13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ /ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13 Tokyo Bopsası yüzde 7.5 ç M • Ekonomi Servisi - Tokyo Borsası Nikkei Endeksi, Japon Meıkez Bankası'nın kesin bir kararla tekrar sıfir faiz politikasına döneceğini açıklamasının ardından yüzde 7.5'luk tarihi bir yükselişle kapandı. Borsa tarihinin 7. en büyûk çıkışında, sıfır faiz politikasına dönülmesinin borsada yükselişe yol açacağı düşüncesiyle yapılan alımlar etkıli oldu. BVKA suni ada mşaedecek • Ekonomi Servisi - ENKA Inşaat ve Sanayi AŞ, Hazar Denizi'nin Kazakistan sektörü imtiyazını elinde bulunduran OKIOC şirketi ile 3 yıl sûreli 75 milyon ABD Dolan bedelinde bir anlaşma imzaladı. OKIOC şirketinin petrol çıkarma çalışmalan sırasında sondaj makineleri ve diğer ekıpmanlann bulunacağı bir suni ada inşa edileceği bildirildi. TÖSİAD heyeti Fransa'da • EkoDomi Servisi - TÜSlAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan başkanlığındaki heyet, Le Monde gazetesinin düzenlediği panelde Tüıkiye'yi anlattı. Le Monde gazetesinin daveti üzerine gerçekleştirilen panelde konuşma yapan Özilhan ve TUSİAD eski Başkanı Erkut Yücaoğlu, siyasi, ekonomik ve sosyal konularla ılgili değerlendırmelerde bulundu. FBTnfaiz • Ekonomi Servisi - ABD Merkez Bankası Federal Reserve'ün (FED) durgun ekonomiyi canlandırmak için yaptığı yanm puanlık faiz indirimi, yanm puandan fazlasını bekleyen piyasada yetersiz bulundu. Dow Jones, son iki yılın en düşük düzeyine, Nasdaq da 1998Kasımı'ndanbu yana en düşük düzeyine geriledi. indirimi, en az 0.75 puan bekleyen Wall Street'te yetersiz bulunurken büyük bankalarda ticari ve tüketici kredileri faizlerini yüzde 8'e çektiler. Vtergm yüzde 8S'i kaçnHlıyor • ANKARA(ANKA)- Maliye Bakanlığı denetim birimlerinin 2000 yılında yaptığı 60 bine yakın vergi denetimi, Türldye'deki vergi kaçakçılığımn korkunç boyutunu da ortaya çıkardı. Denetim sonuçlan, mükelleflerin veıgilendirümesi gereken her 100 liralık kazancm 35 lirasını gizleyip 65 lirasmı beyan ettiklerini gösteriyor. AygaTaödül • Ekonomi Servisi - Aygaz, 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü'nde, 'Aygaz Ev Kazalanna Karşı Uyanyor' kampanyasıyla toplum bilincinin oluşmasına verdiği destekten dolayı ödüllendirildi. Tüketici Raporu dergisi, Tüketiciyle Dost Altın Kalite Ödülü'ne Aygaz'ı layık buldu. Aria sabit ücretsîz geliyor Aria, Başbakan ile Ulaşürma Bakanı arasmdaki telefon görüşmesiyle start akfa. Ekonomi Servisi - Italyan mobil telefon şirketi TIM ile Türkiye İş Bankası'nm cep tele- fonu Aria, dün Türki- ye'de GSM 1800 hiz- meti vermeye başladı. Aria, Türkiye'nin en büyük üç şehri olan Is- tanbul, Ankara, lr- mir'de cep telefonu hizmeti verecek şebeke çalışmalanru tamamladı. llk iki yıl içinde ülke nüfusunun yüzde 50'sini, ilk 5 yıl içinde de yüz- de 90'ını kapsama alanına almayı planlayan Aria, Türkiye Cumhuriyeti smırian içinde GSM 1800 dijital şe- bekesini 25 yıl süreyle işletmeye de- vam edecek. Şebeke altyapısı, önem- li finansal, teknolojik, organizasyon çabalan ve 2002 yılı sonuna kadar 1 milyar dolara ulaşacak yatınmlar ne- ticesinde gerçekleştirildi. Şu anda yaklaşık 630 kişiyi istih- dam eden Aria, 2002 yılı sonu itiba- • Aria'da faturalı ve faturasız hat, aynı numara ile kullanılabilecek ve kontör ücreti dakika başına 280 bin lira olacak. nyla 2 binden fazla ça- hşana ulaşacak. Aria şebekesinde mevcut olan WAP teknolojisi, tüm hizmetler ile inter- net içeriğini müşterile- rin cep telefonlanna doğrudan ulaştıracak. Yılm ikinci yansında GPRS teknolojisi ile il- gili hizmetler de satışa sunulacak. Aria müşterileri aylık sabit ücret ödemeksizin abonelik sözleşmesi ya- pabilecekler. Aria'da faturalı ve fatu- rasız hat, aynı numara ile kullanılabi- lecek ve aylık 55 dakikayı aşan ko- nuşmalarda ise abonelere yüzde 55 in- dirim yapılacak. Aria'nm tamtım top- lantısuıa Ulaştirma Bakanı Enis Ök- süz, Iş Bankası Genel Müdürü ve Iş- TIM Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, TIM Grubu Başkanı Rober- to Cobminno, Îş-TTM Genel Müdürü Giuseppe Farina. TIM Genel Müdü- rü Marco de Benedetti katıldı. ÖNDE GELEN TELEKOM ŞtRKETLERt BİLGİSAYAR DÜNYASIYLA EVLENMEYİ PLANLIYOR Dünya cep telefonunda 4. nesli konuşuyor Ekonomi Servisi - Geliş- mekte olan ülkeler arasında cep telefonunun en yaygm olduğu ülkelerden biri olan Türkiye'de hâlâ GSM altya- pısı kullanıhrken dünyada 3. nesil mobil sistemler yaygın- laşıyor, hatta 4. nesil sistem- ler konuşulmaya başlandı. Dünya kablosuz cihazlar pazannda Iskandinav ülke- leri ve Japonya ön sıralarda yer ahrken Uluslararası Tele- komünikasyon Birliği (TTU), dünyada 550 milyonu aşkın mobil telefon kullanıcısının bulunduğunu ve bu sayımn 2009 yılında 1.4 mılyara ula- şacağını öngörüyor. Dünyanm önde gelen tele- kom şirketlerinin bir araya gelerek oluşturduklan Kab- losuz Dünya Araştırma Fo- rumu, 4. nesil mobil sistem- lerin "bügisayardüııyasmıte- lekomünikasyon dünyasryla evlendireceğini'' belirterek pek çok farklı mobil cihazın birbiriyle kolayca uyum sağ- layabileceğini ifade ediyor. 4. nesil mobil sistemler ko- nusunda araştırmalarm sür- düğünü bildiren forum yetki- lileri, bu yeni nesil mobil sis- temin dünyada 2010 yılm- dan sonra hayata geçebilece- 6 Cep' pazarmda rekabet fc Ekonomi Servfai-İş-Tim'in 'Aria'sı- nın pazara girmesiyle Turkcell ve Tel- sim, yeni uygulamaya soktuklan kam- panya ve tarifelerle abonelerini kaptır- mamaya çalışıyor. 10.1 miryon abonesi olan Turkcell, dün "BizbizeCelT adlı yeni bir 'imö- rimB' tarife uygulaması başlattı. Turk- cell yetkilileri, bu yeni tarifeyle Tujk- cell numaralari"0532, 0533, 0535, 0536'yla başlayan tüm abonelerine kendi aralanndaki görüşmelerde daha ucuza konuşma olanağı sağladığmı belirterek "BizbizeCefl" tarifesi- nin faturalı hatlar için "sabit ücret 950 bin TL, tüm Turkcell numarala- nytagörüşme ücreti 99 bin TlVdk,\Tn-- öçi normal görüşmenin dakikasma da 295 bin TL/dk" olarak belirlendigini ifade ediyorlar. Hazır Kart ve Muhabbet Kart abo- nelerinin ise tüm Turkcell numarala- nyla görüşmenin dakikasma 145 bin 14 TL, yurtiçi normal görüşmenin da- kikasma da 398 bin 789 TL ödeyece- ği belirtiliyor. Geçen ay sonu itibanyla 6.1 milyon abonesi olan Telsim'in ise kısa bir sü- re önce uygulamaya koyduğu "CepF- ree" adlı abonelik sistemi ile her ay sabit bir abonelik ücreti karşüjğmda cep telefonuna bedava sahip olunduğu ve her ay belirli bir konuşmarun beda- va yapıldığı ifade ediliyor. ğini öngörüyorlar. Finlandi- ya'nın başkenti Helsinki'de 10-11 Mayıs'ta bir araya ge- lecek olan Kablosuz Dünya Araştırma Forumu, 4. nesil sistemlerle ilgili araştırma- lan değerlendirecek. Tûm Afrika'da Türkiye kadar kullanıa Ancak hâlâ dünyada en yaygın mobil sistemin GSM olduğu belırtılirken Asya Pa- sifik ve Avrupa bölgesinde 300 milyona yakm cep tele- fonu kullanıcısı olduğu söy- leniyor. Sadece ABD ve Kanada'- da 109 milyon, Latin Amerika'da 64 milyon kişi cep telefonu kullanıyor. Or- tadoğu'da 10 milyon, Af- rika'da ise 16 milyon cep telefonu kullanıcısı bulunur- ken tek başına Türkiye'de cep telefonu kullanıcı sayısı 16 milyonu aşıyor. Faiz ödemelerini önplana alanprogram Türkiye'yi üretimden iyice uzaklaştırıyor Gelecek nesillere kötü miras• îçborç programını aksatmayacak düzenlemeleri ön planda tutması beklenen program, Türkiye'de "yoksulluğun ve adaletsizliğin" tablolannı değiştirmeyecek. FATMAKOŞAR Kısa aralıklarla siyasi ve eko- nomik krizlere giren Türki- ye'de çözümü IMF reçetelerin- de aramayı sürdüren hükümet- ler, gelir dağıhmmdaki uçu- rum, işsizlik, kayıt dışı, ürete- meme, sosyal ve ekonomik alt- yapı yatınmlannın yapılama- ması gibi temel sorunlannı ge- lecek nesillere devrediyor. Yakın bir gelecekte "Tûrki- r1 1987 Iİ990 * 1993 1994 1997 1998 1999 2000 2001 Eğıtım 12.4 19.1 16.7 13.5 11.9 1£4 11.8 9A 11.3 Halka yeterli hizmet yok Sağlık 2.9 4J& 3.9 33 3.2 3.0 2.9 23 2.7 Sosyal Hızmettef 0.7 1.1 0.9 0.6 0.6 05 0.5 0.4 0.4 Toplam Eğıtım Sağlık ve Sosyal Hız. 16.0 ,. * ? * * 25-0 fnilro rİKfcff 21.6 m a 17.6 ^ * * ~ 15.8 //"V 15.9^H^Xİ 15i L \ 12.0 V ^ 14.3 f yy Aarcamafers aynten ptytam ktrşılaftrimâm 1987 1990 1993 1994 1997 1998 1999 2000 2001 Kamu yatırımları giderek azaldı 1987 »90 1993 1994 1997 1998 1999 2000 2001 15.2 11i 9.8 6.9 7.1 5.5 5.0 3.9 5.7 Ttmtl attyapı bûtçt ıçndefapyr IBaymcm* Eneıp+Sulşlen IHaştrms) 1 •--.) ^ r * ye'yi düzlüğe çıkarmayı" taah- hüt eden ve özelleştırmeleri te- mel ilke edineceği açıklanan programla kamu yatınmlannın duracağı açıkça ortaya konu- lurken üretimi arttıracak, dış ti- caret açığını azaltacak, kayıt dı- şının önüne geçecek, istihdam yaratacak politikalar ise benim- senmiyor. Buna karşılık iç borç programmı aksatmayacak dü- zenlemeleri ön planda tutması beklenen program Türkiye'de "voksuDuğun ve adaktsiztiğfrT tablolanm değiştirmeyecek. Bankacıhk sektörünü güç- lendirecek, özellikle devlet bankalannm özelleştirilmesine yönelik "adl önlemler" alan programda; enflasyonun önü- müzdekı aylar yüksek çıkacağı, sonradan düşeceği, ekonomi- nin daralacağı öngörülüyor. Alt ve orta gelir grubunun daha da fakirleşmesine engel olacak "üretimve istihdam" politika- lannı ise içermeyen programın uygulanmasıyla; işçıye, memu- ra yoksullaştığı ölçüde para ak- tanlamayacak ve kamuda yatı- nmlann durmasıyla sağlık ile eğitimde yeterli hizmet verile- meyecek. Böylece bütçe için- deki payı son 25 yılm en düşük düzeyine gerileyen ücretler da- ha da gerileyecek. Bu gelişme- ler ise gelir dağılımındaki uçu- rumu derinleştirecek ve kamu- yu biraz daha eritecek. Ücretler son 25 yılın en düşük düzeyinde 19/i> 1980 1987 1990 1992 1994 1997 1998 1999 2000 38.4 31.7 23.6 , 39.4 4Z4 30.4 2 5 . 8 ^ 24.8 # 2 4 . 6 ^ 19.7 ' ıçmdakipuyı 2001 18.9 Türkiye'deki krizle birlikte prestiji zedelenen IMF, 4 yılda 57 ülkeyle anlaşma yaptı Fon kredüerininyüzde 68 H üç ülkeyeANKARA (ANKA) - Türki- ye'deki krizle birlikte uluslara- rası prestiji ağır bir yara alan Uluslararası Para Fonu, 1997- 2000 yıllan arasında toplam 57 ülkeyle çeşitli isimler altmda anlaşmalar imzalayarak bu ül- kelere uygulattığı programlar için toplam 55.6 milyar dolarlık kredi sağlamayı taahhüt etti. Bu rakamm yüzde 68'i kriz- lerden kurrulamayan Türkiye, Brezilya ve Arjantin'e verilir- ken Türkiye, IMF'nin en fazla kredi taahhüdünde bulunduğu üçüncü ülke oldu. IMF tarafin- dan yayımlanan "Imfeurvey"de yer alan verilere göre, 1997 yı- lı ile 2000 yılı arasmda IMF ara- lannda Türkiye'nin de bulun- duğu 14 ülkeyle stand-by, 8 ül- keyle "genişletilmiş fon kolayh- ğı", 34 ülkeyle de "yoksulluk azahma ve büyüme kolayhğı'' anlaşmalan imzaladı. Stand-by anlaşması ımzalanan Türkiye, Arjantin ve Brezilya ile süreç içerisinde ek rezerv kolayhğı anlaşmalan da yapıldı. IMF'nin 1997-2000 yıllan arasmda imzaladığı ve uygula- ması halen devam eden bu üUce- lere vermeyi taahhüt ettiği top- lam kredi miktan 55.6 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu ül- keler şimdiye kadar bu rakamın 25.2 milyar dolarlık bölümünü alırken ğeri kalan 30.4 milyar dolan ise gelecek ay ve yıllar- 4a almayı umuyor. IŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Çozumsuzluk Bize hem çok uzak hem de çok yakın Balkanlar'da, Makedonya'da aynmcılığa dayalı bir yeni trajedi ya- şanmakta. Sırplar Kosova'da katlederken Arnavutlan bağnmıza basmıştık. Sonra Kosova'daki azınlık Türk- leri dışlayıcı baskılanna öfke duyduk. Şimdi Makedon- ya Arnavutlannın özgürleşmesi adına yola çıktıklannda bayağı bayağı kızıyoruz. "Kaşınıyorlar, rahat battı" di- yebiliyoruz. Aynmında değiliz ama bal gibi de duruma göre vazi- yet alıyor, çifte standart uyguluyoruz. Arnavutlar ne Sırplar tarafindan katledilirken daha az şovendiler, ne de şimdi daha fazla şoven oldular. Makedonya'daki son olaylardan yıllar önce çekilmtş, Türkiye'de oynayan ve en son televizyonlarda birkaç kez yayımlanan "Yağmurdan Önce" filmini görmüş müydünüz? Görmeyenler için birkaç cümle ile, yıllar ön- ce Makedonya'da içten içe kaynayan aynmcılıkla in- sanlann yaşamakta olduklan dramı anlatıyordu. Aynı köyde birlikte yaşamış, birbirlerini sevmiş Arnavutlaria Makedonlann nasıl acımasızca birbirlerini öldürebilecek boyutlarda aynmcılığın, ırkçılığın kurbanı olduklannı an- latıyordu. Her iki tarafta da ırkçı, aynmcı ilkel güdüleri hortlatmanın ne kadar kolay olduğunu, banştan, sev- giden yana olanlann arada nasıl ezildiklerinı sanatın gü- cü ile yüzümüze çarpıyordu. Balkanlar'da, aslında dünyada olaylann bütünürie bakmadığımızda çok kolay yargılıyor, bir halkı mazlum ya da katil yapabiliyoruz. Oysa belirli koşullar yan ya- na geldiğinde, en çok ezilmiş uluslann halklannda da katiller çıkıyor. Dahası kitleler de suç işleme isterisine sürüklenebiliyor. Yoksa Alman ırkçılığının yok etme tra- jedisini yaşamış Yahudilerin, gücü ellerine aldıklannda Filistinlilere yaptıklannı nasıl açıklayabiliriz? Aslolan ve zor olanı, sorunlan banş içinde çözebil- mek. Farklı ırk, kültür, inançlardan insanlan bir arada ya- şatabilmek. Çağımızda bunun adına çokkültürlülük de- niyor. Ve ne yazık ki bilimsel, teknolojik devrim çağın- da insanlık aynı topraklarda çok daha fazla kanşmış ola- rak yaşama gerçeğini görmezlikten gelerek çokkültür- lülüğü özümseme, bir yaşam biçimine döndürme eği- limlerinden uzak yaşıyor. Bilimsel, tarafsız gözle bakıldığında belki de Yugos- lavya, çokkültürlü toplum, yaşam biçiminin en gelişmiş örneği idi. Avrupa Birliği de çokkültürlülüğe ömek ge- lişme olarak gösteriliyor. Ama işin gerçeği, AB şimdilik gelişmiş kültürierin azgelişmiş kültürlere karşı çıkar it- trfakı olabilme ile sınıriı kalıyor. Kendi aralannda bile zenginlik, ekonomik güçlü ittifaka karşın buluşabilmiş degiller. Ama Tıto'nun Balkan karmaşasını gözeterek başarmış olduğu bir güzel denemenin, ekonomik kriz ve yoksullaşma ile paralel yok edilmesinde, tek kelime ile halklann gözünün yaşına bakmadan suç işiediler. Balkanlar banşını aynmcılığı besleyerek, Yugoslav- ya'nın parçalanmasına öncülük ederek dinamitlediler. Şimdi bire bir, Bosna'da, Kosova'da onca insanlık dramını, katliamı seyrettikten sonra lütfen müdahale- leri hiçbir anlam taşımıyor. Irkçı aynmcı tohumlar, yöre insanlan, halklannın yaşam koşullannın iyice bozulma- sı, kimlik sorunlannın büyümesi ile bağlantılı yeşeriyor. Yoksul güneyde ırk ve dinler temelinde, bazen çok da- ha ayrtntılı ait kimliğe dayalı çatışmalar, savaşlar, yok- sulluğu paylaşmamak umuduyla giderek boyutlanıyor. Ama ABD ve AB tarafından Rusya'nın iktidar alanın- da sayılan, ırk bağı anlamında da akraba Sırplara kar- şı tahrik edilen Arnavutlar ne yapsın? Yıllarca özgürleş- me ve bağımsızlık adına savaşımda desteklendiler. Hır- vatistan ve Slovenya'yı kaybeden, çöken Yugoslav- ya'nın manevi ezikliğinde, yoksullaşmasında alabildi- ğine ilkel güdüleri, tepkileri, öfkeleri beslenen Sırplann "katıT damgalı vahşeti karşısında, Arnavutlann da şo- ven cephede buluşmasından başka ne olabilirdi ki? Üstelik umut bağladıklan dağlara kar yağdı. Koso- va'da Sırp katliamından belkı kurtuldular, ama yoksul- laşma, onur, kimlik anlamında eskisinden bin beter ol- dular. Zengin kuzey, ABD ve Batı onlan sadece başın- dan seyrettiği Sırp katliamından kurtardı. Ortada vaat edilen özgür Kosova yok. Şimdi orada ABD muhteşem bir üs inşa ediyor. Yasal anlamda Sırbistan'a bağlılık sü- rüyor. Doğal olarak Sırplar, ABD-AB ortaklıklı askeri ku- şatmadaki Kosova yönetimini tanımıyor. Elbette emek- liler ücretlerini alamıyor. Üretim olmadığı için iş ve üc- ret yok. Amerikahlara kiraya verecek evi olanlar iyi kö- tü kurtanyor. Gerisı ABD'den gelen erzak yardımına tia- ğımlı. Kosova'da mafya cirit atıyor. Arnavutlar var ola- bilmek için öfke ile kendilerine çıktş yolu arariarken bu- la bula Kosova sınırlan dışındaki Arnavutlaria birleşip güçlerini buluşturmaya çalışıyoriar. 2 milyon, 2 milyon nüfuslu devletçiklerolabilir, yaşa- yabilirier mi? Üstelik her birinin içinde bir diğerinden önemli bir azınlık varken... Çözümsüzlük, insan hakla- n adına özgürieşme ile ayrımcılığın kanştınlması, alt kimlikler temelinde yoksulluğu pa>1aşmamak üzere sa- vaşlar, çaresizlik.. zengin kuzeyin çıkarianna yoksul gü- neyin halklannın aleyhine almış başını gidiyor. 31 Mart'taki kredi ödemeleri Kriz faizâne dava açdabilir Arjantin, yaklaşık3 yıkbr krizkrteboğuşurken halkm acıreceteyetepkisi büyüyor. (AP) Ekonomi Servisi - Sa- nayicilerle bankacılan karşı karşıya getiren 31 Mart'ta ödenecek kre- dilerin ilk dönem faiz- lerinin fahiş oranda be- lirlenmesi durumunda borçlu işletmeler dava açabilecek. Reel sektörün kullan- dığı kredilerin ilk dö- nem faizlerinin ve geri ödemelerinin süresi 31 Mart'ta doluyor. 19 Şu- bat krizinden sonra çok yüksek faiz uygulama- sına gittikleri bihnen ki- mi bankalar, işletmele- rin borcunu ödememesi halinde yüzde 2500'ü bulan oranda temerrüt uygulamaya da hazırla- nırken hukukçular, pi- yasaya göre fahiş oran- da kredi faizi talep eden bankalann dava edilebi- leceğine dikkat çektiler. Kredi alırken banka- larca imzalatılan söz- leşmelerin tek taraflı ol- duğunu ve Yargıtay'ın "genel işlem şartian" olarak adlandınlan bu tür s5zleşmelerin "hu- kuken geçerii sayüma- yacağı'' yönünde pek çok karan bulunduğu- nu acımsatan hukukçu- lar, ^İşletmeler fahiş orandaki bu faizi önce ödeyip ardından geri is- temedava$ı ya da borç- lu ohnadığmm tespiti davaa acabflir" dediler. Avjkat Vehbi Kahve- ci, ticari kredilere piya- sada /üzde 200 faiz ıry- gula>anlar varken bir banlânın yüzde 2000 uygulaması durumun- da krîdi kullanan işlet- menia aradaki farkı da- va eiebileceğini dile getirii.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear