23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 OCAK 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Istanbul'dan Kınm'a giden Ukrayna gemisinin aşın yük nedeniyle battığı sanıhyor Karadeniz'de faeia: 14 ölüHaber Merkezi - îstanbul'dan Kı- nm'a giden bir Ukrayna gemisinin Karadeniz'de batması sonucu 14 ki- şi öldü. Geçen cuma günü Istan- bul'dan yola çıkan gemideki 51 kişi- den 32'si kurtardırken kayıp olan 5 kişinin kurtanlması için çalışmalar sûrdürülüyor. lstanbul-Kınm arasın- da yûk ve yolcu taşımacılığında kul- lanıldığı açıklanan "PamyatMerku- ra" adlı Ukrayna gemisinin batma nedeninin ise büyük bir olasılıkla ba- Sümerbank iddianamesi 'Garipoğbij Nesim Malki ile ortaktı' Istanbul Haber Servisi - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredi- len Sümerbank'la ilgili yürûtülen so- ruşturma sonucu açılan davanın ıddi- anamesinde, bankanın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun 808.5 ile 2 bin 17 yıl arasında hapis cezasına çarptınlması ıstendi. Istanbul DGM Curnhunyet savcılan Ercan Cengiz ve Ahmet Ayvaz'ın hazırladığı iddı- anamede, Sûmerbank'ıniçininnasıl boşaltıldığı aynntılanyla açıklandı. 240 müyon dolar batık Sümerbank'ın 1995 yıh sonlanna doğru Garipoğlu Grubu'nca 110 mıl- yon dolara satın alındığı belirtilen id- dıanamede, bu alım sırasında Gari- poğlu aılesının yeterlı mıktarda lıkı- dıtesi olmadığı için Nesim Maüd ile gayrı resmi ortaklığa gidildıği ifade edildi. Iddianamede, Ganpoğlu'nun grup şırketlerine, paravan şirketlere, üçüncü şahıslara ait şirketlere verilen krediler ve kayıt dışı işlemlerle Sü- merbank'tan kullandınlan kredilerin toplamının 240 milyon 723 bin 237 dolar olduğu belirtildi. Iddianame- de, kredilerin sadece Ganpoğlu Gru- bu'na ait olmadığı ıddıa edılerek "Başka banka patronlannm birbir- leriyle yapbklan karşıkkh işlemler vardır. Yani, Sümerbank AŞ Zeyti- noğlu Grubu'na venniş, Esbank da , Garipoğlu Grubu'na kredi vermiş- _-tir T 'denıldi. ı. ^->^..^~<->.-,=»c...f-M ,—n^ vulculann aşın yükü ve bu yükün ıyı yerleştinlmemesi olduğu bıldirildı. Ukrayna Acil Durumlar Bakanlı- ğı, "Sata" adlı şirkete ait Ukrayna gemisinin geçen cuma günü Istan- bul'dan yola çıktığını bildirdi. Ge- minin cumartesi sabahı Yevpatorya limanrna varmaması üzerine yapı- lan araştırma sonucunda, geminin kaza geçirdıği anlaşıldı. Ukrayna gemısı Vîktor Lebedev, önceki gün akşam saatlerinde, Kınm'ın Sivas- topol limanınm 100 mil kadar açık- lannda, biri motorlu olan iki küçük bot içınde 6 kişiyi ve yanlanna al- dıklan 8 cesedi buldu. Gemi, son- rakı saatlerde de içinde toplam 23 kişi bulunan iki sala daha rastladı. Omega adlı gemı ıse sabahın erken saatlennde, 3 kişinin bulunduğu bir botla karşılaştı. Bottaki kişiler, be- raber olduklan 6 kışının boğuldu- ğunu söylediler. Kurtanlan gemı kaptanı, gemisi- nin cuma akşamı yerel saatle 18.52'de battığını belırtti. Portekiz'de de gemi batü Portekiz açıklannda da, Barba- dos bandıralı bir yük gemisinin bat- tığı bildirildi. Yetkililer, gübre yük- lü Holly Trader adlı yük gemisinin, firtına yüzünden dalgalann 7 met- reyi bulduğu denizde makıne daire- sinin su alması nedeniyle batügını kaydettiler. Ksş ortasında bahar Ocak ayuıın son günlerinde havalar baharı aratmaymca, tstanbullulara da bu geçici olduğu biünen güzel havanm tadmı çıkarmak kakü. Özelükk gençter, okullann da tatile ginnesiyle meydanlan ve parklan doldurdu. Yüzlere bahar neşesigeldi Sevgililer, sevgUerini bahar güneşinde daha da keyifli yaşaddar. Bahann özleminikış gûneşiyle gidermek isteyen İstanbuüular Yıldız Parkı'nın, Ortaköy Meydanı'nın yolunu tutttular. Çay bahçelerinden tavla şıknîdan yükselirken minikkrde arabalannda merakh gdzlerle çevreyi seyrettfler. (Fotograf: SENEM O Z T U R K U ^ - 24 Ocak'ın yıldö- nümünün üzerinden epeyce geçti. Fakat Fransa Pariamento- su'nun aldığı müna- sebetsiz karan de- ğerlendirmek duru- munda olduğumdan ve daha sonra Gaf- far Okkan'ın ve korumalan- nın haince öldürülmeleri ne- deniyle bu konuyu ele alama- dım. 24 Ocak 1980'de, o günle- rin Başbakanı Sayın Sûley- man Demirel ve DPT Müste- şan Sayın Turgut Özal tara- fından açtklanan 24 Ocak "Is- tikrar önlemleri", Türk eko- nomisini Cumhuriyetjmizin ilk yıllanndan beri sürdürülen yoldan çıkartarak bambaşka bir "kulvara" taşıyordu. Toplumumuzdaki insanla- nn çoğu anımsamıyor, zaten bir kısmı hıç yaşamadı ama, 24 Ocak 1980'de Türkıye'de işler, "şirazesinden çıkmıştı". Sözde "sağ-solçatışmalan", her gün onlarca insanımızın başını yiyordu. Sözde sağ-sol çatışmasının, "sağ" cenahını oluşturan ülkücü(!) "taifenin", kimin emrinde olduğu ve ne yapmaya çalıştığı çok sonra- lan anlaşıldı. Hele Susurtuk sonrasında, bu "haın işbiriiği- ni" daha net bir biçimde gor- dük. Susurluk'u örtmeye ve unutturmaya çabalıyorlar. Kısmen de başardılar. Fakat biz unutmadık ve unutturma- maya çaltşacağız. "Siyaset- çi", "Ülkûcû katil", "Ust dü- zeyden polis"... 12 Eylül öncesinin 'hain iş- biriiği"... ••• 24 Ocak kararlan, ekono- miyi "monoter" (parasal) araçlarla "yönlendiımeyi" he- defleyen bir dizi önlem ıçeri- yordu. Faiz ve kur politikala- nyla ekonomi yönlendirilir- ken, ilk "acı reçeteler" halkı- mıza sunuluyordu. Bu önlem- lerin de "dış kökenli" olduğu- na kuşku yoktu. Fakat öyle bir noktaya gelınmişti ki ne derlerse kabul edecektik. Bu önlemler, enflasyonist bir politikayla "cebri tasarruf" sağlayacaktı. Zengini daha zengin, fukarayı daha fukara yapacak olan bu önlemlerin belli bir tasarruf saglayacağı- na, kimsenin kuşkusu yoktu. Fakat bu önlemleri yaşama ' geçirenterin iddiası, bu tasar- ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ 24 Ocak'tan Bugüne... rufun yatınma dönüşecegi i- di. Bir kısım iktisatçılann iddi- ası da bu "kaynağın"yatınma dönüşmeyecegi ve "çarçur edileceğı" ıdı. (O günlerde, bu günlen anlatan yazılaryazma- nın huzuru içindeyim...) ••• Türkiye'de, Cumhuriyeti- mizin ilk yıllanndan itibaren "ithal ikameci" bir sanayileş- me modeli yaşama geçiril- mişti. Piyasa ekonomisine ağırlık verilmeye çabalanan ve leşvik-i Sanayi" yasasıy- la özel girişimciligin destek- lendiğı ilk yıllarda da daha sonrakı "katı devletçi" yıllar- da da amaç, "ithal ikamesi" olmuş, yani gereksinimi du- yulan mallann ülke içinde üre- tılmesı hedefineyönelinmişti. "Dışa bağımlıhk", genç Cum- huriyet yönetimınin en büyük korkusu idi. Zira büyük önde- rinin çok net bir biçimde vur- guladığı üzere; "tam bağım- sızlık"; ekonomik, siyasal, kültürel vb. bağımsızlıklann bütünü idi. Birinin olmaması durumunda, diğerleri de ola- mazdı. 24 Ocak "önlem sepetiyle" birlikte, rthal ikameci sanayi- leşme modelınden vazgeçi- lerek "ihracata yönelik sana- yileşme modeli"ne geçildi. Bu model çerçevesinde dev- let, ancak dunya pıyasalany- la rekabet edebılecek mallan üreten firmalara destek ola- caktı. Fiyat ve kalite olarak re- kabet edemeyecek mallan üretenfirmalara"teşvik" yok- tu... Aslında ithal ikameci sa- nayileşme modeli çerçeve- sinde; devlet, öylesineteşvik- ler uygulamıştı ki Türk halkı gerçekten çok kalitesiz ürün- lere ınanılmaz fiyatlar öde- miştı. Fakat eninde sonunda, "sanayi" olarak bir şeyler or- taya konulduysa, bu anlayış çerçevesinde ortaya konul- muştu. Kaldı kı ihracata yöne- lik sanayıleşme modelinin, "mukayeselı maliyetler" açı- sından ele alınması durumun- da, çok ciddi sakıncalar ıçer- diği görülür. • • • 23 Ocak 1980'de. bir ABD dolannın resmi fiyatı 35 llray- dı. Karaborsadan 49- 51 liraarasındansağ- lanabilıyordu. 24 O- cak, resmi fiyatı 70 li- raya çıkarttı. Neden böyle yüksek bir de- valüasyon yapıldığını soranlara, "Planlama Müsteşannın" çok il- ginç bir yanıtı olmuştu. "Do- lar fiyatını çok yüksek tuttuk ,ki, uzun yıllar bir daha deva- lüasyon gereğiolmasın." Oy- saki 24 Ocaktan bir yıl son- ra, dolar fiyatı 100 lirayı aş- mıştı. Zaten o günden beri sürekli birdevalüasyon yaşa- nıyor. Adına da "ayarlama" diyorlar... ••• Böyle bir modelin, demok- rası içinde uygulanamayaca- ğı açıktı. Zıra hiçbir demokra- side, kitleleri böylesi fukaralı- ğa mahkûm edemezsiniz. Ve bunu ilk dile getiren ve "tri- bûndekileri" sahaya çağıran, bugünkü başbakanımız Sa- yın Bülent Ecevrt oldu. (Aca- ba bugünkü başbakanımızla, o günkü CHP başkanı aynı in- san mı? Zaman zaman kuş- kuya düşüyorum ve "olamaz" diyorum). Gerçekten, 24 Ocak, 12 Eylül 1980 karşı devrimiyle bütünleşti. Türkiye'nin ekonomik, top- lumsal ve siyasal yaşamını düzenleyen tüm yasalar, 1982 Anayasasfnın halk oy- lamasının sonrasında değiş- tirildi. Ya tümüyle ya da kıs- men... Ve sonunda (sözde) de- mokrasiye geçildiğinde, as- lında demokrasi falan söz ko- nusu değildi. "6u rejimin de- mokrasi olmadığını" yazdı- ğım için, Fıliz Nayır Deniz- tekin'le birlikte Selımıye'de yargılanmıştık. Avukatlığımızı da sevgılı Ratf Ertem yap- mıştı. Nur içinde yatsın... ••• Bugün gelinen nokta orta- da. Hiç kimse başka sebep ve mazeret aramasın. 24 O- cak, tüm kötülüklenn başlan- gıcı oldu. O karariann altında imzası olan bir eski bakan ar- kadaşım, "Biz bu önlemleri geçici bir süre için öngör- mûştük" dedi. "Ama kalıcı ol- du. Biz bunu beklemiyor- duk"... Kimbilir, belki de haklıdır. Fakat hiç kimse, sofrasın- daki ekmeğin derdine düşen- ler kadar haklı olamaz. • Taşlar yerine oturdu Başlamaya hazırız,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear