26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 OCAK 2001 PERŞEMBE • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli Y PB Y Y Y PB PB 12 13 13 14 12 15 9 PB 13 Sinop PB 13 Adana Samsun PB 13 Mersin B 17 Trabzon PB_j§ Dıyarbakır Gıresun B 18 B 8 Ankara _PB 13 Şanhurfa B 14 B 8 Mardin Eskışehir B 8 Siirt Konya B 7 Hakkân B 18 B 11 Sıvas PB -1 B 7 Van Zonguldak PB 12 Antalya PB 15 Kars PB PB -2 0Açık Parçalı bututlu Yurdun batı kesımlen parçalı bulutlu, Marma- ra'nın batısı ıle Kuzey Ege kıyılan yağmutiu, di- ğer yerief parçalı az bu- lutlu geçecek Yurdun iç ve doğu kesımlennde yer yer yoğun as goru- lecek. Hava sıcaklığı bı- raz azalacak Ruzgâr guney ve batı yonlerden hafif, yağış anında orta kuvvette esecek. DISMERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K PB Y Y Y Y Y -1 -1 0 9 9 10 1Ü 11 Münih Berlin Budageşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y Y PB PB Y PB 4 4 12 4 9 8 14 16 7 Zürih Y 7 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire PB PB PB PB PB PB PB PB -1 13 -11 7 12 2 10 18 PB 16 ; Sıslı <f^\ Buiutlu k Çok bulutlu > Yağmurlu d ^ } Sulu ^ Gökgürültülü GUNCELıCÜNEYT ARCAYÜREK • Boştarafi 1. Sayfada zırlayacaklannı söyledi. Yasayı neden Içişleri Bakanhğı ya da partilera- rası bir komisyon hazıriamıyor da DSP milletvekil- leri bu önemli görevi üstleniyor, anlaşılır gibi değil. Oysa; DSP milletvekilı Ahmet Tan, öteki parti milletvekilleri ile birlikte yaz boyu çalıştı. Trafik so- runumuzu çözecek kimi önerileri de içeren bir ra- por hazifiamayı başardı. Bu raporun ışığında, kuşkusuz devletin bu ko- nuyla görevli birimlerinin katkısıyla yasayı partile- rarası bir komisyon hazırlayabilir. Yaşamsal konuyu particilik güdüsüyle ele aldı- ğını sanmadığımız Başbakan Ecevrt; kendi parti- sinden bir milletvekilinin özlü çalışmasını anımsı- yordur herhalde. Şimdi trafik canavannı koruyan temel öğelere göz atalım: Hukukçulara göre; ilk hata CMUK diye adlandı- nlan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile başlı- yor. Bu yasayla genelde sanığı tutuklama koşullan en alt düzeyde. Gözattına alınan (örneğin bir insanın ölümüne neden olan sürücü) kolay kolay tutukJanmıyor. Taksirli suçlara giren trafik suçlannda sınırtı du- rumlarda tutuklama karan veriliyor. Taksirli suç; "dikkatsizlik, tedbirsizlik, emirveni- zamlara hayetsizlik" gibi suçlar. Ister inanın ister inanmayın; anlatıldığına göre "acemilik" de taksirli bir suç. Bireyi öldürmek istemeyen ama öldüren sürücü taksirli bir suç işlemiş oluyor. Tutuksuz yargılandıktan sonra cezası "gündeli- ği 2 milyon liradan paraya çevhliyor." Ne zaman TBMM'den geçer, belli değil: Yeni ya- sada trafik suçlannı "ağırkusurkavramı" ile değer- lendirmek ivedi ve öncelikli koşul. Bu önlem de yeterii görülmüyor. Arada TCK'de- ki taksirli suçun da değiştirilmesi ve yasadaki pa- raya çevrilmenin de değiştirilmesi gerekiyor. Para cezaları komik Trafik kazalanna caydıncı önemli bir öğe olarak; "ağır kusur kavramının getirilmesi ve cezanın pa- raya çevrilmemesi" zorunlu görünüyor. Heryıl binlerce ölüme yol açan sorumlu sürücü- leri hapisle cezalandırmaktan kaçınmamak artık gerekli hale geliyor. Para cezalannın caydıncı olmadığı ortada. ölüm- lere neden olanlan trafikten alıkoymak bile yeterii olmuyor. Canavan özgür bırakan, adeta yeni trafik cina- yetleri işlemesinj kışkırtmaya dönüşen yetersiz ön- lemlerden vazgeçmek, direksiyön katlllerine ce~ zaevinin kapısını göstermek artık zorunlu. Para cezalan ya da yetersiz başka önlemler tra- fik kazaları ile baş etmeye devam etmek; kazala- nn her türlüsüne devam etmek demektir. Yüzde 56 oranında artışla 1 Ocak 2001 'de uy- gulamaya giren para cezalanna lütfen bir göz atı- nız. Inanılması zor çelişkilerle karşılaşacaksınız. örneğin; "işletme belgesi geçici olarak geri alın- dığı halde geri alma süresi içinde muayene yapa- na" 821 milyon 600 bin lira para cezası uygun gö- rülmüş... Ama hemen her gece TV'lerin canlı gösterimle- rinde tanık olduğunuz, ayakta duramayan, bir ve- ya birkaç kişinin ölümünden sorumlu, çok alkollü sürücüyeyeni para cezası... Sakın şaşırmayınız: 54 milyon 200 bin lira! Ya hız sınınnı yüzde 10'dan yüzde 50'ye kadar aşmak? Lüks arabada Cinnah Caddesi'nden aşa- ğıya 120 km hızla inen, bir eli direksiyonda, yasak tanımaz öteki eli cep telefonu ile kulağında, son- radan görme beyfendiye para cezası 26 milyon 600 bin lira. Bayramın 2. günü ekranlara gelen kazada binek arabaya 12 kişi sığdıran sürücüye yeni tarife ceza; 13 milyon 200 bin lira! Para cezalan ile trafik sorununu çözeceğimizi ummakJ Akıntıya kürek çekmek! Yeniden ziyaret etti Schröder'in işçi kardeşi Ürgüp'te ÜRGÜP (Cumhuriyet) - Almanya Başbakanı Gerfaard Schröder'in işçi kardeşi Lothar Nfosseler ve eşi, üç ay sonra yeniden Ürgüp'ü ziyaret ettı. Ekım ayında Ürgüp Belediye BaşkanıBeldr Ödemiş'in daveti üzerine Ürgüp'e gelen ve Ürgüp Çocuk Yuvası'nı da ziyaret eden Vosseler çıfti, yuvadaki 16 çocuğa söz verdikleri eşofinan ve spor ayakkabılannı vermek üzere üç ay aradan sonra yeniden Crgüp'e geldiJer. Noel tatilini Türkiye'de eşiyle birlikte geçiren Lothar Vosseler'e, Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş. tarafindan, Türkiye'nin ımajına ve tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı şılt ve armağanlar verildi. Eşiyle birlikte Ürgüp Çocuk Yuvası'na giden Vösseler, söz verdiği spor malzemelerini çoculdara dağıttı. Vosseler ile birlikte bölgeye gelen Alman IIR televizyon ekibi, Alman Başbakanı Schröder'in kardeşinin ziyaretini takip etmenin dışında. Kapadokya bölgesinin doğal güzelliklerinin çekimini de gerçekleştirdi. Lothar Vosseler, Almanya'da haftalık olarak yayımlanan bir dergide köşe yazarlığı da yapıyor. Türkiye ziyareti öncesinde yazdığı son yazısında Avrupa y> kas»P kavurarı ' d e ö d»"»' salgınııtf da değinen Vosseler. Noel tatilinde kebap a-nneti Türkiye'ye gideceği için çok mutlu olduğun" belirtti. Vosseleı, yazısında Türkiye'nin etlerinin sorunsuJ olduğunu, bu nedenlebolbolet kaydetti. 'ÖzeHeştirmeyi anlatamacbk'• Baştarafi 1. Sayfada bir aksaklık var. Aksaklığı gider- meye çalıştık ama tam sonuç ala- madık. Bu konuya içinde bulun- duğumuz yıl büyük ağırlık vere- ceğiz. Özelleştirmede kararlılı- ğımızı sürdürmek zorundayız, aksi halde dünyanın dışına düş- müş oluruz. Ama halkı tatmin edecek şekilde, ekonomiye so- mut yararlar getirecek şekilde düzenlemek zorundayız. ABfleüişkfler: AB ile ilişkile- nn güçlendirilerek sürdürülmesı zorunlu ve Türkiye'nin çıkarlan gereğidir. Ama bu kolay olmaya- caktır. Çünkü, aslında bizi kerhen, isteksiz olarak adaylık statüsüne kavuşturmuş ülkeler, devlet adamlan ve polirikacılar var. Türkiye'siz yapamayacaklarmı biliyorlardı. 0nun için Helsinki kararlan alındı ve bazı itirazlan- mız kabul edıldi. Fakat, Türki- ye'nin gelecekteki adaylığını ıçle- rine sindırmeyen kesimler hâlâ Avrupa'da var. Bunun çok acı bir örneği eski Alman Şansölyesi, Başbakanı ve daha önce de savun- ma bakanlığı yapmış olan Hetoıırt Schmidt'tır. Schmidt'in açıklama- sı gerçekten çok acı verici. Tür- kiye'nin AB üyeliğine kesin kar- şı çıktığı gibi, Türkiye'nin bölün- mesini bile temenni ettiğini açık- ça ifade ediyor. Ve bu sözlere öy- le yaygın tepkilergehniyor AB ül- kelerinden. Bu, bizim ne kadar çe- tin sorunlarla karşı karşıyabulun- duğumuzu gösteriyor. Fakat biz bütün bunlan aşacak güçteyiz. Zaten bütün bunlan aşacak güçte oldugumuz içindir ki, bizden çe- kinenler, korkanlar var. Ama biz- den korkmalannagerek yok, çün- kü biz hiçbir zaman insanlığa za- rar vermedik. CezaevJeri kara lekesi: Ceza- evleri uzun yıllardır Türkiye gündeminde kara leke olarak du- ruyordu. Hükümetımiz döne- minde müdahale edildi. Büyük bir cesaretle ve uyum içinde yü- rütülen çalışmalar sonunda ağır can kaybnıa neden ohnadan so- nuç alındı. Krizaşınyor: Geride kalan yıl- da enflasyon son 14 yılın en dü- şük düzeyine indi. Büyüme hızı eksi yüzde 6'dan artı yüzde 6'ya yükseldi. Bütün zorluklara kar- şın üretim arttı. Kriz de aşılma- ya başladı. Ahştığımızın ötesin- de bir maddi destek geldi. Şimdi görevimiz bu desteği çok sorum- luca ve tutarhca kullanmaktır. 2001'de en başta gelen görevi- miz, ekonomiyi güçlendirmek- tir. Bir yetki yasası çıkanldı. Ka- mu görevlileri arasmdaki denge- sizlikleri gidermek için adımlar atacağız. Arök mumlar yok: Suç şebe- keleri, mafya, soygunlar ve yol- suzluklar hızla çözülmeye başla- dı. Bunun sonucu olarak halkın gözünde devletimizin saygmlığı arttı. Bundan daha birkaç yıl ön- ce vatandaşlanmız suç şebiekele- rine, mafyaya, yolsuzluklara, soygunlara karşı çözüm arayışla- rının simgesi olarak sokaklarda mumlarla dolaşıyorlardı. Artık mumlar yok, çünİcü hükümet her konuya aydınlık getirdi. AGSK'de sorunlar: Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimli- ği'nde bazı sorunlar var. Türki- ye'nin kabul edemeyeceği koşul- largetirihyor. ABD, Türkiye'nin uyanlannın dikkate ahnması ge- rektıği yönünde ifadeler kullan- maya başladı. Türkiye'ye hak verdiler. Tek başımıza da olsa ka- rarhlığımızı sürdürdük ve sonuç aşamasına yaklaştık. Bu konu Türkiye için yaşamsal önem ta- şıyor. Düşünün AB'nin emrine girecek olan NATO birlikleri Türkiye'nm çevresındeki her- hangi bir ülkeye gelebilir. Bu ara- da Kibns'a da gelebilir ve Tür- kiye'nin karannı bile sorma ihti- yacı duyulmaz. Bunu kabul et- memiz mümkün değildi ve bun- dan sonra da mümkün olmaya- caktır. Ama sonunda dünya, Tür- kiye'nin dediği yere gelecektir. Intihar saldırısı: 2 ölü • Baştarafi I. Sayfada Koç, üzerine sardığı patlayıcılan birden patlattı. Şişli Ilçe Emniyet Müdürü Selçuk Tannverdi'nin makam odasınuı bulunduğu kat- taki çay ocağında meydana gelen patlamada, Tannverdi'nin koru- ması ve şofbrü Naci Canan Tun- cer yaşamını yitirdi. Tuncer'in emekliliğıne kısa bir süre kaldığı ögrenildi. Saldırgan Gültekin Koç da parçalarak olay yerinde öldü. Patlama sonucu yaralanan polis memuru ve bekçüerden MuratErgüder, Sûleyman Okka- CL, Mehmet Kayışçu Vavuz Men- dar ile yoldan geçerken kafasma beton parçası düşen Derya Aslan, yûzünden yaralanan SerhatKısa- kol ve Hayati Bakı adlı yurttaşlar tedavi altına almdı. Şişli Etfal ve Florance Nightingale Hastane- si'nde tedavilen süren yaralılann gözlerinde yırtıhna, kulaklannda patlama nedeniyle işitme kaybı gibi rahatsızlıklannın bulunduğu vurgulandı. Bomba TNT mi? Patlamanın ardmdan binaya gi- ren bomba uzmanlan, akşam sa- atlerinde incelemelenni tamam- ladılar. Patlamaya neden olan bombanın cinsi konusunda bilgi verilmedi. Uzmanlar, bombanın TNT kalıplan ile hazırlanmış ola- bileceğini belirtirken plasrik pat- layıcı kullanılıp kullanılmadığı netlik kazanmadı. Patlamada ya- şamını yıtirenlenn parçalannın emniyet müdürlüğünün karşısın- daki binanın duvarlanna kadar sıçradığı görüldü. Patlama su^- sında 4. katın camlan ve çerçeve- leri çevreye dagıldı, birçok araç da hasar gördü. Saldında ihmal kuşkusu Bombaonın Şişli Emniyet Mü- dürlüğü'ne girmesi ile ılgili ola- rak iki iddia var. Bunlardan birin- cisi, saldırgan emniyet müdürlü- ğünün ön tarafindan x-ray cıhazı- nın bulunduğu kapıdan girip 4. kata çıktı. Bina girişindeki x-ray cihazına karşuı sald^ganın bom- bayla birlikte 4. kata kadar nasıl çıktığı bilinmiyor. Ancak bir id- diaya göre x-ray cihazı, bir süre- den beri bozuk olduğu için kulla- mhnıyor. Diğer iddia da, saldırga- nın otoparkın bulunduğu arka ka- pıdan kimlik bırakarak binaya girmesi. PKK'den sonra Ükkez tntıhar saldınsının ilk kez yasa- dışı bir sol örgüt tarafindan ger- çekleştinlmesi dikkat çekti. Ge- nellikle Ortadogu'da Islami Ci- hat, Hizbullah ve Hamas örgütle- ri tarafından kullarulan yöntem- lerden biri olan intihar saldınsı- nın, yasadışı DHKP-C tarafindan yapıldığı olasılığı üzerinde duru- luyor. Olay yerine gelerek inceleme- lerde bulunan Istanbul Emniyet Müdürü Kazun Abanoz, canlı bombanın erkek olduğunu ve kendisini iş sahibi olarak tanıta- rak ıçeri girdiğini söyledi. Abanoz, "Canh bomba içeriye, patlayıcılan vücuduna sararak ginniş. lyi kamufle etmiş, ancak ihmahn de oMuğunu dûşûnöyo- ruz" dedı. Abanoz, gazetecilerin "İnti- kam mi" sorusuna "Herhakk in- tikamdır*' diye yanıt verdi. Em- niyet Genel Müdürü Turan Genç de akşam saatlerinde Şişli Ilçe Emniyet Müdürlüğu'ne gelerek olay yerinde inceleme yaptı. Bir- kaç ay önce DHKP-C üyesi Hö- samettin Ciner, Harbiye Ordu- evi'nin önünde taşıdığı bomba- nın patlaması sonucu ölmüştü. Ancak, Ciner'in intihar saldın- sındabulunmadığı, taşıdığı bom- banın zamansızpatlaması sonucu Paüanıa sonrası Emniyet Müdûıiüğü'nde büyük hasar meydana gekü yaşamını yitirdiği anlaşılmıştı. Intihar saldınsını düzenleyen Gültekin Koç'un Erzincan Çayır- lı doğumlu olduğu, 1996'da Istan- bul'da, 1997 yılında ise Sakar- ya'da "Yasadışı DHKP-C örgütü adına faaliyette bulunmak" su- çundan 2 kez tutuklandığı belir- tildi. Gorgûtanığı Görgü tanığı Mustafa Bektaş, patlama sırasında binanın önün- de yolun karşısına geçmeye ça- hştığını belirterek yaşadıklannı şöyle anlattı: "Patlama anında her yer ana- baba günü gibiydL Yere düşme- seydim, patlamanın etkisiyle ye- rinden nrlayan pencere parçası bana çarpacakn. Ancak o sırada yoldan geçen bekdiyc otobûsünün üzerine düştii. Savrulan et parça- lan belediye otobüsûne yapişü." Ganh bomba' eylemleriIstanbul Haber Servisi - Türki- ye'de Hamas tipı ıntihar saldınla- n bugüne dek PKK'li"canlı bom- balar" tarafindan gerçekleştirildi. Büyük bölümü kadın olan can- lı bombalann gerçekleştirdiği ey- lemler şöyle: 30 Haaran 1996 Tunceli: Tun- celi Cumhuriyet Meydam'nda bayrak töreni düzenleyen askerle- rin arasına dalan hamile kıyafetli kadın terörist, üzerindeki bomba- yı patlattı. Saldında PKK'li kadın terörist parçalanırken 6 asker ya- şamıru yitirdi, 34 asker ve 4 sivil yaralandı. 25Ekhn 19% Adana: Adana'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlü- ğu'ne hamile kılığında gelen 17 yaşındaki Leyla Kaplan, koşar adımlarla Çevik Kuvvet nizami- yesine doğru ilerledi. Nöbetçi polislerin engellemesi üzerine terörist kadın bombayı patlattı ve anında parçalandı. Olayda 3 polis memuru ve 1 yurt- taş öldü. 29 Ekim 1996 Sıvas: Kent giri- şinde birköy minibüsü şüphe üze- rine durdurularak 11 erkek yolcu- su Çarşı Karakolu'na götürüldü. Araçta bulunan kara çarşaf içinde- ki canlı bomba ise kendisini arat- madı. Kadın terörist olay yerine gelen sivil polislerce ekip otosu- na bindirihnek istendiği sırada karnına sakJadığı bombayı patlat- tı. Olayda GüJer Otaş adlı kadın terörist ve 3 polis memuru ile 1 yurttaş öldü, 9 kişi de yaralandı. 27 Temmuz 1997 Bodrum. Tu- rizm merkezi Bodrum'a bombah eylem için gelen kadın milıtanın üzerindeki el bombası, Kültür Si- tesi'ndeki genel tuvalette patladı. Terörist Dıbistan Perişan olay ye- rinde öldü. 17 Kasım 1998 Yüksekova: Yüksekova'mn girişindeki ilçe jandarma komutanlığı önüne ge- len kaduı terörist, askerieri taşı- yan konvoya yaklaşmak ıstedi, bu sırada başuıdaki şalı düşürdü. Bu- nun üzerine heyecanlanan kaduı terörist, belindeki bombanın pi- mini çekti. Patlamada kadın paramparça olurken 1 asker öldü, 3 asker ve 6 sivil yaraland]. 2 Arabk 1998 Lice: Atatürk Caddesi'nde bulunan ve askerle- rin alışveriş yaptığı marketin önüne gelen kadın terörist bir sü- re hareketsiz kaldıktan sonra üze- rindeki bombayı patlattı. Saldır- ganın olay yerinde can verdiği eylemde 9 yurttaş yaralandı. 24 Arahk 1998 Van: Van Ordu- evi'ne personel taşıyan askeri araca yaklaşan 22 yaşındaki HamdrveKapan. belindeki bom- bayı patlattı. Kadın teröristparça- lanırken 15 yaşındaki Osman Akbaş yaşamını yitirdi. Saldında 14'ü asker 24 kişi yaralandı. 5 Mart 1999 Batman: Cumhu- riyet Caddesi'nde bulunan Şehit Keskin Kaplan Kıran Polis Kara- kolu'na yaklaşan canlı bomba he- yecanlanarak belindeki bombanın pimini erken çekti ve parçalana- rak öldü. 20Mart 1999\an: Başkale ilçe- sinde intihar saldınsı düzenlemek isteyen Tacettin Şahin. trafik kont- rolü yapan polisleri görünce pani- ğe kapıldı ve üzerindeki bomba- nın pimini çekti. Bombacı ölür- ken 2 polis ve 1 yurttaş yaralandı. 27 Mart 1999 Istanbul: Taksim Meydam'nda bekleyen çevik po- lis otobüsûne yaklaşan mini etek- li genç bir kız şüpheli bulunarak aranmak istendı. Semiha Kıiıç ad- lı kız, ellerini havaya kaldırdığı sı- rada bombanın pimini çekti ve parçalanarak öldü. Polisin uyanık davranması sonucu ucuz atlatılan saldında 3 polis ve 10 yurttaş ya- ralandı. 4 Nisan 1999 Tunceli: Tunceli Belediyesi'nde çalışan Canan Akgün, üzerinde taşıdığı bomba- nuı gece patlaması sonucu öldü. 5 Nisan 1999 Bingöl: Bingöl Va- lisı Sûleyman Kamçı, vilayet ko- nağına girerken bir kişinin kendi- sine doğru koştuğunu fark etti. Valı Kamçı, koşarak konağa gir- meyi başardı. Bu sırada üzerinde- ki bombayı patlatan saldugan öl- dü. Olayda lise öğrencisi 17 yaşın- daki Nuray Balûken öldü, 13 kişi yaralandı. 16 Mayıs 1999 Hatay: Dörtyol ilçesinde askerlerin gittiği birkah- vehaneye giren bir kişi, üzerinde- ki bombayı patlattı. Olayda 7'si asker 11 kişi yaralandı. 2Haziranl999Şırnak: 23. Jandarma Tümen Komutan- lığı'na ait konrrol noktası yakm- lannda, üzerindeki bomba patla- yan bir terörist olay yerinde öldü. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Her şey olayın adında gizli: Insan kaçakçılığı! 21. yüzyıla girerken böyle bir haberle uyanmak da rastlantı olmasa gerek. Hindistan, Pakistan, Bangladeş başta olmak üzere pek çok Doğu ül- kesi insanı, akla gelebilecek hertürtü yöntemi kul- lanarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmak is- tiyor. Avrupa'ya ulaşınca ne yapacak? Çok ucuz işgücü olarak kendisini piyasaya sü~ recek... Bundan 4-5 yüzyıl önce esirtaşryan gemiler var- dı. Afrika'nın okyanus kıyısındaki limanlanndan bi- rine, içi incik-boncuk yüklü gemi yanaşır. Gemi yö- netimi kente haber salıp çok ucuza hediyelik eşya sattığını duyurur. Yüzlerce kişi geminin içine girip renkli eşyalan incelerken kapılar kapanır, gemi de- miralır... Artık onlaryeni krta Amerika'nın maden işçileri- dir... Yüzyıllar sonra aynı yöntem "gönüllü" olarak iş- letiliyor! Fas kıyılanndan Ispanya sahillerine özlemle ba- kan kaçak işçiler, çürük teknelerie Cebelitank'a açılır. Sert rüzgârlannın denizden daha deli oldu- ğu boğaz, umut yolculannın çoğunu yutar... Orta Amerika'yı adım adım aşıp Meksika-ABD sınınna gelen bir başka umut kervanı, kurşunlan aşıp Teksas-Arizona hattından içeri girmeye çalı- şır. Geri dönmek mi, ölümü göze almak mı ikile- minde ikinci seçenek kazanır. Sının aşıp ABD'ye ulaşabilen her kişi, bunu denemeye hazır olanla- nn referansıdır. Avrupa'nın Doğu kapılanysa Türkiye köprüsü- nün hemen batısındadır. Koca Asya'dan gelen u- mut yolcuları, Akdeniz'le Karadeniz'in arasından, biryolunu bulup Doğu Avrupa'ya kapağı atar. Ora-. dan Ortabatı Avrupa ülkelerine ulaşmak ayn bjr maceradır. Özellikle Balkan ülkelerine gezilerim sırasında onlara hep rastladım. Arnavutluk'taTiran'dan Dur- res limanı yakınlanna gelenler, günlerce kendileri- ni Adriyatik'in öteki yakasına götürecek yeni sim- san bekler... Saraybosna'yı mesken tutmuş mül- teciler aylarca, Avrupa kentlerine gidecek birTIR'ın yolcusu olmayı hayal eder. Sınırlar kime kalkıyor? ömekleri burada kesip, konunun özüne- geie- lim... Yıllardır dünyanın dört bir coğrafyasında yaşa- nan "insan kaçakçılığı" son dönemdearttı. Bu ka- çakçılık, küreselleşmenin kaçınılmaz sonuçlann- dan biri... Küreselleşmede en çok kullanılan slo- "ğanfârdan bhioçını aktaralım: - Dünya küçüldü, bir köy haline geldi... - Sınırlar ortadan kalktı... - Ülke duvarlan yıkılıyor... Mademki bunlar genel kabul gören sloganlar; sı- nırlar yok, duvarlar yıkık, dünya köy, bunca insan kaçakçılığı neden? Bu insanlar, kalkmış sınırlardan geçsinler, yıkıl- mış duvartardan atlasınlar, istedikleri yere gitsln- leri Yaşahanlar, tam tersine duvariann yükseldiğini gösteriyor. Yukanda sözünü ettiğimiz sloganlar "in- san" için değil, "mal" için, "para" içingeçerli. Kaçak insanlar da küreselleşmenin karar verici- si ülkelerde ucuz işgücü olarak Tru/'lanılıyor. O ül- ke işçisinin 5-6 bin dolara yapacağı işi, kaçak işçi bin dolara takla atarak görüyor. Gelişmiş ülkeler- de böyle bir gönüllü köle pazan olmasa, Türkiye gibi köprü ülkelerden akın olmaz... Olayın bu yö- nü ikinci plana itilıyor. Pakistanlılar, Srilankalılar Türkiye'de sefil olurken Türkler de aynı acıyı Balkan ülkelerinde yaşıyor. Üstelik hangi coğrafyada olduğunu bilmeden... 1997 yılıydı... Makedonya'nın başkenti Üsküpte günlerdir kendilerinı Italya'ya götürecek simsan bekleyen Türklerie kahvede çay içiyoruz. Içlerin- den biri, "Biz buradan Tiran'a gideceğiz, oradan Adriyatik'i geçip Italya'ya varacağız" dedikten sonra sordu: - Abi be, bu Adriyatik deniz mi, nehir mi? [email protected] Algan Hacaloğlu 'IMF'nin deneme tahtası olduk* MUTLU SERELİ ANKARA-CHP Ge- nel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu, hükü- metinl8Aralık2000'de IMF'ye verdiği 3. ek ni- yet mektubunun, 9 Ara- hk 1999'da verilen niyet mektubunun sıradan bir tamamlayıcısı değil, hü- kümetin ekonomi yöneti- minde iflasının utandm- cı belgesi olduğunu söy- ledi. Algan Hacaloğlu, hü- kümetin IMF'ye verdıği 3. ek niyet mektubunu ekonomiye yansımalan ve içeriği yönünden de- ğerlendirdi. Niyet mek- tubunun hükümetin Tür- kiye ekonomisinin "so- runlan, potansiyefl, koz- Ian ve dinamiklerinin*' bihnci içinde olmadığını ortaya koyduğunu belir- ten Hacaloğlu, "Hükü- met, kendine söyleneni niyet mektubunda taab- hüde dönüştürerek ulu- sal ekonominin çıkarian- na, ulusal değerierin ko- runmasma en ufak bir özen göstermediğiniorta- ya koymaktadır" dedi. Hacaloğlu, hükümetin ulusal politikalan dışla- yarak IMF'nin "günü ve kendiın kurtarma" poli- tikalannı "baştaa" etme- sini eleştirdi. Hükümetin IMF'ye 9 Arahk 1999 ta- rihli niyet mektubu ile 2 temel nihai hedef öngör- düğünü anımsatan Haca- loğlu, bu hedeflenn ikisi- nin de şaştığına dikkat çekerek "2000yıhsonun- da enflasyon hedefi yüz- de 25 olarak ön görûl- müşrü: gerçekleşme yüz- de40 oldu. Aynı tarih için cari işlemler açığuun GSMH'ye oranı yüzde lüolaraköngörühnüştü; gerçekleşme ise yüzde 5 oldn. Dışticaretaçığı 27 milyar dolara tmnandı, ihracaün ithalaü karşıla- ma oranı son 20 yıbn en düşük düzeyine indi" açıklamasını yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear