Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA
10 DIŞ HABERLER dishab(â cumhuriyet.com.tr
Almanya'nın yabancılarla ilgili temel bir politika oluşturamaması köktendincilere yanyor
Tarikatlar sistemi kuHamyor
APLANCILAR
Kurtuluş
cemaatte
aranıyor
• Kaplancılığı seçen
2. nesil gurbetçiler,
cemaati, Almanya'da
karşılaştıklan sosyal
sorunlara çözüm olarak
görüyorlar.
DışHaberierServisi-
Kaplancılar konusunda
yaptığı bilimsel çalışmayı
kitap haline getiren Viadrina
Üniversitesi Sosyal Bilimler
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
VVerner Sctaiffauer,
Kaplancılık olgusunun
sosyolojik analizini de
yapıyor. Schiffauer,
mûritlerin bu cemaate
girerek şu sosyal sorunlannı
aştığını belirliyor:
1. Kaplancılann çoğu 2.
nesil gurbetçiler. 2. nesil
daha bilgılı olmasına karşın
1. neslin kontrolü altında
olduğunu düşünüyor ve
entelektüeller bundan daha
çok etkileniyor. Ve
Kaplancılığı seçerek lslamın
ne olduğunu artık
kendilerinin tanımlayacağını
belırtıp 1. nesli aradan
çıkartmaya çalışıyorlar.
2. Türkiye'deki kökleriyle
ilgili sorunlannı çözüyorlar.
Üzerlerine yapıştınlan
'Almana' kimliğini
siliyorlar.
Çoğu Alman yurttaşı
Kaplancılann çoğu
Alman yurttaşhğına
geçmişler. Ve böylece
Almancılık, yani milliyet
sorunlannı çözmüş oluyorlar.
Artık onlara Almancı
muamelesi değil radikal
Müslüman muamelesi
yapılacak.
3. Almanya'daki sorunlannı
aşıyorlar. Türk ve
Müslüman olarak
dışlanıyorlar.
Kaplancılıkla bunu da
çözmüş oluyorlar. Aynı
yöntemi eşcinseller ve
özürlüler de yapıyorlar.
Dışlayan çoğunluğa karşı
kendilerini böyle göstermek
niyetindeler.
SERKANDEMtRTAŞ
Almanya, Türkiye için sadece tarihi
dostluk ve geniş çaplı ekonomik iliş-
kileri açısından değil, Almanya'da ya-
şayan 2.5 milyon Türk yurttaşı nede-
niyle de önemli bir ülke..Almanya'nın
yeniden yapılanması sürecinde gerek-
li işgücünün karşılanması için daha Sı-
vas'ı, Ankara'yı, Istanbul "u görmeden
Köhı ve Berlin gibi kentlere gönderi-
len yüz binlerce gurbetçi, Ahnan top-
lumunun vazgeçilmez unsurlanndan
birisi. Olkedeki 7 milyon yabancı ara-
sında en kalabalık grup Türkler...
Bu durum. birçok sorunu da berabe-
rinde getiriyor. Almanya Federal Hü-
kümeti'nin yabancılarla ilgili temel bir
devlet politikası oluşturmamasının, 40
yıllık bu sorunun kemikleşmesine ve
iki toplum arasındaki uyum sorunu-
nun büyümesine neden olduğu gözle-
niyor. Alman hükümeti, bu sorunlann
çözümü için topu mahkemelere atarak
gündelik uygulamalar peşinde olmak-
la eleştiriliyor. Almanya ise uyum so-
rununun Türlderin geleneksel aile ya-
pısından kaynaklandığını savunuyor.
Oyle ya da böyle, bir gerçek şu: Türk
toplumunun sorunlan var ve çözüm
bekliyor! Çifte vatandaşhğın yanı sı-
ra bu sorunlardan bir tanesi de din eği-
timi. Alman yasalannın çare bulama-
dığı bu konuda Berlin Eyaleti Yüksek
Mahkemesi, Islam Federasyonu'nun
açtığı davayı değerlendiriyor ve bu gru-
bun din dersleri verebileceğini, bunun
için devletin bu gruba para yardımın-
da bulunması karannı alıyor. Islam Fe-
derasyonu ise Milli Görüş'le sıkı bağ-
lantılan olan bir grup. Bu karar Tür-
kiye'de kaygıyla karşılandı.
Peki bu sorun nasıl çözülecek? Bu
soruyu Yeşiller Partisi'nden federal
hükümetin yabancılar sorumlusu ola-
rak görevlendirilen Marie-Luise Beck'e
sorduk. Beck, hükümetin çözüm yol-
lannı aradığını ancak özellikle Türk
aile sisteminin bütünleşmeye izin ver-
mediğini söyledi. Beck'in içinde doğ-
rulan da taşıyan senaryosu şu: "Ozd-
tikle 3. nesilde sorun var. Çünkû aile-
kr küçûkçocuklan yırvalara gön-
dermiyorİar. Okula gıtme yaşına
kadar Ahnanca bflmeyen ninekr
tarafindan büyütüiüyoriar. Ev-
de Türkçe konuşuluyor. çanak
ahtenlerle Türk TV'leri ident-
yor. Çocuk okula başladığında
hemen hemen hiç Almanca bü-
miyorve başansız oluyor."
Beck, 3. nesil için bireğitim ata-
ğı geliştirmek gerektiğini belir-
tirken "Türk gençleri okulu terk
ediyorlar. Alman gençlerhle Türk
gençleri arasındaki fark da aruyor.
Vebu sorunlar hep eyaktierin sır-
ünda. Biz sadece çocuklara değil
annderedeulaşmaya çab^yoruz"
dedi. Annelere yönelik bir başka
çalışmayı da Emine Demirbüken
gerçekleştiriyor. Berlin"in Schö-
neberg ilçesi yabancılar sorumlu-
su olarak çalışan Demirbüken, ço-
BUCÜNÜN
ALMANYASI
-3-
v4lman hükümeti,
yabancılarla ilgili
kalıcı değil, gündelik
politikalar üretmekle
eleştiriliyor.
1
2
4
5
6
7
SINIFLARIN PAYLAŞIM PLANI
Ders
Dere
Ders
Ders
Ders
Ders
Ders
1 DERSUK
Protestanl*
Hur Duşunerter
Havarfe
lslam-1
Katoikl*
Budızm
telam-a
2 OERSUK
Yehova S * « a ı
MoooTankatı
Scıentoiogy
PrDieslaıl*
Islam-ltl
KatoMdık
3 DERSÜK
HnduEm
Ka*v*ıızm
Hur Duşunenier
AMafc
Havarter
Rurr-Or*odo«
Bucizm ]
14 DERSUK
KatoMıtk
Islam-u
Protestarrtk
Saentotagy
Vfetava Sarırtier
Moon Tankat
1
Kartıatur Klaus Stuttmann
cuğun eğitimi için annelerin mutlaka Al-
manca öğrenmesi gerektiğine dayanan
bu proje için devletin para yardırnında
bulunması gerektiğini anlattı. Alman-
ya'nın devlet politikası oluşturmakta geç
kaldığına ışaret eden Demirbüken, "1-,
2.ve3. nesil meselesi birmeyeeek.Sûrek-
ü Türkiye'den birinci nesiller getecek.
Tiirkiye'den anneler gelecek. onlaı ço-
cuk doğuracak ve bu sorunlar hep bir
sonraki kuşağa taşınacak" dedi.
Din eğitımı konusuna gelince, Beck,
mahkeme kararının Berlin hükümeti-
nin bu işi beceremediği anlamına gel-
rekli çalışmalann başlahldığını da söy-
ledi. Diplomatik kaynaklar, tslam Fe-
derasyonu ile ilgili olarak şu bilgileri
veriyorlar: "tslam Federasyonu MiDi
GÖrüş'le çok bağlantılı. Farklı i/Jeni-
mi vermek için, Alman yurttaşlannı da
aJdüar. Alman hükümeti de Türk hü-
kümeti de bu durunıdan endişeli. Din
eğitimi konusunda kanun değişikliği
peşindeler. Bizim istediğimiz Islam
gmplannı temsil ermeyen İslam Fede-
rasyonu'nun dersler için hazıriadığı
programın reddedilmesi."
Almanya "da köktenci örgütler de-
Aİldeki veriler, Kaplancılar'ın artık, Afganistan ve Bosna-
Hersek'ten gelen mücahitlerle bir "cinayet şebekesi" kurma
aşamasına gelen çok tehlikeli bir örgüt olduğunu gösteriyor.
diğini kabul ediyor. Berlin Eyaleti Baş-
bakanı Eberhard Diepgen de "Islam
grubu olduğunu kJdia eden her grubun
ders vermeyi istemesi önlenmelL Yani
her mezhep, her cemaat ders vermek
isterse işin içinden nasıl çıküacak'."" di-
ye soruyor. tslam Federasyonu'nun
Alman hükümetinin "muhatap" kabul
edebileceği bir kurum olup olmadığı
konusunda kaygılar olduğunu da be-
lirten Eyalet Başkanı, Eyalet Senato-
su'nun bu grubun sunacağı programı
inceleyeceğini ve sonuca göre izin ve-
rilip verilmeyeceğinin ortaya çıkaca-
ğını kaydetti. Diepgen, sorunun çözü-
mü için kanun değişikliğiyle ilgili ge-
nince akla gelen ilk örgüt ise Kaplan-
cılar Cemaletön Kapbn'ın kurduğu bu
grup ölümünden sonra başa gelen Me-
tin Kaplan ve müritleriyle sosyal bir ol-
gu. Viadrina Üniversitesi'nin Sosyal
Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
NVemerSchiffauer, Kaplancılar konu-
sunda yaptığı çalışmayı kitap haline
getirdi. Schiffauer ile görüşmemizde,
Kaplancılarla ilgili bılgı alıyoruz:
"Cemalettin Kaplan'uı ölümünden
sonra yerine oğlu Metin geçti. Metin'de
babasının karizmasıyoktu.Cemaattebir
bölünme başladL tbrahim Sofu kendi-
nihalife ilanetti. Vebölünmegerçekles-
ti. Metin Kaplan, Sofu hakkuıda ölüm
fetvası yayımladı ve Ağustos 1996'da
tbrahim Sofu öldürüldü. Bu cinayetay-
dınlanamadı ama dehiler cinayetin ce-
maatten ka> naklandığını gösterdL Me-
tin ile babası arasındaki fark da bura-
dan kaynaklandı. Cemalettin Kaplan,
cemaat içindeki bu şiddeti kontrol ede-
bihyordu ama Metin edemiyor. Bu yüz-
den şimdi daha tehlikeli bir durum or-
taya çıktı. Metin Kaplan'ın örgütüne
Bosna-Hersek ve Afganistan'da gönül-
lü savaşmış mücahhler de kanldı son dö-
nemde. Bunlar savaş eğitimi görmüş
tehlikeü kişiler ve bunlann v^ruğmdan
Alman Gizli Örgütü de haoerdar."
Schiffauer' ın verdiğı bılgıler Kaplan-
cılann cinayet ışleyen, hatta Afganis-
tan ve Bosna-Hersek'ten gelen müca-
hitlerle bir "cinayetşebekesi"" kurma aşa-
masına gelen çok tehlikeli bir örgüt
olduğunu gösteriyor.
Almanya'da yaşayan Türklerin, ra-
dikal gruplara sığınmalannın önüne
geçmek için Alman hükümetinin bir
an önce harekete geçmesi gerekiyor.
Hükümetin, ülkedeki yabancılann du-
rumlannı iyileştirmeye yönelik her
hareketi, Alman toplumunun huzuru
için de gerekli. Almanya'run yeniden
yapılanmasına büyük katkılan bulu-
nan, Almanya'yı artık
U
2. vatan de-
ğfl gerçek vatan" olarak görmeye baş-
layan Türk toplumunun, bunu hak et-
tiği de ortada.
BİTTİ
Şiddet
artıyor
Cemalettin
Kaplan'ın
ölümünden sonra
yerine geçen oğlu
Metin ve müritleri
Almanya'da sosyal
bir olgu haline
gelmiş durumda.
Babasınuı
karizmasma sahip
olmayan Metin'le
biriikte cemaatte
bölünme başladL
Metin Kaplan,
cemaatteki şiddeti
kontrol edemivor.
MfjlMFAA-I HITOJK DERGİSİ
20. San: KÖY ENSTfrÜURİ ÖZEL SAY1SI
* *t*
\ T 4 T Î R K VE KÖ\ ENSThİLERİ: Dr. N h u i ALTl'\> K: K6v Enanûkn w U Ejıtımı. Tılip APA> D\\: Kdy Enaıtüiennde Sanal Ejmmı.
Okıma Mışkanlt|ı.MntaTıAYDOĞAN:KöyEnaıtiilaıYtrodra.MtkmelBAŞ.AR.*>: Kö> Enstaûlen>e^tamırmz.F«lirBAVKIRT: Hasan
Alı ^ ücd. Hx>an Alı VGcel'e Mektup 112 Agmtos l%0). T u » BELE: Köy Enstıtûiû >aprlanmızın tddnvsıımıittüd Ycr, Cstûne Kıss birGınş
DeiKmesı. Vfjal BİRDOĞA.N: \ıaıürk Deınmlennın Alnn \nahurlaniidan Bm K6> Fnslıtûlcn O I B » B O L I L I : Köy Ensıırülen nden
Demokrasıve Prof.Dr.Sûle>mı»ÇELİk: Kd> tnstııûlsn'ndmEgıomFakûlıelm K M.E«i«DEĞER: VaOrdarOlrrasaUrfı'.Pnrf.Dr.Ömer
DEMİRCAV Köj Enstitileri'uD Difi: Prof. Dr. Cita» DlRArTonguçım Mtkmpbrmdan Seçme Fıkırkr. Prof. Dr. S i l n m u ÇELİK: Köy
fnanülen nden Eğınm FıkûİKİen'ne.Cıua H C E L ERON AT: Köv Enslınılm nı Nıgn kurdula; ve Yıktılar' Mustıfa G * H L ( l:(, aŞdas Kö)
Enstılülen. VeS GÖRMEZ: Köy Enaırûlen'nde Eğıtım \ı Öirflım S m i KAR.AÖREV: ESııımımu Cumhumefk L lu>allasmıştı. Prof. Dr.
V»kıpKEPE>EK: Imece. D«ron K I T : Kö> Eıtsmûlen'nde Yapı Ijlen. I J ı r M l ' M C l : 17 \ısaılCunıhurı>« V Nısan I9S
1
». BfkirÖZCE.N:
Köy bnsııtülen Deneyımmden Vola Ct^arak Bugûnün se Getecefın E^itımıne Bakış. 0 $ m u ŞAHİN: Nuh'un Gemıstne Aimadıgı Insanlar Köv
EnsııtQlukr.Hidı>HTELLİ:KöyErısıtûlaı'mıı60 KuruluşYılındaEskılrsan-'ıenılıtjn E«ginTO\Cl'Ç:Köy Enaılükn runDüşûnselKökenı,
S.T.: 0!u\aTakıbnlanSofrttiılTRlHN: Kö> Ensmülen Ne\erdı' PakueTf RKOĞH : km En^ıtükn nde"Kınm Mıtlıye'nm Ipl'çhn.
\inet EmİB ı \ L M A Y "YannınTûrkryesı'neSeyııh«"len.Hn» Âli>ÎCfL: Pazarörnı Kö; Enstnûsü'iKfeKonujiııal 1 Eylûl 1*42). Makaıl
V AĞMl R: Öncû Fakr. MüdaEa-ı Hukuk'a Mdclup. Prof. Dr. Çctu V ETK.İN: Tqxak Relormu t t Köy Enstnülen
4jmcı:
Donemin BjMîiKİaıı - TBMM TmıuUanwl>ı - K6> Eıstirikn'K SaktınUnlan v( El^tirilcrdn Önıelütr - \mn I M O Î ' H I I Taribtl
Sonıntahıtı - Rryt Şeımrtliı Sinr Dnt Biri - Kây Erslilileri l zerİM \ ırfaaUnlaı
Şüritnfi: ÂŞIK VEVSEU Mdımrt BAŞAR.AN. Vbi DADALOĞLl, V ı ı t ı YASAR.Çzgkriyk:ErcaBAK4L,OmerCC\CÖIL
Biro:Mıllı£jnnoılıirad.DaJlarYıi(tolshanı.Kjl I.ANTALYATd 024:2
AtMdili Koîilhn: 3 Aylık. 3.ÛOO.0OO.-. 6 Ayük 6.000 000 -. i : Aılılt 11000 000.-TL.
D S T
Avmı drr^ımı sılın ılıaıbilncji bışlıtı tıııbeıleri:
\BCKita(ıcL2 lsasyonCad.7/1 KARAM.AN,ABCKiul)«ı.ZaraibnaM AsıaİMnbt>i.HalCadBeWıyeSıtesıAo l$arkışlalSıvasl.Auç
IÜTt»r«,PmMehıiMP«s»Mah.Özell<l«reİ5MoteıSıiı-vTi(laaııW). Bilgi Kiuboi,SakaryaC»d No Ş Ym.^ıııı Ankara Bffim Kitıbeu
Kuva-vi MıDıveCad. Zm ErdOT tjlam Zam Ka No. 19 Moaıı. SSim $«•(. Oımr Sok. 11 A Kızrlav - Ankn 1923 Cudurn« Kitap Kulîbi
MersnCarüsıKıllNo 161 MER-SlN.ÇıJdışKiUbniHSciJmctCad t MAR^S ÇaghrMırL<llşBanLbiKa9sD^(Mı»jİa);DutKiUb»i
SakarvaCad.No'8ISıı»|>.Erc>ııKitıbni»4~Sok So 2"Koıuk- İZMİRFilukıubeıı. Aıaturktad MeydaıhMerkeziNo «S^as.Ce^üi
KüabtvLK^laMah Mıliı EgemenlıkCad 41 Sd. No 14 ANT\LY\.Cnıçlillütıben.Gazıtad No 2BLRDUR.GiMiıniYa)iiMtiBayuıdır
R G K S h S K b l K b Ü K t C d V 2 2 4 B k I S T N B L L K ^
Küakevi, Htnr Bey Mah. lsmel Pasa C«4 No: 2ISPARTA. KabOc Kioljeti859 Sok. No 3 D KonakIZMlR. öıp«iB,SıliflsCad.KûltiirMakez)
Yanı 21261 Menm. Nezit Kiuteıi. Mûhürdar Cad No: 40 Kaddû\ - tSTAMBt'L Oaor kitabevi Istasyon C«d Nc 2 Sarktşla (Sııası. &s«r
Kiubni, Gûrûn >:i3>. Pıri Kiabcvi Anlüira Cad No 9 Polaılı (ANK.AR.AI. Sliaf OJui Rampalı Çarşı No: 36 KONYA, Toph» Kjtabtu 1
BavmdırSolak 22 I.Ymı^nr- ANK.ARA
ANKARA 7. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1999/679
Davacı Hasan Günay vekili Av. Güler Centilmen ta-
rafindan davalılar Ali thsan Nebioğlu ve 16 arkadaşı
aleyhıne açılan tzale-i şuyuu davasının yapılan yargı-
laması sonunda.
Davalılar Ali Yıldınm, Ali Rıza Eti, Fatma Ahiog-
lu, Şükru Genç, lbrahım Oturbir, Hediye Demiryol,
Hava Sabiha Inci, Niyazi Karabacak adlanna mahke-
memizden verilen 16.02.2000 tarih ve 1999/679 esas
ve 2000/131 karar sayılı ilamda yazılı hükmûn, dava-
nın kabulüne, dava konusu Ankara ili, Altındağ ilçe-
si, 2. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğû'nde kayıtlı bulunan
Gülvıran mahallesi (Çalışkanlar) Gültepe Caddesi
üzerinde yer alan imann 7020 ada 5-6-7 ve 9 parsel-
leri teşkil eden taşınmazlann aynen taksimı kabil ol-
madığından izale>i şuyuu suretiyle üzerindeki muh-
desatlarla biriikte satılarak ortaklığın giderilmesine,
davacı vekili için tayin ve takdir olunan 55.000.000.-
TL ücreti vekalet ile binde 7.5 satış bedelı üzerinden
karar ve ilam harcı ve davacı vekili tarafindan yapıl-
dığı anlaşılan toplam 130.000.000.- TL yargılama gi-
derinin hissedarİann hisselerine isabet edecek miktar-
dan hısselen oranında tenzilı ile bakıyesinin adlanna
ödenmesine, satış memuru olarak Ankara Gayrimen-
kul lcra Satış memurunun memur olarak tayınine da-
ir işbu hûkmün 15 gün içerisinde temyiz edilmesine
dair ilan olunur. 02.03.2000 Basın: 16329
ADANA ASLİYE 6. HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN
EsasNo- 1999 747
Davacı Maliye Bakanlığı vekili Av. Zeynep Ünlüeser tarafindan davalı Zafer Karabı-
yık aleyhine açılan tazminat davasının yapılan yargılamasında: Davalı Zafer Karabı-
yık'ın bilinen adresine çıkartüan davetiye tebliğsiz ıade edilmiş, adresi emniyetçe de
tespıt edilemediğinden dava dilekçesinin davalı adına ilanen tebÜgine karar verildıgin-
den. duruşmanın bırakıldığı 11.4.2000 günü saat 9.55'te davalının bizzat duruşmada
hazır bulunması veya kendısını bir vekille temsil ettinnesi, bizzat duruşmada hazır bu-
lunmaz veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde yargılamaya yokluğunda
devam olunacağı ve karar verileceği hususu dava dilekçesi tebliği yerine geçerli olmak
üzere davalı Zafer Karabıyık adına ilanen teblığ olunur. Basın: 16221
tZMİR 9. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1998/1111 Esas 1999/1027 Karar
Davacı Güneş Sigorta A.Ş. vekili tarafindan davalı Polat Inandım vs. aleyhine açılan taz-
minat davasının yapılan duruşması sonunda; ödeme tarihi olan 20.3. 1998 tarıhinden itiba-
ren % 50 faızi ile biriikte 1.256.961. OOO.-TL'nin davalılar Ramazan Andaç ve Ak Sigorta
A.Ş. (Ak sigortanın limiti ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya
verilmesine. 34-EBL-77 plakalı vasıtanın trafîkte Polat Inandım adına kayıtlı olmayıp Po-
lat tnandım Tunzm Paz. Ltd. Şti. adına kayıtlı oldugundan bu davalı hakkındaki davacuun
davasının reddıne. davacı tarafindan yapılan (hakkuıda dava red edilen davalıya yapılan
masraflar haricınde kaian) 40.167.000!- TL. masraf ile vekili için takdir edilen 59.256.961 .-
TL. vekâlet ücretınin davalılar Ramazan Andaç ve Ak Sigorta A.Ş 'den alınarak davacıya
verilmesine, bakiye 33.935.596 TL harcın davalılar Ramazan Andaç ve Ak Sigorta A.Ş.'den
alınmasına, Tedbirin hüküm kesinleşinceye kadar devamına. davacı vekilinin yüzüne karşı
davahlann yokluğunda temyizı kabıl olmak üzere açıkça verilen karar yerine kaim olmak
üzere Polat Inandun'a ilan olunur. Basın: 16135
SİVAS 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1996/409-1999 319 K.
Tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen
davalılar Ehya Çüriiklü'nün mirasçılan dahili davalı-
lar Halis Develi, Abdullah Çürûklü, Cahide Çürüklü
(Koçer). Çemile Çürüklü (Koçer), Turan Çürüklü,
Nadide Çürüklü (Emlak), tsmail Hakkı Çürüklü,
Nurhan Çürüklü, Yusuf Cemal Çürüklü, Ayşe Çürük-
lü (Yavaşlar), Fatma Sevtap Çürüklü, Mahmut Fi-
den'a ilan olmak üzere davanın kabulü ile dava konu-
su Sıvas merkez Kadıburhanettin Mahallesi Paşaça-
ym mevkiinde kain pafta 54, ada 370, parsel 139'da
kayıtlı bulunan 16848.11 m2 yüzölçümünde tarla cin-
sindeki taşınmazın kamulaştırma planında görülen
860 m2'lık alanda daımı ırtifak hakkı tesisi ile 2942
sayılı yasamn 17. maddesi gereğince TEDAŞ Genel
Müdürlüğü adına (Ankara) tapuya tescilıne dair ka-
rar iian olunur. Basın: 11686
GENEL KURUL DUYURUSU
Türkiye Genel Hizmetler Işçileri Sendikası (GENEL-İŞ)
12. Olağan Genel Kurulu, aşağıdaki gündemi görüşmek
üzere 21-23 Nisan 2000 tarih ve saat 11.00-17.00 ara-
sında Ismet Inönü Bulvan, Yücetepe/Ankara adresinde-
ki Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğü Konferans Salo-
nu'nda toplanacaktır. Çoğunluk sağlanamaması duru-
munda 2. toplantı 6-7 Mayıs 2000 tarih ve saat 10.00-
17.00 arasında Çankın Cad. No: 28/9 Ulus/Ankara ad-
resindeki Sendika Genel Merkez Toplantı Salonu'nda
aynı gündemle toplanacaktır.
Delegelere ve ilgililere duyurulur.
DİSK/GENEL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
GÛNDEM:
1. YokJama ve açılış,
2. Genel Kurul Başkanlık Kurulunun oluşturulması,
3. Saygı duruşu,
4. Genel Başkanın açış konuşması,
5. Konuklann tanıtımı ve konuşmalan,
6. Komisyonlann seçimi,
a) Tüzük değişikliği komisyonu,
b) Tahmini bütçe komisyonu,
c) Karariar komisyonu,
d) Hesap inceleme komisyonu,
7. Genel yönetim, genel denetim ve genel disiplin ku-
rulu raporlannın okunması ve görüşülmesi,
8. Genel yönetim ve genel denetim ve genel disiplin
kurullannın aklanması,
9. Komisyon karar tasanlannın görijşülmesi ve kara-
ra bağlanması,
lOSeçimler,
a) Genel başkan seçimi,
b) Genel yönetim kurulu asil ve yedek üyeleri seçimi,
c) Genel denetim kurulu asil ve yedek üyeleri seçimi,
d) Genel disiplin kurulu asil ve yedek üyeleri seçimi,
e) Konfederasyon genel kurulu asil ve yedek delege-
leri seçimi,
11. Dilek, öneriler ve kapanış.
SATILIK ARSA
Kınalı Cumhuriyet Mahallesi
1. Kısımda satılık 400 m2
arsa
0532 738 83 33
Ehlıvetımı
kaybettim.
Hülcümsüzd ür
LEVENT
TANRIVER
SİNCAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1999'617
Sıncan Asliye Hukuk Mahkemesi'nın 6.12.1999 ta-
rih, 1999/960 Eş. 1999/960 K. sayılı ilamı ile Çankın
ıli Ilgaz ilçesi. Ömerli Mh/Tcöyü. cilt: 0057 sayfa —
kütük: 0022'de nüfus kayıtlı Arif ve Şengül'den ohna
1/5/1993 doğumlu Ümmühan Karagöz'ün ismi Büşra
Karagöz olarak düzeltılmıştir İlan olunur. 21/3/2000
Basın: 16517
BIÇAKSIRTT
EROL MANİSALI
Avrupa (le (lişkilerde Avnupa
Mandasım' Savunanlar
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri konusun-
da Türkiye'de iki "yaklaşım" ortaya çıkmıştır;
1) Birinci yaklaşım, Türkiye-AB ilişkilerinin kurum-
sal bazda "herne pahasına" olursa olsun geliştirilme-
sini kabul eden görüştür.
Bunlar;
a) Türkiye tam üye yapılmasa da, mevcut 1995
Gümrük Birliği Anlaşması çerçevesinde, sürekli ola-
rak kurumsal ilişki düzeninin işlemesini istiyorlar. Oy-
sadefalarcabelirtildiğigibi, 1995belgesi, "ancak tam
üye olmuş, AB ıçine girmiş bir ülkenin üstlenebilece-
ği" bağlayıcı yükümlülükleri içeriyor.
b) Türkiye tam üye yapılacakmış gibi, "uygulama-
lann, AB istekleri doğnıltusunda" yürütülmesini be-
nimsiyorlar.
Bu yaklaşımın Türkiye açısından iki önemli sakın-
cası bulunmaktadır; a) 1995 belgesi tek yanlı bağla-
yıcılıklar içerdiği için, Türkiye AB vesayeti altına so-
kulmuş olmaktadır; b) Türkiye'nin adaylığının, tam üye
olacakmış gibi gündemde tutulması, AB'nin Türkiye
üzerinde baskılarının ortaya çıkmasına, bu baskılann
Ege, Kıbns ve Güneydoğu konulannda Türkiye aley-
hine sonuçlanmasına ortam hazırlamaktadır.
Türkiye'nin 1995 belgesi ile tek yanlı bağlanması ve
"adaylık" ile AB baskısı altında tutulması, Türkiye-AB
ilişkilerinde sürekli olarak bir baskı ortamının yaratıl-
masına neden olmaktadır. Bu da ilişki düzeninin "nor-
mal koşullar altında çalışmamasına" ortam hazırlıyor.
Bu görüşte olanlarTürkiye'nin "Avrvpa ölçülerine"
bu yolla yaklaşacağına inanıyorlar. Oysa, Avrupa öl-
çülerine, "dengesiz ve tek yanlı ilişki düzeni ile" ula-
şılmaz. Bu eşyanın doğasına aykındır ve tarihte de hiç-
bir ülke tek yanlı (manda altında) bir anlayışla "uygar
ölçülere" ulaşamadı. Olsaolsa, bazı ölçüleri kabullen-
miş ama "manda" konumuna düşmüş bir ülke olur.
Türkiye adeta Ingiliz ve Fransız sömürgelerinin 19.
yüzyılda geçirdikleri süreç içine sokulmaktadır. Mese-
le, Ingiltere'nin Hindistan'a 19. yüzyılda kendi ölçüle-
rinin "bazılannı" sokması gibi ele alınmış olmaktadır.
Bu görüştekiler, uluslararası ilişkilerin "karşılıklı çıkar-
lar doğrultusunda değil, tek yanlı (sömürgeci) çıkar-
lardoğrultusunda geliştirilmesini" baştan kabul etmiş
olmaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti uygar uluslar topluluğu ile iliş-
kilerini böyle bir anlayış içinde yürütemez. Atatûrk il-
kelerine, cumhuriyet ilkelerine, modern devlet anlayı-
şına ve uygar devlet anlayışına taban tabana zrt bir an-
layıştr. Türkiye AB ile ilişkilerini bir Macaristan gibi (aday
ülke), bir Ispanya gibi (üye ülke) bir Norveç gibi (AB
dışında) yürütmek zorundadır.
Bugün Türkiye aday ülkedir. Ancak Türkiye'nin aday-
lığı diğer adaylardan farklıdır. Bunlar, a) Diğer adaylar
AB ile tek yanlı bağlayıcılık getiren bir anlaşma (güm-
rük birliği) imzalamamışlardır, b) Diğer adaylar için sa-
dece Kopenhag kriterierine uyum söz konusu olma-
sına karşın Türkiye'ye, Kıbns ve Ege konulannda "ek
koşullar" getirilmiştir.
Zaten AB'nin yeni genişleme politikası sonucu, AB
bir ülkeyi aday yapmakla, herhangi biryükümlülük ai-
tina girmemekte, aday ev ödevini tamamlasa bile,
"tam üyelik otomatik olarak elde edilmemektedir". AB
kendisi için sakınca görürse, o ülkeyi "içerialmaz" den-
mektedir.
2) Diğer görüş sahipleri ise Türkiye-AB ilişkilerinde
uygar ve dengelı ilişki düzenini savunuyorlar. Bu ne
demektir?
- Türkiye 1995 gibi tek yanlı bağlayan bir belgeyi "tam
üye olmadan uygulayamaz", bunun zaten başka bir
örneği yok. İçeri alınır, ondan sonra hükümranlık hak-
lannın bazılanndan vazgeçer. Bugün ise Türkiye, "dı-
şardaki" bir ülke olarak, hükümranlık haklannın bazı-
lannı AB kurumlanna devretmiştir. Nedir bunlar? Tür-
kiye bugün AB'nin belirlediği ve belirieyeceği "dış ti-
caret politikasını uygulamakla yükümlüdür". Bu du-
rum anayasamıza da aykındır.
Türkiye AB'nin kendi organlannda kabul ettiği mev-
zuatı, "otomatik olarak TBMM'den geçirmek" yü-
kümlülüğü altındadır. Ayrıca Türkiye, AB Adalet Diva-
nı'nın kararlanna uymak zorundadır.
• Bütün bu yükümlülükler "tam üyeler" için söz ko-
nusu olabilir. Çünkü o ülkeler, zaten AB organlannda
bu kararian alan ülkelerdir.
Bunun sonucu olarak Türkiye'nin 15 ülke dışında-
ki bütün ülkelerie ilişki düzeni, Brüksel tarafindan ida-
re edilir hale gelmiştir. Bu ancak, bir sömürge düze-
ninde söz konusu olabilir.
- Türkiye'nin "koşullu adaylığı" kabul edilemez. Hel-
sinki doruğunda (Aralık 1999) Türkiye aday yapılırken
diğer adaylardan "aynlmış", Ege ve Kıbrıs konusun-
da koşullar getirilmiştir. Güneydoğu azınlık kapsamı-
na sokulmuştur.
Şimdi ne diyortar, Türkiye bu koşullaria aday yapıl-
dı, koşullan yerine getir diyoriar. önce Kıbns'ta ödün
istiyorlar. 2004'te de Lahey'e gidileceği kesin, Atina
bu karannı şimdiden açıkladı. Güneydoğu'da ise ye-
ni kapılar aralamak peşindeler.
Türkiye-AB ilişkileri Türk kamuoyuna medya ve be-
lirli çevreler tarafindan eksik ve yanlış sunuldu. Bu su-
nuşta, "Türkiye'nin gizlice manda altında tutulması-
nı isteyenler" üstün geldi. Bu çevreler, konuyu az bi-
len veya hiç bilmeyen kamuoyunu aldattı. Ne dediler;
AB baskısı olursa demokratikleşme gelişir, dediler.
Temel çelışki, "manda düzeni içinde" demokratikleş-
me beklemektir.
Cumhuriyet'in cuma günleri verdiği son kitabı, "Av-
rupa ve Asya Arasındaki Adam"\ okurken şunu gör-
düm; kitabın yazarı Von Mukisch 1919-1920 yıllannı
anlatırken sanki bugünü anlatmış. "Mandacı" yapıyı
savunanlann sadece isimleri değişmiş.
Kafalan ve bakış açılan, 1919'da Atatürk'e karşı
olanlardan hiç farklı değil. Üstelik bugünün, 65 milyon-
luk koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nde.
Şehit Binbaşı Zekai Bey ve merhum Fevziye
Ağralıgil'in kızları çok sevgili annemiz ve cici
annemiz
ZEKIYE
AGRALIGİL'i
kaybettik. Cenazesi 5 Nisan Çarşamba günü
Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazının
ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa
verilecektir.
Çocuklan: Bülben Hofmann
Ahmet Hakan - Ayben - Birkan Uz