Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
117 NİSAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Isimlerin tartışmaya açılması bekleniyor. îlk aday DSP'li Mail Büyükerman oldu
Ortaldarın 2. adayhk zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Cumhurbaşkanlığına adaylık için başvu-
ru süresi dün başlarken ılk aday, "tnsan-
lann hasta olmaya hakkı olduğu gibi, a-
day olmaya da hakkı vardır" diyen DSP
Eskışehır Milletvekilı Mail Büyükerman
oldu.
Hükümet ortağı partilenn liderleri, ye-
ni cumhurbaşkanı adayı üzerinde uzlaş-
ma sağlamak için bugün yeniden bir ara-
ya gelecek. MHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Devlet Bahçeli. aday-
lar için henüz isimlendirme aşamasına
gelmedıklerini belirterek hafta içınde bır
dizı temas olacağını ıfade etti. Kulısler-
de, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in gorev süresinin uzatılmasına dö-
nük
U
7arh3" formülünün, yeniden gün-
deme getirilmesine karşın, seçime kısa
süre kalması ve Meclis'in Demirere yö-
nelik tavn nedeniyle yaşama geçirilme-
sinin güç olduğuna işaret edildi.
Türkiye'nın 10. cumhurbaşkanını be-
lirleyecek yasal sürecin ilk adımı olan
adaylık başvurulan dün başladı. Başba-
kan Büknt Ecevit'ın gerek hükümet or-
taklan, gerekse muhalefet partileri ile
yaptığı görüşmelerde, isim bazında he-
nüz uzlaşma sağlanmadı. Başbakan Bü-
lent Ecevit, MHP Genel Başkanı Bah-
çeli UeANAPlideriMesutYıJınaz'ınka-
tılımıyla bugün gerçekleşecek olan zir-
vede adayın "Mecüs içinden mi, dışın-
dan mı" olacağı konusunun karara bağ-
lanması bekleniyor.
Hükümet ortaklannın, cumhurbaşka-
nı adayının niteliğine ilişkin görüşlerini
de bugünkü zirvede birbirlerine aktara-
caklan dile getirildi. Zirvenin bir önem-
li özelliğini de cumhurbaşkanhğı için
"istekü" olduğu belirtılen ANAP lideri
Yıhnaz"ın tutumu oluşturacak. Başba-
kan Ecevit, Yılmaz'ın adaylığına ilişkin
sorulara, "Başından beri Mesut Ydmaz
çok net bir tavır aidL Görüşmelerinıizde
böyle bir talebinin olmadığını söyledi"
görüşünü dıle getırmiştı. Yılmaz ise zir-
vede kendisinin adaylığının konuşulma-
dığını ifade etti.
Devlet Bahçelı, gazetecılerin Başba-
kan Bülent Ecevit'ın muhalefet hderlen
ıle yaptığı görüşme sonrasında 5'li bir
uzlaşmayı olanaklı görüp görmedığine
ilişkin sorusu üzerine, "Başbakanımızın
başlatmış olduğu bir dizi görüşme ziya-
retidir. Daha sonra, önümüzdeki hafta
içerisinde de bazı görüşmeler olacak zan-
nediyorum" dedi. isimlendirme aşama-
sına gelınmedığinı vurgulayan Bahçeli.
"Dışişleri Bakanı tsmail Cem'in adımn
kamuoyunda ön plana çıkmasını nasd de-
ğeriendiriyorsunuz'" sorusunu da, "Şuan
için isimlendirme üzerine bir çafaşma
yok" dıye yanıtladı. Bahçeli, Genelkur-
may Başkanlığı'nın açıklamasına yöne-
lik soru üzenne de, konuyla ilgılı olarak
başbakanın değerlendirme yaptığını söy-
lemekle yetindı.
Hükümet ortaklan cumhurbaşkanlığı
için "aday arayışınT sürdürürken kulis-
lerde, "Cumhurbaşkanı Demirerie de-
vam" formülü yeniden gündeme getinl-
dı. Bu çerçevede, ANAP liden Yılmaz'ın
önerdiğı "7 arn 3" formülünün yeniden
yaşama geçirilebileceğı görüşleri ortaya
atıldı. Ancak, gerek cumhurbaşkanlığı
seçımme kısa süre kalması, gerekse
adaylık başvurusunun başlaması nede-
niyle bu formülün yaşama geçinlmesı-
nin zor olduğuna işaret edildi.
Demirel
Türkiye
ekonomide
AB'ye uyum
sağladı'
İstanbulHaber Servi-
si - Cumhurbaşkanı Sü-
kyman Demirel, Türki-
ye'nin, AB'ye aday ül-
keler arasında gümrük
bâiiğini gerçekleşrirmiş
tek ülke olduğunu belir-
terek Türkiye ekonomi-
sinin geçen beş yıl için-
de AB ekonomisine ba-
şanlı bir şekilde uyum
sağladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel ile Po-
lonya Cumhurbaşkanı
Aleksander Kwasniews-
ki, "Türk-PDlonya tş
KonsevTnın Ceylan tn-
tercontinental Hotel'de
düzenlediğı toplantıya
kaüldılar. Türkiye ve Po-
lonya'naı AB'ye üye ol-
ma yolunda hazırlık sü-
recinde bulunduğunu
aoimsatan) 'Demirel,
H"Yakın zamanda ger-
çekteşecekAvrupa Birit-
ği'ne tam uyeük, her Ud
ülkeninişadamlannaye-
ni ve parlak firsatiar ya-
ratacakbr" dedı. Her iki
ülkenin de benzer yapı-
sal ekonomık problem-
lerinin mevcut olduğu-
nu, Avrupa ekonomisi-
ne uyum sağlamaya yö-
nelik önemli adımlar at-
tıklarıru ifade eden De-
mirel şöyle devam etti:
"Türİdye ekonomisi
geçen beş yıl içinde bir-
lik ekonomisine başanh
bir şekilde uyum sağta-
ma gücünü ortaya koy-
muştur. Yaşanan global
ekonomikkrizlere ve ül-
ke içindeki zorluklara
karşın, Türkiye ticaret
hacmini önemli ölçüde
artönnavı başarnuştır.
Türkiye, OECDülkek-
ri arasında geçen 30 ytf-
da gerçekleştirdiği yunk
ortalamayüzde5'ik bü-
vümeoranıylaflksırada
bulunmaktaduf
Kwasniewski, eşi Jo-
lanta, daha sonra Po-
lonyalı göçmenlertara-
fmdan kurulan Polo-
nezköy'ü ziyaret etti.
Polonezköy'de genç
kızlar konuk Cumhur-
başkanı'na çiçek verdi.
Üç sendika, 23 Nisan'da protesto için 'Ulusal Çocuk Yürüyüşü' düzenledi
Çocuk işçflerin çoğu kayıt dışı
İstanbul Haber Servisi - Türk-
tş, DİSK. ve Hak-lş, yüzde 90'ı
kayıtdışı çalıştınlan çocuk işçi-
lerin sorunlanna dıkkat çekmek
amacıyla 23 Nisan Ulusal Ege-
menlik ve Çocuk Bayramı'nda
'Çocuk Yürüyürüşü' düzenle-
yecek. DİSK Genel Başkanı
Vahdettin Karabay, eğıtim ça-
ğmdakı çocuklann çahştınlma-
larının, o çocuklan hayatlan bo-
yunca eğitimsiz ve nıteliksiz iş-
gücü olmaya ittiğini belirtti.
DİSK Genel Merkezi'nde dü-
zenlenen 'Çocuk Işciligi Sorunu
ve Çözüm Yollan' konulu fo-
rumda konuşan Karabay, Ulus-
lararası Çalışma Örgütü'nün (I-
LO) tespitlerine göre dünya üze-
rinde çalışan çocuk sayısının
250 milyon civannda olduğunu
belirtti. Karabay, çocuklann pa-
ra kazanmak amacıyla çeşitli iş-
lerde istıhdam edilmelerinin be-
densel ve ruhsal gelişimlerini
olumsuz yönde etkilediğini ifa-
de ederek "Eğhhnçağındakiço-
cuklann çalısünimalan, sadeceo
çocuklann geleceğini değil, bü-
tün toplumun geleceğini ilgüen-
dirmektedir'' dedı.
'Işşjzüğin nedeni'
Çocuklann çalıştınlmalannm
aynca işsizliğin de nedenlerin-
den olduğunu bildiren Karabay,
bunun, çocuklann sosyal güven-
ükten yoksun ve çok düşük üc-
retlerle çalıştınlması, gelir dağı-
lunımn bozulması ve kayıt dışı
istihdamın büyümesi gibi pek
çok olumsuzluğa yol açtığını
kaydetti. Vahdettin Karabay, ço-
cuk işçiliği sorununun yıllardır
ILO'nun gündeminde olduğunu
ifade ederek şöyle devam etti:
"Çocuk işciliğinin sona erdi-
ribnesi ILO'nun temel çalışma
standartlan arasmda yer atanak-
tadır. Türkiye de bu projelerin
uygulandığı ülkelerden biridir.
Eğftim çağmdaki çocuklarf cahşferanlar, o çocuklan eğitimsiz ve nitetiksiz işgücfrolmaya itiyor. *"„ Jf*
Bugüne kadar pek çok resmi ve tere mensuplar™ Yüzde 90'mın Hak-tş'e bağlı işyerlelinm, •buiş-"
sivfl kurum, çocukişçiliğiyle mü-
cadele kapsaımnda programlar
uygulanuşlardır."
Çalışma ve Sosyal Güvenlık
Bakanlığı Iş Tefhş istanbul Grup
Başkanı Dilşat Paya da, konfek-
siyon ve deri işçiliği gibi hafıf iş-
kollannın yanı sıra sanayi ve
ağır işçilikte de çalışan çocuklar
bulunduğunu, bu çocuklan ça-
lıştıran işyerlerinin yüzde 90'dan
fazlasının da kayıtdışı olması ne-
deniyle kontrol edilemediğini
anlattı. Paya, yaptıklan çalışma-
lar sonucunda söz konusu işyer-
lerinde çalışan çocuklann tama-
mının "çahşmakzorunda olduk-
larmı" tespit ettiklerini ifade
ederek "Bunlann işe başlama
yaşlan 9'a iniyor. Çoğu göç sonu-
cu gelmisler ve çok çocukhı aile-
annesi, yüzde 50'sinin de babası
çanşmıyor, dola>isıyla ailelerine
maddi destek sağlamak zonın-
dalar" dedi.
Türk-Iş 1. Bölge Temsilcisi
Faruk Büyükkucak da, sorunun
çözümü için işçi ve ışveren sen-
dıkalannın kendi ıçlerinde bir
kontrol mekanızması geliştir-
meleri gerektiğıni vurguladı.
'Sosyal hayattan kopuklar'
Büyükkucak, çocuk ışçiliğı-
nin sosyo-ekonomik ve sosyo-
kültürel boyutlannın bulundu-
ğuna dikkat çekerek "Çalışan
çocuklar, sosyal hayattan kopuk
kaküklan gibi çocukluklannı >a-
şayamıyorlar ve eğitimden uzak
kalıyoriar'' dedi.
Büyükkucak, DİSK, Türk-Iş ve
yerinde çocukcakşünlmryor' ıba-
resıni kullanmasını önerdi.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı'run 80. yılında DlSK,
Türk-Iş ve Hak-lş 'Ulusal Ço-
cuk Yürüyüşü' düzenledi. Her
ilden 5 çalışan çocuğun katılaca-
ğı yürüyüşle, çalışan çocuklann
sorunlan dile getınlecek. 17-24
Nisan tarihleri arasında düzenle-
necek yürüyüş programı şöyle:
"Kuzeykolu Çerkezköy,Istan-
buL Bursa'dan; güney kolu ise
Gaziantep. Adana. Karaman ve
DenizlTye uğruyor ve tznür'de
buluşma. 24 Nisan'da Ankara'da
toplanacak olan yüriiyüşçüler
.Aıutkabir'e gidecek. Çalışma
BakanıUeTBMM Başkanı'nızi-
yaret edecekler. Aynı gün Güven-
park'ta şenlik düzenlenecek."
İstanbul
altı yıl
kaybetti
İstanbul Haber Servisi - CHP is-
tanbul tl Başkanı Mehmet Bölük,
tstanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin 6 yıldır görevde bulunduğu-
nu belırterek "Bu süre içinde ken-
tin sorunlannı çözecek büyük pro-
jeler üretmek bir yana, kendilerin-
den önce başlaOlan büyük projele-
ri de yüzlerinegözlerinebulasbrtn-
lar. 6 yıl kaybedilmiştir" dedi. Met-
ronun 4 yıl gecikmesi nedeniyle
Istanbul'un 3 milyar dolar zarara
uğradığını bildiren Bölük, FP'li
yönetime "Şirketleri kuDanarak,
haOayandaşlanna sovduruvoriar"
suçlamasmda bulundu.
Il Başkanı Bölük, yann birinci
yılı dolacak 18 Nisan seçimlerin-
den bu yana istanbul'daki yerel yö-
netim uygulamalannı, il merkezin-
de düzenlenen bir basın toplantı-
sında değerlendirdi. "Istanbul için
büyük projeler üretmek yerine ya
şür yazmayı >a da billboard artist-
liği yapma>ı tercih ettüer" diyen
Bölük, kentin sorunlanna çözüm
getirilmediğini, kalıcı tek bır yatı-
nmın yapıhnadığını sa\Tindu. Met-
ronun yapımında dönüş, bekleme,
bakım ve tamir alanlannın unutul-
duğunu açıklayan Bölük şöyle de-
vam etti:
"Dönüş ve bekleme alanlannı
unurmuşlar. 28 \agonlanni koya-
caklan yer yok. Taksim-Levent
arasuıdaki metroda ne yazık ki tek
hat kuUanılacak. 2 dakikada bir
kalkması gereken metroen iyimser
yanm saatte bir kalkacak. tşi uz-
manlarına değil de yandaşlanna
verinerse olacağı budur. Çok gör-
memek lazım. Yönetme ve iş yap-
ma kabifiyetiniz ne kadarsa, yapu-
ğmız metronun manevra kabiliye-
ti de o kadar olur."
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr.
Birtutuklu annesinden, Ber-
ran Yrtdınm'dan birelektronik
mektup aldım.
Doğal. Her gün onlarcası e-
postadan, faks aygrtından ya-
ğıyor gazetelere. Onu da oku-
dum ve atmadım. Haftalardır
bilgisayarımın belleğinde du-
ruyor ve bilgisayarı her açtı-
ğımda bana bakıyor. Oysa bü-
tün tutuklu annelerinin mek-
tuplan gibi bir mektup. Belki bi-
raz daha özenli bir Türkçe, bi-
raz daha özenli bir anlatım...
Okuyun, belki onu neden
atamadığımın, atmadığımın
yanrtrnı siz bulur çıkanrsınız:
"... Birbuçukyıldıryaşantım;
hapishaneye gideceğim günü
bekleme, giderken onlara ne
götüreceğimi düşünüp hazır-
lama ve gidip gelmeyle geçi-
yor. Şehirlerarasıyollarda üşü-
rnek, dörtkezaktarmayaparak
craya ulaşmak, bir yığın üst
taş ve eşya aramasından geç-
nek, ezici, iğrenç bakışlara ta-
tammül etmek, her gidişimde
Bir 'Tutuklu Annesi'nden.;.
farfdı ve keyfıyaptınmlarla kar-
şılaşmak, hortanmak, itilip ka-
kılmak, hakaretler beni bir
adım dahi geriletemedi. Aksi-
ne bütün bunlara 'direnmeyi'
öğretti. Götürdüğümüzherşe-
yin didik didik aranması, yiye-
ceklerin bıçaklarla parçalan-
ması, bazılannın hiç alınmama-
sı, mektuplanmızın herzaman
birbirimize ulaşamaması beni
ve diğer analan yıldıramıyor,
yıldıramayacak da. Hiçbir şey
ama hiçbir şey bizim onlan
görmemizi, sahip çıkmamızı
engelleyemeyecek. Çünkû bü-
tün bu olumsuzluklann, aksi-
liklerin aşılmasının ardında oğ-
lumun gülen gözlerinin beni
beklediğini biliyor, ogözlerika-
lın bir cam ve demirier arasın-
dan olsa bile bir an önce gör-
mek, sesini duymak için her
türiü engeli aşabiliyorum.
Evlatlanmızdan (artık hepsi
bizim evladımız) birinin tedavi-
si engellendiği için ölmesi so-
nucunda çocuklanmızın sağlık
sorunlanyla ilgili olarakyaptığı-
mız basın açıklaması nedeniy-
le 63 kişi birer buçuk yıl hapis
cezasına çarptınldık. Bu ceza-
nın amacının bizleri korkutup
sindirmek olduğunu biliyoruz.
Ama yanılıyohar. Biz çocukla-
nmıziçin bu ve benzeri 'suç'/a-
n yine işleyeceğiz, yine ceza
alacağız ama asla, asla onla-
ra birUlucanlardaha yaşatma-
yacağız.
Ulucanlar katliamından (26
Eylül 1999) bu yana büyük bir
kaygıyla yaşıyorum. Gece geç
saatlere kadar 7V habehehni
beklemek, sabah erken saat-
lerde kalkar kalkmaz TV'nin
düğmesine basmakyaşam bi-
çimim oldu. Can güvenlikleri
devletin eline bırakılmışyavru-
lanmızdan 10 tanesini gözleri-
ni kırpmadan katlettiler.
Bir süredir de çocuklanmızı
çok rahat biryaşama biçimine
kavuşturacaklannı söylüyorlar.
Bu rahat ve güzel yaşam biçi-
mi (!) F tipi diye adlandınlan
ölüm hücrelerinde gerçekleşe-
cekmiş.
Sevgili dostum, arkadaşım,
soruyorum size; çocuklanmı-
zın topluca yaşamaya çalış-
tıkları şu anki hapishanelerde
bile heran hain birsaldın, hat-
ta vahşi bir katliam beklenir-
ken (Ulucanlar ve daha önce-
kiler gibi) tek kişilik ya da iki-
üç kişilik hücrelerde can gü-
venliklerinin olacağını bana
nasıl kabul ettirebiliher? Can
güvenliklerisağlanmış olsa bi-
le, hangi insan tek başına ya-
şayabilir? Oğlum, oğullanm,
kızlanm, hapishane sorununa
tek ve en iyi çözüm olarak
gösterilen veyoğun birbiçim-
de kamuoyunun beynine iyi
biriş yaptıklannı kazımaya uğ-
raştıklan bu meza/iara ginme-
meye kesin kararlılar. Diğer
analar gibi ben de oğlumun
bu hücrelere sokulmasına izin
vermeyeceğim. Biziezipgeç-
meden onlara ulaşamayacak-
lar. Sesimizi, feryadımızı du-
yun, bize ses katın, çığlığımız
büyüsün, büyüsün ki o gülen
gözler solmasın, o sevgi dolu
yürekler çarpmaya devam et-
sin. Çocuklanmız 'Burada bir-
likte ölürüz ama orada tek ba-
şımıza ölmeyeceğiz' diyortar.
Ben de, biz de 'Biz ölmeden
evlatlarımızı alamayacaklar'
diyoruz.
Siz ne diyorsunuz?"
• • •
Sahi, biz, yani ben, sen, siz,
yani biz, örnegin çocuklan de-
mir parmaklıklar ardında tutuk-
lu olmayanlar ne diyoruz?
Kurt kim, köpek kim,
bekçi kim?
ANAP'ın hafta başında yapılan
Merkez Karar Yönetim Kurulu
toplantısına, Başbakan Bülent
Ecevit'in yaptığı ve yeni
cumhurbaşkanı adayını
tanımladığı açıklaması "bomba"
gibi düştü. Önce bir sessizlik
oldu, kimse de bu konuda
konuşmak istemedi. Ama
kulislerde, "Ecevit, tüm
baskılarına rağmen anayasayı
değiştirtemedi. Şimdi, Mesut
Yılmaz Vn adaylığını engellemek
istiyor" yorumu yapıldı.
MKYK'de söz alan Manisa
Milletvekili Ekrem Pakdemirli
ise bu gelişmeler üzerine
"yorumsuz" diyerek bir öykü
anlattı:
"Benim amcamın, büyük bir
koyun sürüsü vardı. 3 kangal
köpeği, bir bekçi de sürüden
sorumluydu. Bir gün sürüye kurt
dalmış, koyunlar telef olmuş.
Köpeklerden ikisi ölmüş, biri de
yaralı. Amcam talimat vermiş:
- Yaralı köpeği unutun, çünkü
kurttan zılgıt yiyen köpekten
hayır gelmez.
- Bekçiye de yol verin, sürüye
kurt daldıran bekçiden de bir
hayır gelmez."
Toplantı sonrasında,
cumhurbaşkanlığı seçimi
sürecine gönderme amaçlı
anlatıldığı savlanan bu öykünün
kahramanlarının kimi hedef aldığı
uzun süre tartışıldı. ANAP
kulislerinde, öykünün
kahramanları ile
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Başbakan Bülent
Ecevit, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli ve Genel
Başkanları Mesut Yılmaz
arasında bağlantı kurulmaya
çalışıldı. O gün ANAP Genel
Merkezi koridoriarında bir
bulmaca çözme heyecanına
kapılan herkesin birbirine
sorduğu soru ise şöyleydi:
"Sürü belli de, kurt kim, köpek
kim, bekçi kim?"
Sahi, kim kimdir?
Cumhurbaşkanının maaşı...
TBMM kulislerinde
yeni cumhurbaşkanı
adayı aranırken; bazı
milletvekilleri
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
maaşını da merak etti.
Ancak, rakamı
duyunca hayal
kırıklığına uğradılar...
3 dönemdir maaşına
artış istemeyen
Cumhurbaşkanı Demirel'in şu
anki maaşı 900 milyon lira. Bu
rakam, milletvekillerinin aldığı
maaşın neredeyse yansı kadar.
Demirel'in bu maaşla nasıl
geçindiğini merak eden
Demirel ve
DYP
f
nin
Süleyman Demirel
milletvekilleri,
cumhurbaşkanlığı
seçimiyle bağlantı
kurmadan
edemediler
"Biz cumhurbaşka-
nından fazla maaş
alıyoruz. Herhalde
bu durum aday
olmak isteyen
milletvekilleri için
caydıncı bir etki
olacaktır. Bir milletvekili
Çankaya Köşkü'ne çıksa bile
bu maaşla geçinmesi hiç de
kolay değil. Bu durumda
milletvekilliğini bırakıp kim
Köşk'e çıkmak ister ki?"
TBMM Kızılay Araştırma
Komisyonu 4 ay süren bir
çalışmanın sonunda raporunu
tamamladı. 17 Ağustos
depreminin ardından tartışılan
pek çok konu, raporia birîikte
yeniden anımsandı. Kızılay'ın
DYP ve Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ile ilişkisi sık
sık gündeme geldi. Kızılay
kökenli DYP'lı Necmi Hoşver'in
komisyon toplantıları sırasında
üyelerin kurum yöneticilerine
yönelttikleri sorulara sinirlenerek
savunmaya geçmesi tartışmalara
neden oldu. DYP'nin Kızılay'daki
"hâkimiyeti" TBMM Başkanlığı'na
sunulan rapora ekli tutanaklarda
açıkça gözler önüne serildi.
Kızılay şube başkanlan "Kızılay'ın
DYP'nin arka bahçesi olduğu"nu
anlatırken zaman zaman
Cumhurbaşkanı Demirel'in adı da
gündeme geldi. DYP- Demirel-
Kızılay ilişkileriyle ilgili savlar
tutanaklara şöyle yansıdı:
(Kızılay Küçükçekmece Şube
Başkanı Fazlı Bulut'un ifadesi)
- Bugünkü yapılaşmaya etkisi yok
ama Kızılay daha önce DYP'nin
tekelindeydi. Zaten sıkıntı oradan
doğdu. Birçoklan eski yönetimin
bu hareketine karşıydı. Karşı da
çıktı. Mesela onlar şu kalemi
diyorlar, kalemi getiriyorlar. Genel
Başkan o zaman Kemal Demir.
Kimi diyorsa, ya da sayın
reisicumhurumuz dedi o oldu.
Yani bize söylenilen, O kimi
söylüyorsa o geliyor göreve.
Veyahut da belli birçok insan
Kızılay'ın sayesinde milletvekili
oldular...
l l / v / ı . l
Türk
kahvesinin
fendi...
Cumhurbaşkanlığı seçimi,
başbakanın sağlık durumu gibi
konularla yoğun bir dönem
geçiren TBMM Basın
Bürosu'ndaki gazetecilerin
gündelik yaşamının en önemli
gündem maddesi, koridorda yer
alan "çay ocağının" geleceği...
Konu oldukça hassas ve önemli.
Çünkü, TBMM Başkanlığı,
Pariamento Muhabirieri
Derneği'ne, "çay ocağını
kaldıralım, yerine çay-kahve
makinesi koyalım" önerisi getirdi.
Bu haber, basın bürolannı
kanştırdı. Bazı gazeteciler
"temizlik" açısından yakındıkları
çayocağı yerine "çay-kahve
makinesine" sıcak bakar gibi
oldular. Ancak sonra "damak
tadı" sorunu gündeme geldi.
Düşünüldü taşınıldı, ortak kanı,
"Türk damak tadından"
vazgeçilemeyeceği yönünde
oluştu. "Sallama çay-nescafe-
plastik bardak" göz önüne
getirilince, "temizlik-bayat çay"
kaygıları hemen unutuluverdi.
Gazeteciler tercihlerini, "demlik
çay-ince belli bardak ve Türk
kahvesi" üçlüsünden yana
koydu...
Asiltürk işbaşında
FP Malatya Milletvekili
Oğuzhan Asiltürk, partililerin
korkutu rüyası. FP'lilerin
"gölge genel başkan" olarak
adlandırdığı Asiltürk asabi
kişiliğiyle tanınıyor. Parti
politikalanyla ilgili en küçük
eleştirilerinde karşılannda
Genel Başkan Recai Kutan
yerine, Asiltürk'ü bulan FP
milletvekilleri bu durumdan
rahatsız. Parti içindeki
tartışmalardan da bunlann
basına yansımasından da
hoşlanmayan Asiltürk, Meclis
kulislerinde bir gazeteciyle
yan yana görünen
milletvekilini kara listeye
alıyormuş...
Anayasa değişikliği
görüşmeleri sırasında
muhalifler Kutan'ı da
yanlanna alarak ilk kez
Asirtürk'ün hâkimiyetini
sarsmanın heyecanını
yaşadılar.
Ancak sevinçleri kısa sürdü.
Çünkü Asiltürk yine
"işbaşındaydı", örgütlere
talimat verdi. Muhaliflerin
genel başkan adayı Gül,
Gaziantep il binasından içeri
bile alınmadı...
Muhaliflerin anayasa
değişiklikleri sırasındaki attığı
gol karşılıksız kalmadı...
Türey Köse, Ayşe Sajın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan
tbmm@cumhuriyetcom.tr