14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET 8AYFA HABERLERİN DEVAMI 19 T U R K I Y E Istanbul B 9 Sinop Edime B 10 Samsun _8 Adana 8 Mersin Kocaelı B 9 Trabzon Çanakkale B 11 Giresun Izmir B T4 Ankara _Y 8 Diyarbakır Y 8 Şanlıurfa PB 7 Manisa B 12 Eskişehır PB 7 Aydın Denizlı 1j5 Konya PB 5 B 12 Sıvas PB Zonguldak PB 9 Antalya B 18 Kars Oslo B 6 Yurdun doğu kesmien parçalı, yer yer çok bu- luthj, Orta Karadenız kı- yılan, Doğu Karadenız, __^ Doğu Anadolu'nun do- Helsinki K 6 ğusu.GuneydoöuAna- Ştockholm B 4 dolu ile Doğu Akdemz . ri y Q yağışlı, yağışlar Kara- U U " U I < J ' a denizkıyılan.DoğuAk- Amsterdam B 11 denız ile Guneydoğu Brüksel B 11 Anadolu'clayağmur.dı- p_.:_ y n ğeryerlerdekarşeklın- L*""" ' 3 de olacak Havasıcak- Bonn lığıbatıdabırazartacak MÜnih DIS MERKEZLER K Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K 6 B B B B B B 4 5 13 6 10 8 14 13 5 Zürih Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire Sam K Y K B K K K B Y -2 16 -2 8 6 6 5 16 15 0Açtk Parçalı buiutlu ^Çokbututiu • > Yağmurtu Kart G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜKEK • Baştarafı 1. Sayfada lığıyla sunuluyor. Bu başlık "eskileri" yıldız yapıp satan dizeleri doğ- rulamıyor mu? Doğruluyor, çünkü: Hemen altında CHP'deki geJiş- meleri özetleyen bir başka başlık yer alıyor Inönü'ye 'Bizi toparla' çağnsı." Deniz Baykal'a karşı CHP'deki hareketlenmenin ilk ürünü "eski beş genel başkanın biraraya gelerek" bir mektup kaleme almalan. Mektup da mektup hani? Bomba, bomba! Açıkla- malara göre uyan. Yani; Baykal yönetiminin 4 aylık "icraatını değerten- direrek özellikle örgütte görevden almalar ve kongre sûrecine gidilirken birdenbire 21 binden fazla kişinin üye kaydedilmesi". Eğn oturup doğru konuşalım: Beş eski genel baş- kan, Baykal'ın genel başkan olur olmaz "kendine öz- gü bir CHP yaratacağım" bilmiyortar mtydı? Elbette biliyorlardı. Ama; başta Erdal Inönü. Bay- kal ile ekibinin CHP'yi yeniden ele geçireceklerini bil- melerine karşın, bu girişimi, bu hareketi önlemeyeyö- nelik ne yaptılar? Hiç! örneğin, Erdal Inönü kitabını imzalarken güncel si- yasetle ilgıli olmadığını söyleyerek CHP'de olan biten- lerin veya olup biteceklerin ayırdında olmadığı görün- tüsünü, izleniminiyermedi mi? Verdi! O sırada Altan Öymen genel başkanlık koltuğunda oturuyor, partıyı Baykal hizbinden anndırmak için her zamankinden daha çok yardıma, destege gereksini- yordu. Genel Sekreteri Tarhan Erdem'le partiye çekidüzen verme uğraşısındaydı. Ne ki bir kenara çekilen eski dört genel başkandan yardım görmediler. Baykal'ın seçildiği kurultayda da eski genel başkan- lar olaylan ve Baykal'ın partiyi tekrar ele geçirişini tri- bünden seyrettiler. Hikmet Çetin, vardı ama yoktu. Cezmi Kartay ıse fiili hizmette çok gerilerde kalmış- tı. Öymen'e bir ölçüde omuz veren tek insan, Murat Karayafçın. Ne hayal ama.. Bu tablodan ne çıkar? Hiçbir şey çıkmaz. Beş eski liderle ve onlann peşine takılan örgütte ve kamuoyunda desteksiz kişilenn birlikteliğinden olum- lu bir sonuç beklenebilir mi? CHP'de yeniden patlak veren parti içi çekişmeler sa- de insanımızın kafasındayereden, üstelık "CHPadam olmaz" diye özetledıkleri basit, ama giderek kökleşen yargının bir kez daha canlanmasına yol açacaktır. Umudunuz varsa hâlâ, "bakalım 5'ler yeriı hangi adımlan atacak" diye bekleyiniz. örneğin Erdal Inönü, yeniden fiili siyasete donecek mi? Yoksa yazılan ve yazılacak mektuplara katkıda bulunmakla mı yetinecek? Bugünlerde CHP'deki son olayjan, dikkatle, ne var ki gülümseyerek izleyen siyasetçi, kuşküsuz DSP lide- ri Ecevit Içinde diriik ye berabertik sağiamaktan hâlâ uzak gö- rünen bir rakibin halka güven vermeyeceğinin bilincin- de olan Ecevit; ilk seçimde CHP'ye vuracağı darbele- rin ana öğelerini şimdiden deftere yazıyor olmalı. Peki ama, sağ daha başka bir görüntü mü \ Hayır! O cephede de (örneğin Demokrat Türkiye "Par- tisi'nde) beceriksiz, halkın peşine takılmadığı ve takıl- mayacağı üçüncü, dördüncü sıradan adamlar, ahh Demirel partinin başına geçse de siyasette ikbal yol- lanmız açılsa, beklentisi ıçinde. Eski Cumhurbaşkanı'nı "Gel sağın lideri ol" çağn- lanyla fiili siyasete çekme kurnazlığı içindeler. Sanki ANAP, sanki DYP; DTP'nin peşine takılmaya hazırmış gibi. Ve Demirel... 18 Nisan'da Ismet Sezgin'in önderli- ğinde, 36 milyon seçmenli Türkiye'de 179.871 oy alan DTP'yi yüzde 10'un üzerine sıçratacak? Beklentileri bu: Ne hayal ama' BAS-HAŞ Yayınlan Meslekte elli yılı aşan yoğun deneyimlerin ürünü.. Vılmaz TunçKol GAZETECİNİN NOTDEFTER» lletişim Fakültesi öğrencilerinin, gazeteciliği meslek seçenlerin ve dünyanın bu en güzel mesleğine ilgi duyanlann başucu kitabı Genel Dağrbm: Papirüs Dağrtım (Tel: 0 212 527 01 53) ve başlıca kitapçılarda. Türkiye Gazeteciler Cemiyei kuruluşu BAS-HAŞ yayınlanndan olan bu kitabı, TürkiyeGazeteciler Cemiyeti'nden sağlayabilirsiniz. Adres: Türkocağı Cad. No: 1 Cağaloğlu Telefon:(0 212)513 83 00 Faks:(0 212)526 80 46 Zaran boria kapatmak istiyorlar• Baştarofi 1. yf ğı'nın (OIB) elindeki maden şirketlerinin za- rarlannın bor madenle- rinin kânyla kapatılmak istendiğini belirterek, "Rafine ürûn piyasası- na hâkim olacak yaü- nmlar yapükça özeüeş- tirme istekkri de şiddet- le gündeme getirttmeye başlandt" dedi. Kütahya'da siyanürie gümüş üretildiğini belir- ten Gürel, "Çevreyezarar vermeden devlet eliyleya- pıhyor. Bunuıı için halk hoş karşüryor" dedi. Gü- rel, "Kiın ne derse desm. IMF de dese bu böyle ol- maz. Madende özeHeştir- meyi çok zoriarsanız işin ucu kötüye gidiyor. Çin- kur özeUeştirüdi, kapan- dL tşçüer sokakta kâldı. Çinkur'a hammadde ve- ren ocaldar da kapandı" diye konuştu. ÖIB'nin elinde bulunan madenle- rin zarar ettiğini, bunun bor madenlenndeki kârla kapatılmak istendiğini kaydeden Gürel, "BizBa- kanlar Kurulu'nda bu ûç madenin de bize verihne- sini istedik. Bu netük ka- zanmadı" dedi. Gürel, borun özelleşti- rihnesinin şiddetle gün- deme getirilmek isten- mesini de, "Bu yılfaaKye- tegeçireceğimiztesislerde üreteceğimiz rafine ürûn- kr nedeniyie tspanya ve İtaha'daki baa tesisler kapanmak durumunda kalacak. Eti Bor bu alan- da da betirleyici olacak" diye açıkladı. Gürel, ÖIB'nin elinde Kütahya Gümüş, Elazığ Ferrok- rom ve Antalya Elektro- metalurji'nin bulunduğu- nu anımsattı. Bakanlar Kurulu'nun Seydişehir Alüminyum Tesisleri'ne yatınm karan aldığını be- lirten Gürel, "Bu tesis cumhumetinilkyTllann- da 60 bin ton kapasite ipn kurulmuş. Şu anda Tür- kiye'nm gereksinmesi 600 bin ton ch-annda. 300-350 mihoD dolariık yaönmla VTİda 500 mih on dolar ge- tirisi olur. Bu tesisin alü- minyum folyo bölümün- de 25 mihon dolariık bir yabnmla kola ve bira ku- tusu üretilebHir. Ydda 150 mttyondoiaıtk koiavebi- ra kutusu }iutdışmdan it- hal ediliyor. Yani pazan hazır" dı> e konuştu. Gü- rel, bu tesise yapılacak yatınm için hiçbir yerden kredi kullanmayacaklan- nı, Hazine garantisi dahi istemediklerini, tama- men Eti Holding'in kay- naklanndan karşüayabi- leceklerini de vurguladı. Bor madenlerinin dev- letleştirilmesiyle Türki- ye'nin dünyadaki pazar payının aşamalı olarak yüzde 45-50'sine sahip olmaya başladığını belir- ten Gürel, "Şimdi borun tonunu 15-20 dolara mal edi>x)nız_ 250dolara saü- yoruz. Bor bazı uç ûriin- lerfc kıjaslandığı zaman değeri }0z kat,bin kat ar- üyor"dedı. Bor rezervinin özeileştirOme modeli tSTANBUL (AA) - Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ti- caret ve Banka Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. Erdoğan Moroğ- ta, bor madenlerinin özelleştiril- mesinden vazgeçilmesinin en akıllı hareket olacağuu bildirdi. Prof. Dr. Moroğlu, Devlet Ba- kanı Yüksel Yalova'nın, bor re- zervlerini toplumun refahına sunma modelinin oluşturulması için ticaret hukukçulanna yaptı- ğı çağnyı değerlendirirken ticaret hukukçulannın bu işin sadece hukuki formunu belirleyebilece- ğini, asıl işin iktisatçılar ve ma- dencilere düştüğünü söyledi. Prof. Dr. Moroğlu şöyle dedi: "Bakanuı söyledikfcrinin ger- çekleştirilmesi, büyük bir yatn nm sermayesine ihtiyaç gösterir. Bu yaünm sermayesi de öyle az buz bir sermaye değOdir. Türki- ye bugün içinde buhınduğu eko- nomik koşullar nedeniyk bu ser- mayeyi dışandan temin etmek durumunda kalacaktır. Dışan- dan gelenler de bu stratejik ma- denin üstüne oturmaya kalkışa- caklardır. Bugün için bunlann özeDeştirilmesinden vazgeçilme- si en akılh harekettir." Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku öğre- tim üyesi Doç. Dr. Mehntet So- mer de, bunun ticaret hukukuyla ilgili bir konu olmadığını belirte- rek "Bu, doğrudan doğruya ül- kenin iktisat, ekonomik ve özek leştirme politikalanyla ilgili kO- nu" diye konuştu. Istenilen sis- temin kurulabileceğini ifade e- den Somer, "Ama bu sistem ne şekildc kurulacak? Bu çok uzun bir incekme konusu. Yani onun için iktisat, hukuk hepsi bera- ber olacak. Ama doğrudan doğ- ruya bir şey söyiemek mümkün değfl" dedi. Devlet Bakanı Yüksel Yalova, katıldığı bir televizyon progra- mında, Türkiye'nin elinde 500 ile 750 milyar dolar arasmda bor re- zervi bulunduğunu belirtip ülke- deki ticaret hukukçulannın hep beraber bu işe "kafa yormalan- nı" isteyerek kimseye "peşkeş* çekmeden bunu toplumun refahı- na sunmanın yolunu buhnalan çağnsını yapmıştı. Orhan Asena son yolcııguna ıığurlandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Tiyatro yazan Orhan Asena, sanatçı dostlannca ugurlandı. Asena, dün Büyük Tiyatro'da dü- zenlenen törenin ardından Cebe- ci Asri Mezarlığı'na demedildı. Kültür Bakanı fstemihan Talay, Asena'nın eserlennın evrensel de- ğer taşıdıgını belirterek, "O yeni yazarian, sanatçüan vüreklendi- ren bflge bir kişfl^e saİûpti" dedi. Asena için Büyük Tiyatro'da düzenlenen törene eşi Nerünan Asena, oğullan Aydın ve Bora Asena ile yakınlan, Kültür Baka- nı Talay, Devlet Tiyatrolan Genel Müdür Vekıli Faruk Günuğur ve sanatçı dostlan katıldı. Talay, Asena'nın iyi bir dost, arkadaş, eş ve baba olmasının yani sıra büyük bir yazar ve kültür ınsanı olduğu- nu belirterek, "O insanlara tşıkve- ren biroyunyazanvdL Onun eser- leri Türk inmnmı dünya insanuu anlaüyordu. Eserleri evrensel de- ğerler taşryordu" dedi. Talay, Asena'nın yeni sanatçıla- n, yazarian yüreklendiren bilge bir kişiliğe sahip olduğunu vur- gulayarak sanat çevrelerine baş- sağlığı diledi. Tuncer Cücenoğhı da, Ase- na'nın tüm dünya halklannı ügi- lendiren birçok oyunu olduğuna işaret ederek "Hümanist yaklaşı- mı olan bir sanatçnmzdi. Hiçbir kıskançhğı olmayan bir yazaıtu. Genç yazarlann önünü açmak Orhan Asena'nm cenaze törenine Başbakan Ecevit'in yani sıra bakanlar, miBetvekiDeri, aDesi ve dosttan kaükh. için inanılmay mücadele verirdT diye konuştu. Daha sonra törene katılan sanatçılar, karanfıllerle çevrilen sahnenin ortasına konu- lan Asena'nm tabutu önünden saygı geçişi yaptılar. Asena, alkış- lar arasmda Büyük Tiyatro 'dan ugurlandı. Asena için Kocatepe Ca- mii'nde kılman öğle namazına Başbakan Büknt Ecevit de katıl- dı. Asena daha sonra Cebeci As- ri Mezarhğı'nda toprağa verildi. Devlet Tiyatrolan Sanatçılan Derneği Yönetim Kurulu'ndan dün yapılan açıklamada, Türk ti- yarrosunun yeri doldurulamaz bir yazannı kaybettıği belirtıldi. Açıklamada. şöyle denildi: "Orhan Asena. sadece oyunlarry- la değil,kişüiğrvicde hepimizinsev- diği, saygı duyduğu örnek bir ay- dındL Şili'de Av'dan Tohum ve Toprak'a, Nâzun Üçlemesi'nden Gügameş'e bütün oyunlanyia yal- nızca yaşadığı topraklara değfl, dünyaya ve çağnıa tanıkhk etmiş, ayna rutmuşru. Asena'yı kaybet- menin derin üzüntüsü içindeyiz. Tiyatrodünyamıza ve aOesine baş- sağhğı dfliyonız. Oyunlan bizünfc yaşay'acak,sözkri sahnekrimizden size ulaşmaya devam edecek." Ankara ahmyor, Atina ortada, Berün hoşnut OSMANÇirrSAY FRANKFUKT-Anka- ra'nm Almah yapımı 'Le- opard V tanklannı ahnak- tan vazgeçhğı ileri sürül- dü. 'Bfld' gazetesinde yer alan bu haber, Türkiye'ye silah göndenlmemesinde ısrarlı olan küçük ortak Yeşıller nedeniyle hükü- mette bir anlaşmazlık çık- masmdan korkan çevrele- re de derin bir nefes aldır- dı. Atına'run ise 'Leopard V tanklan konusunda is- tekli olduğu, üreticı Al- man firması tarafından kendisine bazı ödeme ko- laylıklan sağlandığı, an- cak Yunan Maliye Baka- nı 'nm, bu harcamanın ge- tireceğı ağu- yük nedeniy- le 'düşündüğü' bildinldı. Sanayı çevrelerinde de iyi haber alan kaynaklara sahip ve yüksek tirajlı 'BOd'e göre Ankara, ha- len eünde bulunan Ame- rikan yaprau 700 kadar M-60 tipi tankı, Israilli teknisyenlerin yardımıyla yeni gereçlerle donatacak. Bu tanklara yeni motorlar ve gece görmeyi de sağla- yan araçlar takılacak. Öte yandan Atina'nm yüksek silahlanma prog- ramı nedeniyle, almayı planladığı 250 tank hak- kında 'ince düşünmeyi sürdürdüğü' kaydedildi. Dışandan aunacak olan silahlann Yunan bütçesi üzerindeki ağır yükü ne- deniyle bazı kalemlerde sadeleştirmeye gidilebile- ceği savunuldu. Ekonomi gazetesi 'HandelsUatt'ta yer alan bir haberde de, Atina'nm 10 yıl içinde Ankara'nm 2025 yılına kadar 150mil- yar Euro'luk bir silahlan- ma harcamasında buluna- cağı iddiasına yer verildi. Leopard 2 üretici 'Kra- uss Maffei' firmasırun, tanklar için, donanımlarda bazı sadeleştirmelere gi- derek 2 milyar 250 milyon euroluk bir fatura önerdi- ği, bu arada Ingilizlerin 'Challenger 2'ler için 2 milyar 500 milyon ve Fransızlann da 'Ledere' için 2 milyar 580 milyon euroluk hesaplar çıkardığı öğrenildı. Ukrayna ve Rus yapımı tanklann ise ihalede bir şansı bulunma- dıgı savunuldu. Atina, gözlemcilere gö- re, satın almayı düşündü- ğü 250 tank için 1.5 mil- yar euroluk bir para ayır- mıştı. Bu niyetin kendisi- ne 2 mılyar eurodan daha fazla birparaya mal olaca- ğını saptayan Yunan Ma- liye Bakanı Yannis Papan- tonio'nun, savunma har- camalan karşısında sıkm- tılı anlar yaşadığma dik- kat çekildi. Simitis hükü- metinin 60 adet Eurofigh- ter için 4.8 milyar euroluk bir harcamaya hazarlandı- ğı da ileri sürüldü. Ulusla- rarası gözlemciler, Ati- na'nm silahlanma harca- malannın, Türkiye'nin 1000 tanklık harcamayı yapıp yapmamasına bağh olduğunu düşünüyor. DYP ve FP'den içtüzük içîn iptal başvurusu ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Muhalefet, TBMM'de gücü- nü zayıflatan içtüzük değişikhği- ni Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. DYP ve FP'h bazı milletvekilleri, TBMM Içtüzüğü'nün 4 maddesı- nin iptali istemiyle Yüksek Mah- keme'ye başvurdu. DYP Amasya Milletvekili Ah- met İyimaya, dün Anayasa Mah- kemesı'ne gelerek, değiştinlen TBMM îçtüzüğü'nün 60. madde- sinın 6. fikrasının "soru ve cevap süresi 10daldkaflesuurbdn-" hük- mü, "kanun tasan ve teküflerin genel kurukla görüşülmesini'' dü- zenleyen 81. maddesi, 87. madde- sinin birinci fikrasınm son cüm- lesi, aynı maddenin sekızinci fık- rasına eklenen cümle ve 91. mad- denin iptali ile aynı maddenin yü- rüflüğünün durdurulması iste- miyle başvuruda bulundu. İyima- ya, dilekçeyi Anayasa Mahkeme- si Genel Sekreteri Sadi Büyüke- ren'e vermeden önce gazetecıle- re yapöğı açıklamada, TBMM'de 9 gün önce gerçekleşen içtüzük değişiklığinın "tarihe not niteli- ğmde siyasal gefişmeler ortaya çı- kardığmı" söyledi. 'Sorun oyla- ması' ile 'rapoıiarm müzakeresi- ne' ilişkin maddelerin iptalini is- temediklerini belirten iyimaya, sadece 91. madde ile ilgili yürür- lüğü durdurma taleplen bulundu- ğunu söyledi. iyimaya, "91.mad- dede yapılan düzenlemenin rüteB- ği ortaya konulduğu zaman Türk demokrasisi bu yöntemle büyük yara ahnaktadır. Bu madde ile Türkiye'de ilk defa açık yasama- dan kapalı yasamay a ve müzake- resizyasamaya geçüecektir" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Ağustos 1951 tarihli Bakanlar Kurulu karannın kal- dınlmasıyla, Nâzım'a it'bar iadesinin söz konusu olamayacağını vurgulamış, devam etmiştik: Bir itibar ladesı söz konusu ise bu, siyasiler açı- sından geçerlidir. Ülkeyi yöneten siyasilerin 50 yıl ön- ceki ayıbı ortadan kalkmış olur... Bugünkü Bakanlar Kurulu ile 50 yıl önceki Bakan- lar Kurulu arasmda bir karamame boyu yol alınma- dığı anlaşılıyor. 50 yıl önce DP, hukuksal değil siyasal nedenlerle Nâzım'ı yurttaşlıktan çıkarmıştı, bugün de koalis- yon hükümeti konuyu hukuksal değil, siyasal ze- minde tartışıyor. MHP'lilerin tartışma biçimi aynca ele alınması ge- reken bir konu. 32 tarakta bezı, her konuda tezi olan Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay şöyle buyuruyor "Dirisi işimize yaramadı, ölüsü mü yarayacak?.. • Hem nereden büyük şair oluyor?.. Kurtuluş Savaşı Destanı'nı daMoskova'dayazmıştır... Üstelikonun Kurtuluş Savaşı'yla da ikjisi yoktur, adını öyle koy-' muştur..." Şiirden sorumlu Devlet Bakanı'nın bu tezlerinden yola çıkarsak, bir şair şiir yazmışsa, öncelikle bunu yazdığı yer önemlidir. Adını ne koyarsa koysun, bir uzmanın şiirin içeriğini yorumlaması gerekir... Üleştirme Bakanı Enis Öksüz de Çay'ın gerisin- de kalmıyor. "Nâzım Hikmet'in vatandaşlık için ken- disinin başvurması gerekir. Biz yanlış iş yapmaya, yanlış iş partiye zarar verir" diyor. Öksüz'ün mantığına göre de Nâzım'ın mezardan kalkıp gelmesi, yurttaşlık başvurusunu yapıp gitme- si gerekiyor. Tabii bu başvuru yapıldıktan sonra da MHP'lilerin çıkarlanna ne kadar uygun, buna bak- malı, ondan sonra karar vermeli... UNESCO, 100. doğum yılı nedeniyle 2002'yi Nâ- zım Yılı ilan etmeye hazırtanıyor. Bir başka deyişte dünya Nâzım Hikmet'in şairliğini kabul etmiş, UNES- CO onu dünyaya mal ediyor, biz içerde hâlâ şair miydi değil miydi tartışması yapryoruz. Galiba yazının başında tepkisini aktardığımız ede- biyat öğretmeni haklı, Nâzım Hikmet'ı bu anlayışın elinde oyuncak etmemek gerekiyor. Türkeş'in malvartığı... Ikinci bölümü yine MHP'yle ilgili bir başka konu- ya, Alparslan Türkeş'in malvaıiığına ayıralım. Türkeş'in birinci eşinden olan kızryla ikinci eşin- den olan kızı, babalannın malını paylaşamıyor. Bu- gün olup bitenlere bakıp, en çok kazandıran şirket- ler siyasi partiler diyoruz ama görünen o ki gelenek eski... Türkeş'in triryonlan bulan matvarlığının normal şartlar altında elde edilmediğini herkes kabul ediyor. Bu yüzden bugün ıktıdar ortağı olan MHP'liler de 'Biz Türkeş'in maddi değil, maneviminasına sahi- biz" deme gereği duyuyor. Tartışmanın üç boyutu var. - Paralann kaynağı. - Paralann kullanılış biçimi. - Paralaria yürütülen faaliyetterin ideolojik içeriği. Üçü de çok net değil. Türkiye'nin yakın tarihiyle az-çok ilgili herkesin bu konuda gorüşü vardır. Pa- ra kaynağının, iç-dış ülkücü tabandan örtülü öde- neğe kadar uzandığını görüyoruz. Kullanım biçimi- nin denetime kapalı olduğunu görüyoruz. Asıl önemli olan ideolojik ıçeriğinse dörremlere göre değıştığı anlaşılıyor; 70'lerde komando yetiş- tir, 90'larda kurultaylar düzenle... Demokrasi deyince aklımıza seçim, düşünce öz- güriüğü, kişisel haklar gibi kavramlar geliyor. Çok doğru. Ancak, demokrasinin yaşama geçirilmesin- de rolü olan kurumlann harcadıklan paralann dene- timi de demokrasinin önemli bir kuralıdır. Bu ve benzeri pek çok konuda kendi kurallannı kendisi düzenleyen MHP, Nâzım'ın yurttaşlık karar- namesini ıncelıyormuş: Hukuka uygun mu? ankcum@ttnetnet.tr Isviçre, soykmmı 13 Mart'ta tartışacak EMİNE KARAKtlAPOĞLU CENEVTIE - Sözde Et- meru soykınmının Isviç- re Parlamentosu'nda ele alınması, Türkiye'nin bü- tün diplomarik cabalanna karşın engellenemedi. Parlamentoyu oluşturan i- kı alt meclisten bırisi ko- numundakı tsviçre Ulusal Meclisi, 13 Mart'ta Erme- ni soykınmı yapılıp yapıl- madığıru tartışmaya karar verdı. Hükümet, "Ermeni soylanmına ilişkin bir utuslararas]mahkemeka- ran obnadtğmdaa, tsviç- re bu konuda karar verme poztsyonunda değüdir" yönündeki tavnnı korur- ken "yasa çtkardmas" ve- ya "deklarasyon yayım- fauunaa", ulusal konseyın vereceği karara göre be- lirlenecek. Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Metin Ornekol, soykınmın gün- deme alınmaması için bü- yük çaba sarf ettiklerini, ancak 'başvuru' yapmak mületvekillerinin demok- ratik hakkı olduğundan, engellemenin mümkün olamadığını belirterek "Hükümet bugünkü rutu- munu sürdürürse, başvn- runun reddedflmes konu- sunda umutiuyum. Eğer reddedüirse de bu Türld- yeiçinbüynkzaferolıır n dedi. Yunan asıllı milletveki- li Josepfa Zsyadisve 5 mil- letveküinın verdiği, Er- meni soykınnurun Isviç- re tarafından kabul edil- mesını isteyen önergenin, meclisin, 5-23 Mart tarih- lennde Lugano'da yapıla- cak bahar oturumunda ele alınmasma kararverildi. 6 Haziran'da ilk başvurusu- nu hükümete yapan ve "DiğerAvrupa panamen- tolan gibi tsviçre'nm de Ermeni soyiarunuu tanı- masffii" isteyen miUetve- killerinin başvurusunun kabul edılmesi halinde, yasa çıkanlması veya deklarasyon yayımlanma- sı gündeme gelecek. Yasa çıkanlması için ise konu- nun Kantonlar Mecli- si'nde de ele alınması ve ardından248 kişılik parla- mento tarafından gerekli yasa haarlıklannın yapıl- ması gerekiyor. Ermeni "soykınmının Fransa'da tanınmasının ardından birçok ülke par- lamentosuna taşınmak is- tenen sözde Ermeni soy- kırımının Isviçre Parla- mentosu tarafından da onaylanması, bundan son- raki girişımleri de kolay- laştıracagından Türkiye için büyük önem taşryor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear