14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 MAY1S 2000 ÇARŞAMBA •• •• OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Bir Ondoku?; Mayıs Oncesi Yazısı TailjU E R D E M Emekli Amiral T ürkiye 18 Nisan 1999 se- çimleri sonrası ortaya çı- kan siyasal tablo sonucu üçlü bir koalisyonla yöne- tüiyor. Faalıyetlere bakıl- dığında: Ekonomıde enf- lasyonla mücadele etmek ve aşın ıç borç- lanma ve faiz ödemelerini önlemek üze- le bir mali programın yürüdüğe kondu- ğu^enerji yaünmlan finansmaninı özen- diımek ûzere olası sorunlu konulann ya- bancı tahkim müesseselennde çözüm- lenmesıne olanak sağlandığı, borçlan- manın ağırlıklı olarak yabancı kaynaklar- dan temını için IMF ile stand-by anlaş- ma.'iinin yapıldığı, Türkiye'nin AB'ye beliıii koşullarla adaykğa çağnldığı ve bu çağnnın kabul edildiği, terönst nitelikli irticaı ve bölücû örgütlerin militanlanmn gûvenlik kuvvetlerince yakalanmakta ol- duklan ve faalıyetlenrun açığa çıkanldı- ğı, Türk-Yunan ilışküennde görünürde bir yumuşamanın sağlandığı gözlenıyor. Ay- nm gözetmeksizin endüstriyel, tican ve mali kamu teşebbüslerinin özelleştiril- melerinın hızlandınlması gündemdedir. Gûnlûkyaşanümızda ise Curahurbaş- kanımız bir uzlaşma sonucu seçildi. İLk beyanlan demokratik cumhuriyetin ge- lişimi için ûmit verici. Görûşlerinde ıs- rarü olması ve örnek uygulamalan önem- lidir. Enflasyon var hızıyla devam ediyor. Temel mallarda yıüık fiyat artışı yûzde 100'e yakın. Uygulanan malı pohtıka- larla küçük tasarruf sahıplerinın bınkım- leri sûrekli aşınmada. Medyanın büyûk- leri demokrası havarilen göriinümûnde, genelde siyasal İslama arka çıkıyor. Tekelleşmeye yönelik özelleştirme ko- nulannda ise yasal engellere karşın pay almayanşuıda. POAŞ'ın blok sanşı, elekt- nk dağıtım dûzeneklennın ışletilmesı gi- nşımlen bunun örnekleri. Aynı medya, ünıversıtelerde ve emek kesımınde sol görûnümlü fikır ve eylemlere karşı bas- kı ve şiddet uygulamalanna ve halkın günbegün yoksuJlaşmasına duyarsız ka- lıyor. Halk paparazzi, televole, çarkıfelek benzen programlarla, fiıtbol maçlan ön plana çıkartılarak oyalanıyor. AB kriteT- İerine uymanın kontrolü amacıyla yapt- lan ây aretlerde ülke bûtünlüğüve güven- liğini ilgilendiren konular üzerinde ödûn verilmesi telkin ve teşvık edüıyor ve bu tavırlar kimi çevrelerce ciddiye almıyor. Dünya Bankası'nın, IMF'nin birtakım adamlan ekonomryı yönlendirme heves ve çabalannda doruklarda kabul görü- yorlar. Anayasada yer alan sosyal devlet dke- si halkiıruzın yaşamının kolaylaşünlma- a, eğitun ve saglık gereksınimlennın kar- şılanması açısından ıyı ışlemıyor. Bugün üst düzeyden, emekli işüu iyi bdmemış bir kamu görevlisi sağlık sorunlannı çö- zümleyebümek içinanlamlı ek harcama- lar yapmak zorunda. Sonuçta hükûmetın mutlaka iyi niyet- li çabalanna karşın Türkiye, uluslarara- sı kapitalizmin ve yanldannın ızınden giderek, cumhuriyetımıze hayat veren il- keleri boşhıyor. Bu öylesine bu gidiştir ki, sonunda Türkıye, halkının büyük kıs- mıyla emperyalızmin dişlerini geçırdiği bir lokma olabılecektir Sınaı üretımve teknoloji ûretiminde ya- ya kalacaktır. Halkın ödediği vergilerle inşa edilen enerjı üniteleri, ulaşım ve ile- tışim kunıluşlan. stratejık madenler, ay- ncalıklı tanmsal üretimın kazanımlann- da aslan payuu yabancılar ve Türkiye'de egemen olan bir avuç aıle ile onlarla iş- birliği yapan, ya da yardakçüık eden ki- şiler alacaktır. Toplumun birlığı ve dirli- ğıbozulabilecektır Birnoktadansonra hal- kın kutsal bildiği değerlerin istisman da gerçekleri örtmeye yeterlı olamayacak- tır. Demokrası, bu yeni dönemde varlık- lılann, güçlülenn aralaımdaki ılışkilenn kurallan olacağa benzıyor. Giderek orta- direğı yok olan ülkenuzde yoksullann, ay- kınlann istek ve özlemleri duruma göre uygun yöntemlerle basanlacak, kamuoyu- na yansıtılmayacaktır. Bu gelışım do- ğaldır kı organize suçlan, örgütlen de berabennde geunyor. Yaşanabü ir çevre- ye duyarüüğı azalüyor. Devlet küçültû- lüyor denırken, kamu harcamalan art- mış, devletin etkinliğı azalülmıştır. Sayın Cumhurbaşkanınuz köşkün harcamala- nnı ve personel kadrolannı anayasal iş- levleriyle uyumlu hale getinrse bu iyi ör- nek olur. Küreselleşme, bilgı sistemlerinin hız- lı gelışimi günümüz gereğidtr. Bizmı gı- bi gelişmekte olan ülkelerin bu yeni dö- neme geçışi, teslimıyetçı politikalarla de- ğil, akücı yöntemlerle, toplumca özven göstererek gerçekleşunlmelı. Bunun için uygun zemınlerde dıremlmesi; bılınç, toplumsal duyarhlık, engın bir yurtse- verlık duygusu gerelayor. Olaylara, ha- zır gıydirilmiş ıdeolojilerle yaklaşılma- malı. Böyle algılanmazsa korkular ki 2000'li yıllarda ulus devlet, sosyal dev- let anlamını yitirecek, vahşi bir kapitalizm, devlet duyarsızlıklan toplumun büyük kesürunde çöküntülere neden olabılecek- tir. Bizim gıbi toplumlann bu aşamada en büyük gereksirum duyduğu öğeler, evren- sel gelişunleri ulusal yararlarla uzlaştır- ma; bılinçh, erdemlı yönetunler; kaynak- lann planlı, vennıli kullanımı; nitelikli, sağlıklı ınsan gücü yetiştırmek ve doğal dengeyi korumaya ve teknoloji üretme- ye özen göstermektedir Türkdyemızın uluslararası arenada ulu- sal güç unsurlannı dengeli gelişürerek, özeUikle çevre ülkelerle ulusal çıkarlarm- dan yaşamsal ödünler vermeksızın ban- şın sürdürülmesı, kalkınması ile güven- lik gereksırumlennı dengeleyerek güven- lik içınde kalkınması, ülkenın yaşamsal stratejik kararlannın dış etkılenn mevcu- diyetıne karşın, ulusal karar merkezle- rinde özgün oluşturulması ihtıyacımızdır. Atatürkçü düşünce sısteminın, özeUikle bağımsızhk, düşünce, yaşam, ınanç öz- gürlüğu (laiklık), bılım ve aklın rehber- hğı, halkçılık (demokrası), tüm ınsanlı- ğı kucaklayan ulusalcüık ve hukuk dev- leti ükelerinin eylemli yaşama geçiril- mesiyle güneş uruktan şundi doğacak, Türk halkı ilenye umutla yürüyecektir. Küreselleşme ve Mühendislik Etiği DOÇ. Df. Seyhail U Y G U R ONBAŞIOĞLU İTÜMalana Fakûltesi Öğretim Üyesi T eknolojik gelişmenin Batı kaynaklı ve bugün için de Batı yönlendirmeli olma- sı, Batüılann "meslekfi" olmalanna bağ- lıdır 'Mestek' çpgu kez, bir uzmanlık da- bnda uzun bir hazırlanma dönemı sonu- cu Ica7amlir Kışi, mesleğının standartlan ile karak- terize edildiğmde "profesyoner unvanını kazanır ve bu standartlar kişınin yoluna ısık tutar. Mühendislik mesleğının standartlan, bu egitımi ve- ren kurumda öğrenilir, mesleğin sürdüriildüğü ku- nımlarda gehştinlerek uygulanır. Eğıtımın görüldü- ğu kurum üruversıtedu' Unrversıte, bılımsel üstun- lüğün ve akademik yeteneğin ağır bastığı bir ortam- dır. Ünrversitelerin görevi; çok yönlü, dünyaya ge- niş açıdan bakan, özgürlüğünü savunmasını, özgür değılse kazanmasını, elinden alınmasına direnmesı- ni bılen insan yetişürmektir. Pfaıtoa'un Akademi'sın- den bu yana ünıversıtenın görevi, toplumun beynı ol- maktır. Unrversıte, toplumu yönlendinr Toplumun ünıversıteyı yönlendırrnesıne ızm venlmesı, meslek- siz msanlann ümversite üzennde söz sahıbı olması- na izin verilmesi demektır. Mesleklı msanlann top- lumu olarak "knre" ile bütünleşmenin koşullanndan biri, ünıversıtenın gerçek anlamda bir unrversıte ola- rak algılanmasıdır. Dolayısıyla üniversite, mesleğin etiğinin de oluşturulduğu ve meslek sahibi olmaya aday kişüere sunulduğu yer olmahdır. Meslek eüğı, değer yargılanrun kişisel tercihler- den aynlmasını gerektiren kurallan ıçenr. Gerek bu eüği sunan ünıversıtenın üyelen, gerekse mesleğm uygulandığı kurumlarm yönetıcıleıi bu yaklaşım bı- çimiyle öğrencılenne ve çahşanlanna ömek olmalı- dırlar. Öte yandan küreselleşme olgusunun iç dina- miği, küreyi sonradan yakakmaya çalışan toplum- lann bu anlayışı geustınnelerine çeşitli yollarla en- gel olmaktadır. Buyoilardan en fâzla başvurulanı yoz- laştırrnadır. Zaten, kürede sonradan yer edınmeye çalışan top- hımlann pozıtıf bılımlerdekı geçmışlen ile bu-lıkte, demokrası tanhleri de kısadır. Dolayısıyla yozlaşma- ya elvenşlidirler. Ömeğin, açılan onlarca üniversıte- de sunulan nıteliksız mühendislik eğitimi; hiçbir nes- nel ölçüte (kritere) dayanmaksızm yapılan akade- mikyükseltmeler, işyerlerinde eş-dost ihşküeri ile dol- durulan kadrolar ve sonucta üretımsız bır mühendis- lik mesleğı... Bu yozlaşma tablosu, tabu kı, ne bir stan- dart gerektirmekteydı ne de meslek etiği. (Aslında meslek büe gerektürmemekteydi). Fakat köprülenn altında çok sular aktı ve ırmağı- mızm yatağı biraz d«ha dcrinleşti. "Asriznnaalar'ın' "ootar"a ilişkın olduğunu, "oolar^dan aldıklanmı- zı "biz" gibı davranarak kullanmanın venmsız oldu- ğunu görmenındezamanıgeldı Kısacası, ekonomik ve teknolojik gelişme ile bu-lıkte sosyal ve düşünsel gelişmenin de endüstnyel (ve belkı de Ocari) ortama egemen olması gerektığı anlaşıldı "OahaTyn tekno- lojik geuşımının bilımsel araştırma temelıne dayan- dığı, "onlar''m bıhmsel araştırmalaruun özgür üni- versite ortamında geliştiğı, u ontar"tn endüstnsının arastırmaya saygı duyduğu, dahası araştırma sonuç- lanna dayalı ürünler gelıştırdığı, "oDtar"ın bıreysel kazançlannı toplumsal fayda ile buieştirmiş olduk- lan görüldü. En önemüsi de, başannın ve kabul edilebilirliğin nesnel ölçütlennın, yam standartlann, hıçbu" öznel yargıya ızın vermeyecek düzeyde ve çoklukta oluş- tunılduklan; gerek bu ohışum, gerekse üretim sua- sında bağlı kalınan değer yargılan bütününden vaz- geçılmediği anlaşıldı. Bu nedenle. ûlkemizin dısanda vanşmayı göze al- mışbüyüklükte yada cesaretindeotan endüstriyd ku- nıhgfan w fınivprgtripri, rianrfart hrigpsi ahnamn fke- sinde,yapdannıve giderek düşünce bictmlerini de de- ğiştirmek zorunda kalmtş oUaktannı anhdıhr. Ta- bii kı, hâlâ ekonomımız alaturka liberal, sosyal ya- şamımız alaturkamodem, ahmlerimız (!) alaturka bi- lim adamlan!.. Fakatküresellesmenın alaturkasının olmadığı anlaşıldı. Burada, ilk bakışta şaşutıcı gelen, fakat biraz da- ha incelendiğinde akılcı bir çıkanmla doğal olacağı sonucuna vanlan olgu, *kûre'> ye belırli bır standart- larbütünû ve etikanlayışlaayak uydurulabıleceği ger- çeğııun farkına, akadenus\«ıterdenönceendüstrinin vanıuşotaııasıdır Bunun nedenı. endustnnın asıl kay- gısı kazanç olsa bıle, temel amacımn "üretim" ol- masıdır. Bılimin üretileceğı varsayüan ünıversitelerimiz ise kurumsal yapılan nedeniyle mühendısliğin bilimim yapmaktan uzaktııiar. Toplumsal geçmışımızde Max Planck'ın Lord Kdvin'in ve Max Weber'in olmayı- şı; herhangı bir üıuversitemizin Califomia Instıtute of Technology olamayışını da yetennce açıklar za- ten. Fakat şurası da açıktır kı, küreselleşme olgusu- nun dinamıklerini Amerikan XYZ Corporation gibı olmayı başarabılmış Türk ABC Ltd. Şırketı değıl, unı- versıte görebüır ancak. Bu görüş, kürenın içınde ve- rilen savaşın, modadeyışlerle, "gitgidekücülen dün- yamızda", "ısınan subrda", "adeta yaşamla ölüm arasmdaki ince çizgide yasayan'' milyonlarca insanm geleceğının, küresellesmenın etığmde nerede ele ahndığı sorusu ile başlar. Bu soruyu ise ancak, bilim adamı gibı düşünen, öğretmı üyesi gıbi ders veren, akademisyen gibı yasayan üniversite üyeleri sorabilir- ler. . İ.İ.HI PENCERE Müslüman, Tantan Ohr. Emre Kongar, bu haftaki "Aydınlanma" köşe- sinde Tantan'ı ele akjı.. Usta kalemiyle portresini çizdi. Amacı neydi?.. Kongar diyor ki: "Benim bu yaztda vurgulamak istediğim konu, Tantan'ın başanlan değil. Ben onun 21 'inciyüzyıl Tûriöyesi'nde, toplum ve özeUikle de gençleriçin bir model oluşturmasını vurgulamak istiyorum. Bütün toplumu, ÖzeUikle de bürokrasiyi ve s/- yaseti pençesine almış olan bir 'yozlaşma süreci' içınde Tantan, gençlerimiz için 'hem çalışkan, hem de namuslu' olarakgerek poliste, gerekse siyaset- te başanya ulaşılabileceğinin ömeğini oluştur- maktadır." Kongar'ın söytedtgi çokönemli: Hizbullah'ın ba- ğırsaklannın deşilmesi, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışialı cinayetlerinin aydınlatılması, toplu- ma umut ve soluk getirdi; "yozlaşmadan başanya uteştp ömek /oş/ olmak", yaşadıgırnıztoptumda ger- çekten bir mucize midir?.. Halk ne diyon "Çekilin yoldan.. Getiyor Tantan!.." Kahvede, otobüste, evde, medyada, bakkalda, salonda, pastanede Tantan konuşuluyor. Efsane gibi Tantan... • Tantan'ın gö2den kaçan bir niteliğini ben vurgu- lamak istiyorum: Hizbullah'ın üstüne yürüyen kişl bir Müslüman.. Bir mütedeyyin.. Bir mümin.. Ancak Müslümanltğmı ne siyasete alet etmiş, ne de gösterişe dönüştümnüş... • Dincı medya günlerden beri kıvnm kıvnm kıvra- myor irtıca terörünün cinayetteri bir bır ortaya çı- karken görmezlikten gelmeye çalışıyor. Oysa terör, nereden gelırse gelsın kan içiciliktir ve lanettenmelidir. Peki, HbzbuHah vahşeti karşısjnda dinci kesim ne- den sus pus oturuyor?.. Fazitet Partisi'nin genel kongresi halkın gözleri önünde yapıldı; ne 'Ge/e- nekçiler'den mürtecı terörünü kınayan birsesçık- t , ne de Venilikçiler'den bir nefes duyuldu; Türki- ye'yi allak bullak eden, hop oturtup hop kaldıran kanlı cinayetterin aydınlanması olgusunun üstüne bırşalmıörtüldü?.. Ne btçim Müslümanlık bu?.. • Mürteci, Müslümanım diye, MüsKlmanım diye, Müslümanım diye, Müslümanlığı çigniyor. Müslüman, Tantan gibi olur.. Insan olur. ,i ı , TT~ Biliyorsunuz, Telsim'e bağlı cep telefonunuzdan Telsim'e bağlı başka cep telefonlarını aradığınızda, % 25'e varan özel indirimli bir konuşma iicretinden yararlanırsınız. Bu % 25'e varan özel indirim, bundan böyle, Telsim'e bağlı cep telefonunuzdan diğer GSM operatörüne bağlı cep telefonlarını aradığı- nızda da geçerli olacak. Telsim'e özgü cepten cebe özel indirim uygulama- sının adı CepToCep. Siz de hemen bir Telsim CepShop'a gelin, Telsim'e abone olun, CepToCep ve diğer Telsim ayrıcalıklarından yararlanmaya başlayın. Telsim'e bağlı cep telefonu %25özel indirim ' . * • * r> ; *• Telsim'e bağlı cep telefonu JL ütger GSM operatörüne bağlı cep telefonu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear