14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 NİSAN 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA H J J v U l ı UIVİJ. / ekonomi(5 cumhuriyetcom.t 13 ŞİRKETLERDEN • V-BOOM, cep telefonlu yaşanun zorluklanna karşı sesi, ses tellerinden alıp karşı tarafa aktarma özelliğine sahip serbest konuşma cihazını Avrupa'yla aynı anda piyasaya sürdü. 25 dolara satılan araç, kalabalık ve gürültülü ortamlarda ses ulaştırma sorununa da çözüm getiriyor. • NOVARTIS'm, insüline bağunlı oimayan diyabet tipinin tedavisinde kullamlacak yeni bir ilaç sınıfinın ilk üyesi olan Staıüx, Avrupa Komisyonu'ndan onay akfa. StariLv, kandaki gükoz düzeyine duyarlı ve hipogüsemiye yol açma riski düşük. • PENTI, Italya'dan ithal ettiği "Lovable Garden" serisi ile bahar tazeliğini bayanlann bedenine taşımayı hedeflıyor. Koleksiyon, bey-a&zemın üzenne san çiçekli, yeşil zemin üzerine mavi çiçekli, açık mavi üzerine sıklemen çiçekli desenlerden oluşuyor. • MEXX,pozHif, çtğdaş ve özgür düşünceyi temsil eden flkbahar koleksiyonu ürünJerryle. kadînJann fmıinel yanlannı açığa ç&annayı hedefliyor. Güneş gözlükleri ve kemerler gibi aksesuvariar ile de Mexx ürürderi, kadına kendi nodasuu yaratma firsaü smuyor. • VISA, kredi kırtlanndaki sjhtekârlığı önlemek içın yeni bir teknoloji gliştirdi. Manyetik bantlı kartlann yerini jeni teknoloji ile ûetilmiş chip kartlann aacağı ve tüm kartlann 2)04 yılına kadar Ağiştirileceği belirtildi. |PREMAMAN,bu tfld ilkbahar-yaz Ueksiyonu üe anne daylarma doğal, rahat, onlı çizgüeri üe estetik lr bakış açısı sunuyor. me adaylan dizahı eskler, kısa pantolonlar ihemmodayıtakip decekler hem de yaa nhat geçirecekkr. Türkiye'deki fabrikalannı kapatan şirketler, üretimlerini diğer ülkelere kaydınyor YerKiireticikaçıyorFATMAKOŞAR Dış ticaret açıgı ile cari dö- viz açığı giderek büyüyen Türkiye, sürdürdüğü istikrar- sız ekonomi politikalan nede- niyle ûretimini de elden kaçır- ma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye'nin lokomotif sek- törü tekstilde faaliyet göste- ren, aralannda Zorlu Gru- bu'nun da bulunduğu ortala- ma 17 firma, daha önceki yıl- larda yatınmlannı Bulgaris- tan'a kaydınrken şubat ayın- da Türk-Bulgar Iş Konseyi ta- rafından düzenlenen ve Bul- garistan'a yatınm olanaklan- nın araştınldığı toplantıya toplam 31 şirket katılarak iş bağlantılan kunnaya çalıştı. Bu firmalar arasında Mithat 1 • Hem ekonomik kriz hem de yüksek maliyetler, tekstil ve inşaat sektörü başta olmak üzere yerli firrnalann yatınmlannı Bulgaristan başta olmak üzere işgücünün ucuz olduğu komşu ülkelere kaydırmasına yol açıyor. Giyün, Sufi Tekstil, Tureks, Janine Giyün, RiteksAkrilik, Zorlu Dış Ticaret-Korteks, Aksu Iplik, Kölük Iplik, Dok- San Dokuma, SDY Tekstil, Erteks Tekstil, Teksis Tekstil, Intermod şirketleri yer aldı. Türkmenjstan'a gittiİer Sektörün önde gelen üreti- cilerinden bazılan, Çahk Grubu gibi Türkmenistan başta olmak üzere değişik ül- kelerde yatınm yapıyorlar. Tekstilde orta ölçekli ola- rak tanımlanabilecek firma- lann yanı sıra büyükler de arayış içindeler. Ortalama 1100 kişinin çalışhğı ve yakın bir zamanda çalışanlarının büyük kısmını ücretsiz izne çıkaran UKİ de yurtdışında fizibilite çalışmalannı sürdü- rüyor. UKÎ Yönetim Kurulu Başkanı Turan Sangülle, her firma gibi Doğu Bloku ülke- leriru araştırdıklannı belirte- rek "Herkes çok zorda kakb- ğj içtn kaçıyor. Yakın ülkeler- de elektriğin birim fiyaü 4 sent, bizde ise 9 cent Hatta 13 sentevarabüıyor''dedi. Sade- ce "mali kesime baküdığuıı" dile getiren Turan Sangülle, IMF'yle yapılan stand-by doğrultusunda ekonomik is- tikrar programının yasama geçirildiği 9 Aralık 1999'da üretün ve ihracatın unutuldu- ğunu ifade ederek Türkiye 'de sosyal sigorta vergilerinin ve işçilik maliyetlerinin yüksek olmasından yakındı. "Bu sıcağa kar mıdayanır" diyen Turan Sangülle, Türki- ye'de üretıme dönük önlemler alınmadığına, hatta bu alana hiç kafa yorulmadığına işaret etti. Üretimlerini sürdürdük- lerini, şu anda somut bir ka- rar almadıklannı dile getiren Sangülle, koşullann düzel- memesi halinde ise fizibilite çahşmalanndan elde edilecek verilere göre çok sayıda fir- manın yaptığı gibi 'taşınabi- kceklerini' kaydetti. İnşaat tıkandı Kamu yatınmlannın dur- ması ve ödemelerin aksama- sı inşaat sektöründeki işleri bıçak gibi keserken kaynak bulabilen firmalar yurtdışına yöneliyor. TÎMSE Başkanı SamiSan, "tnsanlarkannla- nnı doyurabUecekkri yere gi- dfyorlar" derken Türk Müte- ahhitler Birliği Başkanı Ka- dir Sever, Orta Asya ülkele- rinde, Nijerya'da, Ürdün'de ve dahapek çok ülkede iş ola- nağı araşürdıklannı söyledi. Borç faizleri, 115 Keban Barajı etti H Faiz ödemelerine aktarılan parayla bugünkü koşullarda 115 Keban Barajı yapılabileceğine, 470 milyon öğrenciye burs verilebileceğine, Izmir KörfezVnin 212 kez temizlenebileceğine ve 85 milyon insana bir yıl boyunca asgari ücret ödenebileceğine dikkat çekildL YUSUFÖZKAN IZMtR-Türkiye'nin 1980 sonrasmda iç ve dış borç faizlerine ödediği rakamların "ekonomide ulusal bağunsızfağın yitirilmesine" yol açacak boyuta ulaştığı vurgulandı. Faiz ödemelerine aktanlan parayla bugünkü koşullarda 115 Keban Barajı yapılabileceğine, 470 milyon öğrenciye burs verilebileceğine, Izmir Körfezi'nin 212 kez temizlenebileceğine ve 85 milyon insana bir yıl boyunca asgari ücret ödenebileceğine dikkat çekildi. 19 yılda bûtçe açığı 9.4 kat artfa Izmir Ticaret Borsası (İZTB) Iktisat Müşavın Yard. Doç. Dr. Yaşar Uysal'ın 1980'den bu yana olan borç faiz ödemeleriyle ilgili yaptığı araştırmaya göre. Türkiye ekonomısinde 1980-1999 döneminde dolar bazında GSMH'de 2.6 kat, konsolide bütçe gelirlennde 3.6 kat, gıderlerinde 4.5 kat, bütçe açığında ise 9.4 kat artış yaşadı. Bu durum, arastırmada "Gehr arttşının GSMH'den fazla obnası vergi toplamada beliıii bir başanyı ortaya koyarken harcamalardaki aröşm büyüklüğü de savurganhğa işaret etmektedjr" şeklinde yorumlandı. Araştırmada borçlanma politikalannın altematif maliyetleriyle ilgili çarpıcı örnekler de şu şekilde sıralandı: "1980 yıhnda ödenen iç ve dış borç faizi ile 56 uçak (F-16) ya da 937.6 bin bügisayar saün alınabilir; 113 hastane, 4537 okul ve 0.8 Keban Barajı yapılabilirken bu rakamlar 2000 yıhnda 1192 uçak, 19.8 milyon bilgisayar, 2384 hastane, 96 bin okul, 16 Keban Barajı'na yûksebniştir. Bu veriler hem borç faizlerindeki reel arûşı, hem de bunlann reel aiternatif mafiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Dönem bütününde ödenen faizieıie neleryapılabileceğine baküğnnızda, durumun vahameti çok daha behYgin olarak anlaşıbnaktadır. Nitekim 1980- 2000 döneminde yapıian toplam faiz ödemeleriyle; 8475 uçak, 141 milyon bügisayar saün alınabUir, 16 bin 950 hastane, 683 bin okul 115 Keban Barajı yapbnlabüirdi. Aynca bu faizler ile 470 milyon öğrenciye burs verilebilir, Izmir Körfezi 212 kez temizlenebttir, 85 milyon insana bir yıl boyunca asgari ücret ödenebitirdi." 'Savurganlık Ekonomisi' çalışmasının miman, araştırmasını 15 günde bitirdiğini söyledi Bvmahım kayıtsızhk derinleştirdi NtTELtKLt İŞSİZLER ÇOĞALD1 Avrupa'da teknoloji sektörü sarsılıyor BRÜKSEL (AA) - Bab Avrupa ülkelerinde faali- yet gösteren ve teknoloji üreten çokuluslu şirketle- rin yaşadıklan krizin, ''ye- ni bir sosyal kültürden" kaynaklandığı, AB'de is- tihdam verilerinin son 3 ayda hiçbir gelişme gös- termediği açıklandı. AB ekonomistleri, küre- sel rekabetin neden olduğu zorluklann ve büyüme hı- zının durmasmın, AB ül- kelerinde, teknoloji sektö- riinde "birfirbnayaratbğı- nı", geçen sonbaharda başlayan bu firtınanın on binlerce kişiyi işsizliğe sü- rüklediğini belirttiler. Internet kanallan teçhi- zatı üreten Cisco şirketinin 8 bin 500 kişiyi işten çıka- racağını açıklamasından sonra, Kodak şirketinin 3 bin 500, Texas Instruments şirketinin 2 bin kişilik per- sonel kısıtlamasına gide- cekleri duyuruldu. Hollandah Philips'in ise 2001'in ilk 3 ayında kâr oramnın yüzde 90 gerile- mesi ve borsa hisselerinin yüzde 10 değer kaybetme- si üzerine, 220 bin kişilik personelinin 7 bin kadan- nın işine son vereceği ifa- de ediliyor. Isveçli Ericsson'ın da personelde yüzde 30 kısıt- lamaya giderek 30 bin ki- şinin işine son vereceği sendikacılar tarafindan söyleniyor. Belçika'nın BBL banka- sı ekonomistlerinden Peter Vandan Houte, basına yaptığı değerlendirmede, ABD'den sonra Avrupa'da da teknoloji sektörünün hız kaybetmesinin doğal olduğunu belirterek istih- dam pazarının istikrar kay- bedecegini, yaşanan kriz- ler çerçevesinde işten çı- karma ve işe alma hareket- lerinin, piyasa ihtiyaçlan- na göre artacağını belirti- yor. Uzmanlar, özellikle bügisayar ve telekomüni- kasyon tüketiminde, geçen yıl sonundan itibaren bü- yük birdurgunluk başladı- ğını ifade ediyorlar. Ceneral Motors üretimi durdururken Fordun açılış yaptığına dikkat çekildi Yabancı basınFordfabrikasına ilgili Ekonomi Servisi- Financial Times gazetesi, Ford şirketinin Türkiye'de 650 milyon dolarlık yeni fabrikasının açılışının, General Motors'un Tür- kiye'deki üretimine son vereceği haf- taya rastlamasmm ilginç bir çelişki oluşturduğuna dikkat çekti. Gazetenin Companies & Markets ekinin manşetinde yer alan haberde, Ford'un Izmit'te açacağı fabrikanın küresel üretimin merkezi olacağı be- lirtilirken General Motors'un Tür- kiye'deki montaj tesislerini bu ay içinde kapatmayı planladığı arum- satıldı. General Motors'un. Avrupa çapında geçen yıhn son 4 ayında 463 milyon dolarlık kaybına karşın Tür- kiye'de 90-100 milyon dolarlık kâr açıkladığı, ancak Opel'in satışlann- daki hızlı düşüş nedeniyle Izmit'te- ki fabrikasmı kapatma karan aldığı ifade edildi. 'Türk hfikumeti memnun* Dünyanın ikinci büyük otomobil üreticisi olan şirketin kuracağı fab- rikarun 4 bin kişiye iş olanağı sağla- yacağı belirtilen haberde, yan sana- yi için de dolaylı olarak 16 bin kişi- nin ıstihdamına olanak sağlayacağı, bu nedenle Türk ekonomisinin sıkın- tıda olduğu şu dönemde hükümet ta- rafindan memnuniyetle karşılanaca- ğı belirtildi. Ford Motor Company Genel Mü- dürü Jac Nasser'in yann yapacağı açılış törenine Başbakan Bülent Ece- vh'in de katılmasının beklendıği kay- dedilen haberde, fabrikanın açılışı- nın, 1999'da yaşanan ve 18 milyon dolarlık ek bir maliyet getiren dep- rem nedeniyle geciktiği ifade edildi. Ekonomi Servisi - Devletin son on yıl- da 195 milyar 200 milyon dolan ho- vardaca çöpe attiğı- nı ortaya koyan "Sa- vurganhkEkonomisi n araştırmasının miman Faruk Tfirkoğlu, savurganh- ğı devlet kadrolannın demokratik ve şeffaf çalışmamasrna bağladı. 15 günlük bir çalışmayla ortaya koyduğu araştırma için en çok Sayış- tay'ın 2000 yılı raporu, DPT'nin ar- şivi, yıllık ekonomik raporlar ve OECD'nin Türkiyeraporlanndanya- rarlandığını anlatan Türkoğlu, çalış- mayı Maraş Ticaret Odası Başkanı Mehmet Balduk'un isteği üzerine yaptığını hatırlattı. Gelişmekte olan ülkelerin son 10 yılda yalnızbir kez kriz ya dadurgun- luk yaşamasına karşın, Türkiye'nin iki kriz, iki de durgunluk yılı yaşama- sı sonucunda bu noktaya gelindiğine dikkat Türkoğlu, kayıtsızlığın krizi derinleştirdiğini vurguladı. "OECD'nm 1994 yıh Türkiye rapo- runda, tanm kesimine verildiği belir- tilen her üç dolarhk destekleme har- camasırun ancak bir dolanmn çiftçi- nin eKne gectiği yazıyor'' diyen Tür- koğlu, tanmda uygulanan destekle- me politikalannın da eşitsizliğe yol açtığını dile getirdi. 30 yılda 10 program Türkiye'de son 30 yılda 10 istikrar programından çark edildiğine de dik- kat çeken Türkoğlu, kamuoyunun doğal olarak yeni programa da kuş- kuyla yaklaştığım ifade etti. Raporda, savurganlık ekonomisin- de en büyük payı, iç borçlanmadan kaynaklanan faiz gelirine ödenen 95 milyar dolann oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Fazladan ödenen iç borç faizine 8.6 milyar dolar ödenirken politik ve ül- ke riski nedeniyle fazladan ödenen dış borç faizine 6.5 milyar gitti. Ge- ciken kamu yatınmlannın bakımına 6.8 milyar dolar harcanırken KİT'le- rin borçlanma gereksinimlerine de 32.2 milyar dolar harcandı. ÎŞÇtNİV EVRENİNDEN ŞÜKBAN SONER Paylaşım savaşlan, asıl pasta küçüldüğünde bü- yür. Değirmenin suyunun sorulmadığı dönemlerde ranttan bire on kazananlan, vurgunlan, vergi kaçak- lannı duyanlar genellikle hafif bir gülümseme ile kar- şjlar, kendilerine düşebilecek küçük payiarla avunur- lardı. Ortalıkta paylaşılacak bir şeyler kalmadığında işler sarpa sanyor. Hele de verilmiş olanı geriye al- mak söz konusu olduğunda kavga boyutlanıyor. Boyutlannın ne kadar büyük olduğu henüz algı- lanmamış kriz sonrası acımasız paylaşım, daha doğ- rusu kazanılmış, kullanılan haklardan kesme savaş- lan, Türkiye'de solun kelimenin tam anlamı ile tüm- den örgütsüz kaldığı, sözünün kulak arkası edildiği bir süreçte yapılıyor. CHP için ekonomik paketin ne ölçüde sosyal, in- sandan yana uygulanacağı ikinci planda. CHP yö- netiminin kafasındaki öncelikli sorun, partiden ko- panlann yeni bir parti kurma girişimleri ile vuajlma- mak. Parlamento dışındaki diğer sol partilerin zaten güçleri ne? Üstelik onlann da hem birbirieri ile hem de içlerindeki kavgalarla boğuşmaktan, kamuoyu oluşturacak, krizde kitlelerden yana ağıriık koyacak halleri yok. Geriye bir Emek Platformu kalıyor. Orda da uzun bir sürecin ürünü, içten içe erime yaşanmakta. En büyük gücü oluşturması gereken işçi sendikalan ve konfederasyonlann sorunlarmın görünen boyutu durmadan işçi atılması, özelleştirmeler, zorunlu emeklilikJer, sendikasızlaştrma ile büyük üye kayıp- lan... Asıl kriz ortamı ile işyerlerindeki sindirme, ka- zanılmış haklan yok sayma, sadece ikramiye, fazla mesainin ortadan kalkması değil, çıkanlmama kar- şılığı ücretleri düşünme ile gelen işin bir yılgınlık bo- yutu var ki.. Toplumu salgın, bulaşıcı hastalık gibi sarmış bulunuyor. Sonrası çaresizliğin öfkesi, yönlenememiş, bilinç- lenememiş patlamalar, esnaf eylemlerinde çarpıcı biçimde yaşadıklanmız oluyor. Solsuz paylaşım sa- vaşlannda, sağ siyasal örgütlenmeler birbirlerine karşı gardlannı alıyorlar. Krizden çıkışta, kimlerden, kazanılmış, kullanılan haklardan yeni paylaralınaca- ğı buna göre belırleniyor. Türkiye öncelikle borç veren dış güçlere; koşulla- n, kurallan belirleyen ABD-Dünya Bankası-IMF'ye tam teslim. Ama parlamento içindeki, hele de ikti- dardaki sağ siyasi partilerin, kitleter diye bir sorun- lan da var elbet. Iktidarda olmayanlann, iktidarda iken yaptıklan ve yapacaklannı eleştırebilmek elbet- te kolaylaşıyor. FP ve DYP'nin öfke içindeki kitlele- rin, hele de sokağa dökülenlerin gönlünü alacak çı- kışlar yapması, esnafın, köylünün oylarının DYP, FP'ye kayma riski, koalisyon ortaklannı, en çok da MHP'yi sıkıştınyor. Başta MHP, hükümet dış kaynaklı reçeteler, eko- nomik krizden kurtuluş paketinde yalpalamaya baş- lıyorlar. Esnafa, çiftçiye ödün adı altında kamuya yük bindiğinde, açık büyüdüğünde borsa, sermaye cepheleri bas bas bağınyorlar. Derviş'in ekonomik krizden çıkış paketinin delindiğinden yakınıyorlar. Zaten umut bağlanan dış kaynaklar da paketlerini deldirmemekte kararlı. "Uygulamayı görmedenpa- rayok" diyerek uygulattıklan reçetelerin bedelinden en ucuza sıyımianın yolunu, gerekçelerini yaratıyor- lar. Dayatmaya gelince şahin kesilenler, para verme- ye gelince çamura yatıyoriar. Bankalann geometrik dizeleıie katlandığı anlaşı- lan finans açıklan için istediklen, Turk Lırası hesap- lannın dövize çevrilmesi türiinden operasyonlann, kamuya ürkütücü boyutlarda ek yük getireceği he- saplanıyor. BankaJann bastırdığı çözüme, sanayi yatınmcıla- n karşı çıkıyor. Onlar dunnuş yatınmlan harekete ge- çirecek kaynak isterken kolayca sokağa atıverdik- leri işçileri gerekçe yaparak vergi indirimleri, muafi- yetler, özel kaynaklar bekliyoriar. Bu arada ekono- mik maliyetle uzaktan yakından ilişkisi olmayan, iş güvencesi getinmek hak getire, sadece ve sadece, "kör kör parmağım gözüne" sendikaya girmiş işçi- nin işten atılmasını önlemeye çalışan yasa çıkarsa, "Kazan kaldınnz" diye de tehditte bulunuyorlar. Bu iş ne kadar kolay ve ucuzsa.. işveren örgütle- ri, bir tek sendikal güvence yasası için bile, gemile- ri yakacaklan, hükümet ve ekonomik paketi destek- lemekten vazgeçecekleri tehdidini savurabiliyoriar- sa.. hükümetin dizginleri tümden ellerinde demek- tir. Bu arada yurtdışındaki işçilerimizin mark gönder- meleri için, şimdi bankalar için ödediğimizden gü- vence isteniyor. Turizmciler, umut bağlanan turizm gelirieri için bir dizi koşul sıralıyoriar. Bir yandan ga- liba en haklı vergide semere bağlanmış başta çalı- şanlar, vergisini ödeyenlere yeni vergi yükünün gel- memesi savunulurken diğer yandan en haksız ne- rede ise hiç vergi alınmayan rant gelirieri, servetler, kayrt dışının üzerine gidilmesi gündeme gelemiyor. Sermaye cephesi, medya avuçlannın içinde, ka- muoyunu da yönlendirerek haklan gasp edilecekle- rin emekçiler olması, kendilerinin sıyırtmalan için, örgütleri, profesörleri ile seferber olmuşlar. Dertleri emekçinin soyulması ile çözülemeyecek bir büyük kriz karşısında, aralanndaki paylaşım kavgasında, kendilerini sıyırtmak, başkalanna yüklemek üzerine hükümeti çekiştirmekteler. Hükümet bir o yana bir bu yana yalpalamakta... sukransoner@yahoo.com Lufthansa uçuş sayısını arttırdı Ekonomi Servisi - Alman Lufthansa Ha- vayollan'nrn Türkiye Genel Müdürü Ofer Kisch, Türkiye'nin çe- şitli kentlerine gerçek- leştirilen uçuşlardaki doluluk oranından son derece memnun ol- duklannı söyle- di. Kisch, Avusturya Havayollan'nın Türkiye Genel Müdü- rü Ernst Leitner ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, 2001 yaz tarifesiyle Ankara-Münih hattın- dagünde 2 direkt sefer başlatıldığını açıkladı. Yaz tarifesinde, An- kara, lstanbul ve Iz- mir'den Münih'e haf- tada her gün 2'şer se-^ fer düzenlendiğini bil- diren Kisch, Türki- ye'den sadece Münih kentine haftada 35 se- fer düzenleyen Luft- hansa'nın,bu hatta en çok bağlantı su- nan havayolu şir- keti konumunda oldu- ğunu kaydetti. Şirketin 2001 yılı ocak-şubat aylannda taşıdığı yolcu sayısın- da"yüzde 7.8 oranında artış kaydedildiği ifade edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear