02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 S AĞUSTOS 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Kütüp Ege'nin bir kasabasında, aldıklan kitabı geri getirecek sorumluluk bilinci oluşmadığı gerekçesiyle îlköğretim üçüncü sınıf öğrencilerinin tiye yapılmadığı bir kütüphane ^ vardı... Yazmıştık... Kütüphaneleri 'kitap muhafaza yeri' olarak götme bilinci, Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'nün dikkatini çekmiş; Herhangi bir cezai işleme gitmeden 'fcural'ı yürürlükten kaldırmak için yerini öğrenmek istiyor- lar.... Söyleyelim: Tire'deki kütüphane... 26 Haziran Tokat'ta Tokat 26 Haziran Gazeteciler Derneği' kurulmuş. Dernek, adını Samsun'dan yola çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın 1919'da Tokat'a geldiği günden alıyor. Fakat Içişleri Bakanlığı, 3.5 aydır derneğin tüzüğü hakkında olumlu ya da olumsuz bir görüş bildirmiyor. Acaba, birileri işbirlikçilerle kuvvacılar arasında kararsız kalmış olmasın! Elektronik posta: [email protected] Tei: 0.212.512 05 06 Faks: O21&512 44 97 - Kadın eli sıkmayan kaymakam ,vali kursuna gönderilmiş... "Irticanın elinden tutanlar olduktan sonra!" ündem, kanun hükmünde kararname krizine tutulunca önemli birçok konu gü- me gitti... Bunlardan biri de Askeri Elekt- ronik Sanayii'nin (ASELSAN) 24 yıllık ku- rucu genel müdürü Hacim Kamoy'un ani bir ka- rarla emekliliğıni istemesiydi... ASELSAN Genel Sekreterliği'nden yapılan yazılı açıklamaya gore Hacim Kamoy ner ne kadar ılerle- yen yaşı nedeniyle aktif iş hayatını bitirme kararı al- mış ve bu kararı yönetım kurulunca 20 Kasım 2000 tarihinden geçerii olmak iizere kabul edifmiş ise de kâğıt üzerindeki bilgiler pek inandıncı gelmedi bize... Çünkü, yazılı açıklamanın bir yerinde "Sayın Ka- moy'un ayrılma Isteği ile ilgili bazı basın organlann- da yanlış haberler çıkmıştır" denilerek bu konuda bir açıklama yapılmasına gerek duyulduğu belirtiliyor- du... Oysa kararname krizinin ortasında ASELSAN kimsenin umurunda değildi... Kriz öncesi birtek biz yazıp çiziyorduk... Emeklilîk Topkapı Sarayı Müzesi'nin trilyonluk güvenlik sis- temi için ASELSAN "çok gizli" çalışmış, ihalesiz işi almıştı... Ama yanında ASELSAN'a iş yapan ve ASELSAN'la iş yapmış şirketler vardı. Neyse... Konumuz Topkapı değil... Konumuz F-16 savaş uçaklannın elektroniksavaş sistemlerindeki bilgisayar yazılımlan... Türkiye'deki F-16'lann yazılımlan Amerikan Lock- heed firmasıyla ortak bir Türk şirketine verildi... 180 adet yazılım çalışır durumda teslimedildi,ikinci pa- kete gelindiğinde sözleşme iptaledildi... Devreye ASELSAN girdi... ASELSAN, tek başına gerçekleştiremeyeceği ya- zılım işinde yanına Fransız Dassault fırmasını aldı... Şimdi Belçika'ya gidelim... Belçika Hava Kuvvetleri, bilgisayar yazılımlannı Dassault'tan alıp F-16'lara taktıktan sonra Belçika Hava Kuvvetleri Komutanı Jacques Lefebvre inti- har etti, alım sırasında ekonomi bakanıyken NATO Genel Sekreteri olan Wiily Claes gorevinden istifa etmekle kurtulamadı, üç yıl hapse mahkûm oldu, dö- nemin savunma bakanı Guy Coeme ve başbakan yardımcısı Guy Spitaeis danışmanlarıyla birlikle ha- pis cezalan aldı... Çünkü F-16'lara takılan sistem ça- lışmıyordu ve üstelik büyük bir rüşvet skandalı pat- lamıştı... Dönelim Ankara'ya... ASELSAN'ın Türkiye'deki F-16'lar için önerdiği 'milli' sistem, Dassault'un Belçika'daki F-16'larda ça- lışmayan yazılımının 'pasif kısmı... Ankara, sözleşmeyi geçen yıl ekim ayında iptal et- mişti; yaklasık 1 yıldır ASELSAN'la görüşmeler sü- rüyor, ikinci.yazılım paketi için sözleşme imzalana- bilmiş değil ve Hacim Kamoy emekliliğiniistedi... Emeklilik için ilginç bir zamanlama... SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKVRTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdtnç UTKU Ne demokrasmın ne de başka bır şeyın beşiğı değılız ama hâlâ sallanır durur Tûrkiyemız! Böyle çfflJrk her yerde buhmmaz! 1998-1999 ve 1999-2000 eğitim yılları geride kaldı... Birkaç hafta sonra 2000-2001 eğitim yılı baş- layacak... PTT'deki gorevinden ay- rılıp Aralık 1998'de Üsküdar'daki Sabri Artam îlköğretim Okulu'na öğ- retmen olarak atanan Nermin Eryi- ğit'i gören yok! Gören yok çünkü hakkında soruş- turma var... Hakkında soruşturma var, fakat müfettişler iki yıldır bulamıyor... Bu- lunamıyor, çünkü korunuyor... Korunuyor, çünkü müfettişlerin ge- leceğini önceden haber alıyor... Haberi alınca ya okul müdürü ta- rafından görevlendirilip bir yerlere gönderiliyor ya da izin alıyor, rapor alıyor, ortadan kayboluyor... . Soruşturma iki yıldır brtirilemi- yor... Soruşturmanın selameti için ol- sa gerek artık iki aylık raporlarla işi- ni idare ediyor. Rapor süresi bitince, kocasının okuldan atdığı sevk kâğıdıyla yeniden rapor alıyor. Yaz tatillerini, bayram tatili günle- rini raporsuz geçiriyor, okul günleri- ni raporla tamamlıyor... Soruşturmanın konusu mu? Başında taşıdığı sembol: Türban! Türbanını çıkartmamak için işe git- miyor, işe grtmediği için hem soruş- turmaya muhatap olmuyor hem de iki yıldır devletten maaşını alıyor... Uluslararası Şiir Festivali ve Yalova Pişmaniyesi HÜSEYİN DUYGU KOPENHAG - Yalova Be- ledıyesi'nin 11-13 Ağustos tarihleri arasında düzenledi- ği "Uluslararası Yalova Şiir Günlen" etkınlığine yedisi ya- bancı yaklaşık 30 şair katıldı. Şiir yazan değil, şiir okuyan biri olarak "şiir ve dayanış- ma" konulu bir konuşma yap- mam için Yalova Belediyesi beni de davet etmişti. Etkinliğe Danimarka'dan katılan Klavs Bondebjerg, Erik ve Sara Stinus, 17 Ağus- tos 1999 depremini yürekle- rinde duyan ve depremle il- gili duygu ve düşüncelerini Türkıye YazarlarSendikası'na hemen ileten yabancı ozan- lardan. Bulgarıstan'dan ka- tılan Dimitir Stefanov da öy- le. Japonya'nın Ankara Büyü- kelçiliği, bir Japon şairin şi- irini etkinlikte okusun diye kültür ataşesini gönderdi. Istanbul'dan, Ankara'dan ve Türkiye'nin başka yerierin- den gelen şairler, Yalova hal- kının çekmek zorunda kaldı- ğı dayanılmaz acıları anlatan şiirlerini okumak için Yalo- va'da ıdiler. Türkiye Yazarlar Sendikası etkinliğe tam des- tek vermek için çok sayıda- ki yöneticisini ve üyesini bu etkinliğe göndermişti. 11 Ağustos akşamı Yalo- va'ya vandığımızda, halka açık yapılması düşünülen şiirdin- letisinin hava muhalefeti yü- zünden iptal edildiğini öğren- dik. "Eh ne yapalım, öyle ol- sun" dedik. Belediyenin halk- la ilişkiler dairesinde çalışan bir görevli bizi topluca bele- diye başkan yardımcısının makamma çıkardı. Yardımcı başkan son yıllarda dinledi- ğim en iyi, en evrensel ko- nuşmayı yaptı! Yalova halkı için gösterdiğimiz duyarlılığa ve dayanışmaya candan te- şekkür etti. Yapılan programa göre 12 Ağustos günü saat 10.00'da Uğur Mumcu Salonu'nda ya- bancı konukların katılacağı "şiir ve dayamşma" üstüne bir panel yapılması gereki- yordu. Nedense salona ancak sa- at 11.00'de vardık. Yabancı şairler şiirlerini okuyup dü- şüncelerini söylediler ama, salonda konuk şairlerin dı- şında kimse yoktu. Can sıkın- tısı içinde yenen öğle yeme- ğinden sonra, saat 14.00'te tekrar salona geldik. Yalova halkı ile dayanışmalannı şair ruhu ile dile getirmek isteyen Türk şaırlerini de izlemek is- teyen bir tek Yalovalı yoktu or- talıkta. Durum böyle olunca, şair- erin hepsi belediye başkanı- la ve yardımcısına ulaştırıl- nak için bir protesto mesajı jönderdiler. Kısa bir süre için- je, "gerçekleşmeyen etkinli- )in" yapılacağı yere gelen başkan yardımcısı, etkinlik programının kendisine başka türiü aktanldığını, bundan do- layı da Yalova halkına yanlış duyurular yapıldığını söyle- di. Yabancı ve yerli şairier, "Madem ki bir yanlış anlama var, ozamanakşamyapılacak etkinliğe katılalım" dediler. Akşam saat 21 'de yapılan etkinlikte Yalova Uğur Mum- cu Salonu tıklım tıklım doluy- du. Kitaplar satıldı, imzalan- dı, resimler çekildi. Yalova Belediye Başkanı Yakup Ko- çal, eksikliklerinden dolayı belediyesi adına özürdifedi ve çok iyi bir Türkçeyle günün anlamına uygun çağdaş bir konuşma yaptı. Başkanın ar- dından bütün şairlerşiirlerin- den örnekler sundular ve biz de moralimiz düzelmiş bir şe- kilde otelimize döndük. 13 Ağustos günlü asıl prog- ramın büyük bir kısmı uygu- lanmadı, ama akşam beledi- ye başkanının elinden pla- ketlerimizi yine az sayıda iz- leyicinin önünde aldık. Kendi ülkelerinde çok seç- kin birer şair olan yabancı ko- nuklarla, Türkiye'deki hertür- lü sorunun çözümü için etkin bir şekilde çalışan Türk şair- leri sanki Yalova'da bir kültür depremi yaşadılar. Seksen bin nüfuslu bir ilin yönetimin- den sorumlu olan yönetici- ler, Uluslararası Şiir Günleri düzenlermiş gibi yaparak bu seçkin ozanları üzmekleşiir- severleri şairierle buluşturu- yoruz gibi yapıp güzel bir fır- satı kaçırmakla neyi amaç- ladılar diye halen düşünüyo- rum, Bütün bunlann üstüne, ki- mi şairler belediyenin satın aldığı kitaplann parasını ala- madan Yalova'yı terk etmek zorunda kaldılar. Çünkü, aynlacağımız gün yine hiçbir yöneticiye ulaşa- madık. Cebinde parası biten şairlerden biri, ancak "yükbi- leti" ile Istanbul feribotuna binebildi. Bizi Istanbul'a gö- türecek feribota binerken bir satıcı "Pışmanıye, Yalova piş- maniyesi" diye bağırıyordu. Satıcı sanki bu sözcüklerle bizim durumumuzu özetliyor- du. Yazıyı bitirirken bir fıkra iyi gider diye düşündüm: Yalova il olduktan sonra tö- rene, yeni atanan vali ve son kaymakamla birlikte binler- ce Yalovalı da katılmış. Çok heyecanlı bir konuşma ya- pan valiyi hiç kimse alkışla- mamış. Tören bitince kendi- sinden açıklama isteyen va- liye kaymakamın yanıtı şu ol- muş: "Efendim Yalova'da 70 yıldırkaymakam vardı. Bu halk hiçbirini takmadı. Şimdi bir günlükvaliyialkışlayacak de- ğil ya!.." Valinin başına geleni dü- şündükçe aklıma hep Yalova pişmaniyesi geliyor. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK - [email protected] ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 25 Ağustos VEZÜIS PÜSKÜRÜMCEL SOAJ&4 ?3 Y/l/A/O/4 SUGUM, UNLÜ U POĞA BtUMCtSİ VE yAZAfi GAtUS P/LMtUS SECUNPUS (K/SAC4 "ptt/V/US*') 56 YAŞIHDA ÛLPÜ. ZAMAUfNIN £H BlLG/U l/£ BSOBMU KtŞİLBIS/H- PEU eı&lY&t'• GeHEL OLAeAK,GCM4'PA £GeM£A/ DueuMMKl AML/İK Dt/Ş£/KLUĞÛMe KAZŞM, PU- UtUS, 6U K6A/7E SrGAZ (/Z4OÇA YEetEGOe >#- ŞAMAYf Y£ĞL£MrÇri- IMPAGAnDeUJĞaM ÇEŞlTLl IŞLS&ıNDE, OEt/LET SÖeevUSİ OiA£A< BULÜ- tfAtJ PtfNfC/S, 73 Y(UWti /İĞÜSTOS SONLAf&M- PA VEM/r YAMAe&AĞt PATlAOtĞı SI/ZAPA, 8lR GEMttJİH kAf > TAfJ(YDf. YANAGOAĞt C iç/fj, fjAPou TtĞt &SAAA/ ÖLÂAÛÇTİİ.. İLAN , • .-.- " '" T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE HİIKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN "•' Davacı: Mahrif Aydın Vekıli Av Hüseyın Baskın, Merkez Mah. 25 Sok. No: 12/4 Bağcılar-lstanbul Davalr Marson Rumler Aydın (Almanca yazılışr Manon Schweizer Aydın), adresi meçhul Dava: Boşanma Dava Tarihı- 28 4.1999 Hâkimlığimizin 19.7.2000 tarih, 999/265 esas ve 2000/483 karar sayılı ilamı ile davacı Mahrif Aydın ile da- valı Marson Rumler Aydın'ın (Manon Schvveizer Ayduı) boşanmaian ile ılgılı Almanya Oberhausen Yerel Mahkemesi'nin 44 F 24/97 No'lu, 15 1.1998 tarihli karannın tenfizine karar verilmiştir. Davalı Marson Rumler Aydın'ın (Marion Schweizer Aydın) adresi meçhul olduğundan boşanmanın tenfizi ilamı özetinin gazete ile ilanen tebliğine karar verilmiştir. tşbu ilamın gazetede neşnnden sonra yasal süre içinde temyiz olunmadığı takdirde karar ve ilamı kesinleşecektir. 4.8.2000 Basın: 47243 ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Güzel Buluşmalap Geçen akşam Bergarna'ya gittim. Önce Ko- zak Yaylası'nda biroksijen bayramı ciğerlerime, sonra Emır kardeşlerın galerisınde bir renk bay- ramı. Bergama kızlan, Karakeçililer, Yağcıbedir- lerle tezgâhlarda ilmik ilmik üretilen şaşılası gü- zellikler. Usta fırçalar da kıskanabilir bence. Işte bir Bergama kızı, güzel bir kırmızı, tepe- den tırnağa tutuşan bir yüreği yansıtıyor, ama hızını alamıyor, mor çiçekler açıyor göbeğin- de, şaşılası bir renk buluşması, dokuyan eller neler hissetmiş kimbilir. Gözlerim parlıyorsey- rederken. Güzel bir halı, eski bir kilim sevdi- ğim, saygı duyduğum bir ressamın yapıtı ka- dar etkiler beni, benzer mutlulukla seyrederim. Atjla Emir, Idil Biret'in konserini anlatıyor coş- kuyla. Sahneye filmler, halılar döşeniyor, renk şölenini üreten binlerce el eşlik ediyor sanat- çımıza. Tezgâhlardan tuşlara, köyden kente, ye- relden evrensele bir yolculuğun müziğini din- liyorkonuklar. Siyanürlü altına karşı çıkmanın, tepkisini, davranışını açıkça belirtmenin gize- mi de bu yolculukta bence. Doğasını, kültürü- nü korumak kararını kanıtlıyor o eylemler. Yoz- laştırma çabaları yeniden yoğunlaşsa da ge- riye dönüş kolay değil artık. Gerçeği, yapayı, doğruyu, eğriyi iyi tanıyor, aldatmacalara ödün vermiyor halkımız. Ödün verenleri de tanıyor giderek. Olaylar da kanıtlıyor, sivil toplum ör- gütlerinin varlığı, güçlenmesi de büyük önem taşıyor ülkemizde. Işsizliği, umutsuzluğu çı- karlar doğrultusunda sömürenlere karşı uya- rıdan geri kalmamak, her düzeyde davranışı- nı belirtmek gerekiyor. Dönüş yolunda mekik dokuduk Kozak yol- lannda, köylere uğradık, bir bağa daldık, üzüm topladık, bağcıyla söyleşiler yaptık. Yaylanın en güzel saati bu. Kuşlar konser veriyor, bö- cekler şarkılar söylüyor bırbirine. Derken taş sesi geliyor uzaktan. Yaklaşın- ca şaşırıyoruz. Doğa parçalanıyor, denge bo- zuluyor Kozak Yaylası'nda. Dev boyutlu kaya- lar elleri kollan kesilmiş, başları parçalanmış heykeller gibi duruyor karşımızda. Güzel bir mü- ze yağmalanmış gibi. Gözlerimden çok utan- dım doğrusu. Yaylanın dengesi bozulacak, yeşil çamlar karanlığa gömülecek giderek. Kurtuluş Savaşı'nı başaran bir ulusun çocuk- lan, torunlan taşını toprağını kurtaramıyor, do- ğasını yitirmeyi de göze alabıliyor artık! Bu or- tamı oluşturanlara ne gözle bakılabilir? ••• Belki biliyorsunuz, Kozak'ın ünlü bir helva- sı var. Arap prenslerine satılıyor. Yeşil çamla- nn fıstığı Kozak bağlarının pekmeziyle yapılı- yor, pozitif enerji üretiyor. Acıyla gülümsüyor bir dostum, dış satımın yasaklanmasını, iç pazann açılmasını öneriyor. Negatif enerji üretenlerın de yemesini diliyor. Adresleri belli değil mi? Ne dersiniz? Bu ünlü helva sıfır noktasına gelenleri de etkiler mi acaba? ••• Onlar bir yana biz yolumuzu sürdürüyoruz mavi körfezde. Yarın akşam da Genco Er- kal'ın "Ben Can Yücel" oyununu izleyeceğiz ören tepesinde. Sanatçımızdan güzel bir mer- haba Körfezlilere. En güzel 26 Ağustos sela- mı bence. Sanınm Borazan Efe de katılır bu geceye. Genco'nun soluğuna borazanıyla eş- lik eder. 1960'larda tanıdım onu. Burhaniye Beledi- yesi'nde en düşük kadroyla çalışıyordu. Yazı- lar, röportajlar, 27 Mayısçılann ilgisıyle eylemi- ne yaraşır bir düzeye vardı Borazan Efe. Aziz Nesin de güzel bir öyküyle çocuklara tanıttı onu. Borazanını alıp minareye tırmanıyor, üf- leyerek bir solukta kaçırıyor düşmanı. Borazan Efe'den ötekilere, bu kıyılarda, köy- lerde tüm savaşçılara yöneliyorum düşün- cemde. Sonra buruk bir soru yüreğimde. Bu ağustos gecesinde nice yitik canlar, yiğit savaş- çılar mezarlannda rahat uyuyor mu acaba? B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Buzdolabı, fınn, çamaşır 1 makinesi gibi 2 dayanıkh tûke- o tim mallanna venlen genel 4 ad. 2/ Aztav- 5 htoprak.Gü- fi mûşûn simge- si. 3/ "ABD Ulusal Havacı- hk ve Uzay Dairesi"... Ta- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 I I I I I ( 111 n ı1 2 3 4 5 6 7 8 9 K A T A S T R O F A R A B A | A L O F A Y IH U N E R E R | K A N T •M T A H 1 N • TK A E T A N | A Y A L R | M • T sE V 1 Y L.A U N D E •U T A K T Ü A L 1 T E hıl ürûnlerinın depo- landığı, genellikle si- 1 lindir biçiminde am- 2 bar. 4/ RÎze ılınde ün- 3 lü bır yayla. 5/ Par- . lak kırmızı renkte bir süstaşı.-.Merak, kuş- ku ve kararsızlık an- latan bir soru sözcügü. ^ 6/ Bir renk... Kumta- 8 şı...Trabzon'unbiril- 9 çesi. 7/ tnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebi- leceğıen yüksek kerte...îskambilde birrenk. 8/Fil- [ medeaktanlmışünlübırmüzikal... "Güç.kuvvet" anlamında eski sözcük. 9/ Gerçeklere ve yaşama uyumsuzluk şeklinde görülen bir ruh hastalığı. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Asya'da bır ülke 2/ Bırgözrengi... Islam'dabir mezhep mensubu. 3/ Kanunı... "Coşkunluk, dalga- lanma" anlamında eski sözcük. 4/ "Oğuz — " Ya- zanmız... Pasta, çörek. 5/ Güney Afhka Cumhun- yeti'ninplaka işaretı... Geruşliğı az ya da yetersız olan... Bağışlama. 6/ Tahılın taşlannı ayıklamakta kulla- nılan, budaksız ağaçtan yapılmış az kenariı tepsı. II "îrlandaCumhuriyetOrdusu"... Tanntarumaz. 8/Kö- pek ve ineklere yedınlmek için un ve kepekle hazır- ianan yiyecek... Yel, şımşek ve gök gürültüsü ile or- taya çıkan sağanak yağışlı hava olayı. 9/ Açıkalan- lardan ve kalabahk yerlerden korkma.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear