16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2000 PAZAR 8 DIZI ^ *''>Mfc'-M4*--*'«a " • & Büiııen ve büinmeyen Hamalaraid-i Nursi'nin ölümü, İslamcı akmrfar için bir dönfim noktasy- dı.Türkhe,darbesöyientiferiyieçalkaIanıri4en,enbûyükîstam- agüçNurcularKderlerininölümûneag^riarcfa.Said-iNura'ııin ötümünden bu yana 40 yıl geçti, bu dönemde fslamcı hareket çok fark- h boyııtiara ulaşn. 1960'larda esen demokrasi ve özgürtûk rüzgârma karşı bir dalgakırandarak düşünûkntslama hareket, buanhtyiş için- d ü i b ü ü d ü I X l t i i ^ û cadde Dernekleri, sokulann iizerine sakhrtıldı. Bo arada İslama ha- reket içinden büyük bir grupraerkezsağm kontrotûndea çıkö ve ken- cfoine özgü bir siyasi parti kurdu. Erbakan ve arkadaşlanııın MffîNi- zam Partisi'yie başlayan partfleşme süreti, çeşttü kapatma ve açdma- lariaFaaktPartisi'nekadVgddiOnlarmkarşKindayeralanveAP'yi destekleyen Nurcular, bu süreçte ister istemez âyasfleşince kendi içte- rinde bir yığın bölünmeler yaşach. Fethullah Gülen, son yıDarda Nur- cular içinde en çok büyüyen cemaatin lideri olarak avrfldi. üyük bir ekonomik gûç yaraüp bir eğitim ordiısuna sahip oknFetbulIahHoca'ımıy^culu^dailginçiııişçıkışIarlado- tu. Bu 40 yıhn içinde gerçekkşen öç askeri mûdahak, siyasi tsiamın serüveninde kalıcı izler bırakü. Bu yaa diziınizde, daha çok İsbmahareketiniççekişmeierinielealdık, Araşûrmamız tslamcı- lanniçtaıilıMyansı%orbü-balama,Değişik>^pıveaıılayıştakits- lamcılann kendi aralanndaki biriik ve bölünmeterini incelemeye ve bumın nedenlerini tahül etmeye çaba sarf ettik. Bunuyaparkenbutarihiy^şamışinsanlaraulîişmayaçalıştık,oıı- lara sorular yönektik. Bu 40 yılbk tarihin tabii ki birçok boyutu var. Biz daha çok Islamahğm siyasi ve cemaat tarihi üzerinde durduk. Bu akmüarm ekonomik ve toplumsal boyutlan da ayn bir incde- meyi gerektiriyor. tslamcılann kendi kaynaklannı kullanmaya, de- ğeriendinneyevemümIdmoWuğukadar\^lmbirgerçekokIeonla- nn tarihini aktarmaya çabaladık. iyasi İslamm, karanhkta kalmış, bflüuneyen yönleriııi oktukça liapsamhbirşeküdedeahşunızmnedeni,bukonuyuıneı^eden- J lere,butaribiaraş1mnakKteyenfereyaniınK3OİmakveTûrki- ye'nin gerçeği olan bir olguyu gözler önüne sermektir. Sıyasi İslamın 40 yıüık tarihini ele ahrsak,fldana gövdeyle karşda^- üğınüzı görürüz. Bunlardan birisi Necmetün Erbakan'm temsû ettiği partüeşme misyonu, diğeri ise bugfin Fethullah Gülen'le temal edâen cenıaatieşmenıisyonu.HeriJdIkterinkaderi,bu-aı^agetaıeterineveya karşı taraflarda durmalanna yol açü. Şimdi her ikM de devtetten gp- len darbeferie sarsıldL Yaa diziınizde, büinmeyen İslama hareketmson 40 yıh içinde, üdtiderinittifok yapan ve kavga eden tarihlerini de eteal- maya çahşak. Erbakan ve Fethullah Güten'i vargılaınak gibi bir niyet gütmedik. Biz, TürJdye'nin bir gerçeği olan fsfeunalann tarihini ken- di gerçekBği içinde aktarmayı tercih ettik. Diziye katkıda bulunmayı duşûnen herkese açık olduğumuzu haürlatabm. Said-iNursi'detı sonraAğabeylerKonseyi• Nur cemaati Said-i Nursi'nin cenazesinin gömülmesinden bir süre sonra Zübeyir Gündüzalp'i lider seçti. Ama bu seçim, cemaatin içindeki tartışmalan bitirmedi. Said-i Nursi'den sonra Nurcu hareketinin asıl liderliği Zübeyir Gündüzalp'in başında bulunduğu 'Ağabeyler Konseyi' idi. Konsey, Zübeyir Gündüzalp, Tahiri Mutlu, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Ceylan Çalışkan, Mehmet Fınncı, Mehmet Emin Birinci, Avukat Bekir Berk, Abdullah Yeğin gibi isimlerden oluşuyordu. SAİD-1 NURSİ'DEN BDGÜNE Bilinmeyen İSLAM - ı - • Nur cemaatinin yeni lideri Zübeyir Gündüzalp, ancak planlı ve merkezi bir yönetimin ihtilaflan çözebileceğini düşünüyordu. Istanbul'a dönünce Süleymaniye'de Kirazlı Mescit Sokağf nda bulunan 46 numaralı evi, Nurculann merkezi olarak belirledi. Mehmet Fınncı, M. Emin Birinci, daha sonra aralanna katılacak olan Mehmet Kutlular, Kirazlı Mescit Sokağı'ndaki evin müdavimi oldular. Cemaatle ilgili kararlar, Said-i Nursi'nin eserlerinin basımı, açılan dersanelerin tespitleri hep bu evde düzenlendi. Nurculann lıden Said-i Nursi 23 Mart 1%0'ta Şanlıurfa'da yaşamını yıtınnce, Nurcular, 'bundan sonra ne olacak' kaygısına düştüler. 'Üstad'ınölünıü'nü duyan bütün Nurcular bulunduklan yerlerden Şanlıurfa'ya akın ettiler. Asker ve pohslenn şehırde bır karga- şa çıkmaması ıçın aldığı olağanüstü gü- venlık önlemlen Urfaya toplanan Nur- culan tedırgın edıyordu Saıd-ı Nursı"nın en yakınlanndan olan Zübeyir Gündüzalp, Ba> ram Yük- sel, Mustafa Sungur, Tahiri MurJu, Hüs- rev Altmbaşak, Ceylan Çalışkan gıbı Nurculann 'Ağabeyler' kesımı, bir yan- dan cenazeyle, bir yandan da akın akın şehre gelen Nurcularla ılgılendiler. Gelen Nurcular hem üzüntülü hem de öfkelıydı Nurculann önemh ısımle- rinden Mehmet Kayalar, asker ve po- lislen görünce sınırlenerek, onlara kar- şı bır sılahlı harekâta gınşme düşünce- sine kapıldı. Urfa'ya gehp yerleştığı o- tel odasında, yanına gelen Zübeyir Gündüzalp ıle Mustafa Sungur'a isyan fiknnı açtı. "Silahh adamlanm hazır. Karar ve- rin, bu askerlere iyi bir ders vereyim ve Nurculann kim olduğunu göstennek için harekete geçeyim.'* Mehmet Kayalar" a durumun nazik olduğu, şu an cenazenın defhı ıle uğra- şılacağı, isyan fiknnin uygun olmaya- cağı izah edılmesıne rağmen Mehmet Kayalar tatmın olmadı "Hele şu matem havası bitsin, bakuı o zaman neler ola- cak!" dıyerek tepkılennı sürdürdû. Bu konuşmanın ardından bırlıkte Uluca- mı'ye gıttıler. Mehmet Kayalar, Saıd-ı Nursi'nin cenazesını görmek ıçın gelenlerle, fo- toğraf çekmek ısteyen gazetecıler ara- sında mşme olunca gazetecılen tartak- ladı, bırkaçını kolundan tutup sürükle- di. Olaylar büyümeden zor yatıştınldı. Bu kargaşaya yenı bır kargaşa eklen- dı: Saıd-ı Nursfnın cenazesı nereye gö- mülecektı? Saıd-ı Nursı, Isparta ve Barla'da çok sürgün kaldığı ıçın kımı Nurcular cen?- zenın Isparta'ya gömülmesını ıstıyor- du. Hatta DP'nın Isparta mıllet\ekille- rini devreye sokup, bu ısteklennı Baş- bakan Adnan Menderes'e ulaştırdılar. Menderes, mıllervekıllenne bu karan Nurculann vermesını söyledı. Cema- atin bır kısmı, özellıkle Said-ı Nursi'nin yakınlanndan Hüsrev Altınbaşakcena- zenin Isparta'ya gömülmesinı savunur- ken Zübeyir Gündüzalp, Mustafa Sun- gur, Bayram Yüksel gibi 'Ağabeyler', "EvHyaullah öldüğü yere derJaediür" di- yerek Urfa"ya gömülmesinden yana ta- vır aldılar Zaten Saıd-ı Nursı, "Ben Ur- fa'ya ölmeye gektim" demıştı Urfa'ya gömülmesı eğıhmı ağır bas- tı. Şundı karşılannda daha önemli bir sorun vardı. Saıd-ı Nursi'nin ölümünden sonra Nurculann durumu ne olacaktı? Bölün- meler yaşanacak mıydı7 Nurcu hare- geçecekti? Şimdi- ri Mutlu, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Ceylan Çalışkan, Mehmet Fı- nncı, Mehmet Emin Birinci, Avukat Bekir Berk, Abdullah Yeğin gibi isim- lerden oluşan bır konseydi bu. Ama 'Yaaci Nurcular'm liden Hüs- rev Altınbaşak onlan 'hain' ılan ediyor, Zübeyir Gündüzalp'e de 'Hain-i Ek- ber' (Büyük Haın) diyordu. Ve onun bu katı tutumu endışe verici boyuttaydı. Cemaatin yara almaması için Hüsrev Altınbaşak ile görüşmek gerekıyordu, ama o görüşme taleplenni reddediyor- du. 'Hainlerlegörüşemeyeceğini' söylü- yordu. Zübeyir" e ve kendıne :>uıkast dü- zenlediğini düşündüğü Bekır Berk'e kesin karşıydı. Bekır Berk'ın Altınba- şak'a gönderdiğı düdüklü tencere evde patlayınca Hüsrev Efendı, Bekır Berk'ın kendısıni yok etmek istediğine inanmıştı. Hüsrev Efendı ile yıllarca beraber olan ve ondan yazı derslen alan Bayram Yüksel görüşmek ıstedi, ama Hüsrev Efendi onunla da görüşmedı. Bayram Yüksel'i kapıdan geri çevırdı. Israrlı görüşme talepleri artınca Hüs- rev Efendı sadece Mehmet Kırbncı Hoca ile görüşebıleceğini söyledi ve Mehmet Kırkıncı, Erzurum'dan Hüs- rev Efendı'nin yanına geldı. Kırk sene- dir hıç dışanya çıkmayarak Kur'an-ı yazma işini bitirdiğını, şimdi de Cev- şen'ı (Dua Kitabı) yazdığuu söyleyen Hüsrev Efendı. Kırkıncı Hoca'yı dınle- dı ve "Ben onlann hepsini reddertim*' diyerek Kırkıncı Hoca'yı da yanından kovdu. 'Yanalar'ın lideri Hüsrev Efendi, ha- reket içinde saygın bir kışıydı. Onun et- kisiyle 'Yaacdar', Denızlı, Kütahya, Eskışehır, Izmir gıbı yerlerde ağırhkla- nnı hissettınyordu. Ege bölgesı, Yazı- cılar'ınkalesıoluvermıştı Bununüze- rine Zübeyır Gündüzalp, Mehmet Fı- nncı ve Bekır Berk Ege bölgesıne git- tıler. Çoğu yerde dersanelere alınmadı- lar, kımı yerde tartışmalar. kavgalar ya- şandı, kımı yerlerde ağır hakaretlere maruz kaldılar. Zübeyir Gündüzalp, ancak daha planlı ve merkezi bir yönetımın ihtilaf- lan çözebileceğini düşünüyordu Istan- bul'a dönünce Süleymaniye'de Kirazlı Mescit Sokağf nda bulunan 46 numa- ralı evi, Nurculann merkezi olarak tah- sıs etti. Mehmet Fınncı, M. Emin Bi- rinci, daha sonra aralanna katılacak olan Mehmet Kutlular, Kirazlı Mescit Sokağındakı evın müdavimi oldular. Cemaatle ılgılı kararlar, Said-ı Nur- si'nin eserlennın basımı, açılan dersa- nelerin tespıtlen hep bu evde düzenlen- di Öyle bir zaman geldı kı, cemaat bu evle anılır oldu: Kirazlı Mescit Cema- ati... Cemaatteki tarnşmalardan sonra Said-i Nursi'nin ürfa'da .. gömâbnesine karsİr verildL" Yarın Nurcular ::; istemiyor, Erbakan parti kuruyor • AP iktidannda tarikatlar rahatlıyor • Nurculann Necip Fazıl'a öfkesi • Zübeyir Gündüzalp'e rağmen parti kurma fıkri... • Gündemdeki adam: Nec- mettin Erbakan... • Bir anda gelişen olay: Nurcu-MHP savaşı... • Mustafa Polat-Mehmet Şevket Eygi-Fethullah Gülen kavgası... Cemaatin yeni lideri: ZübeyirGündîüudp den başgösteren kımi farklılıklar cema- ati nasıl etkıleyecektı? Hüsrev Altınbaşak: Zübeylr bttyük haln Cemaat Saıd-I Nursi'nin cenazesı- nin gömülmesinden bir sûre sonra Zû- t hdcr sectt: Ama bu Nurculann bir kesimi. cemaatin başına bır kışinin seçilmesıni isterken, kimileri ise Said-i - Nursi'nin en yakınlanndan oluşan bir'tstişare Heyeti'nın kurulmasını ve bu 'Ağabeykr Konseyi'nin hareketı yönlendirmesinı uygun görüyordu, Bazılan siyasi bir teşkilatfcurmayı,bazılan da devlete başkaldınp silahlı mücadele venlmesıni önerdiler. Bu tür farklı fıkirler ortaya çıkınca Zübeyir Gündüzalp, Said-i Nursi'nin yakınlanndan oluşan ağabeyleri, cemaatin önde gelenlerini ve iddia sahiplerini bir araya topladı. Motfn, Mostaft Smgar, Ceylan Çahşkan, Zübeyir Göndözahî Hüsnü Yeğin, Baynun Yüksel, Mehmet Fmneı gibi Nur cemaatinin ağabeyleri, içlerinde 'en cevval ve en fedakâr' gördükleri Zübeyir Gündüzalp'i bu hareketin başına seçtiler. Kendileri de, Zübeyir Gündüzalp'in altında bir istişare heyeti oluşturdular. Gerçekte cemaatin başı, Saıd-ı Nursi'nin resmen vekil tayın ettiği Ceylan Çalışkan'dı. Zübeyır Gündüzalp'e __ yönelolen hderhk sıfab ve ona yönelık sevgı scçim, cemaatin içindeki tartışmalan agn^bastığından Ceylan Çalışkan burktnmda— sesıni çıkarmamıştı. Çalışkan, bir trafik kazasında ölüp ceketinin cebinden Said-i Nursi'nin 'Cevlan Çabşkan benim veküimdir' yazısı ortaya çıkıncaya kadar cemaatin bu durumdan haberi olmadı. Zübeyir Gündüzalp'in lider seçılmesi, cemaatin içindeki tartışmalan bitirmedi. Devlet tarafından Nurculara yönelik tutuklamalar, sonışturmalar sürerken, o dönemde sayılan 750 bini bulan Nurcular içinde liderlik yanşmalan da hız kazandı. Cemaat devletle ve post kavgasıyla uğraşmak zorunda kaldı.Said-i Nursi'nin sağlığında başlayan 'YazKuar-Okuyııcular' bölünmesı bu kez açıkça ortaya çıka. Bu, cemaatte yaşanan ilk bölünme olarak tarihe geçtı. Said-i Nursi'nin ölümünden ve 27 Mayıs ihtilaliıün gerçekleşmesinden sonra bu kanşıklık daha da büyüdü.'YazKilar", Hösrev Altınbaşak önderliğinde ayn bir gnıp halıne dönüştü. Altınbaşak, 'Lstad-ı sanilik* (Saıd-ı Nursi'den sonrakı Üstat) ıddiasım taşıyordu. Çünkü Said-i Nursi'nin ilk talebelerindendi ve Said-i Nursi'nin eserlerini Osmanlıca el yazısıyla yazarak çoğaltanlann başındaydı. Zaten Nurculuk başlangıçtabu yolla yaygınlaşmıştı. Hisrev, Tahiri, Huhısi Bey, fslamköytü Hafiz AB, Mübarek Mustafa, SantndSabrigıbiier, 1930 ve 1940'larda, risaleleri bizzat el yazısıyla kaleme alarak çoğaltmışlardı. Bu yazma ve yazarak çoğaltma işini yapanlar Nurcular arasında 'Yazjcüar' diye anıldılar. SUatHı nu sHahsız bitirmedi. Said-i Nursı'den sonra Nurcu hareke- tinin asıl lıderlığı Zübeyir Gündü- zalp'in başmda bulunduğu 'Ağabeyler Konseyi' ıdi. Zübeyır Gündüzalp, Tahi- Zöbeyir Gündüzalp. Ce\1an Çalışkan, Mustafa Sungur, Bayram Yüksel, Mehmet Fınna, Mehmet Emin Birinci ve Bekir Berk gibi isimler ise ücınci kuşaktan Nurculardı. Cemaate soturadan katümışlardı. Bu ekip, Saıd-ı Nursi'nin eserlerini Latin harflenyle kıtap halinde basıyordu. Bu nedenle onlann adı da 'Okuyucular'dı. Hüsrev Efendi, hem sonradan geldikleri için onlann kendisuıe tabi olmasım istemekte, hem de 'j'azma' işini bırakıp Latin harfîeriyle kitap bastıklan için kızmaktaydı. Çevresindekileri, 'Üstad-ı Sani' dediklen Hüsrev Efendi'ye, zamanla 'Ruy-i Zeminin Hafifesi' (Yeryüzünûn Hakfesı) demeye başladılar. Bir başka lider adayı, Mehmet Kayalar. etrafındakileri silahlandırma çabası gösteriyordu. O, 'okumakla-yazmakla' değil, 'sflahbı' Nurculuğun yaygınlaşacağı inancvndaydı. Mehmet Kayalar gibi düşünen bir lider adayı da Elazığ'dan Müslım Gündüz'dü. Silahlı mücadelenin gereklılığıne inandığı ve Kayseri tarafında yandaşlanyla atış talimleri yapacak kadar işi ileri götürdüğü, bu tarihi bilenler tarafından dite getiriliyordu. (îslam Yaşar, Muhabbet Fedaüeri, Yeni Asya Neşriyatı) Bu- başka aday, Ankara'dan Said Özdemir'di. Nurcular için önemii bir ağabey olan Saıd Özdemir, cemaat içinde oldukça etkılı bu isimdi. Daha sonra Nurculuğun 'Tenvir' kolunu oluşturacak olan Said özdemir'in Ankara'da adamlanyla silahlı dolaşüğı söylentisi de yaygmdı " " Bir Ihtef adayı datıa: Pettıullah Cflten O dönemde bir lider adayı daha gızli hazırlıklar içindeydi: Erzurumlu bir vaiz olan Fethullah Gülen. Nurculuğun Erzurum'da en etkili ismi Mehmet KırkuKi Hoca, Osman Demirci (AP'nin Nurcu milletvekili) ve Muzafier A d u sayesinde cemaatle tanıştı ve onlara katılmak istedi. Fethullah Gülen bu duygulannı şöyle dile getiriyordu: "AUah'un bahtma düştüm, bem de bu arkadaşlann arasma kat Onlardaa biri oJayım. Bu hizmeüe bütünleşeyim. DışteB ge^J giden insan ohnayayım. Kendüni bu htzmete vakfedeyim." Edirne ve Kırklareh'nde görevli olduğu dönemde, camilerde yaptığı konuşmalar yoluyla etrafmda insanlar toplamaya başlamış, Nurculan ve diğer duıi çevreleri etküeınişti. Hep ağlayan, hep Hz. Muhammed'i ve onun dönemmde yaşayan sahabelen anlatan, bazen kendını yerden yere atan konuşma tarzı ile dikkatleri üzerine çekıyordu. Okuyuculuk, yazıcılık, silahlı mücadele gibi tarzlardan ayn olarak 'hitabet' yoluyla etkılıyordu. O konuşaraklıizmet edecekti. Bır başka tarz daha gehştirdr. Açıkça Nurcu olduğunu söylemedı, Nurcu ağabeylerin arasına fazla girmedi, konuşmaîannda Said-i Nursi'nin adını pek kullanrnadı. Daha Edıme ve Kırklareli'nde iken cemaatin içinde yeni bir tarzm temsilcisi olmayı, etrannda yetiştirdıklennı devletin önemli kademelenne ~yerîeşTirrneyı verjtrzâman sonradevleti içeriden fethetmeyı hedeflıyordu. Bütün cemaatlerin ve tankatlann sevip saydığı Diyanet Işlen Başkan Yarduncısı Yaşar Tunagörün teşvıkıyle Fethullah Gülen îzmir'e tayin edildi ve orada hedefine uygun ve kendine has bir Örgütlenme içine girdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear