Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE
8 HABERLEREV DEVAMI
Zonguldak
Yurttayağışbeklen-
miyor. Yurdun ku-
zeydoğu kesimferi
parçalı bulutiu, öte-
ki yerier az buluttu
ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı bütün
yurtta 2-4 derece ar-
tacak. Rüzgârkuzey
ve batı yönlerden
hafif, ara sıra orta
kuvvette esecek.
DIS MERKEZLE
Oslo
Helsinki
Stockfıolm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
20
18
20
23
20
20
24
20
Beriin Y 27
PB 26
Madrid A 34
Viyana Y 26
Belgrad A 30
Sofya A 32
Roma A 30
Atina A 36
Münih Y 27 Zürih Y 25 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Y
A
A
Y
A
Y
A
A
28
38
30
36
30
31
32
36
A 42
Moskova
Taşkent
Tahran
0Aç.k Buluttu k
Çok bulutiu . Yağmüfiu
\MM?
Kariı Gok gunjltülü
GüNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Başta Başbakan Ecevit; "Böyle bir karamame-
den haberim yok" diyor.
Içeriğine göz atınca kararnameyi hazırlayan ba-
kanlık olarak öne çıkan içişleri'nden sorumlu Sa-
dettin Tantan ise "Bizim öyle bir hazırtığımız yok"
demekle yetiniyor.
Bir Başbakan'ın, bir Bakan'ın "yok" demesine
karşın; "memurlara yargısız infaz" başlığı altında
kanun hükmünde kararnamenin tam metni, en
azından geniş özeti basında yer alıyor.
Başbakan Ecevit; böyle bir KHK'nin hazırlandı-
ğını ya da varlığını, yokluğunu bir zahmet araştır-
mıyor. Tabii gürültü giderek büyüyor.
Fazilet ile dinci yayınlar "demokrasiadına"çığ-
lıkçığlığa.
örneğin; FP'nin yayın organı gözüyle bakılan
Milli Gazete'de kararnameyi tanımlayan başlıkze-
hir zemberek: "Giyotin gibil
Başlığı giyotin gibi ifadeler süslüyon
"Ana gündemin demokrasi olduğu birdönem-
de hükümet memurlara zulüm için karamame çı-
kanyor. Yeni kararnameyle bir memurun kaderi bir
kişinin iki dudağı arasına sıkıştınlıyor".
9.6.1930 tarihli 1700 sayılı Dahiliye Memurlan
Kanunu'nun 23. maddesinde değişiklik öngören
KHK'nin amacı irtica ile mücadele.
KHK ile "yıkıcı ve bölücü veya cumhuriyetin te-
mel niteliklerinden herhangi birini değiştirmeye
yönelik eylem ve faaliyette bulunmak kamu göre-
vinden men cezası gerektirecek".
Ama asıl gürültü koparan, yargısız infaz çığlıkla-
nna neden olan hüküm, daha sonra geliyor
"Bir kamu görevlisinin bu cezaya çarptınlması
için; ikimüfettiş raporu doğrultusunda iki sicil ami-
rinin raporu ve bakan onayı yeterti" olacak.
Hükümetin varlığını kabul ya da reddetmediği
kararnamenin hangi gereksinimin ürünü olduğu
saptanamıyor.
Ne ki; REFAHYOL hükümeti zamanında devlet
memurtarı arasında ve özellikle poliste irtica akımla-
nna kapılanlann büyük sayıda olduğu öne sürüldü.
Hatta devleti içinden ele geçirmeye yönelen bu
türden kişileri mevcut yasalarla tasfiye etme ola-
nağının bulunmadığına ilişkin bilgiler de alındı.
Bu bilgilere dayanarak bir varsayımda bulun-
mak olanaklı.
Hükümet; yasal boşluğu ortadan kaldırarak ka-
mu görevinde, özellikle polisteki irtica heveslileri-
ni tasfiye edebilmek amacıyla böyle bir hazırtık mı
başlattı acaba?
İki yoldan biri
Kuşkusuz; irtica hareketlerine karşı alınacak her
türlü önlemin demokratik ilkelere uygun olması
başta gelen koşul.
Uç ortak arasında böyle bir girişimin olabiliriiği
üzerinde tutarlı denitebilecek birliktelik görülmüyor.
örneğin; 28 Şubat'ın 18 Nisan'da oy yitirmele-
rine yol açtığını söyleyen ANAP lideri Mesut Yıl-
maz'ın demokratik kurallara uygun olsa bile böy-
te bir KHK'ye karşı çıkacağı söyleniyor.
llımlı dinciçevreler, "Türkiye Avrupa'ya değil, fa-
şizme gidiyor" diye yaygara koparıyor.
Hükümet suskun. Hükümet pek çok sorunda
olduğu gibi, bu konuda da uyumdan yoksun.
Hükümetin önünde iki yol var. Hükümet yol ay-
nmında.
Ya "yargısız infaz yasasının" gündemde olma-
dığını "resmen" açıklayarak giderek genişleyen
tartışmalann önünü kesecek.
Ya da devletin geleceği açısından bu yasaya ne-
den gereksindiğini KHK'yi kamuoyuna duyurarak
resmileştirecek.
İki yoldan birini yeğlemezse; hükümet, tartışma-
ya açtığı, ne çare bir türlü başanlı sonuçlara bağ-
layamadığı sorunlara bir yenisini ekleyecek.
Meğer hükümet 3. bir yol bulmuş:
Yalan ifadelerle medyayı uyutmak ve kanun hük-
mündeki kararnameyle ilgili işlemi gizlice yürüt-
mek!
Cumhuriyet bürosuna dün gece geç vakitte yan-
sıyan haber; kararnamede bakan imzalannın ta-
mamlandığını gösteriyor.
Hükümetin günlerdir sahnelediği komedide son
perde işte böyle iniyor.
Memuriyetten ihroç
koktylaştırüiyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kamu
çahşanlannın iki sicil
amirinin raporu ve ba-
kan onayıyla memuri-
yetten ihracını öngören
kanun hükmünde karar-
name için Bakanlar Ku-
rulu üyelerinin imzalan
tamamlandı.
28 Şubat sürecinin ar-
dından irtica ve bölücü-
lükle mücadele gerek-
çesiyle TBMM'ye sevk
edilen, komisyonlarda
ANAP, FPveMHP'nin
engellemesi nedeniyle
bekleyen tasannın ka-
ramame olarak çıkanl-
ması için imzaların ta-
mamlandığı öğrenildi.
Tasannın TBMM ko-
misyonlarında görüşül-
düğü sırada hükümet
ortaklan arasında yaşa-
nan sorun Bakanlar Ku-
rulu'nda aşılırken imza-
lann dün tamamlandıgı
kaydedildi. TBMM ko-
misyonlannda tasarıya
tepki gösteren MHP ve
ANAP'lı bakanların,
parti tabanlanndan ge-
lecek tepki nedeniyle bu
konuda basına açıklama
yapmaktan kaçındıklan
dile getirildi.
Kararnameye göre
"Yıkıcı ve bölücü veya
cumhuriyetin temel ni-
teliklerinden herhangi
birini değiştirmeye yÖ-
nelik eylem ve faaliyette
bulunmak" kamu göre-
vinden men cezası ge-
rektirecek bunun iki
müfettiş raporu doğrul-
tusunda iki sicil amiri-
nin raporu ve bakan
onayı yeterli olacak.
Meslekten bu yöntemle
çıkanlanlann kamu ku-
rum ve kuruluşlan, ye-
rel yönetimler üe bunla-
nn sermayesinin yüzde
50'sinden fazlasına sa-
hip olduğu kurum ve
kuruluşlarda görev al-
malan daengellenecek.
Hükümet, basına
yansımasımn ardından
böyle bir karamame ol-
madığını açıklamıştı.
tçişleri Bakanı Sadettin
Tantan, bakanhğına at-
fen yazılan haberlerin
doğru olmadığını ileri
sürmüştü.
Hayal tacirinin soıııı
• Baştarafi I. Sayfada
matvartağına tedbirter ko-
nulmuş, bankalara, Jet-
Pa'ya ödeme yapdmama-
sı konusunda talimatlar
verilmistir.Kara para ola-
rak değerlendirüen para,
ashnda Avrupa ülkelerİD-
den getirilip Türk ekono-
nıisine kazandınlnuş pa-
ralannr."
Bu tedbirlerin Avru-
pa'daki şirketleri olumsuz
yönde etkilediği ileri sü-
rülen mektupta, para kap-
tıranlan şoke eden açık-
lama devam ediyor:
"Busebepleherseyden
önce yılbaşında durduru-
lan geri ödemeier, şirketin
kendisini topariamasına
kadar, ki çok uzun bir sü-
re alabilir, yapılmayacak-
ör.DoğaJ olarak buşartiar
altında kâr payı ödemesi
de mümkfin değüdir.
Maddi durumu sıkışık
olan ortaldannuz haİdı
olarak kendilerine ödeme
yapılması için ısrar et-
mektedirier. Şirket bir
banka olmadığı için gelen
paralan yatuımlara yön-
lendirerek değertendir-
miştir. Şunun kesinUlde
ortaklanmızca bilinmesi
gerekmektedir ki, şirkette
herhangi bir naldtmevcut
değildir. Yönetimimiz
masraflan lasma karan
ahnışbr. Bu bağlamda
KasseJ, Bremen ve Bkk-
feld bürolanmız kapatü-
nuşür. Bremen bürosuna
bağh ortaklanmızın iş-
lemleri bundan sonra
Hamburgbürosu tarafin-
dan, BielefeM ve Kassel
bürosuna bağh ortaklan-
mızın işlemleri de Dort-
mund bürosu tarafindan
yapıiacakür. Sizlere, ka-
paülacak diğer bürolar
hakkında da gerekti haber
ulaşbnlacaknr." Öte yan-
dan Almanya'da ve Avru-
pa'da para kaptıranlann
giderek yoğunlaşan tep-
kisinin önüne geçmek
için bu ülkelerde hayali
şirketlerin kumlacağı va-
adiyle, "Bu şirketiere or-
taklanmtzınsahipçıkına-
sını bekliyonız. Daha abo-
neohnamışlarsaaboDeol-
maya davet ediyonız" de-
niliyor.
Jet-Pa'nın Almanya'da
hiçbir zaman yatınm ya-
pıp para kazanan şirketle-
ri olmadı; çantayla cami-
lerden para toplayan tero-
silcileri, bu temsilcileri
örgütleyen bürolan oldu.
Sözde "belal kazanc" adı
altında, 1500-2000 ara-
sındakı temsilcinin yüzde
60'ının Milli Görüşçü,
yüzde 40'ının Nurcu, Fet-
hullahçı olduğu ortaya
çıkmıştı.
Bunlar da vurgundan
paylanna düşeni aldılar.
Almanya'dan Danünar-
ka'ya, Hollanda'dan Bel-
çika'dan Fransa'ya, mgil-
tere'den Avusturya'ya ka-
dar, dini kullanarak işe
besmele ile başlayan cid-
di bir para toplama ağı
oluşturulmuştu.
Dortmund Bölge Koor-
dinatörü Kazun Sever
(Nurcu) Almanya'nın
Kuzey Ren Westfalya
Eyaleti'nden Isveç'e ka-
darsorumluydu. Stuttgart
Bölge Koordinatörü Me-
sut Kundakçı (Fethullah-
çı) Doğu Almanya'dan
Avusturya'ya kadar olan
bölgenın gelirlerinin tek
sorumJusuydu.
Jet-Pa'nın ilk kurulu-
şunda Milli Görüş'ün es-
ki Hollajıda bölge başka-
nı olan Ömer Baler Avru-
pa Genel Koordinatörlü-
ğü'ne getirilmişti.
Cumhuriyet bunlan ilk
dile getiren, Jet-Pa olayı-
nı aynntılanyla anlatan
gazete oldu.
Konuştuğumuz Al-
manya'da görevli bir ban-
kacı, bugünkü sonu
1998 'de görerek şöyle de-
ğerlendiriyordu: "Şirke-
tin kâr dağıtabilmesi için
ara bilançoyapması gere-
kiyor. Bu kâr neye göre
tespit edilivor. Yaöran çok
para kazanabilir ama bü-
yük riski var. Şirket iflas
etse şirket üzerinden hiç-
bir şey ahnamaz. Ortakh-
ğm hiçbir garantisi yok.
Jet-Pa kâr payı adı alnnda
faiz alıyor. Kâr payı ola-
bihnesi için bir şirketin
kâr yapması lazun. Kâr
payını garanti etmiyorlar.
Ne çıkarsa bahtma. Topla-
nan paralar Türkiye'ye
gidiyor. Avrupa'dan para
ghrneseJet-Pa Türkiye'de
personefinin maaşım öde-
yemez. Hovardaca para
harayorlar."
Stuttgart yakınlannda
Asperg kasabası ve yöre-
sinde Jet-Pa mağdurlan-
nın sayısımn hayli kala-
Futbolcuları da reklam için kuUandı
• Baştarafi 1. Sayfada
adres de yine Jet-Pa oldu.
G.Saray'dan Alp, Beşiktaş'tan Erkan,
Bolu'dan Tacetnn'i transfer etti. 3. lig-
de mücadele ederken çok güçlü bir kad-
ro kuran Yeşil-Sanlı ekip, ardından 2. lı-
ge çıkü. Siirt Jet-Pa, en büyük adırnım
ise Istanbulspor'la bağlannı koparan
Sergen Yalçm'ı renklerine bağlayarak
attı. lstanbulspor'a 5.6 milyon dolar
.ödeyenJet-Pa, buoyuncuyuönce F.Bah-
çe, ardından da G.Saray'a kiraladı. Jet-
Pa, bir sonraki yıl Beşiktaslı Alpay, ar-
dından da Siyah-Beyazh ekibin milii
futbolcusu Oktayı renklerine bağladı.
Bonservisleri Siirt Jetpaspor'da gözü-
ken 3 oyuncunun bir kez bile Yeşil-Sa-
nlı formayı gıymemesi ise spor dünya-
sı tarafindan, "Transferfer kâr verekbın
amaçh" diye yorumlandı. Lig ve kupa
maçlannın en sıkışık döneminde bile
"tmza" adlı henüz hayal ürünü olan oto-
mobilin tanıtım kampanyalanna katıian
3 futbolcu, formasını giydikleri kıüüp-
lerden de "tophunu kandınfaJdan" ge-
rekçesiyle tepki gördüler.
Jet-Pa'nın ftrtbol dünyasmdaki bir
başka adımı ise özellikle anonim şirket
yapısındaki kulüplerie yapmak istediği
ortaklıktı. Antalyaspor Anonim Şirke-
ti'nden yüzde 33'lük hisse alan Jet-Pa
Başkanı FaddAkgündüz, (yüzde 30 Fa-
dıl Akgündüz, yüzde 3 Tanju Çolak) bu
kulübe forma reklamı da verdi. 70 mil-
yarlık bu rekiamın parasını bugüne ka-
dar ödemeyen Akgündüz, AŞ'ye de his-
selerden dolayı 30 milyar borçlu durum-
da. Bursaspor Kulübü ile de reklam an-
laşması yapan ancak Yesil-Beyazlı ku-
lübe borçlannı ödemeyen Jet-Pa, Fener-
bahçe, Göztepe ve birçok2. Üg kulübü-
ne forma reklamı verdi.
balık olduğu belirtiliyor.
Sıvaslı Ziva kahraman
ve eşi Yasemin bunlardan
biri. İki yıllığına 50 bin
mark vermişler, ama va-
desi dolduğu halde alamı-
yorlar.
Vaat edilen kâr payı da
yılbaşından beri verilmi-
yor. Avukata vermişler,
bir grup oluşturup mah-
kemeye gitmeye hazırla-
myorlar. Jet-Pa yönetici-
leri baskı yaparak basına
bilgi vermelerine karşı çı-
kıyor.
Yasemin Kahraman'm
söylediğine göre evlerine
telefon eden temsilci,
"Neden düşmana bilgive-
riyorsumız? Allah kann-
da zor hesap verirsiniz.
Müslümanlığın adını kö-
tülüyorsunuz" diyor.
Yasemin Kahraman,
"Siz nasıl vereceksiniz"
deyince buna yamt alamı-
yor.
Yasemin Hanım karar-
lı, kimseden korkusu ol-
madığmı belirterek "Eli-
mizden geleni yapmak,
bunlann ne mal olduğu-
nu anlatmakistiyoruz. Bu
bizim için onur davası ol-
du" diyor ve gazetemize
şu açıklamayı yapıyor:
"Bunlar her kesimden gü-
veniür kişileri seçip cema-
atlerin içine sakhlar. Dini
duygularla bize vanaşûlar.
Dini kullanmasalar tam-
madıgınıı/insanlara naal
para verirdik. Bunlar Al-
lab'tan da korkmuyorlar.
Islamiyeti yaşayan biri-
yim. Kuran'ı yaşamaya
çalışryorum. Bu olaylar
nedeniyle tüm cami kesi-
miyle iüşkilerimi kestim.
Onlardan soğudum. Jsla-
mı bilmesey dim ondan da
soğuvacaktım. Ama Al-
lab'a inancım var. Bun-
dan sonra peygamber gel-
se para kapnrmam!.."
Bflerek ölüme uçtu• Baştarafi 1. Sayfada
yolcu ve 9 mürettebatın yanı sıra
bir bölümü yanan oteldeki 4 kişi
de öhnüştü.
Başsavcı Yardımcısı Elisabeth
Senot, basına yaptığı açıklamada,
uçağın kara kutularmın incelendi-
ğini ve edinilen bilgilere göre, kal-
kış izni verildikten 56 saniye son-
ra, uçağın pilotunun havalanmak
üzereyken sol motorlanndan biri-
nın anzalandığnn kuleye bildirdı-
ğını, ancak uçağın hızının çok faz-
la olması nedeniyle fren yapama-
dığmı ve havalanmak zorunda kal-
dığını bildirdi. Başsavcı Yardnncı-
sı, bunun hemen ardından kule gö-
revlilerinin pilota sol motorun
yanmaya başladığını bildirdikle-
rini söyledi. Fransız Havayolla-
n'nın Sözcüsü François Brousse
da uçağın kalkışından önce 2 nu-
maralı sol motoruna pılotun iste-
ği üzerine teknisyenler tarafindan
bakım yapıldığını söyledi. Brous-
se, bakîm yüzünden uçağın rötar-
h kalktığını belirtti. Havacılık uz-
manlan da kalkıştan hemen sonra
sol motorunun alev aldığı görülen
uçağın motor anzası yüzünden
düştüğünübelirönişlerdi. Uzman-
lar, motorda birpatlama olduğunu
ve bu patlama sonucu çıkan yan-
gının da uçağın yakıt deposunun
infılak etmesine yol açtığnu dü-
şündüklerini bildirmişlerdi.
Uçağın enkazmın 30 metre ya-
nçapında bir alana yayıldığı, ce-
setlerin tamamen kömür olduğu
ve parçalandığı belirtiliyor Dün
enkazdan 81 ceset çıkanldı. Önce-
ki gün öldüğü açıklanan ve Hotel-
lisimo otelinde kalan Ingiliz öğ-
renci Alice Brooking'ın uçak düş-
tüğu anda birinci kattaki odasının
penceresinden atlayarak hafif ya-
ralı olarak kurtulmayı başardığı
öğrenildi. Kazadaölenlerinçoğu-
nun Nevv York'tan başlayan bir ge-
mi gezisine katılacak Aunan yol-
cular olması nedeniyle Alman Fe-
deral Uçak Kazalan Araştırma
Dairesi'nden iki uzman da Fran-
sa'ya gitti. Uzmanlar, uçağuı dü-
şüş nedenini araştıran ekipte göz-
lemci olarak yer alacak. Kazada
ölen Alman yolculann aileleri de
Charles de Gaulle Havaalanı'na
geldiler. Almanya'nm Hannover
kentinde süren Expo-2000 Fu-
an'nda dün ölenlerin anısına bir
ayin düzenlendi. Ayine Başbakan
Gerhard Schröder ve tüm bakan-
lar kurulu üyeleri katıldı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı,
uçakta ölenlerle ilgili olarak ay-
nntılı olmayan bir liste yayımladı.
Bakanlık 99 yolcudan 49'un-
un kadın, 47'sinin erkek olduğunu,
yolcular arasında 3 de çocuk bu-
lunduğunu belirtti. Uçakta 2 Da-
nımarkalı, 1 Avusturyalı, 1 de
ABD'li bulunuyordu. 9 kişilik
mürettebatın tamamının Fransız
olduğu açıklandı. Öte yandan,
Fransa Ulaştırma Bakanı Jean-
Claude Gayssot, Air France'a ait
Concorde uçağının düşmesinden
sonra kaza nedeni ortaya çıkanla-
na kadar Concorde uçuşlannın as-
kıya almdığını bildirdi. Gayssot,
uçağın düşüş nedenınin anlaşılma-
smın 2-3 gün sürebileceğini, ye-
terli bilgi alınmaması durumunda
uçaklann motorlannın incelene-
ceğini söyledi. Ingiliz Havayolla-
n ise Concorde uçuşlannın sürdü-
ğunü bildirdi. Londra-New York
seferi dün yapıldı. Londra-Nevv
York seferlerinin süreceğini sÖyle-
yen havayollan sözcüsü, "Uçak-
lannnza güvenîyoruz'' dedi.
Çevreciler direndi, kazandı
• Baştarafi 1. Sayfada
sında çok etkili olan Baş-
bakan Ecevit'in bu açık-
lamayı, rüzgâr enerjisin-
de örnek ülke olan Dani-
marka'yı ziyaretinin ar-
dından yapmasuıın dikkat
çekici olduğunu söyledi.
Nejat Yavaşoğullan ise
karann nükleer lobinin
suratmda bir tokat gibi
patladığım söyledi. Rojin
de "Muthıyum, mücade-
leter ooşa gHmedi" dedi.
Nükleer lobinin Türki-
ye'yi nükleer tuzağa dü-
şürmeyi başaramadığım
belirten Greenpeace Akde-
niz Enerji Kampanyası So-
rumlusu Melda Keskin,
TEAŞ'ın, nükleer enerji ve
fosıl yakıtlara dayab plan-
lannı, enerji veriinliliği ve
yenilenebilir enerji kay-
naklannın kullanımına yö-
nelik olarak değiştirecek
acil çahşmalara başlanma-
sı gerektiğini bildirdi.
Bu karann para hırsıyla
ülkeyi ve dünyayı bir rad-
yasyon cehennemine çe-
virmek için lobi faaliyetle-
ri yürüten çokuluslu nükle-
er tekeller ve yerli işbirlik-
çilerine vurulmuş bir dar-
be olduğunu belirten Sela-
mi Yümaz, "Nükkersant-
rala muhalefet edenJere
'geri zekâh" diyen MHPTi
Ulaşnrma BakanıEnis Ök-
süz'e, 'Beni Allah'tan baş-
ka kımse durduramaz' di-
yen Enerji BakanıCumhur
Ersümer'eimafediyoruın''
dedi. Başta Cumhur Ersü-
mer olmak üzere bu itham-
larda bulunan tüm yetkili-
leri istifaya daveteden Yıl-
maz, karan, 30 yıldır mü-
cadele veren başta Elekt-
rik Mühendisleri Oda-
sı'nın, diğer meslek örgüt-
lerinin, sendikalann, cevre
örgütlerinin, aydınlann, sa-
natçılann ve özellikle Ak-
kuyu köylülerinin bir zafe-
ri olarak nıtelendırdi.
Bu karann dışa bağımh
enerji politikalannı ve
enerjide özelleştirme uy-
gulamalanna karşı sürdü-
rülen mücadeleyi teşvik
edeceğini vurgulayan Yıl-
maz, mücadelenın dünya-
daki son nükleer santral
kapanıncaya kadar sürece-
ğini söyledi. Yılmaz, 5
Ağustos'ta Akkuyu'da ya-
pılacak geleneksel şenh'ğin
zafer kutlaması olacağını
bildirdi. Makina Mühen-
disleri Odası Istanbul Şu-
be'si Başkanı Üzeyir Ulu-
dağ ise hükümetin geri
adım atmasına karşın fir-
sat bulunca nükleer enerji-
yi tekrar gündeme getire-
ceğini vurguladı.
Uludağ, bu karann sü-
rekli olmasını istedi. tnsan
Haklan Derneği Çevre
Komisyonu sorumlusu Şa-
ban Dayanan, bu karann
Türkiye nükleer tuzağa düşmedi
Nükleer santtala karşı Boğaz Köprü-
sü'nde eylem yapan Greenpeace üyele-
rine karşı "Beni ABahtan başka kûnse
darduramaz*' diyenEnerji veTabii Kay-
naklar Bakanı Cumbnr Ersümer'i, hü-
kümet durdurdu. İlk yarırnn tutan 4-5
mıryar dolarakadar çıkan, en az 8-10 yıl
sonra üretime geçebilen, hantal, pahalı,
tehlikeli ve dünyanın terk ettiği nükleer
santral ile ilgili rasyonel bir karar alan
hükümet, Ersümer'in "nhrevireferan»-
nı" dikkate almadı. Hazine'nm garanti
vermemesine, enerji sektörüne yatmm
yapan bazı işadamlannın bile akılcı bul-
mamasına karşın Ersümer'in ısrarlı tu-
tumu için, "ülkeyi nükleermaceraya sü-
rüklüyor'' yorumu yapılmıştı. Türki-
ye'de nükleer santral yapımının "tekuik
değil siyasi bir tercih" olduğunu ısrarla
söyleyen nükleerenerji mühendisi Prof.
Tolga Yannan, proje için, "el parasıyla
nüideer gerdeğe gnrryorlar" demişti.
ahnmasında sivil toplum
örgütlerinin etkisinin bü-
yük olduğunu belirterek
"Hükümet, nükleer enerji-
den tamamen vazgeçroedi
Ashnda bu karar'Demok-
lesin kılıcı' gibi Türki-
ye'nin başında duracak.
Hâlâ nükleer santral riski
ile karşı karşrya>iz, geçki
iptalkr çözüm değüdir"
diye konuştu. Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği
Genel Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylan da nükleer
enerjinin zararlı olduğunu
toplumun siyasetçilerden
daha önce fark ettiğini ifa-
deetti.
Bu arada nükleer sant-
rallan protesto etmek
amacıyla Taksim Meyda-
nı'nda izinsiz gösteri yap-
tıklan iddia edilen çevre-
ci örgüt üyesi 45 kişinin,
2'şer yıla kadar hapis ce-
zası istemiyle yargüan-
masına dün Beyoğlu 6.
Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde devam edildi. Du-
ruşma, dosyadaki eksik-
liklerin giderilmesi ama-
cıyla ertelendi.
G Ü N D E M ML STAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Styfada
yor.
Anadolu ile taritii yan yana getirince, insanın ak-
lına ilk yazının başlığı geliyor. Bilinen 35 uygarlığa
beşiklik etmiş, 3 binin üzerinde antik kenti cağımı-
za taşımış Anadolu'da, sadece zaman değil, tarih
de akar.
Insanlığın avcılıktan tanma geçişi, bugünkü kav-
ramlarla anlatılması güç bir devrim.
Avlanarak beslenen toplumda, bir insanın geçi-
mi için, 20 kilometrekareye gereksinimi vardı. In-
sanoğlu sonraki devrimleri başaramamış olsaydı,
yeryüzü sadece 30 milyon insanı besleyebilirdi.
Tanmın gelişimi ile 20 kilometrekarelik alan, 6-8 bin
kişinin yaşamını sürdürmesine yetmeye başladı.
Tanm için en elverişli yerier, mevsimlik yağmur
alan, sürülüp işlenebilen bozkıriardı. Milat'tan ön-
ce 4 bin yılından ıtibaren, "bozkır uygariıklan" ta-
rih sahnesindeki yerini aldı. Anadolu, bu uygarlık-
lann en canlı geçtiği coğrafyalann başında geliyor.
Coğrafya biliminde şöyle bir tanım yer alıyor:
Mutlu ülkeler, mutsuz ülkeler!
Anadolu birinci bölümde yer alıyor.
Doğabilimciler, her ülkenin bitki örtüsünü, ora-
da kendiliğinden yetişen bitki türlerinin kurduklan
birlikter diye tanımlar. Anadolu'nun burada da hak-
kını yememek gerekir. İlk akla gelenleri sıralarsak
incirin, kirazın, sedirin anayurdu Anadolu.
Akdeniz ikliminin öteki adı, zeytin iklimidir. Zey-
tin Akdeniz'e bizim kapılarımızdan geçti...
Anadolu'nun biradı da "ç/narü//ces/"dir. Halikar-
nas Balıkçısı'nın deyimiyle, çınar, boyunu posu-
nu Anadolu'da alır.
Anadolu'nun tarihsel zenginliklerine ilişkin, bilin-
cimizi daha ileri götümnek gerekiyor...
Mısır, bugün tarihsel zenginliklerini, sadece tu-
rizme değil, edebiyata da taşımayı başardı. Ram-
ses'ten Tutankamon'a. antik Mısır'ın bilinen isim-
lerini bugünün kahramanları haline getirdi. Ne gü-
zel! Oysa Anadolu'da bugüne taşınabilecek, işle-
meye değer, o kadar çok olay ve kişi var ki... Su
kaynaklanmızı iyi kullanamayışımızı ne acı hicvet-
mişiz:
Su akar Türk bakar.
Bu tekerlemeyi, "Tarih akar Türk bakar" diye de
yineleyebiliriz.
Birölçüde uyandırmaya başladığımız tarih bilin-
cininyanına, "Anadolu doğasının" bilincini deek-
lemeliyiz.
Öteki coğrafyalaria paylaştığımız binlerce çeşi-
din yanında, sadece Anadolu'da yetişen 4 bin brt-
ki türü var. Bunlardan birinin kaybı da öteki uygar-
lık kazanımlanndan birinin kaybıyla eşdeğerdir.
Bir süre izin a
Sadedegelirsek...
Anadolu ırmağından bir tas alıp, sütuna dökme-
mizin, bir başka deyimle, Anadolu'dan başlığı iş-
lemeli küçük bir sütun sunmamızın nedeni şu:
Bir süre izin!
Hoştur söylemesi, 80 kadar ülke dolaştım. Her
birini ister istemez Anadolu'yla karşılaştırdım.
Bu kez de kilometresel uzaklık yerine, zamansal
derinlik planlayıp Anadolu'yu yeryüzüyle karşılaş-
tırsam diyorum...
Anadolu'yu çocukluğumda babamla dolaştım,
meslekte görevimle... Bu kez de kendimle dolaş-
sam diyorum.
Yola çıkmadan önce, Anadolu coğrafyasına, uy-
garlıklanna ilişkin, zengin kaynakların arasında ge-
zindim. 100 kadar da Anadolu şiirinin. Şiirlerin her
biri birbirinden güzel. Yola, Ahmet Muhip Dıra-
nas'ın "Step" şiirinin son mısrasıyla çıkalım:
Ah, sonsuz Anadolum sen! Sen, sen, sen hep!
balbay@cumhuriyet.com.tr
Projenin iptali
DSP'lüeri sevindirdi
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)- Hükümetin
25 yıldır tartışılan nükle-
er santral projesini iptal
etmesi, Akkuyu santrah-
na karşı mücadele eden
DSP'li milletvekillerini
sevindirdi. DSP Tekir-
dağMilletvekili Bayram
FıratDayanıklı. "V'atan-
sever siyasetçiler, büyük
vegüçlü lobilere yenilme-
di Gelecek nesiîler, baş-
bakanımız Bülent Ece-
vit'eşükran du\acaknr"
dedi. DSP İstanbul Mil-
letvekili Zafer Gülerde
iptal karannı "cumhuri-
yet tarihinde enerji sek-
töründe alınan en isabet-
ü karar" diye niteledi.
Akkuyu nükleer sant-
ralı ihalesi DSP grubun-
da da sık sık tartışma ya-
ratmıştı. Tekirdağ Mil-
letvekili Bayram Fırat
Dayanıkh ile îstanbul
Milletvekili Zafer Güler
konuyu grup toplantıla-
nna taşıyarak "santrala
karşı çıkmanın ulusal
görev" olduğunu vurgu-
ladılar. tki milletvekili,
nükleer karşıtı çevrele-
rin Başbakan Ecevit'le
görüşmesini de sağlaya-
rak iptal yönünde çaba
göstermişti.
Bayram Fırat Daya-
mklı, "Türkiye'nin gele-
ceğininipotekaltuıaaluı-
maktan kurtulduğunu'"
vurgulayarak "Kendi öz
kaynaklarımızın. kendi
insanmuza dayah yenile-
nebilir enerji ka>nakla-
ruun ele alınacak olması
bizleri memnun etti.
Özellikle rüzgâr enerji-
sinin gündeme ahnması
ve bunun hükümet poü-
tikası olarak desteklen-
mesi sa>ın başbakanınu-
zın bir zaferidir. Rüzgâr
enerjisiyie ilgili olarak
alım garantisi ve sabit fi-
yat uygulaması konu-
sunda^ TBMM'ye gele-
cek olan Enerji Piyasası
Kanunu'nda bir aynca-
ük yapümahdır. Devlet,
rüzgâr enerjisi üretenle-
re sabit fiyatla alım ga-
rantisi vermelidir." dedi.
Zafer Güler ise, "Baş-
bakanımız hem siyaset
hem de büunsel yaklaşı-
mrvla son derece inceük-
h'davrandL Alınan karar
sadece ülkemiz için değil
Ortadoğu, Avrasya ve
Avrupa ülkeleri açısın-
dan da önemu*. Türld-
ye'nin nükleer enerjiye
adım atmaması bölge-
mizde çe\ reve insan sağ-
lığı açısından son derece
önem taşryor" diye ko-
nuştu.
Elektrik Mühendisleri
Odası 'ndan yapılan
açıklamada ise nükleer
santralın ihtiyaç değil,
siyasi tercih olduğu vur-
gulanarak nükleer sant-
raldan vazgeçmeme
yanlışınm sürdürüldüğü
belirtildi.