Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2000 SALI
14 JvLJl-iJ. L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr
'Elbette'albümü ileçok satan Candan Erçetin bugün veyarın Açıkhava Tiyatrosu 'nda
i aydırbirnumara..:CUMHURCANBAZOĞLU
Açıkhava konserlerinın bugünkü ve
yannkı konuğu Candan Erçetin. Elbet-
te albümüyle yedi aydır liste başında
kalmayı başarmış Erçetin, kelimenin
tam anlamıyla, ektıklerını yavaş yavaş
şimdı bıçıyor.
Yonca Evdmik' uı Abone'siyle başla-
yan popun patlamasının çatlamasının
onuncu yılında etraftaki toz dumanın
dağılmaya başlamasıyla görüntü şimdi
daha net ve Erçetin albümü zirvede...
-fonserierieilgiibigBerieba^ayatan;
orkestra kaç kişiden oluşuyor; sahnede
müzikten farkh bir şov ^ _ _ _ _ _
obeakmı?Repertuvar-
da kaç parca var?
ERÇETİN - On iki
kişılik bir grubumuz
olacak sahnede. Sadece
ışık değil, ışığa doku
katmak için görüntü
efekti kullanmak isti-
yoruz. Bütün şarkılan
çeşitli çiçekler olarak
yansıtmaya çalışıyo-
rum; bakalım nelerola-
cak... Bunun dışında iki
gece için Açıkhava sah-
nesini değiştinyoruz.
Repertuvardabinnci bö-
lümde 13, ikinci bölüm-
de 17 parça gözüküyor, bislerle bu ra-
kamı iki, üç şarkı da aşabiliyoruz bazen.
- Arük âdet olduğu üzere diğer at-
bûmleriniz gibi Elbette'nin de EP re-
miıkrimyapmayıdûşfaûyormusunuz?
ERÇETIN - Bugünlerde Unut Sev-
me'nin remixi içi stüdyodayım. Şu an-
dakı karanmız yalnız bu parçanın remı-
xını hazırlayıp 15 güne kadar radyola-
ra ve dıskoteklere dağıtmak; çünkü hep
aynı parçalan çalmaktan sıkümışlardır
dıye diişünüyoruz. Normalde ben al-
bümleri hazirân, temmuz gibi çıkartıyo-
rum; bir yıl sonraki yaza da remix albü-
münü yapıyoruz. Ancak Elbette'de geç
kaldık ve ocak sonuna doğru çıktı. Do-
layısıyla bir yeni albüm için erken; bel-
ki çok istek gelirse ileride düşünebili-
şarkı
dinlenmiyor görüşü
çok yaygın. Müzik
insanın varoluşundan
beri var; halk ozanlan,
şarkıcılar bugüne dek
kliple mi geldiler? Bir
albüm klipsiz hiç mi
satmaz sorusuna cevap
aradım ve buldum,
satıyor.'
riz. Yurtdışı amaçlı bır şeyler yapıyoruz.
Belkı onlardan bırini ekleyip Elbette'den
seçeceğimiz parçalann remixleriyle bır
şeyler olabılir.
- Yurtdışındaki güişimleriniz ne aşa-
maya geldi? İ rettiğiniz müzik oralarda
hangi etiketle paıarianacak?
ERÇETtN - Yurtdışında çeşitli ya-
pımcılar dinlediler albümlerimi. Fran-
sa'daki genel kanı lırik yapılı, Doğu mo-
tifleri taşıyan, benim şu anda yaptıkla-
nmdan fazla uzaklaşmayan Fransi2ca
bir şeyler üretmek. Esas derdım parça-
lanmı biraz değışikliklerle onlann dilın-
de söylemek. Onlardan kabul göreceği-
m m ^ _ _ tıi sanıyorum.
- Pekiyi yurtdışının
da hedeflerinizin ara-
sına girmesinin nedeni
nedir?
ERÇETtN - Heves
bu; aynca ekonomik.
Ben beş yıldır albüm-
ler çıkanyorum. Kon-
ser verdiğım, şarkı söy-
lediğım zaman para ka-
zanabihyorum. Bura-
da telifhaklannın zayıf-
lığı sonucu hayatımı
sürdürmem kolay de-
ğil. Ancak ben yurtdı-
şında şarkılanmdan bı-
^ ^ ™ " ^ " ^ ^ rirun buradakı kadar tu-
tulmasını sağlasam. bu kadar çok kon-
ser yapmak zorunda kalmayacagım, do-
layısıyla daha çok üretebıleceğim.
- Elbette albümünüzün çizgisi aynı
Türkiye'nin panoraması; her telden her
türtü renk var içinde. Yurtdışına da ay-
nı espriyle mi açdmayı düşûnüyorsu-
nuz?
ERÇETtN - Ben Kırklarelı doğum-
luyum, Galatasaray Lısesı'nde okudum,
Istanbul'da yaşıyorum; farklı özellikle-
rin hepsini üzerımde taşıyorum. Albü-
mün aynısını alıp da yurtdışına çıkaca-
ğım demiyorum, ama buranm özellık-
leriyle gıdeceğım kesın. Bugüne kadar
hep sevdiğım şarkılan söyledım; belkı
bu nedenle çeşıtlılık söz İconusu. Bun-
dan sonra da böyle devam edeceğim.
Erçetin'in ilk albümü
1995te cıktı
10 Şubat 1963 Kırklareli doğumhı
Candan Erçetin. Ortaöğrenimini Gala-
tasaray Lisesı'nde, yükseköğremrnini Is-
tanbul Oniversitesı Arkeoloji Bölü-
mü'ndetamamlamış. 1991'dedeBele-
diye Konservatuvan Şan Bölümü'nden
mezun olmuş.
Profesyonel anlamda sahne kariyeri
daha geriye gidiyor ve Türkiye'dekı me-
raklı gözler onu 1986'daki Eurovision
Beste Yanşması'nda dokuzuncuiukka-
zandığımız MdflıKiMryapıtı Haley'i
yorumlayan KHpsveOnİar grubundan
tanıyor.
Sonra lokallerde Fransız şansonlan
ve çeşitli dillerde şarkılar söylüyor.
Ardından yerh pop ve özel TV kanal-
lan giriyoryaşamımıza ve Erçetinprog-
ram sunucusu sıfatıyla odalanmıza ko-
nuk oluyor.
1995 yazında ise ilk soloalbümü H*-
zmm yayımlanıyor.
Albüm önce hıç satmıyor; sandarye-
ye tersinden oturarak çektiği Umrum-
da Değil adlı parçanın klibiyle tam an-
lamıyla pathyor Hazınm.
Bır yıl geçmeden Umrumda Değü'in
beş farklı yorumuyla, yeni parça Sev-
dim Sevilmedim'in remixlerini bir mi-
di albümde topluyorlar.
1997'de ikinci solo albüm Çapkın'ı
yayımlryor. Bu çalışma da ancak ikin-
ci klip Yaba'dan sonra çok satıyor.
Bol kliple tanıtılan albümden sonra
Oyalama Artık- The Remix Ep2 çıkı-
yor. Yıl başmda da Elbette geliyor ve
Candan Erçetin yedi aydır 1 numara.
- Elbette albümünün tanramı için son
yülarda hiç auşdmadık bir poütika izte-
diniz. Albüm listede birinciyken klibi ol-
madığı için TVler kolaj görüntüler kut-
landılar? Amaç neydi?
ERÇETtN - Klipsiz şarkı dınlenmı-
yor görüşü çok yaygın. Bugüne dek hiç-
bır televizyon yönetıcısı ya da sahıbi çı-
kıp da bana, "Biz olmazsak siz bir biç-
sinizdemedi". ama hep dolayh olarak bu
hıssettınlıyor; yanı basın varsa, bır şar-
kıcı var; yoksa da yok. Ben de bu bas-
kıyla yaşamaktansa bır şey denemek,
haklı olup olmadıklannı öğrenmek is-
tedim. Müzik insanın varoluşundan be-
n var; halk ozanlan, şarkıcılar bugüne
dek kliple mı geldiler? Sonuçta bir al-
büm klipsiz hıç mı satmaz sorusuna ce-
vap aradım ve buldum; satıyor. 600 bın
satış rakamına ulaştıktan sonra albümü
almış dinleyici için bu-tane klip yaptım,
herkes soruyordu çünkü. Şimdi bir ta-
ne daha çekeceğiz, ama klip yapmaya
mecbur ohnadığımı bıliyorum.
- Bu yaz başka konserier var mı prog-
ramınızda?
ERÇETtN - Ağustosun ortasında al-
tı konserlik bir turne yapacağım; Antal-
ya'dan başlıyor.. Marmaris, Bodrum,
Denizli, Çeşme, Altınohık...
Gültekin Çizgen, fotoğrafçılığımıza entelektüel bir bakış açısı getirmenin peşinde
'Sanat özürKibiriükeyiz'İLKAYKILINÇ
"Fotoğraf görüp gösterendir. Bu yüz-
deninsanaöncegörmesmi öğreten,gör-
düklerini de izfetendir" dıyen Gültekin
Çizgen, 42 yıldır hem sanatsal hem de
meslek olarak vizörün ardından bak-
mayı ve kendini ifade etmeyi sürdürü-
yor.
Fotoğrafin sanatsal söylemi çerçeve-
sinde kuramsal bakışlara meraklı oldu-
ğunu belirten Çizgen'in altıncı kuram-
sal kitabı "Fotoğraf 2000" Om Yayme-
vi'nden çıktı. Üç bölümden oluşan ça-
lışmanın ilk bölümünde daha önce ya-
yunlanmamış yeni yazılan bulunuyor.
ikinci bölümde gezip gördüğü sergi ve
albüm değerlendirmeleri, üçüncü bö-
lümde ise yayunlanmış gazete yazılan
yer ahyor. Fırsat bulursa yenilerini de
yazmak istiyor.
"Buyazüar asfanda bizimdunımumu-
zu anlatrjor. 2000'ByıOara girerken Tür-
Idye^e kuramsal bir bakış da di\ebüi-
riz. Ulkemizdefotoğrafinmesafe alma-
a için dışa açıhnası ebem. Yani dünya-
da neler olupbittiğinikimseanlamaz ise
her şeyoiduğuyerdedöner. Halbukibu,
kültürie aşılabilecek bir mesek. Ben de
bflgi bniktanim ve çn-pınmanun içinde
baa şeyleri aktarmayı bir görev olarak
dûşûnfiyorum."
Tütkusundan bir şey kaybetmedi
Gültekin Çizgen yeni bır yüzyıla gi-
rerken tuttuğu notlan gelecekle paylaş-
ma isteğinde.
"SaintGeorge'da okuyordum; Avus-
turya LJsesi'nde. Bir gün okula yaban-
cı bir genç gelmiş. Dûnyayı gezryonnuş.
Yolculuklan sırasmda çektiği fotoğraf-
lan bizleregöstermekistenıiş. Sakmka-
ranhğmdaogencin çektiği dialarbirbir
projekayonun perdesine düşmeye baş-
bdL Işıldaryandığmdaisebenim için ar-
ok yapıiacak başka hiçbir iş ve meslek
ürkiye'nin kendini kendince ifade etme yollannı araması, özgün bir sanatsal yapı
oluşturması için yapılanın 'fotoğrafça' ve Türkçe olması lazım. Bu da kolay değil;
fotoğrafin sanatsal söylemi çok zahmetli ve uzun bir süreçtir, birikim gerekir.'
O günden bugüne fotoğrafa olan tüt-
kusundan hiçbir şey kaybetmedi. Hâlâ
ülkemiz fotoğrafçılığına entelektüel bir
bakış getirmenin peşinde"Bu bir kûl-
tûr ve bir kimlik probkml Türkiye'nin
kendini kendince ifade etme yoUaruu
araması,özgün birsanatsalyapıohıştur-
ması içinyapılanın'fotoğrafça' veTürk-
çe ohnası lazım. Bu da kolay değfl; fo-
toğrafin sanatsal söylemi çok zahıneth
ve uzun bir süreçtir, birfldm gerekir.''
Çizgen, fotoğraf makınesinin icadın-
dan bu yana, yaklaşık 160 yıl içinde bu
işin gerçek ustalannın bırkaç yüzü aş-
madığı görüşünde.
"Neredeyse sanat özûrfû sayılabile-
cekbir ülkede yaşıv-oruz. Ulkemizde ak-
h başında; başarıh bir portfohosu bu-
lunan, h i iş çıkarnuş. sergiler açmış fo-
toğrafçı sayısı bir iki düzineyi aşmaz.
Türkiye'nin sanattananladığı.gösterisa-
natlandır. Düşünün ki Türkiye'nin tünı
sanat kollannda bugüne dek >etiştirdi-
ği sanatçı sayısı 3 bin cK annda. BÖylesi
bir zavallılıktan birtakım insanların
utanması gerekir. Kendi adıma bövle
bir derdim yok, göre^imi yaprjorum.
Ama Türkiye'nin sanatçıbirtoplum ol-
duğu söylenemez. Kimin ehnde ne ka-
dar re'im var, kimin geniş bir kitaphğı
buhmuyor, kim düzenli olarak konser-
leri izliyor?.. Kaldı ki bunu sanatçılar bi-
le yapmrjor; bir ressam sergi açtığı za-
man orada müzisyenleri, thatroculan ya
da edebiyatçılan göremezsiniz. Ulke-
mizde sanatsal beslenmesi ohnayan bir
sanat çevresi var."
Fotoğrafı 'doğnıdan' ve 'deneysel'
ohnak üzere ikiye ayınyor sanatçı. Fa-
kat ülkemizın sanatsal üretim süreci-
nin deneysel fotoğrafı karşılamadığı
görüşünde. Bu alanda ArifAşçı, Orhan
Cem Çetin gibi birkaç kişi dışında göz
doldurucu, bizim duruşumuzu ve ağır-
lığmuzı taşıyan Türkçe işler yapılma-
dığını düşünüyor "Ben yerfiKk arryo-
rum. Sanat bir ifadeyse bizim sözümü-
zü söytemelL _"
'Başan, birikim ve kültürk gelir'
Fotoğrafin 'en son' makıneyle yapıl-
dığına ınanıyor. Bir fotoğrafçının ken-
di kimliğıni ortaya çıkarmak için için-
de bulunduğu alanı ve kültürel coğraf-
yayı anlaması gerektiğmi belirtiyor:
u
Bunımnullryietçüikleflgtsiyok.tnsan>-a-
şadığı yerde neler olup bittiğini anlama-
h ki bir kataüzör olarak oradaki bilgile-
ri sanat dinne aktarsın. Yani kültürünü
özümsemesi için gezmeli, okumah, tari-
hini anlamalı... Bu bir yaşam biçimi,
bunlanher gün \ aparsan biryere \-anr-
sın. Ben 42 yıldır uğraşryorum. Hâlâ da
yapacakçokşeyvar. Bir albümümdeki
10 fotoğraf size bir ufuk verirse odur
önemfiolan. BizJerfotoğraflanmızla ya-
şamahyız. Tabii Id başka çalışmalardan
da beslenmelL Nitekim benim deetkUen-
diğim fotoğrafçılar var. Ernst Haas bun-
lardan yalruzca biri. Ama şüphesiz ça-
hşmalanmzıkendinizce,özgün olarak or-
taya koymak durumundasımz. Yoshı-
kazu Shırakavva'nın 'Himalaya'sma ta-
bii ki hayranun, ama kendim oraya git-
tiğimde onun gibiçekmeme olanakyok."
Başarıh bır fotoğrafin yolunun bınkım
ve kültürden geçtığine ınanıyor Sadece
yeteneginyeterh ohnadığını, 'doğruza-
manda doğru yerdenbakma'nın bir an-
latım biçimi haline dönüşmesi gerekti-
ğinin altını çiziyor.
Çizgen, dünyadaki fotoğrafçılıkta si-
yah-beyaza dönüş yaşandığını, kendisi-
nin de böyle bir özlem duyduğunu ifa-
de ediyor.
"1958-1968 yılan arası yoğun olarak
siyah-beyaz çektim. Sonra renkli>e geç-
tim. Benhnkisi ldşiselbirözlem ama dün-
yada da böyle bir trend var. Arkeolojik
malzeme haline geldi. Japonya'daki bir
sergiden sonra çokünrendün. Daha çok
siyah-beyaz görmeye başladım. 70üIke
gezdün, gezmeye de devam ediyorum.
Başka rurhlzenginleşemeviz. Yenivegü-
zel şeyler beni heyecanlandınyor. tşte bu
yözden dışa açıkotanahvesanatçıiçinbes-
lenme kapısı mutlaka açık kaunah."
Fotoğraf sanatını önemlı ölçüde etki-
leyeceğine inandığı teknolojik gelişme-
lerin tam anlamıyla alana hâkimiyeti-
nin 20-30 yıh bulabileceğini. ondan son-
ra da her şeyin dijital olacağını savunu-
yor. Fotoğrafmakinesininmekanikya da
dijital olmasının çok da önemli olmadı-
ğını düşünüyor- "Lerzetlibiryemeğinşu
vev^ bu çatâlla \tnmesi fazla önem taşV
maz. Yemeğin pişüilmes çok önemiL"
'Kaliteye prim verilmiyor'
Türkiye'deki fotoğrafkoleksıyonculu-
ğu ve sponsorluğunun yaygın olmama-
sını "bfcdm buıjuvazinin zaafi" olarak ni-
telendınyor. Bunu da "ZengmBgin kül-
türie atbaşı ghmesi halinde hakiki bir
burjuvazimn genşmesüıi bekkvebfliriz.
Türkiye'de bugün onun için bûrjuvazi-
nin \arhğı sorgulamyor" biçiminde yo-
rumluyor.
Gültekin Çizgen'e göre başında kali-
teye prim verihniyor. Bunun en büyük
etkeni de 'tekeDeşme': "Basmdayazı^-
leri herkesin yapnğmdan farkh yapan-
lann peşinde değil,fotoğrafeditörü de-
nilen bir ka\ram yok. Sormak isterim;
Ara Güler'den bugün basın ne kadarya-
rarlamyor,tzzet Keribar'dan,Ozan Sağ-
dıçtan?_"
Pekı ya kaçırdıklan?...
"Kaçan bahk daima büyüktür ve her
fotoğrafçının muhakkak kaçırdığı çok
bahk vartbr. Ben de kaçırdım kuşkusuz.
'Ah keşke fılm bitmeseydi de çeksey-
dim... Şurada makine olsaydı...' Ama
bunlan önemsememek gerek. Fotoğraf
gözle çeküir, makineyle değiL O gördü-
ğünüz an. ilerde başka şekilde göstere-
bileceğiniz bir an birikunidir. Her şeyesa-
hipohmamaz."
Türkiye'yi ve dünyayı fotoğraflamayı
sürdürecek olan Çizgen, büyük konula-
n yoğurmaktan keyif ve sonuç alınaca-
ğını düşünüyor. Fotoğrafla olduğu kadar
resimle de ilgilenıyor. Şu sıralar illüst-
rasyonlar üzerine çalışıyor.
"Herkes gibi ben de yaşlanıyorum.
Fotoğraf biraz genç işi" demesıne rağ-
men önümüzdeki 25 yılın programını
yapmış bıle. Sanatçı, Bilişim 2000 kap-
sanunda eylül ayında Lütfi Kırdar'da
Doğu estetiği tavnnda 'MûümalDoğa',
11 Ekım'de Galeri G'de 'Canbaz' baş-
lıklı resim sergılen açacak. Bu arada
'Dünyaya Bakış' adlı bir albüm çıkara-
cak. 2001'de Amerika'da, 2002'de Ja-
ponya, Pekin ve Bombay'da çahşmala-
nnı sergilemeye devam edecek.
Kennedy sanatsal yönleri ite
tanıtıhyor
• Kühür Servisi -
Çeşitli sanat
etkinlikleriıün yer
aldığı ve hergün
yüzlerce
ziyaretçinin gezdiği
Washington
Kennedy Centre'da
bir büstü olan 35.
Amerikan başkanı
John F. Kennedy,
kızı Caroline
Kennedy'nin
çabalanyla
bilinmeyen yönleri
ve sanatsal yanı ile
tanıtılmaya
çalışılıyor. Bu
amaçla çekilen on
dakikalık kısa
fılmde, Caroline Kennedy de rol alıyor.
Babasının fıkirlerinin daha iyi anlaşılmasını
isteyen Caroline Kennedy farklı projeleri
olduğunu da ekliyor. Merkezin başkanı Lawrance
J. Wilker da, Kennedy'nin burada bulunan
büstüne anlam katmak istediklerini belirterek
aralık ayında bu yolda interaktif sergiler
düzenleyeceklerini belirtti
Poussin'in kaym resmi bukndu
• BRÜKSEL (AFP) - Fransız ressam Nicolas
Poussin'uı 1814 yıhndan bu yana kayıp olan resmi
bulundu. Belçika'nın dışında bir kılisede bulunan
resim Poussin'in 1623 tanhlı 'Meryem'in Ölümü'
tablosu. Belçika Kraliyet Sanat Tarihı Enstitüsü'nün
bildırdığıne göre, geçen hafta kilisede bulunan
resim, müze kayıtlanna göre 1814 yıluıdan beri
kayıp. Resim hakkında çok fazla bilgi olmasa da
Poussin'in resmi Pans'ten aynhp hayatının
neredeyse tamamını geçirdığı Roma'da tamamlamış
olduğu biliniyor. Baü sanatında günümüzde halen
üzerinde önemle durulan bır ısim olan Poussin,
erken Fransız resmının en büyük ustalanndan biri
olarak biliniyor.
Guggenhetofda Çin resmi
• Kühür Servisi - Amerika'nın New York
kentinde bulunan Guggenheim Müzesi'nde yer
alan bir sergide 'Çin resmi' konu ediliyor. Bugün
dünyanın en önemli modern sanat
merkezlerinden biri olan müzede, söz konusu
sergide, dört ana baslık altında Çin resminin 19.
yüzyıl sonlanndan günümüze değin geçirdiği
gelişim, değişim ve evrimler öne çıkanhnaya
çalışılmış. 'Çin Resminde Yenilikler, Modern
Nesil, Yeni Çin Resmi, Geleneğın Evrimi'
başlıklan ile sergide, içinde bulunduğu merkezin
konseptine de uygun olarak 'yenilikler'in alü
çizümek isteniyor.
Armada'da tango geceleri
devam ediyor
• Kültür Servisi-
îstanbul Ahırkaprda
bulunan Armada
Otel'de geleneksel
tango geceleri
devam ediyor.
Altı yıldan bu yana
her pazar düzenlenen
tango gösterileri
bu yıl da otelin
Cankurtaran kıyısında
yer alan 'Armada Sahil Bahçesi'nde Omit îris ve
Seval Uğur ikilisinin danslan ile gerçekleşiyor.
'Suftanlar bnparatoriugu7
sergisi Amerika'da
• KüMr Servisi - Amerika'nın Detroit kentinde
Uluslararası Sanat Hizmetleri kuruluşu
tarafından açılan 'Sultanlar împaratorluğu' adlı
sergide 200 yapıt yer alıyor. Dünyada Islam
sanatı konusunda en önemli koleksiyonlardan
biri sayılan 'Nasır Halili Koleksiyonu', büyük
çoğunluğu oluşturuyor. Yapıtlar, Osmanh
Împaratorluğu içinde yer alan Türk, Rum,
Ermeni, Mısırlı, Suriyeli, Kuzey Afrikalı
sanatçılar tarafından yapıhnış ve imparatorluğun
içindeki sanatsal zengiriliği gösteren nitelikleriyle
dikkat çekiyor. Sergide değerli hahlar, sırma
işlemeli ipek ve kadife kumaşlar, az bulunur
Kuranıkerimler, Osmanlı elyazmalan, tezhip
örnekleri ve seramik parçalar da yer alıyor. Sergi,
8 Ekim'e değin Sanat Enstitüsü Müzesi'nde
devam ediyor
ÇB(Ülden 7 bötoe 7 kenf projesi
• Kültür Servisi - ÇEKÜL Vakü, '7 bölge 7
kent' adı altmdaki kültürel koruma projesiyle
Diyarbakır, Kastamonu, Midyat, Birgi, Akşehir,
Burdur, Mudanya, Cumalıkızık, Kemaliye, Talas,
Akseki gibi çeşitli yörelerde çalışmalanm ,;
sürdürüyor. Proje kapsammda, Diyarbakır
surlarmda, Midyat'ta çevre-kûltürevinde,
Kemaliye'de 'örnek ev'de yapılan restorasyon
çahşmalan, tanhi koruma ve kentsel tasanm
ilkeleri çevresinde yapılıyor. Aynca ÇEKÜL'ün
Türkiye'de öncülük yaparak gerçeklestirdiği '7
ağaç ormanlan kampanyası' ise Çatalca 7 ağaç
ormanında yapılan 'dumansız piknik' ile 7.
yaşına ulaştı.
Vermeer operada
• Kültür Servisi -16. yüzyıl Flaman ressamı
Johannes Vermeer, üzerine yazılan birçok
araştırma ve romandan sonra şimdi de opera
sahnesinde yer alacak. Fılm yapuncısı Peter
Greenavvay tarafından tasarlanan
'Writing to Vermeer' (Vermeer'e Yazmak) adlı
operanın prömiyeri Amerika'daki
Lincoln Centre Festivali'nde gerçekleşti.
Yazdığı provokatif kitaplarla tanınan
Greenaway, bu operayı, ressamın daha sonra
Washington'a da gelen Hague'daki sergisinden
esinlenerek yazmış. Operada ressamın eşi,
kayınvalidesi ve 1672'de bulunduğu Delf'teki
modelinden ona yazılmış mektuplar yer alıyor.
Edebi mektuplar librettolarda aynı temayı
vurguluyor.