02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 OCAK 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /[email protected] 13 üreticistne gübne uyansı • RİZE(AA)-Çay îşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından çay üreticilerine uyanda bulunularak "Çay Özel Gübresi" dışmda gübre kullanmamalan ıstendi. ÇAYKUR'dan yapdan açıklamada, çay bahçelerinden kaliteli ve bol ürün alınabilmesinin, bakım, budama, gübreleme ve hasat işlemlerinin uygun şekilde yapılmasına bağlı olduğu belirtildi. P0AŞ'tan106 işçi çıkanldı • İSTANBUL(AA)- Petrol Ofisi AŞ'den (POAŞ) 106 işçi işten çıkanldı. POAŞ'dan Borsa'ya gönderilen açıklamada, rantabl bulunmayan gemi ışletmeciliği bölümünün kapatılması nedeniyle, söz konusu bölümde çalışan 106 işçının, her türlü yasal haklannın ödenerek dün itibanyla iş akitlerinin feshedildiği bildirildi. Petlas'ta yeniden üpetim • K J R Ş E H İ R ( A A ) - Türkiye'nin önemli lastik üretim fabrikalanndan Petlas'ta, üretım 29 Ocak Pazartesi günü yeniden başlayacak. Petlas Genel , Müdürü Adnan Şahin, geçen yılın son aylannda ekonomide yaşanan olumsuzluklardan Petlas'ın da etkilendiğini belirterek "Işçılerimize 29 Ocak'a kadar izin verdik. Bu süre içinde stoklardaki ürünlerimizi eritmeyi hedefliyoruz. Bu arada da bazı ünitelerde bakım-onanm yapacağız" dedi. Zorunlu tasarruf hesabı • ANKARA(AA)- Kamuoyunda "zorunlu tasarruf hesabı" olarak bilinen Çalışanlann Tasarruflannı Teşvik Hesabı'nda (ÇTTH), 30 Kasım 2000 itibanyla 6 katrilyon 435.4 trilyon lira birikti. Hazine'den yapılan açıklamaya göre, 1 Nisanl988'denKasım- 2000 sonuna kadar geçen sûrede, hesabın nemalandırma oranı da kümülatif olarak vüzde 302.54'e ulaştı. Taşkömürü üretimi arttı • ZONGULDAK (AA) - Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Omer Yenel, 2000 yılında ocaklardan 2 milyon 250 bin ton satılabilir kömür üretimi gerçekleştirildiğini bildirdi. Yenel. Zonguldak kömür havzasındaki TTK'ye ait ocaklarda, bir önceki yıla göre kömür üretiminde 300 bin ton artış sağlandığını söyledi. Doğan Hohfing'den açridama • İSTANBUL(AA)- Doğan Şirketler Grubu, sermayesine yüzde 65 oranında iştirak ettiği Zigana Elektrik Dağıtım'ın 20 numaralı görev bölgesinde elektrik dağıtım ve ticareti yapma görevi verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu karanmn, Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından iptaline ilişkin şirket veya vekillerine herhangi bir bildirim olmadığını duyurdu. Hükümetin başlangıçta yüzde 25 olarak belirlediği yılsonu hedefi yüzde 14 saptı Enflasyon düştil hedeitııtuuuh• Aralık ayında enflasyon, tüketici fıyatlannda yüzde 2.5, toptan eşya fıyatlannda yüzde 1.9 düzeyiyle beklentilerin altında oluştu. Bu sonuçlann alınmasında, hükümetin elektrik gibi zamlan DİE'nin ürün fiyatlan toplamasına son verdiği 20 Aralık'tan sonra yapması etkili oldu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Hükümetin yüzde 25 hedefi- ne karşın yüzde 34 ve ardından yüzde 38 olarak değiştirmek zo- runda kaldığı yılsonu enflasyonu yüzde 39 olarak gerçekleştı. An- cak, aralık ayında enflasyon, tüke- tici fiyatlannda yüzde 2.5. toptan eşya fiyatlannda yüzde 1.9 düze- yiyle beklentilerin altında oluştu. Bu sonuçlann alınmasında, hü- kümetin elektrik gıbi zamlan DfE'nin ürün fiyatlan toplaması- na son verdiği 20 Aralık tanhin- den sonra yapması etkili oldu. Aylık enflasyon 12 aylık ortalama Afa.0c.Sub Mart Ns May Haz. Tem Ağ Eyl Btm. Kas. Ara ; DlE'nin aralık ayı fıyat artışla- nnı açıklamasıyla, 2000 yılsonu enflasyon rakamlan ortaya çıktı. TÜFE'de yılsonu itibanyla yüzde 25'lik başlangıç hedefine karşın yüzde 39'a ulaşılırken, TEFE'de de yüzde 20'lik başlangıç hedefi yüzde 32.7'ye çıktı. Böylece he- deflerde 14-12.7 puan düzeyinde sapma oldu. Tüketici fiyatlan bazındal2 aylık ortalama enflasyon 1999'da yüzde 64.9'ken, 2O0O'de yüzde 54.9'a geriledi. Geçen yılın aynı ayına göre değişim oranı esas alın- dığında ise TEFE, 1999'dakı yüz- de 62.9'luk düzeyinden yüzde 32.7'ye geriledi. Geçen yılın aynı ayına göre enflasyon rakamı TÜ- FE'de, 1999'da yüzde 68'lik düze- yinden 20O0'de yüzde 39'a ulaştı. Aralık ayı enflasyon rakamlan ise piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşti. E>evlet Bakanı Recep Onai, enflasyon rakamlan açık- lanmadan önce tahminlenn geçen yılın aralık ayı enflasyon rakamı- nın yansı kadar oldugunu belirt- mişti. Buna göre de tahminler, yüzde 3 ve üzerinde bulunuyordu. TEFE'de aralık ayındakı yüzde 1 9'luk artışın 0.3 'ü devletten kay- naklanırken 1.6'sı yine özel sektör fıyat artışlanndan oluştu. ÎTO'nun enflasyonu Istanbul Ticaret Odası'nın ha- zırladığı u tstanbul ÜcreÜfler Ge- çinme EndeksT ise aralık ayı için yüzde 3.3'lük bir fıyat artış oranı ortaya koydu. ÎTO'nun yıllık enf- lasyonu yüzde 41.8 oldu. İTO'- nun toptan eşya fıyat endeksi ise aylık bazda yüzde 1.9, yıllık baz- da 38.9 olarak gerçekleşti. KAMUYA YÖNELtKBASKIKALKINCA ENFLASYONUN TEKRAR1TRMANACAĞ1BELtRTtLlYOR 'Sapma olağan, atıcak 200 l'e dikkat 9 Ekonomi Servisi - Uzmanlar, açıklanan he- deften sapmayı olağan olarak karşıladıklannı, ancak bu sonucun bir başan olarak tanımlana- mayacağmı belirterek programm doğurduğu sosyal maliyetin büyüklüğüne dikkat çektiler. tstanbul Universitesi'nden Prof. Dr. Tûrkd Minibaş, hükümetin IMF'ye sunduğu son ni- yet mektubunda yıllık TÜFE hedefınin yüzde 38 olduğu dıkkate almdığında, ekonomik is- akrarprogramının ük yılın sonunda TÜFE'nin yüzde 39 olarak gerçekleşmesinin ciddi bir sapma olmadığını, ancak bir 'başan' olarak da nitelendirilemeyeceğini dıle getirdi. Minibaş, programın sadece harcamayı en aza indirerek, üretimi kısarak, yatırunlan azaltarak enflasyonu kontrol altında tutmayı amaçladığındanbaşanlı sayıknayacağma dik- kat çekti. Uzun süreli ekonomik programla- nn ilk yılının bir 'uyum dönemi' oldugunu, bu nedenle sapmalann 'olağan' kabul edildi- ğini belirten Minibaş, "IMF Ok yıl yaşanan sapmalara 2001'de izin vermez. Oİası sapma- lar da sryasi dengeterin boznbnası antamma gear" diye konuştu. Istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Meh- met Yıkhnm, "Huknmet zam yapmazsa biz de yapmayu" dedi. Enflasyonda yıllık hede- fin tuttunılamadıgına ve hedef oranlarda 15 puanhk bir sapma yaşandığına dikkat çeken Yıldınm, bunun uygulanan polıtikanın yan- lışhğmı gösterdiğini ileri sürdü. Buna karşın açıklanan rakamlann son on yıluı en düşük rakamı oldugunu belirten Yıl- dınm, "Bumı istikrarb bir şekflde götürmek gerekir. LMF'nin kendisine düşeni yapbğmı biliyoruz. Ancak hükümetin tedbirleri alma- dığinı görüyoruz" dedi. Programm sosyal maliyeti bûyûk Istanbul Oniversitesi tktisat Fakültesi öğ- retim Üyesi Prof. Dr. tzzettin Önder, reel sek- töre uygulanan baskınnı ortadan kaldınlma- sıyla enflasyonun tekrar çıkışa geçeceğini be- lirtti. Programm doğurduğu sosyal maliyetin büyüklüğüne dikkat çeken Önder, Türki- ye'nin emek kesimi üzerinden ödünler vere- rek dezenflasyon programı uygulamaya git- tiğini belirtti. Izzethn Onder, enflasyon oran- lannda yaşanan düşüşün orta ve uzun vade- de etkinsizlik ve verimsizlik yaratacagmı, so- mut adımlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Sağlık şampiyon Harcama Gruplan Aylık Yıllık 46.3Konut Gıda, içki, tütün Giyim Eveşyası Sağhk Ulaştırma Eğlence, kültür Lokanta,ote) Eğitim 4.2 1.8 1.6 2.3 09 0.9 1.1 0.7 0.0 33.0 35.8 43.5 51.0 27.7 36.6 45.9 27.5 Kocaeli zamda lider lller Adana Ankara Antalya Bursa Denizli Diyarbakır Erzurum Eskişehir Gaziantep Içel Istanbul Izmir Kocaeli Konya Samsun 2.4 1.3 2.2 1.6 1.5 &8 2.5 2.4 2.5 2.5 3.4 1.4 1.7 2.0 1.1 39.5 37.1 36.6 39.5 39.3 41.1 43.3 42.0 44.8 42.9 39.5 37.3 47.6 45.3 37.0 Yılhkta lider C.Doğu Bölgeter Marmara Ege Akdeniz Iç Anadolu Karadeniz Doğu Anadolu G.Doğu 3.2 1.4 2.1 1.5 1.4 1.9 2.9 39.3 38.3 39.4 38.3 40.3 41.3 43.0 Aralıkta elektrik Sektörier Etek., gaz, su 4.2 Tanm Imalat 37.4 3.4 39.8 1.2 29.4 Petrol-lş'egöre bütçe cırtık toplumun geniş kesimlerininyaşam koşullarınıfyüeştirenhalegelmeli 'Sermayeden yana tercih değişmeli'Ekonomi Servisi - Sos- yal devletin varhğının en önemli koşullanndan biri olan bütçenin "sermayeye ka\nak aktarma belgesi' 1 haline geldiğine dikkat çeken Petrol-îş, sermaye- den daha fazla vergı alın- masını, ücretten kesilen gelir vergileri ile tüketım ürünlerindeki dolaylı ver- gilerde indirime gıdilme- sini istedi. Petrol-lş tarafından ha- zırlanan "Sermaye tçin DeğU. Toplumun Çoğun- luğu İçin Bütçe" araştır- masında, bütçe gelirleri- nin yüzde 50'den fazlası- nın çalışanlann cebinden çıktığına işaret edilerek bütçenin toplumun geniş kesimlerinin yaşam ko- şullannı iyileştiren bir belge haline getirilmesi- nin sermayeden yana ya- pılan tercihlerin değişti- rilmesiyle mümkün ola- bileceği vurgulandı. Araştırmada, 2001 büt- çesini, IMF ve sermaye- nin ihtiyaçlar listesi biçi- minde hazırladığı belirtil- di. 2001 yılında faiz öde- melerinin yüzde 34.7 ola- rak öngörüldüğüne işaret edilen araştırmada, "Bu oran 2000 yıtana göre nis- pi bir düşüşü ifade ediyor. Ancak yine de bütçenin üçte birinden daha fazla 2001 'de alınacak vergilerin dağılımı (%) Faiz vergisi % 6 ^| Motortu Taşrtlar «Karyakrt tüketim - Banka ve sıgorta ışlemlen % 3 Bütçe harcamalan nereye gidecek? (%-2001yth) Yatmm %3 bir büyüklüğe sahiptir" açıklaması yapıldı. Araştırmada, gelir ver- gisi yükünün emekçilerin sırtında olduğu belirtile- rek şunlara dikkat çekil- di: "Son 5 yılın gelirvergi- si tahsilatı ortalamasına göre, ücretiilere geör ver- gisinin yüzde 64'ünü öde- mektedir. Buna karşıhkiş- veren statüsündeki kesim, gelir vergisinin yüzde 36'sını ödüvor." Kaynaklann büyük bir kısmuun sermaye için kul- lanılması nedeniyle çalı- şanlann ve yoİcsullann hizmeti için geriye çok sı- nırlı bir bütçenin kaldığı vurgulanan araştırmada. "Busuurh bütçe ile neme- muriara yeterti ücret öde- nebümekte, ne sosyal hiz- metler yapdabOmekte, ne de eğitim ve sağhk hizmet- leri çağdaş biçimde yapda- bümektedir. YıHarca kay- nak yok' bahanesi ileri sü- röldfi. Oysa batan banka- lann yükfi 2000 bütçesinin yüzde 12'sini ohışturuyor- du" denildi. 4 Yoksula hizmet yok' Toplumun eğitim, sağ- lık ve sosyal hizmet hak- lannın hiçbir bahane ile kısıtlanmaması gerektiği vurgulanan araştırmada, "Bütçeterahlerinin değiş- tirümemesi, önümüzdeki dönemlerdesosyalve poü- rikgerilimlerin korkanzki en üst nokta>a sıçraması- na neden olacakbr. Bütçe terdhlerini degiştinne ola- nağı hâlâ vardır" görüşü dile getirildi. Çoğunluk için bütçe nasıl olmalı? Petrol-lş'in raporunda, bütçeye ilişkin istek- ler şöyle sıralandı: / Mffli gefirin yüzde 50'den fazbsma sahip obn sermaye kesüninden daha çok vergi afan- mahdır.Bununiçinkurumlarvesermayeninge- Br vergisi artordmah, kayıtd^ı sektörier ile ka- yrtdışı faalh etter mali kapsama ahnarak vergi aianı genişletümefidir. /Bütçe açığmın kapatılması için 1994 yılm- da sermaye şirketlerine getirilen net aktif ve ekonomik dengevergisi gıbi uygulamalar gün- deme getirilebilir. Bu vergilerin 1994 yıhnda- ki oranda alınması durumunda vergi genrleri 2001'de yüzde 8.9 artacaktır. Böylece bütçe açığı hemen hemen ortadan kaldınlacaktır. /FaizödemelerisuiBtmnıalıvebütçenin ser- mayeye aktanm mekanizması haline gefanesi- neson verümefidir. Bununiçin devletin iç borç- lanmasma yol açan harcamalar suıuianmah, iç borçiarve faizleri befliödemetakvhninebagla- naraksmrianmaİMhr. Sermaye kesiminden ab- nacakvergilerçok kazanandan dahaçok vergi üaesi uyannca artnnknabdır. /Vergi toplanmasında ücretli çalışanlar ve diğer emekçi kesımler ile yoksullar gözeülme- lidir. Bunun için ücretten kesilen gelirvergile- rinde ve tüketim ürünleri üzerindeki dolaylı vergilerde indirim yapılmahdır. /Sosyal yaonm ve harcamalar arttmlmab- dır.Eğkbn,sağhkvesosyalyardunlanartnran, sosyal akyapı yatmmlanna önceik veren bir temd düzenleme yapdmatada-. Böylece, tophı- mun genişkesimlerinmdüşükücretyoksuiuk. yeterK ahyapı eksfldiği nedeniyle içinde butun- duğukoşul^birötçüdedüzeinlecektir. /Bütçede özelleştinneye zemin hazırlayan uygulamalara son verilmeli, KlT'lerin bütçeye aktardıklan kaynaklann bir kısmı. KÎT'lerin yenileme ve genişleme yatmmlan için kullanıl- malıdır. /Kamu emekçikrinin nuuşian, insanca yaşam koşuBarmauygunolarakarttBitanabâB: Kısa vadede aohnası gereken Hk adnn, ücret- lerin bütçe kundeki payınm son ydbırm kaym- Istanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi, ithalatın kısıtlanmasını istediklerini söyledi Sanayici kredilerini ödeyemeyecek CEMULUTAŞ Geçen ay büyük bir ekonomik krizle sarsılan Türkiye, IMF'nin verdiği 10 milyar dolarlık yeni bir borçla kendine geldi. Piyasalar yeniden canlanmaya, faizler düş- meye, borsa yüksehııeye başladı. Başladı ama Türkiye'nin tüm dengelerini ülkede kalış süresi birkaç saate kadar inen dış kay- naklı, sıcak paraya bağlayan lonl- gan ekonomisinin bir kriz üret- mesi kaçınılmazdı. Bunun da temelinde Türki- ye'nin üretmeyen bir ülke olma- sı yatıyor. Bankalann reel ekono- miyi, yani sanayi ve ticareti fi- nanse etmek yerine devlete borç vererek para kazanması ve yük- sek faizlerle bu kısır döngünün aşıhnası zorgörünüyor. ISO Baş- kanı Hüsamettin Kavi ise belki kapalı ekonomi ahşkanlıklanyla hükümetten resmen "ithalat kı- sniaması" talep edeceklerini söy- lüyor. Kavi ile Türkiye'nin nasıl üreten ve kalkınan bir ülke olabi- leceğini konuştuk. - fthalat-ihracat dengesiztiğini düzenlemek için dtşahmı lasıtia- mak gerekiyor mu size göre? - Gümrük birliğinin kurallan içinde bana göre Türkiye'nin it- halatı kısıtlayıcı tedbirler alması mümkün. Önümüzdeki günlerde ilgili mercilerle bu konuyu tartış- mak üzere bir araya geleceğiz. - Sanayinin rekabet gücünü azahan en önemli unsur işçUik maüyeti midir? - Hayır değil. Katma değer ko- nusunda teknolojiler üretmek, kendi araştırma-geliştirme çahş- malannı yapmak ve de teknolo- jinin üretime yansımasını şu aşa- mada sağlayabildiğimizi söyle- yebilmek mümkün değil. - Bizim sanayimiz çevre kri- terierine de uymayan, dolayısry- la çevremaliyetide pek ohnayan bir sanayi. Demek çevreye du- yarh üretim yapmak durumun- da kalsa rekabet gücü tümden yokolacak. - Çevre değerleri konusun- da şu an sadece bir bilinç ge- liştirme aşamasuıdayız. Bütün bunlann yanında bir gerçek var; o da toplumun öncelikle- ri meselesi. Yani insanlar aç- ken, açıktayken onlara çevre- nize sahip çıkın dediğinizde pek algılanmıyor. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kuşatma Yeni yıla girerken, kamu sözleşmelerinin tümünün, özel sektörde de büyük grup sözleşmelerinin gündem- de oldugunu, IMF'ye verilen mektuplarda da eskisin- den daha sıkı kemer sıkma bulunduğunu kastederek, "İşçi, emekçi ücretleri, sözleşmeler kuşatma altında" diye bildik bir sonuca varmış değilim. Gündemdeki kuşatma, enflasyon artışını durdurma- nın bedelini doğrudan emekçilere ödetmenin çok öte- sinde bir boyut kazanmış bulunuyor. Hani dağlarda kar yuvarlanmaya başlamayagörsün, çığ oluşur ya. Emek haklanna yönelik saldın işte öyle bir şey. Çığ gibi büyü- yor ve sonu da gelmiyor. • Niğde DİTAŞ Otomobil Sanayi'nde çalışan 370 iş- çi, bayram öncesi DlSK'e bağlı Birleşik Metal-lş Sen- dikası'nda örgütlenmiş, sözleşme çağnsı yapılmıştı. Toptan işten atıldılar. Daha doğrusu Doğan Holding'e bağlı işletme, işyerinde oluşturmuş olduğu 10-11 ka- dar taşeron şirketin işine son verdiğini söyleyerek, hep- sinde birden örgütlenmiş işçileri toptan işten atmış ol- du. Bilinen büyük otomobil fırmalanna yan sanayi üre- timi yapan işletme, bayram öncesinden bu yana, 20 gü- nü aşkın süredir kapalı. Nasılsa durgun olan otomobil sanayiinde bir süre stokla idare edilebilir. Bu arada işçilerin evlerine gidile- rek, sendikadan aynlmalan yolunda pazarlık, baskı aşa- ması yaşanıyor. Son yıllann çok bildik senaryosu ile sendikal örgütlenmenin önüne geçme operasyonu. Bu ülkede artık sadece küçük işletmeler değil, en modem teknolojili, dev işletmeler sendikalan kapılanndan içe- riye sokmuyorlar. Her yeni sendikal örgütlenme çaba- sı, işten çıkarmalarla durduruluyor. İşte tam da bu nedenle, sermayenin sendikasız işçi çalıştırma kararlılığını sürdürebilmesi, işçilerin en doğal, yasal sendikal haklannı kullanamamalan için, aslında iş- yerierinde iş güvencesi değil, sadece göreceli sendikal güvenceyi getirmeye çalışan yasa tasansı üzerinde bü- yük gürültüler kopartılıyor. En ünlü işadamlan, işveren sendika sözcüleri hiç utanmadan, hatta "demokrasi, çağdaşlık" sözcüklerini ağızlanna sakız yapmış olarak, "Su yasa çıkarsa işverenleryatınm yapmaz" tehdidin- de bulunabiliyorlar. Türkiye'de anlı şanlı sanayimiz, özel sektorümüzde, eskiden kalma sendikalaşmış işyerlerinden pek çoğun- da da taşeronlaştırma başta, pek çok yöntemle sendi- kal haklardan, yükten kurtulunmuş bulunuyor. Yerleşik sözleşme düzeni olan ışyerlerinde, nerede ise (kerhen) yenilenmekte olan toplusözleşmeler ise milyonlarca ça- lışanın yanında, topu topu birkaç yüz bin (250 bin civa- nnda) işçiyi kapsıyor. • Bunlann önemli bir grubu, Türkiye'nin ihracatında en önemli ağırlığı tutan tekstil işkolunda. Altı ay kadar önce başlamış sözleşme görüşmelerinde arabulucu aşamasında da anlaşma sağlanamadı. Üç konfederas- yonun Teksif, Tekstil, Öz Iplik-lş sendikalannı kapsayan uyuşmazlıkta sorun, bunca yıllık sözleşmelerin artında gele gele brüt 225 bin liraya gelebilmiş sözleşmeli işçi- lerin ücretlerinin sadece yüzde 13 artınlmak istenmesi ile sınıriı değil. Teksif Başkanı Zeki Polat'ın dün yaptığı açıklamaya göre sözleşme masasında işveren taraf Tekstil Işveren- leri Sendikası, yıllarca uygulanmış, iş yasası ile yerleşik işçi haklanndan da ödün istiyor. örneğin pazar günü- nün tatil günü olmaktan çıkanlması, pazar çalışmalan- na fazla mesai ödenmemesi, esnek çalışma, fazla me- sai ücretlerinin yuzde 50 düşürülmesi gibi istemler var. Bu köşeyi sürekti izleyen dikkatli okurlar anımsaya- bilirler; geçen cumartesi günü bu son gelişmeden ha- bersiz olarak, TlSK'in yayın organında yer almış, gaze- temizde de haberieştirilen yeni işveren istemlen, dayat- malannın önemınden söz etmiştim. Işverenlerin son ay- larda bayrak yaptıklan "dünya ile rekabet gücünü art- tırmak için, iş yasasında değişiklikler, fazla mesailerin kısıtlanması, çalışılmayan günlere ödenen ücretlerden bayram, pazar, tatil.. gibi kısıtlamalara gidilmesi, esnek çalışma..." istemlen sıralanıyordu. Evet, sermaye ciddi olarak, iş yasasının en alt sınır- larda belirlediği. aslında yıllarca sozleşmelerie geliştiril- miş, 12 Eylül sonrası yeniden budanarak, yasal sınırla- ra doğru çekilmiş haklann tümüne göz dikmişti. Yaşam pratiğinde zaten, insanca çalışma sının olan 8 saat çok- tan aşılmış durumda. İşletmeler, işsizliği kullanarak, iş- ten atılma tehdidini duyurarak teslım aldıklan işçilerini, çoktandır bu saatlerin çok üstünde zorunlu çalıştırmak- talar. Şimdi yasal yüklerinden kurtulmak için yeni birsa- vaş açmış durumdalar. Toplusözleşmeler pratiğinde de konulan bir bir gündeme getiriyoriar. Işi o kadar iteriye vardırdılar ki, pek çok sözleşme ma- sasında hukuken değiştirilemeyecek, daha önceki söz- leşmelerden kazanılmış hak olarak gelen maddeler ge- riye alınmak isteniyor. İşçi sendikalan, isteseler bile hu- kuken böyte bir ödünü veremeyeceklerinı söylediklerin- de ise "Olsun, siz metinden çıkann, düzenleme bizim istediğimizgibi olsun, uygulamasını bizyapanz" diyor- lar. Işçinin işini kaybetme, kara listeye girme korkusu ile, yasal hakkını aramak için dava açamayacağına gü- veniyorlar. Sendikalar apaçık sözleşme masasında hukuk çiğ- nemeye, yasadışı olarak işçinin hakkından ödün verme- ye zorianıyoriar. Işi öylesine ileri götürenler var ki.. Kimi işçilerin ödenmekte olan hak edilmiş ücretleri, kıdem tazminatlan bile aşağı çekilmek isteniyor. Sözleşme masalanna öneri olarak gelebiliyor. Sermaye darmadağın olmuş, moral degerlerini yitir- miş sendikal hareketin çöküşünden güç alarak, işçileri kusatmış olduğu çemberi giderek daraltıyor. Bu kafalar- la nereye vanlmak isteniyor? Ateşle oynanıyor.. [email protected] Tanm Bakanlığı dikkate alınmıyor Ekonomi Servisi - Ta- nmda reform kapsamın- daki projelere finansman sağlamak üzere Hazi- ne'nin Dünya Bankası ile yürüttüğü görüşmelerde, Tanm ve Köyişleri Ba- kanlığı'nın itirazlan dikkate bile alınmıyor. Bakanlığın, Dünya Ban- kası'nm istediği bazı şartlara ilişkin itirazlan- nı Hazine tarafından ha- zırlanan "Geliştirme Stratejisi Mektubu"nda yer almadığı ortaya çıktı. Tanm Bakanlığı, Dün- ya Bankası'nın hububat, yem hammaddesi ve hay- vansal ürünler ithalatm- da gümrük vergilerinin düşürülmesi isteğine kar- şı çıkarken TMO'nun özellleştirilmesinin za- mana bağlı olarak ger- çekleştirilmesi ve alter- natif ürün projesi uygula- masmda söz sahibi ol- mak istiyor. Bakanlığın itiraz ettiği noktalardan bazılan şöyle: Gübre sübvansiyonu: Bakanlık da Dünya Ban- kası gibi, gübrede süb- vansiyonun kaldınlması- nı istiyor. Ancak, üreti- min desteklenmesi açı- sından. "lüks tüketim maddesi gibi" yüzde 17 olarak uygulanan KDV oranının yüzde l'e indi- rilmesini öneriyor. Doğmdan gelir desteği sistemi: Dünya Bankası, tanm ürünlerinde girdi sübvan- siyonlannın kaldınlarak yerine DGD ödemesi ya- pıhnasuıı, DGD ödeme- lerinin de üretimle ilgili bir şarta bağlanmamasmı istiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear