25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2000 PAZARTESİ HABERLER YurtAşı seçmene oyhakkı • ANKARA (AA) - MHP Grup başkanvekilleri tarafından hazırlanan, yurtdışındaki seçmenlerin milletveloli seçimlerinde oy kullanmasını öngören yasa teklıfi, TBMM Başkanlığfna sunuldu. Buna göre, milletvekili genel seçimlerinde yabancı ülkelerde yaşa>an Türk vatandasiannın nüfuslannın toplamı 'yurtdışı seçim çevresı" sayılacak. Yabancı ülkelcrdekı seçim bölgelenni. konsolosluklar veya başkonsolosluklar oluşturacak. 'Demokrasi islemez oldu' • tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Maltepe MAKSEV Kültür Merkezi'nde "Ekonomı Darboğazında Emeğin Hakkı" konulu panelde >aptığı konuşmada, Türkiye'de demokrasinin işletilemez hale geldiğini savunarak bu nedenle ülkenin her zamankinden daha fazla konuşmaya, hak aramaya ve demokrâsiye ihtiyacı olduğunu söyledi. Çiller, demokrasinin en önemli temelıni oluşturan "hak arama'" mücadelesinin Türkiye'de engellendiğini ve sivil toplum örgütlerinin susturulduğunu öne sürdü. Gök'ün babası toprağa verildi • ANKARA (AA)-CHP Genel Ba^kanı Deniz Baykal. Ankara II Başkanı Levent (iok'ün cuma günü vefat edeıı babası Zekı Gök'ün cenaze törenine katıldı. Zeki Gök'ün cenazesi, Maltepe Camii'nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazuun ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze töreninde. CHP Genel Başkanı Baykal'ın yanı sıra CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz ile CHP Partı Meclisi üyeleri ve partililer de hazır bulundu. İşçi emeklilerine I ANKARA (ANKA)- Türkiye tşçı Emeklileri Cemiyeti Genel Başkanlığı'na 750 delegenin - oyunu alan tnci Koyuncu seçildi. Genel başkan yardımcılığına Kizım Ergün, genel sekreterhğe Gazi Aykın. genel mali sekreterhğe Fahri Şahin. genel sekreter yardımcılığına da Basri Keskın getirildı. 1351 işçi grevde • ANKARA (AA) - Toplu ış sözleşmesı görüşmelerinde uzlaşma sağlanamaması üzerine, Türk-tş ve DİSK üyesi 1351 işçinın çeşitli işyerlerinde başlattığı grevler sûrüyor. TÜMTİS 7, TEKSTİL sendikası 3, Basın-İş Sendikası Ue Petrol-Iş Sendikası 2. TOLEYİS ve Ağaç-İş sendikalan ile Birleşik Metal-tş Sendikası da örgütlü olduklan 1 "er işyerinde grev uyguluyor DlSK'e bağh Bırleşık Metal-lş Sendikası 'nın Komsa Elektronik işyerinde başlattığı grev ıse en yenı grev BM Genel Sekreteri Ânnan'ın taraflara sunduğu önerilere karşı çıktı Cem: Kıbrıs, Kosova olurTürkiye'nin Kıbns ve Ege konulanndan çekinmediğinin altını çizen Cem, "Ancak bu, yanlışlara destek olmak demek değil. Türkiye uluslararası hukukun gereğini yerine getiren ülke oldu. Buna karşın Yunanistan uluslararası hukuku kabul etmiyor" diye konuştu. Cem: Nice Doruğu'ndan çıkacak metin konusunda çok iyimser değOim. ANKARA (Cnmhuriyet Büro- su)-Dışışlen Bakanı İsmailCem. BM Genel Sekreteri Kofı An- nan'ın Kıbns konusunda tarafla- ra sunduğu önerilerin "sağhkhbir sentez olmadığuu" belirterek "Bu Kıbns'a banş getinnez. Tam ter- sinegeriyegötürür. Kıbns'ı Koso- va'ya, Bosna'ya çevirir" dedi. Türkiye'nin Kıbns ve Ege konu-. lanndan çekinmediğini, ancak "yannşa destek olamayacağını" vurgulayan Cem, KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın al- dığı görüşmeleri sürdürmeme ka- rannın desteklendiğini söyledi. Cem, TRT1 'de yayımlanan Pa- zar Panorama programında dış politikadaki son gelişmeleri de- ğerlendirdi. AB'nin Türkiye için hazırladığı katılım ortaklığı bel- gesinin Ankara'nın istediği bi- çimde düzeltilmesi olasılığını dü- şük bulduğunu belirten Cem, AB belgesi resmen ortaya çıkmadan Türkiye'nin ulusal programmı hazırlayarak AB'ye vermesinin anlamı olmadığını söyledi. Türkiye'nin Kıbns ve Ege ko- nulanndan çekinmediğinin be- lirten Cem, "Ancak bu, yanlışla- ra destek olmak demek değil. Türkiye uluslararası hukukun ge- reğiniyerine getiren ülkeoldu. Bu- na karşın Yunanistan uluslarara- sı hukuku kabul etmiyor, elinde medya desteğj var, Türkiye aley- hine propaganda yapıyor ve etki- li oluyor" diye konuştu. BM Genel Sekreteri Kofi An- nan'ı Doha'daki tslam Konferan- sı Örgütü toplantısında yaptıkla- n görüşmede uyardığını anımsa- tan Cem. şöyle konuştu: - tki tarafi dinlediniz ve bir sen- tez yapnnız. Bu sentez sağhklı bir sentez değildir, dedim. Kıbns'ı Kosova'ya, Bosna'ya çevirir. Bu- nun üzerine Annan. kendi değer- lendirmesinin non-paper olduğu- nu söyledi. Ama bunun da önem taşıdığını ve doğal olarak KK- TC'nin Türkiye'nin tepkisini çek- tiğini söytedim.Şimdi Denktaş bir karar aldı. Biz de onu desteklivo- ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ruz." Cem'in gündemdeki konu- lara ilişkin değerlendirmeleri özetle şöyle: AB belgesinden umutlu deği- iim: Şimdi asıl metin 8 Aralık'ta ortaya çıkacak. 4 Aralık'taki top- lantının ardından Nice Zirve- si'nde bu karar çıkacak. Ben bu- radan çıkacak metin konusunda da çok iyimser değilim. NATO demokratikleşmemizi olumsuz etküedi: NATO için Tür- kiye çok büyük fedakârlıklarda bulundu. Türkiye'nin demokra- tikleşme sürecine olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum. AB'nin maü yükümlülükleri: Bu konuda iğneyı de kendimize batrrmamız gerekiyor. Türkiye'yi AB ile müzakereye başlamış ül- kelerle kanştırmaym. Onlar ayn- ca yürüyor. Biz daha katılım or- taklığı belgesi aşamastndayız. Operasyon sürüyor Balina'da 2 kişi açığa alındı Gümrük Müsteşan: Gümrükler de yolsuzluktan payını aldı Gümrükkapılanmı denetim baskmıANKARA (AA) - Gümrük Müsteşan Nevzat Saygıhoğhı, gümrüklerin de "yolsuzluk ve kokuşmuşluktan" payını aldı- ğım belirtti ve gümrüklerdeki usulsüzlükleri önlemek için kapılara ani baskınlar yapa- caklannı söyledi. Saygıhoglu. toplumdaki aç- mazlann ve devlet yapılanma- sındaki bozulmanın her alana olduğu gibi gümrüklere de yansıdığını ifade etti. Saygıh- oglu, "Gümrükler de Türkiye gibL Yani yolsuzluk ve kokuş- muşluktan onlar da payını al- mış" diye konuşıu. Son dö- nemde en fazla eleştirilen gümrüklerin de ülkenin genel yapısından ayn tutulınaması gerektiğini kaydeden Saygıh- oglu, sadece gümrüklerin he- def almaığı rüşvet ve kanun dışı dış ticaret işlemlerinin ka- munun diğer birimleri ile özel kesimde de taraflan bulundu- ğuna dikkat çekti. Gümrük Müsteşan, bu ge- nel duruma rağmen kendileri- nin gümrüklere çekidüzen ve- riknesi için büyük çaba gös- sonrası kanun hükmünde ka- ramame Ue düzenlemekistedi- ğimiz teşkilatlanma konusu, bu defa kanun tasansı ile ger- çekleştirilecek. Iptal edilen ka- nun hükmünde kararnamele- re ilişkin tasanlar sanıyorum ocaktan sonra bir paket halin- • Gümrük Müsteşan Saygıhoglu, toplumdaki açmazlann ve devlet yapılanmasındaki bozulmanın her alana olduğu gibi gümrüklere de yansıdığını ifade etti. terdiklerini de belirtti. Güm- rüklerin otomasyona geçiril- mesi ile teşkilat kanununda yapılacak değişikliklerin bu yöndeki çalışmalann lokomo- tifı olduğunu anlatan Nevzat Saygıhoglu şöyle konuştu: "Yetki Kanunu'nun iptali de art arda Mecüs'te ele ahna- cak. Gümrüktepersonel konu- su da çok önemli. Personeti da- ha çağdaş hizmet için eğitme- ye çalışıyoruz. Yeni müfettişler alıyoruz. Bir yandan da güven bunalımını aşmaya gayret ecfi- yoruz. Yapüklanmız ve yapa- caklanmız ile doğrulara cesa- ret verirken sahtekârlann da korkmasuıı amaçladık." Saygıhoglu, gümrüklerin büyüteç altına ahnması çerçevesinde geçen hafta 80 gümrük müfettişi ve gümrük kontrolörü aracıhğı ile tekstil ve akaryakıt depolanan 40 antrepoya aynı gün, aynı saat- te ani baskın yapıldığını söy- ledi. Saygıhoglu, bu baskınlarda anrrepodaki eşyanın envanter kayıtlanna uyup uymadığınnı tek tek kontrol edildiğini kay- derek "Antrepolara yöneHk bu tür ani baskınlar da süre- cek" dedi. Saygıhoglu bundan sonra gümrükler için de 2 ayn dene- tim yöntemini uygulamaya koyacaklanm vurguladı. İZMİR (AA) - Kamuoyunda, "Balina operasyonu" olarak adlandınlan Izmir'deki hayali ihracat ve naylon fatura soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve çıkanldıklan Izmir DGM'ce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Izmir Deftardar Yardımcısı Mustafa Akkaya ile Hasan Tahsin Vergi Dairesi Başkanı Erol Doğan açığa alındı. Soruştunnada Yeşertekstil, Günceteks, Ezoteks, Izmeks, Güntürk, Yağızteks, Danca ve İTS şirketlerine, toplam 10 trilyon 343 milyar lira haksız KDV iadesi ödendiginin belirlendiği bildirildi. Akkaya ve Doğan, soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yamanlar Vergi Dairesi Müdürü Tahsin Koca'nm, 4 gün önce tutuklanmasmm ardmdan dün açığa alındı. tzmir Defterdar Yardımcısı MuzafTer Şen, "Kuşadası Fantasia Otel'de, hayali ihracatçılarla birlikte yabancı uyruklu kadmlarla eğkndiği r> iddia edilen Izmir Defterdar Yardımcısı tbrahim Metin ile Yeşerteks'e ödenen 307 milyar liralık haksız KDV iadesi konusunda Izmir DGM'de ifade verdi. Akkaya'nm ifadesinde, Yeşerteks'e ödenen 307 milyar lirahk KDV'de sorumluluğun meslektaşı Şen'e ait olduğunu, Şen'in bankayı uyarması gerektiğini söylediği öğrenildi. Akkaya'nm buifadesi üzerine Şen'in ifadesine de başvurulduğu kaydedildi. Akkaya ve Doğan, Yeşertekstil ile ilgili inceleme başlatümasına rağmen, 30 Temmuz 1999'da Basmane Vergi Dairesi'nden, bu şirkete 307 milyar lirahk haksız KDV iadesi ödenmesiyle ilgili sorgulanmıştı. Halen tutuklu olan Basmane Vergi Dairesi Müdürü Ahmet Atış'm, Ziraat Bankası'na 307 milyar lirahk çekin seri şekilde ödenmesi için yazı yazdığı, Buca Cezaevi'nde tutuklu bulunan Yeminli Mali Müşavir Tamer Büyükçoban'm ise bankaya giderek parayı çuval içinde aldığı ortaya çıkmışh. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Eğitım-Sen, Türkye'nin en önemli öğretmen örgütü. TOS ve TÖB-DER, geçmiş tarihimizin etkili öğretmen ör- gütleriydiler. 1968'li yıllarda öğret- menler, Türkiye Öğretmenler Sendi- kası'nda (TOS) toplanmışlardı. 12 Mart 1971 askeri darbesi, öğretmen- lerin örgıitünü de hedef aldı. TÖS Ge- nel Başkanı Fakir Baykurt ve arka- daşları lutuklandılar. Oğretmenlerin kendi sivil örgütlenmeleri yasaklandı ve kendı paralanyla yarattıklan bina- lar yağmalandı, el konuldu. 1970M yıllann öğretmen örgütü ise TÖB-DER'di. Bu örgütlenmeyi de 12 Eylül 1980 askeri darbe^ ı yok etti. Oğ- retmenlerin birikimine yıne darbecıler el koydular. Iki askeri darbenin ardırı- dan, bu <ez öğretmen evlerinin dev- letleştirilmesine karar verildi. Artık öğ- retmen evleri orduevleri gibi devlet kurumlan haline dönüştü. Oğretmen- lerden kesilen paralar, Milli Eğitimın kontrolü altına alındı. Eğitim-Sen'liler, devlet kontrolün- de yapılan öğretmen kutlamasını yıl- lardır protesto ediyorlar. Kendi sivil kutlamalannı tercih ediyorlar. Eğitim- Sen üyesi öğretmen Halil Karade- niz, diğer arkadaşlanyla Diriikte her yıl olduğu gibi 24 Kasım Öğretmenler Öğretmenler Gününde Öğretmen Evi Günü'ne katılmak yerine Suitanah- met'teki gösteriyi tercih etti. Halil öğretmen, sabahleyin yürüyü- şe gitmeden önce duygulannı dile ge- tirmek amacıyla bir karton üzerine düşüncelerini yazdı ve yürüyüşte bu dövizi taşıdı. Halil öğretmenin pan- kartında şunlar yazıyordu: "Banka boşaltmadık. Halkı dolandırmadık. Bu yuzden itibar da kazanamadık. Neden? Çünkü o bir öğretmen." Haül Karadeniz, herkesin çok be- ğendiği pankartını yürüyüş sonrası yanına aldı. Anadoluhisan Sabancı Öğretmen evinin duvarına yanında getirdiği kartonu astı. Vay sen misin asan? Bunu izinsiz duvara asma di- ye hemen uyanldı. Araya llçe Milli Eği- tim Müdürü bile girdi. Ona bu yazıyı duvara asamayacağı söylendi. Halil öğretmenin canı sıkıldı. Bugünün özel bir gün olduğunu ve bu yazının bugü- nü en güzel şekilde ifade ettiğine ınandığını söyledi. Böyle bir yasağın anlamsız olduğunu, eğerresmı birya- zı vermezlerse yazıyı indirmeyeceği- ni belirtti. Saktı ki işler sertleşiyor, pankartı duvardan indirip oturduğu sandalye- nin yanına koydu. Fakat bu arada Ha- lil öğretmen artık şüpheli bir sanık du- rumuna gelmişti. Öğretmen evinin müdürü Ayten Mit, telefonun başına geçti ve "Polis lmdat"\ harekete ge- çirdi. Biraz sonra semtin karakol po- lisleri öğretmen evine geldiler ve bil- dikleri, tanıdıklan Halil öğretmeni ka- rakola davet ettiler. Halil öğretmen 24 Kasım günüyle ilgili duygulannı dile getiren yazısıyla birlikte karakolun yo- lunu tırttu. Karakolda önüne birform uzattılar. "Içişleri Bakanlığı Şüpheli ve Sanık Haklan Fonm"u yazıyordu üzerinde. Üç saatlik bir bekletmeden sonra er- tesi gün savcılığa gelmesi için ser- best bıraktılar. Sonra savcılık süreci başladı. Halil öğretmen artık sanık. Devletin bir öğretmen evine müdü- rün izni olmadan yazı asmaya kalk- maktan sanık. Bundan sonrasının ne olacağını da bilmiyor. Belki de dava açacaklar. Size bir öğretmenler günü manza- rası. Eğer bu kurum oğretmenlerin si- vil örgütlenmesi olsaydı, bunlann hiç- biri başlanna gelmeyecekti. Kendi paralanyla oluşan binalannda kiracı gibi, itilip kakılmayacaklardı. ••• Önceki gün Tarsus'taydım. Tar- sus'un tarih kokan sokaklannda do- laştım. "Sen Pol Kuyusu" çevresin- deki taş evlenn bir kısmını Kültür Ba- kanlığı kamulaştırmıştı. Birsokaktaki evleri ise restore ediyordu. Kapılann- da oyma resimler bulunan, 1800'le- rin sonundan kalma bu taş binalara yeniden hayat geliyor. Anneannemin evinin olduğu Ta- bakhane Mahallesi'ne gittim. Oradan Remziye teyzemlerin tahta evine. "Hatice ana oturuyor" dediler. Tanı- yamadım, yaşlı bir kadın evden el sal- lıyordu. Tarsus Amerikan Koleji'nin futbol sahasına kapalı salon yapmış- lardı. Bizim futbol sahası yok olup git- mişti. Bir de ahşap kütüphane bina- sının yok olmasına canım sıkıldı. 1800'lerin ortalannda yapılan Stickler adındaki büyük bina restore edilmiş- ti. Oradan Gözlükule'ye tırmandım. Gözlükule, Tarsus deniz kenarında iken iiman olan tepe. Kleopatra ile Antonius bu limanda buluşmuşlardı. Mahalle kahvesinde yıllardır gör- mediğim çocukluk arkadaşlanmla derin bir geçmiş sohbetine daldık. Bi- lal, kolejden ve liseden sınrf arkada- şımdı, 30 yıldan bu yana ilk kez kar- şılaştık. Annesi, babası ölmüştü, kız kardeşiyle birlikte oturuyorlardı. Lise- den tarih hocamız Abdullah Küçük, aynı zamanda futbol takımımızın ant- renörüydü. Hâlâ gençliğini ve dinçli- ğini koruyordu. Hasan Atılgan, eşini yeni yitirmiş- ti. Ahmet abisi de Kıbns'ta ölmüştü. Yücel Öz öğretmenliğe devam edi- yordu. Saçlan ağarmış çocukluk ar- kadaşlanm birerbirergeliyorlardı. Ki- misini gözlerinden tanıyor, adını hatr- lamıyor, kimisini ise hiç tanıyamıyor- dum. Üç saat boyunca, geçmişe iliş- kin o kadar çok şey konuştuk ki... 20 yıl önce yitirdiğimiz sevgili arkadaşı- mız Erdal Sümer'i andık. Futbolcu arkadaşırnız Mustafa hastaymış. Ni- yazi ağabeyi göremedim. Gelecek sefer uğranm dedim. Uçak vakti yak- laştığında masadan zorla kalktım. özellikle Haydar Göfer hocaya uğ- rayamadığıma hayıflandım. Karma- şık duygular içinde Istanbul'a dön- düm. 2000Tİ YILLARDA ERDAL ATABEK liderlik Kültürümüz... 'Uderlik kültürû'nün bilinmesi, birtoplumdasade- ce yöneticilerin değil, yol gösterici, örnek olucu, davranış kalıplannı etkileyici işlevde olan herkesin tutumuna ışık tutmaktadır. Bu anlamıyla annelik ba- balık, öğretmenlik, aile büyüklüğü, yönetici konum- daki ara kademeler olan şeflik, yetkililik, amirlik, mü- düriük gibi işlevse) rollerin daha iyi anlaşılması çok önemlidir. Politik lideriikten başlayarak anne baba- lann çocuklanna davranışlan kadar her sosyal rol bir- birine benzer davranış kalıplan içinde uygulanmak- tadır. Geçen hafta vermiş olduğumuz liderlik tiplerini daha sadeleştirerek üçe ayınrsak: 1. Otoriter liderlik 2. Demokratik liderlik r 3. Koçluk tarzı lideriik Bu üç liderlik tipi, tutumu, davranışlan, değeryar- gılan, etkileri, çevre seçimi gibi çok yönlü özellikler- de farklılıklar gösterir. LOtokratik liderlik: Bu liderlik modelinde 'yetke', liderin kendisidir. Otoriteyi temsil eden lider, çalışmalannda kendisini değil de geçmişin ya da geleceğin hedeflerini öne çıkanrsa da bunlan kendi variığıyla özdeşleştirmiş- tir. 'llkeler', liderin ve dar çevresinin koyduğu kural- lardır. 'ömek kişilik' liderin kendisidir. Ona benzemek örgütte yükselme nedenidir. 'Beğeni ölçütû' liderin beğenisidir. 'Sloganlar'ı lider ve dar çevresi belirier. Lider, 'geliştirmez', 'kontrol eder'. 2. Demokratik liderlik: Bu modelde 'yetke', ortak saptanmış 'ilkeler'de- dir. Otorite olan 'ilkeler'\ temsil eden lider, çalışma- lannda 'ilkelerin geliştirilmesini, bu gelişimin yeni kadrolannı öne çıkanr. 'llkeler' geniş bir katılımla ko- nur ve sürekli gelişimi için de çaba harcanır. 'örnek kişilik', ilkelerin gelişimi için çalışan, uygu- lama modelleri üzerinde düşünen 'üretici ve yaratı- cı kişiliktir. 'Beğeni ölçütü', 'hedefi, ilkeleh veyön- temlerigeliştirme'y\eorantılıdır. 'Sloganlar'\ örgütün iç dinamiği belirier. üder 'kontrol etmez, paylaşır'. Paylaşmanın getirdiği büyüme amaçlanmaktadır. 3. Koçluk tarzı liderlik: Bu liderlik modelinde odak noktası 'geliştiricilik'tir. 'Yetke', geliştiren liderie gelişen kadrolar arasında paylaşılmıştır. Otorite olan 'gelişim'i temsil eden li- der, çalışmalannda gelişimin özümsenmesini, yay- gınlaştınlmasını amaçlar. 'llkeler' durağan değil, de- ğişimi simgeleyen dinamik bir yapıdadır. 'örnek ki- şilik', statü ya da etiket değil, 'geliştirici enerji' ile simgelenır. 'Beğeni ölçütü', geliştiriciliktir. 'Slogan- lar', örgütsel dinamiği yansrtır. Lider, kontrol etmez, geliştirir ve gelişimin düzenini gözetir. Şimdi bu üç liderlik tipine baktığımız zaman, gün- lük hayatımızda lideriik yaptığımız dönemleri daha iyi anlayabiliriz. Anne-baba olarak liderlik: Anne-babanın çocuklanna yol açıcılık dönemie- rinde seçmeleri gereken doğru lideriik, 'koçluk' ol- maktadır. Tıpkı birtakımın koçu gibi, anneler ve ba- balar da çocuklarının gelişimlerini arttırmaya dikkat '•efmelidirler. Çocuklarının gelişimiyle kendilerini de geliştirmeli, değişen dünyayı daha iyi algılama fır- satını yakalamalıdırlar. Ergenlik çağında annelerle babalar 'demokratik liderler' olmayı başarmalıdır- lar, çünkü bu döneminde gencin istediği 'aile içi demokrasi'd\r. Anne babalar için hiç uygun olma- yan lideriik modeli ise, 'otokratik liderlik'tir ki kültü- rümüzde en yaygın olan model de ne yazık ki bu- dur. Öğretmenin lidertiği: Ezberci eğitim modelinde öğretmen de kaçınıl- maz olarak 'otokratik liderlik' biçimini benimser. Çünkü, bilginin kaynağı ve tartışılmaz otoritesi ol- mak zorundadır. Bu durumda bile 'demokratik ve koç liderlik' yapan öğretmenler vardır ve onlar öğ- rencileri tarafından çok sevilerek tutumlannın ödü- lünü alıriar. öğretmen lideriiği, ancak 'demokratik ve koç liderlik' modelinde yapıldığı zaman 'payla- şıcı ve geliştirici' olur, bu da 'eleştirel düşünce eği- timi' modelinde en büyük verimi sağlar. Meslek açı- sından en sıkıntılı durumda olan öğretmenler 'de- mokratik ve koç tarzı liderlik' yaptıklan halde ezber- ci eğitim sistemini sürdürmek zorunda kalanlardır. Kuruluşlarda liderlik: Siyasal partiler olsun, kamu kuruluşlan olsun, hatta özel sektör kuruluşlannın çoğunda bile yöne- ticilik 'otokratik liderlik' modelindedir. Onun için de, toplum kuruluşlan ya da örgütleri değil, 'kişileri' ta- nımaktadır. Oysa, artık insanlann daha çok geliş- meye, yaptıklan işe katılmaya hem haklan hem de istekleri vardır. Bir toplumun gelişmesinde rol oy- nayan liderierin 'ilkelere dayanması', 'paylaşımcı olması', 'geliştirici olması', toplumlann gelişimi için son derece önemlidir. Lideriik kültürümüzün değişmesi, kültür değişimi- nin en önemli bölümü olarak geleceğimizi de etki- leyecek bir değere sahiptir. E-mail: erdal.atabek(5 mynet.com.tr Fax: 0212 513 90 98 EMEP 4. ythnı kuthıdı Emeğin Partisi (EMEP) îstanbul Ü Örgütü, parti- nin 4. kuruluş yıldönümünü. Bostancı Gösteri Mer- kezi'nde düzentediği şenlikle kutladL Şenliğe, EMEP Genel Başkanı Levent TüzeL partinin İstanbul İl Başkanı Mehmet Kıbçarslan, Yazarlar Sendika- sı'ndan Genel Başkan Cengiz Bektaş, Şükran Kur- dakuL öldürülen gazeteci Metin Göktepe'nin anne- si Fadime Göktepe, DtSK, KESK ve çeşitli sendika- lann temsUcilerinin yanı su~a yaklaşık 3 hin 500 par- tfli kaükfa. EsinA^ar, Grup Eskiz, İşçi Korosu. Eme- ğe Türkü Müzflc Grubu ve Edip Akbayram'uı sah- ne aldığı şenlikte. Türkiye'den insan manzaralan yansıtan muhTvizyon ve dia gösterimi de \apıldı. Şen- Kkte tstanbul İl Başkanı Mehmet Kıhçarslan, Yata- ğan'da, Tekel'deki işçi direnişlerinin partinin geldi- ğinoktayıgösterdiğmidilegetirdL(ALPER IZBUL)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear