Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 AĞUSTOS 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIZI
AB yolunda
Türkiye
• Haber Merkezi -
Almanya'da yayımlanan
Frankfurter Allgemeine
Zeitung gazetesinde
yayımlanan
makalelerinde
Türkiye'nin AB'ye
üyelik şansını
değerlendiren Türkiye
Araştırmalar Merkezi
Direktörü Prof. Dr. Faruk
Şen ve Türkiye Bölümü
Başkanı Hayrettin Aydın,
Türkiye'nin tam
üyeliğinin 10-15 sene
içerisinde
gerçekleşeceğini
varsaymak için iyi
sebepler olduğunu
belirttiler. Türkiye'nin
Helsinki zirvesinde
AB'ye adayhk statüsünü
kazanmasıyla beraber
Türkiye'deki reformlann
da yeni bir ivme
kazandığını belirten Şen
ve Aydın, Türkiye'de
tabu olarak bilinen birçok
meselenin artık devletin
en üst temsılcileri
tarafından açık bir
şekilde vurgulandığını ve
ülkede reformlar
konusunda önemli bir
hassasiyetin geliştiğini
ifade ettiler.
Savcılık RTÜK'ten
goraşısu
• ANKARA(AA)-
Digiturk'ün yayınını
durdurmak için yayın
merkezine gıden Istanbul
Cumhuriyet Başsavcıhğı
yetkilileri, Türk Telekom
ile yapılan sözleşme
gösterilince, yapacaklan
işlerni askıya alarak
RTÜK'ten görüş istediler.
RTÜK ise Istanbul
Cumhuriyet
Başsavcıhğı'na
gönderdığı cevap
yazısında, sayısal yayın
yapan Digiturk'ün, 3984
sayılı Radyo ve
Televizyonlann Kuruluş
ve Yayınlan Hakkında
Kanun'daki "yayımcı"
tanımına girdiğini
bildirdi. Yazıda, yasa
gereği yayın
kuruluşlannın yayın izni
ve lisans almak zorunda
olduğu anımsatılarak,
Digituric'ün bunun için
RTÜK'e herhangi bir
başvurusunun
buİunmadığı kaydedildi.
Kamu
kurumlarma
IANKARA (AA) - Kamu
kurum ve kuruluşlannda
ilk defa daimi işçi olarak
istihdam edilecekler için 1
Ekim 2000 tarihinde
yapılacak merkezi sınava
başvunı süresi 4 Ağustos
2000 tarihinde sona
erecek. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı
tarafından yapılan
açıklamada, merkezi sınav
başvurulannın, Iş ve Işçi
Bulma Kurumu şube ve
bürolannca 17 Temmuz
2000 tarihinden itibaren
aluımaya başladığı ve 4
Ağustos Cuma günü mesai
bitimine kadar devam
edeceği bildirildi. 1 Ekim
Pazar günü yapılacak
merkezi sınav için 4
Ağustos tarihinden sonra
yapılacak başvurular kabul
edilmeyecek.
Hacıbektaşbnın derdi yokÇAĞDAŞ VE GELENEKSEL
Oerfeym: MİYASE İLKKÜR
'Hırsını Alamamış'
A levi çoban dağda koyun otlatırken
/\ sürüye kurt dalar. Kurdun koyun-
- / J _ lan bir bir parçalaması üzerine a-
ciz kalan çoban, pirini çağırır:
- Yetiş ya Pir!
Çobanın umudunu yitirdiği bir anda ko-
şup yetişen iri bir kangal köpeği, kurdu
boğunca sürü kurtulur. Bu yardımın pirin-
den geldiğine inanan garip çoban, sevinç-
le piri olan dedesine koşar. Nefes nefese
dedesinin huzuruna varan çoban, dedesi-
nin ellerine kapanarak olayı anlatır:
- Pirim! Kurt, koyunlanmı tek tek par-
çalarken sana seslendim. Tam umudumu
yitirmişken sen iri bir kangal köpeği olup
tmdadıma yetiştin. Kurdu boğazından tu-
tup parçaladın, sürü de kurtuldu.
Çobanın, kendisini köpeğe benzetme-
sine bozulan dede, homurdanmaya başla-
yınca çoban:
- Kurban olduğum dedem, besbelli hır-
sını alamamış, hâlâ hırlıyor.
Kamberln Ağıdı'
ede ile kamberi, kışı taliplerini
dolaşarak geçirdikten sonra eve
dönüş için yola koyulurlar. Talip-
lerin verdiği hediye ve hakkullahlan bir
bohçaya çıkm yapan dede, kamberinin
bütün ısranna karşın koluna taktığı boh-
çayı vermeye yanaşmaz.
Kamberin bohçadakileri ne zaman payla-
şacaklan yolundaki sorusunu da duymaz-
lıktan gelir. Paylaşım ışini her seferinde
araya laf katarak erteleyen dede ile kam-
berin önüne bir süre sonra azgın bir ırmak
çıkar. Kamber dedeye, "Dedem, bu boh-
çayla ırmağı geçmen havti zorotacağa ben-
zer" der. Fakat dede bu tekliften rahatsız
olur. Aklına binbir türlü şey gelen dede,
bohçayı kambenne vermez.
Kamber, "Sen bitiran, bohçayU birtik-
te geç bakahmgeçebilirsen" diyerek dede-
yi izlemeye koyulur. Bohçayı başının üs-
tüne alan dede, ırmağa dalar, ancak sel su-
lanna kapıhr ve sürüklenmeye başlar. De-
denin haline gülen kamber, hemen sazını
çıkanp dedesine "ağrt" yakar.
"Nereye gktiyon gül yüzlü dedem,
Başında bir bfiyük alametilen,
Seni kurtarmadı bu nasıl ocak
İnşallah gidersin selametilen!"
Hakkullah: Dedelere geçimlerinı
sağlamak amacıyla yapılan yardım. Gö-
nüllü olarak yapılan bu yardımın mikta-
n talibin gücüne göre ya kendisi tarafın-
dan ya da rehber veya saygın kışiler ta-
rafmdan belirlenır. Dedelerin görevi salt
cem yönetmek değildir; yılın belırli gün-
lerinde kendilenne bağlı yerleşim yerle-
rini dolaşarak toplum ilişkilerinı gözden
geçirirler. Dedelerayncataliplerinin yo-
la bağlılığının ve cemaatle ilişkilerinın
düzgün gidip gıtmediğini görmek ama-
cıyla yapılan görgü cemlerine katılmak.
müsahip kardeş olacaklar için mûsahip-
lik töreni düzenlemek, kurban ve cena-
ze duası vermek gibi işleri de yürütürler.
Bütün bu işlerin karşılığında talıpler
kendisine uygun bulduklan para ya da
mal verirler. Buna Alevilikte hakkullah
denir.
Ocak: Alevilikte dedelerin geldigi so-
ya ocak denir. Her Alev i bir ocağa bağ-
lıdır. Alev ilıkte ocaklar arasında da bir
hiyerarşı \ardir. En üstteki mürşit ocağı
Ağuiçen'dır. Bu ocaktan gelen dedelere
mürşit dede denir.
'Onlar Ne Yedl?'
ir Alevi köyünde ağanın üzerine
çok titrediği atı, ansızın ölüverir.
Ağa üzüntüden kahrolur; çok sev-
diği atının çok iyı bakıldığı halde neden
öldüğünü araştırmaya koyulur. Seyisi çe-
kemeyen birileri ağanın kulağına fîsıl-
dar'
- Ağa. senin at var ya, yemlerin arası-
na katılan tavuk bokunu yedi de ondan
öldü...
Öfkeden kuduran ağa, derhal seyisi ça-
ğırtır ve kırbaçla dövmeye başlar. Gü-
nahsız seyısin ağa tarafından acımasızca
dövüldüğünü haber alan dede. ağanın ko-
nağına gelerek duruma el koyar:
- Hele bir dur ağa, dur da konuşalım.
De bakalım bana, senin deden sağ mı?
- Bilmezmiş gibi konuşursun, dedem
ölelı çok oldu.
- Ya baban, o sağ mı? ~Vl',>
- Yahu unuttun mu, babam da öldü.
- Peki ya anan?
- îlahi dedem, anam da geçen yıl
Hakk'a yürüdü ya.
- Peki ağa, onlar kimin bokunu yediler
de öldüler?
Hacıbektaşlının Derdi Yok*
Tk 7"evşehir'in Hacıbektaş ilçesi Ka-
ı\f padokyabölgesininyanıbaşında,
J. Y verimli arazileriyle bölgenin
adeta zahire ambandır. Kayahk ve boz-
kırdan oluşan diğer ilçelerin arazisi ekip
biçmeye elverişli değildir. Bir gün Ava-
nos'ta kahvede oturan iki arkadaştan bi-
risi izin isteyerek kalkmak ister.
Arkadaşı ıtiraz edince gıdış nedenini
açıklar:
- lşim var, Hacıbektaş'a gidip un al-
mam gerekiyor.
Bunun üzerine diğeri gülerek söyle-
nir:
- Ulan bayıhyorum şu Hacıbektaşlıla-
ra, adamlann ne un derdi var ne de din...
Sürecek
ÇAĞDAŞ ALEVİ FIKRALARI
'Bir Tas Bulgur için Değmez'
~r ~JT asat bittikten sonra erzak yardımı toplamak için
m § abdallardan yoksul bir Alevi, tmranlı'nın Alevi
X. _/. köylerinden Köndür"de rasgele bir evın kapısı-
nı çalar. Ev sahibi yardım için kapısına kadar gelen kişi-
ye bir tas bulgur verir. Bulguru verirken de ailesinde ne
kadar öhnüş insan varsa isimlerini tek tek sayarak onla-
rm hayn için verdiğini söyler. Bu duruma hiddetlenen Ab-
dal Alevisi, bulgur tasını elinin tersiyle iterek söylenir:
- Bir tas bulgur verdin kırk tane ölü saydın. Bir tas bul-
gur için bu kadar kişiye dua edemem.
Cerlye Ne Kaldı?'
ıvas'uı Kangal ilçesinde yaşayan Pirzo, inancına
çok bağlı, bağnaz denebilecek türden bir Alevidir.
Aynı zamanda hazır cevaphğı ve küfürbazlığıyla
tanınan Pirzo, ağanın yanında marabalık yaparak geçimi -
ni sağlar. Pirzo'ya takılmak Kangal ağası ile kaymaka-
nun en büyük zevkidir. Bir gün Kangal ağasını ziyarete
gelen kaymakam, ağaya dönerek,
- Yahu Pirzo'ya haber sal da gelsin. Azıcık takılıp eğ-
leniriz, der.
Ağa:
- Aman kaymakam bey, Pirzo'yu nedecen. Bilirsin çok
küfürbazdır. Sonra kalbini kırar ben de üzülörüm,
diyerek itiraz eder.
Ancak ısrar üzerine Pirzo'yu çağırtır. Huzura gelen
Pırzo'nun halinı hatınnı soran kaymakam. bırden sesine
ciddı bir ton vererek söze başlar-
- Pirzo, seni nıye çağırttım bilir misın'
- Yok, nereden bılecem kaymakam bey. buyur. emret.
- Seninle Islamın büyüklenni paylaşacağız. Tamam
mı?
- Kaymakam bey paylaşacağız da ne olacak?
- Canım sen ne yapacaksın, boşver be Pirzo. Gel Pay-
laşalım.
- Eyi peki. sen bilirsin.
- Ama önce ben seçeceğim.
- Kaymakamsın öncelığin var elbet Buyur seç baka-
hm.
Kangal kaymakamı hınzırca gülümseyerek Pirzo'nun
damarına basacak seçimi yapmaya başlar:
- Muhammet ıle Ali bana. Buyur şimdi sen seç.
Pirzo bozulduğunu belli ederek yüksek sesle söylenir:
- Geriye ne kaldı? Al onlar da senin olsun.
'Gani Dedenin Seiamı'
I 7 rzincanlı Gani Dede. alışveriş yapmak için yolu-
§~i nun üzerindekı Sünnı bir bakkala uğrar. Bakkal.
-M—J o sırada konuğu olan Erzincan müftüsü ıle soh-
bet etmektedir. Müftüye yaranmak isteyen bakkal, dük-
kânından içeri giren Gani Dede'ye sorar:
- Ne istiyorsun sakahna septettiğimin Kızılbaşı?
Sabah sabah küfürle karşılanan Gani Dede de yan ta-
rafta oturan müftüye dönerek,
- Aha, ben de bu efendinin sakalına septedeyim, der.
Müftü bu olaya çok sinirlenir ve soluğu mahkemede
alır. Gani Dede'yi hakaret ettiği gerekçesıyle dava eder.
Hâkim huzuruna çıkan Gani Dede kendini şöyle savunur:
- Ben alışveriş yapmak için bu efendinin dükkânına gir-
dim.
Dükkân sahibi olan bu zat "Ne istiyorsun, sakabna
s-.çöğunın Kızılbaşı'' diye söze başlayınca beni selamlı-
yor sandım. Ben de yanında oturan müftü efendiyi selam-
İamak için aynı sözü ona söyledim. . ** .
'Evde Duraydın, Ylyeydin...'
iyrialan köyündeki bağında oturmuş üzüm yiyen
ÂşıkVeyseribağınyanından geçen eskikansıgö-
riir. Veysel'i terk ederek başka birisiyle kaçan es-
ki kansı. eski günlerin yüzü suyu hürmetine seslenir:
- Veysel, ne yiyon?
- Görmüyon mu üzüm yiyom.
- Banada versene...
- Niye verecekmişim, evde duraydın, yiyeydin.
Sürecek
Tasarruf Sahiplerine Duyuru
TÜRKtYE GARANTÎ BANKASI A.Ş.
B TtPl DEĞIŞKEN FON IÇTÜZÜK VE
IZAHNAME DEĞIŞÎKLIĞI
T. Garanti Bankası A.Ş. B Tipi Değişken Fon Içrüzüğü'nün 12.1.
maddesı ve T. Garanti Bankası A.Ş. B Tipi Değişken Fon
tzahnamesi'nin 12. bölümünün b maddesi, Sermaye Piyasası
Kurulu'ndan ahnan 20/07/2000 tarih ve KYD/695 sayılı izin
doğrultusunda aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, yeni içtüzük ve
izahname metinleri 28/07/2000 tarihinde Ticaret Sicili'ne tescil
ettirilmiş ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan için 28/07/2000
tarihinde başvurulmuştur.
Bu içtüzük değişikliği 15/08/2000 tarihinden itibaren yürürlüğe
girecektir.
Bu değişiklikle yatınmcılar, T. Garanti Bankası A.Ş. B Tipi Değişken
Fon'un katılma belgelerini almak veya satmak için, izahnamede ilan
edilen yerlere daha önce işgünlerinde 09.00 ile 13.30 saatleri içinde
başvururken, yapılan bu değişiklikle işgünlerinde 09.00 ile 17.30
saatleri içinde başvurarak alım veya satımda bulunabileceklerdir.
Garanti
T.C.
MLMAR SİNAN ÜNİVTRSİTESİ GİRİŞ YETENEK SINAVLARI
_ 1. Üniversitemizin 2000-2001 Öğretim Yılı Giriş Yetenek Sınavlan 05 Eylül 2000 tarihinde başlayacaktır.
Ön kayıt ve yetenek smavlan ile üniversitemize öğrenci alınacak fakülte ve programlar, kontenjanlan ve ge-
rekli OSS puanı ile diğer gerekli belgeler aşağıda açıklanmıştır.
Fakültesı
Mimarlık Fakültesi
Mimarlık Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Oğrebm Programı
lç Mimarlık
Endüstri Ürünleri Tasanmı
Resim
Heykel
Seramik ve Cam x
Grafık
Tekstil
Sahne Dekorlan ve Kostümü
Fotoğraf
Geleneksel Türk El Sanatlan
Konteı
20
20
40
10
15
20
15
10
15
35
Vükanda belirtilen programlara:
2000 yılı ÖSS sınavında herhangi bir puan türünden 125 puan alanlar ön kayıt yaptırmak için başvurabilir.
2. 1. maddede belirtilen proaramlara aday kayıtlan 21-22-23-24-25 Ağustos 2000 tarihlerinde saat 10.00-
16.00'da FındıkİL lSTANBUL"Merkez Bınamızda yapılacaktır.
3. Aday kaydı için gerekli belgeler;
a) 200Ö yılına aıt OSS puan kartının aslı ve fotokopisi,
b) Lise ve dengi okuldan mezun veya son sınıfta olduğunu gösteren belgenin aslı ve fotokopisi,
c) 4.5X6 cm. boyutlannda baş açık ve sakalsız, adayın sınava gireceği son durumunu gösterir 3 adet fotoğ-
raf,
4. Ön kayıtlar bizzat veya bir yakını tarafından yaptınlabilir. Posta ile yapılacak başvurular değerlendiril-
mez. Yurtdışından yapılacak başvurular hariçtir.
T.C.
MİMAR SİNAN ÜNİVTRSİTESİ DEVLET KONSERVATUVARI
GİRİŞ YETENEK SINAVLARI
2000-2001 öğretim yılı için konservatuv anmız lisans devreleri Müzikoloji, Müzik ve Sahne Sanatlan Bö-
lümlerine yetenek sınavlanyla öğrenci alınacaktu'.
Müracaat edecek olan adaylann 21-25 Ağustos 2000 tarihinde ön kayıt yaptırmalan gerekmektedir.
Not: Adayların 2000 y_ılı ÖSS sınavında herhangi bir puan türünden en az 125 puan almış olmalan gerekir.
Adres: Mimar Sinan Universitesi Devlet Konservatuvan Beşiktaş/lstanbul
Basın: 42601
DUZYAZI
ORHAN BtRGlT
Kendisini Aniatamayan
Hükümet
Cumhurbaşkanı'nın onayını bekleyen kanun
hükmündeki kararnameye (KHK) yönelik tepkile-
rin soaımlusu, o kararnamenin hazırtayıcısı olan
Bakanlar Kurulu'dur. Bugün kamu sendikalarında
olduğu kadar, medyanın önemli bir kesiminde de
tepkilere neden olan kararname hakkında kamu-
oyunun ilk bilgilendirilmesinin, Hürriyet yazarla-
nndan Muharrem Sankaya'nın biryorumuna da-
yandığını biliyoruz. O yorumda, devlet memurla-
nnın görevlerine son verilmesini yeni koşullara
bağlama hazırlıkları yansıtılırken. mağduroldukla-
nnı söyleyenler için yasal yollara gidebilme olana-
ğının da KHK'de ilgiliye tanınan bir hak olduğun-
dan söz edilmiyordu.
Oysa çok yakından tanıdığım Muharrem Sarıka-
ya, dürüst bir gazeteci olarak öğrendiklerini önyar-
gısız yansıtan bir meslektaşımdır. Öyle anlaşılıyor
ki haberi el altından kendisine aktaranlar, kamu ke-
siminde göreve son verme amacıyla hazırianan
bir yasa gücündeki hükümet tasarrufunun önün-
de sonunda yargı denetiminin altında olduğunu
söyleme gereğini duymamışlar.
Sankaya'nın yorumu üzerine anında resmi bir
açıklama yapılıp herkes bilgilendirilse ya!
Tam aksine, kimi bakanlar isim venmeden san-
ki öcü görmüş gibi, üstü boş bazı kararnameleri
imzalamış olabileceklerini söylediler. Galiba. in-
san haklanndan da sorumlu Bakan Rüştü Kâzım
Yücelen, kendisinin dış görevde olduğu bir sıra-
da vekil bıraktığı arkadaşının imza atmış olabile-
ceği yolunda kısa bir demeç verip durumu kurtar-
ma yolunu seçti.
Sorunu, kendi irtica çıkarlan ile AB kriterlerinin
hemen uygulanması açısından alan cepheler ara-
sındaki biriiktelikten başlayan salvo, sokakta ka-
mu sendikalannı da eyleme itince hükümet kıpır-
danır gibi oldu. İlk resmi açıklamayı Başbakan
Ecevft ayaküstü bir demeçle yaptı.
Bakıldı ki kamuoyunda kimi önyargılı, kimi ger-
çekten samimi çevreler, iktidann, eline memur kı-
yımı için bir fırsat geçirmek istediği savı ile hare-
ket ediyor; bu kez KHK'nin kimler için ve neden
uygulanmak istendiği yazılı bir açıklama ile duyu-
ruldu.
Oysa ortada ister pariamento yolu ile. isterse
anayasadan aldığı yasa gücünde kararname çı-
karma yetkisini kullanarak bir tasarruf yapmak is-
teyen hükümetin ilk görevi, "o;ere/(çe"sını geniş bir
biçimde yazılı metin haline getirip kamuoyunu bil-
gilendirmek olmamalı mıydı?
"öncekararnameyihazıriar, Cumhurbaşkanı'nın
onayına sunacak hale getiririz, gerekçe ardından
gelir" mantığı, yazık ki hükümeti hiç de hak etme-
diği bir anda güç durumda bıraktı.
Oysa bu hükümetin 28 Şubat 1988'dekı MGK
toplantısında, dönemin yürütmeden sorumluları
olan REFAHYOL kabinesi tarafından devlet belge-
si haline getirilen kararlan uyguladığı unutulmama-
lıydı.
Taha Akyol, dünkü Milliyet'teki köşesinde, hü-
kümetin bu KHK ile "kıyım" yapmayı amaçladığı-
nı ileri sürerken, adını vermedigi bir bakandan al-
dığı duyumlara dayandığını söylüyor ve ekliyor:
"Sayın Sezer isterse bu sayın bakanın adını ve-
rebilirim, çağınp detayını dinleyebilir." Tanrım. ne
günlere kaldık!
Cumhurbaşkanı'na medya aracılığı ile jurnalci-
lik yapmaya hazır olduğunu ima eden "sayın ba-
kanlar hem şu ünlü "kıyım kararnamesi"n\ kuzu
kuzu imzalıyorlar hem de eş-dost yazarlara haber
uçurup ağlama duvan seanslan için tanık arayışı-
na giriyorlar.
Ve tabii, hiçbir şey olmamış gibi, makam koltuk-
lanna da sıkı sıkı sanlıyorlar!
Başbakan dün saat 17.30'da Çankaya'ya çıka-
caktı.
Sezer-Ecevit görüşmesinin, Cumhurbaşkanlı-
ğı'nda onay bekleyen ünlü KHK'nin akıbetı ile il-
gili olduğunu söyleyenler de var. Özellikle radikal
Islamcı gazetelerimiz, hükümetin Çankaya'ya yö-
nelik brifing verme isteminden son derecede hu-
zursuz olduğunu manşetlerine yansıtıyor.
Ben, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu KHK'yı geri
çevireceğini sanmıyorum.
"Niçin" derseniz, gerekçemi de özetle şöyle
açıklanm:
Sayın Cumhurbaşkanı, mesela birkaç gün için-
de Yüksek Askeri Şûra'da alınacak kararlan onay-
layacak. Sanınm o karariar arasında, her toplan-
tıda olduğu gibi, kimi subay ve astsubaylann or-
du ile ilişkilerinin kesilmesine yönelik tasarruflar da
olacak.
Üstelik, yargı denetiminden de yoksun olduğu
bilinen bir işlemi onaylaması beklenilen Sayın
Cumhurbaşkanı, niçin önündeki KHK'yi anayasa-
ya aykın gördüğü savı ile geri çevirerek kendisiy-
le ters düşsün ki?
Faks:0212-677 07 62
E-mail: obirgitle-kolay net.
1997-1999 döneminde Türk Eczacılan Birliği
Yüksek Haysiyet Divanı'nda görev yapan
değerli arkadaşımız
Eczacı
ERTUCRUL
YURDERI'yi
29 Temmuz 2000 günü kaybettik. Acısını
yüreğimizde hissettik, tüm eczacılık camiasına ve
ailesine başsağlığı dileriz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
MERKEZ HEYETİ, DENETLEME KURULU,
YÜKSEK HAYSİYET DİVANI
Kiıienen Dünyamızı
Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANUĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46