24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 WL UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKÎNCt • / 2&n/w KentlerBirliği 'nin amacı, 2000 'leri kültür kimliklenni koruyan kentlerleyaşamak Aeııdeıiıı 'tarihsel' bîriiğîKim bilir kaç kez böylesine "coşku- lu" toplannlara tanık olan Tayyare Kül- tür Merkezi, o gün de benzer toplantı- lann bu kezen "unHrtvericr buluşma- sına kucak açıyordu. Çünkü, 22 Temmuz 2000 günü Tür- kiye'nin tüm yörelerınden 70'e yakın beledıye başkanıni Bursa'da bir araya getiren toplantının amacı, ne "siyasaT bir beklenti. ne "parasnak" ne de hü- kümetle ve merkezı yönetimle olan "yetkj" sorunlanydi. Kültür BakanhğVnın desteği, tçişle- ri Bakanhğı'nın eşgüdümü ve teşviki ile Bursa Büvükşehir Belediyesi'nin ev sa- hıpliğinde yapılan toplannya EdBrne'den Kars'a kadar tüm yurt cografyasından gelerek katılan belediye başkanlan ve temsilcılerinin ortak hedefleri, toplan- tı çağnsında özetle şöyle vurgulanmış- tı: "Kentlerimizdeki kültürel mirasın korunması ve geleceğe aktanlması için belediyeler arasında ulusal bir işbirliği- ni ve dayanışmayı sağtayacak olan Ta- rihi Kentler Birliğünizin kunıluşunu gerçekleştirmek_" Bugüne dek tanhsel kent dokulanmı- zın "yokedkiimarkararlan" karşısın- da "korumasK" kalmaJanndaki önde ge- len "sorumlulan" arasında görülen be- ledıyelerin, şimdi bunun tam tersı bir "korumacı imar anlayışı" etrafinda ve ülke düzeyınde bır "bîrfik*" oluşturmak üzere toplanmalannın "hangi özlem- den" kaynaklandığı da aynı toplantı çağnsındakı şu tür ıfadelerde görülebi- liyordu: "Üyesi okhığumuz Avnıpa Konse- yi'nde ve ada\ üvesi olduğumuz \\ru- pa Büiiği'nde, zengin kültür kimliği- mizveonurhıtarihsel zengmliğimizle güç- lü ve saygm bir ülke olarak yerünizi aİ- mak; bunun içinde kenüerimizdeki uy- garhk değerierimizi yhinneden Avrupa ailesine kaülmak.." Strasboujrg'da verikn görev P gün, Bursa Tayyare Kültür Merke- zi'ndeki buluşmada ışte bu özlemlerle "kuruluş toplantısı" gerçekleştırilen • Avrupa Konseyi'nin 50. yıh nedeniyle 1999'da oluşturulan Avrupa Tarihi Kentler Birliği'ne üye olmak üzere Türkiye'nin de kendi tarihi kentler birliğini kurması için Bursa'da düzenlenen toplantı, belediyeler arasında bir "kültür dayanışması"nı da başlatıyor... Tarihi kentkr Biriiğinin logosu, Cumhuriyet Gazetesi çizeri ve mimar Tan Oral'ın annağanı (soMa). Bursa'daki Belediye Baskanlan ve Valiler buluşınasına kanlanlar,İçişleriBakanıSadertinTantan'labirüktetarihiCumahkızıkKöyü'nüdegezdüer.(sağda)(Fotoğraf: SELtM LUMALI) ,,. .,-.., , , Tarihi Kentler BirfiğU 1999 yılında "50. yıhnı" lcutlayan Avrupa Konseyi'nin (AK) yine a\nı \ıl başlattığı "Avrupa Tarihi Kentler Birliği" örgütlenmesı- nın de "Türldve ulusal kesiminT olus- turuyor. AK'nin 1975te ilan ettiği "Avrupa: Bir Ortak Miras" kampanyasının da "25. yılT olması nedeniyle, 2000 yılı- nın bu örgütlenmede "eytemegeçmeyı- lı" olmasını benimseyen A\Tupa Tari- hi Kentler Birliği, 7-8 Ekim 1999'da Strasbourg'dak] toplantısında: "Üyeül- kelerin de kendi tarihi kentier birliğini kurmalan gerektiğini n karar altına al- dı. 1_991 yılında kazandığı "Avrupa Ken- ti Ödülü" nedeniyle Strasbourg'daki toplantıya Kültür Bakanlığrnın ıste- ğıyle u Türkiyetemsikisi'' olarak katı- lan Bursa Büyükşehir Belediyesı, aynı karan ülkemizde yaşama geçırmek üze- re 22 Temmuz 2000 tarihindeki Bursa buluşmasının da hazırlığını üstlenmiş oldu. Kültür ve içişleri bakanlıklannın ya- nı sıra, ÇEKUL Vakfi, Mimarlar Oda- sı ve Marmara ve Boğazlan Bdedhe- lerBirfiği'nin etkin katılımı ve desteğiy- le gerçekleşthilen ve özellikle içişleri Bakanı Sadertin Tantan'ın aynı gün "bölgedeki valüeri" de paralel bir top- lantıyla bu tanhsel buluşmaya ortak et- tiği Tarihi Kentler Birliği kuruiuş top- lantısı, kımi belediyelerin "kütalrel mi- rası sahiplenme" konusundaki çabala- nnı da sergılediklen, çok yönlü bır "kol- ktkyum" gibıydi.. Omeğin Yarvaç Belediye Başkanı Te- kmBayram, antik çaglardan Osmanlı'ya dek kentini bezeyen tarihsel değerleri nasıl koruduğunu anlatan broşürlerini dağıtırken Boğazkale Belediye Başka- nı fbrahim Bostanlı da fuayedcki "Hat- rusaş" standıyla "Anadolu uygarülda- nnm kölderini" kucaklamanın önemi- ni anlatıyordu... Hele Beypazan Belediye Başkanı Av. 'Kültürel Mirasm Korunmasında Valilerin Rolü' toplantılan sürüyor Bıırsa'da valiler de buluştular Bursa'daki Tarihi Kentier Birliği ku- ruluş toplantısı, aynı amacı içeren bir başka paralel buluşmayla da "eşzaman- h" ve "ortak programh" olarak yapıl- dı. İçişleri Bakanhğı'nın, ÇEKÜL. Mi- marlar Odası ve Marmara ve Boğazlar Belediyeler Birliği'nin de katılımıyla 3 Haziran 2000 tanhınde Kastamonu'da başlattığı; "Kültürel Mirasm Korun- masında Valflikierin Rolü ve Sorumhı- luklarT konulu "bölge vaüleri toplan- tüan diasT'nin ıkincisi de 22 Temmuz 2000 günü yine Bursa'daki Tayyare Küt- tör Merkezi'nde gerçekleştirildi. Açıhş ve değerlendirme oturumlann- da Tarihi Kentler Birliği kuruluş top- lantıayla "birfikte'' düzenlenen "Vali- ler Buhışjnasr. birliğin tüzüğü ve ku- ruJuş bildjrgesi kabul edildikten sonra bu kez "bağnnsızn olarak devam etti. Bursa'nın kentsel kimlik değerierinden eski AdHye Binasfnm bundan böyle de Tarihi Kentler Birliği'ne hizmet etmesi isteniyor. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın yönettığı ve Kültür Bakanlığı Müsteşan FlkretN. Uçcan'ın da katıldığı bu çalışma sonucunda ise Afyon, Bahke- sir. Bflecik. Bolu. Bursa, Çanakkale. Düzce. Eski- şehir. Kastamonu, Kütahya, Sakana ve \alma valilerinın imzalannı da taşıyan "Bursa Büdirge- si" kamuoyuna açıklandı... içişleri Bakanhğı'nın, tarihsel ve kültürel mi- rasm korunmasına dönflk 2. bölge valileri toplan- tılanna ev sahipliği yapan Bursa Valisi An" Fuat Gflven, aslında ek bir kaynak bulunmadan da il özel idarelerince "konmıavtrestorasyonprojelerinin" gerçekleştirilebileceğini vurguladı. Her il için ortalama 5 trilyondan, 80 ilde top- lam "400 trilyonhık" bütçeler olduğunu aıumsa- tan Güven; "Bundan sadece yfizde 5'i korumaya aynlsa, her yıl 20 trihon Kra kültürel mirası kur- tarmaya harcanabOir" dıyordu. Bu gibi olanaklann "yasal güvence- tere" de bağlanması gereğine değinilen valilerbuluşması, Tarihi Kentler Birli- ği'nikuran belediye başkanlanylada bir- likte Bursa ve yöresindekı "koruma projeierialanlanmn'' geztlmesıyle nok- talandı. Valilerin Bursa Bildirgesrnde ise özetle şu kararlar alınarak ilan edil- di: 1- KastamoouBüdirgesi'ndela (3 Ha- ziran 2000) ilke ve hedeflerin yurt dü- zeyinde yaşama geçirilmesi için bu böl- ge toplantılan dizisi sürdürülecektir. 2- Valilikler ve diğer yerel yönetim- ler, kentsel ölçekten "havza boyutunda*' bölgesel komma projelerine geçerek işbirliği planlan yapacaktır. 3- Her kentte, ilçede ve beldede "ör- nek mimari miras restorasyonlan'* ve "tarihi sokakdüzenlemeJerme'' hız ve- rilecektir. 4- Valiler, Tarihi Kentler Birliği'ni destekleye- cek ve birliğe üye belediyelerle ortak koruma pro- jeleri geliştireceklerdir... Toplantı, İçişleri Bakanlığı'nın bu toplantı di- zismdeki 3. Bölgesel Valiler Buluşmasf nın ise sonbahar/kış aylanna dogru "Göneydoğu Anado- lu kentlerir.deki'' tarihsel mirası ele almak üzere GAP bölgesınde yapılması benimsenerek sona erdi. Mansur Yavaç'ın düzenledıgı "kentsel korumasergtsT ise adeta "akademflcbir gösteri" sayıhrdı. Beypazan'nda sade- ce tek tek eski evlerin değü, bu evlerle birlikte "kentsel ölçekteki tarihi doku- nun" nasıl korunduğunu heyecanla gös- teren Mansur Yavaç, Tanhı Kentler Bu-- liği'nin "hedefled^i'' bir belediyecili- ği şimdiden yaşama geçirmenin "özel gururunu" da yansıtıyordu... ~Ve 'Kuruluş bfldjrgea' Bu gibı çabalann yanı sıra 30'a ya- kın belediye başkanının da söz alarak "tarihin korunmasında işbirliği için" konuşma yaptıklan toplantıda, Tarihi Kentler Birliğf nin "tüzüğü" de oybir- liğiyle onaylanıp imzalanırken bu tarih- sel bir araya gelişüı en önemli belgesi olan "Kuruluş Bfldirgeğ'' ise aüaşlar ara- sında okunup ilan edildi. Başkanlann kabul ettikleri tüzüğü kendi belediye meclislerinin de onayı- na sunmalannı ve 6 ay içinde yapılacak ilk genel kurul ve organ seçimlerine kadar da Erdoğan Bflenser'in (Bursa Büyülcşehir Belediye Başkanı) "knru- cu baskan" oiarak görev üstlenmesini karar altına alan Kuruluş Bildirgesi'nin en önemli ve umut verici vurgulaması ise "1. maddesindeki" şu ıfadelerdi: "llkemizi dünyada ve Avnıpa'da farkh ve ayncahkh kılan en önemliVBeş- siz özelliği. başka hiçbir ülkede buhın- mayan ve elde edOmesi de mümkün ol- ma>an tarihsel, küJtfirel ve kentsel mi- rasnmzınzenghüiğidir.Bu zengmBğin ko- runarak 21. yüzyılı kimükli kentlerle yaşamak ve Avrupa aüesinde de kümî- rel değerlerini >itirmemiş güçlfi ve say- gm bir ü>e olarak yer almak hedefinde en önemli sorumluluk da yerel yöne- timlere düşmektedir.TarihiKentler Bir- Kği. bu ulusal ve evrensel sorumhıluğun etrafinda birleşme ve bütûnkşme sfire- cini başlatmaktadır-" Dilenz bu "tarihsel başlangıç'' hem birlik üyesi belediyelerin üstlendikleri "sorumluluklara" uygun imar politi- kalanyla hem de ülkenın tüm duyarlı ku- rum ve kesimlerinin aynı birliğe vere- cekleri destekle, geleceğimizi kişilikli kılacak bir "uygaıiıkyürüyüşünün" de güvencesini oluşturur... Tarihi Kentler Birliğimizi kutluyor ve sadece başan dilemekle de yetinme- yip "Başarmak zorundasınız" diyo- ruz... JD Salinger 'ın kızı MargaretAnn, yazarın özelyaşamını da anlatan bir Jdtapyazıyor 'Babam hayalperestbir kurgu yazaruhr' Kültür Servisi - 'Gönül Çelen'in dünyadan elinı eteğini çekmiş yazan, JD Salinger m kızı, çocukluğunun korkunç ve güzel anılannı gözler önüne sermeye hazu-lanıyor. Margaret Ann Salinger, Salinger'ın bir romanının kaynakçası sayılabılecek olan 'Dream Catcher' adım koyduğu kıtabını babasının ona karşı duyabileceği öfkeyı göze alarak yazmaya başladı. Bu kıtap New Hampshıre'da inzıvada olan yazın dünyasının bir numaralı ıdolünün tüm özel yaşanunı örten gızlılık perdesini aralıyor. Margaret Salinger da her ne kadar babasının mahremiyet ıle ilgili olan takınnsını taşıyor gibi gözükse ve kitap hakkında konuşmayı reddetmiş olsa da bazı alıntılar basma sızmış durumda. Ailesi \e arkadaşlan arasında Peggy olarak çağınlan Margaret Salinger bır paragrafta şunlan söylüyor: "Babam, kendi ayakkabı bağlannı bile gerçek dünyada zor bağlayan ha>alperest bir kurğu yazan. Buna rağnıen kendi kızına tökezlememesi ve düşmemesi için u\arılarda bulunuyor." 44 yaşında, eski yönetıci danışmanı olan ve eşiyle Boston kentınin dışında bir beldede yaşayan Margaret Salinger'ın, kıtabı yazmaya oğlunun doğumundan hemen sonra yani ıkı yıl önce başladığı tahmin ediliyor. Izlenimlen babasıyla ilgili görüşlennı geniş bır açıdan ele almasına zorlamış Margaret Ann Salinger'ı. "Ben tamamı\la dengesiz olan, hem çok güzel hem de çok korkunç bir dünyada büyüdüm" diyor. "Gerçek yasamda, işi olmadığı zamanlarda babam hem komik hem sevgi doluydu. Yanmda ohnayı en çok istediğim insan olurdiL~" ve sonra ekliyor: "Ama işine başlamaya çahşûğı zamanlarda, o kutsal girişimi herhangi bir şekikle bölmek günah işjemek anlamma getirdi" JD Salinger'ın Pocket Books'un kızına 172 bın sterlin ödediği bu kitap projesine yardımcı olmayı reddettiği anlaşılıyor. Peggy'nin Hollywood yıldızı kardeşi Matt: "Sanınnı kızkardeşünin içinde çok büyük bir öfke var. Ama böyle bir kitap yazmak doğru değiL Bunu biraz hastahkh buhıyorum" diyor. Matt ve Peggy Salinger'm ebeve>Tilennın boşanmasından sonra babalan JD Salinger ve anneleri Claire Douglas arasında gidip gelmelerinden kötü etkilendiğı düşünülüyor.Peggy ergenlık çağnun ortalanndayken JD Sahnger'la beraber olan Joyce Maynard birliktelıklennı, "Her ne kadar bana ya da annesinden sonra babasının yaşamına giren kaduılara karşı sKak duygular beslemese de,onlann aknklan yeri ve Ugrvi kendisinin hakkettiğini düşünse de, Peggy için bep iyi şeyler Jstedim" şeklınde anlatıyor kıtapta Maynard, "O, böyle bir babayia büyümekte eminim ki çok büyük zorlukİar çekti. Onun bu öyküyü kaleme almasını sorgulayan insanlann Udyüzhl ve hasta olduğunu düsünüyorum" dıye eklıyor. Nevv Hampsbire'da inzrvaya çekümişolan ünlü yazar JD Salinger. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Hakiki' Sanatçıbk Geçen haftaki "Sanat Eğitiminde Yeni Dûnyalar Aratmak" başlıklı yazımda, güzel sanatlar alanında zamanımızın önemli adlarından olan, Yunan asıllı Italyan ressam lannis Kounellis'in bir söyleşi ara- sında dile getirdiklerinden yola çıkmıştım. özellikle 20. yüzyıl sanatının ve sanatçısının sorunlannın ele alındığı bu söyleşide Kounellis, "hakiki" sanatçının nrtelikleri ve sanatsal çabanın özü üzerinde önemle duruyor. Bu arada "hakiki" sanatçı ile Ilintili olarak şöyle bir saptamada bulunuyor "...bizimyapmakzo- nında olduğumuz şeyyeni örnekler, başka sanatçı- lar, yeni dûnyalar keşfetmek. Bizler yalnızca eser ûretenler, 'sanatçılar' olmakla kalmamalıyız; yaptı- ğımız heriş bağlamında hakiki sanatçılar olmalıyız." Burada Kounellis'in bir üreticiye "sanatçı" denile- bilmesi için aradığı koşullar, satt el işçiliğinin, teknik becerinin sınırlannın çok ötesinde kalan koşullar. Yanlış anlaşılma olasılığını ortadan kaldırmak için, bir noktayı burada yine vurgulayalım: Böyle koşullann ileri sürülmesi, sanatta işçilik öğesini geri plana it- mek ya da küçümsemek anlamını taşımaz. Zaten bu öğe olmaksızın, başka deyişle sanatçı, kendi alanı- nın dilini en üst düzeyde öğrenmeden, yeni dûnya- lar aramak için denizlere açılabilmek söz konusu değildir. Geçen haftaki yaamın sonunda şöyle bir sap- tamada bulunmuştum: "Kendine ait görme biçimi, 'hakiki' sanatçının variık koşulu. Ve bu, yalnızca iş- çilikle, teknikle gerçekleştirilebilecek bir koşul de- ğil. Sanatçı hiç kuşkusuz alanının dilini/işçiliğini bil- diği ölçüde yeni ufuklara yelken açabilecektir. Ama bu, tekneyle denize açılan birinin o zamana kadar vanlanlardan başka yeriere ulaşma yöneliminde olup olmadığını irdelemek gibi bir şeydir. Bu yolda niyeti/yeterliliği olmayanı en üstûn teknikle yapılmış teknelerbile ancak bilinenyerlerden birine götüre- cektir. 'Yeni dünyalara' ulaşabilmek ise, yalnızca tek- nenin yeterliliğinden ya da niteliğinden bağımlı bir konum değildir..." Kounellis, alınftladığım söyleşinin bir başka yerin- de hakiki sanatçıda aradığı iki temel koşulu, yani kendine ait bir görme biçimi geliştirme koşulu ile hep yeni dûnyalar arama yolunda çaba harcama koşulunu, sanatçının bir ideolojisinin bulunması gerektiği koşulunun çatısı altında bir araya getiriyor. Bu arada özellikle modern zamanlarda sanatın içi- ne sıkça düştüğü bunalımlann temel nedenlerinden biri olarak da ideoioji eksikliği'ni gösteriyor. Burada önemli oian nokta, bu "ideoloji" sözcüğün- den sanatçı bağlamında ne anlamamız gerektiği. En geniş tanımıyla, ideoloji kavramı, politika (yani yöneten-yönetilen ilişkileri), ekonomi, hukuk, eğitim, ahlak ve felsefi bakış da dahıl olmak üzere, toplum- sal diye nitelendirebilecek bakış ve düşüncelerin, varolan sınrfsal çıkarlar ve konumlar da göz önünde tutularak belli bir sistem temeline oturtulması ve bu sistem doğrultusunda davranış biçimlerinin, tutum- lann vb. öngörülmesidir. Bu tanım karşısında, "meselesi" olan sanatçının ideoloji kavramıyla bir anlamda bir göbek bağının bu- lunması, kaçınılmaz olmaktadır. Çünkü Kounellis'in yukarıdaki söyleminde hakiki sanatçı bağlamında yer alan "yeni dûnyalar" arayışı, sanatçının yaşadı- ğı dünya ile ilintisiz evrenler arama peşine duşmesi değildir; hakiki sanatçının araması öngörülen "yeni dûnyalar", varolan dünyanın seçenekleridir. Amold Hauser'in çok haklı olarak belirttiği gibi, başlangı- andan günümüze sanat tarihinde satt varolan ile, baş- ka deyişle varolanı amaçsız ve yönelimsiz yansıtmak- la yetinmiş hiçbir sanatçı ve sanat hareketi, kalıcı, etkili ve inandıncı olamamıştır. Bunun nedeni, sanat- çıdan yalnızca belli bir dilinin bulunmasının değil, fakat o dil ile konuşmasmın, söyleyeceği bir şey- lerinin olmasının beklenmesidir. Ve sanatçı, kendince yeni, yani olması gereken bir dünyanın arayışına çıkarken çıkış noktası olarak elbette ki varolan, içinde yaşadığı dünyayı alacaktır. Çünkü -en geniş anlamda- o dünya ile bir "mesele- si", bir sorunu vardır. Dolayıs/yla, kendi sanatının düzleminde ya o soruna ilişkin çözüm önerilerinde bulunur, ya da yine sanatının diliyle sorunu başka- lan için de belirgin, algılanabilir kılar. Her iki durumda da "hakiki" sanatçının kendi kfe- dojisini geliştirmeden, başka deyişle biraz yukan- da verdiğimiz ideoloji kavramının kapsamına giren konulara ilişkin kendi bakış açısını geliştirmeden bir sonuca ulaşabilmesi, olanaksızdır. Bu durumda "sanat ve ideoloji" üzerinde aynca durmak, ve sanat eğitiminde sanatın ögrendsinin ken- di ideolojisini geliştirebilmesi için varlığı gerekli te- melleri araştırmak gerekiyor. e-posta: ahmetcemal@superonline.com acem20<ahotmail.com Cehov Enstitüsâ İstanbırda I Kültür Servisi - Merkezi Moskova'da bulunan Çehov Enstitüsü'nün bir şubesi Türkiye'de açılacak. 2000-2001 döneminde eğitime ba^layacak olan enstitü, Akademi Istanbul'da hizmet verecek.Proje kapsamında oyun yazarlığı, tiyatro eleştirmenliği, rejisörlük(tiyatro ve sinema yönetmenliği), sinema yazarhğı(senaryo yazma), sirk sanatçüığı dallannda eğitim verilecek. Aynca master programı da bulunan projeye katılan öğrenciler, Moskova Enstitüsü ve Bilimsel Araştırmalar Akademisi diplomalan almaya hak kazanacaklar. Proje kapsamında, programdaki derslerin yanı sıra Çehov Enstitüsü'nün jürisinde bulunan ünlü Çehov uzmanlan-tiyatro ve sinema yönetmenleri tarafından verilecek olan seminerler de yer alacak.Tiyatro dalında eğitim verecek olan ünlü sanatçılar, Yuri Lubimov, Robert Sturua, Kama Ginkas, Josef Raikhelgaouz, sinema alanmda ise Rüstem Ibrahimbekov, Nikita Mihalkov, Leonid Nehoroşev ve Aleksey Batalov projede yer alacaklar. Ressam Derek HR öMü • LONDRA (AA) - Ingiliz ressam Derek Hill, 83 yaşmda öldü. Hill'in önceki gün öldüğü belirtildi, ancak ölüm sebebi açıklanmadı. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Hill, 16 yaşında Münih'e giderek sahne tasanrru öğrenimi aldı. Bu konuda bilgilerini daha sonra Paris ve Viyana'da aldığı öğrenimle pekiştiren Hill, son yı1larda özellikle kır manzaralan ve insan figürlerine ağırlık verdiği resim çalışmalannı Irlanda'nm Troy Adası'nda sürdürdü. 194O'lı yıllann sonlannda resim için bir yılını trlanda'da geçiren Hill, daha sonra buradan bir ev aldı. Evini ve resimlcrini 1981 'de trlanda halkına bağışlayan Hill, 1999'da Irlanda'da fahn hemşeri ilan edildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear