01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 A3UST0S 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 IHMİ Cevlet, Antalya'ya 130 kfometre uzakta ve Akdeniz'dekituristik yatak kapasrtesinin içte birinin bulunduğu Aanya için havaalanı yıpmak istemiş; Aanya'dan 30 kiometre ötede, Gazjpaşa'da küçük ucaklar için bir havaalanı yapmış; tefrişini tanamlamış, tüm teknik cihazlannı monte etniş; pistin boyunu uıatıp büyük uçaklann da inip kalkabileceği bir tuvaaianına dcnüştürmek söz konusu olduğunda, emir nereden geidiyse gdmiş, binalann tçi boşaltıiıp alan kapatılmış. Kapatılan alan için "güvenli değil" denip "münafık"lann ağzı kapatılmak istenmiş. Fakat milletin ağzı torba değil ki büzesiniz: "Antalya Havaalam'nı Bayındır Hdding yaptı ve işletiyor. Gazipaşa'ya inecek her uçak, Süleyman Demirel'in aile fotoğrafı içinde yer alan Bayındır'ın patronu Kamuran Çörtük ün zaranna olacak." Gazipaşa'da yapılan ve kapatltp içi boşaltılan alan için Deviet Hava Meydanlan Işletmesi'nin söyleyecek sözü olmalı. Pist üzerindeki ters rüzgârlar, inşaat brrtikten sonra mı esmeye başladı? Etektronik posta: somepostaxavnhuriyeLconi.tr , Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Özel üniversrte/ermaaş gibi burs veriyormuş... "Devfef üniversfteleri de maas aibi harc altvor!" S ağiık sorunlarıyla yakından ılgilendiği için Başbakan Bülent Ecevit tarafından cum- hurbaşkanlığına "ön aday" gösterilen Baş- 1 kent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, bir "risale" bastırmış; üniversite yatırımla- nnın yasadışı ve kaçak olduğuna ilişkin yazılara ya- nrt veriyor... Haberal, yanıt vermekle kalmıyor, kendince bazı "belgeler"le iddialan çürütüyor. Bastırdığı "risale'nin adı: Ankara, Alanya, Kuzgun- cuk Yapılaşma Raporu ve Belgeleri. Araştırmacı-gazetecilik yapmak haddimize de- ğil, ama Mehmet Haberal'ın "belgeler"inden Alan- ya'da açtığı hastaneyfe ilgili olanlannı, Alanya Be- lediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'na sorduk. Haberal'ın "Belge 1" dediği yapı ruhsatının, 1992 yılında alınmış, sobalı, betonamne karkas apart otel ve iş merkezi inşaatının kabası bitmişken 1999 yı- lında hastaneye çevrilmesi için düzenlenmiş birta- dilat ruhsatı olduğunu; açılış törenine bakanlar ge- Belgelep lecek diye binaya elektrik bağlanması için verilen "Belge 2a"nın ve telefon hattı çekilmesi için veri- len "Belge 2b"nin, binanın iskân ruhsatıyla uzak- tan yakından ilgisi olmayan yazışmalar olduğunu öğ- rendik... Mehmet Haberal'ın, "hastanenin diğer bölümle- rinin tamamlandığını gösteren belge" dediği "Bel- ge 3"ün ise araştırmacı-gazeteciler için üzerinde du- rulması gereken bir konu olduğunu anladık! Bu belgenin, ön iskân ruhsatı almak için verilen başvuru formunun arkayüzü olduğunu gördük. Bi- nanın bodrum katında 63 metrekare, zemin katın- da 292 metrekare ve ara katlarda 188 metrakare ol- mak üzere toplam 543 metrakare fazlalığı görmez- den gelerek başvuru formunun arka yüzüne imza atan proje mühendisi ile fenni mesulün, yasalar kar- şısında başının derde girebileceğini sezinledik. İn- şaat alanında fazlalık bulunduğu için imar müdür- lüğünün onay vermediğini ve haberal'ın "Belge 3"ünün eksik kalmış bir form olduğunu belirtedik. Binaya ön iskân ruhsatı bile alamayan Haberal'ın Aianya'daki hastanesinin, dolayısıyla iskân ruhsa- tının ve açma ruhsatının bulunmadığını anladık. Belediye Başkanı'ndan, Başkent Universitesi'ne binayı 30 gün içinde projeye uygun hale getirmesi için ihtar çekildiğini, aksi halde fazlalıklann yıkıla- cağını öğrendik. Bu arada apart otelden bozma hastanenin güzel görünmesi için çevre düzeni ya- pılırken kamuya ait kaldırımlara tecavüz edildiğini ve buna karşılık bahçe duvannın yıkılması için be- lediyeden karar çıktığını gördük. Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın, Alanya "belgeler'i ile kamuoyunu yanılttığını saptadık... Bu kısa araştırmayla, araştırmacı-gazeteciler için Haberal'ın Kuzguncuk ve Ankara "belgeleri"nin de çok önemli belgeler olduğuna karar verdik! SESSlZSEDASIZ(f) NURÎKVRTCEBE f// ! ^^ Yûksek Yerilim Hatt Erdinç UTKU Ayak oyunlannın fazla olduğu yerde demokrasi de ayağa düşer! Talay ve Eczacıbaşı ve Gülersoy Kültür Bakanı Istemihan Taiay'ın basında en çok eleştiri aldığı kö- şe, bizim köşe olmalı... Şu sıralar Talay, hemen her gazetenin birçok köşesinde eleştiriliyor... Sezar'ın hak- kını Sezar'a vermek gerekirse, Istan- bul Kültür ve Sanat Vakfı'nın soyun- duğu Kongre ve Kültür Merkezi inşa- atında biz bu kez Talay'ı haklı buluyo- ruz. Bir kere adı üstünde vakıf... Toplu- ma, kendi olanaklanyla birşeyler ver- mesi gerekırken kamunun trilyonluk arazisini bedavaya getirmiş; yapaca- ğı inşaat ıçın de devletten para aimış. AJdığı para az buz değil... 20 milyon dolaria başlamış, kimseden izin al- madan projeyi büyütüp devletin 33 milyon dolannı harcamış. Yetme- miş, daha da para istiyor. Kültür Bakanı Talay, vakfın uy- madığı protokoKi feshetmek isteyin- ce de kötü kişi oluyor... Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı, evet düzenlediği festivallerle Istanbul'u dünya çapında bir kültür ve sanat mer- kezi durumuna getirdi... Başan ne ka- dar büyük olursa olsun, hiç kimseye devletin olanaklannı har vurup har- man savurma hakkını kazandırmaz... Talay, haklıdır... Vakıf Başkanı Şakir Eczacıbaşı ve arkadaşlannın tutumu yanlıştır... Ay- nen, Nejat Eczacıbaşı'nın vakfı kurma- dan önceki yıllarda Çelik Gülersoy'a yönelik tavn gibi! Kudüs'te ABD Büyükelçiliği Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Başkan Clinton, Israil te- levrzyonuna verdiği demeç- te, Amerika'nın, işgal altında- ki Kudüs'te. Amerikan diplo- masi temsilciliğine ilişkin iki bina yaptırmada kararlı ol- duğunu da şçıklayarak Be- yaz Saray'iDArafat ve Ba- rak arasıricfaVansız davran- madığmı bir kez daha kanıt- ladı. Filistin'i ikiye bölen 29 Kasım 1947 tarihli (ve 181 sayılı) Birieşmiş Milletler ka- ran, Kudüs'e Vesayet Konse- yi tarafından yönetilecek bir özel uluslararası rejim öngör- müştü. Aslında, bu görüş de haksızdır. 1967'deCezayir'de toplanan Arap hukukçuları seminerinde belirtildiği gibi, ilgili halkın ve devletin ege- menliği bir antlaşmayla ulus- lararası bir otoriteye devri ve dahası bu tarihten önce bu topraklarda bir ayrımcılığın söz konusu olması gerekir- di. Ne var ki, önerilen ulusla- rarası rejim gerçekleşmedi de. Israil ileAraplar arasında çıkan savaş 1948'de birateş- kes ve 1949'da da bir müta- reke antlaşmasıyla sonuç- lanmış, Kudüs fiilen ikiye bö- lünmüş, batısında Israil ege- men olmuştu. Israil kentin yeni ya da batı bölümüne el koyarak iki yıl önceki BM ka- ranndan daha fazla toprağa sahip oldu. Bu antlaşmalar Güvenlik Konseyı'nce onay- landıysa da, bu onay ilgili ta- rafların haklarını yok sayma- yan ve geçici nitelikte dü- zenlemelerdi. Askeri geliş- melerden anında haberli kı- lınan BM Genel Kurulu, 1948 tarihli karannda Vesayet Kon- seyi'ni, kentin ve orada otu- ranlann korunması için gerek- li çaJışmalan yapmakla görev- lendirdi. Filistin'de BM Ara- bulucusu olan (ve Israilli te- röristlerce katledilen) Kont Bernadotte'un raporu da Kudüs'ün özel ve ayn bir mu- ameleye bağlı kalmasını sa- vunuyordu. Bir Birieşmiş Milletler yara- tığı olan Israil devleti, bu ör- gütün antlaşmasında yer alan ve Güvenlik Konseyi'nin ka- rarlarına uymayı zorunlu kı- lan Madde 25'in yanı sıra, "Kudüs'ün hukuksal statü- sûnün Israil'in egemen oldu- ğu topraklardan ayn olduğu- nu" ve ılerde "iç hukukla il- gili Madde 2/7'nin Kudüs'e uygulanamayacağına inan- dığını", BM üyeliğınden he- men önce açıklamıştır. Isra- il 23 Ocak 1950'de kentin batı bölümünü kendi baş- kenti ilan ededursun, BM'nin ıki önemli organı olan Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi, /eni Israil saldırısının tarihi alan 1 967'ye kadar bile, Ku- düsdahıl, Filistin'e ilişkin bir- ;ok karar aldı. Genel Ku- rul'unkiler hukuken bağlayı- cı olmayıp tavsiye niteliğin- deyse de, çok büyük çoğun- luğun peşpeşe gosterdiğı egi- lim bir "teamül", dolayısıyla bir devletler hukuku kayna- ğı olarak bile sayılabilir. Kal- dı ki, bu konuda kararlan hu- kuken bağlayıcı olan Güven- lik Konseyi'nin tavn da açık- tır. Israil'in 5 Haziran 1967'de Arap komşusuna saldırısı, Kudüs konusunu Genel Ku- rul'dan Güvenlik Konseyi'ne taşıdı. Örneğin, bu konseyin 22 Aralık 1967 (ve 242 sayı- lı) bağlayıcı karan "savaşla toprakkazanmanın kabuledi- lemez" olduğunu vurgulu- yor. O tarihte General Moşe Dayan'ın "El-Mescid el-Ha- ram el-Şehf'm tepesine Isra- il bayrağını dikmek isteyen eri engellemesi yeterli olmak- tan çok uzak, göstermelik bir tavırdır. 1967 saldırısının so- nuçlan, askeri, dinsel ve si- yasal dengeyi ailak bullak et- miştir. Uyulması gereken öl- çü BM Güvenlik Konseyi ka- rarlandır. Üstelik, Israil bun- lara uymadıkça, kararlarda kullanılan sözcükler daha açık ve daha sert olagelmiştir. Bu kararlann çoğuna olumlu oy kullanan Arrıerika için de bağ- layıcıdır. Başkan Clinton da bunlarla hukuken bağlıdır. Kudüs'ün statüsünü de- ğiştirmeye yönelik ve yasa- ma ya da yürütmenin ataca- ğı hertürlü adım geçersizdir. Bu adımlar orada yaşayan- ların çok büyük bir bölümü- nün haklarını çiğnediği gibi, adil ve sürekli barışı da teh- likeye sokmakta, bu yoldan uluslararası toplumun çıkar- lannı da zedelemektedir. Iş- te, Başkan Clinton şimdi açık- ça bu yoldadır. Knesset, 30 Temmuz 1980'de Kudüs'ün tümünü Israil'in "ebedibaş- kenti" olarak ilan ettiğinde, Genei Kurul'un 15Aralık 1980 tarihli kararına yalnız Israil olumsuz oy kullanmıştı. 9 Ocak 1989'da imzalanan ABD - Israil satın alma ant- laşması bu kararlann ışığın- da geçersiz sayılmalıdır. Is- rail olayın bir işgal olmadığı- nı ileri sürüyorsa da, ulusla- rarası toplum bu düşünce- de değildir. Işgalci taraf top- rağı satamaz ya da kiralaya- maz. Aynca, söz konusu toprak temelde Islam Vakfı'na aittir ve yabancı birdiplomasi tem- silciliği tarafından kullanıla- maz. Bu antlaşma, zamanın- da, Amerika ve Israil'de ge- lecek seçimler gözetilerek iç siyasal hedefler uğruna ya- pılmıştı. Bugün yeniden gündeme gelmesi hukukla ve ulusla- rarası toplumun tercihleri ve kararlanyla bağdaşmaz. Be- yaz Saray, eski Amerikan oy- lannı da çiğniyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİHPOROY 1 [email protected] V H4l£ ĞEUn .: : * >• ; A ' • ? Î . MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 1 Ağustos : C/UAAf/TK. fSO&'TE BU&UN, AMeKlKALI SERÜVENCİ (lOMMTi CEYN) 51 *1f//VO4 SOUTHPAKOTH'DA ÖLDÜ. AS/L ADI MAKTHA 3)WE 8u*J£E OLAAl 8U "CALAMITY*Yf=ElÂ*XT, VMy*f) LÂ/CASlNfN KILIŞt 187O'LE&£ MSTIAK. BATfSfNA GCÇ £Oe&CEU AILESİNİ p£Sl GBAIÇ KACMH, SgJCEK K/uĞlMA G/&P St- M£YE ODYUIMUŞTV. ÇBÇİnJ £EGÜVGHLER> ABA(ZnU*B*t AAJLATILAN CALAMITY JHHE'E YAKıŞn/Z/LAN ÖYKJJLERDEfiJ 8H& O£, WIU> &JLL H/CKOK IL£ OtAfJ AŞKJDIG. B'GKAÇ AY AYNI Keurm BULUUMALAC/NA KAE- NAPOLYONUNA77 *MA#£NGO' 1824 'TE BUGÜN, NAPOİ-EON 8OMAPAKTE '/M (AJAPOL YOtJ) £M SEVDİ6İ ATTA&tMOAH *M4/B£A/GO* ÖCPÜ. HAPOLBON'UN 1800 un, Lomdrm'<imki rmş Mustvm 'da kUVVETLEBJAIE rTALYA 'A/M tUIZEYİNPEKİ &AĞLARINPA YAPTIĞI SALD/GI ŞAZIYLA SOM ZAF£ft/ KA2AAJtlA#Çn. NAPOLECM, BU SAVAŞV4 SİNPÎĞt A7A ÛAHA SONBA AP'NI VEFAT Baromuzun 5211 sicil sayısında kayrtlı AVUKAT HÜSEYİN NURHAN MALKOÇ vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 01.08.2000 Salı günü (bugün), Erenköy Galippaşa Camii'nde kılınacak ikindi namazını müteakip, ebedi istirahatgâhına defnedilecektır. Merhuma Tann'dan rahmet, kederlı ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ACIKAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, 1997 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibi değerli arkadaşıme İBRAHİM ÇAMLI29 Ağustos 2000 Cumartesi günü vefat etmiştir. ölümü camiamızda üzüntü yaratan Ibrahım Çamlı'nın cenazesi 1 Ağustos 2000 Salı günü Bebek Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından, Aşıyan Mezarlığı'ndaki kabrirte defnedilecektır. Ibrahim Çamlı'ya Tann'dan mağfıret, ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. .. TÜRKİYE GAZETEdLER CEMİYETİ ÖLÜM 1922 doğumlu emekli postacı HACI KÂMİL YAZGAN geçirdiği rahatsızlık sonucu aramızdan ayrılmıştır. Anısı kalbimizde yaşayacak. YAZCAN AİLESİ GÖRÜŞ KEMAL KILIÇDAROGLUr< • ••'Ben Çavuş Değilim "7TR7Genel Müdüriüğü 'nün, yaptığı işlemler- le ilgili olarak Başbakanlık'tan izin alınması ge- rekiyor. Yazışma, doğrudan TRTile Başbakan- lık arasında oluyor. İlgili bakan olarak bundan haberimyoktu. Ben burada çavuş değilim. Ba- kan olarakyetkimi kullandım. Artık, TRT Genel Müdüriüğü 'nün Başbakanlık'tan tüm yazışma- ları doğrudan benden geçiyor. Nihai karan ben vehyorum. TRT'nin talebi uygun mu değil mi, bakıp sonra yazıyı gönderiyorum." (18 Tem- muz 2000 Gazeteler). Yukarıya tırnak içine aldığımız açıklama, TFTT'den sorumlu Devlet Bakanı Sayın Rüştü Kâzım Yücelen'e ait. Sayın Yücelen'in yaptı- ğı açıklamadan anlıyoruz kı, Sayın Bakan -yet- kisini kullanarak- TRT'nin Başbakanlık'a doğ- rudan yazı yazmasını engellemiş. Bundan böy- le, TRT'nin Başbakanlık'a yazacağı yazılan en son kendisi imzalayacakmış (!) Böylece Sayın Bakan, yaptığıyla çavuş olmadığını da (kendi deyişıyle) kanıtlayacakmış. Sayın Bakan kusu- ra bakmasın, ama soylediklerini asla bir çavuş yapmaz. Çünkü çavuşun orduda çok daha önemli görevleri var. Çavuşlar, ordunun eğitim süreci içinde görev alan isimsiz kahramanlar- dır. Aslında bu açıklama, devlet bakanlıklannda yaşanan gizli işsizliği ortaya çıkarması açısın- dan çok önemli. Genellıkle bir masa, bir kol- tuk, bir sekreter, bir şoför ve bir arabadan olu- şan bu bakanlıklar, günlerini, kendilerine bağ- lı kuruluşların iç işlerine müdahale ederek ge- çirmeyi severler. Çünkü yapacakları pek fazla bir şey yoktur. Normal bakanlıklar dışında ay- rıca 16 devlet bakanlığının bulunduğunu düşü- nürsek, Türkiye'de yaşanan bakanlık enflasyo- nunu çok daha iyi anlanz. Hemen belirtelim, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplam ba- kanlık sayısı 14'tür. Bizdeki sayı ise Başbakan hariç 33'tür. Kuşkusuz böyle bir yapı, siyasal müdahalelere açık bir ortamın oluşmasına yol açmaktadır. Bakanlar, genel müdürlerin yerine geçerek burokrasıyı fiilen politıkanın içine çe- kebilmektedirler. Ve sonuçta, atamalarda ka- riyer, liyakat göz ardı edilerek siyasal yandaş- lara prim verilmektedir. Bir başka anlatımla, 'devlet memuhuğu' kavramı yerine 'parti me- muriuğu' kavramı geçerli kılınmaktadır. Bunun bürokrasiyi yozlaştıracağı, doğruları savunan değil, 'evet efendimci' bürokrat tipini öne çı- karacağı açıktır. Nitekim bu gerçeği her gün ga- zetelere yansıyan olaylardan görüyor ve oku- yoruz. O kadar ki, bu tür bürokratlar, imzala- nnda parti amblemini bile kullanmaktan çekin- memektedirler. Böylesine olumsuz bir yapının doğurduğu bir başka sorun da kaynak savurganlığıdır. Yurt- taş olarak ödediğimiz vergilerle, böyle olum- suz bir tabloya, bir kuruş dahi olsa, katkıda bulunmak istemediğimizi her ortamda ısrarla dile getirmeliyiz. Çünkü yurttaş olarak ödedi- ğimiz vergilerle, kamudan daha iyi hizmet bek- leme hakkımızın olduğunu unutmamalıyız. Biz vergi ödeyenler, aynı zamanda, kamu hizmeti satın alan birer tüketiciyiz. ••• Sayın Bakan ayrıca, 'nihai karan kendisinin verdiği' yanılgısına da düşmüş. Oysa nihai ka- ran kendisi değil, Başbakanlık'taki yetkili bü- rokrat vermektedir. Aslında bu durum, bakan- lar açısından pek de rahat sindirilecek bir uy- gulama değildir. Çünkü, bir bakanın uygun gör- düğü bir işlemi, Başbakanlık'taki ilgili bürokrat, uygun görmeyip reddedebilmektedir. O zaman şu soruyu Sayın Bakan'ın kendisine sorması ge- rekir: "Bir bürokratın reddedebileceği bir işle- min altına, bakan olarak ben niçin imza atıyo- rum?" Bu sorunun yanrtını aramayan bir baka- nın, kendi kendine iş yaratması, doğal olarak 'ibhkçibaşı' fıkrasını akla getiriyor. Dileğimiz, TRT gibi bir kurumun, sıradan değil, devlet adamlığı kimliğini öne çıkaran bir politikacıya bağlı olarak çalışmasıdır. (*) VAVEKBaşkanı BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Samimiyet. 2/ Ayakkabı kabbmınçapı... Spor karşılaş- 3 ıjıası. 3/ Tıpta . en gelişmiş gö- rüntüleme tek- 5 niğinınkjsaya- 5 zılışı... Diyar- 7 bakır'ın bir ıl- çesi. 4/ Horoz, 8 hındi gibi hay- 9 vanlann tepe- sinde bulunan kınnızı deri uzantısı... " Toy": Yazanmız Osmanh toprak düze- 3 ninde yıllık geliri yüz 4 binakceyiaşandirlik... 5 Herkesingözûönünde 5 yapüajı. 6/ "Sana — 7 gerek ise/Gel göresin g businleri"(YunusEm- „ re). 7/ Çocuğun eği- tim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı... Gümûşûn simgesi. 8/ Pasifik Okyanusu'nda bir ülke. 9/ H6- seyin Rahmi Giirpınar'ın bir romanı... Boyu kırk metreye ulaşabilen bir orman ağacı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Din kurallartnı öğretmek için yazılmış kitap. II Su- lu yemek... Herhangi bir kuvvet alanından geçtiği varsayılan güç çizgileri. 3/ Türkiye'nin plaka işare- ti... Terlemekten ya da sıcaktan vücutta görülen kü- çük pembe kabartılar. 4/"Istanbul'u dıniiyorum göz- lerim kapalı / Bir kuş çırpınıyor —'lerinde" (Orhan Veli)... Havabasıncı birimi. 5/Birmeyve... Yüzmet- re kare tutannda yüzey ölçüsü birimi... Duman leke- si. 6/Koyun yatağı. 7/ Yoksullara yiyecek dağıtan ha- yır kunımu... Şöhret 8/ Bir başlangıç melodisinin belirli bir zaman arahğında aynı ya da başka bir per- deden taklit edilmesine dayanan müzik bıçimi... Ge- lecek. 9/ "Haydi Abbas vakit tamam / Akşam diyor- dun işte oldu akşam / Kur bakalım — soframızı" (C.S. Tarancı).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear