14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA MİıJvi_/iıV/IVJLI / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Haaneborç östlendj • ANKARA (ANKA)- Hazine, verdiği garantiler kapsamında, bu yılın ilk yansında kamu kuruluşlanna ait 498 milyon dolarlık dış borcu üstlenerek ödemek zorunda kaldı. Hazine verilerine göre, anılan dönemde borçlulan taraftndan ödenmediği için Hazine'nin ödemek zorunda kaldığı dış borçlann 225 milyon dolarla en büyük bölümü yerel yönefinîlere ait bulunuyor. Hazine tarafindan ödenen garantili dış borçlann 149 milyon dolannı da KlT'lerin borçlan oluşturuyor. TCOO'de kısnü özefleştipme • ANKARA (ANKA)- KÎT'lerin fınansman açıklannı denetim altına almak için yapılan toplantılarda, TCDD'nin "kısmi özelleştirilmesi" gûndeme geldi. Başbakan Yardımcısı Hüsamettin özkan başkanlığında yapılan toplantıda, IMF'ye verilen taahhütler çerçevesinde performans knten uygulanan 8 KİT'ten biri olan TCDD'nin, 2000 yüını 500 trilyon liranın üzerinde zararla kapatacağı söylendi. Balkanlar'da iştıirtiği arayışi • İSTANBUL(AA)- Ekonomik ve ticari işbirlikleri aracılığıyla Balkan ulkelerinin yeniden yapılandınlması için oluşturulan "Balkan Partnership 2000" programı 9-10 Kasım'da Selanik'te gerçekleştirilecek. Yaklaşık 150 firmanın katıiacağı belirtilen programda ticari, mali ve ar-ge alanlannda işbirliği olanaklan hedefleniyor. Madalya sahVerfne ayHt • ANKARA (AA)- Devlet Övünç, Üstün Hızmet ve Şeref Madalyası sahiplerine, "ihtiyaçlanna binaen ve istemeleri" halinde aylık bağlanmasının öngörüldüğü bildirildi. Bu arada düzenlemeyle asıl, muhtaç durumdakı söz konusu madalya sahibi kişilere, "Devletin yanlannda olduğunu hıssettirmenin" amaçlandığı vurgulandı. Ihracatçı havaaiaM Isted • YENtŞEHİR(AA)- Bursa yöresınde taze meyve ve sebze ihracatının arttınlabilmesi için, Yemşehır Uluslararası Havaalanı'nın bir an önce açılması ıstendi. Yenışehir'de meyve sebze ihracatı yapan Avcı, AŞ'nin Pazarlama ve Işletme Sorumlusu Abdullah Bulut, meyveyi Avrupa ûlkelerine TIR'larla gönderdiklerini, ancak ortalama 5 gûn süren yolculuk sırasında ûrünlerin tazeliğinı yitirdiğini bildirdi. Pancar ekicileri kâp etmek istiyop • AMASYA (AA)- Amasya Şeker Fabrikası AŞ'nin yüzde 51.02'lik hissesi, Amasya Pancar Ekici leri Kooperatifı'ne geçti. 117 bin ortağı ile Tüıkiye'nin en çok üyeye sahip kooperatifi olan Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi, Amasya Şeker Fabnkası'nda 22.43 olan hisse oranıru, 28.62 hisse daha satın alarak toplam 51.02'yeyükseltti. Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Mahmut Demir, amaçlannın, zarar eden kunüuşu kâr eder dururna getirmek olduğunu belirtti. îhracatçılar gündemin saptınldığını öne sürerken ithal otocular Ankara yolunda Ithalata değfl, ihracata bak • TÎM Başkanı Okan Oğuz, dış ticaretteki sorunu sadece ithalattaki artış olarak algılayıp tartışmalan bu boyutta sûrdürmenin, çözüm üretmenin önünü «. keseceğini kaydederek, "Çözüm, ihracat ve üretimi teşvik edici önlemlerde yatıyor" dedi. HACERGEMİCİ Mayıs ayı dış ticaret rakam- lannın açıklanması ile tüketim mallanndakı ıthalata yönelik yeni önlemler gindeme gelir- ken ithalattaki arnşı "heves eko- Domisi" olarak adlandıran îhra- catçılar, ıthalata değil ihracata yönelik önlemler ahnması ge- rektiğine işaret ediyorlar. Özel- likleyoğun birtalep artışının ya- şandığı ithal otomobile yönelik önlemlerin, Tûrkiye'yi ulusla- rarası anlaşmalar karşısında zor durumda bırakacağını belirten Türkiye Ihracatçılar Meclisi (TÎM) Başkanı Okan Oğuz, "Sorunu sadece ithalattaki ar- bş olarak algilayıp tarüşmalan bu boyutta sûrdûrmek, çözüm Cumhurbaşkam TİM'I kabul ettl TÎM Başkanı Okan Oğuz, Türkiye îhracatçılar Meclisi Icra Komitesi olarak dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ziyaret ederek Türkiye'nin 7 aylık ihracan ve dış ticareti ile ilgili bilgi sundu. Sezer'in enflasyonla mücadele kampanyasına imza attığı görüşme sonrasında Oğuz, ithalatın rrenlenmesiyle ilgili olarak da "Lluslararası böyle potisiye tedbirierin fayda gctirnıeyeceğini diişünüyorum. Yapdması gereken, üretim ve ihracat aroşıyia dengeienmeye çahşıhnasT görüşünü savundu. üretmenin de önünü keser. Çö- züm ihracat ve üretimi teşvik edici önlemlerde yaüyor" dedı. Hükümetın, 9Aralık 1999 tarihinde uygulamaya koydu- ğu ekonomi programma gölge düşüren dış ticaret açığı ithal otomotivde yoğunlaşan yeni bir tartışma cephesi açtı. Dış ticaret rakamlannın itha- lat verileri üzerinde yoğunlaşı- lırken ihracann ikinci plana itil- diğini belirten TlM Başkanı Okan Oğuz, Türkıye'nin 1999 yılında son elli yılın en büyük küçülmesı ile karşı karşıya kal- dığını anımsatarak "Ekonomi yüzde 6.4 küçühnüş. 2000yıh ra- kamlannı 1999'la karşılaştır- mak o nedenle çok doğru değiL 1997 ve 1998'e bakıldığuıda dış açığın asbnda ürkütücü boyut- larda obnadığını görürüz" de- di. Oğuz, ihracatın ithalatı kar- şılama oranının düşük olduğu- nu kabul etmekle birlıkte bura- da asıl önemli olanın ithalatın önünü kesmek değil, ihracan arttırmak olduğunun altmı çiz- di. Okan Oğuz, "Ök birkaç ay otomotiv ve beyaz eşya gjbi tü- ketimmaBannatakpotrnuşoia- binr. Ancak bu heves ekonomi- si. Daha önce yüksek faizk re- poda rutulan paralar burada kâr bitincehevesekonomismcyö- neldi. Ancak bir noktada doy- mak zorunda ve o naktada geJ- miş görünüyor" diye konuştu. îthal otomobilciler Ankara yolcusu Dış ticaret açığmda faruranın kesildiği ithal otomobılciler, raporlarla Ankara'ya gidiyorlar. îthal otomobilin rakamlarla port- resini çıkaran îthal Otomobilciler, Türkiye Mümessılleri Demegi Başkanı Yuksd Mer- mer, "Hemen birtakım tedbirkr aJahm di- yoriar. Ancak getirisini, götürüsûnü besap- lamadan yoia çıkmak doğru olmaz. Rapo- rumuzda bunlan ortaya koyacağtz" dedı. Haziran ayı itiban ile yedek parça dışın- da sadece otomobil ithalatı için 1 miryar 150 milyon dolar döviz harcandığını kaydeden Mermer, bunun "800 miryon dolannın da vergi olarak devletin kasasma gittiğinr dı- le getırdi. Mermer, "Söz konusu fthalaün yüzde 50'sini zaten onlar vapmış. Vergi ge- Krse bu onlara da yansıyacak" dedi. Mermer sözlerine şöyle devam etti: "Siz, ben ithalatı keseceğun o nedenle ithal oto- mobfller Van'dan girişyapacak derseniz di- ğerülkelerindesizintekstilürünterinizeay- nı vöntemi kuflanmasmı teşvik edersuüz." Ote yandan dün Başbakan BükntEee- vit ile görüşen Iktısadı Kalkınma Vakfı Başkanı Meral Gezgin Eriş, Türkiye'nin gümrük birliği çerçevesinde ithalata engel tanımasının söz konusu olmadığına dik- kati çekerek "Hükümetin böyle düşün- mediğini de bugün Sayıa Başbakan'dan dinledik" dedi. İhracatçı ne bekliyor? • Kur baskısı ile ortaya çıkan sıkıntının aşılabilmesi için telafı edici önlemler zaman kaybetmeden alınmalı. • Exımbank'ın kaynaklan arttınlmaü. • îhracatçı-sanayicı başta enerji ve hammadde olmak üzere temel girdilenni hâlâ rakıplerinden daha pahalıya alıyor, bu konu acıl çözüme kavuşturulmalı. • Gümrük Idaresi bir reforma tabi tutulmah. • îstihdam teşviki uyguianmaJı. • Komşu ülkelerle sınır ticareti ve doğrudan ihracat olanaklannı arttıncı tedbirler alınmalı. • Kur farldanmn vergilendirilmesinden vazgeçümeli. DSVnin 'su çıkmaz'dediği bölgeyi cennete çeviren îleri ailesi hredi alamıyor calesKyııyoktan var ettiDtYARBAKIR (CumhuriyetBürosu) - Güneydoğu'da son yıllarda yaşanan kuraklık, çiftçileri büyük ölçüde mağ- dur ederken Diyarbakır'ın Cabbar Kö- yü'nde bir mucize gerçekleştirildi. DSl'nin "Suçjkmaz" dediği arazıde île- ri ailesi sondajla 21 kuyu açnrdı. Her ku- yudan saniyede 80 lıtre su elde edilırken taştan temizlenen çorak topraklar ade- ta bir vahaya dönüştü. Köyün hemen yakmında inşa edilen baraj gölünden de büyük borularla 20 bin dönümlük alan üzerinde su dağıtım ağı kuruldu. Verimli hale getirilen toprak- larda pirinç, pamuk, buğday ve sebze- den büyük rekolte elde ediliyor. Ornekköy îşadamı Bahri Üeri, bölgede doğa şartlanna bağlı ziraatten tüm yörenin büyük çile çektiğini anımsatarak şöy- le konuştu: "Sulu tanm için projeler hazuiadık ve bunlan kademen olarak yaşama ge- çirdik.Sannakbğımız20 bindönüm ara- zisi buhınan köy, adeta çağuı gerisindev - di Ben ve ağabeyim Abdullah îleri, önü- müze bir hedefkov dukveadrnı adnn bu- na ulaşmaya başladık. Bölgede örnek bir köy modeK geKştirdik. DSİ uzmanlan arazimizde yapöğı araşürmada su çık- mayacağını söyledi,ancakbizbuna inan- macnk, kendi suyumuzu kendimiz çıkar- dık.Pirinçten pamuğa kadar bölge şart- larmın 5-10 kat üstünde üriin elde edi- yoruz. Arazimizde açüğımız kuyular- dan sannede 80litre sufişku-ryor,binler- ce dönüm alan, yağmur yağmadan son teknoktji ile sulamyor." îleri ailesi, oluşturduklan balık üretim tesislerinde miryonlarcatonbalığı ihraç edi- lebilmek için işletme kredısı bekliyor. Balık üretüdi îşadamı Bahri îleri, yüzde 95'i bit- mesine karşın devletin kendilerine des- tek vermemesi nedeniyle tesisleri işlet- meye açamadıklarıru belirterek şöyle devam etti: "Ortadoğu ve Uzakdoğu'ya yönelik yeni bir pazar dinmi yakaladık. Yüda 100 miryon dolarhk birihracat po- tansiyefi var. Ancak tesislerimiz tamam- lanmasına rağmen, devletten beklediği- mizkrediyi 5 yıktar alamryoruz. Oncele- ri800işcminçahşOğıtesislerimizdebusa- yı 60'a kadar düştü. Ekonomik olarak darboğaza girdiğimiz için mecburen iş- çi çıkarmak zorunda kaldık. Göletteyü- lardır biriken bahklar adeta birbirini yi- yor. Oysa, üretime başlarsak ber iki te- • 20 bin dönüm arazi, mini baraj ve htyulardan çıkarılan suyla verimli hale getirilirken iki dev balık üretim tesisinde bulunan tonlarca aynalı sazan Ortadoğu, Uzakdoğu ve Orta Asya 'ya ihraç edilmeyi bekliyor. Ancak aile, devletten kredi alamadığı için tesislerini işletmeye açamıyor. siste 5 bin 200 işçiye iş imkânı doğacak. Ülke ekonomisine ydda miryonlarca do- lar kazandıracağız.'' 1985'ten bu yana görev yapan hükü- metlerin sürekli ekonomik kallanmapa- ketleriyle geziler düzenlediği Güney- doğu'da örnek bir tesis, devletin ilgisiz- liği yüzünden atıl durumda. îleri ailesi, bölgeye örnek olması beklenen, istihdam sorununa da katkı sağlaması planlanan tesisleri için hükümetin ilgisini bekliyor. Körfez Krizi'yle başlayan süreç, Türkiye'ye en az 80 milyar dolarlık zarara yol açtı Ambargoyla 11 yıl Körfez'e gömüldü • Ambargoyu "Türkiye için kayıp yıllar" olarak tanımlayan Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Koçer, "Ürdün ve S. Arabistan, Iran içinse 'kazanç' yıllan oldu" dedi. GAZtANTEP(AA)-Irak bir- liklerinin, 2 Ağustos 1990'da Ku- veyt'i işgali ile başlayan Körfez Knzi 11. yümagirdi. Körfez Kri- zi süreci, Irak'a uygulanan ve hâlâ kaldınlmayan ambargo ile de Türkiye için, ekonomik ve sosyal olumsuzluklann bir ara- da yaşandığı dönem oldu. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı NejatKoçer ve Gazian- tep Ticaret Odası (GTO) Baş- kanı MehmetAslan, Körfez Kri- zi ile başgösteren sürecin, Tür- kiye dışındaki birçok ülkenin le- hine sonuçlara sahne olduğunu belirttiler. Körfez Krizi ile başlayan sü- recı Türkiye için kayıp yıllar" olarak tanımlayan Koçer. "Ür- dün ve Suudi Arabistan. hatta Iraniçinisebu süreç 'kazanç' yıl- lan oldu" dedı. Bu ülkelenn, Bahh firmalann adeta taşeron- luğunu üstlendiğını ıfade eden Koçer, "Birleşmiş Milletler Ko- miserliği görevi verilen Türkiye ise kaderine terk edildi" dedi. Ambargo kevgire döndü Türkiye'nin, Irak'a uygula- nan ambargoya yönelik her tür- lü girişiminin BM taranndan en- gellendiğını vurgulayan Koçer, şunlan söyledi: "Türkive'yi,BM Yasası'nm 50. Maddesi'nden ya- rarlanma baştaolmaküzere. kri- zin çözümü konusunda biraz gev- şek buluyorum. Biz seyrediyo- ruz, dünyanuı en büyük şirket- Jeri Irak ile dolayb olarak ticari ilişki içinde bulunuyor. Ambar- goke\gire döndü. Işin içine Tür- kiye'nin girmesi söz konusu ol- duğunda ise ambargo aşümaz bir duvar haline geliyor." GTO Başkanı Aslan ise Kör- fez Krizi ile başlayan sürecin, 30 milyar doları Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne ait olmak üzere, Türkiye'nin en az 80 mil- yar dolarlık zaranna yol açtığı- nı savundu. Aslan, şöyle konuş- tu: "Bizleri bir anda çıkmaz so- kağa iten bu süreçte; bölgedeki ekonomik gelişme durdu, bin- Ierceiş>erikapandugünde2-3bnı, ayda .vaklaşık 100binaracın Irak ve üzerinden diğer ülketere git- mesi önlendi. Işsizlik çok önem- li bir sorun haline gekti." Körfez Knzı ve Irak'a uygu- lanan ambargo sonrasında, Tür- kiye'nin uğradığı zararlar, şu noktalarda yoğunlaştı: • Körfez Krizi ve Irak'a uy- gulanan ambargo sonrasında, Türidyetaşnnagelirierindenyok- sun kaldığı gibi,trafığin durma- sına bağlı olarak yol üzerinde işyerteri kapandı. • On binlerce kamyon ve TIR aûJ kaldı; geçimini sürücüJük ya- pan lar, simit satmaya, seyyar satıcıhk, ayakkabı boyacılığı ve çaycılık yapmaya başladı. Ka- pıkule'den- Habur'a kadar olan güzergâhta transit geçiş, gemi- lerle Mersin ve îskenderun li- manlanna getinlen yükün li- man ve navlun gelirlerinden bir anda yoksun kalındı. Ayrıca, Kerkük-Yumurtalık Petrol Bo- nı Hata'ndan petrol pompalan- madığı için, bonı hattı gelirle- ri ortadan kalktı. IŞÇtMNEVRENtVDEN ŞÜKRAN SONER Son haftalann hükümet - Türk-lş - DİSK ilişkile- rinde, küçük hesaplara dayalı küçük oyunlar, 12 Ey- lül sürecindeki kimi gelişmelere çok fazla benzemeT ye başladt. 12 Eylül darbeyönetimince DİSK'in fiilen kapatıl- rnası, yöneticilerinin hapse atlıp işkenceden geçi- rilmesinde Türk-lş'in uzaktan yakından bir suçu yok- tu. Ama DİSK'in başına gelenleri kendisı için bir şan- taj olarak algılayıp (ki bu algılama çok doğruydu) kurtulmak için seçtiği yöntem, Türk-lş'i hem işçile- rin, sendikal haklann hem de DİSK'in başına gelen- lerde soa/mlu yaptı. Türk-lş'in o tarihteki yönetim kadrolan, bedel öde- meden sıyırtmak, dahası kazançlı çıkmak için evren- sel sendikal değerler, ilkelerden kopmayı yeğlediler. Büyük olasılıkla bire bir dostluklan olan DİSK yöne- ticilerinin başına gelenlerden üzülmüş olsalar da dö- nemden kazançlı çıkmanın ucuz hesaplannı yaptı- lar... Askeri darbe yönetiminden gelen baskının altın^ da, uluslararası sendikal harekete, DİSK'in, sendi* kal faaliyetleri nedeniyle değil illegal siyasi faaliyetr leri nedeniyle yargılanmakta olduğu yolunda, Türk- Iş'ten resmi yazılar bile gönderildi. Türk-iş, darbe yö^ netiminin hükümetine genel sekreterini bakan bile verdi. Yine de o dönemde sendikal faaliyetlerinin bir iç genelge ile durdurulmasından, toplusözleşmele- rin DİSK üyeleri ile birlikte YHK'ye devredilmesinden kurtulamadı. Çok daha önemlisi, bugün hâlâ çok ağır bedelle- ri ödenen anayasa ve yasalardaki, işçileri, bütün sendikalan, elbette Türk-lş'i de baglayan yasaklar geldi. Kazanılmış işçi haklan, sözleşmelerle gelmiş tüm kazanımların, ücretlerin geriye çekilmesinde Türk-lş sorumluluktan pay almış oldu. DİSK'in fiilen kapalı olduğu süreçte, Türk-lş'e gizli bir rüşvet ni- teliğinde DİSK üye tabanının verilmesi bite Türk-lş'in işine yaramadı. Türk-lş, 12 Eylül artı küresel saldın ile öylesine ağır bir darbe yedi ki kendisine tepsi ile sunulan DİSK tabanına rağmen bugün 12 Eylül öncesinin çok daha altında, ancak yansında kalan toplam üyeye sahip. Sendikal gücünde, kazanılmış haklarda, ör- gütlülükte, moral değerlerde 1980'lerin çok daha gerisinde bir yerierde. Sözün özü, kiriendiği ile kaidı. Kazanmadı, çok şey kaybetti. En kötüsü, Türkiye işçı sınrfının bütününün çok şey kaybetmesinden sorumluluk aldı. Sendikasızlaştırma, işçi haklanna, emek haklan- na yönelik saldınlar öylesine etkin, sendikal örgüt- lülük öylesine ağır bir sakJın attında ki günümüzde Türk-lş, DİSK, Hak-lş, kamu sendikalannın üç kon- federasyonu birden, oluşturduklan Emek Plarfor- mu, Emek Cephesi hareketi olarak bile, uygulanmak- ta olan emek karşıtı kararlarda etkili, caydıncı yeter- li gücü meydana getiremiyoriar. ışte, IMF reçetelerini eksiksiz uygulama adına sa- dece özelleştirmede değil, sosyal güvenlık reformu, tahkim, ücretlerin daha daha aşağı çekilmesi, enf- lasyon altında kalan ücret artışlannda istediğini ya- pan hükümet karşısında her olayda yenik düşen bir işçi, emek hareketi ile karşı karşıyayız. Hep birlikte toparlanmalannı beklerken, yeni biroyuna testfm ol- muş bir Türk-lş yönetimi ile karşılaşıyoruz... Sosyal güvenlikte geçici maddelerde bugünkü üyelerinin kurtanlmasına teslim olma ayıbı yetmez- miş gibı, Türk-lş yönetimi hükümetin barajlar oyu- nuna doğrudan suç ortaklığı yapıyor. Türk-lş yöne' timi kendi sendikası için de şantaj olarak kullanılan istatistik oyunu ile yetki düşürülmesine karşı çıkmı- yor. Barajı savunmayı sürdürerek, gerçekçi istatis- tiklerte kendi sendikası için de geçerli olan tehdicfi görmezlikten geliyor. Kendi üyeleri de dahil kimi sen- dikalann, öncelikle de DİSK'in, hükümet polrtikaia- nna karşı çıktığı için cezalandınlması oyununa suç ortaklığı yapıyor. Türk-lş yönetiminin, Bayram Meral'in istatistik oyununa, DİSK'in genel kurulunda buna karşı çıkıl- masına, anlaşılmaz açıklamalanna, birdenbiretaze- lenen Bayram Merai-Bülent Ecevft yakınlaşmasf tuz biber ekiyor. Deneyimli sendikacılann istatistik oyunu ile belleri kınlmak istenen sendikal tabandan kendilerine birşevfergetebileceğini ummalan için ge- rizekâlı olmalan gerekiyor. Kaybedilen herörgütlen- me, ortadan kalkan her sözleşme örgütsuzluğü, sen- dikasızlaştırmayı perçinliyor. Var olan örgütlülük, sendikacılık için de olumsuz ömek ve geriye gidişin temelini oluşturuyorlar. ı Dert; büyümek, işçi haklannı, örgütlülüğü bulun- duğu noktadan ileriye götürmek olmayınca... Sen-1 dikal ilkeler, değerler terk edilince... Galiba tek ölçü» tek kaygı olarak; sendikal kottuğu, kişisel çıkarian kol-r lamak, şantaja boyun eğmek kalıyor. Tabii sendikal taban, işçi hareketi buna izin verirse... Bugünkü du- rumun 12 Eylül'den oldukçafartdı boyutlan olduğu^ nu görmek, aymak gerek. ; sukransoner@yahoo.com j Özel sektörden Ercel'e tepki 'Günah | keçisi aranıyor' EkoDomiServisi-An- kara Ticaret Odası Baş- kanı Sinan Aygün, Hazi- ne Müsteşan SelçukDe- miralp'in özel sektörün zam yapma alışkanlığı- m sürdürdüğü şeklinde- ki açıklamalanna tepki göstererek "Galiba enf- iasyon beklenildiğmden yüksekçıkü. Yinegünah keçisi anyorlar" dedi. ATO Başkanı Aygün, enflasyonun yüksek çık- tığı aylarda sürekli ola- rak özel sektörün suç- landığını beürterek, bu alışkanlığın devam et- mesinden üzüntü duy- duklannı söyledi. îstanbul Sanayi Oda- sı (ÎSO) Yönetim Kuru- lu Başkanı Hüsamettin Kavi, Merkez Bankası Başkanı ve Hazine Müs- teşan'nın bazı özel sek- tör firmalanna ilişkin yaptıklan açıklamalan yadırgadığım bildirdi. Kavi, bir yerde yanlışlık varsa ilgili taraflan davet edip konuşmak yerine kamuoyuna şikâyet et- menin, çözüm aramak il- kesi ile bağdaşmadığı gö- rüşünü dıle getırdi. 'Tehdit' Öte yandan, DYP Gc nel Başkan Yardımcısı Ufük Söylemez de Ha- zine Müsteşan Selçuk Demiralp ve Merke^ Bankası Başkanı Gazi Erçel'in. "talep arüşuıı firsat bflen baa kuruluş- lann fiyatlanna zam yaptıklarına" dönük açıklamalannı serbest piyasa ekonomisine vahim bir tehdit olarak niteledi. ,'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear