26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Belediye, içme suyu havzasındaki Samandıra'ya 'gökdelenleri' çağınyor Imar yağmasma açık davetOKTAY EKtNCt Belediyelerdeki imar yetkilerinin şehircilik ilkelerine uygun kullanıl- masını da hedefleyen "yerel yöne- timter yasa taslağT çeşitli bahane- lerle ertelenirken, bu gecikmeyi "flrsaf bilen kimi belediye yöneti- cileri, aynı yetkileriyle "yüksekdü- zeyde yağma planlannı" yürürlüğe sokuyorlar. Bunlar arasında "doruğa çıkan" bir örnek de tstanbul'un aslında "i- mar kısıtlamasr gerektiren içme suyu havzalanndan ÖmerH bölge- sindeki Samandıra Belediyesi'nde yaşanıyor... Gerek nâzım plan ilke- lerine, gerekse içme suyu mevzu- atına göre apartman bir yana, ancak iki katlı ve düşük yogunluklu bah- • Istanbul'un en büyük iş, ticaret ve sanayi tesisleri, 10 milyonluk metropolün "çevre koruma alanı" içinde ve 14'ü lstanbul dışında doğmuş 15 üyeli Samandıra Belediye Meclisi'nin kararlanyla "ayrıcalıklı imar olanağı" sağlanarakyükseliyor... çeli kır evlerinin belki yapılabilece- ği Samandıra'da, Istanbul'un Le- vent-Zincirlikuyu bölgesindeki gökdelenleşmeyi bile geride bıra- kacak dûzeyde bir "iş ve ticaret böl- gea" sadece Samandıra Belediye- si 'nin imar kararlanyla yaratıhyor... O kadar ki belediyenin bu uygu- lamasım da "övünerek" tanıttığı broşürûnde, su havzasında böylesi- ne bir yapılaşmamn 10 milyonluk bir metropole ve gelecek kuşaklara karşı "toplumsal suç" oluşturduğu- na da aldınlmadan, açıkça şu ifade- ler yer alıyor: "Betediye Başkanımız Abdullah Bayram'm teşvikve destekkdiği Sa- mandıra'da başlayan ticari ve sana- yi yaanmlan hızla yükseimeye de- vam ediyor. Projeler tamamlandı- ğmda Samandıra'nın Yeni Levent olacağına dikkat çeken başkan; (._) Türtdye'oin dûnya ölçeğinde iş ya- pan fırmalanm beldemizde yabnm yapmak için davet ettiğmi, Saman- dıra'nın ayncahklannı referans ola- rak yapoğı bu davetin kabul gördü- ğûnü söytedL." 'Yaünmcılar' sıralanryor Bu ifadelerle "ayncahk" olarak vurgulanan hukuk dışı ve bilime ay- kın yerel imar izinleriyle Samandı- ra'yı Yeni Levent'e dönüştürmek üzere olan yatınmcı firmalann baş- lıcalan ise Mercedes- Koluman, Hyundai Assan, tpekderi, Otokent Otomer, Sabab Gazetesi, Bess ve Daff'I'lK Sanayi ve Üçûzler Dûnya Tfcaret Merkezi™ Yine aynı broşürde, "MUenyum otomobflleri Samandıra 'dan ahmr" sloganıyla tanıtılan bürün bu "içme suyu havzası yaünmlan'" arasında, belediyenin öve öve bitiremediği en büyük rant projesi de Üçüzler Dün- ya Ticaret Merkezi... Zincirliku- yu'daki "Sabancı'nm üdzkrmi" ve İstanbul Valiliği'nin ciddi ihmali sonucu Samandıra'daki dengeler altüst ediliyor 10 yıldır devam eden sorumsıızhık SamaiHÜra Belediyesi'nin imarhizmederini tanıtan birbroşûr. fstanbul'un Anadolu yakasın- daki en önemli içme suyu kayna- ğını oluşturan ÖmerK Barajı hav- zasında adeta "•metropoütan bir merkez" kurmaya başlayan Sa- mandıra Belediyesi'nin bu tutu- munda "merkezi hükümetm" ya- nı sıra lstanbul VaHHği'nin de cid- di ihmali ve sorumsuzluğu rol oy- nuyor. Çünkü Samandıra, 1990'lara kadar aynı havzadaki "tstanbul köylerinden" bıriydi. Göçe daya- lı kaçak yapılaşmaya "göz vumul- masa" sonucunda nüfusu 2000'ı geçti ve "yasadışı bir verieşme" olduğuna bakılmaksızın, vaiiliğin "olumlu (!) görüşüne" dayanıla- rak 1992de hükümetçe "beledj- ye" ilan edildi. lşte bu aşamadan sonra, "belde belediyesi'' oldugu için büyükşe- hir yerine yine "valûiğin deneti- minde" (!) imar yetkilerini kulla- nan Samandıra Belediyesi, yine vaiiliğin (Bayındırlık ve Iskân tl Müdürlüğü'nûn) sorumluluğun- da bulunan 1980 onayh 1/50 bin ölçekli Nâzım Plan'a da "aykm'' olarak kendi sınırlan içinde şim- diki rant tesislerinin 'imar pbm- lannı" üretti. Bu planlann da üze- rine gitmeyen, onlan durdurma- yan ve uygulanmasına sessiz ka- lan merkezi hükümet ve valilik tutumlan sonucunda da bugünkü "istanboFa manet" düzeyine ula- şan süreç yaşanmaya başlandı. tşte şimdi, 1991 'de su havzası- na izin verılen demir-çelik işlet- mesiyle başlatılmış plansız bir yatınm düzeni, aynı anlayışın yö- netimi altında "planh bir rant or- ganizasyonuna" dönüşmüş du- rumda. Güvercin veçocuk Her bayram oJduğu gibi Eminönü Meydanı'na akın eden İstanbuUular. ucuz ama keyifli bir tatil geçirmeye çalıştüar. Çocuklar, Eminönü Meydaıu'ndaki kuşlara yem atarak eğlenirken bu küçük çocuk da Yeni Camii'nin duvarlanna yaslanarak biraz buruk, biraz ürkek..güvercinlere bakryordu. Kuşlara bakarak hayaflere dalan küçük çocuk. belki de kuşlar kadar özgür olmak ve uzaklara uçmak istiyordu. tt tş Bankası'nın üçüzJerini" aşan bir deV kompleks olarak "imar sakm- cah alanda" belediye teşvikiyle ger- çekleştirilen bu proje için şu bilgi- ler veriliyor: "Aslan Nakliyat ve Fransız SAE Internatkmal ortakh- ğıyla inşasma başlanan üçüzler, ay- m zamanda ülkemirin Uk çeük konstrüksiyonlu gökdelenleri olup, her biri 62 kat yükselecek. (._) Baş- kan Bayram, projenin aksamadan yürümesi için belediyenin tüm yü- kümlülüklerioi eksiksizyerine getir- diğini beürttL." 'Organize imar suçu* Samandıra Belediyesi, Istan- bul'un korunması gerekli yaşam kaynaklarmı işte böylesine gözü ka- ra şekilde ve inanılmaz bir cesaret içinde imar yağmasma açmak için tüm yetkile- rini "eksiksiz" yerine getirdiğini açıkça ilan ederken, acaba bu gibi hukuka ve bilime aykın tutumlan önlemekle gö- revli diğer yetkililer ne yapıyor?... Bu cesaret ve bu büyük "organize i- mar suçu özgüriüğü" nereden kaynaklanı- yor?.. lşte bu temel sorunun yanıtında da karşımıza elbette ki "merkezi hü- kümetier" çıkıyor... örneğin, depremden sonra bile önce "imarve planlama disiptiniıü 7 ' sağlayacak yasalan dev- reye sokması gereken Baymdırhk Bakanhğı, bunu yapmayarak tüm gücünü "yapı denetün şirkederini kurmaya" adayarak tarihsel bir ay- mazlık sergiliyor. Böy- lece, su havzasında bu gökdelenleri durdurmak yerine, aynı gökdelenle- rin "denetim şirketieri- nin kontrolünde" ve de aynca "sigortalanarak" inşa edılmesını sağlamış oluyor. Benzer şekilde nüfu- su her 2000'i geçen ye- rin belediye olamayaca- ğını, bunun için "iskâna uygun" bölgede bulu- nulması gerektiğini, be- lediye olunsa bile imar yetkilerinin de böylesi- ne bir bilim dışı özgür- lük içinde kullanılama- yacağmı öngören, Içiş- leri Bakanlığı'mn Yerel yönetimJer yasa taslağı da "ild yıkhT" hem hü- kümette, hem de yine Bayındırlık Bakanh- ğı'nda "engeûenivor''... lşte, merkezi hükü- metin bütün bu sorum- suz politikaianm fırsat bilen belediyelerden Samandıra'daki yöne- tim de Istanbul'un gele- ceğini karartan rant pro- jeleriyle açıkça övüne- biliyor... Fırtına operasyonu Kaçakçılık yapan şirkete baskın ANKARA (Cumhurıyet Bürosu) - Ka- çakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, 2001 yılınuı ilk ope- rasyonunu Antalya'da gerçekleştirdi. Akaryakıt kaçakçılığj yaptığı belirtilen bir denizcilik şirketine yönelik Antalya, îstanbul ve Ankara'da başlatılan operas- yon sonucu bu kentlerde toplam 13 kişi gözaltına ahnırken 4 kişı de aranıyor. Şir- ketin, ucuz ithal ettiği akaryakıtı, yaban- cı bandırallı gemilere vermiş gibi göste- rerek maliyetinin birkaç misline iç piya- saya sunduğu belirlendiği kaydedildi. Antalya polisı, limanlardan sevk edilen tankerleri ızlemeye alarak görüntüledi. İt- hal edildikten sonra 3. bir ülkeye ihraç edilmiş gibı gösterilen akaryakıt kaçak- çüığında sahte belgelerin kullanılarak tril- yonlarca lira vergi iadesi alındığı da sap- tandı. Söz konusu şirketin ucuza ithal et- tiği akaryakıtı, yabancı bandırah gemile- re vermiş gibi göstererek maliyetinin bir kaç misline ıç pıyasaya sunduğu, vergi iadesi ve teşvik primiyle birlikte vurgu- nun mali boyutunun 100 trilyon liraya ulaşacağı bildırildi. Yetkihler, Ray De- nizcilik Şirketi'nin Kemer'de batan mül- teci gemisinin sıgorta işlemlerini yapma- sı nedeniyle medyaya yansunası üzerine operasyonu öne aldıklarını ve kaza nede- niyle de operasyona "Fffüna" adını ver- diklerini kaydettiler. Kemer'de umutlartükendiBÜLENTECEVTT ANTALYA - Antalya'nın Kemer ilçesi açığında batan mülteci gemisine ulaşan SAS ve SAT koman- dolan, 40 kışi oldugu öne sürülen ambardan sade- ce bir kişinın parçalannyş cesedini çıkardı. 9 kişi- nin yaşamını yıtirdiği Gürcistan bandırah Pati adlı geminin batık kısmında 3 gün boyunca süren çalış- malara son verildi. Mültecilerin gemiden kaçarak kurtulmuş olabilecekleri ihtimali üzerine kıyıda ve denizde çalışmalar dün gün boyunca sürdü. Kemer'in Kiriş mevkii açıklannda firtına nede- niyle kayaya çarparak ikıye aynlan Gürcistan ban- dırah yiik gemisindeki mültecileri kurtarma çalış- malanna son verildi. Kazadan kurtulan 33 kişinin verdikleri ifadeler doğrultusunda gemide 40 kişinin bulunması beklenirken dünkü çahşmalann sonra- sında 1 ceset ve bazı cesetlere ait parçalarbulundu. Böylelikle kazada ölenlerin saytsı 9'a yükseldi. Ce- setlerden parçalanmamış olan 4'ünün kimlik tespi- tini kazadan kurtulan yolculardan Pakistanlı Şakil Ahmet yaptı. Şakil Ahmet, cumhuriyet savcısına, cesetlerden 4'ünün Pakistan'ın Cag Mahmut ve Gucrarat şehırlennden gelen Dişavir Hüseyin, Mu- kaddes tkbaL, Seybi Muhammet ve soyadı belirle- nemeyen SeyfuUah adlı kişılere aıt olduğunu söyle- di. 4 erkeğe aıt cesetler ise parçalandığı için kimlik tespiti yapılamadı. Arama-kurtarma çalışmalannı yöneten Antalya Deniz Komutanı Kıdemlı Albay Fevzi Tosun, bah- kadamlann dün gemının batan bölümündeki ambar- lara gırdığını, ambarların 2 kapısının da açık oldu- ğunu söyledi. Tosun, balıkadamlann, ambarlarda bir zincire dolanmış olarak bulduklan bir kişiye ait oldugu sanılan ceset parçalannı bir torbaya İcoya- rak sahil güvenlik botuyla Antalya'ya gönderdikle- rini belirtti. Albay Tosun, arama çahşmalannın sa- hil güvenlik botlannca deniz üstünden ve karadan Dünkü çalışmalar sonrasmda 1 ceset ve bazı cesetlere ait parçalar bulundu. (Fotoğraf: AA) sürdürüleceğını sözlerine ekledi. Antalya Valisi Er- tuğrul Dokuzoğhı da, gemideki kaçak yolculann bir bölümünün, Kıbns Rum kesimindeki Larnaka Li- manı ile Israil'in Ashdod Limanı ve Antalya sahil- lerinden bindiklerinin öğrenildiğini söyledi. Antalya Liman Bölge Müdürü Omer Aslan da, geminin lımandan aynlmadan önce Yunan kaptan PoKzois Galanis'in fırnnaya karşı uyanldığını, bu durumda yola çıkması durumunda tüm sorumlulu- ğun kendisine ait olacağına ilişkin imzalı belge alın- dığını belirtti. Aslan, liman görevlilerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını ifade etti. Öte yandan, Denizcilik Müsteşarlığı yetkilileri de, gemi kazasıyla ilgili incelemelennı tamamladı- lar. Deniz Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Sû- leyman Ba\ar ile Gemi tnşa Mühendisi Levent Kö- leieili, Antalya Liman Bölge Müdürlüğü ile Liman Başkanlığı'nda, kazanın oluş şekli ile geminin yo- la elverişlilik belgeleri, gemi personeli sayısıyla il- gili bilgileri inceledi. Incelemelerini tamamlayan Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü yetkilileri An- talya'dan aynlarak Ankara'ya döndüler. Soruştur- manın tamamlanması sonunda mültecilerin sınırdı- şı edileceği bildirildi. Cumhuriyet Başsavcısı \fefi Çiftçi, hazırlık soruşturmasının devam ettıgını, an- cak 10 kişilik gemi personelinin Antalya'da yargı- lanacağını söyledi. Öte yandan, Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde gözalünda tutulan gemi mü- rettebatından 7 kişi ile 2 acente görevlisinin sorgu- laması sürüyor. AltAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yanlış Verilerden Yola Çıkmak Geçmiş gün; aynntılan ve rakamlan anımsamıyo- rum ama, yıllarca önce ilginç bir arkadaş topluluğun- da, sigortacılık alanında çalışan ünlü bir isim, hepi- mizi şaşırtan ve düşündüren bir analiz yapmıştı. Si- gortalı her çalışandan ayda şu kadar, yılda bu kadar para kesiliyor" demişti. Ortaya inanılmaz rakamlar çıkıyordu. Ve sürdürmüştü, "Eğersiz bu parayı ba- na verirseniz, ben salt sigortaJılar açısından değil, tüm Türkiye'nin sağlık sorununu çözerim. Altyapı- sıyla ve elemanıyla..." Ve elbette kendisinin ve ken- disi gibi olanlann değişmez "finaliyle" tamamlamış- t analizini: "Ama bu işler devletçi zihniyetle olmaz. özel girişimcilik ruhu gerek..." Doğrusunu isterseniz, afallamıştım. Adam SSK'nin para toplayamamasını, devletçiliğin zaafı olarak görüyor ve yapılan yatınmlann uzamasının getirdiği malıyet artışlannı ortaya koyuyofdu. Anlat- tıklan arasında, karşı çıkacak nokta pek görünmü- yordu. Bir gün sonra, salim kafayla analizi bir kez daha düşündüm ve işin "pûfnoktasınr, ya da "yanlışlığı- n/"yakaJadım. Türkiye'de sigortalılann devlete öde- dikleri para, bir gün önce dile getirilenin onda biri bi- le değildi. Devletin prim toplamadaki yetersizliği, ya- tınmlann uzamasının getirdiği maliyet artışlan vb. doğruydu ama, sigortalının ödediği ya da ödemek zorunda oldugu prim oranı "yanlış" ya da "yalan" i- di.. Üşenmedim, telefon açtım ve bir gün önceki ana- lizinde böyle bir rakam hatası yaptığını söyledim. Son derece pişkin bir ifadeyie "Yaa, öyle m\" yanı- tını aldım. Sigortacılık alanında ün kazanmış bir ki- şinin, bu konuda bilgisiz olmasını düşünmem bile mümkün değildi. Ama yaptığı şeyin amacı zihinleri biraz kanştırmak, devletçilige çamuratmak ve bir ge- cenin "keyfınisürmekti". Elhak, bunu başarmıştı da. Benim bile kafamı kanştırmıştı. • • * 25 Aralık 2000 tarihinde; Sayın Neşe Düzel'in, Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Me- te Tunçay'la yaptığı ilginç bir söyleşi yayımlandı. Sevgili Mete ile benim, çok ayn tellerden çaldığım düşünülür (ve bu doğrudur). Fakat tahmin edileme- yecek kadar çok noktada, aynı düşünceyi paylaşı- nz. Bu, apayn bir konu... Bu söyieşide Sayın Düzel, şöyle bir soru yönelti- yor (aynen alıyorum): "Biz gerçekieri taıtşmaktan ka- çındık. Milli çıkarlanmız için bu gerçeklerin üstünü örttûk ama sonuç pek de partak olmadı. Çetin Al- tan 'ın hep yazdığı gibi bugün adam başına milli ge- lirde yeryüzü 93'üncüsüyüz. Yaşam kalitesinde de Yunanistan'dan 63 basamak aşağıdayız. Şimdi biz, gerçekieri tartışmamakla ne kazanmış olduk?" Mete'nin verdiği yanıtı hiç beğenmedim. Fakat bugün, bunun tartışmasına girecek değilim. Aynca; gerçekieri tartışmamanın savunulacak ya da "ma- zur görülecek" bir yanı da yok. Ancak Türkiye'nin gerçekieri tartışıp tartışmadığı, ayn bir tartışma ko- nusu. Fakat bizim adam başına milli gelirde, yeryüzü 93'üncüsü olmamız ve yaşam kalitesinde, Yunanis- tan'ın 63 basamak altında olduğumuz iddiası üze- rinde biraz durmamız gerekir. Bilrniyorum Sayın Çetin Altan, Neşe Düzel'in de- diği gibi, bu saçmalıklan "hep yazıyor mu" Gençli- ğimizde, "Ûç şey kanlı olmalı: Öevrim, biftek ve zi- faf", gibisinden ajitasyonlarla bir kısım gcnçleri ate- şe sürdükten sonra, "En büyük devrimci Turgırt Ozal'dır" noktasına gelen Sayın Altan'ın "misyonu" üzerinde, ilerde durmak istryorum. Fakat bugün yu- kardaki "yanılgı"'yada "yalan" üzerinde duracağım. Buradaki "amacı" konusunda, herkes kendi düşün- cesini geliştirsin. Bu söyleşiyi okuduktan sonra, "Olmaz böyle şey" dedim ve her yıl yenileyerek aldığım, Fischer Yayı- nevi'nin, "We/fa/manacr)"(Zahmen, Daten, Fakten) 1999, başlıklı kaynak kitabına başvurdum. Türkiye; adam başına milli gelirde, 93 değil 54. sı- rada yer alryor. Aslında bu durumumuzun da savu- nulacak ya da övünülecek bir yanı yok ama; 93 ne- rede, 54 nerede? Kaldı ki, eğer (uyduruk da olsa) sa- tınalma paritesine göre milli gelir hesabına itibar edersek, 10-12 basamak ileriiyoruz. Ve her şey bir yana, "global" olarak ele alırsak Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Tüm bunlann dışında; fert başına yıllık gelir payı, Türkiye'den daha iyi görünen 53 devletten bir bölü- mü, deviet bile sayılmaz. Örneğin nüfuslanna bakar- sak; Andorra 71.000, 1 Antigua 66.000; Bahamas 284.000; Barbados 264.000; Brunei 290.000; Ga- bon 1.250.000; Izlanda 270.000; Katar 658.000; Lichtenstein 31.000; Lüksemburg 460.000; Palau 17.000; St. Kitts 41.000... Aynca birçoğunun nüfusu 1-3 mityon arasında Yani bunlardan yandan fazlasının nüfuslannın top- lamı, lstanbul metropolünden daha az. Fakat yukarda da vurguladığım gibi, bu durumu yeterti bulmamız elbette mümkün değil. Ve bu ne- denle, kendimi bildim bileli; Türkiye'yi kötü yöneten- lerie, bunlann yardakçılanyla, kemik karşılığı yazı ya- zan kalemşoriaria çattşma halindeyim. Mustafa Ke- mal'in aydınlık yolunu karartmak isteyenlerie, sö- mürgenler ve kompradoriar arasında oluşan, "şer cephesinin" karşısındayım. Fakat durumumuzu, olduğundan da kötü göster- mek neden? Zaten kafalannda bin bir soru dolaşan çocuklanmıza, gençierimize, daha karamsar tabto- lar çizdirmek niye?.. Acaba "cahillikten" mi, "salaklıktan" mı, yoksa "birbaşka nedenden" mi yapıyoriar bunlan? Ne dersiniz?.. Bayram veyübaşı harcaması çdgınhğı İSTANBUL (AA) - Bayram ve yılbaşı tatili sırasında tam bir alışve- riş çılgınlığı yaşandı. Kredi kartlanyla yapı- lan işlem tutan 197 tril- yon ürayı aştı. Bankalararası Kart Merkezi'nden (BMK) aunan bilgiye göre, 23- 31 Aralık tarihleri ara- smda kredi ve banka kartlanyla 12 milyon adet işlem yapıldı. Ari- fe günü, 2 milyon 100 bin adet işlem yapıldı. 2000 yılının Ocak- Arahk döneminde kredi ve banka kartlanyla ge- çen işlem sayısı da hız- lı bir yükseliş gösterdi. 2000 yıhnda kartlar ile yapılan işlem adedi yüzde41.37artışla29O milyon adetten 410 mil- yon adete çıktı. BKM Genel Müdürü Uğur Güvenç, bayram ve yılbaşı tatillerinin kart kullanımmı arttın- cı bir etkisi olduğunu ifade etti. Güvenç ekonomik krizin kart kullanımına etkisinin çok az olduğu- nu belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear