25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2000 CUMARTESİ OLAYLAK Vİİ< olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Kurtuluşun Başlangıcı: Çanakkale Zaferi Tanju ERDEM Emekli Amiral Ç anakkale deniz ve kara sa- vaşlan, dünya tarihinin önemli olaylanndandır. Bi- zim açımızdan ise söylen- sel (efsanevi) nitelikte bir yenidendirilişin destanıdır. Böylesine zamanlann uluslann yaşa- mında birleştirici, ulusal ruhu yücelti- ci, güçlendirici rolleri vardır. Birinci Dünya Savaşı, büyük güçler arasında bir paylaşım kavgasıdır. Bir yanda Ingiltere, Fransa, Çarlık Rus- yası; öte yanda Almanya arasında 19. yüzyılm ikinci yansında başlayan çıkar çekişmeleri, nüfuz sahalan mücadele- si, kutuplaşan Avrupa'da Birinci Dün- ya Savaşı'na neden olmuştur. Baû'nın aydınlanması, burjuva ve en- düstri devrimlerine ayak uyduramayan Osmanlı Imparatorluğu bu süreçte yö- netimi, sosyal düzeni, ekonomisi, ma- liyesi ve askeri örgütüyle giderek geri- lemekte, çöküntüye gittnekte idi. Fran- sız Ihtüali ıle gelişen ulusçu akımlann etkisiyle Balkanlar'da, Kuzey Afrika'da topraklanru yitiriyordu. 3. Selim'den Tanzimat'a ve.Meşruriyet dönemine uzayan ıslahat hareketleri, teokratik ve despotik bir devlet ve toplum yapısın- da başansız kalmıştı. îttihat Terakki'nin iktidaroluşu ülkede yeni umutiardoğur- muşsa da yöneticilerin deneyimsizliği, gerçekçi olmayan politikalar izlemele- ri imparatorluğu emri vakilerle büyük savaşm içine çekmiştir. Osmanlı Imparatorluğu'nunkatıldı- ğı dönemde savaş, Batı'da taraflann büyük kayıplanna neden olan siper mu- harebelerine dönüşmüştü. Bu çıkmaz- dan kurtulmak amacıyla Ingilizler ve Fransızlar çözüm yollan anyorlardı. Bunlardanbiri, Çanakkale Bogazı'nı do- nanma ile zorlayarak Marmara'ya gir- mek, Istanbul'u ele geçirmek, Karade- niz'de Ruslarla birieşerek Osmanlı dev- letini yıkmak, Almanlara karşı yeni bir cephe açmaktı. Bu, Ruslann da istedi- ği birhareket tarzı idi. Rusya'nın Mar- mara Bölgesi, Boğazlar ve Istanbul'u topraklanna katma önerisine Ingiltere ve Fransa ticaret gemilerinin boğazlar- dan serbestçe geçmeleri koşuluyla mu- tabakatlannı bildirmişlerdi. Çanakkale harekâtı böyle planlandı. Önce Limni Adası'na büyük bir do- nanma gücü ve yüz bin askerle yığınak yapıldı. Buna karşın boğaz istihkâm- lan, topçu bataryalan takviye edildi. Olası geçiş yollan mayınlandı. Çanak- kale Boğazı'na tngiliz ve Fransızlann denizden harekâtı Kasım 1914'te baş- ladı. Şubat 1915 sonlannakadar donan- manın boğazı emniyetle geçebileceği bir ortam sağlanamadığından Birleşik Donanma Komutaru Amiral Carden görevinden aynldı. Müttefık Donanma, 18 Mart 1915 sa- bahı 16 zırhlı, 12 kruvazör, çok sayıda korvet, denizaltı, uçak ve mayın tara- yıcı gemilerin katüımıyla denizden top- yekûn saldınya geçti. Taarruz gecesi Nusret mayın gemisinin döktüğü 26 mayın ve sahil topçu bataryalanmızla susturulamayan atışlan ile boğazı geç- meye çalışan büyük armadamn 3 zırh- hsı battı. 3 zırhlısı da ağır yaralanarak savaş dışı kaldı. Çeşitli harp gemileri de görevlerini yapamaz hale getirildi. Akşam karanlığı boğaza çökerken bü- yük donanmaya ricat emri verildi. Bundan sonra savaş, 25 Nisan-21 Ağustos 1915 tarihleri arasında Geli- bolu Yanmadası'na yapılan saldınlar- la sürecek, çarpışmalar siper muhare- belenne dönüşerek iki tarafda ağır ka- yıplar verecektir. Genç birAlbay, Mus- tafa KemaJ. emperyal güçlere, isrila amacıyla geldikleri topraklan mezar edecekti. Çanakkale'de tutunamaya- caklannı anlayan müttefikler, Aralık 1915'te bölgeden çekildiler. Bu savaş- larda taraflann toplam kaybı, 160.000'i ölü olmak üzere yanm milyon insanı bulmaktadn-. Çanakkale Savaşlan'nın önemli si- yasal sonuçlan olmuştur. 1. Dünya Sa- vaşı iki yıl uzamış, Karadeniz'den yar- dım alamayan Çarlık Rusyası yıkılmış- tır. Ekim 1917 Bolşeviİc devrimiyle dünya sarsılmıştır. Mustafa Kemal, adını bu savaştaulu- suna duyurmuş, ulusunun gücünü de- ğerlendirme olanağını bulmuştur. Va- tan savunması bilinci orada parlamış, ulusal birlik orada pekişerek Türk Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'nm altyapısını ha- zırlamıştır. Bu muharebeler o günün koşullan içinde esir uluslara esin kay- nağı olmuştur. Askeri açıdan, bu savaşta Türk bo- ğazlanmn stratejik önemi kamtlanmış, Balkan bozgunu sonrası orduda yapı- lan ıslahann olumlu sonuçlan görülmüş- tür. 1. Dünya Savaşı'nm genç komuta heyeti, UlusaJ Kurtuluş Savaşı'nm ön- der kadrolan olarak Mustafa Kemal'in etrafinda toplanarak engin bir yurtse- verlikle Türk ulusunu parçalayan, onu tutsak eden Sevr'i çöplüğe atacak, em- peryalizmin maşalannı yurdumuzdan kovacak, tam bağımsız, ulusal istence dayalı Türkiye Cumhuriyeti'ni kura- caklardı. Bu savaşlar bize devlet yaşamında akıl, bilün, teknolojiye önem verilme- si; inancın kalplerde saf ve yüce şek- liyle yaşatılması gereğini göstermiştir. Türkiye gibi yanmada ülkelerinin güvenliği için uzaktan savunulması, bunun için de güçlü bir donanmaya sa- hip olma ihtiyacını ortaya koymuştur. lyi bir liderlik ve yönetimle Türk ulusunun başanlara koşacağı anlaşılmış- tır. Burada emperyalizmin istila emel- lerini yıllar sonra büyük Atatürk'ün bir banş köprüsü olarak kullanma hoşgö- rüsünü belirtmek istiyorum. (*) Çanakkale'de destanlaryaratarak bu vatanı canlan, kanlan pahasma bize bı- rakanlara bugün Türk ulusunun kalbi, minnet ve şükran hisleriyle doludur. (*) "Onlar bu topraklarda canları- nı verdikten sonra artık bizim evlatla- nmız olmuşlardır. Huzur içinde uyu- sunlarr (K. ATATÜRK) EVET/HAYIR OKTAY AKBAL MengüdeArükYokmu? "Bizden evvel giden ahbaba selam olsun erenler" (Yahya Kemal) Zamanla ölüm kavramı da değişik bir anlam kazanıyor. Genç yaşlarda kişi ölümden daha çok korkar. "ölüm beni aldatamazsın I Aklım- da"dediğigibiNecatigil'in... Hep aklımızdadır. Yaşlı kişi ise zaten ölümle iç içedir, bu yüzden yakın bir dostu bekler gibidir. Sanatçının yaşı yoktur! -Çünkü yaratıcı, yaşlı- lık nedir bilmez. Bu yüzden ölümsüzdür. Kendi gider, adı kalır, yaptıklan, yazdıkları kalır. Birsü- re anırnsanmazsa bile, günü gelir yaşama do- ğar yeniden... Bu boş sözleri yazmak niye? Bir avuntu ara- mak mı? Yoksa gerçek acıyı unutmak için mi? llhan Selçuk gece telefonda söytemişti Men- gü'nün hastanedeyattığını... Uzun süredirhas- talıgını biliyorduk. Ama ölüm hiç yakışmıyordu. Benim ellilerden beri tanıdığım o yakışıklı, coş- kulu, sevimli insana... Birbirinden güzel resim- leri, afışleriyle uluslararası üne kavuşmuş ger- çek sanat adamına... Hepimizi, ne var ki hepi- mizi bekleyen bir son! Varmış yokmuş masalı!.. Uzak bir ilkbahar gününe gfttim. 1954'tü... Sait Faik, Nevzat Üstün, Özdemir Asaf, Men- gü, Kabakçıoğlu gelmişlerdi Arnavutköy'deki eve... Bir fırtına gibi, kahkahalar, takılmalar, se- vinçler getirmişlerdi. Kaç yaşındaydı Mengü? Yir- mi üç ya da beş! Daha o günlerde üniü bir sa- natçıydı. Yaşam dolu bir genç adam... Bir yazımda "Olabilse, herhangi bir yılın bir gününe geri dönülebilse... Hangi günü seçer- dik" demiştim. Kurgu filmlerde olduğu gibi... Kendimizi yirmili, otuzlu yaşlarda bulmak... Şim- di o 1954 ilkyaz günündeyim. Sonra Mengü'lerie çıktığımız bir Balkan gezi- si. Sofya, Bükreş... Işte öyle günleri bir fılm gi- bi yaşatmak olası mı? Belki belleklerde, en iyi- si bilinçaltı loşluklannda... Mengü Ertel sanat evrenimiz için büyük bir ka- yıp... 0nun sanattaki önemini, değerini elbet yazacaklar. Eserlerini sergileyecekler. Ben du- vara astığımız "Palyaço" resmine baktıkça, o genç, mutlu, coşkulu genç Mengü'yü yaşata- cağım. Değerli eşine ve oğluna, sevgili dostlanm ll- han ve Tûrhan Selçuk'a, tüm sanatsever okur- lara başsağlığı dilerim. Churchiirin Çanakkale Saplantısı Prof. Dr. A. Mete TUNCOKU 1 915 yılı başıyla birlikte, Çanakkale Bo- ğazı'nın ele geçirilip Almanya'ya gü- neyden yeni bir cephe açıbnası fikrini ye- niden ısrarla savunan ve uygulamaya ko- yan, Winston Churehffl'dır O, bu konu- da o kadar evecen (aceleci)dir ki, Os- manlı Devleti I. Dünya Savaşı'na henüz katılma- mış iken, Ağustos 1914'te, Çanakkale'de yeni bir cephe açılması plannıı gündeme getirmiş ve Bo- ğaz geçilip Istanbul alındıktan sonra yapılacak uluslararası düzenlemeleri bile saptamaya başla- mıştır. Sonucun basanlı olacagına öylesine güven- mektedir. Öte yandan belgeler, Churchill'in, 1914 'ten çok daha önceden Çanakkale'ye takıldığrnı ve orada gi- rişilecek olası bir savaş için gerekli senaryolan yazmaya başladığını göstermektedir. Bu ilginç ger- çeği, Londra'daki lngiliz Müzesi Kitaphğı Arşiv- leri'nde (British Museum Library Archives), Ça- nakkale Savaşlan'yla ilgili belgeleri incelediği- mizde anlayabiliyoruz. Orta D. Tek. Üni. Uluslararası lliş. Böl. Churchill, 1930'da Londra'da yayımlanan "Ya- şamunın Ük Yıttan" (My Early Life) adlı yapıtın- da Çanakkale Boğazı konusunda ilginç bügiler vennektedir. Kendisı 1890'h yıllarda Birmanya'da (bugünkü Myanmar) genç bir gazeteci ve araşnr- macı olarak çalışmış, çeşitli gazete ve dergilerde inceleme yazılan ve öyküleri ya>imlanmıştır. Bun- lardanbiri de.MacMıİlan's adlı dergide 1897'de ya- yımlanan "Savrola: Laurani.va'daki Ayaklanma- nın Öyfcüsü" (Savrola: A Tale of the Revolution in Laurania) adlı uzun öyküsüdür. Bu öykünün daha sonra küçük bir kitap olarak yayımlandığı da an- laşılmaktadır. Söz konusu öykünün konusu gerçek- ten de ilginç olup, kısaca şöyledir "_Böyûk zvüh savaş gemflerinden oluşan giiç- lü bir donanma,Çanakkale Boğazı'na benzemı ge- niş bir kanalı zortamaktadır. Amaç. o ülkedeki des- pot bir yöneticiye karşı ayakianma başlatmış oian genç birfiberallideri destekJemck ve baskenti ele Öykünün tamamı okununca, Çanakkale Savaş- lan geüşmelerine şaşırtıcı derecede benzeyen bir- çok noktanın yer aidığı gözlenmektedir. Bütün bunlardan da anlaşılabileceği gibi Churchill, nere- deyse yirmi yıl öncesinden bu konuyu aklına ko- yup birtakım senaryolar geliştirmiştir. Bu neden- ledir ki, Çanakkale'nin onda bir bakıma saplantı durumuna geldiğini söyleyebilınz. Nitekim yıllar sonra, I. Dünya Savaşı başladığında, dönemin ln- giliz Başkanı Asquithde, 5 Ocak 1915'te, Churc- hill'deki bu saplantıyı şöyle dile getirmiştir "-Churchin kaCasmı Osmanlı Devleti ve Bulga- ristan'a takmışOr. O, Çanakkale'de cesur bir ma- cerayaatıtmakistiyorLBen böylebir şeyekarşıyım." I. Dünya Savaşı'na varan sıyasal gelışmelerya- nı sıra bu tarihsel bilgiler ve gerçekler de gösteri- yor ki, Çanakkale Savaşlan bir bakıma yıllar ön- cesinden belnienmiş ve senaryosu hazırlanmıştir. Onun içindirki, I. Dünya Savaşı'nm çıkışı, Osman- h Devleti'nin bu savasa Almanya safinda katılışı ve sıyasal başkagelişmeler, aslında. yazgısı çok ön- ceden yazılmış Çanakkaie Savaşlan'nın çıkışını hızlandınp, öne alan sıyasal ve stratejik gelişmeler olarak tanımlanabilir. Kadınlar ve CHP V Nazmiye HALVAŞİ CHP PM Üyesi K adının Sosyal HayatınıAraşnrma ve bceleme Demeği (KASAİD) bir araştırma yapmış. Sonuçlan gazetelerde yer aldı. Bu sonuçlar- dan yola çıkarak şöyle değerlen- dirmeler yapalım: Kadınlann oylan ile çıkış yapmış bir kadın ge- nel başkanuı beğenilme sıralamasmda dördüncü sırada kalması düşündürücü. Yine bir başka ilginç durum ise son seçimlerde barajın altında kabnış olan partim CHP'nin, kadınlar tarafından en beğenilen parti olması... Türkiye'deki kadın seçmenin eğitim düzeyini ele alır ve bir değerlendirme yaparsanız, aslında kadınlanmızın, kendilerine "bfrey" olma yolunu açan partinin CHP oldugunu anladıklannı görmekteyiz. Yine bu, kadınlann bir daha kafes arkasına döndürülemeyeceğının çok net ifadesidir aslında. Yine bu sonuç, Atatürk devrimlerine, la- ikliğe, çağdaslığa sahip çıkma bilincidir. "Seçmen>ankşyaptt" demeye hiçbirsiyasal par- tinin hakkı yoktur. Bizim de (CHP'nin de) yoktur. Bir yerlerde eksik ya da yanhş bir şeyler oldugunu anlamaknr önemli olan. CHP'nin bunu anladığmı seçmenin de gördüğünü saruyorum. 18 Nisan son- rası CHP, yeni Genel Başkanı AttanÖymen ve par- ti meclisi ile "yeniden j^pdanma" sürecini başlat- mışür. Bu süreçle birlikte aslında CHP, siyaset yap- ma biçimini değiştirmiştir. Bu köklü anlayış deği- şikhğinde parti içi iktidar yanşı artık ikinci plana itilmiş ve partinin asü görevi olan iktidar yanşına hazırlanmaktadır. Partimin son derece zengin olan kadın-erkek, bütün kadrolan yan yana bu büyük ik- tidar yürüyüşüne hazırlanmaktadır. Bu yürüyüşte- ki en büyük eksigimiz olan gençlere aramızda yer oldugunu bu arada söylemek istiyorum. Onlann da partiye olan ilgileri bizlere umut ve şevk veri- yor. Kadınlar, lıderler arasında seçimlerini yaparken henüz kamuoyunun önüne çok fazla çıkmamış olan Altan Öymen'i beşinci sıraya koymuş. Inanıyorum ki kendisini tanıdıİdannda CHP ile birlikte birinci sıraya koyacaklardır. Bugüne kadarbirçok siyaset- çiden biz kadınlar süslü sözlerduymuşuzdur. Ama kadın seçmenin tercihleri gösteriyor ki, artık söy- lem değil evtem istiyoruz. CHP Genel Başkanı Sa- yın Altan Öymen, 18 Nisan seçimlerinde milletve- kilhğiadaylığındançekilirken''Kadmadaviarayer açmak tsth : orunı n demişti. Bugün de önerdiği tü- zük değişıkliğı ile partide var olan cinsiyet kotası uygulamasını sadece yönetim kademelerinde de- ğil, adaylıklarda da uygulamak ıstemektedır Bu öneri, MYK'de ve parti meclisinde kabul edürniş, tüzük kurultayından çıkması beklenmektedir. Şim- di top örgütlerde. Şimdi top kadmlarda. Yaşamın yansını paylaşan kadınlara CHP kapılannı sonuna kadar açmıştır. Atatürk'ün kurduğu ve ilk genel başkanlığını yaptığı partiye de, onun genel başka- nına da bu yakışır. 1935 seçimlerinde 18 kadın par- lamentervardı. Son seçimlerde bu sayıyı aşmayı ba- sardıksa da oransal olarak baktığımızda yine de o oranın gerisindeyiz. Görünen o ki, önümüzdeki ilk seçimlerde CHP tek başına bu sayıyı aşrna çaba- sındadır. Siyaset çok zor bir iştir Siyaset, kadın için bin kere daha zordur. Fakat siyaset bugün her zaman- kinden daha çok kadına gereksinim duymaktadır. Fakat hangi kadına?.. Bu sorunun yanıhnı araşnr- ma sonuçlan vermiş. Siyaseti erkeğın silahlan ile yapan kadına değil, sanıron kendi dilini konuşan, halkını bilen. anlayan kadına. Aslında siyaset çok dil bilen, çok süslü sözler söyleyen, ama eylemde olmayan kadından da, erkekten de usandı artık. CHP'ye saldırmamn her yolunun denendiği ve dayanılmaz hafifliğinin yaşandığı bir dönemde, hanı şairin dedıği gibi "Soframcdaki yçriöküzümüz- den sonra gelen" kadınlanmızın (bugün yasasaydı sanırun "evimizdekivmarabanuzdaD sonrageten" derdi) partimin mısyonunu dogru anlamış olmalann- dan bir kadın oJarak ve CHP yöneticisi olarak son derece mutluyum. Adaylıklara da cinsiyet kotası getiren, yasalann kadınlara tamdığı haklan uy- gulamada da onlara tanıyan CHP Genel Başkanı 'na, Altan Oymen'e; bütün yaşamı kadının birey olma mücadelesi içinde geçmiş bir birey olarak teşekkürü borç biliyonım. Bu bilgjlen kadınlaraaktannak da bir başka bor- cumdur sanıyorum. Bundan sonrası biz kadınlann elinde. Sekervar, un var, yağ var, eh, helvayapmak bizim işüniz. PENCERE Kanlı Bonfile Yemek BatıUygapfeğnnŞanındandr "Genç kasap konuşmaya devam ederken ku- zunun başını sol eliyle tutup boğazını kesti. Ku- zu debelendi, küçük kuyruğu kaskatı kesildi ve de- belenmeyi durdurdu. Kasap, hayvandan kan fış- kınrken yeniden sigarasını yaktı. Kan akmaya ve kuzu debelenmeye devam etti." Lev Tolstoy, Tula kentinin mezbahalanna giri- yor gözlemlemek için; görevi ilk bıçak darbesini atmak olan bir kasaba, keserken hayvana acryıp acımadığını sorduğunda, aidığı yanıt ilginç: "- Neden acıyacakmışım?.." Sonra ekliyor genç adam: "- önceleri öldürmekten kon\uyordum, babam hayatında tavuk bile kesmemiştir." Tolstoy diyor ki: "Ruslann çoğu öldürmek istemezler, acıhar ve bu duygulannı da 'korkmak' sözcüğüyle ifade ederier. O da korkuyordu, ama korkmaktan vaz- geçmişti." Büyük yazar, otoburluğun insana yetmesi ge- rektiğini daha 19'uncu yüzyılda düşünüyor; mez- bahadaki kesimi incelemesi bu nedenle... • Gazetelerde bir fotograf: Cumhurbaşkanı De- mirel, elinde ünlü fötr şapkası, Güniz Sokak'taki evinin bahçesinde kurban kesimini izliyor; kasap, hayvanı yatırmış, bıçağı boğazına dayamış!.. Ha- berde yazdığına göre Süleyman Bey hayvanı bo- ğazlayan kasaba akıl öğretmiş: "- Kurbanın arka ayaklanndan birisi serbest ol- malı, böyle keseceksiniz." Kurban usulüne göre kesilmeli, ama, Cumhur- başkanımızın bu iş yapılırken başında durması neden?.. Soruya yanıt vermek üzere koskoca bir kitap ya- zılabilir. • ' • Kurban Bayramı her geçen yıl bizim toplumda daha kanlı bir seyirlik oluşturuyor. Hele bu yıl ortalığı kan-ı revan götürdü; gazete- ler yazdılar "Kurban Bayramı'nda sokaklaryine kan gölü- ne döndü. Valilikler cadde ve sokaklarda kurban kesiminiyasaklamıştı. Buna karşın kurban kesim yeherine gidilmedi, eline bıçağı alan koyunu is- tediğiyerde çocuklann gözleri önünde kesti; ma- halle aralannda, parklarda, apartıman boşlukla- nnda acemi kasaplar hayvanlan boğazladılar. Acısız kesime kimse rağbet etmedi." Diyoriar ki: "- Avrupa Bihiği'ne girersek bu manzaralarorta- dan kalkacak..." Sahi mi?.. Avrupa Birliği'ne girersek Cumhurbaşkanımızın Güniz Sokak'taki evinde ve Çankaya'nın bahçe- sinde kurban kesmesi de yasaklanacak mı?.. Hem böyle bir yasak Türkiye'nin bağımsızlığı- na gökje düşürmez mi?.. • Lev Nikolayeviç Tolstoy daha 19'uncu yüzyılda 'îtonuya el atıyor; hayvan kesimine ilişkin düşün- ce ve gözlemlerini' 'Vahşi Zevkler" adıyia yayım- lanan kitabında (Kaos Yayınlan, çeviren Dominik Pamir) dile getiriyor. Büyük yazar diyor ki: "Temiz kalpli insanlarerdemin biftekle bağdaş- madığını bilirler." Lev Nikolayeviç ileri gidiyor; az pişmiş, yani kan- lı bir biftek, pirzola ya da bonfile yemek, AB ül- kelerinde uygarlığın şanından sayılmıyor mu?.. SEKA ÇAYC1JMAİŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN HİZMET ALEVfl VAPTIRILACAKTIR Işletmemiz Dcmal Salonu-Mamul Arnbar Işçiliği, Hizmet AJımı lşı, şartnamesı esaslannda kapalı tekJif aima usulü ile dışanya yapünlacaktır Belirtilen hizmet alunına ait şartname; 5.000.000.-TL (KDV dahil) bedelle işletmemiz ticaret h- sım müdürlögümüzden temin edilebilir. Dgüenenlerin şartnameye göre hazırlayacaklan teklifleri- ni kapalı olarak en geç 04.04.2000 günü saat 12.00'ye kadar işletmemiz haberleşme şefliğine vermeleri gerekmektedir. Açık gelen teklifler, telgraf, faks vb. ile yapılan müracaat- lar dikkate almma? İşletmemiz 4046 sayılı yasaya tabidir. ; llan olunur. Basm: 13945 T.C. Başbakanlık Özelleştinne Idaresi Başkanhğt Tüpraş bisse senetlerini "halka" arz ediyor. I I 22 Mart'tan 29 Mart'a kadar Alo Garanti'yi arayarak, İnternet Şııbemizi tıklayarak veya isterseniz şubeJerimize uğrayarak ön talepte bulunabilirsiniz. İi 4440 333 www.garanti.com.tr İİ GARANTİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear