23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 OCAK 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan: Yargı işliyor. Bahçeli: Sonuna kadar gidilecek. Yılmaz: Her türlü çaba gösterilecek Iddialar Ecevit'i lazcbrdıANKARA/tZMlR/ADANA (Cumhuriyet)-Başbakan Bülent Ecevit Ankara DGM Savcılı- ğı'nca sürdûrülen 'Beyaz Enerji' soruşturması ile ılgıh sorulan yanıtlamazken Başbakan Yar- dımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yolsuzlukla ilgi- li operasyonlann, içinde ve ar- kasında hangi güç bulunursa bu- lunsun sonuna kadar üzerine gı- dileceğini belirttı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yümazise "Siya- si faturası ne olursa olsun Tûıid- ye'yi karanhkta bırakmamak için her türlü çabayı gösterece- ğhıT dedi Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk de yolsuzluğun, Türkıye'nin bünyesinden mutla- ka sıynlıp atılması gerektiğini ifade etti. • Beyaz Enerji operasyonu kapsamında TEAŞ bürokratlannın verdiği ifadelerin basına yansıması hükümet ortaklan tarafindan değerlendirildi. Başbakan Ecevit, konunun basının önünde "gelişigüzel" tartışılmasının adalete gölge düşürebileceğini söyledi. MHP lideri Bahçeli, yolsuzluk operasyonlannın içinde ve arkasında hangi güç olursa olsun sonuna kadar gidileceğini vurguladı. ANAP lideri Yılmaz ise, "Ssiyasi faturası ne olursa olsun, Türkiye'yi karanlıkta bırakmamak için her türlü çabayı göstereceğim" dedi. Başbakan Ecevit, dün Başba- kanlık'tan aynlırken gazetecüe- rin, Beyaz Enerji operasyonunda basına yansıyan ıfadelerle ilgili sorulanna net yanıt vennedi. Ecevit, 'Ersümer'in ihaklerde baskıyapoğf yönündeki ifadele- rin anımsatılması üzerıne şÖyle konuştu: "Sayın savcuann da, bfldiğmiz gibi demeçleri var. Bu konulann kamuoyu önünde bö\le gelişigü- zel tartışılmasırun adalete gölge düşürebileceğinden kaygı duyu- yorlar vebu konuda kamuoyunu yönetenlerin dikkatli davranma- sını salıkveriyorlar. Onun için şu aşamada bir şey söyleyecek du- rumda değilim. Yargı iştiyor." Ecevit, Ersümer'in istifası ile ılgıh soru üzerine sinirlenerek u Bu noktalara girmek istemiyo- nım" yanıtını verdi. Izmir Doğalgaz Santrali'nın temel atma töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, siyasi faturası ne olursa olsun Türkiye'yi karanlıkta bırakma- mak için her türlü çabayı göster- meye devam edeceğıni söyledi. Yılmaz, Türkıye'nin kalkınma- sının 'boş laflarla, dedikodularla değJL üretim. yaürım ve ihracat- la olacağını' behrterek "Bunu da ancak demokrasi içinde siyaset kurumunu güçlendirerek yapa- büiriz. Siyaseti daha gfiçlfi kd- mak, daha muktedirkümaçaba- Iddialar değerlendirildi ANAP'a göre her şey komplo AYŞESAYES ANKARA - Beyaz Enerji operasyonu çerçevesınde gözaltına alınan TEAŞ bürokratlanntn ıhalelerle ılgilı kendilerine "baskı yapmakla'' suçladıklan Enerji ve Tabıı Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in istıfa edıp etmeyeceği partı içinde de tarüşıhyoT. ANAP kurmaylan, bürokrat ifadelerinde Ersümer'e yönelik "bdgelerle somut bir suçlama" yöneltilmediğini ileri sürerek "Böyle afaki sırçlamalarla, bakanm istifa etmesi söz konusu olamaz. Ancak bu beyanlar üzerine, gkfip mahkemede ifade verebilir'' görüşünü dıle getınyorlar ANAP Genel Başkan Yardımcısı Salih Yıkünnt bürokratlann kendilennı kurtarmak içm Ersümer'i "ttham" ettiklenni ileri sürerek — _ — _ — — "Beyanadayah Yardımcısı Yüdınm, BeyazEnerji b a g j , belge ohıp da kapsamında ifade veren TEAŞ bürokratlannın kendilerini kurtarmak için Ersümer'i "itiuun" ettiklerini iddia ettL Parti kurmaylan "belge" • olmadığı için Ersümer'in istifasınm söz konusu olmadığını savundular. şeytandn-" dedi. ANAP'ta, TEAŞ bürokratlaruun Ersümer'i suçlayan ifadelen tedirginlik yaratırken parti yöneticileri, son gelişmeleri "ANAP'nı hükümetten dtşlanmasına dönük kompkT "Beyaz Enerji" operasyonunda ANAP'ın ve kardeşi Turgut Yılmaz'm adlannın öne çıkması Mesut Yılmaz'm zor günler geçirmesine neden oluyor. (Fotoğraf: AA) mızTürkiye'yi kalkmdırma mü- cadetemizin bir parçasHÜr" dıye konuştu. Bahçeli kararh Izmır'de yapılan MHP Geniş- letilmiş Bölge Teşkilat Toplantı- sı'nın açılışında konuşan Başba- kan Yardımcısı Devlet Bahçeli, operasyonlarda içinde ve arka- smda her kim olursa olsun, han- gi güç bulunursa bulunsun, han- gi gerekçe ile gerçekleştirttirse gerçekleştirUsin' gayn meşru ış yapanlara ve soygunculara taviz verihnediğini belirtti. Bahçeli, operasyonlardan ürkmek değil destek olmakgerektiğini söyledi. Adana'da yapımı devam eden adliye binasında incelemelerde bulunan Bakan Hikmet Sami Türk, gazetecılenn 'Beyaz Enerji' operasyonu konu- sunda hâkırn ve savcılara siyasi baskı yapıldığı yo- lunda söylentüer olduğuna ilişkın sorulara, "Hâkhnve savcdar üzerinde siyasibas- kı olması mümkün değü- dir" dedı. Türk, yolsuzluk- lann, kim tarafindan yapı- hrsa yapılsın ortaya çıka- nlması ve faillerinin ceza- landınlması gerektiğini de sözlerine ekledi. Bakan Türk, 'Beyaz Enerji' operasyonu konu- sundajandarma tarafindan hazırlandığı öne sürülen fezleke konusundakı bir soru üzenne de, "Sizin fez- leke dediğiniz şey, bilgi no- tu şeklindedir. Bu konuda her şey değeriendirilecek- tir. Ama bunu yapacak olan, önceükle cumhurryet savalan, daha sonra daka- rar verecek hâldmkrdir" dedi. Topçu: Amaç, hûkûmetin reklamı ANAP Sınop Milletve- kili Yaşar Topçu, seçim 1>ölgesindeki temaslan sı- rasında gazetecilere yap- tığı açıklamada, "Beyaz Enerji operasyonunun hazuîık, ilk soruşturma, operasyonlar samaa, zan- hlann ifadelerinin ahn- masL. tünıü reklam ama- cryla yapıhyor. Burada in- sanlar teşbir editiyor. Bü- tün mesele 'Bu hükümet yolsuzluklann üzerine gi- diyor' meseksi'' şeklmde konuştu. ' olarak nıtelendıriyorlar. Ersümer'in istifasının "yobuzluklan kabul" anlamına geleceğini dile getıren bazı ANAP kurmaylan. "İstifa ancak somut belge ortaya konulursa doğru otobüü-" görüşünü dıle getınyorlar. ANAP'ta Ersümer'in istıfa yerine, dokunulmazlığının kaldınlmasını ıstcyerek yargıya gitmesi formülü dıle getınliyor. thalelerle ilgılı soruşturma dosyalannı, zamanında yargıya iletmemekle suçlanan Ersümer ıse TBMM Genel Kurulu'nda salı günkü gensonı görüşmelerinde yapacağı konuşmayı, partinin hukukçu milletvekillen ile hazırladı Ersümer konuşmasında, TEAŞ ıhalelenyle ilgili "kronolojik" bilgi verdikten sonra, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda yer alan enerji ıhalelenyle ılgilı soruşturma raporunu zamanında yargıya iletmedığı suclamalanna da, dönemin TEAŞ genel müdürüne yolsuzluklarla ılgilı "gereğini yapmasını istedigi'' yazılanyla yarut vereceği öğrenildi. Hükümete 'beyaz'kuşatma• Baştarafi 1. Sayfada "Beyaz Enerji" operasyonuyla il- gili sorular üzerine, "Bizi en çok ûzen konulardan birisi, maalcsef devlet dd- diyeti diye bir şey kalmadı. Devletin en mahrcm belgeleri bile çok rahathkla eklen ele dolaşryor. Fatıh Sultan Meh- met'inbirsözü vardır; 'Benim düşün- celerimden sakalımın bir telinin bile haberi olsa tümünü kazırım'... Işte devlet ciddheti budur ama bu ciddi- yet kalmadı v dıye konuştu. Kutan, Ersümer'le ilgili savlann anımsatılması üzerine. "EnerjiBaka- nı istifa etmeh'dir. Aksi haldebu rür şa- yialar dolaşıp daha da artarak devam edecektir. Tabii eUmizdeyeterti bilgi ve belge buhuımadığı için kesin bir be- yanda bulunmamız mümkün değil. Yargıya intikal etmiş bir konuyu biz de sizier gibimerakla takip edryoruz*' ya- nıtını verdi. Çiller de yaptığı yazılı açıklamada, "Beyaz Enerji" operas- yonunun ardından hükümet ortağı ANAP'ın yolsuzluğu gölgeleyerek bir rejim krizine dönüştürme çabası içinde olduğunu savundu. Ecevit'in "ortağnun Idşisel sorum- luluktan kurtulma mane\ ralanna alet olduğunu" belirten Çiller. sözle- rini şöyle sürdürdü: "Tûrkiye'nin en ufak bir krize dahitahammühınûn ol- madığı bir dönemde kriz çözmek ni- yetindeki hûkûmetin kriz yaratıcı bir konuma sürükknmesi, kamuoyunun 'Beyaz Enerji' operasyonuyla ilgili kuşkulannuı daha da pekişmesinden başka bir sonuç doğurmamıştir. Ba- gımsız yargrya intikal etmiş bir mese- kyi bir siyasi krizin konusu haüne ge- tirmek, demokratik hukuk devleti 0- kelerini sabote etmektir.'' Jandarmanın her kurumun yapma- sı gerekenleri yaparak kendisine inti- kal eden suç delülerini adli mercile- re ilettiğini kaydeden Çiller, "Yıl- maz'm yolsuzluk mızrağı demokrasi kıhnnasığnuyor. Hiçkimsedemokra- siyi yolsuzluklara uzanmayı engeDe- yen bir bariyere dönüştûremez" görü- şünü savundu. Kanadalı sirket; Arjantin, C. Kore ve ülkesinde saibeli ödemeler* yapmakla suclanmıstı AECEnin rüşvet dosyası kabankANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Beyaz Enerji operasyonu- nun Akkuyu nükleer santrah iha- lesinc uzanması ve rutuklanan TEAŞ bürokratlannın rüşvet al- dıklannı itiraf etmelerinin ardm- dan gözler AECL konsorsiyu- muna çevnldi. Rüşvet dosyası oldukça kabank olan AECL, Ar- jantin ve Güney Kore'de rüşvet soruşturmalanna neden olmuş- tu. Kanada Parlamentosu Kamu- sal Harcamalar Komıtesi yaptı- ğı soruşturmada. kendi ülkesinin firması olan AECL'yı suçlu ılan ederek acentelere 'kanun dışı ve şaibeh' ödemeler yapmak'tan sa- bıkaladı. Eski TEAŞ Genel Müdür Yar- dımcısı Ünsal Peker'in Ankara DGM Yedek Yargıçlığı'nda ver- dığı ıfadede. "Kanadalı şirketin 50 milyon dolar rüşvet dağıtüğı, bunun da ANAP'a uzandığı ko- nusunda duyumlan olduğunu" söylemesinin ardından AECL konsorsıyumunun rüşvet dosya- lan yeniden gündeme geldi. Enerjı ve Tabii Kaynaklar Baka- nı Cumhur Ersümer'in Kanada- lı AECLnın ıhaleyi kazanması ıçın baskı yaptığını söyleyen bü- rokratlar, bu konsorsıyum hak- kındaki kuşkulan pekıştirdı. Türkiye'den önce başka ülkeler- de sansasyonel rüşvet ıddialan- na konu olan AECL'nin sabıka- larla dolu kabank dosyası şöyle: • AECL'nin ürünlerini Kore Elektrik Şırketi'ne (KEPCO) pa- zarlaması için anlaştığı Güney Koreli acente, üst düzey bır KEPCO yetkilisine rüşvet ver- mekten suçlu bulundu. Acente temsilcisı Park Byung Chan, 1991'de inşaatm yürümesine yardım etmesi karşılıgında KEP- CO Başkanı Ahn Byong'a veril- mek üzere, içinde toplam 250 bin dolar bulunan iki kesekâğı- dını teslim etti. Haber bültenle- nnde, Chan'ın Koreli savcılara AECL adına hareket erüğını söy- lediği bildirildi. Park, rüşvet ver- MTT: Jandarmayı dinlemfyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli Istihbarat Teşkilatı (MÎT), Beyaz Enerji operasyonunu yürüten jandarmaya ait telefonlan dınledıği savlannı yalanladı. MİT Müsteşarhğı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada, bazı gazete ve televizyonlarda "MtT'in, jandarmanın teleforılannı dinkdiği bile söykndi konuşuldu" yönünde haberlere yer verildiği belirtilerek şöyle denildi: "Kaynağı belirrilmeden ve doğruhığu araşünhnadan kuüandan söz konusu haberlerin gerçekle bir flgisi buhınmamaktadır. MTT, tûm faaByederini yasal yetkileri içinde sürdürmekte olup devlet kurumlan arasmda güven zedeleyici, gerçekdışu maksath duyumlara karşı dikkatli ohmmasmm önemine işaret etmeyi görev bihnektedir." L... mekten suçlu bulunarak 18 ay hapse mahkûm edildi. KEPCO Başkanı Ahn Byong da hapse gönderildi. • AECL, 1973'te Arjantin dik- tatörlüğüne yaptığı reaktör satı- şı ile rüşvet dosyasını genişletti. Kanada'nın genel müfettışi, bir Isvıçre bankasına AECL'nin 2.5 milyon dolar yatırdığını saptadı. Daha sonra hesabına para yarın- lan kişinin Arjantin Enerji Ba- kanı JoseBerGeibard olduğu or- taya çıkü. Kanada Parlamentosu Kamusal Harcamalar Komitesi, AECL'yi hesap vermeye çağır- dı. Komite, raporun sonuç bölü- münde "AECL'nin acentelere yapüğı bazıödemelerin kanun dı- şı ve şaibeh amaçlaria gercekleş- tirdigini'' vurguladı. Bu raporla, rüşvet vermekten suçlu bulunan AECL'in sabıkası resmi rapor- lara yansıdı. BIR YOL HİKÂYESt TAYFUN TALİPOĞLU Ölümüne Mülteciler... Akşam, geceye çevirmişti yüzü- nü... Ege, yazda bırakmış kıyılann ne- şesini, sonbahara susmaktaydı. Ay, bu kadar aydınlatmamalıydı. Karanlık gereklıydi bu gecede "geceyi bekleyenler"e... Belki de yaşamlan boyunca hiç bu kadar yabancı olmamış- lardı ne kendilerine, ne ülkelerine. "Yurtsuzluğu" seçmişterdi. Aynı ülke vatandaşıydılar. Üstelik de çoğu, aynı kentin in- sanıydılar ama birbirterini tanımıyorlardı. Ürkektiler bu yüzden... Bir o kadar da tedirgin. , Son çare, bu kadar . * kolay mı tükenmeliydi? Kaç kere yeniden başlamış, kaç kere yenilmişlerdi... Her seferinde yaşam onlan hep bir kalemde çizmişti. iraklıydılar, saçma sapan bir savaşın kurba- nı. Faslıydılar, yoksulluk sanki boyunlannın bağı. Ya da Iranlı rejim kaçkını. Bir de, nüfusa göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Hani şu, askerlik dışında ismi anılmayanlardan... Hiçbir işten anlamryorlardı. Şimdi, gitmekti tek dertteri... Bilinenlerde yrtirdiklerini, bilmediklerınde aramak. Onlar için ne fark ederdi sanki Italya ya da Amerika... "Kapağı bır atsalar, kurtulacaklardı..." Böyle kandınlmışlardı. Yoksa, kolay mıydı yurtsuzluğu seç- mek... Hepsi de, nedenlerinde haklrydı. öyle olmasa, çoluk çocuk, ölümü göze alıriar mıydı... sr Ne var ne yoksa - elde avuçta ya da umuda borç dilenerek çıkmışlardı bu yola. Bir kamyon ya da otobüsle, birbirinden ha- bersiz 350 insan, ogecekaderbir- liği yapmışlardı. İlk defa gordük- leri Ege kıyılanna gündüzden bıra- kılmış, akşam, aynı bahçede randevuya çağnlmışlardı. Hiç konuşmuyorlardı, sessizlik ve karanlık olmalıydı. Gerçi, söylenene göre jandarma, polis, hepsi "ayarianmıştı..." Ogün hiçbir balıkçı, denize açılmamıştı. Bu yolculuğa yol vermek istemişlerdi sanki... Bir motor sesi duyuldu önce. Söylenileni yapıp, tuttular nefeslerini, Bir aylık Özgür'ünse, ağzını ka- pattı annesi hafifçe, duyulmasın sesi diye... Bekledikleri, bir işaretti. Işık yanıp sönecek, sonra sırayta kayıklara binecek, gemiye gıdeceklerdi. Sıkıntı çekilecekti çekilmesine, ama sonunda umut vardı... Ve bilmedikleri, tüketmedikleri kocaman bir dünya... Canlan sigara da çekmiş, yakamamışlardı büyük olasılık- la... Motor sesi, yüreklerinin sesine kanşmıştı. Hangisi daha güçlü geliyor, belli değildi. Ama bir türlü o işaret gelmedi. Gelen, jandarma erinin sesiydi: "Kimse kıpırdamasın!" Yabancı uyruklular belki bilmezdi ama bizimkilere. bu ses hiç yabancı değildi. Yıllarca duymuş, yıllarca "dur" denilen yerde durmamışlar mıydı... Gitmeye zor karar verip her seyi göze almamışlar mry- dı... Televizyonda kaç kere görmüş, kaç kere okumuşlardı gazeteler- de, "umuda yolculuk yanm kaldı" ya da "mülteciler yakalandı" başlıklannı. Daha bir ay önce kendileri gibi yola çıkanlar, batınca umut gemileri, istedikleri yerden, arzulanandan, daha öteye göçmemişler miydi? Amaolmuştu işte... Bir fenerin ışığında tavşan gibi kalakalmışlardı ve kurbağalar gibi toplanacaklardı. Yine yenilmiş yine kandırılmışlardı. Jandarma, yeniden sordu: "Içinizde Türkçe bilen var mı?" öylece bakıyorlardı. Oysa jandarma, birçoğunu tanır gibiydi. Yüzlerindeki çizgiler ve giysileri, hemşehrılerininkine benzemek- teydi. "Içinizde Türkçe bilen varmı?" Suskun ve ürkektiler. Kameranın ışığı yüzümüzü ay- dınlatınca, mınldanarak ses verdiler. Tanıdık bir yüz ve daha da ötesi, kardeşlerini görmüş gibiydiler. Bozuldu sessizlik geceyi aralar gibi: "Talıp ağabey, sensin değil mı?" Busöz, bizi bir anda mütteci etti... Hayatlanyla oynadıkları bu ku- mar, hep kaybedenlerin belki de son restleşmeleriydi ka- derleriyle. "Gittiğimız yerde yine en yoksul biz olacağız ama, belki çoluk çocuk kurtulacak..." diyordu Urfalı. Buydu yakalanmış umutlann kü- çücük özeti... Onlar için yol, şimdilik bitti aslın- da. Bu kadar işsiz ve dinamik nüfus, ölümü göze alarak gitmeyi hesaphyorsa daha vahim ne olabilir? Bir yol bulacaklardır mutlaka, defalarca kandınlsalar da. Mahcup fısıltılardan önemli ya- nıtlar geliyor. Bu kez biz susuyoruz. Hangimiz neredeyiz, kim kaçak, kim değil, artık bile- miyoruz... Sahi, biz ne yapıyoruz? Bingöl'den Istanbul, Istanbul'dan Çanakkale... Yanlannda mutlaka olması gere- ken birkaç ıvır zrvır, ve bir poşetin içine sığdınlmış umutlan şimdi toza toprağa bulanmış... Artık "Bam Teli" yolcusuydu on- lar ve kaderimiz o zeytinlikte birleşmişti. Jandarma, polis, umut yolculan ve biz, birbirimizı tanıyor gibiydik. Farklı da görünsek, bu gece yola aynı yerden başladığımızın bilin- cindeydik. En yaşlı mütteci, otobüslere binmeleri için komut veren jandarma erine sevgiyle baktı ve "Benim de üç oğlum askerde. Üçü de jandarma. Burada onlar da olabilirdi ve durmasak, bize kurşun sıka- bilirdi. Ben neyleyim böyle kaderi..." diye, yavaşça mınldandı. Bu hikâye, ülkelerinde doymayan insanla- nn, yeniden ve bir daha arayışlannın başlangıcıydı aslında...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear