Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 OCAK 2001 PERŞEMBE • • • * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizli
Y
PB
Y
Y
Y
PB
PB
12
13
13
14
12
15
9
PB 13 Sinop PB 13 Adana
Samsun PB 13 Mersin
B 17
Trabzon PB_j§ Dıyarbakır
Gıresun
B 18
B 8
Ankara
_PB 13 Şanhurfa B 14
B 8 Mardin
Eskışehir B 8 Siirt
Konya B 7 Hakkân
B 18
B 11
Sıvas
PB -1
B 7 Van
Zonguldak PB 12 Antalya PB 15 Kars
PB
PB -2
0Açık Parçalı bututlu
Yurdun batı kesımlen
parçalı bulutlu, Marma-
ra'nın batısı ıle Kuzey
Ege kıyılan yağmutiu, di-
ğer yerief parçalı az bu-
lutlu geçecek Yurdun iç
ve doğu kesımlennde
yer yer yoğun as goru-
lecek. Hava sıcaklığı bı-
raz azalacak Ruzgâr
guney ve batı yonlerden
hafif, yağış anında orta
kuvvette esecek.
DISMERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
K
PB
Y
Y
Y
Y
Y
-1
-1
0
9
9
10
1Ü
11
Münih
Berlin
Budageşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
Y
PB
PB
Y
PB
4
4
12
4
9
8
14
16
7 Zürih Y 7 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakü
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
-1
13
-11
7
12
2
10
18
PB 16
;
Sıslı <f^\ Buiutlu k
Çok bulutlu > Yağmurlu d ^ }
Sulu
^ Gökgürültülü
GUNCELıCÜNEYT ARCAYÜREK
• Boştarafi 1. Sayfada
zırlayacaklannı söyledi.
Yasayı neden Içişleri Bakanhğı ya da partilera-
rası bir komisyon hazıriamıyor da DSP milletvekil-
leri bu önemli görevi üstleniyor, anlaşılır gibi değil.
Oysa; DSP milletvekilı Ahmet Tan, öteki parti
milletvekilleri ile birlikte yaz boyu çalıştı. Trafik so-
runumuzu çözecek kimi önerileri de içeren bir ra-
por hazifiamayı başardı.
Bu raporun ışığında, kuşkusuz devletin bu ko-
nuyla görevli birimlerinin katkısıyla yasayı partile-
rarası bir komisyon hazırlayabilir.
Yaşamsal konuyu particilik güdüsüyle ele aldı-
ğını sanmadığımız Başbakan Ecevrt; kendi parti-
sinden bir milletvekilinin özlü çalışmasını anımsı-
yordur herhalde.
Şimdi trafik canavannı koruyan temel öğelere
göz atalım:
Hukukçulara göre; ilk hata CMUK diye adlandı-
nlan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile başlı-
yor.
Bu yasayla genelde sanığı tutuklama koşullan en
alt düzeyde.
Gözattına alınan (örneğin bir insanın ölümüne
neden olan sürücü) kolay kolay tutukJanmıyor.
Taksirli suçlara giren trafik suçlannda sınırtı du-
rumlarda tutuklama karan veriliyor.
Taksirli suç; "dikkatsizlik, tedbirsizlik, emirveni-
zamlara hayetsizlik" gibi suçlar.
Ister inanın ister inanmayın; anlatıldığına göre
"acemilik" de taksirli bir suç.
Bireyi öldürmek istemeyen ama öldüren sürücü
taksirli bir suç işlemiş oluyor.
Tutuksuz yargılandıktan sonra cezası "gündeli-
ği 2 milyon liradan paraya çevhliyor."
Ne zaman TBMM'den geçer, belli değil: Yeni ya-
sada trafik suçlannı "ağırkusurkavramı" ile değer-
lendirmek ivedi ve öncelikli koşul.
Bu önlem de yeterii görülmüyor. Arada TCK'de-
ki taksirli suçun da değiştirilmesi ve yasadaki pa-
raya çevrilmenin de değiştirilmesi gerekiyor.
Para cezaları komik
Trafik kazalanna caydıncı önemli bir öğe olarak;
"ağır kusur kavramının getirilmesi ve cezanın pa-
raya çevrilmemesi" zorunlu görünüyor.
Heryıl binlerce ölüme yol açan sorumlu sürücü-
leri hapisle cezalandırmaktan kaçınmamak artık
gerekli hale geliyor.
Para cezalannın caydıncı olmadığı ortada. ölüm-
lere neden olanlan trafikten alıkoymak bile yeterii
olmuyor.
Canavan özgür bırakan, adeta yeni trafik cina-
yetleri işlemesinj kışkırtmaya dönüşen yetersiz ön-
lemlerden vazgeçmek, direksiyön katlllerine ce~
zaevinin kapısını göstermek artık zorunlu.
Para cezalan ya da yetersiz başka önlemler tra-
fik kazaları ile baş etmeye devam etmek; kazala-
nn her türlüsüne devam etmek demektir.
Yüzde 56 oranında artışla 1 Ocak 2001 'de uy-
gulamaya giren para cezalanna lütfen bir göz atı-
nız.
Inanılması zor çelişkilerle karşılaşacaksınız.
örneğin; "işletme belgesi geçici olarak geri alın-
dığı halde geri alma süresi içinde muayene yapa-
na" 821 milyon 600 bin lira para cezası uygun gö-
rülmüş...
Ama hemen her gece TV'lerin canlı gösterimle-
rinde tanık olduğunuz, ayakta duramayan, bir ve-
ya birkaç kişinin ölümünden sorumlu, çok alkollü
sürücüyeyeni para cezası... Sakın şaşırmayınız: 54
milyon 200 bin lira!
Ya hız sınınnı yüzde 10'dan yüzde 50'ye kadar
aşmak? Lüks arabada Cinnah Caddesi'nden aşa-
ğıya 120 km hızla inen, bir eli direksiyonda, yasak
tanımaz öteki eli cep telefonu ile kulağında, son-
radan görme beyfendiye para cezası 26 milyon
600 bin lira.
Bayramın 2. günü ekranlara gelen kazada binek
arabaya 12 kişi sığdıran sürücüye yeni tarife ceza;
13 milyon 200 bin lira!
Para cezalan ile trafik sorununu çözeceğimizi
ummakJ
Akıntıya kürek çekmek!
Yeniden ziyaret etti
Schröder'in işçi
kardeşi Ürgüp'te
ÜRGÜP (Cumhuriyet) -
Almanya Başbakanı
Gerfaard Schröder'in
işçi kardeşi Lothar
Nfosseler ve eşi, üç ay
sonra yeniden Ürgüp'ü
ziyaret ettı. Ekım
ayında Ürgüp Belediye
BaşkanıBeldr
Ödemiş'in daveti
üzerine Ürgüp'e gelen
ve Ürgüp Çocuk
Yuvası'nı da ziyaret
eden Vosseler çıfti,
yuvadaki 16 çocuğa söz
verdikleri eşofinan ve
spor ayakkabılannı
vermek üzere üç ay
aradan sonra yeniden
Crgüp'e geldiJer.
Noel tatilini Türkiye'de
eşiyle birlikte geçiren
Lothar Vosseler'e,
Ürgüp Belediye
Başkanı Bekir Ödemiş.
tarafindan, Türkiye'nin
ımajına ve tanıtımına
yaptığı katkılardan
dolayı şılt ve
armağanlar verildi.
Eşiyle birlikte Ürgüp
Çocuk Yuvası'na giden
Vösseler, söz verdiği
spor malzemelerini
çoculdara dağıttı.
Vosseler ile birlikte
bölgeye gelen Alman
IIR televizyon ekibi,
Alman Başbakanı
Schröder'in kardeşinin
ziyaretini takip etmenin
dışında. Kapadokya
bölgesinin doğal
güzelliklerinin çekimini
de gerçekleştirdi.
Lothar Vosseler,
Almanya'da haftalık
olarak yayımlanan bir
dergide köşe yazarlığı
da yapıyor. Türkiye
ziyareti öncesinde
yazdığı son yazısında
Avrupa y> kas»P
kavurarı ' d e ö
d»"»'
salgınııtf da değinen
Vosseler. Noel tatilinde
kebap a-nneti
Türkiye'ye gideceği
için çok mutlu
olduğun" belirtti.
Vosseleı, yazısında
Türkiye'nin etlerinin
sorunsuJ olduğunu, bu
nedenlebolbolet
kaydetti.
'ÖzeHeştirmeyi anlatamacbk'• Baştarafi 1. Sayfada
bir aksaklık var. Aksaklığı gider-
meye çalıştık ama tam sonuç ala-
madık. Bu konuya içinde bulun-
duğumuz yıl büyük ağırlık vere-
ceğiz. Özelleştirmede kararlılı-
ğımızı sürdürmek zorundayız,
aksi halde dünyanın dışına düş-
müş oluruz. Ama halkı tatmin
edecek şekilde, ekonomiye so-
mut yararlar getirecek şekilde
düzenlemek zorundayız.
ABfleüişkfler: AB ile ilişkile-
nn güçlendirilerek sürdürülmesı
zorunlu ve Türkiye'nin çıkarlan
gereğidir. Ama bu kolay olmaya-
caktır. Çünkü, aslında bizi kerhen,
isteksiz olarak adaylık statüsüne
kavuşturmuş ülkeler, devlet
adamlan ve polirikacılar var.
Türkiye'siz yapamayacaklarmı
biliyorlardı. 0nun için Helsinki
kararlan alındı ve bazı itirazlan-
mız kabul edıldi. Fakat, Türki-
ye'nin gelecekteki adaylığını ıçle-
rine sindırmeyen kesimler hâlâ
Avrupa'da var. Bunun çok acı bir
örneği eski Alman Şansölyesi,
Başbakanı ve daha önce de savun-
ma bakanlığı yapmış olan Hetoıırt
Schmidt'tır. Schmidt'in açıklama-
sı gerçekten çok acı verici. Tür-
kiye'nin AB üyeliğine kesin kar-
şı çıktığı gibi, Türkiye'nin bölün-
mesini bile temenni ettiğini açık-
ça ifade ediyor. Ve bu sözlere öy-
le yaygın tepkilergehniyor AB ül-
kelerinden. Bu, bizim ne kadar çe-
tin sorunlarla karşı karşıyabulun-
duğumuzu gösteriyor. Fakat biz
bütün bunlan aşacak güçteyiz.
Zaten bütün bunlan aşacak güçte
oldugumuz içindir ki, bizden çe-
kinenler, korkanlar var. Ama biz-
den korkmalannagerek yok, çün-
kü biz hiçbir zaman insanlığa za-
rar vermedik.
CezaevJeri kara lekesi: Ceza-
evleri uzun yıllardır Türkiye
gündeminde kara leke olarak du-
ruyordu. Hükümetımiz döne-
minde müdahale edildi. Büyük
bir cesaretle ve uyum içinde yü-
rütülen çalışmalar sonunda ağır
can kaybnıa neden ohnadan so-
nuç alındı.
Krizaşınyor: Geride kalan yıl-
da enflasyon son 14 yılın en dü-
şük düzeyine indi. Büyüme hızı
eksi yüzde 6'dan artı yüzde 6'ya
yükseldi. Bütün zorluklara kar-
şın üretim arttı. Kriz de aşılma-
ya başladı. Ahştığımızın ötesin-
de bir maddi destek geldi. Şimdi
görevimiz bu desteği çok sorum-
luca ve tutarhca kullanmaktır.
2001'de en başta gelen görevi-
miz, ekonomiyi güçlendirmek-
tir. Bir yetki yasası çıkanldı. Ka-
mu görevlileri arasmdaki denge-
sizlikleri gidermek için adımlar
atacağız.
Arök mumlar yok: Suç şebe-
keleri, mafya, soygunlar ve yol-
suzluklar hızla çözülmeye başla-
dı. Bunun sonucu olarak halkın
gözünde devletimizin saygmlığı
arttı. Bundan daha birkaç yıl ön-
ce vatandaşlanmız suç şebiekele-
rine, mafyaya, yolsuzluklara,
soygunlara karşı çözüm arayışla-
rının simgesi olarak sokaklarda
mumlarla dolaşıyorlardı. Artık
mumlar yok, çünİcü hükümet her
konuya aydınlık getirdi.
AGSK'de sorunlar: Avrupa
Güvenlik ve Savunma Kimli-
ği'nde bazı sorunlar var. Türki-
ye'nin kabul edemeyeceği koşul-
largetirihyor. ABD, Türkiye'nin
uyanlannın dikkate ahnması ge-
rektıği yönünde ifadeler kullan-
maya başladı. Türkiye'ye hak
verdiler. Tek başımıza da olsa ka-
rarhlığımızı sürdürdük ve sonuç
aşamasına yaklaştık. Bu konu
Türkiye için yaşamsal önem ta-
şıyor. Düşünün AB'nin emrine
girecek olan NATO birlikleri
Türkiye'nm çevresındeki her-
hangi bir ülkeye gelebilir. Bu ara-
da Kibns'a da gelebilir ve Tür-
kiye'nin karannı bile sorma ihti-
yacı duyulmaz. Bunu kabul et-
memiz mümkün değildi ve bun-
dan sonra da mümkün olmaya-
caktır. Ama sonunda dünya, Tür-
kiye'nin dediği yere gelecektir.
Intihar saldırısı: 2 ölü
• Baştarafi I. Sayfada
Koç, üzerine sardığı patlayıcılan
birden patlattı. Şişli Ilçe Emniyet
Müdürü Selçuk Tannverdi'nin
makam odasınuı bulunduğu kat-
taki çay ocağında meydana gelen
patlamada, Tannverdi'nin koru-
ması ve şofbrü Naci Canan Tun-
cer yaşamını yitirdi. Tuncer'in
emekliliğıne kısa bir süre kaldığı
ögrenildi. Saldırgan Gültekin
Koç da parçalarak olay yerinde
öldü. Patlama sonucu yaralanan
polis memuru ve bekçüerden
MuratErgüder, Sûleyman Okka-
CL, Mehmet Kayışçu Vavuz Men-
dar ile yoldan geçerken kafasma
beton parçası düşen Derya Aslan,
yûzünden yaralanan SerhatKısa-
kol ve Hayati Bakı adlı yurttaşlar
tedavi altına almdı. Şişli Etfal ve
Florance Nightingale Hastane-
si'nde tedavilen süren yaralılann
gözlerinde yırtıhna, kulaklannda
patlama nedeniyle işitme kaybı
gibi rahatsızlıklannın bulunduğu
vurgulandı.
Bomba TNT mi?
Patlamanın ardmdan binaya gi-
ren bomba uzmanlan, akşam sa-
atlerinde incelemelenni tamam-
ladılar. Patlamaya neden olan
bombanın cinsi konusunda bilgi
verilmedi. Uzmanlar, bombanın
TNT kalıplan ile hazırlanmış ola-
bileceğini belirtirken plasrik pat-
layıcı kullanılıp kullanılmadığı
netlik kazanmadı. Patlamada ya-
şamını yıtirenlenn parçalannın
emniyet müdürlüğünün karşısın-
daki binanın duvarlanna kadar
sıçradığı görüldü. Patlama su^-
sında 4. katın camlan ve çerçeve-
leri çevreye dagıldı, birçok araç
da hasar gördü.
Saldında ihmal kuşkusu
Bombaonın Şişli Emniyet Mü-
dürlüğü'ne girmesi ile ılgili ola-
rak iki iddia var. Bunlardan birin-
cisi, saldırgan emniyet müdürlü-
ğünün ön tarafindan x-ray cıhazı-
nın bulunduğu kapıdan girip 4.
kata çıktı. Bina girişindeki x-ray
cihazına karşuı sald^ganın bom-
bayla birlikte 4. kata kadar nasıl
çıktığı bilinmiyor. Ancak bir id-
diaya göre x-ray cihazı, bir süre-
den beri bozuk olduğu için kulla-
mhnıyor. Diğer iddia da, saldırga-
nın otoparkın bulunduğu arka ka-
pıdan kimlik bırakarak binaya
girmesi.
PKK'den sonra Ükkez
tntıhar saldınsının ilk kez yasa-
dışı bir sol örgüt tarafindan ger-
çekleştinlmesi dikkat çekti. Ge-
nellikle Ortadogu'da Islami Ci-
hat, Hizbullah ve Hamas örgütle-
ri tarafından kullarulan yöntem-
lerden biri olan intihar saldınsı-
nın, yasadışı DHKP-C tarafindan
yapıldığı olasılığı üzerinde duru-
luyor.
Olay yerine gelerek inceleme-
lerde bulunan Istanbul Emniyet
Müdürü Kazun Abanoz, canlı
bombanın erkek olduğunu ve
kendisini iş sahibi olarak tanıta-
rak ıçeri girdiğini söyledi.
Abanoz, "Canh bomba içeriye,
patlayıcılan vücuduna sararak
ginniş. lyi kamufle etmiş, ancak
ihmahn de oMuğunu dûşûnöyo-
ruz" dedı.
Abanoz, gazetecilerin "İnti-
kam mi" sorusuna "Herhakk in-
tikamdır*' diye yanıt verdi. Em-
niyet Genel Müdürü Turan Genç
de akşam saatlerinde Şişli Ilçe
Emniyet Müdürlüğu'ne gelerek
olay yerinde inceleme yaptı. Bir-
kaç ay önce DHKP-C üyesi Hö-
samettin Ciner, Harbiye Ordu-
evi'nin önünde taşıdığı bomba-
nın patlaması sonucu ölmüştü.
Ancak, Ciner'in intihar saldın-
sındabulunmadığı, taşıdığı bom-
banın zamansızpatlaması sonucu
Paüanıa sonrası Emniyet Müdûıiüğü'nde büyük hasar meydana gekü
yaşamını yitirdiği anlaşılmıştı.
Intihar saldınsını düzenleyen
Gültekin Koç'un Erzincan Çayır-
lı doğumlu olduğu, 1996'da Istan-
bul'da, 1997 yılında ise Sakar-
ya'da "Yasadışı DHKP-C örgütü
adına faaliyette bulunmak" su-
çundan 2 kez tutuklandığı belir-
tildi.
Gorgûtanığı
Görgü tanığı Mustafa Bektaş,
patlama sırasında binanın önün-
de yolun karşısına geçmeye ça-
hştığını belirterek yaşadıklannı
şöyle anlattı:
"Patlama anında her yer ana-
baba günü gibiydL Yere düşme-
seydim, patlamanın etkisiyle ye-
rinden nrlayan pencere parçası
bana çarpacakn. Ancak o sırada
yoldan geçen bekdiyc otobûsünün
üzerine düştii. Savrulan et parça-
lan belediye otobüsûne yapişü."
Ganh bomba' eylemleriIstanbul Haber Servisi - Türki-
ye'de Hamas tipı ıntihar saldınla-
n bugüne dek PKK'li"canlı bom-
balar" tarafindan gerçekleştirildi.
Büyük bölümü kadın olan can-
lı bombalann gerçekleştirdiği ey-
lemler şöyle:
30 Haaran 1996 Tunceli: Tun-
celi Cumhuriyet Meydam'nda
bayrak töreni düzenleyen askerle-
rin arasına dalan hamile kıyafetli
kadın terörist, üzerindeki bomba-
yı patlattı. Saldında PKK'li kadın
terörist parçalanırken 6 asker ya-
şamıru yitirdi, 34 asker ve 4 sivil
yaralandı.
25Ekhn 19% Adana: Adana'da
Çevik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğu'ne hamile kılığında gelen 17
yaşındaki Leyla Kaplan, koşar
adımlarla Çevik Kuvvet nizami-
yesine doğru ilerledi.
Nöbetçi polislerin engellemesi
üzerine terörist kadın bombayı
patlattı ve anında parçalandı.
Olayda 3 polis memuru ve 1 yurt-
taş öldü.
29 Ekim 1996 Sıvas: Kent giri-
şinde birköy minibüsü şüphe üze-
rine durdurularak 11 erkek yolcu-
su Çarşı Karakolu'na götürüldü.
Araçta bulunan kara çarşaf içinde-
ki canlı bomba ise kendisini arat-
madı. Kadın terörist olay yerine
gelen sivil polislerce ekip otosu-
na bindirihnek istendiği sırada
karnına sakJadığı bombayı patlat-
tı. Olayda GüJer Otaş adlı kadın
terörist ve 3 polis memuru ile 1
yurttaş öldü, 9 kişi de yaralandı.
27 Temmuz 1997 Bodrum. Tu-
rizm merkezi Bodrum'a bombah
eylem için gelen kadın milıtanın
üzerindeki el bombası, Kültür Si-
tesi'ndeki genel tuvalette patladı.
Terörist Dıbistan Perişan olay ye-
rinde öldü.
17 Kasım 1998 Yüksekova:
Yüksekova'mn girişindeki ilçe
jandarma komutanlığı önüne ge-
len kaduı terörist, askerieri taşı-
yan konvoya yaklaşmak ıstedi, bu
sırada başuıdaki şalı düşürdü. Bu-
nun üzerine heyecanlanan kaduı
terörist, belindeki bombanın pi-
mini çekti.
Patlamada kadın paramparça
olurken 1 asker öldü, 3 asker ve 6
sivil yaraland].
2 Arabk 1998 Lice: Atatürk
Caddesi'nde bulunan ve askerle-
rin alışveriş yaptığı marketin
önüne gelen kadın terörist bir sü-
re hareketsiz kaldıktan sonra üze-
rindeki bombayı patlattı. Saldır-
ganın olay yerinde can verdiği
eylemde 9 yurttaş yaralandı.
24 Arahk 1998 Van: Van Ordu-
evi'ne personel taşıyan askeri
araca yaklaşan 22 yaşındaki
HamdrveKapan. belindeki bom-
bayı patlattı. Kadın teröristparça-
lanırken 15 yaşındaki Osman
Akbaş yaşamını yitirdi. Saldında
14'ü asker 24 kişi yaralandı.
5 Mart 1999 Batman: Cumhu-
riyet Caddesi'nde bulunan Şehit
Keskin Kaplan Kıran Polis Kara-
kolu'na yaklaşan canlı bomba he-
yecanlanarak belindeki bombanın
pimini erken çekti ve parçalana-
rak öldü.
20Mart 1999\an: Başkale ilçe-
sinde intihar saldınsı düzenlemek
isteyen Tacettin Şahin. trafik kont-
rolü yapan polisleri görünce pani-
ğe kapıldı ve üzerindeki bomba-
nın pimini çekti. Bombacı ölür-
ken 2 polis ve 1 yurttaş yaralandı.
27 Mart 1999 Istanbul: Taksim
Meydam'nda bekleyen çevik po-
lis otobüsûne yaklaşan mini etek-
li genç bir kız şüpheli bulunarak
aranmak istendı. Semiha Kıiıç ad-
lı kız, ellerini havaya kaldırdığı sı-
rada bombanın pimini çekti ve
parçalanarak öldü. Polisin uyanık
davranması sonucu ucuz atlatılan
saldında 3 polis ve 10 yurttaş ya-
ralandı.
4 Nisan 1999 Tunceli: Tunceli
Belediyesi'nde çalışan Canan
Akgün, üzerinde taşıdığı bomba-
nuı gece patlaması sonucu öldü.
5 Nisan 1999 Bingöl: Bingöl Va-
lisı Sûleyman Kamçı, vilayet ko-
nağına girerken bir kişinin kendi-
sine doğru koştuğunu fark etti.
Valı Kamçı, koşarak konağa gir-
meyi başardı. Bu sırada üzerinde-
ki bombayı patlatan saldugan öl-
dü. Olayda lise öğrencisi 17 yaşın-
daki Nuray Balûken öldü, 13 kişi
yaralandı.
16 Mayıs 1999 Hatay: Dörtyol
ilçesinde askerlerin gittiği birkah-
vehaneye giren bir kişi, üzerinde-
ki bombayı patlattı. Olayda 7'si
asker 11 kişi yaralandı.
2Haziranl999Şırnak:
23. Jandarma Tümen Komutan-
lığı'na ait konrrol noktası yakm-
lannda, üzerindeki bomba patla-
yan bir terörist olay yerinde öldü.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Her şey olayın adında gizli:
Insan kaçakçılığı!
21. yüzyıla girerken böyle bir haberle uyanmak
da rastlantı olmasa gerek. Hindistan, Pakistan,
Bangladeş başta olmak üzere pek çok Doğu ül-
kesi insanı, akla gelebilecek hertürtü yöntemi kul-
lanarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmak is-
tiyor.
Avrupa'ya ulaşınca ne yapacak?
Çok ucuz işgücü olarak kendisini piyasaya sü~
recek...
Bundan 4-5 yüzyıl önce esirtaşryan gemiler var-
dı. Afrika'nın okyanus kıyısındaki limanlanndan bi-
rine, içi incik-boncuk yüklü gemi yanaşır. Gemi yö-
netimi kente haber salıp çok ucuza hediyelik eşya
sattığını duyurur. Yüzlerce kişi geminin içine girip
renkli eşyalan incelerken kapılar kapanır, gemi de-
miralır...
Artık onlaryeni krta Amerika'nın maden işçileri-
dir...
Yüzyıllar sonra aynı yöntem "gönüllü" olarak iş-
letiliyor!
Fas kıyılanndan Ispanya sahillerine özlemle ba-
kan kaçak işçiler, çürük teknelerie Cebelitank'a
açılır. Sert rüzgârlannın denizden daha deli oldu-
ğu boğaz, umut yolculannın çoğunu yutar...
Orta Amerika'yı adım adım aşıp Meksika-ABD
sınınna gelen bir başka umut kervanı, kurşunlan
aşıp Teksas-Arizona hattından içeri girmeye çalı-
şır. Geri dönmek mi, ölümü göze almak mı ikile-
minde ikinci seçenek kazanır. Sının aşıp ABD'ye
ulaşabilen her kişi, bunu denemeye hazır olanla-
nn referansıdır.
Avrupa'nın Doğu kapılanysa Türkiye köprüsü-
nün hemen batısındadır. Koca Asya'dan gelen u-
mut yolcuları, Akdeniz'le Karadeniz'in arasından,
biryolunu bulup Doğu Avrupa'ya kapağı atar. Ora-.
dan Ortabatı Avrupa ülkelerine ulaşmak ayn bjr
maceradır.
Özellikle Balkan ülkelerine gezilerim sırasında
onlara hep rastladım. Arnavutluk'taTiran'dan Dur-
res limanı yakınlanna gelenler, günlerce kendileri-
ni Adriyatik'in öteki yakasına götürecek yeni sim-
san bekler... Saraybosna'yı mesken tutmuş mül-
teciler aylarca, Avrupa kentlerine gidecek birTIR'ın
yolcusu olmayı hayal eder.
Sınırlar kime kalkıyor?
ömekleri burada kesip, konunun özüne- geie-
lim...
Yıllardır dünyanın dört bir coğrafyasında yaşa-
nan "insan kaçakçılığı" son dönemdearttı. Bu ka-
çakçılık, küreselleşmenin kaçınılmaz sonuçlann-
dan biri... Küreselleşmede en çok kullanılan slo-
"ğanfârdan bhioçını aktaralım:
- Dünya küçüldü, bir köy haline geldi...
- Sınırlar ortadan kalktı...
- Ülke duvarlan yıkılıyor...
Mademki bunlar genel kabul gören sloganlar; sı-
nırlar yok, duvarlar yıkık, dünya köy, bunca insan
kaçakçılığı neden?
Bu insanlar, kalkmış sınırlardan geçsinler, yıkıl-
mış duvartardan atlasınlar, istedikleri yere gitsln-
leri
Yaşahanlar, tam tersine duvariann yükseldiğini
gösteriyor. Yukanda sözünü ettiğimiz sloganlar "in-
san" için değil, "mal" için, "para" içingeçerli.
Kaçak insanlar da küreselleşmenin karar verici-
si ülkelerde ucuz işgücü olarak Tru/'lanılıyor. O ül-
ke işçisinin 5-6 bin dolara yapacağı işi, kaçak işçi
bin dolara takla atarak görüyor. Gelişmiş ülkeler-
de böyle bir gönüllü köle pazan olmasa, Türkiye
gibi köprü ülkelerden akın olmaz... Olayın bu yö-
nü ikinci plana itilıyor.
Pakistanlılar, Srilankalılar Türkiye'de sefil olurken
Türkler de aynı acıyı Balkan ülkelerinde yaşıyor.
Üstelik hangi coğrafyada olduğunu bilmeden...
1997 yılıydı... Makedonya'nın başkenti Üsküpte
günlerdir kendilerinı Italya'ya götürecek simsan
bekleyen Türklerie kahvede çay içiyoruz. Içlerin-
den biri, "Biz buradan Tiran'a gideceğiz, oradan
Adriyatik'i geçip Italya'ya varacağız" dedikten
sonra sordu:
- Abi be, bu Adriyatik deniz mi, nehir mi?
ankcum@ttnetnet.tr
Algan Hacaloğlu
'IMF'nin deneme
tahtası olduk*
MUTLU SERELİ
ANKARA-CHP Ge-
nel Sekreter Yardımcısı
Algan Hacaloğlu, hükü-
metinl8Aralık2000'de
IMF'ye verdiği 3. ek ni-
yet mektubunun, 9 Ara-
hk 1999'da verilen niyet
mektubunun sıradan bir
tamamlayıcısı değil, hü-
kümetin ekonomi yöneti-
minde iflasının utandm-
cı belgesi olduğunu söy-
ledi.
Algan Hacaloğlu, hü-
kümetin IMF'ye verdıği
3. ek niyet mektubunu
ekonomiye yansımalan
ve içeriği yönünden de-
ğerlendirdi. Niyet mek-
tubunun hükümetin Tür-
kiye ekonomisinin "so-
runlan, potansiyefl, koz-
Ian ve dinamiklerinin*'
bihnci içinde olmadığını
ortaya koyduğunu belir-
ten Hacaloğlu, "Hükü-
met, kendine söyleneni
niyet mektubunda taab-
hüde dönüştürerek ulu-
sal ekonominin çıkarian-
na, ulusal değerierin ko-
runmasma en ufak bir
özen göstermediğiniorta-
ya koymaktadır" dedi.
Hacaloğlu, hükümetin
ulusal politikalan dışla-
yarak IMF'nin "günü ve
kendiın kurtarma" poli-
tikalannı "baştaa" etme-
sini eleştirdi. Hükümetin
IMF'ye 9 Arahk 1999 ta-
rihli niyet mektubu ile 2
temel nihai hedef öngör-
düğünü anımsatan Haca-
loğlu, bu hedeflenn ikisi-
nin de şaştığına dikkat
çekerek "2000yıhsonun-
da enflasyon hedefi yüz-
de 25 olarak ön görûl-
müşrü: gerçekleşme yüz-
de40 oldu. Aynı tarih için
cari işlemler açığuun
GSMH'ye oranı yüzde
lüolaraköngörühnüştü;
gerçekleşme ise yüzde 5
oldn. Dışticaretaçığı 27
milyar dolara tmnandı,
ihracaün ithalaü karşıla-
ma oranı son 20 yıbn en
düşük düzeyine indi"
açıklamasını yaptı.