17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
~ SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2001 PAZAR 10 P A Z A R J L A Z L L A R I [email protected] Siz de şiirsever işadamlanmızdan mısınız?Kanadalı işadamlan, üstlendikleri yoğun sorumluluklann gerilimini, şiirle gidermeye çalışıyor. Toronto Universitesi'ne bağlı "Eğitim Enstitüsü"nün (OISE) birkaç yıldır öncülüğünü yaptığı şiir seminerleriyle aradıklan tinsel doyuma yanıtlar arayan işadamlan,kadınlan ve insan mutluluğunun gizemlerini irdeleyen ünlü şair David Wythe'ı dinliyorlar sık sık. Şiir repertuvarında, dünya şürinin en doruk adlan var Kanadalı şairin. Kimi zatnan Dante'yı, kimi zaman Emily Dickinsonu, Goetbe ve Keats'i okuyan Davit Wythe, maddesel hiçbir kaygısı olmayan ama her birey gibi bir iç doyumsuzluğunun depremini yaşayan işadamlanna, Arap ve tbrani şiirinden, Tibet ve Moğolistan ozanlanndan ömekler okuyor. "Neden mutiu değüün" sorusunun labirentlerinde, hep ölümle vurgulanacak yaşamm gerçek anlamını anyor şair Whyte. Yumuşacık sesiyle, akıp giden söylemiyle tûm dinleyicilerini adeta büyüleyen şair, ezberindeki 300 şiirden ömekler sunarken lacivert giysiler içindeki orta yaşh, genç işadamlannı ve işkadınlannı, bir tapınç suskunluğu kavrayıveriyor. Dev uçak fabrikalannın yöneticileri, ünlü sanayiciler, büyük fabrikatörler var aralannda. Firma başkanlannın, başkan yardımcılannın, yönetici sekreterleriyle izledikleri şiir seminerinde, Çinli ozan Wu Wei Wu'nım şiirleriyle yaşam ve mutsuzluk gizeminin elektrik tanımlannı duyuyoruz. Çinli ozanın dizeleri, "tüm mutsuzhıgun" kökenselliğinde, bencillik saynlığının var olduğunu söylüyor bize. Daha sonra Davit İgnatov adlı lirik Amerikan şairine geçen Kanadalı ozan, "bizi tek boyutluluktan kurtaran şiirin, her zaman bir yaşam habercisi olduğunu" vurguluyor ve devam ediyor sözlerine: "Tümevanmm, insan ofanamn köprüsü olan şiir, ağniıklar alonda ezümişliğünizi hemen yok eden, kuşanlmışnğınuzı özgüriüğe ulaşnran bir ışık kaynağıdır" Son yıllarda, Kuzey Amerika'da eğitimli sosyal sınıfin manevi beklentilerine çözüm sunduğunu öne süren "motivasyon konuşmacılannı" alaya alan ozan Davıd Whyte, "Tüm insantağm ulaşmayı düşlediği ütopvanın. o bhimsiz annmışbğm hangi doruklar ardında olduğunu kim kestirebilir?" diye soruyor. Acılar döneminde, yılgınlığın üstümüze yüklendiği, üzüntünün bizi çemberlediği anlarda, hemen şiiri kucaklamamızı salık veriyor ozan. "Kitapçılara, kütüphanelere koşun" dıyor. Toplantıdaki iş dünyası üyeleri arasında San Francisco'dan, New York'tan ve Seattle'dan Kanada'ya coşkuyla gelen Amerikalı sanayiciler ve TORONTO ENGtN AŞKIN şirket başkanlan da var. David Whyte'ı birkaç yıldır hiç kaçırmayan şiir tutkunu üp sanayicisi Psikolog Dr. Jim Leonidas, "tçimizde büyüyüp giden doyumsuzluğa, darboğazlardaki bir çıkış vohı aranz. Ben hep bu duyarn şairin sesiyle anndun" dıyor. işadamlan, mesleklerinin tipik saynlığı, ülserin sızısıyla, depresyon bunalımıyla, hissedarlar toplantısını düşünürler hep. Kimselerin gözünün yaşına bakmayan şirketsel karmaşada, yıllık bilançosunun "dip çizgisiyle'' bağlamlı olan kâr raporu, işadamının geleceğini belırler. Iş dünyasından, başka tanımlara da sıçramış olan "dip çizgisi-bottom Bne" deyişi, her türlü aynntının en altında, en belirleyici bir başan göstergesidir. Kısacası, kâr düzeyinin en yüksek boyutlara ulaşmasını bekleyen hissedarlar ıçin bakılacak tek yer, daima "dip çizgisidn-". Omuzlanndaki yoğun sorumluluğun yıpratıcılığından hiçbir işadamı kurtuhnuş değildir. Bu yüzden de, fıziksel bunalımı büyüyüp giderken manevi üzüntüsü, iç kaygısı ve yalnızlığı da eş oranda dallanıp budaklanır. Kanadalı ozan Walt VVhftman'ın "Çimen Yapraklan'' adlı yapıtından ömekler sunmadan önce, o ele avuca sığmaz şiir ustasının yaşamından bölümler aktanrken ilkokulu bile bitirememiş o duyarhlıklar ozanının, şiire 40'ından sonra başladığına dikkati çekti. 1870'lerde kısa bir süre Kanada'da yaşamış olan Whitman'ın, uzun bir dışlanmışlıkla karşılaştığını söyleyen Kanadalı ozan, kural tanımayan, konformızme diş bileyen "Whitman'ın bir başucu ozanı" olduğunu belirtiyordu. Sonra Walt Whıtman'ın. güzelim şiiri "Kendimin Şarkısı''ndan bölümler okudu bize. David Whyte o şiir ardından ozanın, birçoğumuzun belleğinde bir sevda arusı gibi kıpırdayıp duran "Hey Kaptan, Benim Kaptanım" adlı şiirine geçecekti. Bir güvertede can veren, ulaşmayı düşlediği limana ulaşamayan bir kaptarun söylencesiydi o şiir. Kıyıda boşuna bekleyenlerin, boşuna çiçeklenmiş sokaklann çığlığı vardı o şiirde. Denizlerin söylencesini anlatıyordu o şiir. Düşlerimizdeki denizlerin, düşlerimizdeki kaptanlann şiiriydi o. Kanadalı işadamı, sınırsız varsıllığına karşın, bir gün her şeyin biteceğini yadsıyamazdı. Tinsel doyumsuzluğun onu boğduğunun ayndındaydı hep. Yahlar, köşkler, bankadaki 6 sıfırh hesaplar iyiydi hoştu ama ölümcül yazgının asla değişmeyeceğini biliyordu. Gerçekte, şu kısacık yaşamın tüm görkemine ulaşabilmekti onun da düşü. tşadamı ya da işkadını, şiire iç evrenimizi kara duyulardan anttığı için koşmuştu. David Whyte, Alman ozanı SchiOer'in, Beethoven'ın 9. senfonisine esin kaynağı olan şiiri "Kıvanca Övgû"den bazı dizelerle bitirdi toplantıyı: Tüm evreni kucakladı kardeşlik / Nereye dokunsan karanlıklar çiçeklendi / Belırsin her bölümde cennetin çocuklan / Gücün yıldızlarla yerküreye egemendi / Gelin kıvancı yudum yudum içelim / Gelın kutsayalım cümbüşünü evrenin / Doğa'nın bitimsiz sevecen göğsünde /. Kanadalı işadamlarının şiir tutkusunu, Türkiye'de ve Kanada'da yaşam süren Türk işadamlannda görebilir miyiz dersiniz? Aklımız bu soruyla uğraşadursun, gelın 4. Murad'ın boğdurttuğu şair NeTi'ye kulak verelim: Padişahım bugünden ahdım olsun, kimseyi hicvetmeyeyim amma / Vereydin ger icazet, hicvederdim baht-ı nâ sâzı /. Şair Nef i şunlan söylüyor: "Padişahım, bugünden rabaren künseyi hicvetmemeye yemin ettün ama, izin verseydin şu uygunsuz bahtımı hkvederdnn." Hollanda'da yeni yıla girerkenHollanda yeni bir yıla girdi. Amsterdam Meydanı ışıl ışıldı. Dört gün önce yağan karlann izleri hâlâ yol kenarlarındaydı. Utrecht, Amsterdam'a nazaran daha az hareketliydi. Gece açık olan her yer doluydu. Herkes rezervasyonunu önceden yaptırmıştı. Hafiften yağmur çiseliyordu. Bu iyi bir gelişme. Yoksa bu gecenin soğuğuyla ara sokaklarda tuzlama yapılmadığmdan buzlanma olabilir. Ankara'daki gibi kar, yağmur yağdığmda trafik tıkanmıyor, durmuyor burada. Çarpışan arabalara da rastlamıyorsunuz yolda. 2000'in sona erdiği günde, 200l'e merhaba diyen Hollandalılann dilınde bir gece önceki üç saati aşan bir canlı televizyon programının değerlendirihnesi, 15 ayn ülkede yapılan ve yayımlanan programın Hollanda versiyonu vardı. Veronica kanalında yayımlanan "BigBrother" dizisı. 105 gün süren, dileyenin özel kanaldaki bölümüne girerek 24 saat izleyebildiği bir canlı yayın programı. 5'in üzerinde önceden birbirini tanımayan evli, bekâr, erkek, kadın, bir evde dışanya çıkmadan 105 gün ortak yaşıyorlar. Yaş ortalamalan 18-55. Programa katılmanın önkoşulu, birbirini tanımayan insanlardan olmak. Başvurulardan yapılan seçim sonucu oluşturulan grup, 105 günlük kapalı bir yaşama başlıyor. Hollanda'daki program, önceden yapılan bu programın yeni insanlarla gerçekleştirilen ikincisi. Evin içinde 20'nin üzerinde kamera bu kişileri sürekli izliyor. Özet yayın her gün veriliyor. Insanlar para da ödeyerek telefonla programa katılıp, u bu çıksın, bu kalsın" diyorlar. Kamuoyu katılımına göre programdan çıkarılma oluyor. 105 gün sonra fınal programına kalan genç bir bayan ve erkek ile evli, orta yaşm üzerinde bir erkek.. üç kişi. Bu üç kişi içinden elenme sonucu iki kişinin aynhnasıyla kalan tek kişiye verilecek armağan 250 bin florin. Yaklaşık 65 milyar TL. Bu programlann dünyada 1 AMSTERDAM tSMAÎL BAYER milyar kişi tarafmdan izlendiği belirtiliyor. Gün boyunca 105 gün hiç dışanya çıkmadan, kapalı bir mekânda birlikte yaşıyorlar. Salondan tuvalete, banyodan yemek odasına vanncaya değin her anlan kameralarla saptanıyor ve anında izlenebiliyor. Birlikte uyum içinde yaşamayı denemeye çalışıyorlar ve her anı mılyonlarca insanm gözü önünde. 105 günün sonunda dışanya, özel hayatlanna dönecekler. Televizyon programcılan istemezse, kendileri istemezse bir daha belki hiç karşılaşmayacak ve görüşmeyecekler. Ortak yemek yemekten, ortak banyo kullanmaktan, cinselliği ortak yaşamaktan ve bu yaşam biçimlerinin 24 saat anında izlendiğini bilerek bir uyum denemesi yapıyorlar. Program bitince tekrar önceki yaşam lanna dönecekler. Bu kişılenn aileleri, yakmlan, dostlan da son programda canlı yayında.. dışanda izleyiciler kendi _ ^ _ _ _ _ yakınlannaoy vermeye çağınp, ödülü almasını istiyorlar ve çok mutlu görünüyorlar ve bunu belirtiyorlar. Sonunda genç bayan ödülü alıyor. Şimdi gerçek yaşamlarına dönecekler. 105 günlük oyun bitiyor. 105 gün, yaşamlannı nasıl etkileyecek bilemiyoruz. Ancak, yalnızlığın, bireyciliğin yöneldiği bir arayışla bir değişik dönem yaşanmış oluyor. Kamuoyu onlan izliyor, tartışıyor. 2001 'de programın yenisi başlayacak. Türkiye'deki dizilere dönelim. Örneğin çoluk çocuk herkesin ilgiyle izlediği "tküıci Bahar" dizisıne. Birlikte yaşama kültürü oluşturma, üretim süreçleri, sımsıcak insan sevgisi, aile bağlan, dayanışma, canlı bir yaşam izliyorsunuz. Amaçlan var, istekleri var, sorunlan var, çözüm arayışlan var, yaşam mücadelesi var. "Big Brother"daki yaşamla "tkinci Bahar" arasındaki yaşam öylesine farklı ki, ilişkiler öylesine değişik ki. Nasıl değerlendirirsiniz, hangisini tercih ederdiniz? Krhrndpr Afnvknvn y dn Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, eşi Doris Schröder-Köpf ile biıük- ijvm uuer ırı uanvvu uu ^ d ü n ]vioskov»'ya gitti. Schröder ve eşi, bu özel gezi sırasında, Rusya Dey- let Başkanı VTadimir Putin ile bbükte Moskova'da Ortodokslann Noel kudamalanna kaüldı. Putin ve Schrö- der, iki ûlke arasındaki ekonomik iüşkileri de ele akü. (REUTERS) Dönem başkanı Isveç'in işi kolay değil Avrupa Birliği'nin dönem başkanlığı şimdi de Isveç'te. tki yıldan fazla süren ve oldukça pahalıya patlayan hazırlık döneminden sonra "Avrupa'nın tokmağT bu yılın ılk yansında Isveç'in elınde. Bu vesileyle özel olarak hazırlanan logoyu taşıyan bayraklar Dışişleri'nin önünde göndere çekildi bile. Isveç'in dönem başkanlığında öncelik tanıyacağı konular "3 E" olarak açıklandı: "Enlargement" (genişleme), "Empkjyroent" (iş sahibi olma) ve "Environment" (çevre). Ne var ki bundan önceki dönem başkanı Fransa'dan devralınan bazı çetin cevizler Isveçlıleri düşündürüyor; örneğin AB ile NATO arasındaki işbirliği konusu. Avrupa Birliği ülkeleri kendi aralannda 2003 yılının sonundan önce, kendi yakm çevrelerinde çıkabilecek silahlı anlaşmazlıklara müdahale edebilmek için 60 bin askerlik bir AB gücü oluşturma konusunda anlaşmaya vardılar. Gerektiğinde NATO'dan yararlanmak istiyorlar; ne var ki karar mekanizmasına NATO'yu kanştırmaya niyetleri yok. Böyle bir durumda üzerine çok iş düşecek olan Türkiye haliyle buna karşı çıkıyor. Yani, gerek AB üyeliği STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN tartışmalannda. gerek AB silahlı gücü konusunda her yol Ankara'ya çıkıyor, Brüksel'e değıl. Kendisini artık "tarafaz" değıl tt ittifaksızn ılan eden Isveç'i bu durum düşündürüyor. Bir başka sorun da yeni dönem başkanının başını ağntıyor. Isveç bilindiği gibi Avrupa Para Bırliğı'ne girmedı. "Hele başkalan bir girsin de göreünT dendi. Şimdi giren başkalannın sayısı 13'ü buldu. Bu ülkelere "Euro Grubu" deniliyor. Bu grup, şubat ayında Palermo'da yapılacak "Kalantor ülkeler grubu" G-8'in zirvesine katılacak ve burada Isveç temsil edilmeyecek! Euro Grubu'nun başkanlığını, Isveç'ten sonra dönem başkanlığını devralacak olan Belçika'nın maliye bakanı yapacak, halen dönem başkanı olan îsveç'in maliye bakanı değil! Kendisini gönüllü olarak Euro'dan uzak tutan Isveç'in dönem başkanlığı ekonomi politikası konusunda geçerli olmayacak yani. Buna, önceki başbakan ve ana muhalefet partısı liden Carl Bildt, "Devalüe edihniş başkanhk" dıyor. Denilebilir ki Isveç, hem savunma konusunda hem de ekonomi politıkasında AB'nin "dışuıda kalryor", üstelik dönem başkanlığı yaptığı sırada. Isveç, dönem başkanlığını bütün ülkeye mal etmek için bu altı ay süresince yapılacak toplantılan farklı kentlere dağıtacak ve hatta en önemli toplantı, haziran ayındaki AB zirvesi bile Stockholm'de değil, Göteborg'da olacak. Aynı zamanda her şeye bir sponsor da bulundu! Çikolatadan cep telefonlanna; limuzinlerden uçak biletlerine kadar. Bu arada toplantılarda kullanılan malzemelerin "yeniden kazamlabflir" özellik taşımasıyla da ilgilenecek bir sponsor var; öraeğin kahve fıncanlannın mika değil, kartondan ohnası gibi. Biz de Isveç'e dönem başkanlığında başanlar diliyoruz, son sözü yine Carl Bildt'e bırakarak: "İsveç bugün AB'nin her biriminin dönem başkanhğuu yapıyor olabilirdL Bu hem Isveç için iyi olacakn hem de Avrupa. Ama oimadL Gerekh' cesaret gösterüemedi." DF.NİZİ SF.VFN1.HRF İI.GİNC OYKl'I.FR. TF.KNİK KO\l I AR. OCAK 2001 »'SAYI 20) DÜNYA DENİZLERINDE BİR BAYAN TÜRK DAHA SERT HAVADA »8. TEKNELERDE GÜVERTEDE YAŞAM ^ 6 / RUTUBET SAVAŞI KUZINEDE KARAVANA Demircıler Sıtesı 8 Codde, No 71 Zeytınbumu- İSTANBUL Tel (0212) 664 16 94 - 510 28 71 Faks (0212) 558 67 85 2001 KÜLTÜR AJANDASI'nı Adatn, Mephısto, Robınson Crusoe, Pandora, Ada Kültür, Istavrit (Beyoğlu), Kabalcı (Beşiktaş), Beyaz Adam (Bakırköy), Üniversiteli, Akyûz, Nezih (Kadıköy) kitabevlerinden edinebilirsiniz. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfi Sıraselviler Cad. 48/1 Taksim-Istanbul Tel: (212) 252 63 14-15 "Çocuk Kardiyolojisi" Türk Kalp Vakfi kalitesive titizliğiyle hizmetiıüzde 19h4ayısCd.No:8 ŞışlıJlSTANBUL Tel: (0212) 212 0707 (pbx) Faks.(0212)212 6835 Biryılbaşı ^ melankolisi... Dışanda kar beyazı sessizliğin yaşandığı bir Noel tatili ve yılbaşı tantanasmın ardmdan, insan geçip gitmiş koca bir yılın yorgunluğunu ancak kafayı çekerek çıkarabiliyor. 2000 yılı zor bir yıldı! Bakalım bu yıl nasıl olacak? Beİdeyip göreceğız. Işte yıl sonu günlerinin alışılagelen telaşesinin ardmdan Almanlar, evlerine kasalarla bira taşıyıp mum ışıklı, Noel ağaçlı göriintüler içindeki yalnız yaşantılannı sürdürürlerken Münih yine beyaz sessizliğe teslim oldu. lnsansız sokaklar ve meydanlar, insana bir başka hüzün yaşatıyor nedense. Eğer güneşli kıyılara, ucuz turlarla kaçmayı erteleyip de şehirde kalanlardan biri idiysenız, yanrruştınız! Kendinize küçük oyalanmalar yaratmaruz şarttır. Bir yığm ban teftiş etmek, köprü altlanndaki evsizlerden sokak çalgıcılanna, Yunan lokallerinden Italyan pizzacılara kadar değişik insanlarla değişik mekânlarda yaşamak, bir tür can sıkıntısını azaltma yöntemleridir böyle günlerde... Ve bu arada kaybettiğiniz bir dostun uzun anılanyla hüzünlenip, geride kahnış bir yılın defterlerini kanştırarak sokaklarda dolaşıp etrafı kolaçan etmek de bir başka oyalanma yoludur!.. Bitpazarlanndan sauı^alara, resim ' I ğ f f ğ ç kahveletine'dek girip çıkmadık yer bırakmayan birisi için, Noel yalnızhklanndan kurrulmanın yollan hayli çok, Münih gibi bir yerde... Bu, bu sene de böyle oldu! Yıllardır Münih'te herkesin tanıyıp sevdiği, Banş Manço'yu aratmayan uzun saçlan, yüzükleri ve sempatisiyle Sıvaslı ressam ve tavernacı Ytısuf Boztaş'ın yeni açtığı mekânını ben de merak ettim ve gidip buldum. Şehrin eski eğlence semti Schvv^bing'de, içine 5 insanın zar zor sığdığı "CafeVıncenfte dostlarla buluşup yeni yılı bir gün öncesinden kutladık. Koyu bir Van Gogh hayranı olan Yusuf la laflarken yine bir başka ressam ve galeri yöneticisi Hermine Rdnprecht ile yeğeni UM de oraya damladılar. Önce kültür sorunlanndan, Münih'teki resim piyasasmdan ve güncel sorun (!)"Deüdana korkusu"ndan turizme kadar her şeyi konuşurken peş peşe Türk şaraplannın tadına bakıldı ve Uli'nin "sirtaki''leri kasvetimizi çekip aldı sanki... Aslmda Münih'te insanm en çok canını sıkan şey, günün her saatinde insan kaynayan meydanlann boşalıvermiş ohnasıdır. tnamn insana bir kasvet basıyor ki anlatılır gibi değil. Ortalık ise sokakta yaşayan evsizlere kalmış gibi idi adeta. Evet, Münih'te de sokakta yaşayan evsizlerin sayısı hızla artıyor. Almanya'daki toplam 1 milyon evsizin varlığı ve bu sayı içinde 200 bin , ,? kadının da sokakta yaşamasına ne dersiniz? Münih ve etrafinda 3900 kişinin sokakta yatıp kalktıgmı ve bu sayının içinde 700 yoksulun içler acısı halini geçenlerde elime geçen bir dergide okumuştum. Evet, Almanya gibi bir refah ülkesinde yaşanan bu gerçekleri MUNIH EROL ÖZKAN uzmanlar ne kadar saklayıp örtmeye çalışsalar da, kentlerin gerçek yüzlerini tanımak zor değil. Işte geçip giden eski yıla el salladığımız yeni yılın şu ilk günlerinde, sahte bir sevinçle eğlenenleri bir yana bırakalun, bütün dünyada sorunlar hiç de bitmiyor. Ve içimizdeki tarifsiz sıkıntılar büyüyor... Yeni yılda yaşanan artık ortak bir melankoli midir, o da bilinmez. Artık çalmayan telefonlar, boş posta kutulan acaba unurubnuşluklan çoğaltıyor mu yoksa diye düşünürken çok sevdiğim bir insamn telefonu ile içimde sanki sevinç çıçekleri aftı. Ege'yi Özîödlm:^;- Beslktaş"ta bir ikihdi"' 7 vaktini.. Işte yılın o son günü. dışanda kar atıştınrken ve evde "Nat King Cole" dinleyip mum ışıklı keyfimi, bir Italyan şarabıyla süslerken aniden çalıveren bir başka telefonla sevincim çoğaldı!.. Telefonun öteki ucunda, geçenlerde îsveç'te düzenlenen bir törenle Alternatif Nobel ödülü'nü alan Birsei Lemke vardı ve "•JBuakşamlütfenbir diyordu Birsei Hanım. Euro Gold şirketine karşı yıllardır direnen Bergamalılann programcısı, düşünen beyni ve kadın savaşçısı Birsei Lemke ile saatlerce diğer ülkelerdeki "siyanürle attm obyian"nı ve Yeşillerin çalışmalannı konuşuyoruz... "Dünyanm dört bir yanında zehirti altnta karşı savaşımız bep sûrecek'' diyor Lemke... Sürekli çalan telefonlar içindeki Lemkeler'den aynlıp Odeon Meydanı'ndaki havai fişek gösterilerine gidiyorum. Ve Oradan da çılgın Türk çocuklaruun eğlencesine... Yorgun geçen gece Sezen Aksu'nun "Kesldn B»çak''ı ile noktalamyor... Sokaklarda dondurucu birayaz... Vebırde boşahnış şampanya şişeleriyle sarhoş "penner"ler... Münih'te yalnız yılbaşılan melankoli doludur, kim ne derse desin. Kartvızıt çızik-çızık Önce bir çizgı çekılecek "Karayollannda ressam" üzerine. Sonra "hâkım" çızilecek Bir çızgıde "avukat" üzenne Çok geçmeden arası, Nerede. ne gün, nasıl, kim bilrr? "Macıt Coskun"a gelecek. Çızilme sırası'. M. MACtT COŞKUN (1925 - 2001) Seni çok özleyeceğiz... AÎLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear