14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 MAKT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Gazete Müdafaa-i Hukuk Müdafaa-i Hukuk dergisi uzun süredir bir gazete çıkarma çabası içindeydi. Geçen günlerde Antalya'da toplantılar yapldı ve 19 Mayıs'tan itibaren "Anadolu"nun sesi olarak haftalık "Gazete Müdafaa-i Hukuk"un yayımlanması karariaştırıldı. Gazete Müdafaa-i Hukuk, her hafta cuma günleri yayımlanacak. Geniş bir yazar kadrosuna sahıp olmayı hedefleyen gazetenin genel ilkeleri de şöyle açıklandı: "Gazete Müdafaa-i Hukuk, Atatürkçülerin, başta laiklik ve ulusçuluk olmak üzere onun ilke ve devrimlerine sahip çıkanlann gazetesi olacaktır. Dün olduğu gibi, 'Gazete Müdafaa-i Hukuk' demek, yoksulluğun, sömürülmenin ve ezilmenin bir yazgı olmadığının bilincinde bulunan Anadolu'nun tüm bunlara direnişi demektir". IŞIKJANSU £cumhur!yet7i Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Yaşar Okuyan'ın, kendi sorumlu- luğu altındaki SSK'yi köpemesinin ardındaki asıl neden belli oidu. Ver- gi teşvikleriyle, SSK'nin öngördükle- rine oranla çok daha çekici koşullar- la "özel emeklilik" gündeme getirili- yor. Taslağı da hazır. Amaç çok açık: Sosyal devlet ilke- si gereği SSK'nin hizmetlerini iyileş- tirme, işlevlerini arttırma yerine, sos- yal güvenlik "kâr alanı" haline dö- nüştürülecek. Özel emeklilik ne anlama geliyor? Prof. Dr. Alpaslan Işıklı "Devlet ve Demokrasi" adlı kitabında özel si- gortacılığın sonuçlarını şöyle özetli- yor: - Sosyalgüvenliğin temelamacı, en çok korunmaya muhtaç olanlan gü- venlik şemsiyesinin kapsamı altına almaktır. Oysa, kâramacıyla işleyen özel sigorta kurumlan, satın alma gü- cü en yüksek olan kesimleri hedef alıriar. - Özel sigorta kurumlan, sigortalı- Şili Rüzgârı nın katkısı oranında hak sağlar ve yardıma en çok muhtaç olanlara en yüksek oranlarda prim uygulama eği- limi gösterir. Kuruma daha çok mas- raf yüklemeleri ihtimali daha yüksek olduğundan işsiz kalma, hasta ol- ma, ölme gibiriskleredaha fazla ma- ruz görülenlerden daha çok prim alır- iar. Bu da en zayıf durumda ve en çok ihtiyacı olanlann en çok prim ödeme- leri veya ödeyememeleri halinde kap- sam dışı kalmalan sonucunu doğu- rur. - özel sigorta uygutamasında, dev- let katkısı ve işveren katkısı yoktur. Do- layısıyla, sosyal güvenliğin vahık ne- denlerinin başında gelen, gelirin ye- niden dağılımının sağlanması amacı Yerelleşme, son yıllarda "demok- ratikleşme"ri\n bir adımı olarak al- gılanır oldu. Bütün yetkileri yerel yö- netimlere bıraktık mı, bütün kötü- lüklerden kurtulacağız, demokra- tikleşmemizi gerçekleştirecek, dü- ze çıkacağız... Oysa mahalli idarelerle ilgili ha- zırlanan yasa taslaklarına bakıldı- ğında yerelleşmenin daha çok özel- leşme ile eşdeğer tutulduğuna ta- nık oluyorsunuz. Sözgelimi 2464 sayılı "Belediye Çöpten yağ çıkanmakGelirleri Kanunu"nda şöyle bir de- ğişiklik öngörülüyor: "Belediyeler, kat atıklann toplanmast, değerlen- dirilmesi ve imhası hizmetleri kar- şılığında katı atık üretici kişi ve ku- ruluşlardan belediye meclisince belirlenecek tarifeye göre ücret tahsil etme yetkisine sahiptir." Maddeyi günlük dile çevirirsek şu anlama geliyor: Yurttaşlan tıpkı su- da, elektrikte, doğalgazda olduğu gibi "çöp" için de belirtenecek ta- rifeye göre her ay tıkır tıkır para ödeyecek. Yani, çöp toplama hiz- meti paralılaşacak. Bu kadaria da kaJınmıyor. Deği- şikliğe bir fıkra daha eklenmiş: "Belediyeler, belediye meclist ka- ranna istinaden katı atıklann top- lanması, değerlendirilmesi ve im- hası hizmetlerini ayn ayn veya bir bütün olarak yap-işlet-devret mo- deli ile şirketlere gördürebiliher. Bu takdirde, bu hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile ilgili şJrket arasın- da yapılacak uygulama sözleşme- sinde gösterilir." Yani çöp toplama hizmeti, bele- diyenin bir "kamusal" görevi ol- maktan çıkartılıyor, para karşılığın- da şirketlere devrediliyor. Demok- ratikleşme bunun neresinde? tamamen terkedilmiştir. Ayrıca, her- kese kendikatkısı oranında bir hak ta- nındığı için, toplumun değişik kesim- leri arasında ve değişik nesiller ara- sında dayanışma amacı da rafa kal- dınlmış olmaktadır. Işıklı, özel sigortacılığın uygulandı- ğı ABD'den örnek veriyor: "ABD'de 1600 kadar özel sigorta şirketi daha fazla müşteri çekebilmek için rekabet halindedirier. Ancak, nü- fusun sigorta kapsamına girmeyen bölümü giderek büyümektedir. Son yıllarda ABD 'de hemangi bir sigorta programına dahil olmayanlann sayı- sı375 milyona ulaşmıştır. Öteyandan, yetersiz ölçüde sigortalı olanlann sa- yısı, bunun yaklaşık iki katı kadardır." Ya Şili'de durum ne? Oraya da bir göz atalım: "Şili'deyürüriüğe konul- muş bulunan özel sigorta uygulama- sına göre, yalnızca işçilerden alınan katkılaha sistem yürümektedir. Işçi- lerin katkılanyüzde 10 emeklilik, yüz- de 7 ölüm ve diğer sigorta dalları için olmaküzereyüzde 20 oranındadır. Ül- kenin yoksulluğu ve esasen bozuk olan gelir dağılımının sonucu olarak tüm işçileri kapsayan bir uygulama- yı sağlamanın olanaksızlığı hızla ken- disini göstermiştir. Şili'de işçilerara- sında düzenli prim ödeyenlerin ora- nı 1983'te yüzde 76 iken, 1990'lar- da yüzde 50'ye düşmüştür." Şili'de Çalışma Bakanı Jose Pine- rat, özel emekliliği faşist cunta lide- ri Pinochet döneminde uygulama- ya geçirmişti. Türkiye'de de bu uy- gulamaya geçme başarısı Başba- kan Bülent Ecevit döneminde ANAP'lı Yaşar Okuyan'a ait olacak. ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU Az Sonra! • Ankara'nın telefon kodu de- ğiştıriliyor! Konu hakkında açıkla- ma yapan Başbakan Ecevit, "Er- bakan hakkındaki karardan son- ra 312 'den başka birşey konuşul- muyor. Bıktık usandık. Biz gün- demden düşürmeye çalışıyoruz ama Ankara'nın kodu 312 olarak kşjğıkça bp konu gündemden, fa- lan düşmez. Dünyanın dörtbirya- nından Ankara, 312'yle aranıyor! Bu gidişle kimseye unutturama- yız bu maddeyi" dedi! Az sonra! • Kenan Evren'den Attilâ ll- han'a sert eleştıri! Marmaris Dal- las Büfe'de yaptığı basın toplan- tısında, "Türkiye'deyaşayanlann yüzde 20'sınin açıkya da gizli 'eş- cinsel' olduğunu" ıddia eden At- tilâ Ilhan'a çatan Evren şunları söyledi: "Sayın yazara bu iddiayı hiç yakıştıramadım. Onun hesa- bına göre, Türkiye'de yaşayan 5 kişiden 1 'ieşcinsel. Bizde 12 Ey- lül'de beş kişi darbe yapmıştık. Bu durumda o beş kişiden bıri eşcinsel mi oluyor şimdi? Çok ayıp. Aramızda kesinlikle eşcinsel yok ve olamaz. Derhal iddiasını düzeltsin veoranı6'da 1 yapsın!" Az sonra! • Jef Fadıl'öan yeni otomobıl! "Şekli var kendi yok" arabalany- la tanınan, Proton 5X5'in patro- nu Fadıl Akgündüz, yeni dızay- nı Demırel 5+5'i dün medyaya ta- nıttı! Yeni otomobil tasarımının özelliklerinden bazılan şöyle: Yol- lan aşındırmaz, yolda kalmaz, kal- sa bile "3 kişinin" itelemesiyle ye- niden yola koyulur, tekerde bile "yedeğe "tahammülü yoktur, sağ şeritten başkasındagidemez, kim- seye yol vermez, kamyon tipi ağır vasıtalarla "derin uyum" gösterir, benzinıni kendilığinden ıçer, ma- nevra kabiliyetı yüksektir, zirveyi güzel tırmanır, kendıliğinden en gü- venlı yerlere park edebilir, aile konvoylannda başı çeker, "geri geri" de hızlı gider! Az sonra! • Kıbns'a köprü projesine va- tandaşlardan büyük destek! Mı- mar Ahmet Vefik Alp'in proıesı- ni çizdiği Türkiye ile Kıbns arasın- daki 60 km'lik köprü fikrinin ha- yata geçirilmesi için hertürtü yar- dımda bulunacaklarını söyleyen bir grup vatandaş dün yürüme eylemi yaptı. Grup adına konuşan Bestami Hararet adlı vatandaş yunları söyledi: "Buköprü mutla- ka yapılmalıdır. Intihar için sırada bekleyen bir sürii insan var. Is- tanbul'daki iki köprü, talebı karşı- layamaz oldu. O köprülerde atla- yacak milim yer kalmadı. Kıbns köprüsünü heyecanla bekliyoruz Hatta Büyükada köprüsünebile ra- zıyız!" Az sonra! • Hürriyet ile Star gazeteleri arasındaki "Telsim" kavgası bü- yüyor! Israrla "Telsim satılıyor" haberini veren Hürriyet'ın üst bir yetkilisi, "Sağlam kaynaklanmız var, Telsim kesinlikle satılacak, hatta aldığımız duyumlara göre Cem Uzan veyakın çevresi 542 'İi telefonlannı satıp 532 'ye geçmiş- ler" derken Star'dan bir yetkili, "Hüniyetyalanyazıyor, Telsim sa- tılmayacak. Biz sadece, gazete- mizdeki seri ilanlann etkisini öl- çebilmek için yalandan 'Satılık Şebeke' diye küçük bir ilan koy- duk, gördükki çok okunuyormuş. Telsim'i falan satmıyoruz. Hüm'yet bunun haberini bıraksın da, güzel bir teklif versin, belki de satanz" şelınde konuştu! Az sonra! • Ulusal Geyik Konseyi, ma- gazin muhabirlerini ardına taka- rak camide ezan okumaya giden Prestijgin "haftanın dallaması" ilan etti! Az sonra! • Şok gelişme! AB pes etti! AB'nin üst düzey yetkilisi Johann Faber Jr. yaptığı açıklamada, "Daha önce Türklere 'Sokakta hayvan kesmeyin' demiştik. Ama gördük ki, bir insan kurban ke- serken kendisiniyaralamış. Bu bi- ziçok şaşırttı. Rahatolun, sokak- ta hayvan keserken stresegirme- yin. Ama kendinizi kesmeye de- vam ederseniz, siziAB'ye alama- yjz. Insanlarkendilerinistandartşe- kilde yaralamair dedi! Az sonra! • Nesin Vakfı F£|topf» zor durumda. ' •" 1 M » B «• Oradaki çocuklarAziz Nesin'in yadigân; bu güzel ütopyayı ya- şatalım, elimizden gelen des- teği verelim... (Telefon: 0 212 - 783 60 50 / Faks: 0 212 - 783 63 59 / Hesap No: Ziraat Ban- kası Çatalca Şubesi: 30440/624.1 - Selamiçeşme Şubesi: 100933) • Gazetemize bir "dinozor" daha katıldı. Aptülika "Kedi Levo" adlı tipiyle sizlere sesle- niyor. Hoş geldin Aptülika!.. • Bir başka dinozor Alp Ta- mer Ulukılıç'ın "Havuz Prob- lemleri" adlı resim sergisi 24 Marta kadarTünel'deki Emlak- bank Sanat Galerisi'nde izlene- bilir... (Bayramtatilinedenkgel- mesi talihsizlik; bu hafta fırsat yaratıp görmenizi öneririm.) • 9 Mart Perşembe günü, 12.00 civartarında TRT 2, da- ha doğrusu GAP TV'de enfes E r " b i r ş ç vardı. TRT, bu belgeseli akşam saatlerinde tekrar yayımlaya- maz mı?.. • Rahmetli Tekin Aral usta- mızın adının Salacak'ta uygun birsokağa verilmesi için Uskü- dar Belediyesi'nden yetkiliter- lekonuştum. °Sa/aca)c"deyin- ce akla geien ilk isim Tekin Aral. Yetkilıfer önerimi olumlu karşı- lamakla biriikte konunun Bû- yükşehir Belediyesi'nin kap- sama alanında oiduğunu belirt- tiler. Gırişimierim sürecek, öne- rilerinizi ve desteğinizi bekli- yorum, özeilikfe Salacaklı okur- lardan... (Faks: 0 212 - 513 85 95) • Haftalık, bağımsız mizah dergisi Solak, kısa bir aradan sonra yeniden çıkıyor. Aynt eki- bin çıkardığı aylık dergi Soyta- n da bayiterde. Destek olaiım... • Bayramınızı kutianm... Ne güzeldi de, biz onu sevmedik?! Geçen hafta "Galatasaray Na- sıl Durdurulur?!" başhklı bir yazı yazmıştım. Anlaşıldı kı, Galata- saray durdurulamıyor. Zaten ya- zıyı "UEFA'dayolunuzaçıkolsun" diye bıtirmiştım. Bir Beşiktaşlı ola- rak Galatasaray'ı Avrupa'da tut- mamın sebebi, Türktakımı olma- sından çok, gerçekten iyi takım ol- ması. Tıpkı Manchester United gibi. Futbolu böyle güzelleştiren takıma niye düşman olaiım ki? KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY semihporoyiayahoo.com âKEDİ LEVO APTÜÜKA AVC71NIA/V VE HALKA KARJI SOtZUMLUVUV. C7İ)$UNC£LEB TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mart MLAF oensz LEKİ DONANMASI 8UHU BA$A- ALMANYA'HIN YAMNDA ALAN OSMAHU İ 6UNIJ £İNDİRMEK AHACtYLA İHGİÜZ VB F8ANSI2 SAUAÇ 6&Mİ LBRi fSTANBUL'AOOGKU YDLA ÇJKMIŞLAKC». FAKAT, ÇAA1AKKA_ UE BO6AZIN&4 TÜKK TOf<ÇU~ SAVUNMASI l/e MA Y1MLABI İL£ YE UĞAAV4M DÛ'ÇMANINÛÇ GEM/'SJ &A7T/. SfcÇOeu DA AĞİR MASAH AIAKVC G£RI' ÇEK/LMİŞrl GÖRÜŞ Dr. EMİN GÜRSES Clinton ve Güney Asya ABD Başkanı Clinton 19-25 Mart günleri Hindis- tan, Pakistan ve Bangladeş'i ziyaret edecek. 1978 yılında zamanın ABD Başkanı J. Carter'ın bölge- ye yaptığı ziyaretten sonra başkanlık düzeyindeki ilk ziyaret. Bangladeş ise ilk defa bir ABD başka- nı tarafından ziyaret edilmiş olacak. Carter, Yeni Del- hi'yi ziyaret ettiğinde Hindistan'ın nükleer deneme- lerini gündeme getirmiş ve bu yüzden soğuk kar- şılanmıştı. Clinton, 1998 ve 1999'da bölgeyi ziya- ret etmek istemişti, fakat Hindistan ve arkasından Pakistan'ın nükleer denemeleri nedeniyle bu ziya- retini ertelemişti. Çin'in bölgedeki etkinliğinin artmaya başlama- sının, ABD'nin etkinliğinin azalmasına yol açacağı hesapları VVashington'u harekete geçirmiştir. Hin- distan ile iyi ilişkiler geliştiren ve Pakistan'ın nük- leer silah geliştirmesine karşı sert tepki veren Was- hington, bu davranışının Islamabad'ı Çin'e yaklaş- tırdığını görmüş ve tehditle değil görüşmeyle Pa- kistan'ın yeni yönetimini tarafına çekebileceği he- sapları yapmıştır. ABD'nin bölgedeki hesapları açıktır. 14 Mart'ta yaptığı bir konuşmada Dışişlerı Bakanı Albright, bölgede nükleer silahlann yayılmasının ABD'nin bölgesel çıkarlarına ters düştüğünü, VVashing- ton'un nükleer silahlann yayılmasını önlemek ko- nusundaki yaklaşımının bölgesel değil global oldu- ğunu belirtmiş ve nükleer silahlann yayılmasının ABD için bir numaralı endişe konusu olduğunu ifade et- miştir. Clinton'ın, kısa da olsa yapacağı Pakistan ziyaretinin, askeri darbeyi ve General Müşerref yönetimini tasdik etmek anlamına gelmediğini de belirtmiş ve ABD'nin ilgisinin Güney Asya'da gü- venliği sağlamakla sınıriı olduğunu vurgulamıştır. Islamabad yönetimiyle çok partili seçimlerin ya- pılması, terör konusu, nükleer silahların sınırlandı- rılması, bölgesel güvenlik gibi konuları konuşacak olan Clinton, Çin ile ilişkilerini geliştirmekte olan Pa- kistan'ı dışlama riskini göze almayacaktır. Pakis- tan için bölgede her zaman için ABD'ye alternatif- ler vardır. ABD'nin, artan Hint-Pakistan gerginliğin- den elde edeceği bir yararyoktur. Hindistan'ın nük- leer silah denemelerine pek de tepki göstermeyen ABD yönetimi, Yeni Delhi'yi Çin'e karşı bir tehdit unsuru olarak görmekteydi. Fakat gelinen nokta, dışlanan Pakistan'ın Çin'e daha fazla yaklaşması ve bölgede ABD yanlılannın güç kaybetmesi olmuş- tur. Clinton'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Tayvan'da başkanlık seçimleri var. Başkanlık se- çimlerinde Demokratik llerici Parti adayı Chen Shui-Bian'ın temsil ettiği bağımsızlık yanlılarını uyaran Çin Başbakanı Zhu, "Tayvan'da kim göre- ve gelirse gelsın, hiçbir zaman bağımsızlığa izin ve- rilmeyecektır", "Seçimlerde bağımsızlık yanlılan başanlı oluriarsa müdahale edilecektir" diye açık- lama yapınca bölgedeki borsalarda gerginlik ya- şanmaya başlandı. Tayvan yönetimi, borsadaki olası ani düşüşleri engellemek için milyarlarca do- lariık bir fon oluşturdu. Tayvan'ın ayn bir kimlik geliştirerek zamanla Bir- leşmiş Milletler'in bağımsız üyesi olmasının bir sü- n \ u reç içerisinde sağlâhabileceğini ve açeleci.tavırl^ rın bölgede çatışma riskini arttıracağını bilen Was- hington yönetiminden gelen açıklamaya göre ABD'nin "Tek Çin Prensibi" politikası değişmemiş- tir. Yani Çin adı altında "Çin Halk Cumhuriyeti" ta- nınmaya devam edilecek, Tayvan ise ayn bir Çin ülkesi olarak tanınmayacak. Üç günlüğüne Japon- ya'ya, oradan da Güney Kore'ye gidecek olan ABD Savunma Bakanı W. Cohen, Pekin'i Tayvan'a kar- şı güç kullanmaması konusunda uyardı ve ABD ile Tayvan arasında yapılan "Tayvan İlişkiler Sözleşme- s/"ne sadık kalarak bazı savunma malzemelerini ver- mekle sorumlu olduklarını belirtti. Bölge, ABD'nin kontrol edemeyeceği kadar ha- reketli. Pekin yönetimi, Cohen'in bölgedeki güven- lik ziyaretinin ABD'nin Çin'e karşı bir güvenlik çemberi oluşturma politikasıyla bağlantılı olduğu- nu, batısında yer alan Tayvan Adası'nın da ken- disine karşı bir askeri sıçrama ve tehdit merkezi olarak kullanılabileceğini düşünerek güvenlik en- dişesiyle sert çıkışlar yaparken, bir taraftan da Kazakistan ve Türkmenistan ile gaz ve petrol alı- mı konularında ilişkilerini geliştiriyor. Merkezi As- ya'nın merkeziliği gittikçe ağırlık kazanıyor. Böl- gede uluslararası rekabet doğrudan ve dolaylı olarak artarak sürüyor. VVashington yönetimi, Hin- distan, Pakistan ve Bangladeş'in de işbirliğini sağlayarak Atlantik'ten Pasifik'e kadar uzanan etkinlik bölgesinde bir Güney Asya koridoru oluş- turarak hegemonik çıkarlarını korumak konusun- da yoğun çaba harcıyor. E-mail: emingurses(â yahoo.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Eskı Mezopo- tamya'da. basa- maklı pıramıt bı- çimınde büyûk tapınak kulesi. II Büyük erkek kardeş... Büyü- memiş karpuz. 3/Bir tür otomo- bil yarışı... Bir etkinliğin geçi- ci olarak durdu- rulduğu süre. 4/ ° Galyum elemen- g tınin sımgesi... "ÇocukJar uyumuştur / Efendi gazete okur — -'i dikiş dikmektedir" (OrhanVelı).5/Şalvann üstüne gıyılen ve önde 3 uzun iki parçası olan gıy- 4 sı... Anadolu halklannın en eski ana tannçası. 6/ Sırtta taşınan yük... Bir " şeyin doğru olduğunu belirtmek için yapılan 8 işaret7/Tûrkiye'ninpla- g kaişareti... Birilimiz. 8/ Sabah yelı... lç Anadolu'nun bazı yörelennde alçıtaşı ve jips içeren oluşuklara verilen ad. 9/ Bıtkisel ya da hay- vansal maddelerin etkıli özü... Resım ve heykel sanatla-. nnda varlıklann bıçımı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Iran'da etkili olan bir eskiçağ dini. 2/ Kaz Dağı'nın an- tık dönemlerdekı adı... Yemek dışında yenilen kuruye- miş gibi şeyler. 3/ Başa takılan elmas ya da altın iğne... Asker. 4/ Sıcak ve nemli ıklimlerde oluşan kırmızı renk- li toprak. 5/ Osmanlı devletınin Kuzey Afrika'daki son topraklannı dayıtirdiği antlaşmanınadı... "İnsan bir — misali ' Senı eken biçer bir gün" (Karacaoğlan). 6/ Ar- jantin'inplakaişareti... Birrenk. 7/Kalabalık... DoğuAna- dolu'ya özgü bir halk oyunu. 8/ Balık yumurtasıyla ya- pılan bir tür meze... Bir çalgı. 9/ Afrika'da büyük bir çöl.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear