23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK 2000 CUMARTESİ 6 HABERLER Cumhurbaşkanı 'hukuka aykırı' bulduğu şarth sahverme yasasını TBMM'ye geri gönderdi Af. Sezer'den döııdüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamuoyunda af yasası olarak bılinen şarth sahverme yasasını TBMM'ye ia- de ederken hükümete hukuk dersi ver- di. Sezer, dün akşam saatlennde açıkla- dığı 6 sayfalık gerekçesınde, anayasa ve hukuka aykınhklan tek tek ırdeleyerek yasanın "tophım vkdanını incitecek, hu- kuka, adalete aykın ve kamu huzunınu bozacak" ıçenkte olduğunun altını çız- dı. Sezer, "karmaşık" olarak nitelediğı yasanın "çeüşkikr vumağını" banndır- dığını anlatarak "Iyi halli olmamalan nedeniyle şartiı satavenneden yararlana- nıayaniarvasakapsarnnagirerkenbuku- ratta, iyi halB olmalan nedeniyleşarthsa- hverflenler yasadan yararianamamak- tadır. Ohımsuzluğun ödüDendirikliği bir hakstzhk ortaya çıkmaktadır'' uyansm- da bulundu. "Cezaevkrinin mevcuduiHin azatal- maagibi 'hukuksal değerden yoksun dü- şüncelerle' afye(kisininkııllaıubnası,top- hımda adalete veyasalara duyulan güve- ni azatar" dıyerek hükümetın gerekçe- lennın temelsızlığını açıkça ortaya koyan Cumhurbaşkaru Sezer, yasanın yayımlan- masının "devtetin temeli adaJettir" inan- cını yok edeceğını ve yurttaşlann adale- te güvenini sarsacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in TBMM'ye gönderdiği 6 sayfalık gerekçesinin tam metni şöyle: Karmasık. çellsklll Yasanın l. maddesırun l. fikrası, 23 Nisan 1999 gününe kadar işlenen suç- lar nedeniyle verilen ölüm cezalannın ye- rine getirilmeyeceğine ilişkındir. Aynı maddenın 2. fıkrasında, duraksamaya yol açacak, çelışkılı ve karmaşık bırdü- zenleme öngörülmektedır. Bu fıkranın bı- rinci bendınde, müebbet ağır hapıs ce- zasına hükûmlü olanlann çekmelen ge- reken toplam cezalanndan, şahsi hürn- yeti bağlayıcı cezaya mahkûm edılenle- rin toplam hükûmlülük süresinden, bir defaya mahsus, on yıl ındirileceği belir- tılmektedır. Aynıfikranınikincı bendin- de, yapılan on yıllık ındinmden sonra, ceza süresı ya da hükûmlülük süresi dol- muş olarüann. iyi halli olup olmadıkla- nna bakılmaksızın, derhal; tabi olduk- lan ınfaz hükümlenne göre çekmelen ge- reken toplam cezalan on yıldan fazla olanlann ise fazla olan cezalannı çeknk- ten sonra şartla salıverilecekleri kurala bağlanmıştır. Koşulsuz af "Tabi oMuklan infaz hükümlerinegö- re çekmeleri gerekentoplam cezalardan" söylemıyle, on yıllık ındınm hesaba ka- tümadan şartla sahvermeden yararlan- mak ıçın çekilmesi gerekli ceza süresi- nin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Buna göre, hükümlünün on yıllık ceza indın- minden başka, süresı dolduğunda, ayn- ca şartla sahvermeden de yararlanaca- ğı, dolayısıyla on yıllık indirim süresı- nin koşulsuz bir af niteliğınde olduğu so- nucuna vanlmaktadır. Ancak. bu sonuç, on yıllık indırimle hükûmlülük süresı dolmuş olanlann şart- sız salıvenlmelen yenne şartla salıveril- melerinin öngörülmüş ohnasıyla bağ- daşmamaktadır. Yasanın l. maddesinin 4. fikrasında, üst smın on yılı geçmeyen şahsi hürri- yeti bağlayıa cezalan gerektiren suçlar- dan dolayı hakkında hazırlık ya da son soruşturma açıhnış ya da hüküm veri- hp de kesinleşmemiş sanıklann davala- ruun açılmasınm ya da kesin hükme bağlanmasmm erteleneceği öngörül- müştür. 510 slstem Yukanda açıklanan duruma göre, ya- sada üçlü bir sistem oluşturulduğu an- laşılmaktadır: a) Hükûmlülük sürelerinden on yıllık indirim yapılmasına karşın çekmeleri gereken cezalar on yıldan fazla olanlar, onyıllık ındinmden yararlanacakJan gi- bi, çekılmesi gerekli ceza süresini ta- mamladıklannda, şartla salıvermeden de yararlanacaklardır. b) On yıllık indirim yapıldıktan son- ra hükûmlülük süresi dolanlar, madde- ye göre hükümlülük süreleri dolmasına karşın şartla salıverme rejimine tabi kı- lınacaktır. c) Cezanın üst smın on yılı geçmeyen bir suç nedeniyle haklannda soruşturma başlatılanlar içın de dava açılması ya da davanın kesin hükme bağlanması erte- lenecektir. . llk ıkı sıstemde çekilmesi gerekli ce- za süresinın kısaltılması, üçüncü sistem- de cezanın hiç çekilmemesi amaçlan- makla birlikte, bu sonuca, ilkinde, afla; ikincisinde, ceza indirimi sonucu şartla salıvermeden yararlanmak için çekilme- si gerekli ceza süresinde indirim yapıl- masıyla; üçüncüsünde, davalann erte- lenmesine olanak sağlanarak ulaşılmak istenilmiştir. 1991de Iptal edllmlstl 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa- sı'nın, 8.4. 1991 gününe kadar işlenen suçlann faillen açısından şartla salıver- meden yararlanabilmek için çekilmesi ge- rekli ceza süresi konusunda suç türüne göre farklı düzenlemeler öngörülmüş ohnası, Anayasa Mahkemesi'nce ıptal ne- deni sayılmıştır. • Cumhurbaşkanı Sezer, şarth sahverme yasasında hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykın düzenlemelere yer verildiğini belirtti. Sezer, gerekçesiyle birlikte hükümete gönderdiği yasayı "karmaşık" olarak niteledi ve yasanın çelişkilerle dolu olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı, "Cezaevlerinin mevcudunun azaltıhnası gibi hukuksal değerden yoksun düşüncelerle af yetkisinin kullamlmasmın" toplumda adalete ve yasalara duyulan güveni azaltacağının altını çizdi. Anayasa Mahkemesl kararından alıntılar Anayasa Mahkemesi'nın 19.07.1991 günlü E.1991/22, K. 1991/15 sayılı ve 19.09.2000 günlü E. 1999/39, K.2000/23 sayılı kararlannda şu değerlendırmeler yapılmıştır: Suç ve ceıa Suçlu topluma uyum zorluklan gös- teren ve uyumsuzluğunu suç işlemek- le açığa vuran kimsedu. Cezanın cay- dmcılığı ve suclunun toplumla uyum sağ- layabilmesi, başka bır deyişle topluma yeniden kazandınlması, ceza politika- suıın temel ilkesmi oluşturur. Toplu- mun suça verdiğı önem ve suçun ağır- lığı, cezanın farklılaştınlmasına ya da ağırlaştınlmasına esas olur. Bu husus, devletm cezalandırma polıtıkasına uy- gun olarak yasa koyucunun bu konuda- kı değerlendirmesine ve takdirine göre tadır. Böylece, infaz süresuıce eşıt ve aynı durumda bulunan mahkûmlar ara- sında aynm yapılması, anayasamn, hu- kuk devleti ve yasa önünde eşitlik ilke- lerine uygun düşmemektedir. Aynı gerekçelenn bu yasa yönden de geçerh olması söz konusudur. Mağdurlar IncffllmemeH Anayasanın 87. maddesınde, 14. mad- dedeki eylemlerden dolayı hûküm gi- yenler aynk olmak üzere, genel ve özel af ilanına karar vermek yetkisinin TBMM'ye ilişkin olduğu belirtilmiştir. Affin kapsamını behrlemek, kimi suç- lan ışleyenleri aftan yararlandınrken ki- mılennı aynk tutmak ya da daha az ya- rarlandırmak, yasa koyucunun takdirine bırakılmıştır. Ancak, bu yetki kullarulırken Cumhu- nyetin nitelikleri arasında sayılan "top- hımun huzunı", "adaktanlayç" ve "hu- kuk devfcti" kavramlaruun ve herkesın çuna ilişkin 191.; ılk fıkrasında iki ay- dan altı aya kadar, ikincı fıkrasında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngö- rülen fırara ilişkin 298. maddeleri gibi kısa süreli hürriyeti bağlayıcı yaptınm öngören Türk Ceza Yasası'nm çok sa- yıda kuralı, kapsam dışında bırakılmış- tiı. çifte standartlı yaklasım Yasadaki bir başka çelişki, benzer ni- telikte suçlan birlikte kapsam dışında tutması ya da kapsam içine alması ge- rekirken farklı uygulamalar öngörülmüş olmasıdır. Türk Ceza Yasası'nm, ırza geçme ya da ırza tesaddi eylemleri ne- deniyle mağdurun ölümüne sebebiyet veren faile müebbet ağır hapıs cezası öngörülen 418. maddesi kapsam dışın- da bırakılırken kaçınlan kimsenin ölü- müne neden olanlar için müebbet ağırha- pis cezası yapnnmı öngörülen 439. mad- deye aykın davrananlann, yasadan ya- Adalet Bakanı Türk, kişiye özel diizenleme yapılmayacağını söyledi Erbakan'a cezaevi yolu göründü ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Af Yasası'nı TBMM'ye iade etmesi, kapaOİan RP'nin siyasi yasaklı lideri Necmertin Erfoakan'a cezaevi yolunu açtı. TBMM'ninl4Ocak2001 tarihine kadar yeni bir düzenleme yapmaması dunımunda Erbakan, 4 ay 26 gün hapis yatmak için cezaevine girecek. Adalet Bakam Hikroet Sami Tûrk, Erbakan için düzenleme yapılamayacağını belirterek "Kişfler için özel bir dûzenlenw yapdanuz" dedi. Cumhurbaşkaru'nın geri gönderme karan, cezaevlerinde ilk aşama aftan yararlanacak 35 bin mahkûm kadar, kapatılan RP'nin lideri Erbakan'ı da yakmdan ilgılendiriyor. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, dün gazetecilerin "Kapatdan RP'nin Genel Başkanı Necmetön Erbakan'm bu durumda 14 Ocak'ta cezaevine ginnesi söz koausu. Yeni bir düzenleme yapdacak mı" sorusu üzerine, yeni bir düzenleme yapılmayacağını söyledi. Türk, "Kişfler için özel bir düzenleme yapıbunaz. Hukuk genel ve soyuttac Hukukun genel ve smut Bkderi doğnütusunda bundan herkes yanuiamr ve herkes sonuçlanna katiuur. Sa>m Erbakan için de bu çerçevede değişiktiğidüşünmek Uzun" diye konuştu. ¥? Genel Başkanı Recai Kntan da, gazetecilerin "Erbakan'm durumu ne olacak" sorusuna, "Bu yasa eğer partamentodan tekrar geçerse bu durumda probiem yok. Ancakuyuşmazhkohırve zamamnda şarth tahhye yasası çıkmazsa yasalar gereği infaz uygulanır'' yanıtmı verdi. MCV'Yİ ÖVDÜ - FP'ye >akmbğıyla biünen ve pek çok şubesi mühürfcnen MUM GençKk Vakfi'mn Ma- vi Marmara Et Lokantası'nda vmliği iftar yemeğine katüan Erbakan, afyasasıyla ilgili gazetecilerin soru- bırmıyamtiamaktan kaçındı. Erbakan, MGV'nin ça- hşmalannı överek vakfin miOive manevi değerleri öne çıkaran çahşmalannın her türlü övgüye değer ol- duğunu söyledL (Fotoğraf: ZEYCAN GUL) belirlenir. Yasa koyucu kuşkusuz, ana- yasanın ve ceza hukukunun temel ilke- lerine bağlı kalmak koşuluyla cezalan- dmnada güdülen amacı da gözeterek hangi eylemlerin suç sayılacağını ve bunlara verilecek cezanm türü ve süre- si ile arttınm ve indirim nedenlerini saptayabileceği gibi, kimi suçlan işle- yenler için "şaraasahvenne" ve "erte- leme" adı altında düzenlemeler de ön- görebiln-. Şartla salıverme; ödüHendlrme Şartla sahverme, cezanın çektirilme- sinin kişıselleştirihnesi, başka bir deyiş- le cezaevındekı tutum ve davranışlany- latopluma uyum sağlayabileceğı izleni- mini veren hükümlünün ödüllendirilme- sidir. Şartla salıverme infaz hukuku ile ilgili bır kavramdu-. Cezanın infazı, iş- lenen suçun türüne bağlı olmaksızın, suclunun topluma uyum sağlamasını ve topluma yeniden kazandınlmasını amaç- lar. Bu amacın gerçekleştirilmesi, suça bağlı olmadan ayn bir programın uygu- lanmasını gerektirir. Suça deflll. davranışa ödül Tüm çabalar, suclunun uyumsuzlu- ğuna neden olan psıkolojik, çevresel, sosyal ve kişisel etkenlerin belirli bir in- faz programı içinde giderilerek suça ye- niden yönelmesini önlemektir. Bu prog- ram, suça göre değil, suclunun infaz sü- resince gösterdiğı davranışlanna ve göz- lenen ıyı durumuna göre dûzenlenecek- tir. Bu da ınfazın, mahkûmlann işledik- leri suçlara göre bir aynma gidıkneden, aynı esaslara ve belirli bir programa gö- re yapılmasını ve sonuçlarmın gözlen- mesinı gerektınr. Mahkûmlar arası esltslzHlt Aynı süre ceza alan iki hükûmlûden birinin, suf suçunun türü nedeniyle da- ha uzun ceza çektikten sonra şartla sa- lıvenhnesi, cezalann farklı çektiriune- si sonucunu doğurmakta ve bu iki mah- kûm arasında eşitsizliğe neden olmak- yasalar önünde eşit olup kimseye ayn- calık tanınamayacagı ilkesinın gözden uzak tutulmaması, affin, adil ve denge- li sonuçlarvermesine. "suçtanzarargö- renlerin oiabfldiğince incitümemesineve yapılan düzenlemenin anayasaya uygun ohnasma özen gösterilmesi" gerekmek- tedir. Yasanın çellşklleıi Buna karşın yasanın, asağıdakı huku- ka aykm ve çelişkili kurallan kapsadığı görülmektedir. TMY de kapsam dışı olmalıydı Yasanın 1. maddesinin 5. fıkrasının "a" bendinde, anayasanın 14. maddesi kapsamında ohnası nedeniyle affedil- meyecek suç niteliğınde olan Türk Ce- za Yasası'nın 125-157,161,162,168,171 ve 172. maddeleri aynktutulmuştur. An- cak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa- sı'nın, Cumhuriyet'in nıtelıklerini, sı- yasal, sosyal ve ekonomik düzenini de- ğiştirmeyı, devleon ûlkesı ve ulusuyla bö- lunmez bütünlüğünü bozmayı amaçla- yan örgütleri kuranlann, yönetenlerin ve devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan pro- paganda yapanlann cezalandınknasmı öngören kurallan aynklık kapsamına alınmamıştır. ölüm cezasına af, tehdlde hapis Yasadaki önemli bir çelişki, eylem- lerin ağırhğı nedeniyle kamu düzenini bozup kamu vicdanmı ıncitici nitelik- te olan ve karşılığında ölüm cezası ön- görülen TürkCeza Yasası'nın 450. mad- desi; müebbet ağır hapis cezası öngö- rülen 374, 382,439,449 ve 499. mad- deleri; 24-30 yıl ağır hapis cezası ön- rarlanmalan sağlanmıştır. Yargıca af. memura ceza Yine, Türk Ceza Yasası'nın 240. mad- desi kapsam dışmda olduğu için memu- riyet görevini kötüye kullananlar aftan yararlanamayacak; buna karşılık, nüfuz ve tesu- altında karar veren yargıçlar, 233. madde kapsamı içinde olduğu için yasadan yararlanabileceklerdir. Yasada, buna benzer çelişkiler içeren pek çok örnek vardır. Affi reddetme hakkı olmalı Yasanın 1. maddesinin 4. bendinde, üst sının on yılı geçmeyen cezalan gerek- tiren suçlarda, dava açılması ve kesin hükme bağlanması ertelenmekte; ancak, ilgililere istemeleri dunımunda. yargılan- rnalannın sürdürülüp aklanmalan olana- ğı tanınmamaktadn-. Hukuka yeni kavram Yasanın 1. maddesinin 4. fıkrasının birinci bendinde, davamn açılması ve kesin hükme bağlanmasının ertdenece- ği; ikınci bendmde de, yeniden başka bir suç işlenmesi dunımunda erteleme konusu suç için dava açılacağı ya da da- ha önce açılmış bulunan davanın sürdü- rüleceği belirrilmiştır. Kapsamdaki tüm suçlar yönünden yasada öngörülen "da- vanınertetenmesr kavramı hukukumu- za ilk kez getinlmektedir. Adalete güven yıpratılıyor Ancak, yasada, u davanın erteknme- s"nın koşullan behrlenmemiş, dığer ya- sa kurallanyla uyumu gözetılmemıştır. Bu nedenle düzenleme, uygulamada farklıhklar ve eşitsizlikler yaratabile- cektır. Bu da yargıya büyük yük getire- göriilen 448,451,452,468,470,471, cek ve adalete duyulan güvenin yıpran- 497. maddelerinin yasa kapsamına alın- masma karşılık, Tûrk Ceza Yasası'nın, birinci fıkrasında yedi günden altı aya, ikınci fıkrasında altı aydan iki yıla ka- dar hapis cezası, üçüncü fikrasmda yal- mzca para yapnnmı öngörülen tehdit su- masına neden olacaktır. Yeni mağdurlar yaratılıyor Aynca, "davanın erteienmesi", yasa- nın diğer düzenlemelen ile de uyum için- de bulunmamaktadır. Gerçekten, yasa- nın 1. maddesinin 2. fikrasında, hükûm- lülük süresi toplamından 10 yıl indirim yapılması öngörülürken 4. fikrasında, birkişi hakkında, suçlama ile ilgili mad- delerdekı ceza süreleri toplamına bir sı- nu-lama getuilmeden açılan davalann tûmünün ertelenmesı olanağı yaratıl- maktadır. Böylece kural, davası erken bıten ve hükmü kesinleşen aleyhıne so- nuç doğuracaktır. Cıyabl tutuklama sorunu Yasanm 1. maddesinin 9. fikrasmda, haklannda yakalama, tutuklama ya da mahkûmiyet karan bulunup da fırar ha- linde olanlann madde hükmûnden yarar- lanmalan bır ay içinde "resmi mercile- rebaşvunıptesnmouna"koşulunabağ- lanmıştu-. Bu kural, Türk Ceza Yasa- sı'nın229. maddesi uyanncayalnızea sor- gusunun yapılması içın hakkında gıya- bi tutuklama karan verilen ve bu du- rumdan haberi ohnaması nedeniyle altı aylık mahkûmıyetı bulunan ve belki de beraat edebılecek kişinin, bir ay içinde başvurmadığı için yasadan yararlana- mamasına neden olacaktır. Olumsuzluk ftdüllendlrlllyor Yasanın 1. maddesinin 6. fikrasında. daha önce şartla salıverme hükümlerin- den yararlandığı halde yenıden suç ışle- yerek hüküm giyenler ile daha önce çı- kanlmış bir aftan yararlananlann, mad- de hükümlennden yararlanamayacakla- n belirtihruştir. Geçmişte bırkaç günlük cezayı gerek- tiren bir suçtan dolayı şartla sahverme ya da af hükümlennden yararlananla- nn, bu yasa hükümlennden yararlanama- malan hukuka uygun düşmemektedir. Aynca, iyi halli olmamalan nedeniyle şartla salıvermeden yararlanamayanlar yasa kapsamına girerken bu kuralla, ıyı halli olmalan nedeniyle şartla salıveri- lenler yasadan yararlanamamaktadır. Olumsuzluğun ödüllendirildiği bir hak- sızlık ortaya çıkmaktadn-. Askeri suçlar yönünden durum Yasanm 1. maddesinin 5. fıkrasının "a" ve "b" bentlerinde, Türk Ceza Ya- sası ile Askeri Ceza Yasası'nda öngö- rülen suçlardan kapsam dışmda bırakı- lanlar belutilmiştir. Yasanın 1. madde- smin 5. fıkrasmın "a" bendinde, Türk Ceza Yasası'nm 240. maddesinde dü- zenlenen görevi kötüye kullanma suçu kapsam dışmda bırakılmıştır. Ne var ki, görevi savsaklama ya da görevi kötüye kullanma suçunu askeri suç durumuna getiren Askeri Ceza Yasası'nm 144. maddesi, yasanm 1. maddesinin 5. fık- rasının "b" bendinde, Askeri Ceza Ya- sası ile ilgili kapsam dışı bırakılan mad- deler arasında sayılmadığından, askeri yargıya bağh kişilerin işledikleri göre- vi kötüye kullanma suçu kapsama alm- mış olmaktadır. Askerl-slvll suç çellsklsl Türk Ceza Yasası'nın 456. maddesin- de düzenlenen "müessir fW ve 452. maddesinde düzenlenen "kastıaşan adam öMûrme" suçlan 4610 sayılı >asa kap- samına alınrmştır. Buna koşut olarak, Askeri Ceza Yasası'nm 117. maddesın- de düzenlenen "asta müessir fifl" suçu yasa kapsamına alınmıştır. Ancak, Türk Ceza Yasası'nın "müessirfiüin"niteük- lı dunımlannı düzenleyen 456. madde- sinin 2 ve 3. nkralan ile Askeri Ceza Ya- sası'nın "kasöasanadamökttrmevi" dü- zenleyen 118. maddeleri kapsam dışı bı- rakılmıştır. Kapsam dısında ölçut yok Yasada kapsam dışında bırakılanlar yönünden nasıl bir ölçüt kullamldığı ya da değerlendirme yapıldığı saptanama- mıştır. Yapılan ıncelemede, "ceza süre- si, hukuksal yarar, ihlal edilen değer ve konu yönünden bir sıralama ya da ter- dhök^tü"ne rastlanılamamıştır. Böyle- ce, yasada hukuk devleti ve eşitlik ilke- sine aykın düzenlemelere yer verilmiş- tir. Aynca, yasakoyucunun suç türünden, suclunun kışiliğinden ayn, kesınleşmiş hükümden önceki evreye dönük suça ve suçluya göre uygulanma öngörmesi şart- la salıvenne ve erteleme kavramlannın hukuksal nitelikleri ile bağdaşmamakta- dır. Hukuk dersl Yukanda yapılan açıklamalar ışığın- da yasa, "anayasanm eşitlik ilkesine. hu- kuka, adalete, toplum huzunınu sağla- maya yönelik değildir ve toplum vicda- nmı incitecek" içeriktedir. Cezaevleri- nin mevcudunun azaltıhnası gibi hu- kuksal değerden yoksun düşüncelerle af yetkisinın kullanılması, toplumda ada- lete ve yasalara duyulan güveni azaltır. Böyle bır yasanın yayımlanması "Dev- letin temeli adalettir" inancım yok edecek, toplum düzenini bozacak ve yurttaşlann adalete olan güvenini sar- sacaktır. Bu nedenle, 4610 sayılı yasa yayım- lanmayarak anayasamn 104. maddesi gereğince Türkiye Büyük Millet Mec- lısi'nce bir kez daha görüşülmek üzere ekte geri gönderihmştir. GÖRÜŞ DERVİŞ PARLAK htanbul Bamsu Avukatlarından AdatetsizNk Aflar Affin tüm toplumlarda var olduğu tarihsel bir ger- çek ama, herhalde bizim ülkemiz, "dünya afşampi- yonası" lideriiğinin en büyük adayı olmalıdır. Çünkü ülkenin kısa tarihine baktığınızda, neredeyse bir-iki yıllık aralıklaria karşınıza bir af yasası çıkar. Bu ceza affı olur, imar afh olur, vengi affı olur, kara para afh olur, oğrenci affı olur, memur affı olur... Liste uzayıp gider. Peki af konusunu neden bu kadar çok gündeme getiririz? Toplum olarak çok mu hoşgörülüyüz, yö- neticilerimiz çok mu sevecen?.. Yoksa affa bu kadar sıklıkla başvurmamız, hukuk fakiri bir ülke olmamız- dan mı kaynaklanıyor? özgürlüklerin "yasa/c", yasaklann ise "özgüriük'ha- line dönüştügü; çagal hukukve adalet anlaytşıyla bağ- daşmayan suç ve cezalann varlığını sürdürdügü; top- lumun maddi varlıklannı ve etik değerlerini yiyip biti- ren suçjann ise önlenmesine çalışmak şöyle dursun, adeta özendirildiği bir ortamda, af konusu elbette ki sık sık gündeme gelecektir. Olağan yaşam içinde adaleti sağlayamayan ve dağıtamayan bir yöneti- min, bu kusurunu afla örtmeye çalışması biçiminde- ki bir kısırdöngüdür yaşananlar. Bu kısırdöngü için- de çtkanlan her af yine hukuk mantığıyla bağdaşmaz biçimde düzenlendiğinden, toplumu daha büyük sı- kıntılarla karşı karşıya bırakmış, suçlan özendirmiş ve adeta her af bir sonraki affa davetiye çıkarmıştır. Şjmdi bir af daha gündemde. Siyasal partilerimiz, her zaman rastlanmayan bir işbirliği içinde af yasa- sını Meclis'ten geçirdi. Üstelik hiçbirisi yasayı "içten- //We"desteklememesine karşın... Hepsi, yasayı "ker- hen" ve "içlerine sindiremeyerek" oy verdiklerini söy- lüyor. Af isteğini dile getiren ilk politikacı Rahşan Ecevit olmasına rağmen, çıkan yasa için "Bu benim affım değil" diyor ve ekliyor: "Affin esin kaynağı bak- lava çalan çocuklardı; pankart veya döviz asan ço- cuklara verilen cezalann daha büyük suçlara verilen cezalardan daha ağır olmasıydı. Bu af, eşitlik şartı nedeniyle bu hale geldi." Anlaşılan o ki Sayın Rahşan Ecevit, bakJava çalan ya da döviz ve pankart asan çocuklara verilen ceza- lan adil bulmamış. Bu açıdan kendisine katılmamak ve destek olmamak olası değil. Baklava çalan çocuk- lara yasa uyannca 8 yılı bulan hapis cezalan verilir- ken bankalar eliyle toplumun katrilyonlannı çalan "bûyüklere yine aynı yasa uyannca çok daha dü- şük cezalann öngörülmesini, hiçbir akıl ve hiçbir vic- dan kabul edemez. Fakat bu adaletsızlığı giderme- nin yöntemi olarak genel af mekanızmasının kulla- nılması da aynı ölçüde kabul edilemez. Türkiye'de ceza adaleti açısından önümüzdeki asıl ve acil sorun, ceza yasalanndaki kimi suç tanımlan- nı yeniden ele almak, suç konusu eylemde bu eyle- me verilen cezanın ağııiığı ya da hafifliğini yeniden değeriendirmek, kısacası suç ve cezalan çağcıl hu- kuk anlayışına göre yeniden düzenlemektir. Bu yön- temle, köhnemiş suç tanımlan ve gereksiz ölçüde ağır cezalardan ötürü haksızlığa uğramış "kader mah- kûmlan" da özgürlüklerine kavuşabilecektir. öme- ğin baklava çalan çocuklara verilen 8 yıllık hapis ce- zasını çok mu buluyoruz? O zaman yapılacak iş, 18 yaşın altındaki çocuklann yiyecek ya da değeri pek düşük şeyleri çalmalanna karşı verilecek cezayı ha- frftetici yönde yasa değişikliği yapmaktır. Böyle bir ya- sa değişikliğinden, ceza hukukundaki "lehe çıkan- lan kanunun uygulanması" ilkesi uyannca, içerdeki çocuklar da yararlanabilecektir. Aynı yöntem, döviz ve pankart asan, duvara yazı yazan çocuklar için de geçerlidir; düşüncesi nedeniyle içerde yataniar için de geçerlidir. Ama ısraria "af" diyorsanız, o başka bir şey. Ge- nel affa, toplumsal gelişmenin tanhsel açıdan önem- li aşamalannda toplumsal banşı pekiştirmek amacıy- la başvurmak mümkün. Fakat o zaman eşitliği gö- zetmek zorundasınız. Bunlan affediyorum, şunlan affetmiyorum diyemezsiniz. Aynı durumdaki kişilere farklı düzenleme ve işlem yapılması, kanun önünde eşitlik ilkesiyle bağdaşmaz. Böyle bir durumdan yal- nızea bir kısım mahkûmlar değil, katiller de, mafya babalan da, hortumcular da, işkenceciler de dahil ol- mak üzere tüm mahkûmlar yararianır. Engel olamaz- sınız. Dolayısıyla af sözcüğünü telaffuz ettikten son- ra "eşitlik şartı nedeniyle bu hale geldi" demek, tu- tarlı bir yaklaşım değildir. Bugün artık yalnız hukuk fakültelerinde değil, liselerde bile öğretilen yüzlerce yıllık eşitlik ilkesini, genel af ve özel af aynmını ve Ana- yasa Mahkemesi'nin gerek 1974 gerekse 1991 afla- nyla ilgili kararlannın gerekçesini, bizi yönetenlerin bil- memesi olanaksızdır. Gerek anayasamızda gerekse yasalanmızda de- mokrasi, güçler aynlığı ve insan haklanyla bağdaş- mayan yığınta kural dururken, sosyal ve ekonomik yaşamdaki adaletsizlikler doaığa ulaşmışken bunla- n düzeltmeye çalışmaksızın çıkanlacak her genel af, toplumsal banşı sağlamaktan uzak kalacak ve top- luma hiçbir yarar sağlamayacaktır. Tam aksıne ban- ka hortumculanna, hayali ihracatçılara, rüşvetçilere, mafya babalanna "yeni olanaklar" doğacak, bu soy- gun ve yağma düzeni sürgit devam edecektir. Çocuklarsa yine baklava çalacak ve 8 yıla mah- kûm edilecek, duvara yazı yazan çocuklara hortum- culardan daha ağırcezalar verilecek, insanlardüşün- celeri nedeniyle yine içerde yatacaklardır. Sonra bir af daha... Sonra?.. CHP'nin İstanbul İl Başkanı Ali Topıız tstanbulHaber Servi- si - Eski Imar Iskân Ba- kanı, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve is- tanbul Milletvekili Aü Topuz'un, CHP tstanbul İl Baskanlığı 'na atanaca- ğı belirtildi. Mehmet Bölük'ün is- tifasıyla boşalan CHP istanbul II Baskanlığı için uzun süredir kulıs- lerde Topuz'la birlikte pek çok isim konuşul- muştu. Geçen günlerde CHP Genel Merkezyö- netiminin, istanbul Ö Yö- netimi'ni görevden dü- şürmesi, yönetimden iki kişiyi Disiplin Kurulu'na vermesi ve bu durumun parti yönetiminde tartış- malara neden olması da istanbul tl Başkanlığı'na atanacak isim konusun- daki kulisleri hızlandır- mıştı. Atamarun bugün toplanacak MYK'de ya- pılacağı ve ardmdan da Topuz'un görevine baş- layacağı ifade edildi. 1970- 73 yıllan arasm- da da İstanbul tl Baskan- lığı yapan Topuz, o dö- nemde Bülent Ecevit'i başbakanlığa taşıyan isimler arasmda yer al- dı. Eski II Başkanı Meh- met Bölük, görevini To- puz'a devretmenin hu- zurunu taşıdığım, ata- mayı çok olumlu buldu- ğunu belirterek partinin toparlanma sürecinde, özellikle genç kuşakla- nn Topuz'dan öğrene- cekleri çok şeyin ol- duğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear