25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 KASIM 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Obez Amerika Vaziyet'in kapalı olduğu bir hafta boyunca Amerika Birieşik Devletleri'ndeydik... Önce, Obezite Kongresi nedeniyle Pasifik kıyısındaki Los Angeles'a gittik; obezite yani vücudun aşın yağlanması ve fazla kilolar konusunda bilgi aldık... Amerika'nın dünya kaynaklanndan fazlasıyla beslendiğini biliyorduk, ama Amerikalılann da fazla beslenme sonunda obez olup dertlerine derman aradığını doğrusu bilmiyorduk... Dünyanın bir kısmında insanlar açlıktan ölürken bir kısmında ise insanlann fazla beslenmekten şişerek patlamasa bile aşın kilolann yarattığı kalp, şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıklardan yaşamlarının tehlikeye girdiğini öğrendik... Sonra Atlantik kıyısına geçtik; her iki Amerikalıdan birinin obezitenin ilgi alanına girdiği yolundaki istatistiklerin sağlamasını New York sokaklannda obezleri yakından görerek yaptık... Aynntılan "Obez Amerika"da bulacaksınız... Elektronik posta: denizsom6cunihuriyefccoin.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Banka sahibi olacaklara yeni kriterler getirilmiş... "Paralar kraker gibi vendikten sonra!" ankalann içinin boşaltılmasına karşı baş- latılan operasyonlar, görünürde kimsenin gö- zünün yaşına bakmadan sürdürülüyor gi- bi... Bu işin "gibi"si varçünkü, kamuoyu işin ucu nereye kadar uzanıyorsa oraya kadar gidilece- ğinden pek emin değil... Buzdağının altı gizemini ko- ruyor... Gündem, farklı konularla ısındığında ya da ısıtıldığında banka soygunlannın soğutulacağı kuş- kusu bir köşede duruyor... Petrol-lş Sendıkası Araştırma Servisi'nin banka- ların batışına ilişkin yaptığı çalışma, kuşkuların hak- lı olduğunu gösterdiği gibi yeni batıklardan da söz ediyor "Emek karşrtı politikalardan vazgeçilmedikçe if- laslar sürecektir... Mevduat bankalarının 20'den faz- lası yüksek risk taşımaktadır. Bunlardan en az 4'ünün iflasının açığa çıkarılma olasilığı çok güçlüdür." Petrol-lş'in araştırmasında, sorunun "temiz" bü- rokratlarla çözülemeyeceği öne sürülüyor: "Bunca Sistem iflasa, yolsuzluğa ve sosyal adaletsizliğe karşın mev- cut politikalar ısrarla sürdürülmektedir. Kamuoyu şimdi dürüst bürokrat, dürüst bankacılarla sorunun çözüleceğine inandınlmaya çalışılmaktadır. Kamu yönetiminin 'dürüst bürokratlar'a şiddetle ihtiyaç duyduğu şüphe götürmez. Bu tür bürokratların ça- balan sorunun çözümü için gereklidir ama yeterli de- ğildir. Iflaslar sayesinde, sorunun bürokratlarla çö- zülemeyecek kadar karmaşık ve kirli olduğu açığa çıkmıştır. Sorun, bir sistem sorunu haline gelmiştir." Sistem, banka kredilerinin üretken yatınmlara yön- lendirilmemesi üzerine kurulmuş... Sistem, mali ope- rasyonlarla aşın kâr elde etmeye yönelmiş... Sistem, bankalara, üretimle ilişkisiz paradan para kazanma yolu açmış... Sistem, daha önce Merkez Banka- sı'nda, kamu bankalarında, bakanlıklarda ve Özel- leştirme Idaresi'nde görev almış bürokratları içi bo- şaltılacak bankalann başına getirmiş... Sistem, eme- ğin kazanımlannı ortadan kaldırmayı hedeflemiş... Bu sistem sayesinde özelleştirme, peşkeş çekme- ye dönüştüriilmüş... Şimdi ne olacak? Petrol-lş'in araştırmasına göre üç seçenek var: 1 - Hazine borçlanacak ve banka- lann borçlannı ödeyecek. 2- Hükümet yeni vergiler salacak ve bütçe kaynaklan borçlan ödemek için kul- lanılacak. 3- Batık banka hesaplarına getirilen dev- let güvencesi yok sayılacak. Petrol-lş: "Bankalarda batan 7-11 milyar dolara devlet güvencesi devam ettiğine göre diğer seçe- nekler uygulanacak ve bankaları batıranlar ödüllen- dirilmiş olacaktır. Bunun sonunda da eğitim, sağlık, sosyal hizmetlere çok daha az kaynak ayrılacak ve çalışanlann yaşam koşullan kötüleşecektir." Yani sistem sürecek... SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE CHP'nin etnik azınlıkları ve bir kartpostal Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'nden Basın Bürosu, Vaziyet'e yazılı bir açıklama göndererek, partinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısında "Etnik Azınlıklar Komisyonu" kurulması yolunda bir karar alınmadığını, kaldı ki böyle bir komisyonun parti programına ters düştüğünü bildirdi. Telefonla arayıp gazetelere de haber olarak yansıyan etnik azınlıklar komisyonu önerisinin nereden çıktığını sorduğumuz Bürosu, bu konuda daha fazla bilgi vermeye yetkili olmadığını söyleyerek açıklamanın Özel Kalem'den yapıldığını belirtmekle yetindi. Bu arada Bürosu aracılığıyla Kalem'in yalanlamak durumunda kaldığı Etnik Azınlıklar Komisyonu kurulması yolundaki önerinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yakın çevresinde bulunan bir Merkez Yönetim Kurulu üyesinden geldiği öğrenildi. Öneri sahibinin, olağanüstü kongreye parti üyesi olmadan katıldığı ve Baykal'ın listesinden yönetime seçildiği gündeme gelmişti. öte yandan, Vaziyet'e gönderdiği, Deniz Baykal kartpostalının üzerine "Bankalan soyan sermaye ve halkı ezenlerin Deniz Baykal'a düşmanlığı doğal" yazan ve adını açıklamaktan çekinerek altına "Akdeniz Üniversitesi Kemalist Gençlik" imzası atan kişi ya da kişilerin, Baykal'ın listesinden CHP yönetimine giren çok {<$ < yönlü bir sanatçının, bankasının içini boşaltan sermayenin gazetesinde yazariık yapıyor olması karşısında yeni bir kartpostal göndermesi bekleniyor. Nasıl Bir Cezaevi GÜLTEKİN TURANALP Emekh Yargıç Hâkimliğim sırasında cezaev- lerini zıyaret fırsatlannı kaçırmaz- dım. Eski bir kilisenin toprak ze- minine serilı şılteleri üzerine ço- ğu bağdaş kurup oturan ya da ya- tan sefil görünüşlü, kalabahk in- san ytgınlarını, küf kokan, yarı bş, tavanı alçak, badanası yer yer dökülmüş. demırlı küçük pence- rşV, en çok 40 m2'lik koğuşlara tıkılmış, hüzün dolu bakışlı bıtkın insanlan gördükçe, ceza verme- nin suçluyu sadece hapsetmek özgürlüğünden yoksun kılmak değil, ayrıca en berbat koşullar- da yaşatıp, onu sürüm sürüm süründürmek, işlediği suçun ce- zasını bir çeşit işkenceyle ödet- mek demek olduğu önyargısıy- la cezaevlerinin böyle düzenlen- diğinı sanırdım. Sonra da bu yapılanlann doğ- ru mu olduğu, yoksa asıl olanın insanlara işledikleri suçtan ötü- rü ceza verirken öte yandan onu tekrar suç işlemeyecek bir eği- tim duzeyine getırmeye çalışma- nın mı daha uygun olacağı yolun- daki düşuncelen kafamda evirir çevirirdim. İnsanlar tasarladıklan şeyi ger- çekleştirmeye çalışırlar. Ama ka- falarında planlanmış, geneliyle dökümü yapılmıştır. Bir genel prensip, bir beğeni biçimi onla- ra çalışmalarında yol gösterir. Genel yapı ana hatlanyla kafalar- da yer eder. Bir tümdengelip ya- vaş yavaş kişıyi yapacağı işte genelden özele, ana hatlardan aynntıları tasarlamaya iter. Mustafa Kemal'in vatanın kur- tuluşu yolunda kollan sıvarken nasıl bir ülke kurmayı kafasında ana hatlanyla tasarladığını ken- di sozlerinden çıkarmamak ola- sı mı? Hâkimlığimde sıra ceza ver- meye geldiğinde karşımda duran esmer, kara kaşlı, avurtlan çö- kük, kara gözlerinde "ben gere- kirse herşeyıyapanm, yeterkigüç bende olsun" ifadesı gizli, karma- kanşık saçlı, boylu boslu gence bakar, onun geçmişini, hangi ko- şullarda yetişerek bu hale geldi- ğini düşünür, iyi bir eğitimden geçmiş olsaydı nasıl çağdaş gö- rünüşlü, temız yüzlü bir genç adamla, büyük bir olasılıkla bam- başka bir ortamda karşılaşaca- ğımı hayal eder, içim acıyla do- lardı. Bilirdim ki, bu gencin de top- luma yararlı olmaya yönelik, su yüzüne çıkmak üzere fırsat bek- leyen tasanlan vardır. Ruhunun derinliklerinde, toplumda saygın bir yertutma hevesi gizlidir. Veher şeyden önce o bir insandır. Tıp- kı tüm bu çevremdekiler gibi. Herkes zanneder mi ki o öyle ötekıler de böyle olmak üzere, şaşmaz bir kaderin yönlendir- mesiyle dünyaya geldiler? O kö- tü ötekiler de iyi olarak yaratıldı- lar? Bu tür düşünceler ister istemez kararlanmı etkilemiştir. Hiç ol- rnazsa onlara, özellikle çocuk yaştakilere ve gençlere oldukça yumuşak ve aramızda önemli bir aynm yokmuş gibi davranışım, adımın baba hâkime çıkmasına yol açmış, öte yandan toplum düzenini koruma endişesi, hoş- görülü davranışımı ister istemez trenlemiştir. Ne zaman cezaevleri sorunu ortayâ atılsa kafamda cezaevi genel yargısı, bir başka deyişle cezaevi prototıpı aynntılanyla dal- lanıp budaklanır: Yerleşim yerinirı oldukça dı- şında geniş bir alan düşlerim. Dört bir tarafı kapalı, Selimiye Kışlası benzeri geniş bir yapıdır bu. Içinde, bannmayerleri dışın- da tam donanımlı bir ilköğretim okulu ve bir fise yer alır. Büyük- çe bir beden eğitimi salonunu, ge- nişçe bir kutüphane tamamlar. Gelenlerin ruhsal tanımını or- taya koyacak psikolog ve sosyo- loglar düşlerim. Bu kimseler, ay- nı zamanda, sorunlu olanlara, onlaria sürekli iletişim kurarak yardımcı olacaklardır. llk ve orta eğitimi noksan kal- mış olanlar, aynldıklan sınıflara katılacaklardır. Cezasüreleri izin venrse okullarını bitirip dıploma- lannı alacaklardır. Bu arada okul bitirenlerin ceza sürelerinde ma- kul oranlarda ındirim yapılması- nı öngören yasal düzenlemeter de yapılmış olmalıdır. Gelenlerin değişik yaşlarda ve öğrenim durumlarında olduğu düşunülürse, kütüphanelerin, jim- nastik salontannın ve çeşitli do- nanımlan içeren ışliklerin, zorun- lu eğitimlerini tamamlamış olan- lann günlerini, yeteneklerinin yön- lendireceği faydalı uğraşlaria ge- çirmelenne yardımcı olacağını kabul ederek, çerçeveyi tamam- lamaya çalışınm. Cezaevindekıler yapacaklan işlere göre değişik giysiler giye- cekler, erkekler kesinlikle tıraşlı, olacaklardır. Cezaevinde her hafta belirli gün ve saatlerde konferanslar düzenlenecek; uzmanlar, düzen- li toplum yaşamı, bilimsel ger- çekler, kim olduğumuz, nereden gelip nereye gittiğimiz konula- rındadüşünürierden ömekler ve- rerek herkesin anlayacağı şekil- de açıklamalarda bulunacaklar, konuşmalarının sorulu cevaplı olmasına dikkat edeceklerdir. Kitap okunması kesinlikle des- teklenecek, okuduğu krtabı özet- leyebilenler ödüllendirileceklefdir. Kuşkusuz ana hatlan öngörü- len doğrultuda olmak kaydıyla bu gibi düzenlemelerin daha da aynntılarına inmek olasıdır. Demek istiyorum ki, cezaevi- ne ortalama, paradan puldan başka bir şey düşünmeyen, ftr- satçı, sadece çıkannı ilgilendi- ren konulardayalınkat bikjisi olan, çıkarı uğruna her türlü hilebazlı- ğı ve kötülüğü yapabilecek, kap- kara bakışlı, saldırgan kişiliğini sadece üstün güç karşısında giz- lemiş, yaitakçı, fırsat kollayan bir tip girmiş; tüm bu uğraşlar ve yönlendirmeler sonucu dürüst olmaya eğilimli, oldukça btlgili, ge- niş dünya görüşüne sahip, baş- kalannın haklannasaygılı, güve- nilir, efendi bir tip çıkmış olsun. Cezaevlerini kötü insan alıp iyi insan üreten fabrikalar olarak dü- şünmek elbette ütopik bir yakla- şım olur. Ancak, daha iyi bir ya- şam için, sırf zamanında ilgilenil- memesi yüzünden yozlaşmış, çürümeye yüz tutmuş bireyleri topluma yeniden kazandırmak amaayla cezaevlenni eğitim ağır- lıklı kuruluşlar olarak düzenleme fırsatını da tümden tepmememiz gerektiği açık seçik ortadadır. Inancıma göre; tüm atılımlara tümdengelimle, bir ana fikirle başlanır. Cezaevlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin yaklaşım- da ana fikir, çağdaş insan yetiş- tirmek için, fırsattan yararianıp çaba göstermek, yani heryönüy- le eğitime öncelik ve ağırtık tanımaktır. HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ igulgec(a yahoo.com ÇtZGİLÎK KÂMİL MASARACI t ı ' - ' i . •' > ' . . - * . * ' • •" HARBİ SEMtH POROY semihporoy(Syahoo.com KEDİ LEVO APTÜÜKA TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Kasım lird* of the PtiTr bc» of th* Cky , noıirtjhfendıı.S mtnna o( ılıe burniag »UU-ng ın x Tn U i t »vftfong Wmd^ «ncffcfta" " ^ EN UZUN OMURLU GAZETE «66S'T£ BUG-ÛN, DÜNVAHIN İLK SASIU GAZSTB LERfHDEH "THE LONOON GA2£TT£ m IH6İLTEge LADI. , YILCHR YAŞAU/N/ SU/İOÜeeN 7BC GA2ETE OLA4AS/NÛ4N SELMEKTEDJ/i, HALEN İN6İ- Lİ2 KBALİYET MATSAASIHM BE£Mİ GAZE- TE OLAWK gAS/UVUrrzp/e. ÖTEPEN BERİ OIAYIAR/ ZAKMfJINDA İLETMB ZOUÜSÜN- OA PEK. nm OLMAYAN GAZeTE, *XAL fi. G£O£GE'UAj TAC6iyU£Sİf4İ 6AYS0HÜA VERMİŞTlf. YANOA, BİR VAŞINA YAMLAÇn. Ğl SlM&t MTl/tK V£REN LJO/YPG* YHNGI. NlNt İLETEN SAYISI 6Ö8ÜL£N*TVELON- Yaşam, kalbitt iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. TÜRKKALPVAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Ştpi/İSTANBUL Tel: (0212) 212 0707 (pbx)10Hat Faks: 10212)212 68 35 * Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nın yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberlerıyle sıvıl toplumların gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 GÖRÜŞ HUSEYÎN DUYGU Danimarka'da Gençlik Sorunları KOPENHAG - Danimarkalıyı tanımlamak gerekir- se, ilk anda akla disiplinli, çalışkan, ovünmeyi sev- meyen, soğukkanlılığını yitirmeyen bir insan gelir. Danimarka'da polisin bireylere karşı silah kullandığı pek duyulmaz. Bakanlar korumastz dolaşır, kimileri parlamentoya bisikletle gelip gider. Politikacılarla, yöneticilerle otobüste, trende, lokantada, herkesin gittiği yerlerde karşılaşabilirsiniz. Kimse onlardan imza ya da başka bir şey istemez, onlar da öteki in- sanlar gibi şehirde rahatça dolaşırlar. Danimarkalı- lar hemen her gün parklarda dolaşırlar, koşarlar. Da- nimarka'nın kızıl tilkileri şehir merkezlerindeki park- larda bile yaşamlarını sürdürürler. 11 Ekim akşamı sonbahann zevkini çıkarmak is- teyen Danimarkalı iki kız kardeş Kopenhag'ın mer- kezinde, en işlek bir caddede yürüyüşe çıkariar. Bir yandan mağazalann vıtrinlerine bakan bu iki kız kar- deş, bir yandan da kardeş kardeş sohbet ederter. Ba- zen de gökyüzüne, ayın, yıldızlann güzelliğine bakar- lar, böyle güzel bir akşamda yürtjyüş yapma olana- ğına sahip olduklan için kendilenni şanslı hisseder- ler. Akşamın geç saatlerinde birdenbire iki kızkarde- şin çevresini, yaşlan 11 ile 15 arasında olan yaban- cı gençler sarar. Kız kardeşlerden 30 yaşında olanı- nı şehrin herkese açık tuvaletine zorla sokan bu genç oğlanlardan iki tanesi, kadına sırayla tecavüz eder- ler. öteki gençler de diğer kız kardeşi tehditle sus- tururlar. Kız kardeşlerin yardımına kimse gelmez. Bu olay basında büyük bir yankı yarattı. Suç işle- yen küçük yaştaki gençlerin nasıl cezalandınlmala- n, ıslah edilmeleri gerektiği tartışılırken 23 Ekim'de Somalili 3 genç, 21 yaşındakı bir Danimarkalı kıza bir apartmanın bodrumunda tecavüz ettiler. Tecavüz olaylan, Danimarka'da suç işleyen yabancı gençle- rin durumunu gündeme yerleştirdi. İki tecavüz olayına da karışan gençler, Müslüman ailelerin çocuklan. Çocuk yaştaki bu gençlerin ana babaları, "Bizim çocuklanmız böyle birsuçu işlemiş olamazlar" diyordu. Böyle olsa da olaylara kanşan gençler suçlannı itiraf ettiler, kimileri tutuklandı, ki- mileri de ıslahevlerine gönderildi. Bu tür olaylar ırkçı çevrelere yeni malzeme olana- ğı sağlarken Danimarka hükümeti de suç işleyen gençlere karşı acil mücadele planı yaptı. Yeni plana göre suç işleyen kuçuk yaştaki gençlerin yerleştiri- leceği özel ıslahevlerinın sayısı 3 kat arttınlacak. Ada- let, sosyal ışler ve ıçişlerı bakanlannın ortak çalışma- sı olarak hazırlanan plan gereği, gençlere verilen ce- zalar arttınlacak, ıslahevlerinde kalacaklan süre uza- tılacak. Danimarka hükümetinin planında aynca, uz- manlann yer alacağı bir grup oluşturularak suç işle- yen gençlerin ıslahevlerine yerleştirilmesi ve özel eğitim programlannın geliştirilmesi de öngörülüyor. Parlamentodakı siyası partilerin büyük bir bölümü hü- kümetin bu acil planına tam destek verirken sağcı partiler verilecek cezaları yetersiz buluyorlar. Dani- marka yasalarına göre 15 yaşından küçüklere hapis cezası verilemiyor. Anımsanacağı gibi, geçen mayıs ayında Kopen- hag'da yapılan Galatasaray-Arsenal UEFA Kupası fi- nal karşılaşması öncesınde ve sonrasında Danimar- ka'da doğup büyüyen kimi Türk gençleri, ellerinde bıçak ve sopalarla Ingliliz holiganlarla 'Kopenhag meydan muharebesi' yapmışlardı. Basına, televizyon kanallanna verdikleri demeçlerde açıkça, "Galatasa- ray için öldürmeye, ölmeye hazınm" diyen ve Türki- ye'nin dilini, küttürünü doğru dürüst tanımayan bu gençlerin şiddet yoluyla seslerini duyurmak isteme- si Danimarka'da büyük tartışmalara neden olmuş- tu. Çok sayıda yabancı kökenli gencin Danimar- ka'da şiddet rüzgârları estirmesi, var olan yasaların ve ıslah yöntemlerinin yetersiz kalması, Danimari<a- lı politikacıları, uzmanlan harekete geçirmişti. Yabancı gençler tarafından gerçekleştirılen toplu tecavüz olaylannın önune geçmek için bir yandan ve- rilecek cezalar arttırılırken öte yandan gençlerin ıs- lah edilmesı ve bu tür olaylara karışmaması için çe- şitli girişımler başlatıldı. Özellikle yabancı kökenli ki- mi işsiz babalar, çocuklannın eğlendiğı, dolaştığı bölgelerde nöbet tutmaya başladılar. Kopenhag ya- kınlarındaki bir belediye, yabancı kökenli babalardan oluşturduğu birekibi, kısa bir kurstan geçirdikten son- ra göreve başlattı bile. Bu görevi üstlenen babalar, görev sırasında belediyenin sağladığı sarı renkli ce- ketleri giyiyoriar. Son dönemdeki ırza geçme olaylan üzerine, ya- bancı gençlerin yalnızca Danimarkalı kadınlara mı te- cavüz ettikleri sorusu gündeme geldi. Irzına geçilen kadınlann tedavi gördüğü hastanelerden Kopenhag Devlet Hastanesi yetkilileri, son birkaç yılda hasta- neye 120 kadar tecavüze uğramış kadının başvur- duğunu, bunlann arasında Müslüman kökenli ka- dınların sayısının az olmadığını söylüyor. Üstelik te- cavüze uğrayan çok sayıda Müslüman kadının ola- yı gizlemek için hastanelere başvurmadığı da bir başka gerçek. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/Tarlaveyol ^ kenarlarında yetişen, çiçek- 2 leri hekimlik- te kullanılan bir bıtkı. 2/ Ostü kapab olarak anlat- ma... Osman- lı ülkelerinde ticaretle uğra- 8 şan yabancı 9 uyruklulara verilen ad. 3/ Elektrik motor ya da dinamo- 1 [O larında devinimli bö- 2 lüm... Kötü. 4/ Ba- 3 demli kek... Uzaklık 4 işareti. 5/ Bir gıda 5 maddesi... Beyaz mermerde bulunan sert kısım. 6/ tzmir'in Kemalpaşa ılçesinin eski adı... Oyunda ce- zalı çocuk. II"— Cabbar": Tiyatro oyuncumuz... Rey. 8/ Ilgeç... Kökü yukanda, dallan aşağıda ol- duğuna ınanılan cennet ağacı. 9/ Yumurta biçimin- de yapılan ve sekiz deliği bulunan bir tür flüt. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kızılyara da denilen tehlikeli bir kan çıbanı. 2/ Piyangoda en küçük ikramiye... Bir nota. 3/ Yanıl- gı... Resmi bir erkek ceketi. 4/ Ispanyollann sevinç ünlemi... Soyundan gelinen kimse. 5/ Eski Iran ınanışında karanlık ve kötülük tannsı. 6/ Radyum elementinin simgesi... Bitkisel. II Bir işi yaptıra- bilme gücü... Bir nota... Öğutülmüş tahıl. 8/ Resim ve heykel sanatlannda varhklann biçimi... Bölme- li göçebe çadın. 9/ Dünyanın en yüksek sıradağı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear