24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 4 AĞUSTOS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JidJVUiıI_Jİ.TJ_I / ekonomi(gcumhuriyet.com.tr 13 Ayçiçek aftm fiyaü belinlendi • SAMSUN (Cumhuriyet)-Yağlık ayçiçek alımfiyatı165 bin lira olarak belirlendi. Üreticilerin eline destekleme bedeli ile birlikte 200 bin lira geçecek. Karadenizbirlik Genel Müdürii Ebubekir Türk, ürün bedellerinın ûreticiye peşin ödeneceğını belirterek "Devlet destekleme bedeli ıle beraber üreticilerimizin buğdayın iki katı ücret almalan sağlanacaktır" dedi. Ikincil yakıta fon desteği • ANKARA(AA)- tkincıl yakıt kullanımından kaynaklanan maliyet artışı Elektrik Enerjisı Fonu'ndan karşılanacak. Resmi Gazete'de yayınlanan değişiklik 1 Ocak 2000'den sonra başlayan doğal gaz santrallerinin maliyet artışlarını da kapsayacak. Uygulamada şirketlerle yapılan sözleşmeler gereği, yangın, deprem, sıcak savaş durumunda ikincil yakıtla çahşabilen doğal gaz santrallenne ikincil yakıta geçmeleri durumunda ortaya çıkacak maliyet artışlan için şirketlere yapılacak ödemelerin Fon'dan karşılanacağı belirtjldj, İSO'nun araştırmalan, küçük işletmelerin gidişinin pek parlak olmadığmı gösterdi KOBPler de faize yöneldiEkonotni Servia- tstanbul Sanayi Oda- sı'nın (ISO) geçen yıla üişkın "tkinci500 Bûyük Sanayi Kuruluşu" araştırması, Türkiye'de büyük sanayicinin olduğu kadar küçük işletmelerin de üretmek ye- rine ranttan kazanmayı tercih ettiğini ortaya koydu. tkinci 500 büyük sanayi kuruluşunun faaliyet dışı gelirleri 1999 yılında 241 trilyon 39 milyar TL olurken vergi ön- cesi net bilanço kârlan 63 trilyon 181 mil- yar TLde kaldı. Ikinci 500 büyük sana- yi kuruluşunun faaliyet dışı gelirlerinin net bilanço kânna oranı ise 1997 'de yüz- de 71.23 iken 1998'deyüzde 127.69'a, geçen yıl ise yüzde 381.5'e yükseldi. Yûzde 23 reel kûçûlme İSO'nun araştırmasına göre, ikinci 500 büyük kuruluş, reel bazda yüzde 23'lük bir küçülme ile birinci 500'den de kötü bir tablo ortaya koydu. Satış ge- lirleri reel olarak yüzde 6 daralan ikin- ci büyük 500 firmalan, bu açıdan da pek parlak bir durum sergilemedi. tkin- ci büyük 500'ün ihracat performansı ise yüzde 7'lik birartışla umut verdi. Önceki yıl 32. sırada yer alan Oysa îs- 2000yılmdan fazia umutiu olmayan küçükişletmeler, faaliyetdışı geliriere vöneli>or. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruiuşu Rrma Oönem Kân (Vergi öncesi-1.000.000 TL) 1-Oysalskenderun Çimento 2.940.032 2. Kütahya Şeker Fabrikası 3. Keskınkılıç Gıda 4. Saray Döküm ve Mad. Aksam 5. Doğuş Tekstil Işletmeleri 6. özdemir Boru Profil San. 7. Balsu Marketing Dış Ticaret 8. Yibitaş Yozgat İşçi Birliği Inş. -687.661 7.709 1.712.729 89.839 2.303.106 -9.622.936 3.891.659 ikasKâğıt veOI. MıASan^-803.864^ 10. Başer Iplik Dokuma San. 170.942 kenderun Çimento birinci oldu. 10 tril- yon 178 milyar lirahk net satış hasılatı elde edilen Oysa Iskenderun Çimen- to'yu ve özelleştirme kapsamına alınma- sı planlanan kamu kuruluşlanndan Kü- tahya Şeker Fabrikası izledi. tSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsa- mettin Kavi de 2000 yılının ilk yansın- daki gelişmelere karşın "EkonomikDu- rum TesprtiAnketÇalışması"nın sonuç- lannın "henüz iyi bir trend yakalana- madığını" ortaya koyduğunu söyledi. Küçük ölçekli işletmeler, bu yılın ilk yansında beklenen üretim artışını ger- çekleştiremedi, yüzde 28.7'si ise üreti- mini azaltmak zorunda kaldı. İSO Baş- kanı Kavi. "Geçen yıl ekonominin bü- yük bovuttadaralmasuım ardmdan, 2000 yılında da hâlâ küçük işletmelerin üre- timde düşüş bikürmeieriendişeverkidir'' diye konuştu. Hüsamettin Kavi, ISO meclis toplantısında da "Ekonomik Prog- ram aksamaktadır, buna müsaade edi- lemez" görüşünü dile getırdi. Bu arada İSO'nun ekonomik durum anketine katılan üyelerin verdikleri ce- vaplardan, yılın ilk 6 ayında sanayi ku- ruluşlannın genelindefinansmandar- boğazı içinde olanlann oranının yüz- de 47.6 olduğunu ortaya koydu. Personel fazlasından şikâyet eden ÖİB, satılacak kurumlara eleman alımını sürdürüyor Kamu istihdamında çelişki yumağıANKARA (ANKA) - Özel- leştirme kapsamına alınan ka- mu kurum ve kuruluşlannda, 1999'da Özelleştirme ldaresi BaşkanJığı'nın (ÖlB) "otanıy- la" 2 bine yakın kişinin işe ahndığı belirlendi. Kamuda personel fazlasın- dan sürekli şikâyet eden hü- kümetin, diğer yandan özel- leştirilecek kamu kurum ve ku- ruluşlanna aralıksız personel al- ması istihdam politikalannda- ki yanlışlan gözler önüne se- riyor. ÖlB'den alman bilgiye göre personel alımı için Devlet Per- sonel Başkanhğr'-fla (DPB) ya- • Özelleştirme sürecinde bulunan kamu kurum ve kuruluşlannda 1999 yılı içinde Özelleştirme îdaresi Başkanlığı'nın 'oluruyla' 2000'e yakın kişinin işe ahndığı ortaya çıktı. pılan başvurulara izin çıktığı ve belirlenen kadrolann işe baş- ladığı kaydedildi. Petrol Ofısi AŞ'nin (POAŞ) özel sektöre devri öncesinde ihtiyaç bildirmesi üzerine ÖlB 167 kişi için DPB'den izin ıs- tedi. Türkiye Petrolleri AŞ'nin (TÜPRAŞ) 48 personel alma- sı için izin verildi. Özelleştirme çalışmalan sü- ren SEKA, geçen yıl 64 kişi- nin işe alınması için başvur- du. Özelleştirme ldaresi. bu başvuru üzerine 64 kişeden 40'ının "açıktan atamalan- nın" yapılabilmesı için DPB'den izin istedi. ÖlB. Tür- kiye Gübre Sanayi AŞ'nin (TÜGSAŞ) talebi doğrultu- sunda 233 kişinin işe ahnrna- sı için DPB'ye başvurdu. TÜS- TAŞ'a 50, Zirai Donatım Ku- rumu'na ise anılan dönemde 206 geçici işçi alındı. "Açıktan atama" yoluyla özürlü ve eski hükümlü isdih- dam etmek için başvuran ku- rumlar ile işe almak istediği personel sayısuıın dağılımı ise şöyle^erçekleşti: "TUGSAŞ ve Deniz NakB- yat'a 13'er kişi, Asil Çelik'e 23 İdşi, POAŞ'a 4 kişi, Ankara Si- gorta'ya 3 kişi, TÜPRAŞ'a 83 kişi, IĞSAŞ'a 10 kişi, Isdemir Şimdi O'nu düşünmenin AŞ'ye 18 kişi,TURBAN AŞ'ye 14 kişi, SEKA'ya 9 kişi ve Ge- mi Sanayii'ne 69 kişi." THY genelgeye takıldı özelleştirilmesi sürekli gün- demde rutulan THY'nin, 450 personel alınması için başvur- duğu belirlendi. THY'nin bu isteği, Başbakanlık tarafından yayımlanan personel alımını yasaklayan genelge nedeniyle onay bulmadı. Ancak, bu ge- nelgenin gevşetilmesine para- lel personel ahmmın yapıldı- ğı belirtiliyor. Gemsan'ın ise 78 personel için ihtiyaç bildirdi- ği kaydedildi. OUŞUIMEN 'MÖTOR 1.4litre 97 PS, 1.6 litre 110 PS Corolla. 'O varsa, sorun yok/ Beklemeyin. Toyota Plaza'lara gelin. 2001 model Corolla'nın üstün performans, konfor ve güvenlik özelliklerini kendiniz test edin! Dilerseniz, O'na 4 8 aya varan kolay ödeme seçeneklerîyle, hemen sahip olun. TOYOTA S A Toyota değiştiri r! İŞÇtMNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dalkavuk Anlayışızhğa simge olmuş, hani şu ünlü Fransız kra- liçesiAntuanet'ın Ekmekbulamıyorlarsapastayesın- ler" sözü var ya. Bence bizim medyanın kimi düzen dal- kavuklannın duyarsızlığı, pişkinlıği yanında haftf kalryor. Oldum olası kraldan çok kralcılann, dalkavuklann, ken- di kimliklenni satmış olmaktan kaynaklanan acımasız- lıklanndan urkmüşümdür. Polemik yapmaktan hoşlanmadığım için bu tûr ko- nularda genelieştirmeyi yeğlerim. Zaten kimi davranış- lann Ahmet ya da Mehmet'e ait olması çok da önemli değıldir. Davranış türünün yaygınlaşması, olumsuz so- nuçlan önemlidir. Kim bilir hangi ilişkiler içinde köşe kapmış, kendini kurtarmış yazar fetva veriyor belediye işçilerinin grevi nedeniyle sokaklarda çöp birikmesinin bağışlanamaz, hoş göfülemez bir durum olduğundan söz ediyor. Halk sağlığını tehdit eden grev eyleminin çağ- dışı olduğu sonucuna vararak ışçilerın başka yollardan haklannı aramalan gerektiği sonucuna vanyor. Olaya böyle yaklaşan tek bir yıldız gazeteci ofsaydı; kendi sorumsuzluğuna, yaşamdan kopukluğuna, kim- lik bunalımına, züppeliğine venp üzerinde durmaya değ- meyebilırdi. Ne yazık ki çok yaygın, habederin yoaımu- na bile yansıyan genel bir yaklaşım. Günümüzde hangı nedenle, hangi koşullarda olursa olsun, işçilerin yasal grev haklannı kullanmalan, eylem yapmaları yargılanıyor; toplumsal bir suç gibi gösterile- rek sonuçta toplumun algılaması buna göre yönlendi- riliyor. Sokaklarda gerçekten insanlan rahatsız eden, fazia birikmesi halinde gerçekten de halkın sağlığını tehdit ede- bilecek çöplerin toplanması, toplusözleşme masaan- da hakkını alamayan, grev yapan işçinin mi suçu? Yok- sa işçinin hakkını vermeyen belediyeleryönetiminin mi? Ya da belediyelerin kaynaklannın yerinde kullanılması- nı denetlemeyip kendi iktidanna yakın olanlan besleye- rek başka partilerden olanlan cezalandıran siyasi ikti- dann mı? Doğrusu 21. yüzyılda, tam olmasa da demokrasiyi, sendikal haklan yıllardır uygulamış bir üfkede grev hak- kının tartışılmazlığını tartışmak zorunda kalmak yeterin- ce utanç venci. Grev, Marksist düzende değıl, kapita- list düzende; tek başına işveren karşısında guçsüz iş- çinin haklannı anırlı da olsa koruyabılmesi, alabilmea için getirilmiş, uluslararası, ulusal hukuk guvencelen al- tına sokulmuş, tartışılmaz kabul edilmiş bir hak. Mantığında da, işveren karşısında ezilmeye mahkûm, güçsuz işçilerin, sendikal orgütlenme içinde güçlerini bir- leştirmeleri ve üretimden gelen güçlerini kullanmalan, yani çalışmamalan var. Ancak bu ydla, yani işveren za- rara uğradığında, zorianabıldiği ölçude, kazancından makul bir payı işçiye verebilecegı gerçeğinden yola çı- kılmış. Kapitalist düzenin, demokrasi içinde uzun dene- yimlerinin sonucunda, grev hakkı olan ışçının, grev teh- didi ile, olmazsa greve çıkarak işvereni hak vermeye zor- layabileceği tartışılmaz bir gerçeklik olarak benimsen- miş, grev hakkı da işte bu nedenle tartışılamaz bir hak olarak hukuk güvencesine alınmış. Grev işverene zarar verdiği ölçude, öncelikle işçinin, sendikanın canını yakan, bu nedenle de yaşam prati- ğinde kolay kolay kullanılmayan, ancak çaresiz kalındı- ğında gündeme gelen bir silah. \şierin iyi gittıği, sosyal barışın geçerli olduğu dönemlerde, demokrasilerde, sendikalar öyle cart curt greve çıkmıyoriar. Çıkmak zo- runda kaldıklannda da kimsenin aklına grev yapan iş- çiyı, sendikayı suçlamak gelmiyor. Dünyantn bütün ülkelerin- de grev olduğunda medya, köşe yazarlan; işçi sendika- lannın ne istediğini, işveren tarafister özel, isterkamu ol- sun ne verdiğıni, işletmele- rin ve ekonominin gerçeklik- lerini, ücretlenn genel düze- yini tartışarak uyuşmazlık konusu olayda çözüm anyor. Kamuoyunu da bu ölçüler içinde oluşturarak taraflan toplu pazarlık mantığı için- de uzlaşmaya zorluyor. Bizde 12 Eylül sonrasının, 'özalizm In yükselen değer- leri ile oluşmuş kafalannda toplu pazarlık düzeni, sen- dikal haklar, grev hakkı, var- lık nedeni ile birlikte nerede ise suç. Yıllardır işçi ücret- lerinin ekonomik gelişmenin önünde engel oluşturduğu, dahası enflasyonla savaşımı- nın başanya ulaşmasını boz- duğu propagandası yapıldı. Çoğuniuk, medya yonlen- dirmesine, kraldan çok kral- cı düzen dalkavuklannın be- yin yıkamasına teslim oldu. İşçi ücretlerinin maliyet için- dekı paylannın hiçbir dönem 10-15'i geçmediği, kredi, fa- iz maliyetlennin birkaç katı pay oluşturduğu bir yapılan- mada bunun nasıl olabile- ceği sorgulanmadı. Ya da on milyon üzerindeki çalı- şanının çoğunluğunun kayrt dışında çalıştıklan, 5 milyon sigortalıdan 4 milyon kada- nnın asgari ücrette görün- düğü bir ülkede bunun na- sıl olabileceği hesaplanma- dı. Her zaman bir milyonun altında kalan toplusözleş- me, sendikal haklannı kulla- nabilen işçilerin, ülke ekono- misinin butunünde nasıl enf- lasyonun sorumlusu olabi- lecekleri sorusuna hiç yanıt aranmadı. Bir kraliçenin, ekmeğin olmadığı yerde pasta ile ka- nn doyurmayı düşunmesi- ni anlamak çok zor değil. Ama kendilerini toplumun içinde, bir parçası sanan insanla/ın işçilere "Grevde- mode, hakkınızı başka yol- larta arayın" demelerini an- lamak, bağışlamak çok da- ha güç. Hazıryeri ve sırası gelmiş- ken bu yıldız gazeteciterimiz, işçilerimizin hangi yollarla, hangi eylemlerle, nasıl hak arayacaklannı da anlatıver- seler ya. Her kadının Asiye gibi orospuluk yaparak kendini kurtarması söz konusu de- ğil. Evet herkes yıldız(!) gazeteci olamadığına göre bu iş nasıl olacak, işçiler hangi yoldan, grev yap- madan hak alıp kurtulacak? <5g> TOYOTA sukransoner u yahoo.c
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear