22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2000 PAZAR 14 kultur@cumhuriyet.com.tr Çekimin ilk günü başrol oyuncusunu yitiren 'Balalayka' 29 Aralık'ta gösterime giriyor 'KemaPle fflnrin yüzü de öldü' emal ölünce film de öldü, çünkü yüz de, o ışık da öldü. Batum'da ilk günler ne çekeceğimi bilmiyordum. Yüzü yoktu filmin. Yüzü olmayınca bir tür ruhunu, izleğini kaybediyorsun. ilk günler beni oyalayan şeyler çekiyordum. Çünkü senaryo, hikâye var, ama film artık o film değil. HANPAN ŞENKÖKEN AK Özgentürk, yeni fılmi 'Balalay- ka' ıçınu Bu filmin bir neşeâ ve ferah- hğı var, karamsar değiL Aydınhk, neşe- siyle, hüznüyle olabüdiğince kapah ol- mayan, tembd seyirciyle de ilişki kura- cağını zannettiğiın bir film. Benim de böyle duru bir ferahhğa ihtiyacım var- cb. Film de olup bitenlere karşı gülüm- seyerekbaJayor" diyor.Yann akşam ga- lası gerçekleşecek olan 'Balalayka'yı ele vermemek için çaba gösteren Ali öz- gentürk, ölümün sık sık gündeme gel- diği sette, oyunculardan çok hoşnut, birbirine 'müthişkenedeneıı'ekibinço- ğunluğundan da. Her şeyden öte 'biraz ölüme kafa tutarak' bitirilen fılmden sonra çok neşelı. - Fılmin basın toplanOsında'Son de- rece eglenceli bir yolcııluk fılmi olacak, eğlenerek çekeceğiz, bu da fılme yan- sıyacak' demiştiniz, Ancak çeknne gj- derken Kemal Sunal'ı yiürdik. Nder bissettmiz ? ALİÖZGENTÜRK-Buradabirkaç etkileyıci dunım var. Bin belki dünya sinemasmda çok az rastlanır, bir fil- min baş oyuncusu çekimin başlayaca- ğı gün ölüyor, başhbaşına büyük bir olay, tabiatın haksızlığı. tkincisi bu ölüm olayı yönetmenin hemen yanıba- şında, kucağında oluyor. Yeni bir film yapmak için yola çıkaîken hayatla ölüm arasındaki ilişkıler, sorular, karmaşık- lıklar içinde bir kaosa girdim. Üçüncü- sü de, ölen oyuncu Türkiye'nin en po- püler oyuncusu.Toplumun görsel belleğinde yer etmiş biri. Bu da ölüm- le, filmle ilişkili başka bir kamuoyu yaratıyor. Çok popüler kişinin ölümûy- le büyük bir etki altına girdim. Aslın- da Kemal öldüğü zaman artık fılmi çe- kemeyeceğimi düşündüm, çünkü film de öldü. Filmi Kemal'in tavnna göre ta- sarlamıştım, o zaman ne çekeceğim ben? Uzun sürede hazırlanmış yapım ko- şullan nedenıyle filmin çekilmesı yö- nünde bir kamuoyu oluştu. Bir tür Ke- mal'in anısına saygı gibi çekilmesi ge- rekiyordu. Ama ne çekilecekti? Bu be- nim hikâyem. Birçok senaryo yazany- la çalıştım. Ana senaryo yazan Işd Öz- gentürk. Hakan Haksun ve Haluk Ozenç'in katkılannın yanı sıra Zeld Ökten ve Rüstem tbrahimbekov da- mşmanlık yaptı Kemal'le çekeceğim senaryo için. Bir süre sonra çekme ka- ran verdık; ama açıkca itiraf etmek ge- rekirse biraz sürüklendün gibi. Sonra bazı oyuncuadaylan arasmdan Uğur Yü- cel'e karar verdim, çekime gittik. Balalayka'mn müzlgl - Fflmin ismi neden Babüayka? BirRus çalgısından öte bir nıh halini mi yans»- öyor? Ritmi nasıl bir anlam katryor fil- me? ÖZGENTÜRK - Hem sembolik bir yanı var; çok eski bir Rus çalgısı, bir kültürün simgesi. Hem söylerken çok hoşluk getiriyor, kelimenin kendine has bir müziği var. Bu hoşluk da fılmi bir tada yönlendiriyor. Çalgının ola- ğanüstü, büyük olanaklan yok, öyle yalın ve sade. Herkese ait olabilecek bireğlence aleti. Bu is- mi bu filme çok yakış- ürdım, çok hoşuma git- ti. - Çekim öncesi 'Bala- layka' için 'Yol değil, •* t yolculuğun fılmi, yaşam '« kadar komik ve acı' de- mistiniz-. OZGENTÜRK-Bu fıl- me, komik yanı çok ağır basan ama Peter Sellers filmleri tarzında bir kome- dinin tadını veren bir şey ya- pabilirim diye yola çıktım Kemal'le. Kısmet olmadı. -Çekim aşamasuıda senaryoyu değiş- tirdiğiniz için baa oyuncular tarafin- dan eleştirildiniz. Oysa bu sizin bilinen çahşma biçiminiz değü mi ? ÖZGENTÜRK - Dediğiniz doğru. Kemal'le birlikte bu fılmi çekseydim de Kemal'e göre değişiklikler çekim sı- rasında olurdu. - Size göre snema, yüzJerin bikâyesL 'Bir filmin yüzüdür oyuncunun yüzü. Yönetmenin anlatmak istediği, ifade etmek istediği dünya, yani filmin yü- zü, oyuncunun yüzünde odaklanıyor, kodlanıyor, bir ışık kaynağı gibi' diyor- sunuz. Bu filmin yüzünü, ışığm kayna- ğuu nasıl buldunuz? ÖZGENTÜRK-Kemal ölünce film de öldü, çünkü yüz de, o ışık da öldü. Batum'da ilk günler ne çekeceğimi bil- miyordum. Önümde oyuncular, kame- ra, her şey var... Ama yüzü yoktu fil- min. Yüzü olmayınca birtür ruhunu, iz- leğini kaybediyorsun. İlk günler beni oyalayan şeylerçekiyordum. Çünkü se- naryo, hikâye var, ama film artık o film "Çddmkrgerçektenbirsavaşortamı gibiydi ama şimdi akü almazbirneşem var."(Fotoğraf: NEZAHAT EKMEKÇt) değil. Yeni bir oyuncum var, onunla ne çekecegimi bilmiyorum. 5-6 gün geçti, Rusya'dan getirdiğim genç bir kız oyuncuyla ilk çekirnımi yaparken onun yüzünde filmin anah- tannı, yüzünü buldum, filmi buldum. Olga'nm yüzünün bana verdiği ışık- la o fihni gördüm, dünyayı, insan iliş- kilerini, mekânlan, yüzlerce detayı... Aynı hikâye, ama başka bir film. O kı- zm yüzünün verdiği ışıkla yeniden çek- meye başlayıp, bir yandan yazıp bir yandan çekerek yeni bir çizgi üzerine yerieştirdim fîlrni. - Olga'da yakaladığımz ışığı, öteki oyuncularda da bulabildiniz mi? ÖZGENTÜRK - Evet, o ışık diğer oyunculara da yansıdı. Artık filmin merkezi bir ışık noktası vardı; Mosko- va'dan gelen 15 'e yakın oyuncuya, Türk oyunculara oradan yayıldı, karşılıklı birbirini yansıtarak. Bu fılmdeki oyun- cu performansından olağanüstümutlu- yum, sevinçliyim, hepsinden müthiş memnun kaldım. Bunun dışındaki olay- lan, konuşmalan ciddıye almıyorum. - Sinemanızda görünmeyeni sezdir- mek için sozcülderin büyüsüne sık sık basvuruyorsunuz. Görsel etki sözcük- lerİe ne denli örtüşüyor bu filmde? ÖZGENTÜRK -*Yine sözcüklerin tadından vazgeçemeyen bir film oldu diyebilirim. Sözcüklerin tadıyla sine- ma dilinin tadının örtüştüğü anlar yap- mak, öyle bir dünya kurmak istedim. Bır sözcüğün tadı, şemsiye gibi beni al- tına çekiyor; hemen bir şey kurabiliyo- rum, sanki o beni yönetiyor. Balalay- ka'nın tadı gibi. Bunud, "Sinema taa- reketin diKdir" der, ben harekete bu ka- dar yakın duramıyorum. Bu belki ek- sikhîc, bunuçok içtenlikle söylüyorum. Çünkü dünyadaki etkın ve yaygın si- nemanın yapısına baktığınızda gerçek- ten hareket eden şey sinemadır. Filmin trafosu hareket değil benim için. Bir- çok şeyin yanı sıra hareket... Içsel, gö- ir hafta sonra Rusya'dan getirdiğim genç bir kız oyuncuyla ilk çekimimi yaparken onun yüzünde filmin anahtannı, yüzünü buldum, filmi buldum. Olga'nın yüzünün bana verdiği ışıkla yeniden çekmeye başlayıp, bir yandan yazıp bir yandan çekerek yeni bir çizgi üzerine yerleştirdım filmi. olmak için aşkı tarafından öldürülme- yi talep eder, çünkü o da bir kahrama- na dönüşmek için ister. Bunu o seyirci yakaladı, ben değil. Çok temel bazı değerlerin. erdemle- rin, ideallerin gittikçe azalması, bunla- ra sahip insanlann adacıklar halinde kalması demek ki, çıkış noktası olarak var 'Balalayka'da da. -Oluşum süreci 3^ yüsûren ve nisan- danbuyana içiçe yaşadığınız rjfansoaım- da bittL Şimdi ne bissediyorsunuz? ÖZGENTÜRK - Akıl almaz bir ne- şem var. neşeye ihtiyacım vardı... Fil- mini bitiren her yönetmenin haklı ola- rak söylediği şeyler vanür. Bu, gerçek- tenbir savaş ortamı gibi geçti. Sanki bi- rileri fılmi bana vermemek için uğraş- tı. Ben de birçok insanla birlikte fihni ele geçirmeye çalıştım, çok ağır bir iş- ti. Sabırlı olduğumu zannediyorum. Altyazılannı kontrol etmek için git- tiğim şirkette fılmi iki-üç üniversite öğrencisi de seyretti. Bittiğinde çok gü- zel şeyler söylediler, büyük heyecan içinde. Çok etkilendim. Bugüne kadar hiçbir filmimin sonunda övgüler aldı- ğımda, bu kadar sevinç duyduğumu haörlamıyorum. Sanki fihni biryerler- den kurtarmışım ve şimdi artık heT an her şeyi neşeye dönüştürebilir, tercüme edebilirim, öyle bir enerjim ve potan- siyelim var. insanlann beğenip beğen- memesinı, iş yapıp yapmamasmı çok önemsiyonım, ama ne olursa çok ne- şehyim, bitirdim çünkü bu fılmi. Bu çok önemlı. Hiç unutmuyorum, fıhnin son planını çektiğimiz son gün, çekimi dört kez tekrarladıktan sonra "Tamam ço- cuklar film birti" dedim. Bütün ekip, - Sırplar, Bulgarlar, Ruslar, Gürcüler ve Türklerden oluşuyordu- uğursuzluk saydıklan tabutu parça parça ettı, içgü- düsel bır şekılde. Bazı seylerl ilk kez denedlm' rünmeyen hareketler daha beni kendi- ne çekiyor, ama hareketi yok sayıyorde- ğilim. Rusça konuşulan bölümler oldu- ğu için altyazılı bir film bu. En az 6-7 çevirmenden geçti o altyazılar, fıhnin kardiyografısine uygun bir tat oluşma- sı için. Konuşulan kelimeler aynı zaman- da ele veriyor her şeyi. -'Balalayka'nın çıkış noktası 'Mek- tup'a benziyor, bu filmde de aynı izlek peşnde gibisiniz- ÖZGENTÜRK - Doğru ama 'Mek- tup'u çektiğım yülarda çok karamsar- dım ve film çok karanhktı. Bu sapta- malar beni çok ilgilendiriyor. Hindis- tan'da geçen yıl Kalküta'da bir toplu gösteri yapıldı. Bir seyirci, 'At' ile 'Mek- tup' arasuıda bir bağ kurdu, ben far- kında değilim. 'At'ta baba bir tür intihar eder, öldü- rülmesi için bir yola girer, oğlunun kur- tuluşu için. 'Mektup'ta ise modern za- manlann kahramanı oğul, geçmiş yüz- yıldan idealizmle yaşamış babası gibi Otobüsteki karşılaşmaRusya'da bir kasabada başlayan fihn, Batum'dan geçerek Türkiye'de bir kıyı kasabasında bitiyor. Hikâye Rus kadınlan ile baba vasiyetini yerine getirmeye çalışan üç kardeşin yaşlı otobüsün içinde buluşması üzerine. Farklı karakterler, değişik kültürler ve yaşamlarla yepyeni bir dünya oluşuyor otobüste. Aşkm ve yaşamın özüne doğru yol alan bu insanlar yeni sorunlar, arzular ve aşklarla yaşamla yüzleşiyor. Bu karşılaşmanın getirdiği insan ilişkilerinin, çatışmalannm, hoşluklannın, hüznün, garipliğin. parçalanmalann, deforme oluşun gezgin bir sahnesi gibi otobüs. Fihn sürekli hareket halinde. Bir otobüsün içine sıkıştınhnış, dışan çıkmaya çalışan hallerin içine bir tür tanık gibi girmeye çabştım.Hepsini birer karakter olarak ele aldım. îşleriyle değil, karakterleri ve aralanndaki ilişkilerle, bu ilişkilerin, iç yolculuklann, çatışmalann yarartığı dünyayla ilgilendim.Yıllar önce iki ayda bir ring seferi yapan otobüsler beyaz kadın ticareti yaparlardı. Kasabalardan, köylerden topladıklan kadınlan Türkiye'ye getirir sonra götürûrlerdi. Bu otobüslerde başka iş için de gelenler vardı. Bu ring seferinden çok etkilendim, öyle yola çıktım. Böylece büyük idealler, gelenekler, değerlet, erdemler gibi 20. yüzyüın bütün güzelliklerinden yoğrulup gehniş babanın vasiyetiyle taşınan bir tabut ve etrafında üç kardeşle bir otobüs dolusu birtakım gûnlük geçici değerler için her şeyi göze alıp kendilerini satmak üzere telaşla bir yere doğru gitmeye çahşan güzel birçok kadını yan yana getirdim, bunlann arasındaki dünyayı kurmaya çalıştım. - Bufiiminiziyönetmenlik serüveni- nizde nasıl bir yere koyuvorsunuz? ÖZGENTÜRK-Farkli dünyalarçok çekiyor ilgımi. Mesela uzay mekiğinin vidasını yapan bir adamsa karşımdaki, merak ediyorum, içine girmek ıstiyo- rum. Bir yere odaklanmış, aynı fihn izleğı üzerinde giden bir dünyam oldu- ğunu söyleyemem. Her yeni fıhnini çe- kerken sanki ilk fıhnini çeken biradam gibi bir duygum var. Filmin çekme haz- zını böyle elde edebiliyorum.Yeni bi- tirdığim, büyük maceralar içeren bu fıhnin elbette benim için çok farklı bir yanı olacak her zaman. 'Balalayka'nın ayn bir yen var bırçok açıdan. Bazı şeyleri yönetmen olarak ilk kez dene- dim. Farklı insanlan aynı anda işleye- rekbir tek insan çizgisi üzerinde gitmek. Sonra müzikal fihn tadı yaklaşımlan .. Çeşitli sinema dillerinin olanaklannuı etkilerinden yürüdüm. Bir otobüsün içinde 25 karakter olunca bir tek insan gibi işlemek çok zor ve riskli. Bu türü ilk defa ele aldım.Bir otobüsün içi, ama bir sürü yerde dunıyor, olaylar oluyor. Böyle olunca farkh bir dramaturji ve yö- netim gerektiriyor. Içimden sezgileri- min, biriktirdiğim deneyimimin, duy- gulanmın, kültürümün elverdiği öl- çüde bunu homojen bir film dünya- sı içinde tutmaya çalıştım. Bu, yö- netmen için çok çerin bir işti. Fark- lı bir adım oldu. 'Belll oranda müzikal tat kurmaya çalıytım' - Filmde mfizik nasıl bir işlev ûstkndi? ÖZGENTÜRK-Müzik, fil- min dünyasının bir parçası oldu. AşkmArsunan'ınmü- ziği sanınm çok beğenile- cek. Hafıf müzikal tadı kur- maya çalıştım; belki birisi -"Mürikal bir film gibi ol- muş bu" diyebilir. Son zamanlarda bu tür çok keyif veriyor bana, belki gele- cek fihni tam bir müzikal çekebihrim. - Çok uzun arahklarla film çekiyor- sunuz. Yaratmak için 7amanıni7in sınır- u olduğu duygusunu yaşadınız mi hiç? ÖZGENTÜRK - Bu filmde bunu sordum kendime. "Beş kışun kakiı" di- ye bir Adana deyımı vardır 2^aman za- man "İki proje daha çekip sinemayı bı- rakacağun" dedim. Ama bu fihni çe- kerken yaşadığım olaylar, hayat-ölüm ilişkilerinin getirdiği kafamdaki birta- kım çalkalanmalar içinde, "Bu kadar çok ara vermeden daha çabuk davra- narak -telaş etmeden- çekmeüsin" de- dığım oldu. Bu fılmi çekme azmi ya da enerjısı biraz yanı başında ölüme kafa tutma, ölüme karşı gülümseyiş gibi ol- du. Ama şunu da söyletiyor insana. Hitchcock'un dediği gibi: "Ne olacak ara üstü film".. Bundan sonrası için söylüyorum. Hepsinden daha güzel bir şey var, yaşadığın hayat. Bütün fihn- ler ise ancak hayahn güzelliğine ulaş- ma çabasınm bir ürünü. Mendes yönetiyor Hanks oynuyor • Tom Hanks de 'kötü adam'lığı seçerek kamera karşısına geçti. Hanks, Road To Perdition'da, mafya dünyasında büyüyüp eski patronu Al Capone'yi altetmeye çabalayan bir gangster rolünde. Yönetmen ise Sam Mendes. • Madonna, Prenses Diana'mn çocukluğunun geçtiği ve mezannın bulunduğu 'Althorp House'da evlenmek için Diana'mn kardeşi Earl Spencer'dan izin istedi. Fakat Spencer, olayın medya şovuna dönüşebileceği ve Diana'mn mezanmn güvenliğinin tehlikeye girebileceği endişesiyle bu isteği reddetti. Madonna, düğününde Monaco Prensesi Grace'e ait elmas tacı giymek istediğmi de açıkladı. • Büyük Iskender ın yaşamını ve savaşlannı konu alan 'Büyük tskerujçr' adlı film Christopher McQuarne tarafmdan yönetilecek. 85 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilecek olan filmin senaryosu Peter Buchman tarafından yazıldı. • J.RR. Tolklen'm 'Yüzüklerin Efendisi' kitabuıdan beyazperdeye uyarlanan dev yapun 130 milyon dolarlık bütçesiyle sinema tarihinin en pahalı yapunı olmaya hazırlanıyor. Çekimleri 14 aydır süren üç bölümlük serinin ilki 22 Aralık'ta tamamlanacak. Fihnde, Elijah Wood, Liv Tyler, Cate Blanchett, Sir Ian McKellen ve Christopher Lee rol alıyor. • Mel Clbson we Were Soldıers Once And Young' adlı öyküden uyarlanan ve Vietnam Savaşı'nda görev yapan Amerikalı bir tabur komutanını canlandıracağı yeni bir savaş fihninin hazırlıklanna başladı. Everything gibi 60'lann çok sevilmiş parçalann yeni yorumlanda bulunuyor. • Leonardo Dl Caprio aleyhıne Manhattan Temyiz Mahkemesi tarafından, metin yazan ve aktör Roger Wilson'a saldın ve dövme olayında azmettirme suçlamasıyla 45 milyon dolarlık (yaklaşık 30 trilyon lira) dava açılmasma karar verildi. • Robert de Niro, Londra'da Times Nehri yakınlannda bir ev alıyor. De Niro'nun, daha önce dünya ağır sıklet boks şampiyonu Lennox Levvis'a ait olan çatı katı dairesine 3.25 milyon sterlin (yaklaşık 2 trilyon 720 milyar) ödeyeceği belirtildi. • Steven Spielberg, ağır hasta çocuklara toplurnsal duyarlılık ve desteğin sağlanması için çalışan, başkanlığını yürüttüğü Starbright Kuruluşu'nun toplantısında basının sorularuıı yamtlayarak konunun önemine dikkat çekti. • Davld Bowle, 2001 Martayında çıkaracağı yeni albümü Toy'a son rötuşu vermekle meşgul. Albümün 12 parçası arasuıda London Boys ve I Dig • Gwyneth PaltTOW'u bir süredir gönderdiği mektuplar, e-mailler ve paketlerle rahatsız eden ve en son evinin dışında görülen 51 yaşındaki Dante Michael Soiu, aktrisin şikâyeti üzerine tutuİdandı ve çıkanldığı mahkemede aklı dengesinin yerinde ohnadığma, akıl hastanesine yatırıbnasına karar verildi. • Biııie August, George Simenon'un romanından sinemaya aktanlan bir Fransız fihni Pierre Jolivet'nin En Plein Couoeur'un (Autant Lara'nin En Cas De Malheur'un versiyonuydu) Hollywood versiyonunu çekmeye başladı. Danimarkalı yönetmen fıhne yeni isim olarak In All Innocence adım verdi. • Steven segal ve şırketi macera filmlerindeki tehlikeli sahnelerde, aktörün güvenliğini sağlamak için kullanılmak ve fihn bittikten sonra aktör zarar gönnediği takdirde geri ödenmek şartıyla, harcadıklan 1.5 milyon dolan vermeyi reddettikleri gerekçesiyle bir Ingiliz prodüksiyon şirketi tarafmdan dava edildi. Segal ve şirketi, konu hakkmda bir yorum yapmadı,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear