• 550 müietvekflinden 100 taoesmin
ülke seçim çevresindcn seçilmesi
• Milletvekili seçilme yaşının 25'e
düşürülmesi.
• Milktvekflkrinin flkre tahssyön-
teminde il nüfüsunun yanı sıra seçmen
sayısmın da hesaba dahil edflmesL
• Anayasa önerisine paralel olarak,
ara seçimin kaldınlması ve boşalan
milletvekilliklerinin ulusal seçim çev-
resinden tamamlanması.
• Siyasal partikrm ortak Kste fle se-
çime gidebflmelerine olanak veribnesL
SEZER'LE GÖRÜŞTÜ
Çiller, SPYign
destekistedi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bûrosu)-DYP Ge-
nel Başkanı Tansu ÇU-
ler, Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in de
Siyasi Partiler ve Seçim
Yasası'nda değişiklik
yapılmasım istediğını
söyledi.
DYP Genel Başkanı
Çiller, dün Sezer ile gö-
rüştü. Çiller, Çankaya
Köşkü çıkışmda yaptığı
açıklamada, ülkede se-
çim olsun ya da olma-
sm, milletle Meclis'i
birleştirecek yasalann
ele alınması gerektiğini
söyledi. Çiller, Sezer'e
Siyasi Partiler Yasası,
Seçim Yasası ve seçim
dönemlerinde siyasi
partilerin harcamalan-
nın Avrupa Birliği
normlannda denetlen-
mesiyle ilgili yasalann
değiştirilmesi isteklerini
ilettiğıni kaydetti.
Çiller, "Memnuniyet-
ie gördük ki Sayın Cum-
hurbaşkanımız, Siyasi
Partüer ve Seçim Yasa-
sTndakideğipktiğihara-
retleistemektedir.Bude-
ğişikliğiıı içeriği eDbette
tarbşıbcaktır" dedi.
'Hastatavuk'
öte yandan, Çiller,
dün partisinin grup top-
lantısında hükümetin
IMF karşısındaki duru-
munu değerlendirirken
"THkmingözüne bakan
tavıık gibi bipnotize ol-
muş dunımda, Tûrld-
ye'yebirflerinintayinet-
tinİdiği bir durum" gö-
rüşünü dile getirdi. Çil-
ler, Başbakan Ecevit'i i-
ma ederek "En uzun
nutku 2 dakika, K r so-
ru sornhırsa da cevabı
kısa; 'Şimdilik bilmi-
yorum' myw" diye ko-
nuştu. Çiller,Cumhurbaşkanı Sezer'kgörusmesidenınemnuııaynkh. (AA)
MHP: Derviş IMF mutemedi
EMİNEKAPLAN
ANKARA - Hükümetin
MHP kanadı, ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Ke-
mal Derviş'in "knrtanave
umot oiarak" sunulmasın-
dan rahatsızlık duyuyor.
Derviş'in kendisini diğer
bakanlann üstünde gördü-
ğünü savunan MHP yöne-
ticileri,Derviş'üı DSP'ye
girmesini zorlamaya dönük
politika izliyor. MHP kur-
maylan, "DMF, kredi için
bazı yasalann çıkmasını
şart koşnyor. Deniş'i de
mutemedi olarak görüyor"
görüşünü dile getirdiler.
MHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Dev-
let Bahçeli'nin, Bakanlar
Kurulu'nun hafta başmda
yapılan toplantısında çiftçi-
lerin borçlarmın ertelenme-
sini isteyen MHP'li Tanm
ve Köyişleri Bakanı Hüsnû
Yusuf Gökalp'e "Buraya
gefirken çahş" diyen Der-
viş 'i "Üshıbunuza dikkat
edin" diyerek uyarması
dikkat çekti. MHP kurmay-
lan, "Biz baştan beri Der-
viş'inDSP'yegirmesmi öne-
MHP, DSP'ye girmeme-
si durumunda ekonomik
programda sağlanacak ba-
şarının Derviş'e mal edile-
ceği, yaşanacak bir başan-
sızlıkta da hükümetin suç-
lanacağı kaygısım taşıyor.
Bir MHP kurmayı, uzun
yıllardır ABD'de yaşaması
• MHP, DSP'ye girmemesi durumunda
ekonomik programda sağlanacak başannın
Derviş'e mal edileceği, yaşanacak bir
başansıziıkta da hükümetin suçlanacağı
kaygısım taşıyor.
riyoruz. Bakan Derviş'in
hükümetin hiçbir bakamn-
dan farkı yok" dediler.
Derviş'in "kurtanaveu-
nmt olarak" gösterilmesi-
ne tepki gösteren MHP kur-
maylan, "BuprogramDer-
viş'in değil hükümetin
programKnr* dediler.
nedeniyle Derviş'in ülke
gerçekleri konusunda ye-
terli bilgiye sahip olmadığı-
nı ileri sürerek şu görüşü di-
le getirdi: "Krizin hemen
ardmdan Merkez Bankası
için 7 isim düşünülmüştü.
Derviş de bu isünler arasm-
daydL Tercih edUmesinin
başhca nedeni Dünya Ban-
kaa'nda görev yapıyor ol-
masıvedış destekkonusun-
da avantaj sağlayacağuun
düsünülmesidir. IMF, Der-
viş'i mutemedi olarak görû-
yor. Eğer30mfiyar dolar gi-
bi bir destek gefirseDerviş'i
getirdiğiınize değer."
Bahçeli'nin, milletvekil-
lerinden ekonomik progra-
mı her yerde savunmalannı
istemesine karşmparti için-
de eleştiriler yüksehneye
başladı. Yozgat Milletveki-
li Mesut Türker, TBMM
Genel Kurulu'nda gündem
dışı yaptığı konuşmada, son
yıllarda dış odaklarca yazı-
lan yanlış reçetelerin uygu-
landığını belirterek bu reçe-
teler uyannca Türk insanı-
nın ranta ve spekülatif ka-
zanç ekonomisine yönlen-
dirildiğini söyledi.
DuRMUŞ'A SUÇLAMA
Ithal ilaç
istifalan
• Ithal ilaç konusundaki
görüş aynlıği, Sağlık
Bakanlığı'nda bir süredir- var
olan anlaşmazlıklan su
yüzüne çıkardı.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
sn) - Sağlık Bakanhğı Müstesan
Prof. Dr. HahıkTokuçoğhı, müste-
şar yardımcılan Semih Yaiçın ve
Harun Doğru ile Hukuk Başmüşa-
viri Hasan Tunç görevlerinden is-
tifa ettiîer. Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'u üstü örtülü ancak ağır
ifadelerle suçlayan Tokuçoğlu, is-
tifasını "üshıp ve yönetim anfaiyqı
6u-kfahğı
n
gerekçesıne dayandırdı.
Istifalann Tokuçoğlu'nun devletin
ilaç ithal edebileceğini söylemesi-
nin ertesi günü, Durmuş'un ilaç
firmalanyla anlaşarak sabit kuru
kaldırmasmdan sonra gebnesi dik-
kat çekti.
Ithal ilaç konusundaki görüş ay^
nhğı Durmuş ile 25 yıllık arkada-
şı olan Müsteşar Haluk Tokuçoğ-
lu'nun arasındaki yönetim anlaş-
mazlığını su yüzüne çıkardı. To-
kuçoğlu, önceki gün ilaç firmala-
nyla anlaşma sağlanarak ithal ilaç
fıyatlannda dolar kurunun serbest
bırakıhnastnm ardından, dün sa-
bah saatlerinde görevinden isrifa
etti. Tokuçoğlu, isrifa dilekçesin-
de "Bakanhktaki geüşmekr, be-
nün açımdan bu görevi laydayla
sürdürmeme engel olacak bir ma-
hiyet arz etflg iç^ı bn görevimden
istifa ediyorum" dedi.
Üslnp ve yönetim
Tokuçoğlu üslup ve yönetim an-
layışı farklıhğııun bakanlık işleri-
ni olurnsuz yönde etkilemeye baş-
ladığım belirtti. Tokuçoğlu, mûs-
teşar yardımcılan ve hukuk müşa-
virinin de aynı nedenlerle görevle-
rinden aynldıklannı bildirdi. Sağ-
lık Bakanlığı'nda görevde bulun-
duğu 2 yıllık süre içinde büyük de-
neyimler yaşadığını kaydeden To-
kuçoğlu, şunlan söyledi:
"Köklü ve sarsıbnaz sandığım
dostiuklann koftnk uğnma kâğıt
knklergibiyılaknğmıiçimburku-
larak gördüm."
Tokuçoğlu'nun yerine Müsteşar
Yardımcısı Mevhıt Mercan vekâ-
letedecek.
IRMIKIAYDEV ENGtN aengin(5 doruk.nettr.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB), 'Savurganlık
Ekonomisi' adını verdiği bir ra-
por hazırlattı. Önceki akşam
çok az sayıda medya kurulu-
şuna iletilen, o yüzden de az
kişinin görebildiği, duyabildiği
rapor, son on yılın savurganlık
dökümünü sergiliyor.
12 kalemde toplanan Sa-
vurganlık Ekonomisi Raporu,
'Toplam 195 milyar dolar çö-
pe atıldı' başlığıyla sunuluyor.
Katrilyon liralar, milyar do-
lariarla feleğimizin şaşırdığı,
ortaya çıkan rakamlann anla-
mını ölçmekte ufkumuzun ye-
tersiz kaldığı bir gerçek. Arna
gene de Kemal Derviş'in bat-
mış ekonomiyi ayağa kaldır-
mak için 10-12 milyar dolan
yeterli bulduğunu anımsarsak
TOBB raporundaki 195 milyar
dolann nasıl da tüyler ürperti-
ci olduğunu kavramak müm-
kün.
Ama toplam rakama bakıp
ah-vah etmektense, raporun
aynntısına, kalemlerine geç-
mek daha doğru.
Artık 640 milyon, 960 mil-
yon dolarlar bizi heyecanlan-
Dört Kara Delik Biri Hâlâ Delik
dırmıyor. Gerçi ben sadece ve
sadece yanm milyon dolariık
bir avantaya konsam, anında
çekmecelerimi boşaltıp, mes-
leğe de, sektöre de, çalışma-
ya da paydos deyip, günleri-
mi Ege kıyılannda, bir zeytin
ağacının altında denize çakıl
taşlan fırlatarak geçirmek üze-
re yeni bir hayata başlayaca-
ğım {Aaaaah, offfff, pü-
OCıffff!..). Ama olsun, yine de
öyle 640 milyon dolariık, 700
milyon dolariık savurganlıklar
beni kesmiyor. O yüzden, ra-
porda savurganlık şampiyonu
olarak sunulan ilk dört kalemi
ele alacağım.
Birinci: Faizler!
Rapor bunu, "Devletin iç
borçlanma kısırdöngüsünde
ha bire yükseltmek zonında
kaldığı iç borç faizleri'olarak
tanımlıyor. Tastamam 95 mil-
yar dolar. Yani toplamın tasta-
mam yansı. Bu savurganlığın
sorumlusunun salt devlet olup
olmadığı tartışmalı. Dahası,
buna savurganlık mı, yoksa
'siyasetçi destekli devlet sö-
ğüşlemesi' demek mi gerekti-
ği de bir iyitartışılmalı.
On yıl boyunca siyaset es-
nafı köylüye destek alımı, eşe
dosta memur kadrosu yaratı-
mı, korucubaşı rolüne soyun-
muş feodal prenslere para, er-
zak, silah odemeleri için 'ben-
den sonra tufan' mantığı ile de
devleti borçlandırdı. Bunun
düzeneği pek yalındı. Banka-
lar sizin, bizim emekli dede-
mizin, üç kuruş biriktirmiş ba-
bamızın tasarruflanna yüzde
70-80 faiz verip, topladıklan
paraları devlete yüzde 140,
yüzde 160 faizlerle borç ver-
diler. Bu vurgundan pay alan-
lar o zamanlar kalkıp, "Yahu
bunun sonu yok. Bu saadet
zinciri biter. Bittiğinde ülke
ekonomisi çöker" demedi.
Şimdi kalkıp bunu savurgan-
lık diye nitelemek, suçlu is-
kemlesine de siyasetçileri tek
başlanna oturtmak pek ada-
letli değil.
Raporu hazırlayan TOBB'nin
sanayicileri üretim yapmaya
boş verip, tüccarlan kazançla-
nnı yatnma yöneftmeyi düşün-
meyip, son on yıl içinde repo,
owernight faiz, falan filandan
ne kadar para kaptıklannı bir
açıklasalar iyi olacak.
Ikinci sırada, KTTIerin em-
dikleri kamu kaynağı var. Son
on yılda toplam 32.2 milyar
dolar.
önce, birinciyle rtdnci ara-
sındaki farkı gözden kaçırma-
manızı öğütlerim. Böyleceson
on yılda ülkeyi batağa sürük-
leyen esas suçluyu apaçık gö-
relim.
Ama gene de KlTlerin ya-
rattığı kara delik de pek okka-
lı. Hani on yılın son ikisinde
Krriere ödenen parayı, tutup
Kemal Derviş'e versek, adam-
cağız sevinçten zil takıp oy-
nardı.
Savurganlık kürsüsünün
üçüncülük basamağında, 20
milyar dolarla kamu bankala-
nnın 'görev zaran' var. Birke-
re 'görev zaran' gibi cilalı laf-
laria gerçeği gizlemelerine izin
vermeyelim. Bu, bal gibi, ka-
mu kaynaklannın kamu ban-
kalan aracılığıyla söğüşlenme-
sidir.
Yani siyaset esnafının seçim
yaklaşınca oy depolanna ak-
tardıklan kaynaklann, seçim-
lerden sonra kendilerini Mec-
lis'e taşıyan yerel siyaset ba-
ronlanna diyet borcu ödemek
için yarattıklan kaynaklann ka-
mu bankalanna yüklenmesi-
dir.
Dördüncülükte ise 'fondaki
bankalann toplam zaran' diye
adlandınlan, hortumlanmış
bankalann kamunun sırtına
yıktığı yük var Tastamam 12.5
milyar dolar.
•••
Kemal Derviş'in programı,
ilk üç sırayı alan kara delikle-
rin kapatılmasına ilişkin önlem
önerileri içeriyor. Hükümetle
Derviş arasındaki gizli (hatta
açık) itiş kakışın sebebi de bu.
Hortumcuların açtığı dor-
düncü delik için önlem alınıp
alınmadığı ise bence ve bugü-
ne kadar malum değil.
Sizce de öyle mi?
POUTİKA GLONLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Suyu Arayan Toprak
Arkadaşımız Mehmet Faraç, yeni kitabı 'Suyu
Arayan Toprak'ta (Ozan Yayıncılık) Harran ve Fı-
rat'ın bin yıllık öyküsünü anlatırken tarihin bitme-
yen senfonisini dinletiyor okuriara...
Mezopotamya'nın o uçsuz bucaksıztoprakla-
' nndafilizlenen aşklar, Keldaniler'le dostluk kuran-
lar, Süryani kültürüyle yoğrulan Harran Üniversi-
tesi'ndeki sevgililer, acımasızlığın gölgesinde ya-
şananlar, sevincin uçurtmasıyla mavi gök altın-
da dolaşanlar öykünün başkahramanlan...
Bir maceral..
Bitmeyenbirtutku...
Harran ve Fırat'ın kutsallığı!..
Kitabı okurken 1970'li yıllan anımsıyorum...
Gaziantep'ten Şanlıurfa'ya geçmiştim bir eylül
sabahı...
Hava sıcaktı!..
Şanlıurfa çarşısında dolaşırken iki kenti karşılaş-
tırmıştım...
Gaziantep geceyi yaşarken Şanlıurfa'da yaşam
akşam ezanıyla bitiyor, herkes evlerine çekiliyor-
du...
Harran'da yoksulluk sanki bir alın yazısıydı...
Ben o yıllar suyun ateşle, yani yoksulluk ve ku-
raklıkla kavgasının Harran-Fırat arasında olduğu-
natanıkolmuştum...
Mehmet Faraç'ın kitabını okurken sabanın ilk
kez Harran'da toprağa değdiğini, tohumun ilk
kez orada boy verdiğini öğrendim...
Kuraklığın anası olan Harran, yaşamın sessizli-
ğini coşkuya dönüştürürken bizleri tarihin derinli-
ğine indiriyor...
"Harran'ı insanlılaştırma pol'ıtikalan sonraki yıl-
larda da sürdü. Kadenne ten\ edilmiş bu bölgeyi
yeniden diriltme çabalan sırasında, 1702 ve 1720
tariMeri arasında bu kez Doğu Anadolu ve Ege
bölgelerinden bazı aşiretler Harran'a yerieştirildi.
Bu aşiretler, hem bölgeyi eşkıyalardan korumak
hem de tanmla uğraşmak şartıyla bazı vergiler-
den de muaf tutuldu. Ancak bunda yine başanlı
olunamadı.
Mezopotamya'nın 700 yılı aşkın süre yalnızlı-
ğa mahkûm edilen bu topraklanna yeniden can
vermek mümkün olmadı. Bölgeyi canlandırabile-
cek tek unsurolan su sıkıntısının giderilememesi,
insanlan, bu çölü andıran topraklarda fazla ba-
nndıramadı. Harran tüm çabalara karşın Ortado-
ğu'dan bölgeye malgetirip götüren birkaç Bede-
vi kervanının gelip geçtiği bir viraneden başka
bir şey olamadı.
Ve uzun yıllar böyle geçti. Tektek Dağlan'nda
yalnızgezen ceylanlarHarran'; uzaktan izledi. Har-
ran'ın göbeğinde, Soğmatar Harabeleri'nde Hz.
Musa Kuyusu'na birkova inmedi. Soğmatar'da ne
Satûm, ne Güneş, ne Jüpiter ne de diğerleri...
Hiçbir gezegen tapınağının hiçbir misafiıi olma-
dı. Han El-Bar'ur Kervansarayı'nın 15. kilometre-
sindeki Bazda Mağaralan'nda hiçbir yaratığm se-
si yankılanmadı."
• • • î - -
u
Harran, Fırat'a hep ağıt mı yaktı? ^ ' - - - • '
öyküyü, Mehmet Faraç şiirsel bir dille anlatı-
yor...
Ve bugün... Okuyalım:
"Harran gûnûmûzde de yılda dört ûrün alınabi-
len bir tanm merkezi olma özelliğiyle dikkat çeki-
yor. YCızyıllar boyu bağnnda gizledıği Karaali Kö-
yü'ndeki şifalı sulanyla hastalara sağlık kazandın-
yor. Termal sularla seralarda üretilen rengârenk
bibeıier, sebzeler dünyanın dört bir yanına kargo
uçaklanyla taşınıyor.
Gölge orada artık kendini bulabiliyor. Eskisi gi-
bi uçsuz bucaksız, ortamında tek bir ağaç bile
olmayan kuru bir çöl değil Harran. Italyanlar ora-
da kavakçılığı geliştirme projesiyle metrelerce
yükseklikte kavaklar yetiştihyor. Bitkiler yeniden
can buluyor, meyveler yeniden dallardan sarkı-
yor. Kısacası, Harran artık yûzlerce yıl öncesinde-
ki görkemine dönüyor."
••*
Baskjya ve zulme karşı direnen insanlann öy-
küsü, bitmeyen bir senfoniye benziyor...
Kıraç topraklardaki kan davalan, sözde 'töre'
cinayetleriyle birleştiğinde acının fotoğrafları bir
bir düşüyor yüreklere...
Mehmet Faraç, "Bu kitapta ailem ve benim ço-
cukluğum var" derken ekrneği ve aşı, namlunun
ucunda, kaçakçı atiannın terinde arayan baba-
sını anımsıyor...
Su taşıyan kadınlar, acıyla buluşan genç kızlar,
çocuklar, işsiz gençler...
Peki Musa Akbaba'nın öyküsüne ne dersiniz?
ANAP'a oy vermişti, ama on yedi nüfusu doyu-
ramamıştı...
O Turgut Özal'a inanmıştı...
Sonra inancını yitirdi, çok az toprağından da ol-
du...
Oy verdiği sol kolunu, çalıştırdığı tohum maki-
nesine soktu...
Kolu paramparçayken haykırdı:
"Al sana Özal, al sana!"
hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyef
k i t a p I a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GÜNEYDOĞU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ilgılenmedı; on dört yaşında
yaşamın kırli sulannda yok olup gittı...
Sisli ve soğuk bir Dıyarbakır akşanuydı. Karanlığın gn gölgesi
evlerin, caddelenn, sokaklann üzenne düşüyordu...
Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. f4o:39/41
(34334)Cağaloğ)u-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyrt
^ Mtap kuBbü