25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALJK 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN •Ciddiyer Parlamentoların itibariarı, demokrasinin ana kurallanndan biridir. itibarsız bir parlamento, rejimin kendisini de zedeler. Hemen hemen dünyanın her demokra- sisinde parlamentolann itibannı koruyan yasalar vardır. Ancak bir parlamentonun itiban, en çok, dışar- dan değıi, içerden bizzat kendi mensupları tarafındaıt zedelenebilir. Ceylan derisi koltuklar, geyik muhabbetleri gibi olaylardır, meclisleri en çok zedeleyen öğeler. Kendi parlamentomuza bu bağlamda baktığımız zaman hoş bir manzara ile karşılaşmıyoruz. Şunu açıkça görüyoruz ki, yasamanın itiban açısından, örneğin bir Kamer Genç'ten daha büyük bir tehlike düşünülemez. Iki düşeşle bir dübeş arasında, bilmediği konu- da ahkâm satmayı marifet sanan keriz ile aynı görüşü paylaşarak kerizma sahibi olmanın toplumun çeşitli kesimlerinde prim getirir kabul edilmesi, benzeri olaylann medya dünyasında da yaygınlaşması, milletin temsilcisi sıfatını taşıyan kişilerin böyle bir nitelikle asla bağdaşmayacak davranışlannı mazur göstere- mez. Doğrusu, Kamer Genç'ten eskilerin deyimiyle müeddep davranışlar beklemek biraz fazJa olur, ama Ecevit hakkında söylediği sözleri, Bülent Bey'e oy vermemiş, hiçbir zaman da vermeye- cek, politikasını beğenmeyen, çizdiği politikacı portresine hoş bakmayan bir kimse olarak içime hiç sindiremedim, onun adına ben utandım. Tabii yalnız Kamer Genç adına değil, aynı za- manda onu seçip sürekli oraya gönderenler adına da utandım. Üstelik bu K. Genç'in ilk vuku- atı da degil. Herhaide seçmeni ile bu yolla diyalog kuruyor olmalı. Yazık! " • • • Eğer "suimisal emsal teşkil etseydi" ki etmez, bütün bu davranışlara birteselli bulabilir ve Avru- pa Parlamentosu'nda Ismail Cem'e yapılan saldırıya bakarak, "Eh.. orası da pek mal matah biryer değil" diyerek avunabilirdik. Bu da mümkün değil. Ama AP'nin tavn üzerinde biraz durmak gerek. Öyle görünüyor ki, Avrupa patentli her şeyin hayranlık uyandırdığı bir ülkedeki aymazlığı bile silip süpürecek niteliktedir, Avrupa Parlamento- su'nun iaçkalığı ve düzeysizliği. Düşünün siz.. bir ülkenin dışişleri bakanı kürsüde konuşurken, teröristler o kürsünün önüne kadar gelebilıyorlar, sanki orası Dingo'nun ahın. Gazetelerde çıkan haberiere göre onlan binaya sokmakta Italyan kökenli temsilci Luisa Morgan- tini aracılık etmiş; Morgantini, aynı zamanda Fehriye Erdal'a da hamilik etmiş bir kişi. Türkiye'ye demokrasi dersi vermek isteyen bir kuruluşun (Türkiye'nin demokrasi dersine ihtiyacı olmadığını hiçbir zaman iddia etmediğimi de bu- rada bir kez daha belirtmek zorunluğunu duyuyo- rum) temsilcilerinin teröristlere kol kanat ger- mesindeki tutarsızlığı görmemek mümkün değil. Avrupa Parlamentosu ve üyesi Morgantini'nin ayıbını öfkelenmeden, bağırmadan yüzlerine sürekli vurmak zorundayız. • • • Türkiye, AP'nin bu ve benzeri davranışlanyla, gâvura kızıp oruç bozmak ve üyelik amacından vazgeçmek zorunda değil. Ama Türkiye soğukkanlı bir biçimde kendisine her sunulanı kabul etmek zorunda da değil. Nitekim Katılım Ortaklığı Belgesi'ndeki Kıbns ve Ege şartlannı kabul etmeyeceğini söyleyen Türkiye doğru bir davranış sergilemiştir. Şu anda AB, Fransa'nın öncülüğünde, bu iki hususu saf dışı bırakan yeni bir formülü aramakta. Dün bu konuyu "Avrupa dediğimize geldi" başlığıyla veren ciddi bir gazetemizin biraz acele karar verdiğini düşünsek bile Ankara'nın karartı tavranın etki yaptığını da görüyoruz. Türkiye, AB ile ilişkilerinde ciddiyetle hareket et- mek ve bu davranış doğrultusunda karşt taraftan da aynı ciddiyeti beklemek durumundadır. Bunalım Meclis'te tartısıldı 'Rezerv3 milyar dolorut altınchr ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hazine Mûsteşarhğı ve Mali- ye Bakanlığı gelir büt- çelerinin görüşmesin- de piyasalardaki buna- lımın boyutu tartısıldı. Iktıdar milletvekilleri de ekonomi yönetimi- ni eleştiri yağmuruna tutarken ANAP Istan- bul Milletvekili Nesrin Nas, kullanılabilir dö- vız rezervinin 3 milyar dolann altına düştüğü- ne dıkkat çekerek "Uk bakışta çok vahim gö- rünüyor. Yönetim ha- tası verehavetvar" de- dı. TBMM Plan-Bütçe Komisyonu üyelerinin değerlendirmeleri ana hatlanyla şöyle: NecdetTekin(DSP): Son 10 günde yaşanan clayları ekonomi yö- netiminın önceden al- gılayıp önlem alması gerekirdi. Ekonomi egitimi alanlar her yıl sonunda bu tür olaylar dacağını bilirler. Ma- »lesef bir atalet. para piyasalarını ne hale ge- tirdi gördük. Buııdan, öncelikle Hazine yö- neticilerinin ders al- ması gerekiyor. Arslan Aydar (MHP): Hazine ve Merkez Bankası'nın, bugünkû tablonun so- rumluiu olarak görül- mesi yadırganmamah. Enflasyon ve dolar ku- ru hedefi başka önlem- lerle desteklenmezse tutturulmasında zorluk yaşanabilir. Nesrin Nas (ANAP): Yönetim hatası ve bir rehavet buna yol açtı. Ağır uir bedelle kriz atlatıldı gibi görünü- yor. Krizin maliyeti 6 milyar dolar. Kullanı- labilir rezervler 3 mil- yar dolann altına düş- tü. İlk bakışta çok va- him gibi geliyor. Önemli olan, giden 6 milyar dolan en kısa sürede geri getirmek. Bu krizin aslında ya- şanması gerekmiyor- du. Rahşan Ecevit, veto edilmiş yasaya dönülmesini kabul etmedi Afta ıızLaşmaya doğruANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Hükümet ortaklan DSP ile MHP arasındaki af pazarlığında uzlaşmaya yaklaşılırken şartlı sa- bverme yöntemi öne çıktı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in vetolu yasaya dönülme- sini kabul etmediği vur- gulanırken faşist katil Haluk Kıra'nın aldığı her ölüm cezası için iki yıl daha cezaevinde kal- masına ilişkın bir ara formül benimsendi. MHP yönetüni, yardım ve yataklık suçunu dü- zenleyenTCY'ninl69. maddesinin af kapsamı- na alınmasını da kabul etti. Af konusunun ge- lecek hafta içinde TB- MM gündemine taşma- bileceği bildirildi. Veto edilen af yasası TBMM Adalet Komis- yonu'nda bekletilirken hükümet ortaklan DSP ile MHP arasındaki uz- laşma arayışlannda ılerleme sağlandı. ANAP'ın uzaklan izle- yip "Uzlaşsınlar, bize öjîegelsinler'' dediği af pazarlığında, Rahşan Ecevit belirleyici oldu. MHP, veto edilen yasa üzerinden görüşmelerin sürdüriilmesini, veto gerekçesine uygun dü- zenlemeler yapıhnasını istiyordu. Hükümet or- taklanna zaman kazan- dıracak bu yönteme Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk de sıcak ba- kıyordu. Ancak Rahşan Ecevit, vetolu "Ban Suç ve Cezalann Arnna İtişkin Yasa" üzerinde değişüdikler yapılması- nı kabul etmedi ve on yıl ceza indirimi ve şarth salıverme yönte- minde ısrarlı oldu. MHP, Kırcı ve T- CY'ninl69.maddeleri konusunda geri adım attı. Kırcı konusunda, "birden çok ölüm cezası ile ceza- landınlanlann her ölüm cezası için iki yıl daha fazla yatmasınT öngören bir ara formül üzerinde uzlaşma sağlandı. Bu formülle Kırcı'nın 10 yıl daha cezaevinde kalacağı bildirildi. lşkence, çete, görevi suiistimal suçlannın da af kapsamı dışında kalması konu- sunda uzlaşma sağlandığı bildi- rildi. Bir MHP kurmayı, DSP'nin ba- sında yer alan önerilerine sıcak baktıklannı belirterek "Bu öneri- ler çekincekrimizi ortadan kakb- rabilecek niteükte" dedı. MHP Grup Başkanvekili Meh- met Şandır. affın önceki gün ya- pılan liderler zirvesinde gündeme geldigini, ancak kesin bir sonu- cun çıkmadığını söyledi. tĞNEIİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ANAP muhalefet gibi: Ekonomi yönetiminin siyasi sahibi ortada yok Meclis ekoııoıııik krize kilitleııcli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Grup Başkanvekili Yaşar Dede- lek, faizlerin yüzde 400'e tırmandığı bir ortamda hâlâ ekonominin siyasi sahibinin bulunmadığını belirtirken "Herhalde Ja- ponya'da gezen ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, ekonominin siyasi sahibi olacak değil ya" diyerek DSP'li Devlet Bakanı Recep Önal'a yüklendi. Hükümet hakkında gensoru önergesi veren DYP, hükümeti, "Türki- ye'nin sırtındaki kambur" diye nitelerken FP "hükümet, ötena- zi ile hayatma son vermeHdir" görüşünü savundu. IMF'in "Türkiye'nin ciddi ekonomik tehlikeyle karşı kar- şrya olduğu" yönündeki açıkla- masının ardından, Meclis eko- nomik krize kilitlendi. ANAP Grup Başkanvekili Yaşar Dede- lek, dün düzenlediği basm toplantısmda, Türkiye'de ekonomi alanında yaşanan sı- kmtılar, diğer alanlardaki anlaşmazlık ne- deniyle bir "kargaşa" yaşandığım belir- terek bunun ancak siyasi istikrara bağlı olarak düzeleceğini söyledi. Dedelek, "Ekonomide sıkıntı var di- yorsunuz, hükümetten aynlacak nusınız" sorusu üzerine, "Hayu-, böyle yorumla- makyanhş. Ben başbakan yarduncısı ya da hükü- metin bir parçası değüim. Türkiye'de eko- nominin bir siyasi sahibi olması lazundu*. Tûrkiye'de yaşanan bir olayı değerlendi- riyoruz ve toparlanmak zorundadır" kar- şılığını verdi. "Ekonominin sahibi yok mu" sorusu üzerine de Dedelek, bir toplantı için Ja- ponya'ya giden ve dün Türkiye'ye dönen Devlet Bakanı Önal' ı kastederek "Japon- ya'da gezen ekonomiden sorumlu devlet bakaıunın sahip olacak hali yok ya... El- • Yaşanan ekonomik kriz, hükü- met ortaklannı böldü. Muhalefet partileri, hükümeti "gensorular- ıa" sıkıştırmaya hazırlanırken ANAP, ekonominin "siyasi sahi- bi olmadığını" savundu. bette, gelip buraya, 'sahibiyim' diyebü- meBdir" dedi. Geçmişte TurgutOzaL,Sü- leyman DemireT in olduğu gibi, bugün de ekonominin bir siyasi sahibi olması ge- rektiğini belirten Dedelek, "Budönemde de siyasi sahibinin ortaya çıkmasında ya- rar görüyoruz" dıye konuştu. "Talip misiniz" sorusuna ise Dedelek, "Ekonomi ile UgUi bizün hiçbir bakanhğp- nuz söz konusu değüdir. Ama ekonominin düzlüğe çıkması konusunda da en özveri- li parti ANAP'tır" karşılığım verdi. Dedelek, bir başka soru üzerine de mu- halefetin gensoru dahil, hükümet hakkın- da her türlü Meclis denetim yolunu kul- lanmasını normal karşıladığını, hüküme- tin de bunlan göğüslemek zorunda oldu- ğunu vurguladı. Dedelek, "Çünkübu hükümet fevkala- de iyi işler yapan, yoluna devam eden bir hükümettir" görüşünü savundu. Muhalefet sıkıştırıyor _ ^ _ _ FP'nin ardından DYP de ya- şanan ekonomik krizi TB- MM'ye taşıyor. FP'nin batık bankalarla ilgili gensoru öner- gesinin gelecek hafta görüşül- mesi beklenirken DYP, olum- suz ekonomik gidiş nedeniyle hükümet hakkında gensoru önergesi verdi. — — — DYP Grup Başkanvekili AH Rıza Gönül, piyasalara egemen olan tedir- ginlik ve endişenin bir türlü atlatılamadı- ğmı belirterek hükümetin, Türkiye'nin sırtında bir kambur ve yük haline geldi- gini savundu. Türkiye'nin kötü yönetildiğini vurgula- yan Gönül, "Halkm ve milyonlann sesine kulakokayan hükümet, bankalan soyan- lan hangi formülle aflfedilebileceğinin yo- lunu aramaktadu-" dedi. Gönül, Türkiye'nin bir haftadır mali sis- tem ıtıbanyle "yandığuu ve ateş çemberi- ne düsmüş gibi kavrulduğunu" söyledi. 2001 Mali Yılı Bütcesi Enerjide sabit ücret yeniden getirildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Danıştay'ın iptal ettiği, enerji abonelerinden alı- nacak "sabitücret" olarak bilinen güç bedeli dü- zenlemesini, anayasaya aykın olmasına karşuı Bütçe Yasası'yla yeniden getirdi. Danıştay'ın iptal ettiği düzenlemede 500 bin lira olan konut abonelerinden alınan güç bedelinin 2001 yılın- da aylık l milyon lira olarak üygulanması bek- leniyor. TEDAŞ'ın, IMF'ye verilen taahhütler doğrultusunda ocak ayında yüzde 21 zam yap- mayı planladığı öğrenildi. 2001 Mali Yıh Bütçesi Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda kabul edildi. Tasanda teknik düzelt- meler yapılu-ken, 159.4 trilyon liralık ödenekler arası kaydırma yapıldı. Bunlardan bazılan şöy- le: "Yap-işlet-devreuerin müşavirtik hizmetieri için 100 milyar lira, TRT'nin fınansman açığı için 5 trilyon 850 milyar lira, Sakarya İpek Yolu Vadisi Projesi için 300 nulyar lira, Köy Hizmet- ieri Genel Müdürlüğü'nün Güneydoğu'da gü- venükli yoüar projesi için 20 trilyon lira. Adalet Bakanhğı hizmetieri için de 30 trilyon lira." Bu aktanmlar nedeniyle oluşturulan açık, büt- çe yasasının 5. maddesinde yapılan yüzde 1.5 'lik kesinti ile giderildi. Hatta bütçe açığı bu düzen- leme ile 33 milyar lira azaltıldı. Memur maaşlannın yüzde 20 arttınlması için verilen önergeler ise, iktidarpartilerinin destek- lememesi nedeniyle komisyondan geçmedi. Ko- tnisyonda, iktidar üyelerinin verdiği öngereyle, yann açıklanacak kasım ayı enflasyonuyla bir- likte memur maaşlanna ek zam yapılmak zorun- da kalınacağı dikkate alınarak, bu ek zamla ar- tan katsayı üzerinden ocak ayında yüzde 10 ma- aş artışı verilmesi kabul edildi. Böylece, bütçe yasa tasansında artmamış kat- sayı üzerinden yüzde 10 artış öngörüldüğü için, aralık ayında artış olduktan sonra verilecek zam- mın yüzde 10'un altına düşmesi önlenmiş oldu. Ancak, aralık ayı enflasyonu nedeniyle oluşacak fark memur maaşlanna yansıtıhnayacak. Hükümetin verdiği önergeyle, enerji alan tüm abonelerden her elektrik faturası için güç bede- li tahsil edilecek. Bu bedelin miktannı belirle- me konusunda ise TEDAŞ Yönetim Kurulu yet- kili olacak. Devlet Bakanı Recep OnaL, Bütçe Yasası'na bu hükmün konulmasınnı doğru olmadığını ka- bul etmesine karşın, Danıştay'ın iptal etmesi ve kurumun gereksinimi olması gerekçesiyle dü- zenlemeyi savundu. Maliye Bakanlığı, bedeli peşin ödenmek ko- şuluyla Hazine arazilerini toplu konut üretmek üzere Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne ya da Toplu Konut Idaresi'ne devredebilecek. Mevcut düzenlemede konut abonelerinde 500 bin lira olan güç bedelinin 2001 'de 1 milyon lira olarak üygulanması, küçük işletmelerde 2 milyon lira- ran 4 milyon liraya; büyük işletmelerde de 5 mil- yon lidaran 10 milyon liraya çıkanlması planla- nıyor. TEKEL'in görev zararlanndan doğan ala- caklanna karşılık ödenmemış vergi borçlanna gecikme zammı ve faizinin 31 Aralık 2000 tari- hi itibariyle dondurulması yönünde düzenleme eklendi. Danıştay Kavakçı'nın karar düzeltme istemine ret ANKARA (AA) - Danıştay Idari Dava Daire- leri Genel Kurulu. FP'den Istanbul Milletveki- li seçilen Merve Safa Kavakçı'nın Türk vatan- daşlığmm kaybettirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu karannın iptali istemiyle açılan davada son noktayı koydu. Genel kurul, Kavakçı'nm karar düzeltme istemini reddeti. Kavakçı, söz konusu Bakanlar Kurulu kara- nnın iptal isteminin reddine ilişkin Danıştay 10. Dairesi'nin karannı onayan Danıştay tdari Da- va Daireleri Genel Kurulu'nun karanna karşı 'karardüzeltme' isteminde bulundu. Düzeltme istemini görüşen genel kurul, 16 Haziran 2000'de 10. Daire'nin verdiği ret karannın onanmasına ilişkin Karannda hukuki eksiklik tespit etmedi. Genel kurul, Kavakçı'nın karar düzeltme istemini de reddetti. Böylece Kavak- çı, açtığı davadaki idari yargı yolunu tamam- lamış oldu. . . SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Türkiye, tarihinin büyük ekono- mik krizlerinden birisini yaşıyor. Borsa, en düşük noktasına kadar geriledi, daha ne kadar gerileye- ceği bile belli değil. Bu açmazın ekonomik nedenleri üzerine çeşit- li fikirler öne sürülüyor. Örneğin, özelleştirme alanında yaşanan fi- yaskp bunun göstergelerinden bi- risi. Özelleştirilen bankalann yeni- den devletleştirilmesiyle ortaya çı- kan ekonomik delik, akıllara dur- gunluk verecek düzeyde. Hızla özelleştirmeden ve IMF reçetele- rinin bütün katılığıyla uygulanma- sından yana düşünceler ön plana çıkıyor. Bu büyük ekonomik çıkmazın siyasi nedenleri üzerinde kimse kafa yoımak istemiyor. Devletin en tepelerine kadar uzanan vurgun ağının, neden bu kadar can yakı- cı olduğunu kimse sorgulamaya yanaşmıyor. Türkiye, aslında cid- di bir siyasi krizin ürünü olan eko- nomik kriz yaşıyor. Ülke ekonomi- Ekonominin Tıkandığı Siyaset si, son 20 yıl içinde Güneydo- ğu'daki savaşın bir ürünü olarak savaşa endekslendi. Ekonomi asıl yatırımını ve harcamasını savun- maya yaptı. Şimdi Güneydo- ğu'daki savaş bittiği halde, geç- miş yönelimin bir ürünü olarak Türkiye hâlâ savunmaya büyük yatırımlar yapmayı sürdürüyor ve geleceğini de bunun üzerine kura- cak projeler geliştiriyor. Ekonominin askerileşmesi önemli. Bunu İkinci Dünya Sava- şı sırasında ve sonrasında Sov- yetler Birliği de denedi. Sovyet- ler'in yaşadığı büyük ekonomik yı- kımın en önemli nedenlerinden bi- risinin ekonominin askerileşmesi olduğunu biliyoruz. Ekonominin askerileştirilmesi birçok siyasi so- nuç yaratıyor. Askerileşen ekono- mi, ıç gerilimi arttırıyor, uluslarara- sı ılişkilerde dış politikayı ciddi ola- rak sertleştiriyor. Unutmayalım ki bugün Türki- ye'nin ikinci büyük partisi olan MHP, tamamen iç gerilimin ve as- kerileşen ekonominin ürünü ola- rak güçlü hale geldi. MHP'nin te- mel anlayışlannı ve bu partinin ba- kanlanndan milletvekillerine kadar geçmişlerini biliyoruz. MHP'yi bü- yüten siyaset, nasıl bir ekonomik düzene dayanabilir? Türkiye, son yıllarda bir yandan Avrupa Birliği'ne girişi tartışırken, bir yandan da bu birliğe girişin ge- rektirdiği koşullara uymanın sıkın- tısını yaşıyor. Çünkü bu vurgun ekonomisi, antidemokratik bir sis- temle birlikte yürüdüğü zaman bir anlam kazanıyor. Vurgunculuk, zora ve baskıya dayalı siyasi sis- tem, bir terazinin iki kefesi gibidir. Bankalar hortumlanırken bir başka koldan Terörle Mücadele Yasası işletilip, ceza yasalan işle- tilip muhaliflerin susturulması ge- rekiyor. Her zaman en büyük yol- suzluklar, büyük diktatöıiüklerde yaşanır. Türkiye, 12 Eylül'den mi- ras kalan ve Güneydoğu'daki sa- vaşla serpilip gelişen bir baskı re- jimiyle birlikte vurgunculuğu yaşı- yor. Hepimiz görüyoruz, siyasetin tepesindekilerle talancılar birbiriy- le bağlantılı. Her ekonomik vurgu- nun bir siyasi ayağı olduğunu gö- rüyoruz. Bir ellerinde sopa, bir el- lerinde vurgun çuvalı aynı ekip bu ülkeyi kıyamete taşıyor. Avrupa'ya neden kızıyoriar? Çok vatansever oldukları için mi? Hayır, demokrasi gelse, şeffaflık hâkim olsa, bunlann hesabını so- racak bir kamuoyu oluşacak! De- mokrasi olsa, paranın nereye ya- tınlacağına, bütçenin ne kadannın halkın sağlığına, eğitimine, kültü- rüne, ne kadannın savunmaya ve din propagandasına harcandığına ilişkin daha özgür bir tartışma or- tamı oluşacak. Ekonomik bunalım, siyasi buna- lımın ve siyasi tercihlerin bir sonu- cu. Bu kadar askerileşmiş bir eko- nomi, ciddi bir siyasi kavga po- tansiyelini de içinde taşıyor. Çev- remizle ve içinde yer alacağımız demokratik sistemle uyum sağla- mak kolay değil. Bu ekonominin değişmesi, ancak siyasi yönelim- lerin de değişmesiyle bir anlam kazanabilir. Ispanya, Portekiz, Yunanistan, dikta rejimlerini yıkarak önlerini açtılar. Şu anda büyük bir zengin- lik ve ekonomik patlama yaşıyor- lar. Bu değişimin ve gelişimin ar- kasında demokraside ısrar etmek gibi önemli bir tercih yatıyor. Türkiye'deki ekonomik krizin bu boyutu görülmedikçe köklü bir çözüme ulaşmak mümkün olma- yacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear