14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Berlin J de enfazla tartışmayaratanfilmialkışlayanlar da var, nefret edenler de Haımibal seyirciyi ikiye böldüVECDİSAYAR Amerikan si- nemasının Ber- lin'e gönderdiği filmler arasında en fazla tartışma yaratan, yanşma dışı gösterilen "Hanmbal"dıhıç kuşkusuz. Gös- tenmegırdığıan- dan ıtıbaren Amerika'da hasılat rekorlan kıran fılm, Berlin'de seyirciyi ikı gruba ayırdı; fılmi bir mizah başyapıtı ola- rak alkışlayanlar da var. filmden nefret edenler de. 51. Berlin Film Fesrivali'nin ya- nşmalı bölûmünde Steven Soder- berg'in "Trafik" (Traffic) ve Mi- ke Nichols'un "Akd" (Wıt) ve ya- nşma dışı gösterilen Phiüp Kaırf- man'ın "Quills" filmlen ıle göz dolduran Amenkan sineması, yanş- ma dışı göstenlen diğer ikı yapım- la düş kınklığı yarattı. Bunlardan il- ki, dün değındığımiz RogerDonaM- son'un "On üçüncû Gün" adlı si- yasal genlımı, ıkincısı ıse Ridley Scott'un "HannibaPı. Genlim-kor- ku türûnûn en başanlı örneklerin- 'Hannibal', 'Quüls' in günceflik kazandınhğı tarüşmaya somut bir örnek oluşturuyor. Yasaklanmah mı voksa, yaş sınırlaması ile mi yetinilmeü? den bıri olan "Kuzulann SessizB- ğPnın devamı niteliğındeki fılmin sanatsal başansından çok, pazarla- ma stratejisirun ustalığından söz aç- mak olması. Gerçekten de "Düel- fcVBladeRımııerVTnelmaveLo- ınse" gibı çok başanlı fılmlere ım- za atan, "Gtodyatör"le bu yüın Os- car yanşuıda rekor sayıda adaylık kazanan Ingiliz yönetmen Ridley Scott'un kanyennde başan hane- sine kaydedilecek bir film değil "Hannibar. Fılmin mezıyetlerinı tü- müyle göz ardı etmek nıyetmde de- ğılim. Ama, Scott'a yakışmayan bir ticari tezgâh olarak görüyorum "HannibaTi. Zaten, Scott'un kari- yeri iniş çıkışlarla dolu ("1492*yi anımsayın). Güzel FBI ajanı Clarence Star- lıng'le korkunç ve dâhi katıl E>r. Hannibal Lecter'in bir akıl hastane- sinde buluşmalanndan bu yana 10 yıl geçmiştir. Starling, bu karşılaş- Patrice Chereau'nun 'Samimiyet'i cesur, carpıcı sevişme sahneleriyle sinema tarihinde yer alacak dnselliğin yaşamımızdaki rolüInsan doğasuıı sömünneyi amaç- layan "HannibaTe inat, Avrupa sineması insan doğasuıı anlama çabasım sürdûrüyor. Fransızlann ustatiyatro-sinema yönetmeni PKrt- rice Chereau, "Samimiyet'' (Inti- macy) adlı filmınde aşkı ve cinsel- liğı sorgulamayı sürdûrüyor. Fümin erkek kahramanı, evini ki- ralamaya gelen bir kadınla ilişki- ye girer. Tek bir sözcüğün bile ko- nuşulmadığl, yalmzca cinselliğin paylaşıldığı bu ilışki, kısa sürede bir tutkuya dönüşür. Kadınla erkek, her çarşamba buluşarak sevişmek- tedırler. Erkek, kansından boşan- mıştır ve yalnız yaşamaktadır. Iki- si de birbirleri hakkında hiçbir şey bilmemektedirler. Erkek, kadının kimliğini anlayabılmek ıçin onu takibe başlar. Çok geçmeden onun evli ve çocuk sahibı olduğunu, bir tiyatroda oynadığını öğrenır. Hiç konuşmamayı sürdürürler ama.. ikisi de rahatsızdır bu durumdan. Ta ki, koca durumu fark edene ka- dar... Patrice Chereau, Hanif Krueis- hi'nin öykülerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği filminde, kadın-er- kek ilişkisine değgin yaşamsal so- rular soruyor. Yanıtlama çabasına Kerry FCK ve Mark Rybnce'ın ödûl kazannusı sürpriz olmaz. girişmeksizin. Cinselliğin yaşa- mımızdaki rolûnü vurguluyor si- nema tarihinde yer alacak derece cesur, çarpıcı sevişme sahneleri Ue. Bir ihşkinin en saf hali cinsel- lik midir? Buna eklenecek her öğe, karşı tarafa ilişkin en ufak bir bil- gi bile bu samimiyeü bozabilir mi? Kıskançlık, cinselliğin doğal bir uzantısı mıdır, yoksa toplumsal yaşamın bir cilvesı mP Cinselli- ğin ötesindeki pa> laşmalar kaçınıl- maz olarak mülkiyet duygusunu mu getirir? Kadının kocasıyla pay- laşüğı sıradan yaşamdan mutlu ol- madığı aşikâr. Peki, bu tanımadı- ğı erkekle girdığı dişkı bir çıkar yol olabilir mi? Öci sevgili, hiç konuş- madan, birbirlenni tanımaya çahş- madan, salt cinselliği paylaşarak bu ilişkıyi sürdürselerdı. mutsuzluğu önleyebilirler mıydi? Chereau'nun yaşama bakışı ol- dukça acı, belki de umutsuz. Ka- dın-erkek ilişkisini ya da kıskanç- lık duygusunu, mülkıyetın bulaş- tığı her türiü ihşkjyrçıkma^btr yol olarak görüyor. Ve gerçek sa- mimiyeti hiçbir hesaba kitaba da- yanmayanbırıhşkide.gözünübu- daktan sakınmayan bir cinsellikte anyorbesbelli. Açmazlannı bile bi- le. (Bertolucci'nın başyapıtı "Pa- ris'te Son Tango"yu anımsadınız değıl mi?) Chereau, kimi sahneleri teatral bir ağırlık taşıyan bu zor bir pro- jenm üstesinden gelmiş. Kanımca, son günlerde düzeyi epeyce dü- şen yanşmamn -en iyi filmlerin- denbma Samimiyet'' Yönetmen, oyunculuk (MarkRyiaııce, Kerry RH) ya da görüntü yönetmeni (Eric Gautier) daüarından birinde bir Gümüş Ayı kazanması sürpriz ol- maz... En önemli meziyeti, sami- miyeti hiç kuşkusuz. manın izlerini hâlâ unatamamıştır. Hannibal ise hapisten kaçaktan son- ra izini kaybettîrmiş, sessizliğe bü- rünmüştür. Hannibal'i unutamayan bir başka kişi daha vardır. Kurban- lan arasında yer alan miryoner Ma- son Verger. Tüm yaşamını parçalan- mış bir yüzle ve tekerlekli sandal- yeye bağlı olarak geçirmek zorun- da kalan Verger, Hannibal'le he- saplaşacağı günü beklemektedir. Bu iş için ajan Starling'i yem ola- rak kullanmaya karar verir. Bu ara- da Hannibal de yeni cinayetlerine ha- zırlanmaktadır. Hopkins ustahğmı gösterdi Ridley Scott nankör bir alan olan "devam famTnın tuzaklanndan fil- me bu- mızah tadı vererek kaçmayı denemiş. Bu yaklaşun filmin bazı bölümlerinde çok iyi sonuç verirken, vahşeti sömürdüğü (örneğin, Han- nibal'in canlı canlı uısan beynı ye- diği) sahnelerde ipi ucunu elınden kaçınyor. Anthony Hopldııs'in us- talığma ise diyecek yok. Scott'un fil- me katmaya çahştığı "humour", Hopkins'ın yorumunun her karesi- ne sınmış. Ama diğer oyuncular için aynı şeyi söylemek zor. Bu yüzden de zaman zaman "humour'' ken- dinı unutturuyor. 0 zaman da geri- ye fazla bir şey kalmıyor. Çünkü, "Kuzulann Sesszfiğrnin psikolo- jik yoğunluğundan, nüansîanndan yoksun bir fılm "Hannibal". Scott'un genlımı her an ayakta tut- makta başansına diyecek yok da insan doğası üstüne düşünce üret- me çabasıru bilinçli olarak es geç- tığı (Amerikan seyircisı düşünün- ce rahatsız olur.. biliyorsunuz) an- laşılıyor. David Mamet'in Thomas Harris'in romanından yola çıkarak yazdığı senaryo, teknik olarak mü- kemmel. Ama fıuııın içenğı alabil- diğine tartışmaya açık. Seyircmin, son derece zeki, centilmen, bir o kadar da duygulu bir kişilik kazan- dınlan Dr. Hannibal Lecter karak- teriyle özdeşleşmesi gibi bir tehli- ke var ortada. Insanın içindeki sal- dırgan duygularm sömürübnesi de- ğil de nedır bu? Belkı de, filmin yapımcılannın bilinçli bir seçimi bu. Çünkü, seyirci fıhnin kahrama- nı ile ne kadar özdeşleşirse, hasıla- tın o oranda yüksehnesı doğaldır. "Hannibal", tt QuiUs" filmınin güncellik kazandırdığı tartışmaya somut bir örnek oluşturuyor. Için- de saldırgan eğilimler banndıran bir seyirciye kötü örnek olması, onun içgüdülerini sömürerek şidde- te yöneltmesı söz konusu olabilir bu filmın. öyle ise yasaklanmah mı Hannibal? Yoksa, yaş sınırlaması ile mı yetinilmeli? Kendi payıma, bir sanat yapıtuım alıcısına ulaşması- nın engellenemeyeceğine inamyo- rum. Tabii, yaş kısıtlamasını -bi- zim ülkemızde olduğu gibi göster- melik değıl- cıddıyetle uygulamak kaydıyla. Beş çocuğun serüveni BERLİN (AFP) - Polonyalı yönetmen Wojciech Marczevvski'nin 'Wieiser' adlı filmi çarşamba günü Berlin Film Festivali'nde gösterildi. Polonya'da 1960'lann sonlanndakı antisemitızm döneminde geçen filmin öyküsü, beş çocuğun serüvenlerini konu alıyor. Pawelle Hueüe'nin romanından uyarlanan 'Waser', 12 yaşlannda dört çocuğun ve onlann yaşındakı bir Yahudi olan David Weıser'in öyküsünü anlatıyor. Altm Ayı için yanşan fıhn, Polonya'da altmışlann sonlannda Yahudilerin ülkeden çıkanhnası tartışmalannın yapıldığı bir dönemi yansıtıyor. Filmden sonra yapılan konferansta Marczevvski, Polonya'nın 2001 yılmda artık Yahudi kültürüyle birlikte yaşamayı Wojciech Marczevvski öğrendiğini belirtti. Polonya'nın Yahudi kültürünün, kendi kültürünün bir parçası olduğunu artık anladığını belirten yönetmen. şımdı antısemitizm tehlikesmın olmadıgını, ama bunun izlerinın hâlâ var olduğunu söyledi. Fransız yönetmen Patrice Chereau'nun 'lntimacy' adlı filmi de çarşamba günü festivalde gösterimi yapılan filmler arasındaydı. Fılm, ilişkilerini sadece cınselliğe dayandıran bir çiftin öyküsünü anlatıyor. Altm Ayı için yanşan film için Chereau, "Sadece seks sahnelerini değil, rBmi bütün bir hikâye olarak görmenizi diöyorum" dedi. "Bu bir po'rno film değil, hatta bazen erotik bir flun bile değiL Güzel bir fîlm, çünkü ha>aa anlanyor." 'VVeiser' 60"lann sonlannda Polony^'daki Yahudilerin ülkeden çdtanbnasını anlatıyor. Doğu Avrupa'nın blues'unun belgesel filmi • Yugoslav yönetmenin rock grubu No Smoking Orchestra'yı. anlatan belgesel fılmi 'Super 8 Stories' Berlin Film Festivali'nde gösterildi. BERLİN (AFP) - Yugoslav yönetmen EmirKusturicanın kendi kurduğu rock grubu No Smoking Orchestra hakkın- daki belgesel filmi 'Super 8 Stories'in prömiyeri çarşamba günü Berlin Film Festivali 'nde yapıldı. Cannes Fihn Festiva- li'nde bırden fazla kez büyük ödülü alan dört yönetmenden biri olan Kusturica, mizahi ve sempatik Balkan hikâyelerini anlatan filmleriyle tamnıyor. Ama yönetmen, müzikle de ılgilenıyor. 'Super 8 Stones' de müzik grubunun üyelennin çocukluklanndan görüntüler, bombalanan Saraybosna ve Belgrad'dan 35 mm'lik çekim- ler ve grubun Avrupa tumesin- den görüntülerin montajından oluşuyor. Belgesel, grup üye- lerinin yol boyunca yaşadıkla- nnı yansıtırken onlann sanat üzerine, ülkeleri üzerine görüş- lenne de yer venyor. Kusturica'nın grubunda ça- lan, lngiliz punk grubu Tlıe Clash'ın eski üyesi JoeStrum- mer, No Smoking Orchest- ra'nın tarzını 'Yahudive\unaa müziğinin evüHği' olarak ta- nımlıyor. Kusturica, grubun yaptığı müziğuı temellerinin çingene müziğine dayandığı- nı söylerken grup üyelerinden biri de bunun 'Doğu Avru- pa'mn bhıes'u' olduğunu be- lirtiyor. Yapılan basın toplantısında Kusturica. grubun ülkesinde ve Avrupa'da topladığı ilgiden çok hoşnut olduğunu belirtir- ken, bu müzığın ınsanlan mut- lu ettiğini söyledi. Kusturica aynca sanat anlayışlannın top- lumsal terapi üzerine kurulu ol- duğunu dile getirdi. EsJadji Ue müzayede Külrür Servisi - Ed- kadjı Müzayede Evi'nde, 'Art'/KryafetveEHşle- meleri', 'Mücevher ve Saat' ve 'Ream' başlık- lı dört özel müzayede yapılacak. Yann saat 14.00'te 'Art Müzayedea' ıle baş- layacak açık arttırmada çeşıtli koleksiyoniardan geurilmiş gümüşlü likör takımı, Fransız gümüş karaf takımı, Osmanlı pazan ıçın yapümış por- selen masa saati, ttalyan tırnak ve ayna gibi ya- pıtlan saat 15.00'te ise 'Kıyafet\e Elişlemeleri' müzayedesınde Osman- lı bındallılar, yatak örtü- leri, çevreler, kuşaklar, seccadeler. yastıklar ve yüzlerce işleme satışa sunulacak Saat 16.30'da salon 4'te başlayacak olan 'Mücevherve Saat' mü- zayedesınde toplam 96 eser satılacak. Bu müza- yedede satışa sunulacak önemli eserler arasında elmas bir broş ve 18. yüzyıl Gelis koleksiyo- nunda olan Boulle Brac- ket saat yer alıyor. Saat 17.30'da salon 5'te ya- pılacak olan 'Resön' mü- zayedesinde ıse Abidin Dmo'nun raporlu 'Haiç- te'tablosullOOdolara, ŞefıkBursalı'nin yağlı- boya tablosu, Avni Ar- baş' ın tablosu 400 dola- ra, Ferdinand Bonhe- ur'un yağlıboya tablosu, Koekkoek ımzalı pey- zaj tablo, Muazzez'in 'ortaoyunculan' tablo- su. Burhan Uygur'un imzalı tablosu 550 dola- ra, tıyatro sanatçısı Ne- jat Uygur'un iki adet yağlıboya tablosu gibi toplam 181 tablo satışa çıkanlacak. Satışa sunulacak en pahalı yapıtlar ise Ha- roMSanuner'in 'Çiçek- HGöl'ü (4500-5000 do- lar) ıle Josef Meddek- er'in 'Orman' (4500- 5000 dolar) adlı tablo- lan. t^np Şm ve Orhan Veir • Külrür Servisi - Istanbu! Böyük Şehir Belediyesı Kültür Işleri Daire Başkanlığı, Varlık dergısi ışbirliği ile Orhan Veli'nin şiirlerini ele alan bir toplantı düzenliyor. Bugünsaat 14.ÖO'te Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştınlecek olan etkınlığe Hasan Bülent Kahraman, Hasan Sazyek, Önder Otçu, Murat Batmankaya ve Enver Ercan katılacaklar. Franscfihnödülü Iran'a • FRANSA (AFP) - Iranlı fılm yönetmem Rafi Pitts'in 'Senem' adlı fihnı Doğu Fransa'nın bir kasabasında her yıl yapılan Doğu sıneması festıvalinde büyük ödüle değer bulundu. Festivalde aynı zamanda Japon Yeni Dalga sınemasmm önde gelen yönetmenlerinden Kiju Yoşıda'ya da özel övgü ödülü venldi. Bir hafta süren festivalde toplam 45 fihn gösterildi. Doğu Fransa'da altı yıldır yapılan festival, Asya sinemasının Avrupa'da temsil edilmesı ıçin bir firsat oluşturuyor. Bu yıl festivalde Rafi Pitts, Hasan Yektapanah ve 'The Day I Became A Woman' adlı filmi 8 Mart Kadınlar Günü'nde dünya çapmda gösterime girecek olan Marzieh Meshkini gibi Iranlı yönetmenlerin yapıtlanna özel ilgi gösterildi. Altın Portakal Şiir Yanşması • Kültür Servisi - Altın Portakal Sanat Vakfı'nm tek edebıyat ödülü olan 'Akdeniz Altm Portakal Şiir Yanşması ve Sempozyumu'nun beşincisi bugün saat 10.00 ile 17.00 arasında AKM'de gerçekleşıyor. Her yıl ocak-aralık aylan arasında yayunlanan şiir kitapjan arasından seçilen ve 'Altın Portakal Şiir Ödülü'nün 2000 yılmdakı sahibı 'Küflü Şimşek' adlı kitabı ile Mehmet Taner oldu. Mehmet Taner şiirinin çok yönlü ele almacağı sempozyuma Sina Akyol, Hüseyin Peker, Ramis Dara ve Mustafa Durak'm yanı sıra sempozyumun onur konuğu Prof. Dr. Ahmet lnam da katılacak. BUGUN • MÜLKtYELtLERBİRLİĞt'nde saat 16.00'da Erhan Benerın katılacağı 'Bir Görüş - Bir Bakış' adlı toplantı yer alacak. (342 3015) • KÜLTÜR DOŞTLARIDERNEĞİ nde saat 16.00'da Kemal Özer'in katılacağı 'tkinci Yeniden Toplumcu Şüre' başlıklı söyleşi gerçekleşecek. (391 54 10) • İŞ SANAT'ta saat 19.30'da Hüseyin Likos vc özkm Soydan'ın 'Operalardan Aşk Şarkılan' başlıklı könseri dmlenebilir. (316 00 00) • CEMAL REŞİT REY'de saat 19.30'da Azerbaycan Devlet Opera ve Balesi'nin 'Leyla ile Mecnun' opcrası izlenebılır. (232 98 30)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear