23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Baz Anten Avni'nin Damında Bizim uyanık görünen Saf Avni'den söz et- miştim dün. Avni her zaman köşe dönme yanşındadır, her zaman avanta avındadır. Saf Avni, emek ile bir yere vanlmayan bir or- tamda yaşar; bankere, off shore'a para yatınr ve batar. Avantaya prim veren, emeğe dirsek çeviren düzen, Avni'nin yardımına koşar, Avni ne tam ölür ne de insan gibi yaşar. Hakça düzen, emek, insan onuru, insanın hakkı gibi kavramlar Avni'ye vız gelir. Avni için, içi boş, anlamsız ama çağdaşlık etiketii, öne ne konursa, yenir. Yanm yamalak, kulaktan dolma bilgi, med- ya felsefesi, bayağı dizi estetiği ve köşe dön- me etiği, Avni'nin şiandır. Avni'ye göre, karşı olduğu düşünceleri savu- nanlar, avcının haklı avıdır. Bir Avni can sıkar, istikrah yaratın iki Avni mide bulandırır, Avniler çoğaldıkça umut yıkar. Avni kendine göre kurnazdır, ona göre kur- nazlıkla akıl karındaştır. Avniler kendilerine göre küçük köşeler dö- nerler teker teker, birleşince bütün Avniler, or- taya koca bir ahmaklık çıkar, küçük küçük kö- şeleri dönüp hep birlikte çıkmaza saplanan toplum, kendi ördüğü aşılmaz duvarlairda ken- di burnunu kırar. Avniş Avniler ve Avniler toplumu, aklın ge- rektirdiği bütün uyarılara kulak tıkar. • • • Avni, kökenini bilmediği teknolojiye bayılır. Son zamanlarda Avni cep telefonuna taktı, aldı bir tane de kendi cebine attı. Avni kalabalıkta cep'i çalarsa bayılır; hemen basar düğmesine, götürür kulağına, muhata- bını "Alluuu" diye çağırır. Avni'nin cep telefonunun TL miktan, konuş- tuğu Türkçe sözcükten çok fazladır. Fazla sözcük kullanmayı sevmez Avni, hep üç yüz-beş yüz sözcük, üç slogan çevresinde dolanır. Sorarsan Avni'ye çağdaştır, küreselleşen dünyada Mr. John Smith ile kaderde ortaktır. Avni bilgisayar da koydu evine, çocuklar başladılar bilgisayar oyunlarına, evire çevire. Cep telefonu ve bilgisayara sahip olmak çağdaşlık için yeter. Bunlarla yetinen Avni, neden yeni düşünce- ler ve bilgiler için etsin ömrünü heder? • • • ' • Avni için teknoloji mutlaka yeni avarrtaîar ver- melidir. Her yenilik cebine bir şeyler eklemelidir. Geçenlerde Avni'nin babadan kalma arsa üzerine kat karşılığı apartmanın tepesine, cep telefon için baz istasyon anteni konulması sa- vı ortaya atıldı. Hesabını yaptı Avni, 10 bin dolan altıya böl- dü, 1600'e yakın bir rakam buldu. Eh nasıl olsa attı daireden ikisi onundu. Avan- tadan, 3 bin 200 dolar alsa fena mı olurdu. Avni bu işe hemen seve seve atıldı. Uyanık öbür komşular da bu işe candan ka- tıldı. Sonunda baz istasyonun anteni çatıya takıl- dı. Her ne kadar öğretmen Hayati bu işe karşı çıktıysa da, antenin hem apartman hem de mahalle sakinleri için tehlike oluşturduğunu anlatmaya çalıştıysa da, ona kulak asan olma- dı. Oysa baz anten; bağışıklık sistemini bozu- yor, kansere yol açıyor, hem de dört km. ça- pında bir alanda etkili oluyordu. Avrupa ve Amerika'da kimse meskûn ma- hallere, baz istasyon kondurmuyordu. Ama uyanık Avni, "bi şiiy olmaz abi" zihni- yetinin milliyetçi versiyonu, "Türk'e bir şey ol- maz abi" zihniyetiyle uzatmış ayağını oturuyor. Bu arada, baz anten Avni'nin efradı ailesi ile birlikte, bütün mahalleliyi oyuyor. Avni gen teknolojisindeki son yeniliklere ba- yılıyor. "Benim oğlan yüz yaşından fazla yaşaya- cak" diyor. Baz istasyon yukanda ağlarını örüyor. Bizim Saf Avni hep avanta avında. Şimdi bir baz istasyon duruyor Avni'nin da- mında. Ah, uyanık görünen, saf, akıllı görünen a- vanak Avni! Kars valisi acıkladı 'Ermenileri sınır dışı etmedik' " KARS (Cumhuriyet) -Kars Valisi NevzatTur- han, Ermenistan'dan Kars'a gelen 4 kişilik _heyetin Kars Kent Ku- rultayı'na alınmaması- tun doğru olduğunu be- lirterek, "Ancak ortada bir sınır dışı olayı yok- tur" dedı. Ankara Hilton Ote- li'nde 8 Mayıs'ta yapı- lan Kars Kent Kurultayı Danışma Kurul Toplan- üsı'na katılan Dışişleri Bakanlığı Geoel Müdür Yardımcısı Günal ÇeB- köz'ün "Kent Kurulta- yı'aa Ermenistan'dan kaüluncı yer almasuıın Türidye'ninchşpolitika- sma uymayacağuu" ifa- de ettiği behrtildi. Ermeni heyetin sınır dışı edilmesi Ankara'da rahatsızlık yarattı. Dışişleri'ndetıbir yet- kili, "Biz smır dışı edin demedik, çağırmayın dedik.Yinedeçağınnaş- lar. Ülkeye kimin gjrece- ği tçişleri BakahğYnın sorumluluğundadır. Çağnkiıktan sonra sınır dışıedilmeJeriiseuygun- suz olmuştur" dedı. Fırat'ın, Nazlı Ilıcak'ı 'ajan provokatör'lükle suçlamasıyla başlayan tartışma sürüyor FP'de soruşturtna kavgası Nazhlhcak ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - FP Adıyaman Miİletvekih MehmetMir Dengir Fırat'ın so- ruştunnakomisyonu oylamalan- na katılmadıklan için kendileri- ni eleştiren Istanbul Milletveki- li Nazlı Ihcak'ı "ajan provoka- törr lükle suçlamasıyla başlayan tartışma büyüyor. Ihcak kendi- sini "ajanprovokatör"lükk suç- layanlara en iyi yanıtı "tabanla- nnın vereceğmi " söyledi. Fırat ise soruşturma komisyonlannın siyasallaştınldığmı vurgulaya- rak, "BirüeriMehmetAğar'ı ak- hyor, ama çetenin adamlanyla görüşmüş diye başkalannı suçlu- yorsa burada bir çelişki var de- mektir. Asıl Ağar, Yüce Divan'a gönderilmeli" dedi. Fırat. "Baa- lan kendi pisliklerini örtebilmek için mesajlar vermek istiyor. 17- 18 katil zanlısı var içlerinde, ön- ce içlerini temizlesinler'' sözle- nyle de MHPyi hedef aldı. FP'nin son grup toplantısında Ihcak ile Fırat arasında yaşanan tartışma sürüyor. Ihcak, Yeni Şa- fak gazetesinde dün yayımlanan yazısında şu göriişlen belirttı: "Oylama ile ilgili olarak cu- martesi günfl yazdığım genei bir değerkndirme yazısı üzerine ab- nanlar,Türkbankve çetedavala- nnda Mesut Yılmaz'ı neden ak- ladıklarmı makul birşekildeizah edemeyen 2-3 kişiden ibarettir. Mazlumun mağdurun oyunu al- dık. yoisuzluklann takipçisi ola- cağımızıvaatettik,nıiltetin verdüh ğj budesteğigüçodaklannın em- rine transfer edemeyiz. Merve Kavakçı'nın isteğjüzerine,onun- la birlikte genei kurul salonuna girmemi ajan provokatöriük sa- yanlara ise herhalde en iyi eeva- bı partimizin tabanı verecektir." Fırat ise, bu yazı üzerine Ihcak ile polemiğe girmeyeceğini söy- ledi. Fırat, "Bazı hatalar vapıldı. düzehnesilazun. Birilerinindaha evvel söylemesi lazundı bunlan. Geç kalındı" sözleriyle Ihcak"ı hedef almayı sürdürdü. Soruşturma komisyonlanmn siyasallaştınldığmı kaydeden Fı- rat "Soruşturmalannhatalann- dan birisi, konûsvonlardaki hu- kukçulann yetersiziiğinden kay- naklanıyor. MechVe gelen olay- lara bakbğunızda mesela SEKA davasında bir suç oluştuğunu görmedim, ret verdim. Türk- bank, çete komisyonlanna gelin- ce; birileri Mehmet Ağar'ı akh- yor. ama çetenin adamlanyia gö- rüşmüş diye başkalannı suçlu- yorsa burada bir çelişki var de- mektir. Öncelik Ağar'da, Susur- lukta. Susurluk'uçözemezseniz, diğerkriniçözemezsiniz.Biriak-' çalı bir konu, diğeri insan haya- üyla UgUL Hep berabergötürebi- liyorsak memnuniyetk o karan veririm. Ama Ağar'ı aklayıp bi- rflerini çeteyle görüşüyor diye göndermeye kalkarsamz,bu, hâi- kı uyutmak olur. Önerge verilir- se Ağar \'üce Divan'a gitsin diye oy veririm.'' TBMM komisyonu, cezaevi olaylannda ihmali olan tüm kesimlere soruşturma açılmasını istedi Ulucanlar raporu tamâmlahdıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM İnsan Haklannı Inceleme Komisyonu, 26 Eylül 1999'da meydana gelen ,10 tu- tuklu ve hükümlünün öldürûl- mesiyle sonuçlanan Ulucanlar Cezaevi'ndeki olaylarla ilgüi ra- porunu tamamladı. Komisyon raporunda, cezaevi yönetimin- den, Içışleri ve Adalet bakanlık- lanna kadar bir dizi "ihmali,za- »fi" bulunan bürokratlar ve gü- venlik görevlileri hakkında so- ruşturma açımıasını isterken ölümlerin, "kasO aşan şekilde çok fazla şiddetkuDanmayabag- h" olduğu sonucuna vardı. Ra- porda, olaylar sırasında mah- kûmlartarafindan da ateş açıldı- ğına ışaret edihrken cezaevi yö- netiminin gerekli önlemi alma- dığı, "1993 yıhndan beri niçin sağükh arama yapümadığı" so- rusuna ise cezaevi müdüründen, güvenlik görevlisine kadar, "Bümiyorum, bana sormayın" gibi yanıtlar verildiği saptama- sma yer verildi. Ulucanlar Cezaevi'nde çıkan olaylarla ilgili alt komisyonun hazırladığı rapor, dün üst komis- yonda oybirliğiyle kabul edildi. Alt komisyonun hazırladığı ilk rapordaki sert ifadeler ise dün kabul edilen alt komisyon rapo- runda yumuşatıldı. İlk raporda, Ulucanlar Cezaevi'ndeki olay- lann U F tipi cezaevinûı gereldni- ğiııiortaya kpymak" ıçın cezaevi yönetüni tarafindan çıkanldığı kuşkusuna yer verilirken dün ka- bul edilen raporda "kamuoyun- da tutukluvehükümlülerin,F ti- pi cezaevine karşı provokeetmek cezaevi yönetiminin de Ftipice- zaevinin gerekliliğini ortaya koy- mak için olaylaruı çıkarüdığı şe- kilde kkualar" olduğuna işaret edildi. TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla raporu açık- layan Pişkinsüt, sorular üzerine, "Cezaevi savcısının olaylardan hemen önce izne aynhnasuun dûşündürücü olduğuna" işaret etti. F tipi cezaevien konusunda güvenlik görevlileri, Içişleri ve Adalet bakanlıklannın olaya yalnızca "güvenlikgerekçesiyie'" baktığını, tutuklu ve hükümlü- ler ile sivil toplum örgütlerinin de "insan haklan ihiali" açısın- dan baktığmı belirterek "bu iki farklı görüşün örtüştürühnesi için çaba harcanması gerektiği'' görüşünü dıle getırdi. Olaylarla ılgüı idarenin, 2 Ey- lül'den olayın olduğu güne ka- dar cezae\ inde başlayan eylem- ler ve huzursuzluklarla ilgili ge- rekli önlemleri ahnadığını be- lirten Pişkinsüt, olaylan soruş- turan Ankara Cumhuriyet Baş- savcısı'nm ilk başta komisyona ifade vermeyi reddettiğine de işaret etti. Cakmakoğlu '212 sayılı yasa etkinleşmeli' IstanbulHaberServisi-Milli Sa- vunma Bakanı Sabahattin Cakma- koğlu, emekli Oramiral Güven Er- kaya ile ilgili bazı yayın organlann- da çıkan haberler konusunda, "Er- kaya,Atatürk Okelerini savunan de- mokrat bir kişiydL 28 Şubatkarar- lan da sadece Erkaya'ya ait değfl. Bu karariann altında hükümetin de imzası bulunmaktadır. Erka- ya'nın ölümünün ardmdan çıkan haberler dini açıdan da uygun de- P " dedı. Cakmakoğlu, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Nahit Şeno- ğul'u ziyaretinin ardından, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş- kam Nafl Gûreli'yi ziyaret etti. T- GC'de Nail Güreli ile bir süre gö- rüşen Cakmakoğlu, basın özgürlü- ğüyle çakışan, Medeni Kanun'daki kişilik haklan ile ilgili değişiklik- lerin yeni yasama döneminde yapı- lacağını ifade etti. Cakmakoğlu, "Bastn mensuplanmn bağholduğu 212 sayıh kanun etkinleştirilmendir. Yasalann. hızla getişen toplumun gerisinde kakhğı ortadadır" dedi. RTÜK Yasasfnın da düzenlen- mesı gerektiğini belirten Cakma- koğlu, medyanın belli bir sermaye- nin tekelinde ohnasmm basın öz- gürlüğunü kısıtladığını ifade ede- rek basın sektöründe çalışanlann medyaya hâkim ohnası gerektiğini vurguladı. lletişim fakültelerinin sayısınm artışına dikkat çeken Cak- makoğlu, "Bu durum pek çok kişi- yi basın dûnyasma kazandınyor. Ancak basın mensuplanna sosyal gûvenceveözgûrlük sağlandığı söy- lenemez. Basınözgürlüğünden kay- nakl^nan sorunlar vine basm öz- gürlüğû sınırlan içinde giderümeli- dir" diye konuştu. HADEP'hler Istanbul'da da Eminönü Yenicami önünde basm açıklaması yapmak istedi Açıklamaya izin vermeyen polis gruba sert şekilde müdahale ederken göstericüerden 21 kişiyi döverek gÖzaltina akü. HADEP Istanbul il ve ilçe örgütieri sah gûnü polis tarafindan basümış ve çok sayıda yöneticisi gözaltma ahnmışü. (Fotoğraf: UGUR GUNYUZ) 41 HADEP 'ligöstericfyegözaltı Haber Merkezi - HADEP, PKK lideri AbduDah Öcalana ölüm cezası verilişinin 1. yıluıda yurdun çeşitli bölgelerinde eylemler düzenledi. Istanbul ve Konya'da yapılan izinsiz gösterilerde toplam 41 kişi gözaltma alındı. Diyarbakır HADEP yönetiminin ölüm cezası ile ilgili açıklamasının TBMM'ye fakslanmasına polis izin vermedi. Konya'da merkez PTT binası önünde toplanan yaklaşık 40 kadar HADEP'h idam cezasının kaldınhnası için TBMM'ye faks çekmek istedi. Polisin 'dağılm' uyansına karşın aralannda HADEP Konya İl Başkanı Mehmet Bozdağ ve Başkan Yardımcısı Süleyman İslambay ın da bulunduğu bir grup, basın bildirisi okumak istedi. Gruba müdahale eden polis, basm bildırismin gazetecilere dağıtdmasını engellerken yaklaşık 20 HADEP'liyi de yerlerde sürükleyerek polis otosuna bindirdi. HADEP'in TBMM Başkanhğı'na çekmek istediği faks metninde özetle şu görüşlere yeT verildi: "Biz HADEP gençüği olarak bir insanhk suçu olan idamı değil, yaşamı savunuyoruz, Bazı çe\ rclerin Abdullah Öcalan'm dışuıda idam cezası kalkabüir anlayışuu ise insan haklannm evrenselnğine aytan buluyonız." HADEP Dîyarbakır Kadin Kollan'nca yapılan yazılı açıklamada, yülardır yaşanan çatışma ortamnun halklann büyük acılar yaşanıasına neden olduğu belirtildi. Açıklamada, son dönemde Türkiye'de yaşayan bütün insanlann geleceği adına oldukça önem taşıyan bazı siyasal gelişmelerin yaşandığı ve bunun ülkedeki toplumsal banşm yerleşmesi yönündeki umutlann yeşermesini sağladığı ifade edildi. HADEP Kadm Kollan'ndan yapılan açıklamada, Türkiye'de halen insan haklarma aykın birçok yasal düzenleme bulunduğu behrtilerek, bunlardan birinin de anti-demokratik idam cezası olduğu vurgulandı. TBMM İşkenceye telefonlu baskın AYŞESAYEM ANKARA-TBMM İnsan Haklannı Inceleme Komisyonu'nun, ışkence iddialanrun olduğu cezaevi, tutukevi ve karakollara yaptığı baskınlar, yurttaşlardan da destek görüyor. Şikâyetler üzerine "habenaz" baskın düzenleyerek kamuoyunun dikkatini "işkence ve kötü muaemeleye'* çeken komisyon, geçen günlerde ilk kez telcfonla baskını da gerçeklcsiııdi. Ankara Cebeci'dekı bır karakolun çevresinde oturan bazı yurttaşlarm gece yansı telefonla arayarak "tçerden çtghklar yükseüyor, işkence yapıhyor, ne ohır birşe>yapuı''di}c şikâyette bulunması üzerine Komisyon Başkanı Sema Pişkinsüt, karakol yönetiminı telefonla arayarak olaya müdahale etti. TBMM tnsan Haklannı Inceleme Komisyonu'nun çeşitli illerdeki ceza ve tutukevleri ile karakollarda yaptığı incelemelerde, işkence ve kötü muameleyi delillenyle belgelemesinin ardmdan, yurttaşlardan komisyona "şjkâyet" yağmaya başladı. Bunlardan en ılgıncı ise karakol çevresınde oturan yurttaşlardan geldi. Yaz aylan boyunca karakol, cezaevi, tutukevlerini gezerek Türkiye'nin bütün bölgelerine ulaşmayı hedefleyen komisyon, yurttaşlann da "başvuru adresi" oldu. Pişkinsüt, "anhk" olaylarla ilgili mekânın uzaklığı ya da koşullann uygun ohnaması nedeniyle yerinde inceleme olanağı bulamadıklan konularda da yurttaşlann kendüerini telefonla arayarak şikâyette bulunduğunu söyledi. Pişkinsüt, bu konuda iki ilgınç öraeği anlatırken olaya "telefonla müdahale" yaptığına da işaret etti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk, F tipi cezaevleri konusunda bir ömek göstermek amacıyla yazarlan davet etti. Kendisi bizzat telefon ederek be- ni de çağırdı. Çok önceden bır prog- ramım olduğu için bu geziye katıla- madım. Günlerdir bu geziyi izleyen meslektaşlanmın yazılannı okuyo- rum. Aydın Engin dışındakiler nere- deyse iyi ki böyle cezaevleri kuruldu türünden yazılar yazdılar. Aydm En- gin'in ise ne kadar karşı olduğunu kendisini göremedigim için sorama- dım, çünkü yazılanndan bunu tam anlayamadım. Insanların göztemlerine saygım var, ancak orada gazeteciler yatma- yacak, cezaevınde bulunanlar yata- cak. Bu nedenle, "Ate iyi olmuş" di- ye yazmak kolay. Bir kere, cezaevle- rinde yatanlar ve onlann aileleri, F ti- pi adı verilen cezaevlerine ölümüne karşı olduklannı aylardır bağırarak di- le getiriyorlar. Mahkûmlann ve tutuk- lulann bu kadar karşı olmalannın bir anlamı yok mu? Neden kimse onla- F Tipi Cezaevleri n dinlemiyor? Meslektaşlanm neden onlara da bunu sormak gereğıni duy- madılar? • • • Bir cezaevi deneyimlisi olarak ne- den F tipi'ne karşı çıkıldığını kendi tecrübeme dayanarak sizlere aktar- mak istiyorum. Cezaevleri, Türki- ye'de en ağır baskılann uygulandığı yerlerdendir. 12 Eylül'den bu yana cezaevlerinde işkence ve dayak so- nucu ölenlerin listesini çıkarsanız, sa- yılarının yüzlere ulaştığını görürsü- nüz. Özellikle siyasi mahkûm ve tutuk- lular, faşist ve ırkçı idarelerin sürekli tehdidi altındadıriar. Ne zaman, han- gi baskı ve yaptınmla yüz yüze gele- ceklerini bilemezler. Işte bu nedenle, siyasi tutuklu ve mahkûmlar kendüerini bu baskılara karşı koruyabilmek için bir arada bu- lunmayı yeğlerler. Çünkü, bu ülkenin en acımasız yasalan cezaevlerinde uygulanır. Eğeryalnızsanız ve sırt sır- ta verecek arkadaşınız yoksa sizi un ufak ederier. Bunu da daha çok si- yasi amaçla yapariar. Siyasi olsun olmasın bugünün ce- zaevlerine para ve zorbalık yön verir. Gücü olan, parası olan cezaevi yö- netimiyle ilişkisini istediği şekilde dü- zenesokar. Cezaevlerinde mtlyonlarca dolarhk uyuşturucu ticareti yapılır. Şimdi bir de cezaevlerinden dışanyı yönlen- dirmek amacıyla cep telefonları ran- tı ortaya çıktı. Bütün bu paralardan cezaevleri yönetimleri de bir şekilde paylannı alırlar. Baskıyla rüşvet, ce- zaevlerinin iki yüzü gibidir. • • • Yeniden siyasilere dönersek, siya- silerin bulunduğu bölümlerde rüşvet olmaz; oralarda asıl hedef siyasi mahkûma boyun eğdirmek, uslu ço- cuk haline getirmektir. F tipi hücre cezaevlerini kurma amacı da asıl iti- banyla siyasilere yöneliktir. Orada, düzene karşı olan siyasi mahkûmlar 'tslah ed/tece/rter'dir. Bu ıslah işlemi en kolay nasıl yapılır? Onlan tek tek hücrelere kapatarak... Tek tek hücrelere konan mahkû- mun, direnme gücü sınırlı hale gelir. Sesm^dtıyuraeağt, destek alacağı kimse yoktur. Böyte bir ortamda on- lann 'ıslah'\ kolaylaşır. Adalet Baka- nı Hikmet Sami Türk'le bir sohbeti- miz sırasında, "Amaç, militanla sem- patizanı ayırmak ve militanlann sem- patizanlarüzerindekibaskılanna son vermek" demişti. Ben de kendisine şu soruyu sormuştum: "Bugün Tür- kiye'de terör suçlusu diye niteledi- ğiniz, çoğunun yaşlan 18-25 ara- sındakigençlerin yüzde doksanı her- hangi bir şiddet eylemine katılma- yanlardan oluşuyor. Bu gençler, bir pankart, afiş, miting ve bildiri nede- niyle 12-24 yıl arası cezalara çarptı- nlıyortar. Terörist kapsamına girdik- leri için en ağır koşullarda kalıyortar. Eğer bunlar sempatizanlarsa, bu sempatizanlan neden bu kadar ağır cezalara çarptınyorsunuz? Bu ada- letsizliği neden değiştirmiyorsu- nuz?" ••• Sorun cezaevlerinde çok kişili ko- ğuşlann, daha az kişili hale getiril- mest degîtdir. Sorun, cezaevlerine yön veren kanunlar, yönetmelikler, ceza yasalan ve daha da önemlisi cezaevi bürokrasisidir. Işte Eskişe- hir, işte Kartal cezaevleri. Bu cezaev- leri de hücre tipi. Buralarda adam da vuruldu, buralara silah da sokuldu, cep telefonu da. Çakıcı'nın cep te- lefonu hâlâ elinde. Hücre tipi cezaevlerinde mahkûm- lar yatacak, yazarlar değil. Önce mahkûmlara sorulsun, onlann dü- şünceleri dinlensin. Yazarlara da ay- nı yolu öneriyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear