Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI /ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13
üreticistne
gübne uyansı
• RİZE(AA)-Çay
îşletmeleri Genel
Müdürlüğü (ÇAYKUR)
tarafından çay
üreticilerine uyanda
bulunularak "Çay Özel
Gübresi" dışmda gübre
kullanmamalan ıstendi.
ÇAYKUR'dan yapdan
açıklamada, çay
bahçelerinden kaliteli ve
bol ürün alınabilmesinin,
bakım, budama,
gübreleme ve hasat
işlemlerinin uygun
şekilde yapılmasına bağlı
olduğu belirtildi.
P0AŞ'tan106
işçi çıkanldı
• İSTANBUL(AA)-
Petrol Ofisi AŞ'den
(POAŞ) 106 işçi işten
çıkanldı. POAŞ'dan
Borsa'ya gönderilen
açıklamada, rantabl
bulunmayan gemi
ışletmeciliği bölümünün
kapatılması nedeniyle,
söz konusu bölümde
çalışan 106 işçının, her
türlü yasal haklannın
ödenerek dün itibanyla iş
akitlerinin feshedildiği
bildirildi.
Petlas'ta
yeniden üpetim
• K J R Ş E H İ R ( A A ) -
Türkiye'nin önemli lastik
üretim fabrikalanndan
Petlas'ta, üretım 29 Ocak
Pazartesi günü yeniden
başlayacak. Petlas Genel
, Müdürü Adnan Şahin,
geçen yılın son aylannda
ekonomide yaşanan
olumsuzluklardan
Petlas'ın da etkilendiğini
belirterek "Işçılerimize
29 Ocak'a kadar izin
verdik. Bu süre içinde
stoklardaki ürünlerimizi
eritmeyi hedefliyoruz. Bu
arada da bazı ünitelerde
bakım-onanm
yapacağız" dedi.
Zorunlu
tasarruf hesabı
• ANKARA(AA)-
Kamuoyunda "zorunlu
tasarruf hesabı" olarak
bilinen Çalışanlann
Tasarruflannı Teşvik
Hesabı'nda (ÇTTH), 30
Kasım 2000 itibanyla 6
katrilyon 435.4 trilyon
lira birikti. Hazine'den
yapılan açıklamaya göre,
1 Nisanl988'denKasım-
2000 sonuna kadar geçen
sûrede, hesabın
nemalandırma oranı da
kümülatif olarak vüzde
302.54'e ulaştı.
Taşkömürü
üretimi arttı
• ZONGULDAK (AA) -
Türkiye Taşkömürü
Kurumu (TTK) Genel
Müdürü Omer Yenel,
2000 yılında ocaklardan
2 milyon 250 bin ton
satılabilir kömür üretimi
gerçekleştirildiğini
bildirdi. Yenel.
Zonguldak kömür
havzasındaki TTK'ye ait
ocaklarda, bir önceki yıla
göre kömür üretiminde
300 bin ton artış
sağlandığını söyledi.
Doğan Hohfing'den
açridama
• İSTANBUL(AA)-
Doğan Şirketler Grubu,
sermayesine yüzde 65
oranında iştirak ettiği
Zigana Elektrik
Dağıtım'ın 20 numaralı
görev bölgesinde elektrik
dağıtım ve ticareti yapma
görevi verilmesine ilişkin
Bakanlar Kurulu
karanmn, Danıştay Dava
Daireleri Genel Kurulu
tarafından iptaline ilişkin
şirket veya vekillerine
herhangi bir bildirim
olmadığını duyurdu.
Hükümetin başlangıçta yüzde 25 olarak belirlediği yılsonu hedefi yüzde 14 saptı
Enflasyon düştil hedeitııtuuuh• Aralık ayında enflasyon,
tüketici fıyatlannda yüzde
2.5, toptan eşya
fıyatlannda yüzde 1.9
düzeyiyle beklentilerin
altında oluştu. Bu
sonuçlann alınmasında,
hükümetin elektrik gibi
zamlan DİE'nin ürün
fiyatlan toplamasına son
verdiği 20 Aralık'tan sonra
yapması etkili oldu.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- Hükümetin yüzde 25 hedefi-
ne karşın yüzde 34 ve ardından
yüzde 38 olarak değiştirmek zo-
runda kaldığı yılsonu enflasyonu
yüzde 39 olarak gerçekleştı. An-
cak, aralık ayında enflasyon, tüke-
tici fiyatlannda yüzde 2.5. toptan
eşya fiyatlannda yüzde 1.9 düze-
yiyle beklentilerin altında oluştu.
Bu sonuçlann alınmasında, hü-
kümetin elektrik gıbi zamlan
DfE'nin ürün fiyatlan toplaması-
na son verdiği 20 Aralık tanhin-
den sonra yapması etkili oldu.
Aylık
enflasyon
12 aylık ortalama
Afa.0c.Sub Mart Ns May Haz. Tem Ağ Eyl Btm. Kas. Ara ;
DlE'nin aralık ayı fıyat artışla-
nnı açıklamasıyla, 2000 yılsonu
enflasyon rakamlan ortaya çıktı.
TÜFE'de yılsonu itibanyla yüzde
25'lik başlangıç hedefine karşın
yüzde 39'a ulaşılırken, TEFE'de
de yüzde 20'lik başlangıç hedefi
yüzde 32.7'ye çıktı. Böylece he-
deflerde 14-12.7 puan düzeyinde
sapma oldu.
Tüketici fiyatlan bazındal2
aylık ortalama enflasyon 1999'da
yüzde 64.9'ken, 2O0O'de yüzde
54.9'a geriledi. Geçen yılın aynı
ayına göre değişim oranı esas alın-
dığında ise TEFE, 1999'dakı yüz-
de 62.9'luk düzeyinden yüzde
32.7'ye geriledi. Geçen yılın aynı
ayına göre enflasyon rakamı TÜ-
FE'de, 1999'da yüzde 68'lik düze-
yinden 20O0'de yüzde 39'a ulaştı.
Aralık ayı enflasyon rakamlan
ise piyasa beklentisinin üzerinde
gerçekleşti. E>evlet Bakanı Recep
Onai, enflasyon rakamlan açık-
lanmadan önce tahminlenn geçen
yılın aralık ayı enflasyon rakamı-
nın yansı kadar oldugunu belirt-
mişti. Buna göre de tahminler,
yüzde 3 ve üzerinde bulunuyordu.
TEFE'de aralık ayındakı yüzde
1 9'luk artışın 0.3 'ü devletten kay-
naklanırken 1.6'sı yine özel sektör
fıyat artışlanndan oluştu.
ÎTO'nun enflasyonu
Istanbul Ticaret Odası'nın ha-
zırladığı u
tstanbul ÜcreÜfler Ge-
çinme EndeksT ise aralık ayı için
yüzde 3.3'lük bir fıyat artış oranı
ortaya koydu. ÎTO'nun yıllık enf-
lasyonu yüzde 41.8 oldu. İTO'-
nun toptan eşya fıyat endeksi ise
aylık bazda yüzde 1.9, yıllık baz-
da 38.9 olarak gerçekleşti.
KAMUYA YÖNELtKBASKIKALKINCA ENFLASYONUN TEKRAR1TRMANACAĞ1BELtRTtLlYOR
'Sapma olağan, atıcak 200 l'e dikkat
9
Ekonomi Servisi - Uzmanlar, açıklanan he-
deften sapmayı olağan olarak karşıladıklannı,
ancak bu sonucun bir başan olarak tanımlana-
mayacağmı belirterek programm doğurduğu
sosyal maliyetin büyüklüğüne dikkat çektiler.
tstanbul Universitesi'nden Prof. Dr. Tûrkd
Minibaş, hükümetin IMF'ye sunduğu son ni-
yet mektubunda yıllık TÜFE hedefınin yüzde
38 olduğu dıkkate almdığında, ekonomik is-
akrarprogramının ük yılın sonunda TÜFE'nin
yüzde 39 olarak gerçekleşmesinin ciddi bir
sapma olmadığını, ancak bir 'başan' olarak da
nitelendirilemeyeceğini dıle getirdi.
Minibaş, programın sadece harcamayı en
aza indirerek, üretimi kısarak, yatırunlan
azaltarak enflasyonu kontrol altında tutmayı
amaçladığındanbaşanlı sayıknayacağma dik-
kat çekti. Uzun süreli ekonomik programla-
nn ilk yılının bir 'uyum dönemi' oldugunu,
bu nedenle sapmalann 'olağan' kabul edildi-
ğini belirten Minibaş, "IMF Ok yıl yaşanan
sapmalara 2001'de izin vermez. Oİası sapma-
lar da sryasi dengeterin boznbnası antamma
gear" diye konuştu.
Istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Meh-
met Yıkhnm, "Huknmet zam yapmazsa biz
de yapmayu" dedi. Enflasyonda yıllık hede-
fin tuttunılamadıgına ve hedef oranlarda 15
puanhk bir sapma yaşandığına dikkat çeken
Yıldınm, bunun uygulanan polıtikanın yan-
lışhğmı gösterdiğini ileri sürdü.
Buna karşın açıklanan rakamlann son on
yıluı en düşük rakamı oldugunu belirten Yıl-
dınm, "Bumı istikrarb bir şekflde götürmek
gerekir. LMF'nin kendisine düşeni yapbğmı
biliyoruz. Ancak hükümetin tedbirleri alma-
dığinı görüyoruz" dedi.
Programm sosyal maliyeti bûyûk
Istanbul Oniversitesi tktisat Fakültesi öğ-
retim Üyesi Prof. Dr. tzzettin Önder, reel sek-
töre uygulanan baskınnı ortadan kaldınlma-
sıyla enflasyonun tekrar çıkışa geçeceğini be-
lirtti. Programm doğurduğu sosyal maliyetin
büyüklüğüne dikkat çeken Önder, Türki-
ye'nin emek kesimi üzerinden ödünler vere-
rek dezenflasyon programı uygulamaya git-
tiğini belirtti. Izzethn Onder, enflasyon oran-
lannda yaşanan düşüşün orta ve uzun vade-
de etkinsizlik ve verimsizlik yaratacagmı, so-
mut adımlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Sağlık şampiyon
Harcama Gruplan
Aylık Yıllık
46.3Konut
Gıda, içki, tütün
Giyim
Eveşyası
Sağhk
Ulaştırma
Eğlence, kültür
Lokanta,ote)
Eğitim
4.2
1.8
1.6
2.3
09
0.9
1.1
0.7
0.0
33.0
35.8
43.5
51.0
27.7
36.6
45.9
27.5
Kocaeli zamda lider
lller
Adana
Ankara
Antalya
Bursa
Denizli
Diyarbakır
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Içel
Istanbul
Izmir
Kocaeli
Konya
Samsun
2.4
1.3
2.2
1.6
1.5
&8
2.5
2.4
2.5
2.5
3.4
1.4
1.7
2.0
1.1
39.5
37.1
36.6
39.5
39.3
41.1
43.3
42.0
44.8
42.9
39.5
37.3
47.6
45.3
37.0
Yılhkta lider C.Doğu
Bölgeter
Marmara
Ege
Akdeniz
Iç Anadolu
Karadeniz
Doğu Anadolu
G.Doğu
3.2
1.4
2.1
1.5
1.4
1.9
2.9
39.3
38.3
39.4
38.3
40.3
41.3
43.0
Aralıkta elektrik
Sektörier
Etek., gaz, su 4.2
Tanm
Imalat
37.4
3.4 39.8
1.2 29.4
Petrol-lş'egöre bütçe cırtık toplumun geniş kesimlerininyaşam koşullarınıfyüeştirenhalegelmeli
'Sermayeden yana tercih değişmeli'Ekonomi Servisi - Sos-
yal devletin varhğının en
önemli koşullanndan biri
olan bütçenin "sermayeye
ka\nak aktarma belgesi'
1
haline geldiğine dikkat
çeken Petrol-îş, sermaye-
den daha fazla vergı alın-
masını, ücretten kesilen
gelir vergileri ile tüketım
ürünlerindeki dolaylı ver-
gilerde indirime gıdilme-
sini istedi.
Petrol-lş tarafından ha-
zırlanan "Sermaye tçin
DeğU. Toplumun Çoğun-
luğu İçin Bütçe" araştır-
masında, bütçe gelirleri-
nin yüzde 50'den fazlası-
nın çalışanlann cebinden
çıktığına işaret edilerek
bütçenin toplumun geniş
kesimlerinin yaşam ko-
şullannı iyileştiren bir
belge haline getirilmesi-
nin sermayeden yana ya-
pılan tercihlerin değişti-
rilmesiyle mümkün ola-
bileceği vurgulandı.
Araştırmada, 2001 büt-
çesini, IMF ve sermaye-
nin ihtiyaçlar listesi biçi-
minde hazırladığı belirtil-
di. 2001 yılında faiz öde-
melerinin yüzde 34.7 ola-
rak öngörüldüğüne işaret
edilen araştırmada, "Bu
oran 2000 yıtana göre nis-
pi bir düşüşü ifade ediyor.
Ancak yine de bütçenin
üçte birinden daha fazla
2001 'de alınacak vergilerin dağılımı (%)
Faiz vergisi % 6 ^| Motortu
Taşrtlar
«Karyakrt tüketim
- Banka ve sıgorta ışlemlen % 3
Bütçe harcamalan nereye gidecek?
(%-2001yth)
Yatmm
%3
bir büyüklüğe sahiptir"
açıklaması yapıldı.
Araştırmada, gelir ver-
gisi yükünün emekçilerin
sırtında olduğu belirtile-
rek şunlara dikkat çekil-
di: "Son 5 yılın gelirvergi-
si tahsilatı ortalamasına
göre, ücretiilere geör ver-
gisinin yüzde 64'ünü öde-
mektedir. Buna karşıhkiş-
veren statüsündeki kesim,
gelir vergisinin yüzde
36'sını ödüvor."
Kaynaklann büyük bir
kısmuun sermaye için kul-
lanılması nedeniyle çalı-
şanlann ve yoİcsullann
hizmeti için geriye çok sı-
nırlı bir bütçenin kaldığı
vurgulanan araştırmada.
"Busuurh bütçe ile neme-
muriara yeterti ücret öde-
nebümekte, ne sosyal hiz-
metler yapdabOmekte, ne
de eğitim ve sağhk hizmet-
leri çağdaş biçimde yapda-
bümektedir. YıHarca kay-
nak yok' bahanesi ileri sü-
röldfi. Oysa batan banka-
lann yükfi 2000 bütçesinin
yüzde 12'sini ohışturuyor-
du" denildi.
4
Yoksula hizmet yok'
Toplumun eğitim, sağ-
lık ve sosyal hizmet hak-
lannın hiçbir bahane ile
kısıtlanmaması gerektiği
vurgulanan araştırmada,
"Bütçeterahlerinin değiş-
tirümemesi, önümüzdeki
dönemlerdesosyalve poü-
rikgerilimlerin korkanzki
en üst nokta>a sıçraması-
na neden olacakbr. Bütçe
terdhlerini degiştinne ola-
nağı hâlâ vardır" görüşü
dile getirildi.
Çoğunluk için bütçe nasıl olmalı?
Petrol-lş'in raporunda, bütçeye ilişkin istek-
ler şöyle sıralandı:
/ Mffli gefirin yüzde 50'den fazbsma sahip
obn sermaye kesüninden daha çok vergi afan-
mahdır.Bununiçinkurumlarvesermayeninge-
Br vergisi artordmah, kayıtd^ı sektörier ile ka-
yrtdışı faalh etter mali kapsama ahnarak vergi
aianı genişletümefidir.
/Bütçe açığmın kapatılması için 1994 yılm-
da sermaye şirketlerine getirilen net aktif ve
ekonomik dengevergisi gıbi uygulamalar gün-
deme getirilebilir. Bu vergilerin 1994 yıhnda-
ki oranda alınması durumunda vergi genrleri
2001'de yüzde 8.9 artacaktır. Böylece bütçe
açığı hemen hemen ortadan kaldınlacaktır.
/FaizödemelerisuiBtmnıalıvebütçenin ser-
mayeye aktanm mekanizması haline gefanesi-
neson verümefidir. Bununiçin devletin iç borç-
lanmasma yol açan harcamalar suıuianmah, iç
borçiarve faizleri befliödemetakvhninebagla-
naraksmrianmaİMhr. Sermaye kesiminden ab-
nacakvergilerçok kazanandan dahaçok vergi
üaesi uyannca artnnknabdır.
/Vergi toplanmasında ücretli çalışanlar ve
diğer emekçi kesımler ile yoksullar gözeülme-
lidir. Bunun için ücretten kesilen gelirvergile-
rinde ve tüketim ürünleri üzerindeki dolaylı
vergilerde indirim yapılmahdır.
/Sosyal yaonm ve harcamalar arttmlmab-
dır.Eğkbn,sağhkvesosyalyardunlanartnran,
sosyal akyapı yatmmlanna önceik veren bir
temd düzenleme yapdmatada-. Böylece, tophı-
mun genişkesimlerinmdüşükücretyoksuiuk.
yeterK ahyapı eksfldiği nedeniyle içinde butun-
duğukoşul^birötçüdedüzeinlecektir.
/Bütçede özelleştinneye zemin hazırlayan
uygulamalara son verilmeli, KlT'lerin bütçeye
aktardıklan kaynaklann bir kısmı. KÎT'lerin
yenileme ve genişleme yatmmlan için kullanıl-
malıdır.
/Kamu emekçikrinin nuuşian, insanca
yaşam koşuBarmauygunolarakarttBitanabâB:
Kısa vadede aohnası gereken Hk adnn, ücret-
lerin bütçe kundeki payınm son ydbırm kaym-
Istanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi, ithalatın kısıtlanmasını istediklerini söyledi
Sanayici kredilerini ödeyemeyecek
CEMULUTAŞ
Geçen ay büyük bir ekonomik
krizle sarsılan Türkiye, IMF'nin
verdiği 10 milyar dolarlık yeni bir
borçla kendine geldi. Piyasalar
yeniden canlanmaya, faizler düş-
meye, borsa yüksehııeye başladı.
Başladı ama Türkiye'nin tüm
dengelerini ülkede kalış süresi
birkaç saate kadar inen dış kay-
naklı, sıcak paraya bağlayan lonl-
gan ekonomisinin bir kriz üret-
mesi kaçınılmazdı.
Bunun da temelinde Türki-
ye'nin üretmeyen bir ülke olma-
sı yatıyor. Bankalann reel ekono-
miyi, yani sanayi ve ticareti fi-
nanse etmek yerine devlete borç
vererek para kazanması ve yük-
sek faizlerle bu kısır döngünün
aşıhnası zorgörünüyor. ISO Baş-
kanı Hüsamettin Kavi ise belki
kapalı ekonomi ahşkanlıklanyla
hükümetten resmen "ithalat kı-
sniaması" talep edeceklerini söy-
lüyor. Kavi ile Türkiye'nin nasıl
üreten ve kalkınan bir ülke olabi-
leceğini konuştuk.
- fthalat-ihracat dengesiztiğini
düzenlemek için dtşahmı lasıtia-
mak gerekiyor mu size göre?
- Gümrük birliğinin kurallan
içinde bana göre Türkiye'nin it-
halatı kısıtlayıcı tedbirler alması
mümkün. Önümüzdeki günlerde
ilgili mercilerle bu konuyu tartış-
mak üzere bir araya geleceğiz.
- Sanayinin rekabet gücünü
azahan en önemli unsur işçUik
maüyeti midir?
- Hayır değil. Katma değer ko-
nusunda teknolojiler üretmek,
kendi araştırma-geliştirme çahş-
malannı yapmak ve de teknolo-
jinin üretime yansımasını şu aşa-
mada sağlayabildiğimizi söyle-
yebilmek mümkün değil.
- Bizim sanayimiz çevre kri-
terierine de uymayan, dolayısry-
la çevremaliyetide pek ohnayan
bir sanayi. Demek çevreye du-
yarh üretim yapmak durumun-
da kalsa rekabet gücü tümden
yokolacak.
- Çevre değerleri konusun-
da şu an sadece bir bilinç ge-
liştirme aşamasuıdayız. Bütün
bunlann yanında bir gerçek
var; o da toplumun öncelikle-
ri meselesi. Yani insanlar aç-
ken, açıktayken onlara çevre-
nize sahip çıkın dediğinizde
pek algılanmıyor.
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kuşatma
Yeni yıla girerken, kamu sözleşmelerinin tümünün,
özel sektörde de büyük grup sözleşmelerinin gündem-
de oldugunu, IMF'ye verilen mektuplarda da eskisin-
den daha sıkı kemer sıkma bulunduğunu kastederek,
"İşçi, emekçi ücretleri, sözleşmeler kuşatma altında"
diye bildik bir sonuca varmış değilim.
Gündemdeki kuşatma, enflasyon artışını durdurma-
nın bedelini doğrudan emekçilere ödetmenin çok öte-
sinde bir boyut kazanmış bulunuyor. Hani dağlarda kar
yuvarlanmaya başlamayagörsün, çığ oluşur ya. Emek
haklanna yönelik saldın işte öyle bir şey. Çığ gibi büyü-
yor ve sonu da gelmiyor.
• Niğde DİTAŞ Otomobil Sanayi'nde çalışan 370 iş-
çi, bayram öncesi DlSK'e bağlı Birleşik Metal-lş Sen-
dikası'nda örgütlenmiş, sözleşme çağnsı yapılmıştı.
Toptan işten atıldılar. Daha doğrusu Doğan Holding'e
bağlı işletme, işyerinde oluşturmuş olduğu 10-11 ka-
dar taşeron şirketin işine son verdiğini söyleyerek, hep-
sinde birden örgütlenmiş işçileri toptan işten atmış ol-
du. Bilinen büyük otomobil fırmalanna yan sanayi üre-
timi yapan işletme, bayram öncesinden bu yana, 20 gü-
nü aşkın süredir kapalı.
Nasılsa durgun olan otomobil sanayiinde bir süre
stokla idare edilebilir. Bu arada işçilerin evlerine gidile-
rek, sendikadan aynlmalan yolunda pazarlık, baskı aşa-
ması yaşanıyor. Son yıllann çok bildik senaryosu ile
sendikal örgütlenmenin önüne geçme operasyonu. Bu
ülkede artık sadece küçük işletmeler değil, en modem
teknolojili, dev işletmeler sendikalan kapılanndan içe-
riye sokmuyorlar. Her yeni sendikal örgütlenme çaba-
sı, işten çıkarmalarla durduruluyor.
İşte tam da bu nedenle, sermayenin sendikasız işçi
çalıştırma kararlılığını sürdürebilmesi, işçilerin en doğal,
yasal sendikal haklannı kullanamamalan için, aslında iş-
yerierinde iş güvencesi değil, sadece göreceli sendikal
güvenceyi getirmeye çalışan yasa tasansı üzerinde bü-
yük gürültüler kopartılıyor. En ünlü işadamlan, işveren
sendika sözcüleri hiç utanmadan, hatta "demokrasi,
çağdaşlık" sözcüklerini ağızlanna sakız yapmış olarak,
"Su yasa çıkarsa işverenleryatınm yapmaz" tehdidin-
de bulunabiliyorlar.
Türkiye'de anlı şanlı sanayimiz, özel sektorümüzde,
eskiden kalma sendikalaşmış işyerlerinden pek çoğun-
da da taşeronlaştırma başta, pek çok yöntemle sendi-
kal haklardan, yükten kurtulunmuş bulunuyor. Yerleşik
sözleşme düzeni olan ışyerlerinde, nerede ise (kerhen)
yenilenmekte olan toplusözleşmeler ise milyonlarca ça-
lışanın yanında, topu topu birkaç yüz bin (250 bin civa-
nnda) işçiyi kapsıyor.
• Bunlann önemli bir grubu, Türkiye'nin ihracatında
en önemli ağırlığı tutan tekstil işkolunda. Altı ay kadar
önce başlamış sözleşme görüşmelerinde arabulucu
aşamasında da anlaşma sağlanamadı. Üç konfederas-
yonun Teksif, Tekstil, Öz Iplik-lş sendikalannı kapsayan
uyuşmazlıkta sorun, bunca yıllık sözleşmelerin artında
gele gele brüt 225 bin liraya gelebilmiş sözleşmeli işçi-
lerin ücretlerinin sadece yüzde 13 artınlmak istenmesi
ile sınıriı değil.
Teksif Başkanı Zeki Polat'ın dün yaptığı açıklamaya
göre sözleşme masasında işveren taraf Tekstil Işveren-
leri Sendikası, yıllarca uygulanmış, iş yasası ile yerleşik
işçi haklanndan da ödün istiyor. örneğin pazar günü-
nün tatil günü olmaktan çıkanlması, pazar çalışmalan-
na fazla mesai ödenmemesi, esnek çalışma, fazla me-
sai ücretlerinin yuzde 50 düşürülmesi gibi istemler var.
Bu köşeyi sürekti izleyen dikkatli okurlar anımsaya-
bilirler; geçen cumartesi günü bu son gelişmeden ha-
bersiz olarak, TlSK'in yayın organında yer almış, gaze-
temizde de haberieştirilen yeni işveren istemlen, dayat-
malannın önemınden söz etmiştim. Işverenlerin son ay-
larda bayrak yaptıklan "dünya ile rekabet gücünü art-
tırmak için, iş yasasında değişiklikler, fazla mesailerin
kısıtlanması, çalışılmayan günlere ödenen ücretlerden
bayram, pazar, tatil.. gibi kısıtlamalara gidilmesi, esnek
çalışma..." istemlen sıralanıyordu.
Evet, sermaye ciddi olarak, iş yasasının en alt sınır-
larda belirlediği. aslında yıllarca sozleşmelerie geliştiril-
miş, 12 Eylül sonrası yeniden budanarak, yasal sınırla-
ra doğru çekilmiş haklann tümüne göz dikmişti. Yaşam
pratiğinde zaten, insanca çalışma sının olan 8 saat çok-
tan aşılmış durumda. İşletmeler, işsizliği kullanarak, iş-
ten atılma tehdidini duyurarak teslım aldıklan işçilerini,
çoktandır bu saatlerin çok üstünde zorunlu çalıştırmak-
talar. Şimdi yasal yüklerinden kurtulmak için yeni birsa-
vaş açmış durumdalar. Toplusözleşmeler pratiğinde de
konulan bir bir gündeme getiriyoriar.
Işi o kadar iteriye vardırdılar ki, pek çok sözleşme ma-
sasında hukuken değiştirilemeyecek, daha önceki söz-
leşmelerden kazanılmış hak olarak gelen maddeler ge-
riye alınmak isteniyor. İşçi sendikalan, isteseler bile hu-
kuken böyte bir ödünü veremeyeceklerinı söylediklerin-
de ise "Olsun, siz metinden çıkann, düzenleme bizim
istediğimizgibi olsun, uygulamasını bizyapanz" diyor-
lar. Işçinin işini kaybetme, kara listeye girme korkusu
ile, yasal hakkını aramak için dava açamayacağına gü-
veniyorlar.
Sendikalar apaçık sözleşme masasında hukuk çiğ-
nemeye, yasadışı olarak işçinin hakkından ödün verme-
ye zorianıyoriar. Işi öylesine ileri götürenler var ki.. Kimi
işçilerin ödenmekte olan hak edilmiş ücretleri, kıdem
tazminatlan bile aşağı çekilmek isteniyor. Sözleşme
masalanna öneri olarak gelebiliyor.
Sermaye darmadağın olmuş, moral degerlerini yitir-
miş sendikal hareketin çöküşünden güç alarak, işçileri
kusatmış olduğu çemberi giderek daraltıyor. Bu kafalar-
la nereye vanlmak isteniyor? Ateşle oynanıyor..
sukransoner@yahoo.com
Tanm Bakanlığı
dikkate alınmıyor
Ekonomi Servisi - Ta-
nmda reform kapsamın-
daki projelere finansman
sağlamak üzere Hazi-
ne'nin Dünya Bankası ile
yürüttüğü görüşmelerde,
Tanm ve Köyişleri Ba-
kanlığı'nın itirazlan
dikkate bile alınmıyor.
Bakanlığın, Dünya Ban-
kası'nm istediği bazı
şartlara ilişkin itirazlan-
nı Hazine tarafından ha-
zırlanan "Geliştirme
Stratejisi Mektubu"nda
yer almadığı ortaya çıktı.
Tanm Bakanlığı, Dün-
ya Bankası'nın hububat,
yem hammaddesi ve hay-
vansal ürünler ithalatm-
da gümrük vergilerinin
düşürülmesi isteğine kar-
şı çıkarken TMO'nun
özellleştirilmesinin za-
mana bağlı olarak ger-
çekleştirilmesi ve alter-
natif ürün projesi uygula-
masmda söz sahibi ol-
mak istiyor. Bakanlığın
itiraz ettiği noktalardan
bazılan şöyle:
Gübre sübvansiyonu:
Bakanlık da Dünya Ban-
kası gibi, gübrede süb-
vansiyonun kaldınlması-
nı istiyor. Ancak, üreti-
min desteklenmesi açı-
sından. "lüks tüketim
maddesi gibi" yüzde 17
olarak uygulanan KDV
oranının yüzde l'e indi-
rilmesini öneriyor.
Doğmdan gelir desteği
sistemi:
Dünya Bankası, tanm
ürünlerinde girdi sübvan-
siyonlannın kaldınlarak
yerine DGD ödemesi ya-
pıhnasuıı, DGD ödeme-
lerinin de üretimle ilgili
bir şarta bağlanmamasmı
istiyor.