Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İçişleri
Bakanlığı'ndan
açıklama
• ANKARA (AA)-
Içişleri Bakanlığı'nca,
'polisin uyuşturucu
kaçakçılanyla işbırliği
yaptıgY ıddialan
konusunda dün bir yazılı
açıklama yapıldı.
Açıklamada, Türkiye'nin
uyuşturucu madde
kaçakçılığını bir insanlık
suçu olarak
değerlendirdıği ve bunu
uluslararası platformlarda
her fırsatta dile getirerek
bu suçla mücadeledeki
kararlılığın ısrarla
vurgulandığı ıfade edildi.
Kararda
değişiklik yok
• BRUKSEL(AA)-
Belçıka içişleri Bakanlığı,
Sabancı suıkastı
faıllerınden Fehriye Erdal
hakkında verilen sınır dışı
edilme karannı
değiştiremeyecelderini
açıkladı. Brüksel'in
değişik semtlerinde ve
lçişlen Bakanı Antonine
Duquesne'nin evinın
yakınlannda, önceki gün
Bakan'a karşı afış
kampanyası başlatan
DHKP-C'nin. Duquesne'i
ölümle tehdıt ettiği
bildirildi. Öteyandan,
Erdal'ın başlattığı açlık
gre\ ının bugüne kadar
sağlık denetimıni
sürdüren Geert Van
Moorter, Erdal'ın komaya
gırme tehlıkesiyle karşı
karşıya olduğunu
açıkladı.
Cep telefomı
bulundu
• ANKARA (AA)-
Eskişehir Özel Tıp
Cezaevi'ne yasadışı örgût
üyesı olmak ve bu
örgütün faaliyetlerine
katılmaktan tutuklu iki
müvekkiliyle görûşmek
üzere gelen tstanbul
Barosu'na kayıtlı Avukat
trfanCan'uı
ayakkabısının topuğunda,
gizlice içeriye sokmaya
çalıştığı cep telefonu
bulundu. Eskişehir
Cumhuriyet Savcıhgı,
olayla ilgili soruşturma
başlattı.
Vergi iade sının
belirlendi
• Ekonomi Servisi -
Bakanlar Kurulu. indirim
yoluyla telafı edilemeyen
vergilerden 1 milyar lirayı
aşan bölümün iade
edılmesını kararlaştırdı.
Bakanlar Kurulu'nun bu
konudakı karan Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, 1999 yılında
indirimli orana tabi
işlemlere ilişkin olarak
yüklenılen ve indirim
yoluyla telafî edilemeyen
vergilerden 1 milyar lirayı
aşan bölüm iade edilecek.
Maliye Bakanhğı'nın,
konuyu Bakanlar
Kurulu'nun belirlediği
sınır içinde. hazırlayacağı
bir tebliğle düzenleyeceği
belirtildi.
Gümpükçüler
bugün DGM'de
• İZMÎR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Balına
operasyonunda gözaltına
alınan. aralannda Izmir
Basmane Vergı Daıresi
Müdürü Ahmet Atış'ın da
bulunduğu 4 kişi, bugün
DGM savcılığma sevk
edilecek. lzmır Basmane
Vergı Daıresi Müdürü
Ahmet Atış ve yardımcısı
Mehmet Emin Ataş'uı da,
hayali ıhracat yapan
fırmalara KDV ödemesi
yapılmaması yönündeki
uyarılan dikkate
almadıkları belırtılıyor.
içişleri Bakanı'nın uyuşturucu kaçakçısıyla mücadelesi, polis şefliğine dek uzanıyor
Çetinkaya'yı Tantan yaküANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - "Matador" operasyonu-
nun başlatılması ıçin emir veren
içişleri Bakanı Sadetân Tan-
tan'ın uluslararası uyuşturucu
kaçakçısı Urfi Çetinkaya'ya kar-
şı açtığı savaş, polis şefliği döne-
mine uzanıyor Çetinkaya'nın,
1988 yılının Nisan ayında Istan-
bul'da polisle girdiği çatışmada
sakat kaldığı operasyonun için-
de yine Tantan'ın yer aldığı be-
lirtildi.
İçişleri Bakanı Tantan, Istan-
bul'da polis şefliği yaptığı dö-
nemde kaçakçılık yapan Çetın-
kaya'yı birkaç kez gözaltına al-
dı. Iddiaya göre Tantan, "yuka-
ndan" gelen baskılar sonucunda
serbest bırakmak zorunda kaldı.
Ancak, polis şefı Tantan ile
uyuşturucu kaçakçısı Çetinkaya
çatışmasj burada sona ermedi.
çetinkaya
cezaevine
konuldu
NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - «MatadorOperasyonu" çerçevesin-
de tutuklanan Urfi Çetinkaya, Nevşehir E Tipi Cezaevi'ne getiri-
lerek özel koguşakonuldu. "MatadorOperasyonu" kapsamında po-
lis tarafindan yakalanarak gözaltına alınan ve Ankara DGM'ce tu-
tuklanan Urfi Çetinkaya, 2 adamıyla birlikte özel bir ekiple gizlice
dün sabaha karşı Nevşehir E Tipi Cezaevi'ne getirildi.
Çetinkaya'nın uyuşturucu ka-
çakçtlığından tutûklanarak ceza-
evine gönderileceği operasyo-
nun emrini de Tantan verdi.
Urfi Çetinkaya, hafta başında
polislerce DGM'ye götürülmek
üzere araçtan çıkanlu-ken ilk
sözleri "BuıüarTantan'm tezgâ-
hı"oldu.
Çetinkaya, emniyet ifadesin-
de, sakat kaldığı çatışmayı "1998
yıhnm Nisan aymda istanbuTda
bir kadın arkadaşmun evine git-
tim. Buradald tarüşmada evepo-
KslergeML Olayyerinden kaçar-
ken poüslerin ateş açması sonu-
cu yaralandnn ve sakat kaknm"
diye anlattı. Bir başka iddıaya
göre Çetinkaya'nın sakatlandığı
operasyon, Istanbul Emniyet
Müdür Yardımcısı olduğu dö-
nemde Tantan'ın emriyle ger-
çekleştirilmişti.
Çetinkaya, DGM Hâkimi Ra-
mazanAksan'a verdiği ifadesın-
de de, Mersin'de yaklaşık 20 ton
esrar yakalanması olayıyla ilgili
olarak gözaltına alındığını, daha
sonra serbest bırakıldığını belir-
tereku
Bundan sonra İçişleri Ba-
kanı Sadettin Tantan, olavla ilgi-
li MecnYte konuşma yapb. Be-
nim suçlu oktuğumu söyledi ve
11 gün sonra hakkunda gıyabi
tutuklama karançıkanldT dedi.
1974-1980 yıllan arasında da-
ha fazla para kazanmak içın
gümrük kaçakçılığı yapmaya
başladığını anlatan Çetinkaya,
yurtdışından sigara, demir, ka-
lay, bakır, kurşun, hırdavat, ka-
kao türii maddelerin kaçakçılı-
ğını yaparak "çok büyük para-
lar" kazandığını belirtti.
Cezaevine girmeden önce ka-
çakçılık ve inşaat işlerinden 25
milyon dolar sermayesi olduğu-
nu İcaydeden Urfî Çetinkaya, bu
parayı cezaevine girmeden önce
Istanbul Tophane'de bir tefeciye
faize verdiğıni anlattı.
Matador operasyonu çerçeve-
sinde "köstebek" olduklan iddi-
asıyla 5 polis açığa alınmıştı, Is-
tanbul Emniyet Müdürlüğü Nar-
kotık Şube Müdür Yardımcısı
Hüdai Saym'ın adı da soruştur-
mada geçti.
"Evinize Tûridye'de narkotik
şubedeçahşan herhangibir kün-
se getip gitti mi" sorusuna Çetin-
kaya, "Böyle bir ola> hiçbir za-
man ohnanuşar. Narkotik şube
birimlerinde hiçbir tanıdiğun
yoktur" yanıtını verdi.
Mehmet Arıca'nın pişmanlık yasasından yararlanma başvurusu bakanlıkça reddedildi
Hizbııflalı işkeııcecisiııiıı yeni eylemleri
DtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) -Ölüm cezasıyla yargı-
lanan ve ıtırafçı olmak ıçin baş-
vuruda bulunan Hızbullah'ın iş-
kencecisi Mehmet Anca hakkın-
daki araştırma derinleştikçe ye-
ni eylemleri de ortaya çıkıyor.
Anca, ek ıddianameyle 3 yeni
eylemden daha sorumlu tutulu-
yor. Anca'mn pişmanlık yasa-
sından yararlanma talebi ise lçiş-
len Bakanlığı tarafindan uygun
görülmedı.
"Anayasaidüzeni bozarakyeri-
ne tslami esaslara dayah bir şeri-
at devieti kunnak" suçunu işledi-
ği iddiasıyla ıdamı ıstenen Meh-
met Anca ıçin hazırlanan ilk id-
dianamede, sanığın Dicle Üni-
versitesi Tıp Fakültesi'nde oku-
duğu sırada öğrenimini bu-akarak
Hizbullah saflanna katıldığı be-
lirtildi. tddianamede, 1996 yılı
içinde oluşturulan sorgulama bi-
riminin başına getirilen Mehmet
Anca'hın, ajan olarak nitelendi-
rilen, bu nedenle kaçmlıp hücre
evlerinde ve sığınaklarda hapse-
dilen örgüt mensuplannı sorgula-
dığına dikkat çekildi. Anca'nuı
Hizbullahçılar Aziz Başak, Nu-
rettinGüneş,Musa Bakışkan, Ya-
sin Özalp ve Hatip Pirizade ile
adı belirlenemeyen bir PKK'liyi
defalarca ışkence yaparak sorgu-
ladığı, YılmazGökçe, Hasan Bo-
zan ve Fuat Sincar'ı da işkence
ile öldürdüğü belirtildi.
6 işkence ve 3 de işkence ile
adam öldürmeden sorumlu tu-
rulan Anca'nın, önceki gün gö-
rülen oturumda başka eylemler
de gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
DGM savcısı ÖmerTuncaytpek
tarafindan örgütün üst düzey as-
ken kanat yönericilerinden Ce-
Abdıdaziz Tunç hakkmda daha sonra açıklamalarda bulunacağuu belirten Edip Gümüş, diğer sanık Gazi
Kavan'ı şahsen tammaıiıgmı belirterek "Ancak Mardin'de bulunduğum sırada isnıini duydum" dedi
mal Tutar'm ifadelenne dayanı-
larak hazırlanan ek iddıaname-
de, Anca'mn eski Hizbullahçı-
lardan Şaban Kurmuş'u kaçırdı-
ğı, şahsın akıbetinin bilinmedi-
ği, Haydar Kaya'yı sorguladık-
tan sonra öldürdüğü ancak cese-
dinin bulunmadığı, Bismilli Sa-
bahartin adlı birinı de sorguladı-
ğı ancak akıbetinin bilinmediği
belirtildi. Anca'nuı bu eylemler
nedeniyle 146. madde uyannca
idamı istendi.
Mehmet Anca, eylemlerden
haberi olmadığını belirterek Ce-
mal Tutar'm kendisine iftira at-
tığım iddia etti. Mahkemede
Anca'nm pişmanlık başvurusu-
na içişleri Bakanlığı'ndan gelen
yanıt da okundu. Yazıda, An-
ca'mn "mensubu olduğu örgü-
tün dağılmasına yetecek derece-
de bUgi ve belgevermediği ve bu-
nun için çaba göstennediği'' vur-
gulanarak pişmanlık yasasından
yararlandınlmaması yönünde
görüş bildirildi. Anca da, kendi-
sinin pişmanlık başvurusundan
sonra, geçen 6 aylık süre içinde
emniyetteki birimlere yeni bilgi-
ler verdiğini, bu yüzden başvu-
rusunun yeniden bakanlığa gön-
derilmesini istedi.
Hizbullah'ın çökertilmesinde
önenıli katkılan bulunan ve piş-
manlık yasasından yararlandınl-
ması kararlaştınlan itirafçı Ab-
dulaziz Tunç'un dün görülen du-
ruşmasında ise Edip Gümüş ta-
nık olarak dinlendı. Diyarbakır 3
No'lu Devlct Güvenlik Mahke-
mesi'nde görülen duruşmada,
Gazi Kavan ile birlikte "Türkiye
Cumhuriyeti Devieti'nin anaya-
sal düzenini değiştirip şeri esasla-
ra dayah devlet düzeni kunnaya
yönelik faalhetlenk bulunan ya-
sadışı Hizbullah örgütü üyesi ol-
mak" iddiasıyla ve TCY'nin
146'ncı maddesi uyannca idam
istemiyle yargılanan Tunç hazır
bulundu.
Abdulaziz Tunç ise yargılan-
masuun uzamaması ve hakkın-
daki karann açıklanması için
Gümüş'ün kendisi hakkında bil-
diklerinı anlatmasını istedi. An-
cak Gümüş bunu reddetti. Mah-
keme heyeti, yargılamayı ileri
bir tarihe erteledi.
Diyarbakır
Vasatçılar
yargıda
DİY\RBAKIR (Cum-
huriyetBürosu)- Şanlıur-
fa'nın Birecik ilçesinde
31 Mart tarihinde gerçek-
leştirilen operasyonda
Terörle Mücedele Büro
Amiri komiser AB Os-
man Sançah'nın şehit
edilmesi olayını gerçek-
leştiren Mehmet Murat
Yürekli'nın de aralannda
bulunduğu Hizbullah'ın
Vasat grubuna mensup
10 samğm yargılanması-
na Diyarbakır 3 No'lu
DGM'de devam edildi.
Duruşmaya tutuklu sa-
nıklar Mehmet Murat
Yürekli, Bahri Bozak,
Abduüab Çetin, Mehmet
Şah Yürekli, Salih Aslan,
Abdullah Ferit Erkan,
Hasan Yüdınmdağı,
Mehmet Özdalan veSuat
Temel ile tutuksuz sanık
Ibrahim Hanl Özbiber
mahkemeye gelmeleri
için celp yazısı yazılma-
dığmdan duruşmaya gel-
mediler. Avukatlar SıdJa
Zilan, başkomiserin öl-
dürülmesi olayımn siyasi
bir yönünün olmadığını
belirterek sanıklardan
Mehmet Murat Yürekli
dışmdakilerinin tümünün
tahliye edilmesi gerektiği
öne sürdü. Duruşma ileri
bir tarihe ertelendi.
^?&f *3SS- tp&se i » > i ^ * *-*ss > ^ ı «•-« «~— •»—-•" -
Feihullah Gülen dosyasıIstanbul DGM'de
Istanbul Haber Servisi - Ankara 2
No'lu DGM tarafindan hakkında gı-
yabi tutuklama karan verilen Fethufiah
Gükn'ın dosyası, avukatlannm kara-
ra itirazı üzerine gönderildiği tstanbul
DGM'ye dün ulaşü. Toplam 12 kla-
sörden oluşan dosya, Şerafettin Iste
başkanhğındaki Istanbul 2 No'lu
DGM heyetince incelenecek. Prosedûr
gereği itiraz hakkında 3 gün içinde ka-
rar verilmesi gerekirken dosyanın 12
klasörden oluşması nedeniyle busüre-
nin uzayabileceği belirtildi.
Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı
Nuh Mete Yüksei, yaklaşık 1 buçuk
yıldır hakkında 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu'nun 7. maddesi
uyannca soruşturma yürüttügü Fethul-
lah Gülen'in gıyaben tutuklanması
amacıyla 3 Ağustos 2000 tarihinde
Ankara 1 No'lu Yedek Hâkunliği'ne
başvurmuştu. Yedek Hâkim Ramazan
Aksan, başvoıruyu 7 Ağustos 2000 ta-
rihinde sonuçlandırarak Gülen'in gı-
yaben tutuklanması istemini reddet-
mişti. Savcı Yüksel, bu karara ertesi
gün itiraz etmiş, Gülen hakkında gıya-
bi tutuklama karan çıkartılmıştı. Gü-
len'in avukatlan ise bir üst mahkemeye
itiraz etmişti. Itirazı değerlendiren An-
kara 1 No'lu DGM heyeti üyesi Isma-
3 Hryaki de Başkan Mehmet Orhan
Karadeniz ve diğer üye Süreyya Gö-
nül'ün izinli olduJdan gerekçesiyle iti-
razı karara bağlamak üzere dosyayı Is-
tanbul DGM'ye göndermişti.
İJU5IRMIKIAYDIN ENGİN .nettr
Bizim manav Sabri kopuğu
iyiden iyiye azdı. Biryandan ko-
ca bir karpuzu atıp atıp tutu-
yor, bir yandan da çarşıyı çın-
latıyon
- Çankaya karpuzu bunlar
abiili, Çankayaaa!.. Heybabam
heeyy! Tadından yenmeeeez
bunlaaaaar!..
Beni gordü gömnesine, ama
domuzuna görmezden geliyor.
Karpuzu çırağa fırlatt:
- Tart oğlum şunu gazeteci
abime... Karamamesiz olsuuu-
uun!..
İtiraz nafile. Koca karpuzu
yüklenip eve geldim. Kestim.
Tattım. Bizim kopuk haklı. Sa-
hiden tadından yenmiyor...
Sizin çevrenizi bilmem, ama
benim önceki akşam, dün, dün
akşam, dün gece karşılaştıkla-
nm nedense ve sözleşmişler
gibi bir "karpuz" muhabbeti
tutturmuşlardı.
Manav Sabri, "Çankaya kar-
puzu" pazartayıp müşterisini
ikiye katlıyor; gazeteye uğra-
yan eski bir "mapushane" ar-
kadaşı, "AydınAbi, televizyon-
da gördün mü, eşekten düş-
müş karpuz gibiydi" diye siya-
Karamamesiz Çankaya Karpuzu...
setin tepelerindeki birilerine laf
çarptınyordu. Bir arkadaşım,
bindiği dolmuşun şoföründen
aktardı.
- Yeni cumbabamızı bunlar
kendileri seçmedi mi abi? Ke-
lek diye seçmişler, ama şöyle
helalinden şekergibi karpuz çı-
kınca ağlamaya başladılar...
Kabul edin ki şu ağustos sı-
cağında buz gibi bir karpuz iyi
gidiyor. Içiniz serinliyor, sıcağın
boğuntusunu gideriyor.
• • •
Sabri'yi de, karpuzculan da
biryana bırakalım.
Ne oldu? Ya da olan nedir?
Cumhurbaşkanı Sezer, ka-
rarnameye ilk kez neden karşı
çıktıysa ve kararnameyi ne
yaptıysa yine onu yaptı; imza-
lamadan geri yolladı. .
Yani, Başbakan'ın "Dûşün-
mek bile istemiyorum" dediği
oldu?
Gördüğünüz gibi, devlet kri-
zi mrizi de çıkmadı. Çıkan "hu-
kuk"tan ibaret. Çankaya'dan
bir kez daha hukuk çıktı.
Bundan sonrası malum, ister
olağanüstü toplantıya çağıra-
caklar, ister sonbahan bekle-
yecekler; kararnameyi yasata-
sansınaçevirecekler; Meclis iç-
tüzüğünde yazılı süreç (prose-
dür) işleyecek; devlet erkinin en
yüksek gücü Meclis, tasanyı
benimserse yasalaşacak; be-
nimsemezse tasan çöpe gide-
cek.
Yani bir parlamenter demok-
raside yasama-yürütme erkle-
ri arasındaki ilişki nasıl yürüyor-
sa, öyle yürüyecek.
Hükümet, karamamede ön-
gördüğu hedefi gerçekten çok
önemsiyorsa, ki bu güne kadar
yapıp ettikleri, söyleyip açıkla-
dıklan çok çok önemsedikleıi-
ni gösteriyor, örneğin "tahkim
yasa tasansı"nda yaptıklan gi-
bi parti gruplannda sıkfyönetrm
ilan ederler, parti içi demokra-
si yerine ikame ettikleri "çelik
disiplini" işletirler, tasanyı ya-
salaştınriar; muratlannaererler.
Başka bir yolu, çıkan yok.
Çünkü başta yapmalan gere-
keni yapmayıp üstüne üstlük
gözümüzün içine baka baka
"randevu yalanlan" sıralayıp
salt Çankaya'yı değil, laik, de-
mokratik bir cumhuriyetten ya-
na olan bizleri de "kriz" şanta-
jı, "şeriatçf memurlar devieti
ete geçirmek üzere; gecikirsek
yandık" tehditieri ile sindirme-
ye çalışanlann yanlış hesabı
Çankaya'dan döndü.
Bundan sonra ya dogru he-
sap yapmayı öğrenecekler ya
da Çankaya'dan geri dönmeyi
adet edinecekler.
Kendi bilecekleri iş!
•••
Eğer hâlâ şeriatçı memurla-
nn devleti ele geçirmek üzere
olduğundan eminlerse, bu bil-
gileri ciddi bir temele ve istih-
barata dayanıyorsa, bu kök-
tendinci tehdidin kimlerden
oluştuğunu ad ad, kişi kişi bi-
liyorlarsa, kararname taslağı-
nı yasatasansınaçevirip Mec-
lis'ten çıkanncaya kadar ge-
çecek sürede, bu memurlan
kendi bakanlıklannda etkisiz
görevlere kaydırsınlar; mec-
buri izne çıkarsınlar; yasalar
görevlerini değiştirmeye ola-
naktanımıyorsa, makamların-
da boş oturmalannı sağlasın-
lar.
"E, bu kadar zaman, bu
adamlara devlet kasasından
maaş mı ödeyeceğiz" dema-
gojisine ise sakırt ha sakın baş-
vurmasınlar.
Yutmayız.
Sayısını bir türlü açıklama-
dıklan "şeriatçı memurlar'aya-
sa çıkıncaya kadar ödenecek
maaşlan toplasanız, haklann-
da bugüne dek hiç kararname
çıkarmaya gereksinim duyul-
mayan banka hortumculannın,
borsa vurgunculannın, KDV ia-
desi hırsızlannın, kamu malı
soygunculannın bizden çaldık-
lannın yanında devede kulak
bile kalmaz.
Bu konuda hükümete yapa-
bileceğimiz son "kıyak" bu ak-
lı vermekten ibaret.
Kendileri bunu niye düşüne-
medi derseniz...
Onlann niyeti üzüm yemek
değil, bağcıyı dövmekti...
Gel gör ki bağcı zorlu çıktı!.
• • w • •
POLİTİKA GUNLÜGÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Mendil Satan
Çocuklar...
Trafik, Kabataş'ageldiğimizdeyinesıkışıktı. Üst
geçidin üzerinden yedi-sekiz çocuk koşarak aşa-
ğı indiler. Yaşlan 8-10 arasında değişen kızlı erkek-
li grup otomobillereyöneldı:
"Mendil, ciklet, mendil, ciklet!.."
Onlan yıllardır aynı yerde görüyorum...
Beş yıl önce 8-10 yaşında olanlar bugün Kaba-
taştayoklart.
Büyüyenler kayboluyor, küçükler geliyor...
Dün sabah gazeteleri okuyunca, Büyükçekme-
ce'deki Beylikdüzü nde yaşanan olaya hıç şaşır-
madım...
Çünkü toplum 'mendil ve ciklet' satan çocuk-
lara karşı koşullandınlmıştı...
Onlar sokak çocuklarıydı, tinerciydi, gaspçıy-
dı!..
İki yıl önce, yine Kabataş'ta 10 yaşlarında men-
dilci bir kız çocuğu, otomobilden inen iri yarı, bı-
yıklı şehir magandası tarafindan herkesin gözü
önünde saçlanndan sürüklenip tekmelenmişti...
Olaya izleyıcı kalamazdım. Otomobilden inip en-
gellemiştim...
Şehir magandası, "yuh" sesleri arasında ben-
zinciye girmek zorunda kalmıştı...
Beylikdüzü'nde yaşanan olay, toplumun ne den-
li sevgisiz olduğunu gösteren fotoğraftı...
Mendil satan 10 yaşındaki L-A. adlı kız çocuğu,
restoranın müdürü ve bir garson tarafindan 'müş-
terileri rahatsrz ettiği' gerekçesiyle, saçlanndan
tutulup ıçerı sokuluyor ve denn dondurucuya ko-
nuluyor...
Tüm bunlar müşterilerin gözleri önünde yaşa-
nıyor. 10 yaşındaki LA.'nın çığlıkları bu kez müş-
terileri rahatsız ediyor...
Restoranın müdürü dıretiyor:
"Cezasını çekecek!"
Müşteriler yalvanyor
"Yapmayın günahtır!"
Sonunda polis aranıyor...
• • •
10 yaşındaki L.A., mendil satarak ailesinin büt-
çesine katkıda bulunuyordu...
LA. savcılıktaki ifadesinde şöyle diyor:
"llkokul beşinci sınıfa gidiyorum. Okullaraçılma-
dan önce çalışarak para biriktihyordum. Biz 5-6
kişiydik. Garsonlar kovalamaya başladı, arkadaş-
lanm kaçtı, ben yakalandım..."
Bu olay oldukça düşündürücüdüri..
Devlet baba her mendil, çiçek, ciklet satan ço-
cuğu 'tinerci', 'katil
1
, 'hırsız' ve 'sokak çocuğu'
olarak görür, suçlu ilan ederse, L.A. gibilerini de-
rin dondurucuya koyanların sayısı gıderek artari..
Ortaya çıkan fotoğraf, Türkiye'nin sosyal ve eko-
nomik yapısını sergiliyor...
Sokak çocuklarını korumak başka şeydir, men-
dil satan çocuklan cezalandırmak başka şeyL
Mendil satan çocuklardan alışveriş yapan, altı ay
hapis cezasıyla yargılanacak Türkiye'de...
Burada amaç nedir?
Galiba şu oluyor:
"Mendil satan çocuklar, fuhuş, alkollü içki, ba-
li, tiner gibi uçucu maddelen kullanma alışkanlı-
ğı, cinseltacize uğrama, hırsızlık, yaralama, öldür-
me olaylanna girme eğilimi gösteriyortar..."
Istanbul Valiliği bu konuda önlem alıyor!..
Işin ilginç yani, karar 19 Ağustos 2000 tarihli
Resmi Gazete'de yayımlanıyor!..
Acaba Istanbul Valiliği'nin 'Çocuk Haklan Söz-
leşmesi'ne Türkiye'nin imza attığından haberi var
mıdır?
Neden olmasın, Birinci Çocuk Kuruftayı Istan-
bul'da yapıldı...
Peki, devletimiz çocuk haklannısavunuyormu?
Çocuklann mendil satmasını önlemeye çalışan
devletimiz, bir sosyo-ekonomik olguyla karşı kar-
şıya olduğunun farkında mı?
Bir başka soru:
"Devletimiz özürlü çocuklann eğitim ve sağlık
sorunlanyla ne denli ilgili?"
• • •
İki yıl önce bir şehir magandası mendil satan kız
çocuğunu saçlanndan tutup yolda sürükleyerek
dövmüş, beş yıl sonra iki şehir magandası LA'yı
derin dondurucunun içine kapatmıştı...
Yasalar, çocuklara yargısız infaz yapan, onlan iş-
kenceden geçtrenlere ne gibi ceza uyguluyor?
Çocuklar yannlann güvencesi!..
Çocuklar geleceğimiz!..
Benim ülkemde çocuklar cezaevlerinde öldürü-
lür, benim ülkemde mendil satan çocuklar de-
rin donduruculara kapatılır!..
Benim ülkemde 15-16 yaşındaki çocuklar 'te-
rör örgütüne yataklıkyapma suçundan' hapis ya-
tar!..
Benim ülkemde çocuklara cezaevlerinde teca-
vüz edilir!..
Benim ülkemde çocuk olmak zordur efendi-
ler, beyler!..
Sahi sizler hiç çocuk olmadınız mı?..
hikmetcetinkayaij cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
7* Cumhuriyet
^ . kitap kulübü
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2 BASI
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
SANCILI YILLAR KUJATILMIJ
SOKAKLAR
4 BAS!
KUZU POSTUNDA KURT
ZAMBAK SANA DA BÜLAJTI KAN
DİN BARONUNUN KAZURI
A$IK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
ŞERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN JEYTAN ÜÇ6ENİ
6ÖZLERİN POYRAZ
Cumhunyet Kitap Kulûbu Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad.
No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstantml Tel. 514 01 96