14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berfeı Nadi Genel Yayın Yönetmeıu: Orhan Erinç # GenelYayın Kcx>rdınatorü Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Muduru tbra- him Yıldız • SorumJu Müdür Fik- ret İlkiz # Haber Merkezı Müdürü. HakanKara tstıhbarat Cengiz Yüdınm # Ekonomı Özlem Yüzak • Kultür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yncelman • Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğın Köseoğlu • Bılgı-Belge EdibeBuğra^YurtHaberlen Mehmet Faraç Yaym Kunılu tlhan SeJçok (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Sooer. tbrahim YıJdız. Orhan Bursalı, Mostafa Balba), HakanKara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatüık Bulvan Nop 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTeI 4i95020(7hat), Faks. 4195027 • îzmır Temsücısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352S 23Tel 4411220, Faks 4419117 •AdanaTanalcısı. Çetin Yiğenoğhı, Inönu Cd. 119 S. No 1 Kat:l, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdûıü' Üstön Akmen • Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe: Bölent Yener • Idare Hüseyin GSrer • Satış: FazUet Kdza MEDYA C: • Yönetım Başkanı - Genel Mûdür G uia Erduran • Koordınatör Reha Işıtman • Genel MüdürYardımcısı SevdaÇobM Tel 514 07 53 - 5139580-5138460*1,Faks 5138463 YıyıalltM re Bann: Yenı Gûn taber \ıansı. Basın ve Yayıncıhk A $ TSrkoagı Cad. 39'41 Oıgaloğlu 3634 Istanbul PK_ 246 - Sıritecı 34435 taanbul Tel (0/212)5120505 (20 hal) Faks. (0/712)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 3OHAZÎRAN20O0 Imsak:3.27 Gûneş: 5.28 Öğle: 13.15 tkindi: 17.13 Akşam: 20.47 Yatsı: 22.40 Çeşme, 5 yıldızh otelleriyle Yunan turistleri ağırlamaya hazırlanıyor Umut komsuda SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN ASUMAN ABACIOĞLU Vunanmanken Ifflti TiMye'de • Haber Merkezi - llk kez 1998 yılında Türkiye'ye gelen Yunanıstan'ın en ünlü mankeni Viki, önümüzdekı günlerde yapılacak olan Nelson Mayo'nun2001 yılı katalog çekimlen içın yeniden ülkemize geliyoı Yunanistan'ın en güzel vücutlu mankeni seçilen Vıki, mayo fırmalannın vazgeçemedığı mankenler arasında bulunuyor. Basm kartlan • Haber Merkezi - Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce hak sahıplenne dağıtılan basın kartlannın, 'resmi kimlik niteliği taşıdığını bildirdi. Türkıye Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC) yapılan açıklamada, Devlet Bakanı Yücelen'in, bu konuda adalet, ıçışleri ve malıye bakanlıklanna 26 Haziran 2000 tarihınde gönderdığı yazıya yer venldi. Öğrenciaffı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 1980-2000 yıllan arasında okullanndan ıhşikleri kesılen tüm öğrencilerin affedilmesını öngören yasanın, geçici maddelerle düzenlenen konulara ilişkin YÖK Yasası'ndakı hükümleri kaldırmaması nedeniyle yasa teknığine aykın olduğu ileri sürüldü Tüm. Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatıpoğlu, "Yardımcı doçentlik maddesinde ilgili hüküm yerine bu konmuştur denilmesi lazım. Bır hükûm 12 yılla sınırlıyor, bir hüküm kaldınyor" dedi. ÇEŞME - Izmir'in, hatta bazılannın iddiası- na göre Türkiye'nin ilk sayfiye yerleşimlerinden biri olan Çeşme, bu yıl, "yazlıkçüarın ve günü- birükçilerin" mekfnı ol- ma kısır- döngüsünü kı- rarak kıtlesel turizrae açümanın işaretlerini ve- riyor. Turizmcilerin ve yerel yöneticilerin pekhoşuna gitmeyen ve ilçeye yük olmaktan öte bir şey ka- zandırmayan bu kısır- döngüyü aşma nedenle- rini, Çeşme'nin bu yıl turızm sezonuna birçok avantajla gırmesi oluş- turuyor. Öncelıkle, ge- çen yıl 17 Ağustos Mar- mara depreminden Tür- kiye'nın genelinde olduğu gibi olumsuz etkilenen Çeşme, dep- remle gelişen Türk-Yunan yakın- laşmasının meyvelerinı topla- maya ve Ege adalanndan gele- cek Yunanlı ve diğer yabancı turistleri ağırlamaya hazırlanı- yor. Yeni beş yıldızh otellerin açılması ve termal turizmi can- landıracak gelişmeler de Çeş- mehlenn beklennlerini arrünyor. Çeşme'de 194 tesis ve 15 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Te- sislenn 35 'i turistik belgeli, di- ğerleri belediye denetimli. Top- lam tunstık belgeli yatak kapa- sitesi 6500. Gençler için komşu kapıa tzmir'e olan yakınlığının, otobanın tamamlanmasıyla yolun yanm saate inmesi, ilçeyi kentın bir banliyösü durumuna getirmiş. Yaz aylanna özgü sabah yazlıktan işe, ak- şam ışten yazlığa gıdıp gelme alış- kanlığuun kış aylanna da sarkma- sı, yakın bir dönemde olası gözükü- yor. Yazhklann Izmir'deki konutla- ra kıyasla sahip oldu- ğu lüks göz önüne ah- nırsa bu, kış aylannda aül kalan binlerce konu- tun değerlendırilmesi ve deprem nski nede- niyle yüksek binalar- dan kaçacak yerarayan Izmırliler ıçin yabana aulmayacak bir düşünce. Disko, bar ve gece ku- lüpleri ile zengın seçenekler sunan Çeşme'ye, eğlence gereksinimleri- ni karşüamak için akşamüstleri uğ- rayan tzmirli gençlerilçeyi komşuka- pısı haline getirmışler. En güzel alanlan istıla eden say- fiye evlen, turİ2mın sırnnda bır kam- bur oluşturuyor. Aynı şeküde karpuz- lannı, piknik tüplerinı ve her türlü Çeşme'de 35'i turistik belgeli olmak Ozere toplam 194 tesis buhınuyor. Onur Otel, 400 yataklı Süzer gereksmımlennı yanlannda getıre- rek hafta sonlan kumsallara kamyon- lannı çeken günübirlikçıler de öy- le. Çeşme'nin ekonomisine birkat- kıda bulunmayan, tersine geride bı- raktıklan çöpleri ve alkol aldıktan sonra yarattıklan olumsuz görün- tülerle yerel yöneticileri sıkıntıya • Çeşme bu yıl turizm sezonuna birçok avantajla girdi. Çeşme, depremle gelişen Türk Yunan yakınlaşmasının meyvelerini toplamaya ve Ege adalanndan gelecek Yunanlı ve diğer yabancı turistleri ağırlamaya hazırlanıyor. sokan günübırlikçiler, istenilen ")w- Kturist" tanımına gırmıyor. Çeşme- liler, artık "para harcayacak" turist istiyor. Her ne kadar geçen yılkı krizden sonra yerli turist arayışına gırseler de günübırlikçıler turizm- cilerin beklentisine uymuyor. Çeşmelilerin beklentisini karşı- layacak 5 yıldızlı üç otelin yapımı hızla devam ediyor. Bu sezonda dev- reye girmesi beklenen 650 yataklı Otel ve 1050 yataklı Sheraton, ilçenın 5 yıldızh ılk otellerinı oluşturuyorlar. îzmır'in eski vahsi KemdNeh- rozoğhı'nun, aynhşından bır gün önce yapılan görüşmeler ıle Ala- çan'dakı Kutlu Aktaş Barajı'ndan gelecek su konusundakı fıyat so- rununu çözmesi, tunzm açısın- dan büyük ferahlık sağlamış. Nehrozoğlu'nun Çeşmelilere yaptığı bir başka iyüik de ilçede sağlık turizmini de başlatacak ve tunzmi yüın 12 ayına yaya- cak proje kapsamında termal su kaynaklannın ilçedekı otellere verihnesini sağlamak olmuş. Başkan Faik Türüncüoğlu, CHP'lı bır belediye olmalan ne- denıyle Maliye ve Bayındırük bakan- lıklarının, kendilerine aynlan öde- neğı sürekli kısıtiamasından yakını- yor. Yaz aylannda artan sorunlarla baş etmeye çahşnklannı vurgula- yan Türüncüoğlu, bu yıl tunzmden oldukça umutlu. ilçede Yunanlı tu- rist beklentisi o kadar yüksek ki es- naf çarşıda her gördüğü "yabancrya''Hdhs''di- ye sesleniyor. Çeşme Tu- rizm Müdürü Osman NuriKabasakaTın verdi- ğı bilgiler bu savı doğru- larnitelikte. Kabasakal, Sakız Adası ile Çeşme arasında bugüne kadar görülmemiş yoğunlukta tunst geliş gidişi oldu- ğunu söylüyor. Sakız Adası'ndaki turizm enformasyon bürosu, Çeş- me ve Türkıye kıyılanndaki tuns- uk yöreleri tanıtan broşür dağıtırken aynı şekılde Çeşme'deki turizm bü- rosu da Sakız'la ilgili bilgileri içe- ren broşürler dağıtıyor. SÜRECEK T 'Kadro Hareketi...' Düşünüyorum da, 'bunlar' hepi topu, bir avuç aydın; 'bunlar" dediğim, 'Sosyalist Sol'; üs- telik, bu bir avucun, yansı 'haın' addediliyor, en oturaklısı da, Şevket Süreyya bey! Kadro'nun ya- yınlanışından haberim bile olamazdı, çocuktum; olayı, aklımda yanlış kalmadıysa, 'Tornacı' Ömer (Karaman)'den, eski Izmir Cezaevi'nin 2. Ferâ- nesı'ndeki, 'gece ders/eri'mizin birinde öğren- miştim; lâfını sakınmıyor, düpedüz 'hain' diyordu; sonra da, 'San' Mustafa (Börklüce)'yı tanıdığım güne kadar, hep öyle dedilen Mustafa'nın ona, 'hain' dediğim hıç işitmedim; adıyla, Şevket di- yerek, söz ederdi; besbelli dosttular, 'akıllı ve di- râyetli' olduğunda ısrar ediyon ona kalırsa 'Sos- yaist Sd'u, 'ancakŞevket derieyp toptayabilir'rnş, yâni gerçek bir lider. Aklımın alamadığı, bu nasıl bir 'hain'? Musta- fa Türkeş, açık ve hayli kapsamlı kitabında, şöy- le bir 'tespit'te bulunmuştur: "...Ayttemir, (Şevket Süreyya) sosyo/ekono- mik gelişmelerin temel ilkelerini tahhsel materya- lizm'e göre açıklamakta ve üretim araçlanndaki ilişkinin, bir toplumsal yapıdan diğerine geçişi ifâ- de ettiğini de vurgulamaktadır. Aydemir'e göre, iki temel faktör; sosyal dönüşümlerde beliheyici rol oynamaktadır; insanlann doğaya hâkim olma isteğinden kaynaklanan, üretim araçlanndaki ge- lişme ve üreticigûçler.yâniinsanlararasındakiiliş- ki..."(s. 143) Bu nasıl bir'halnlir? O imdi, birdakika! 'Aydınlık' devrindeki Şevket VSüreyya'yı degil; Kadro' devrindeki Şevket Süreyya yı irdeliyoruz; yânı, adı 'hain'e çıkarılmış olanını; bu nasıl bir 'hain'öir ki, metoduna a'dan z'ye sâdık kaldığını beyân ediyor; hele şu 'meto- du' beş ana noktada ozetleyışını, -onun kadar us- talıkla- 68 Kuşağı'nın 'hızlılan'ridan, acaba han- gisi becerebılırdı? "...Marks 'ın diyalektiği şu esasJarda hûlâsa edi- lebilin 1/ Her şey değişir, her şey inkişâf eden hâdise bir madde hareketinden ibârettir. 2/ •Kemmr terâküm, 'keyfi' değişikiikleri dâvet eder. 3/ Bir 'keyfiyetten diğerine intikâl, âni s»ç- ramalarta müterâfıktr. 4/ fnkişaf, tezat kuvvet- lerin çarpışmasryia vücut bulur. 5/ Kanûniyet demek, sebeblerin birbirine zinciıienmesi de- mektin her hâdiseyi, sebeblerin mütekâbil mü- nâsebeti içinde tefrik etmek lâzımdır. Bu esas- lara göre tezat, gerek tabiat gerek cemiyette inkişâfın anasıdır." ('Kadro', Temmuz, 1933, s. 10) O korkunç sorunun, sırası geldi: bir aydının sa- dâkati, dünya görüşünün temel metoduna, sada- kâtiyle mi ölçülür, yoksa, o metodu zaten eğip bü- ken, herhangi bir sıyasi kliğe intisap derecesıyle mi? Eğer önceki doğruysa,- kı öytedir-; Şevket Sü- reyya'ya nasıl 'hain' dıyebilinz: Şevket Süreyya ve Kadrocuiar 'Kadro Hareket'ni, a'dan z r ye, diyalektik materyalist bir platforma oturtmuş; Osmanlı'daki 'intisap müessesesi'nin marrtı- ğa bağlı, Stalin'in dogmatizmi'ne itiraz ve onu inkâr ediyorlan daha açıkçası, Marksizm'in suiist'mali'ne! 'San' Mustafa (Börklüce) bunu anladığından mı, ona 'haın' demezdi; sanmıyorum, doktrine hâ- kimiyeti, yetmezdi buna; onun davranışı, ağırlıklı olarak, 'Jbeşeri'ydi sanınm, epeyce duygusal: iki- si de, o ve Şevket Süreyya bey, Sultan Galiyef / Mustafa Suphi çizgisine gönül vermişlerdi. Evet, •Kadro Hareketi'nin Müdafaa-i Hukuk Doktri- ni'ni, ulusal ve özgün bir çerçevede Mark- sizm'e oturtulmak istendiği, o istikamette bir sentez teşebbüsü olduğu, elbette doğrudur, ama bu teşebbüsün, Şevket Süreyya bey*in KUTVa kadar uzanan, TKP ilişkjleri ve çeNş- kileriyie bağlarrblı olduğu da doğrudur. Mustafa Türkeş çalışmasında, bu konuda bi- raz mütereddit mi dersiniz? Temel çellşklde 'mutâbakaf I.. Süreyya bey, daha başlarken şu te- w me/ çelişkJ' tespitini yapıyor ki, acaba bunu Sul- tan Galiyefin 'temel çelişki' tespitınden ayırmak mümkün müdür? "... 'müstemleke1 ve 'makine', Emperyalizm'in, ilk ve genç çağının öyle iki unsurudurki, bu iki un- sur, doğduklan günden beri, içinde yaşadığımız cihânı: 1- Makinalı memleket ve müstemlekeli memfeket; 2- Makinadan mahrum memleket ve müstemleke memleket diye iki aşın ve zıt karar- gâha ayırmıştır...""... 1- Makınalan, yâni Büyük Sa- nayii elinde toplayan karargâh; 2- Makinalardan, yâni büyük sanayi'den mahrûm olan, yahut müs- temleke karargâh! Bu iki karargâh, tabii bu iki ka- rargâh bâki kaldığı müddetçe, birbirine zıt ve bir- birinden ayndır, müstemleke istismân bâki kaldık- ça mücâdele asıldır..." "... işte Emperyalizm, sermâye, sanâyi ve müstemleke hâkimiyetini elinde tutan, mah- dut memleketterin; sermâyeden ve sanâyiden mahrum geri memJeketJerin üzerinde tesis et- tikleri ve hâlâ da yaşatmak istedikleri teâdi (karşrUık) ve istismar razâmının adıdır..." "...buna karşı isyan, müstemleke kayıtlannın tasfıyesini, sanâyiin bütün cıhâna dağılışını, hü- lâsa cihânın yeniden tanzimini hedef tutan mü- câdele nizâmının da, şimdi bir adı var. Millf Kur- tuluş NizâmıL" ['Kadro', Nisan 1933) Acaba Galiyefin 'Mazlumlar Enternasyona- li'nin üzenne kurduğu, Mazlumlar/Zâlimler temel çelişkisinden çok mu uzaklardayız? Şevket Sü- reyya'nın -Kadro'nun- farkı, sorunu koyarken, 30'lu yıllarda Kemalizm'in içinde bulunduğu 'ko- şullardan', dışanya çıkamayışından doğmuyor mu? Meselâ Galiyef, kurtuluşu en başta Türk- ler/Müslümanlar için talep eder; aynı tatep, hiç de sosyalist sayılamayacak bir muhtevâyta, Enver Pa- şa'nın, 'Cihan Islâm Ihtilâli' projesinde mevcut- tun oysa Kemalizm, ulusal demokratik bir dev- rim, dolayısıyla lâik; ona Marksist bir taban oluş- turmaya çalışacaklann, Islâmiyetten söz etmeye- cekleri belli; belli de, acaba bu, 'tahlH'm mana ve ehemmiyetini değtştirir mi, yoksa, pekiştirir mi? Üstelik Şevket Süreyya'nın Sovyet Ihtilâli'yle 'ülfetr, handiyse, Surtan Galryefin kaderiyle 'pa- ralel'; kilrt tarih, ikisi için de, 1925; yâni V. Komin- tern Kongresi'nin toplandığı yıl; bilindiği gibi, -bir adı 'bolşevikleştirme, yâniRuslaştırma' kongresi olan- bu Kongre; tek ülkede Sosyalizm' fiknne yatmış; Ingiliz/Sovyet Anlaşması gereğince, Moılum MHIetier'* etan 6ovy«t d*«to§rni çok- rneye vönelrniştir. Bu, KemalstTurkiye'yedes- teğin de cekilmesi aniamını taşıyordu. Şevket Süreyya, -Dr. Şefik Hüsnü'nün tersine,- buna karşı çıkmıştır. Rusya'daki bir başka 'devrimci'ca aynı çıktşı yapar ki, onun için sonun başlangıcı- dır o 'devrimci'rnn adı Mirseyit Sultan Gaiiyefu. 'Olayın' taşıdığı ağır 'dramı', o devrin 'konjonk- türünü' irdeledtgimiz zaman, daha iyi göreceğiz. MerakJısı için not kitabın künyesi şudur: MLK tafa Türkeş, 'Kadro HareketiV'Ulusçu Sol Bir Akım', Imge Kitabevi yayınlan, 1999, Ankara, Ttf: 0.312/419 46 10. http-yAvww.prizrna.nettr/AILHAN http^/www.bilgiyayınevi.com.tr/ailhan Faks: 0-212/26019 88 Tarihi eser kaçakçılığı ArkeologNezih Boşgelen 'e ceza Haber Merkezi-Beyoğ- lu 7. Asliye Ceza Mahke- mesi'nde yargılanan ar- keolog Nezih Başgden <İa- rihi eserleri bfldirmediği" gerekçesıyle "tarihi eser kaçakçıhğT suçundan 10 ay hapıs cezasma çarptı- nldı. Başgelen'in cezası iyi hali ve daha önce baş- ka suç işlemediği gerek- çesıyle önce 2 miryon 812 bın lira para cezasına çev- rildı daha sonra ertelendi. Başgelen'in işyerinde 1996 yılmda yapılan ara- mada çok sayıda eski eser bulunmuştu. Bunun üzerine Başge- len hakkında tarihi eserle- ri resmi makamlara bil- dirmediği gerekçesıyle da- va açılmıştı. Mahkeme, Başgelen hakkında 2863 saydı Kültürve Tabiat Vfcr- lıklannı Koruma Yasa- sı'nm 67. maddesi uya- nnca ceza verdi. goruntu arasında ne fark var? Arçelik'ten yepyeni bir teknoloji. SuperFlat TV. Tam düz kare, 72 ekran. Üstün teknolojisi sayesinde olabilecek yansımaları kırıp daha büyük görüntü sağlıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın görüntü kaybı olmuyor. Koltuk kavgasına son verin. Flat TV ile tanışın. Her açıdan keyif alın. Yok. Görüntü kaybını önleyen "tam düz kare" ekran, yeni SuperFlat TV'lerde. e-posta: tan @ prizma. net tr www.arcelik.com.tr H a y a t a .
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear