23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİSİRMEN Seçim Bahçeli ile Yılmaz itişmesini izleyen Bülent Ecevit, "MHP'yi anlamadığını" söylüyor. Bun- ca deneyimden geçmiş olan Bülent Bey'in MHP'nin davranışını anlamamasını anlamak mümkün mü? Her şey o kadar açık bir biçimde ortada ki, MHP kendini iktidann birinci ve buyurucu par- tisi olmaya hazırlıyor. Bunun için, önünde belir- miş olan olanağı değerlendirmek üzere, kolları sıvamış bulunuyor. Bu senaryoda, rejimin herzaman hayır değil, ama şer anahtan rolünü üstlenmiş örgütü Erba- kan'ın partisi istemeden de olsa başrolde. Refahı sani'nin yani Fazilet'in dosyası Anaya- sa Mahkemesi önünde, yüksek yargı, Fazilet'in, Refah'ın devamı olup olmadığını araştınyor. Bu araştırma, cümle âlemin hangi ibişin oldu- ğunu bildiği bir kumpanyanın kime ait olduğu- nun tahkik edilmesine benziyor. Bu durumda, en güçlü ihtimal, hâlâ Erbakan'ın yönettiği partinın kapatılması, FP milletvekille- rinin bu niteliklerinin düşmesidir. Nitekim bunu anayasası ve dürüstlük yemini takıyye olan Refah, Fazilet takımı da biliyor ve yeni hülle partisinin hazırlıklarını bitiriyor. • • • Bu durum 53 ildeerken ara seçim anlamını ta- şıyor. MHP de haklı olarak, "Böyle bir yola gidile- cekse, oldu olacak genel seçim yapalım bari" diyor. Şimdi artık bütün senaryolar, bu olasılığa gö- re biçimleniyor. Kapatma ihtimalinin gerçekleşmesi halinde bir soru geliyor kaçınılmaz olarak akla: Acaba Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet'i kapatması, is- tikrar açısından yanlış bir davranış mı olacak- tır? Her şeyden önce, bir noktayı vurgulamak ge- rek. Anayasa Mahkemesi, karaıian ne kadar po- litik sonuçlar doğurursa doğursun, hukuksal bir kurumdur. Hukuki birkararverilirken, politikmü- lahazalar göz önünde bulundurulmaz. Eğer bu kurala uyulmaz ise, hem hukuksal hem de po- litik olarak çok büyük sakıncalar doğar. Kaldı ki, demokrasilerde aslolan meşruiyet içinde istikrardır. Istikrar için meşruiyeti fedaet- mek, çok büyük tahribata ve düşülebilecek is- tikrarsızlıklann en büyüğüne yol açar. Türkiye bu gerçeği yaşayarak gördü. • • • O zaman dönüp, politikacılardan, ekonomik istikrar paketinin selameti açısından, bir erken seçimden kaçınmaları istenebilir. Ancak burada da gerçekçi olmak gerek. 53 ilde yapılacak ara seçim, zaten bir genel seçim kadar önemli ve onun doğuracağı bütün sonuçları doğuracak kadar kapsamlıdır. Yalnız boşalan koltuklar için yapılacak ara se- çim de, ekonomik istikrar paketinin bir kenara itilmesine, seçim ekonomisi uygulanmasına, muhalefetin zaten vazgeçmediği popülizmi do- ruğa çıkarmasına, koalisyon ortaklannın kaçınıl- maz olarak birbirierini suçlamalanna yol açacak- tır. Kaldı ki, istikrar paketinin seçim kaygılarının önüne geçmesini istemek, politikanın ve politi- kacının yapısını biimemek, eşyanın tabiatını in- kâr etmek anlamını taşıyacaktır. Politikacıdan, politikacı gibi değil devlet ada- mı gibi düşünmesini istemek iyidir ama gerçek- çi değıldir. Devlet adamı olarak, tarihe geçmek için ön- - ce seçilip mazbataya geçmek önkoşuldur. Eskiden bir deyim vardı: "Seçim sathı maili" yani seçim eğik zemini. Politikada bir kez ora- ya girildi mi, aracı geri vitese takıp kıçın kıçın yo- kuş yukarı çıkarmak, olanaksız denebilecek ka- dar güçtür. Olaylar ve hesaplar bizi o eğime doğru itiyor. Peki buna IMF ne diyor? Neyse, şimdi düyun-u umumiyeyi kanştırma- yalım işe. Karagumruk saldırısı Çakıcı hastaneden DGM'ye götürüldü tstanbul Haber Servisi - Kartal Özel Tip Ceza- evi'nde tutuklu bulunan mafya lideri Alaattin Ça- kıcı, dün aniden rahatsız- lanarak hastaneye kaldı- nldı. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne sıkı güvenlik önlemi al- tında getirilen Çakıcı'nın kann ağnsı. bulantı ve kusma şikâyetleri bulun- duğu bildirildi. Çakı- c ı ' n ı n , önce Genel Cer- rahı PoIîkIîniğThd<r - lilleri yapıldı. Burada 20 I dakika kalan Çakıcı'nın, i daha sonra röntgenı çe- ""Çakıcı, rasmnüsıra- lannda hastaneden aynl- dı. Hastanedeki muaye- IMJSl SirdSHKİa büMll 1I1CU- "sûplannın saghk duru- belirterek ameliyatın şu anda söz konusu olmadı- ğını bildirdi. Çakıcı'nın eski eşi Gönül Çakıcı da, Alaattin Çakıcfnın duru- munu öğrenmek için hastaneye geldi. Çakıcı, Kartal Eğitim ve Araştırma Hastane- si'ndeki muayenesinin ardından Istanbul DGM'ye getirildi. Has- taneden aynldıktan son- ra sürpriz bir şekilde Av- p k yonelen^ Alaattin Çakıcı'yı taşı- yan zırhlı araç ve berabe- rindeki konvoy, saat 12.05'te Istanbul DGM'ye ulaştı. Çakıcı, 26 Mart 2000 tarıhinde 15 kişinin yaralanmasıy- aguni" ""înuyla ilgili sorulannı yanıtsız bırakan Çakıcı, di. Hastane* Başhekimi rOpt. Dr. Necmi Kurt, kontrollerde bağırsak 0- kanıklığının açılmış ol- duğunun görüldüğünü ruK. ^poîTtulubu Lokai— li'ne yönelik silahlı saldl-^ nyla ilgili olarak 1 saat : sorguiandı. Sorgulamanın ardın- dan Çakıcı, tutuklanma- sı istemiyle Nöbetçi Is- tanbul 6 Noiu DGM Ye- dek Hâkimliği'ne sevk edıldı. Ağca'nın 1996'da yazdığı 'Benim Gerçeğim' kitabı, Oral Çelik'in ifadesini yalanlıyor 'Abdullah Çath bennn şefimdfHaber Merkezi - Terörist Mehmet AB Ağca, Italyanca olarak yazdığı. 16 Aralık 1996'da basına tanıtılarak pi- yasaya sürülen 'Benim Gerçeğim' (La mia verida) adlı kitabında Abdullah Çatlı'nın şefı olduğunu açıklamıştı. Çatlı'nın kendisine 'Faruk Özgün' isimli sahte pasaport düzenleyerek yurtdışuıa kaçmasını sağladığıru be- lirten Ağca, 1981' in Ocak ayında Çat- h, Oral Çetik ve Mehmet Şener'le Vi- yana'da buluştuklannı da anlatıyor. Ağca'nın kitabı böylece önceki gün "Bizarkadaş değödik"' dıyen Oral Çe- lik'i de yalanlıyor. Ağca, Italyan gazeteci Anna Maria Türi'nin yayına hazırladığı 190 say- Hukukçularm yorumu 'Konuşması iilküciilenn eylemlerine işıktutar' tstanbul Haber Servisi - tpekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan, Ağca'nın 10 yıl daha hapis yataca- ğını bilmesinin konuşması açısın- dan çok önemli olduğunu söyledi. Hukukçular, Ağca'nın bildiklerini anlatması koşuluyla pişmanhk ya- sası kapsamma alınabileceğini be- lirttiler. Ağca'nın konuşması ha- linde ise Abdi tpekçi cınayetinin yani sıra Papa suikastının arkasın- daki güç odakları da açığa çıkacak. Bugüne dek hangi güçlerin tetik- çisi olduğunu açıklamayan Ağ- ca'nın bugün olmasa bile önümüz- deki yıllarda bu güçleri açıklama olasılığı bulunduğuna dıkkat çeki- lerek yeni bir kaçırılma olayının önlenmesi, can güvenliğinin sağ- lanmasımn yaşamsal önem taşıdı- ğı belirtildi. Bu yöndeki görüşlerini birçok kez dile getirdiğini anlatan Ipekçi ailesinin avukatı Turgut Kazan, açıklamalannda şu noktanın altını çizdi: "Ağca'nmkonuşmasınısağla- mak için yaklaşık 10 yıl daha hapis yatacağuu bilmesi çok önemlidir. Bunu büirse belki 'madcm o kadar daha hapis yatacağım, her şeyi an- latayım" diyebilir." dedi. Konuşursa ne olur? Bilgi Üniversıtesi öğretım üyesi Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Ağ- ca'nın bildiklerini anlatması halin- de yeniden düzenlenecek bir piş- manhk yasasıyla serbest kalabile- ceğini belirtti. Konuşması karşılı- ğında Ağca'ya özgürlüğünü getire- cek formüller bulunacağını anla- tan Prof. Alacakaptan. "İsterlerse af bile çıkanrlar" dedi. Ağca'nın konuşması durumun- da, Ipekçi cinayeti ile birlikte, 12 Eylül 1980 öncesi işlenen aydın ci- nayetlerinin hangi merkezler tara- findan yönlendirildiği ve bunlann taşeron olarak kimleri kullandıkla- n, MHP ve ülkücülerin tpekçi ci- nayetındekı rolleri açığa çıkacak. Çatlı'nın olayla ilişkisinin. dev- let ilintili Susurluk çetesi nedeniy- le mi "reJsHk" yaptığı, ülkücü ke- simin yönlendirmesi nedeniyle mi olduğu aydınlanacak. Ağca'yı ce- zaevinden kaçıran, Türkiye'de sak- layan ve yurtdışuıa kaçıranlar be- lirlenecek. D^ha önemlisi Papa su- ikastının arkasındaki uluslararası terör odaklan açığa çıkacak. Bu merkezlerin Türkiye'deki işbirlik- çileri gün yüzüne çıkacak. falık kitapta, bilinenleri de anlatarak kendisini mağdur olarak göstermeye çalışıyor. Kitabında, cezaevinden sa- dece bir askerin yardımıyla (!) elini kolunu sallayarak kaçırılışını anlatan Ağca, kaçınldıktan sonra Ankarada bir profesör ile o dönemde 'Milletve- kili Evleri' denen bir mahallede eski başbakanlardan FeritMelen'in evine çok yakın bir evde gizlendiğini belir- tiyor. Daha sonra yurtdışına çıkanlı- yor. Kaçmasına yine "teşkilat''tan bi- ri yardım ediyor: "Edirne'ye gfttim. Burada Himm- ler'in Idtaplannı okuvan. Alman Na- zizmine ve Hitler'e hayran egzantrik bir adam olan 'Nazf Mehmet aracı- üğıvla Bulgaristan'a geçtim. Bir süre burada kaiıp vakit geçirdim. Nîhayet Türkiye'den talimat geldi. Talimat uyannca Türldye-Bulgaristan arasın- da kaçakçıhk yapan Ömer Mersan'la kendimi Metın' olarak tanıtarak Vi- toşa Oteli'nde buluştum. Mersan be- ni tsviçre'>r e göndermeye karar verdL Ama bunun için bir süre daha Bulga- ristan'da kalnıam gerekiyordu. Kala- bilmem için de bazı belgelere ihtiyaç vardı. Mersan, Seni Isviçre'ye he- men gönderemeyeceğiz, belki 1-2 yıl burada kalman bile gerekebilir' di- yvrdu. Aradan epeyzaman geçtiği hal- de bu belgeleri getiremedi. Bir Hint pasaportu yaptırnuşb. Bunu verdi ve 'Burada daha fazla kalman tehlikeli. Bir an önce Bulgaristan'ı terk et' de- dL Mersan'ın dediğini yaptun ve bir Bulgar gümrükçünün yardımıyla sı- nırdan Tûrkiye'ye geçtim™" tpekçi'nin katili Ağca, 7 TtP'liyi öl- düren faşist katil Çatlı'yla sınıra yakın bir yerde buluştuğunu, sahte pasapor- tu aldığını ve buluş.maya Çeşme Op- erasyonu' adını verdiklerini anlatıyor. Ağca bu pasaportla Belgrad'a, ora- dan trenle Paris'e geçtiğini, bir süre dolaştıktan sonra da Isviçre'nin baş- kenti Zürih'e gittiğini anlatıyor. "Avrupa'da eüni kolunu sallayarak oradan oraya gezen Ağca, bu parayı nereden buluyor? SürekU pasaport değiştiren Ağca'ya bu pasaportlan ldmler temin edijor? Papa suikastın- da kullandığı süahlan kim ya da kim- lerverdi?" Işte tüm bu sorulara kitap- ta tatmin edici açıklamalar bulmak zor. Bilinenleri anlatan Ağca, olayla- rı anlatırken karanlık noktalar bırakı- yor, bazı şeyleri yuvarlayarak geçiş- tiriyor. Ama yukandaki sorulann ya~ nıtı, onun uluslararası büyük bir örgü- tün elemanı olduğunun kanıtı gibi... Çelik, Şener ve Çatlı'yla buluş- masını "yaşam kavgası veren dört kafadar" olarak yorumlayan Ağca, Çath için "şef, Şener için "tiUd", Çe- lik için ise "Cartos" lakaplannı kul- lanıyor. tĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN mmmsomıtil Ağca araştırması Le Monde'dan üç suikast senaryosu Ekonomi Servisi - Meh- met Ali Ağca'nın ani bir ka- rarla Tûrkiye'ye iade edil- mesi, 19 yıl öncesinin dos- yalarım da yeniden günde- me getirdi. Fransa'dayayun- lanan Le Monde gazetesi su- ikastın arka planında eski adıyla Sovyetler Birligi'nin, KGB'nin ve Bulgarlann ol- duğunu ileri sürdü. "Türk terörist tek başına mı hare- ket etti? Yoksa Türkiye'de Hıristiyanlığa ve Batı'ya kar- şı dûşmanuk besleyen faşit hareketin ve bozkurtlann hesabına mı tetiği çekti? Ya da KatoUk Kilisesi'nin Po- lonya asüh liderini düşman- lan olarak sayan KGB ve Sovyetler Birligi'nin hesabı- na mı çauşb" sorulanna ya- nıt aranan makalede 3. var- sayımın daha kuvvetli oldu- ğuna dıkkat çekildı. Papa Jean Paul 2'run Uk- rayna'daki Katoliklere ver- dığı desteği ileri süren Rus- lann, kendisini, "kurnazve tehlikeli ideoiojik düşman" olarak tanımladıklan ve he- defseçtikleri belirtildi. "Suikasün KGB tarafin- dan planlandığı. ikinci aşa- mada Bulgarlann yer aldıgı ve Ağca'ya Roma sokakla- nnda rehbeıiik \ aptıklan ve kaçmasınayardım ettikJeri" ileri sürülen yazıda Ağ- ca'nm hapse mahkûm edil- meden önceki sorgulamala- ı nnda çelişküi ifadeler ver- diği anımsatıldı. Ağca'nın önce suikastta silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşan Türk mafyasının | parmağı olduğunu söyledi- ği, ardından ifade değiştıre- rek Roma'da yaşayan Bul- garlann kendisini yönlcn- dirdikleri şeklindeki açıkla- malan yeniden gündeme getirildi. ttalyan yargıç ı Martella'nın 30 ay süren araştırmanın ardından ha- , zırladığı 1200 sayfalık ra- t porda, olayda Bulgar par- mağı olduğunu doğrulayan açıklamalar bulunuyor. Makalede aynca ClA'nın da devTeye girerek ortalığı bulandırdığı iddiası yapıldı. TGC Başkanı Nail Güreli ifade için yasal düzenleme yapılmasını istedi ^Konuşturacak sistem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGÇ) Başkanı Nail Güreli, en azından Abdi tpekçicinayetindeki sırperdesinin ara- lanması için ülkücü terörist Mehmet Ali Ağca'nın konuşmasını sağlayacak sistemin kurulmasını istedi. Ankara Barosu Başkanı HakkıSuhaOkay, ola- yın çözümlenmesınin Ağca'nın "lûtnı- na" kaldığını kaydederek suç failleri- ne ilişkin bılgi aktarabileceğine ve bil- gilerin delıllendirilmesiyle diğer faille- rin yargı lanma yolunun açılacağına dikkat çekti. Adalet Komisyonu üyele- rinden DSP'liAHArabacı,Ağca'nın konuşması durumunda Türkiye de- mokrasisıne yardımcı olacağını belir- terek "Türkiye de kendisini çetecilik olaylanndan kurtarmakzorunda. Tür- kiye bu ayıplaria yaşamamah" dedi. MHP'lıler Ağca ile ilgili değerlen- dirme yapmaktan kaçındılar. MHP Grup Başkanvekili Omertzgi, gerçek- lerin ortaya çıkmasını istediklerini be- lirterek "Böylece MHP'ye atüan ça- murlar da ortaya çıkacaktır" dedi. TGC Başkanı Güreli, cemiyet olarak baştan beri olayın takipçisi olduklan- nı kaydederek cinayetin mutlaka ay- dınlığa ka\nışturulması gerektiğini söyledi. Yasal boşluklara sığınılmama- sı gerektiğini belirten Güreli sözlerini şöyle sürdürdü: "Başbakan "Ağca'nın getirilişi suikast üzerindeki sır perde- sini aralarsa diğer karanlıktaki olayla- nn da aydınlanmasına neden olur' de- di. Sır perdesinin aydınlanması söz ko- nusu olabilir. Adalet Bakanı tanıkhkya- pabileceğini sö>ledL Bunun arkasınasi- yasal iradeyi de koyduğunuzda İpekçi cinayetiyeniden yargrya intikal edebüir. Siyasal iradeniz varsa, bu tetikçinin ar- kasındaki güçlerin aydınhğa kavuşma- sına niyetinizvarsa,cesaretinizvarsaya- sal yoÜan açın. Konuşursa sır perdesi araİanacak. Önemli olan onun konuş- masını sağlayacak sistemi kurmaknr." Güreli. Ipekçi suıkastına ilişkin da- vanın sürdüğü dönemde Yalçın Öz- bey'in olayla ilgili ifade bantlanm İran'a kacıran Timur Selcuk tAğca neyaparbümiyorum' tstanbul HaberServisi-Cezaevin- den kaçan Ağca için sahte pasaport hazırlayan ve İran'a geçişini sağla- yan dönemin ülkücüsü, geçen döne- min DYP Iğdır O Başkanı ve günü- müzün işadamı Timur Selçuk, kaçış- la ilgili olarak hüküm giydiğini ve 1980-83 yıllan arasmda cezaevinde yattığını söyledi. Selçuk, "CMaylaa- giH her şe>i anlattun. Kendimle ügüi karannkta kalan en küçük bir nokta dahi yok" diye konuştu. Selçuk, Ağca'ya "Vataıuna hoş geldin diyorum" diye seslendi. Bu aşamadan sonra devletin yargı or- ganlannın gerekeni yapacağını, yar- gıya intikal etmiş bir dava hakkında konuşmayı doğru bulmadığını belir- ten Selçuk şöyle konuştu: "Ağca ile 20 yıldır görüşmedik. Bundansonraneyapacağı, nekr söy- leyeceği. kendisine nasd bir gelecek çjzeceği konusunda hiçbir tahminim yok. Bu konuda bir tahminde bulu- nacağını söyleyenlerin de doğruya söyledikkrini düşönmüyorum. Ha- pbte cezasmı çeken sağa. solcu, şeri- atçu PKK'li kim olursa olsun, cezaa- nı çekükten sonra toplumun ve dev- letin bu insanlara kucak açmasuşans tammasi.waimciolmasilazim.Her- kes üzerüıe dûşeni yapmaü." MlT'in, imha edildiği gerekçesiyle göndermediğini anımsattı. Ankara Barosu Başkanı Okay, Ağ- ca'nın tanık olarak vereceği ifadeler doğrultusunda başka faillerin yeniden yargılanabileceğine dikkat çekti. Okay, "Çelik'leÇath'yla,de\letiçin- deki çetelerle ilgili inandıncı açıklama- da bulunursa, bunun yan deülkri top- lanabilir. Örneğin Oral Çenk yeniden yargdamr. Devletin arşKindeki bilgiler ortaja konulsan dı Çelik zaten mahkûm olurdu" diye konuştu. A\ııkat Şenal Sanhan, Ağca'nın ia- desini hükümetin özel bir çabası ola- rak görmediğini kaydederek "Öyleyo- nımlanmaya çahsıyor, ama irademiz dışmda ttahan hükümetinin kendi hu- kuki tasarrufları içinde ortaya çıkan bir sonuç. Hukuksal planda hesaplaş- ma çahşmasma katkı sunması için her şeyi zorlamak gerekiyor" dedi. Adalet Komisyonu üyelerinden DSP'li Ali Arabacı, yapıhnası gere- kenlerin yasada gösterildiğini, bu ne- denle farklı bir hukuki uygulamanın mümkün olmadığını kaydetti. Eski CHP Genel Sekreteri ve PM üyesi Ertuğrul Günay, ülkücü terörist Mehmet Ali Ağca'nın geçmişe dönük bir açıklama yapmasının beklenilme- mesi gerektiğini belirtti. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com TürkTicaret Bankası çalışanlannın bir sendikaları var. Bu sendikanın Genel Başkanı Alptekin Sağlan- mak, aynı zamanda bankanın Ba- kırköy şube müdürüydü. Toplusöz- leşme görüşmeleri sürerken Sağlan- mak, banka yönetim kurulu tarafın- Tİan işindenkcjvuldu. Yanf batıka ça- lışanı olmaktan çıkanldı. Tam toplu- sözleşme görüşmeleri yapılırken sendikanın genel başkanını işten at- mak ne anlama gelir? Şu anlama gelir Eğer dayattıgımız koşullan kabul etmezseniz hepinizi işten atarız. Toplusözleşme 5 Mayıs _2000'de başlamıştL Sendika çalı- —şanlan, kazanılmış haklarıni i s t e k Ticaret Bankası'ndaki Kıyım Bir başka yapmak istedikleri deği- şiklik ise işten atmada sendikanın söz ve karar sahibi olmasının kaldı- ntmasıydf. Her iki konu da çalışanla- nn çok eskiye dayanan kazanılmış haklanydı. Bu iki değişıkliğin yapıl- mak istenmesinin nedeni de belliy- di. Banka yönetimi Türk Ticaret Ban- kası'nın birçok şubesini kapatmak ve çalışanlarını işten atmak istiyordu. Bunu yaparken de sendika engelinin ortadan kaldırılması gerekiyoLdu. işinden neden kovuL. işten atılması girişimine karşı onlann yanında yer almaktı. Banka yönetimi, dayattıklan yeni koşullan kabırt etmemesi hafindeay- nı zamanda banka çalışanı olan sen- dika yöneticilerini uzun zamandır iş- ten atmakla tehdit ediyordu. llk ola- rak Sağlanmak't görevden alarak di- ğer sendika yöneticilerine de gözda- ğı verılmiş oluyordu. Türkiye'nin en eski ve köklü ban- kalarından Türk Ticaret Bankası Thşınriafazlahirtaleptertehutunma- du? Başansız bir banka müdürü mıştı. Ama banka yönetim kurulu- nun istekleri vardı. Toplusözleşmeye yeni maddeler koydurmak istiyordu: Bunlardan birisi banka müdürierinin bundan böyle sendika üyesi olma- masıydı. Böylece banka çalışanlan müdürün desteğinden yoksun kala- caklardı. müydü? Tabii ki değildi. Bakırköy şu- besı, kârlılıkta, 270 şubeli Türk- bank'ta nisan sonu itibanyla3. sıra- daydı. Sağlanmak'ın suçu, çalışanlann hakkını savunmaktı. Halen kâr eden bankanın IMF istediği için küçültül- mesine karşı çıkmaktı. Çalışanlann ımın snrftdir bir kriz yaşıyor. Bu kri- zirrnedeni çalışanlar değil. Tam ter- sine onlar yıllardır özverili bir çabay- laönemli birbirikim oluşturmuşlardı. Biı birikimle kendi sosyal güvenlik- lerini, emekli maaşlannı sağlıyorlar- dı. Türk Ticaret Bankası'nın yüzde 85 hissesi de 1997 yılına kadar ban- ka çalışanlanna aitti. TürkTicaret Bankası iyi yönetilme- diği gerekçesiyle banka yönetimi 1994 yılında Hazine tarafından dene- tim altına alınmıştı. Olanlar da bun- dan sonra oldu. Hazine denetimin- deki TürkTicaret Bankası'ndan, Erol Evcil gibi şaibeli isimlere yasal ol- mayan yollardan krediler verdirilerek bankanın içi boşaltıldı. Sonra banka çalışanlannın yüzde 85'lik hisseleri- ne el konuldu ve banka Hazine'ye geçirildi. Banka şu anda yine kâr edi- yor. Ancak, bankanın soyulup ban- ka çalışanlannın elinden çıkarılması- na neden olanlar, şimdi de çalışan- ödenmesi de tehlikeye girecek. Ça- lışanlann emekleri ve terteriyle yarat- tıklan bir birikim ellerinden çıktığı gi- bi şimdi de aşın yoksulluğa mahkûm edilecekler. Aytekin Sağlanmak ve arkadaşla- n ışte bu adaletsizliğe karşı koyabil- mek için banka çaiışanTanylaİDirlikte^ haklannı korumaya çalışıyorlardı. Karşılığını genel başkanlannın işten kovulmasıyla aldılar. ••• ' Türk Ticaret Bankası'nda olanlarr aslında çeteleşmenin bankalar üze^J rindeki yıkıcılığının en somut göster- 96lerinden birist. TürkT4caF©t Banka- sı'na dikkat edm. Ofada lan işten atarak bankayı yok etmek istiyorlan Şu anclaTOfkTlcsHBf Baf*âsfntn 4 bin çalışanı ve 7 bin emeklisi var. 4 bin çalışandan kesilen paralarla7 bin emekli ye ailesinin emeklilik maaşla- n ödeniyor. Bir toplu işten çıkarma halinde emeklilerin maaşlannın Süm insanın emeğir birikimi bir çırpı— da silinip yok edilmek isteniyor. Ban- kalan çetelere soydurup sonra d a _ bunun faturasını çalışanlara çıkar- rrak, yalnız haksızlık değil, aynı za- rranda bir zulüm haline dönüşüyor. Türk Ticaret Bankast'nı iztemeyı^ ctevam edeceğiz. Sizlere de öneri- yaruz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear