Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 OCAK 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Başbakan: Yargı işliyor. Bahçeli: Sonuna kadar gidilecek. Yılmaz: Her türlü çaba gösterilecek
Iddialar Ecevit'i lazcbrdıANKARA/tZMlR/ADANA
(Cumhuriyet)-Başbakan Bülent
Ecevit Ankara DGM Savcılı-
ğı'nca sürdûrülen 'Beyaz Enerji'
soruşturması ile ılgıh sorulan
yanıtlamazken Başbakan Yar-
dımcısı ve MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, yolsuzlukla ilgi-
li operasyonlann, içinde ve ar-
kasında hangi güç bulunursa bu-
lunsun sonuna kadar üzerine gı-
dileceğini belirttı. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yümazise "Siya-
si faturası ne olursa olsun Tûıid-
ye'yi karanhkta bırakmamak
için her türlü çabayı gösterece-
ğhıT dedi Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk de yolsuzluğun,
Türkıye'nin bünyesinden mutla-
ka sıynlıp atılması gerektiğini
ifade etti.
• Beyaz Enerji operasyonu kapsamında TEAŞ bürokratlannın verdiği ifadelerin basına
yansıması hükümet ortaklan tarafindan değerlendirildi. Başbakan Ecevit, konunun
basının önünde "gelişigüzel" tartışılmasının adalete gölge düşürebileceğini söyledi.
MHP lideri Bahçeli, yolsuzluk operasyonlannın içinde ve arkasında hangi güç olursa
olsun sonuna kadar gidileceğini vurguladı. ANAP lideri Yılmaz ise, "Ssiyasi faturası ne
olursa olsun, Türkiye'yi karanlıkta bırakmamak için her türlü çabayı göstereceğim" dedi.
Başbakan Ecevit, dün Başba-
kanlık'tan aynlırken gazetecüe-
rin, Beyaz Enerji operasyonunda
basına yansıyan ıfadelerle ilgili
sorulanna net yanıt vennedi.
Ecevit, 'Ersümer'in ihaklerde
baskıyapoğf yönündeki ifadele-
rin anımsatılması üzerıne şÖyle
konuştu:
"Sayın savcuann da, bfldiğmiz
gibi demeçleri var. Bu konulann
kamuoyu önünde bö\le gelişigü-
zel tartışılmasırun adalete gölge
düşürebileceğinden kaygı duyu-
yorlar vebu konuda kamuoyunu
yönetenlerin dikkatli davranma-
sını salıkveriyorlar. Onun için şu
aşamada bir şey söyleyecek du-
rumda değilim. Yargı iştiyor."
Ecevit, Ersümer'in istifası ile
ılgıh soru üzerine sinirlenerek
u
Bu noktalara girmek istemiyo-
nım" yanıtını verdi.
Izmir Doğalgaz Santrali'nın
temel atma töreninde konuşan
Başbakan Yardımcısı ve ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
siyasi faturası ne olursa olsun
Türkiye'yi karanlıkta bırakma-
mak için her türlü çabayı göster-
meye devam edeceğıni söyledi.
Yılmaz, Türkıye'nin kalkınma-
sının 'boş laflarla, dedikodularla
değJL üretim. yaürım ve ihracat-
la olacağını' behrterek "Bunu da
ancak demokrasi içinde siyaset
kurumunu güçlendirerek yapa-
büiriz. Siyaseti daha gfiçlfi kd-
mak, daha muktedirkümaçaba-
Iddialar değerlendirildi
ANAP'a göre
her şey komplo
AYŞESAYES
ANKARA - Beyaz Enerji operasyonu
çerçevesınde gözaltına alınan TEAŞ
bürokratlanntn ıhalelerle ılgilı kendilerine
"baskı yapmakla'' suçladıklan Enerji ve
Tabıı Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in
istıfa edıp etmeyeceği partı içinde de
tarüşıhyoT. ANAP kurmaylan, bürokrat
ifadelerinde Ersümer'e yönelik "bdgelerle
somut bir suçlama" yöneltilmediğini ileri
sürerek "Böyle afaki sırçlamalarla, bakanm
istifa etmesi söz konusu olamaz. Ancak bu
beyanlar üzerine, gkfip mahkemede ifade
verebilir'' görüşünü dıle getınyorlar ANAP
Genel Başkan Yardımcısı Salih Yıkünnt
bürokratlann kendilennı kurtarmak içm
Ersümer'i "ttham" ettiklenni ileri sürerek
— _ — _ — — "Beyanadayah
Yardımcısı Yüdınm,
BeyazEnerji
b a g
j , belge ohıp da
kapsamında ifade
veren TEAŞ
bürokratlannın
kendilerini kurtarmak
için Ersümer'i
"itiuun" ettiklerini
iddia ettL Parti
kurmaylan "belge" •
olmadığı için
Ersümer'in istifasınm
söz konusu olmadığını
savundular.
şeytandn-" dedi.
ANAP'ta, TEAŞ
bürokratlaruun
Ersümer'i
suçlayan ifadelen
tedirginlik
yaratırken parti
yöneticileri, son
gelişmeleri
"ANAP'nı
hükümetten
dtşlanmasına
dönük kompkT
"Beyaz Enerji" operasyonunda ANAP'ın ve kardeşi Turgut Yılmaz'm adlannın öne
çıkması Mesut Yılmaz'm zor günler geçirmesine neden oluyor. (Fotoğraf: AA)
mızTürkiye'yi kalkmdırma mü-
cadetemizin bir parçasHÜr" dıye
konuştu.
Bahçeli kararh
Izmır'de yapılan MHP Geniş-
letilmiş Bölge Teşkilat Toplantı-
sı'nın açılışında konuşan Başba-
kan Yardımcısı Devlet Bahçeli,
operasyonlarda içinde ve arka-
smda her kim olursa olsun, han-
gi güç bulunursa bulunsun, han-
gi gerekçe ile gerçekleştirttirse
gerçekleştirUsin' gayn meşru ış
yapanlara ve soygunculara taviz
verihnediğini belirtti. Bahçeli,
operasyonlardan ürkmek değil
destek olmakgerektiğini söyledi.
Adana'da yapımı devam eden
adliye binasında incelemelerde
bulunan Bakan Hikmet Sami
Türk, gazetecılenn 'Beyaz
Enerji' operasyonu konu-
sunda hâkırn ve savcılara
siyasi baskı yapıldığı yo-
lunda söylentüer olduğuna
ilişkın sorulara, "Hâkhnve
savcdar üzerinde siyasibas-
kı olması mümkün değü-
dir" dedı. Türk, yolsuzluk-
lann, kim tarafindan yapı-
hrsa yapılsın ortaya çıka-
nlması ve faillerinin ceza-
landınlması gerektiğini de
sözlerine ekledi.
Bakan Türk, 'Beyaz
Enerji' operasyonu konu-
sundajandarma tarafindan
hazırlandığı öne sürülen
fezleke konusundakı bir
soru üzenne de, "Sizin fez-
leke dediğiniz şey, bilgi no-
tu şeklindedir. Bu konuda
her şey değeriendirilecek-
tir. Ama bunu yapacak
olan, önceükle cumhurryet
savalan, daha sonra daka-
rar verecek hâldmkrdir"
dedi.
Topçu: Amaç,
hûkûmetin reklamı
ANAP Sınop Milletve-
kili Yaşar Topçu, seçim
1>ölgesindeki temaslan sı-
rasında gazetecilere yap-
tığı açıklamada, "Beyaz
Enerji operasyonunun
hazuîık, ilk soruşturma,
operasyonlar samaa, zan-
hlann ifadelerinin ahn-
masL. tünıü reklam ama-
cryla yapıhyor. Burada in-
sanlar teşbir editiyor. Bü-
tün mesele 'Bu hükümet
yolsuzluklann üzerine gi-
diyor' meseksi'' şeklmde
konuştu.
' olarak
nıtelendıriyorlar. Ersümer'in istifasının
"yobuzluklan kabul" anlamına geleceğini
dile getıren bazı ANAP kurmaylan. "İstifa
ancak somut belge ortaya konulursa doğru
otobüü-" görüşünü dıle getınyorlar. ANAP'ta
Ersümer'in istıfa yerine, dokunulmazlığının
kaldınlmasını ıstcyerek yargıya gitmesi
formülü dıle getınliyor. thalelerle ilgılı
soruşturma dosyalannı, zamanında yargıya
iletmemekle suçlanan Ersümer ıse TBMM
Genel Kurulu'nda salı günkü gensonı
görüşmelerinde yapacağı konuşmayı, partinin
hukukçu milletvekillen ile hazırladı Ersümer
konuşmasında, TEAŞ ıhalelenyle ilgili
"kronolojik" bilgi verdikten sonra,
Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda yer alan
enerji ıhalelenyle ılgilı soruşturma raporunu
zamanında yargıya iletmedığı suclamalanna
da, dönemin TEAŞ genel müdürüne
yolsuzluklarla ılgilı "gereğini yapmasını
istedigi'' yazılanyla yarut vereceği öğrenildi.
Hükümete 'beyaz'kuşatma• Baştarafi 1. Sayfada
"Beyaz Enerji" operasyonuyla il-
gili sorular üzerine, "Bizi en çok ûzen
konulardan birisi, maalcsef devlet dd-
diyeti diye bir şey kalmadı. Devletin en
mahrcm belgeleri bile çok rahathkla
eklen ele dolaşryor. Fatıh Sultan Meh-
met'inbirsözü vardır; 'Benim düşün-
celerimden sakalımın bir telinin bile
haberi olsa tümünü kazırım'... Işte
devlet ciddheti budur ama bu ciddi-
yet kalmadı
v
dıye konuştu.
Kutan, Ersümer'le ilgili savlann
anımsatılması üzerine. "EnerjiBaka-
nı istifa etmeh'dir. Aksi haldebu rür şa-
yialar dolaşıp daha da artarak devam
edecektir. Tabii eUmizdeyeterti bilgi ve
belge buhuımadığı için kesin bir be-
yanda bulunmamız mümkün değil.
Yargıya intikal etmiş bir konuyu biz de
sizier gibimerakla takip edryoruz*' ya-
nıtını verdi. Çiller de yaptığı yazılı
açıklamada, "Beyaz Enerji" operas-
yonunun ardından hükümet ortağı
ANAP'ın yolsuzluğu gölgeleyerek
bir rejim krizine dönüştürme çabası
içinde olduğunu savundu.
Ecevit'in "ortağnun Idşisel sorum-
luluktan kurtulma mane\ ralanna
alet olduğunu" belirten Çiller. sözle-
rini şöyle sürdürdü: "Tûrkiye'nin en
ufak bir krize dahitahammühınûn ol-
madığı bir dönemde kriz çözmek ni-
yetindeki hûkûmetin kriz yaratıcı bir
konuma sürükknmesi, kamuoyunun
'Beyaz Enerji' operasyonuyla ilgili
kuşkulannuı daha da pekişmesinden
başka bir sonuç doğurmamıştir. Ba-
gımsız yargrya intikal etmiş bir mese-
kyi bir siyasi krizin konusu haüne ge-
tirmek, demokratik hukuk devleti 0-
kelerini sabote etmektir.''
Jandarmanın her kurumun yapma-
sı gerekenleri yaparak kendisine inti-
kal eden suç delülerini adli mercile-
re ilettiğini kaydeden Çiller, "Yıl-
maz'm yolsuzluk mızrağı demokrasi
kıhnnasığnuyor. Hiçkimsedemokra-
siyi yolsuzluklara uzanmayı engeDe-
yen bir bariyere dönüştûremez" görü-
şünü savundu.
Kanadalı sirket; Arjantin, C. Kore ve ülkesinde saibeli ödemeler* yapmakla suclanmıstı
AECEnin rüşvet dosyası kabankANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Beyaz Enerji operasyonu-
nun Akkuyu nükleer santrah iha-
lesinc uzanması ve rutuklanan
TEAŞ bürokratlannın rüşvet al-
dıklannı itiraf etmelerinin ardm-
dan gözler AECL konsorsiyu-
muna çevnldi. Rüşvet dosyası
oldukça kabank olan AECL, Ar-
jantin ve Güney Kore'de rüşvet
soruşturmalanna neden olmuş-
tu. Kanada Parlamentosu Kamu-
sal Harcamalar Komıtesi yaptı-
ğı soruşturmada. kendi ülkesinin
firması olan AECL'yı suçlu ılan
ederek acentelere 'kanun dışı ve
şaibeh' ödemeler yapmak'tan sa-
bıkaladı.
Eski TEAŞ Genel Müdür Yar-
dımcısı Ünsal Peker'in Ankara
DGM Yedek Yargıçlığı'nda ver-
dığı ıfadede. "Kanadalı şirketin
50 milyon dolar rüşvet dağıtüğı,
bunun da ANAP'a uzandığı ko-
nusunda duyumlan olduğunu"
söylemesinin ardından AECL
konsorsıyumunun rüşvet dosya-
lan yeniden gündeme geldi.
Enerjı ve Tabii Kaynaklar Baka-
nı Cumhur Ersümer'in Kanada-
lı AECLnın ıhaleyi kazanması
ıçın baskı yaptığını söyleyen bü-
rokratlar, bu konsorsıyum hak-
kındaki kuşkulan pekıştirdı.
Türkiye'den önce başka ülkeler-
de sansasyonel rüşvet ıddialan-
na konu olan AECL'nin sabıka-
larla dolu kabank dosyası şöyle:
• AECL'nin ürünlerini Kore
Elektrik Şırketi'ne (KEPCO) pa-
zarlaması için anlaştığı Güney
Koreli acente, üst düzey bır
KEPCO yetkilisine rüşvet ver-
mekten suçlu bulundu. Acente
temsilcisı Park Byung Chan,
1991'de inşaatm yürümesine
yardım etmesi karşılıgında KEP-
CO Başkanı Ahn Byong'a veril-
mek üzere, içinde toplam 250
bin dolar bulunan iki kesekâğı-
dını teslim etti. Haber bültenle-
nnde, Chan'ın Koreli savcılara
AECL adına hareket erüğını söy-
lediği bildirildi. Park, rüşvet ver-
MTT: Jandarmayı dinlemfyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mılli
Istihbarat Teşkilatı (MÎT), Beyaz Enerji
operasyonunu yürüten jandarmaya ait
telefonlan dınledıği savlannı yalanladı. MİT
Müsteşarhğı'ndan dün yapılan yazılı
açıklamada, bazı gazete ve televizyonlarda
"MtT'in, jandarmanın teleforılannı dinkdiği
bile söykndi konuşuldu" yönünde haberlere
yer verildiği belirtilerek şöyle denildi:
"Kaynağı belirrilmeden ve doğruhığu
araşünhnadan kuüandan söz konusu
haberlerin gerçekle bir flgisi
buhınmamaktadır. MTT, tûm faaByederini
yasal yetkileri içinde sürdürmekte olup devlet
kurumlan arasmda güven zedeleyici,
gerçekdışu maksath duyumlara karşı dikkatli
ohmmasmm önemine işaret etmeyi görev
bihnektedir."
L...
mekten suçlu bulunarak 18 ay
hapse mahkûm edildi. KEPCO
Başkanı Ahn Byong da hapse
gönderildi.
• AECL, 1973'te Arjantin dik-
tatörlüğüne yaptığı reaktör satı-
şı ile rüşvet dosyasını genişletti.
Kanada'nın genel müfettışi, bir
Isvıçre bankasına AECL'nin 2.5
milyon dolar yatırdığını saptadı.
Daha sonra hesabına para yarın-
lan kişinin Arjantin Enerji Ba-
kanı JoseBerGeibard olduğu or-
taya çıkü. Kanada Parlamentosu
Kamusal Harcamalar Komitesi,
AECL'yi hesap vermeye çağır-
dı. Komite, raporun sonuç bölü-
münde "AECL'nin acentelere
yapüğı bazıödemelerin kanun dı-
şı ve şaibeh amaçlaria gercekleş-
tirdigini'' vurguladı. Bu raporla,
rüşvet vermekten suçlu bulunan
AECL'in sabıkası resmi rapor-
lara yansıdı.
BIR YOL HİKÂYESt
TAYFUN TALİPOĞLU
Ölümüne Mülteciler...
Akşam, geceye çevirmişti yüzü-
nü...
Ege, yazda bırakmış kıyılann ne-
şesini,
sonbahara susmaktaydı.
Ay, bu kadar aydınlatmamalıydı.
Karanlık gereklıydi bu gecede
"geceyi bekleyenler"e...
Belki de yaşamlan boyunca
hiç bu kadar yabancı olmamış-
lardı
ne kendilerine, ne ülkelerine.
"Yurtsuzluğu" seçmişterdi.
Aynı ülke vatandaşıydılar.
Üstelik de çoğu, aynı kentin in-
sanıydılar ama
birbirterini tanımıyorlardı.
Ürkektiler bu yüzden...
Bir o kadar da tedirgin. ,
Son çare, bu kadar . *
kolay mı tükenmeliydi?
Kaç kere yeniden başlamış,
kaç kere yenilmişlerdi...
Her seferinde
yaşam onlan hep
bir kalemde çizmişti.
iraklıydılar,
saçma sapan bir savaşın kurba-
nı.
Faslıydılar,
yoksulluk sanki
boyunlannın bağı.
Ya da Iranlı
rejim kaçkını.
Bir de, nüfusa göre
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Hani şu, askerlik dışında
ismi anılmayanlardan...
Hiçbir işten anlamryorlardı.
Şimdi, gitmekti tek dertteri...
Bilinenlerde yrtirdiklerini,
bilmediklerınde aramak.
Onlar için ne fark ederdi sanki
Italya ya da Amerika...
"Kapağı bır atsalar,
kurtulacaklardı..."
Böyle kandınlmışlardı.
Yoksa, kolay
mıydı
yurtsuzluğu seç-
mek...
Hepsi de,
nedenlerinde
haklrydı.
öyle olmasa,
çoluk çocuk,
ölümü göze alıriar
mıydı...
sr Ne var ne yoksa
- elde avuçta
ya da umuda
borç dilenerek
çıkmışlardı bu
yola.
Bir kamyon
ya da otobüsle,
birbirinden ha-
bersiz
350 insan,
ogecekaderbir-
liği yapmışlardı.
İlk defa gordük-
leri Ege kıyılanna
gündüzden bıra-
kılmış,
akşam, aynı
bahçede
randevuya çağnlmışlardı.
Hiç konuşmuyorlardı,
sessizlik ve karanlık olmalıydı.
Gerçi, söylenene göre
jandarma, polis,
hepsi "ayarianmıştı..."
Ogün
hiçbir balıkçı,
denize açılmamıştı.
Bu yolculuğa
yol vermek istemişlerdi sanki...
Bir motor sesi duyuldu önce.
Söylenileni yapıp,
tuttular nefeslerini,
Bir aylık Özgür'ünse, ağzını ka-
pattı annesi hafifçe,
duyulmasın sesi diye...
Bekledikleri,
bir işaretti.
Işık yanıp sönecek,
sonra sırayta
kayıklara binecek,
gemiye gıdeceklerdi.
Sıkıntı çekilecekti çekilmesine,
ama sonunda umut vardı...
Ve bilmedikleri, tüketmedikleri
kocaman bir dünya...
Canlan sigara da çekmiş,
yakamamışlardı büyük olasılık-
la...
Motor sesi,
yüreklerinin sesine
kanşmıştı.
Hangisi daha güçlü geliyor,
belli değildi.
Ama bir türlü
o işaret gelmedi.
Gelen, jandarma erinin
sesiydi:
"Kimse kıpırdamasın!"
Yabancı uyruklular
belki bilmezdi ama
bizimkilere. bu ses hiç
yabancı değildi.
Yıllarca duymuş,
yıllarca "dur" denilen yerde
durmamışlar mıydı...
Gitmeye zor karar verip
her seyi göze almamışlar mry-
dı...
Televizyonda kaç kere görmüş,
kaç kere okumuşlardı gazeteler-
de,
"umuda yolculuk yanm kaldı"
ya da "mülteciler yakalandı"
başlıklannı.
Daha bir ay önce
kendileri gibi yola çıkanlar,
batınca umut gemileri,
istedikleri yerden,
arzulanandan,
daha öteye
göçmemişler miydi?
Amaolmuştu işte...
Bir fenerin ışığında
tavşan gibi kalakalmışlardı
ve kurbağalar gibi
toplanacaklardı.
Yine yenilmiş
yine kandırılmışlardı.
Jandarma, yeniden sordu:
"Içinizde Türkçe bilen var mı?"
öylece bakıyorlardı.
Oysa jandarma, birçoğunu
tanır gibiydi.
Yüzlerindeki çizgiler
ve giysileri,
hemşehrılerininkine benzemek-
teydi.
"Içinizde Türkçe bilen varmı?"
Suskun ve ürkektiler.
Kameranın ışığı yüzümüzü ay-
dınlatınca,
mınldanarak ses verdiler.
Tanıdık bir yüz ve
daha da ötesi,
kardeşlerini görmüş gibiydiler.
Bozuldu sessizlik
geceyi aralar gibi:
"Talıp ağabey, sensin
değil mı?"
Busöz,
bizi bir anda mütteci etti...
Hayatlanyla oynadıkları bu ku-
mar,
hep kaybedenlerin
belki de son restleşmeleriydi ka-
derleriyle.
"Gittiğimız yerde
yine en yoksul biz olacağız ama,
belki çoluk çocuk kurtulacak..."
diyordu Urfalı.
Buydu yakalanmış umutlann kü-
çücük özeti...
Onlar için yol, şimdilik bitti aslın-
da.
Bu kadar işsiz ve dinamik nüfus,
ölümü göze alarak
gitmeyi hesaphyorsa
daha vahim ne olabilir?
Bir yol bulacaklardır mutlaka,
defalarca kandınlsalar da.
Mahcup fısıltılardan önemli ya-
nıtlar geliyor.
Bu kez biz susuyoruz.
Hangimiz neredeyiz,
kim kaçak, kim değil, artık bile-
miyoruz...
Sahi, biz
ne yapıyoruz?
Bingöl'den Istanbul,
Istanbul'dan Çanakkale...
Yanlannda mutlaka olması gere-
ken
birkaç ıvır zrvır,
ve bir poşetin içine sığdınlmış
umutlan
şimdi toza toprağa bulanmış...
Artık "Bam Teli" yolcusuydu on-
lar
ve kaderimiz
o zeytinlikte birleşmişti.
Jandarma, polis,
umut yolculan ve biz,
birbirimizı tanıyor gibiydik.
Farklı da görünsek,
bu gece yola
aynı yerden başladığımızın bilin-
cindeydik.
En yaşlı mütteci,
otobüslere binmeleri için
komut veren jandarma erine
sevgiyle baktı ve
"Benim de üç oğlum askerde.
Üçü de jandarma.
Burada onlar da olabilirdi
ve durmasak, bize kurşun sıka-
bilirdi.
Ben neyleyim böyle kaderi..."
diye,
yavaşça mınldandı.
Bu hikâye,
ülkelerinde doymayan insanla-
nn,
yeniden ve bir daha arayışlannın
başlangıcıydı aslında...