23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM 2000 CUMARTESİ O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr ÖğretmenleriüSprunlan Çözüm Bekliyor Mustafa G A Z A L O Eğit-Der Genel Başkam, CHP PM Üyesi 2 4 Kasım, Atatürk'ün Mıllet Mektepleri'nde (ulus okul- lan) başöğretmenlığı üst- lendıği günûn yıldönümü. 12 Eylül yönetıcıleri, öğret- menlerin görüşünü almadan onlara birçok acılar çekirdikten son- ra bugünü öğretmenler günü olarak duyurdu. llk ögretmen olculunun açı- lışı olan 16 Mart 1848'ın yıldönü- münde meslegin gününü kutlamak da- hauygundu. Zaten meslek örgütleri ve ögretmen yetiştıren okuliar 16 Mart'ı Öğretmenler Günü olarak kutluyor- du. Son yıllarda ülkemizde 1LO ve UNESCO'nun "Öğretmenlerin Sta- tü Tavsiyesi''ni kabul ettığı 5 Ekım 1966 tarihınin yıldönümlen 5 Ekim Dünya öğretmenler Günü olarak kut- lanıyor. Aslında bınnı ötekine tercıh etmek yerine, 16 Mart'ı ulusal, 5 Ekim'i de Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlamak gerekır. Önemli olan öğretmenler gününün kutlanmasından çok sorunlannın çö- zümüdür. 12 Eylül'den bu yana dev- letin de desteğıyle 24 Kasım'larda öğ- retmenler günü kutlanıyor, ama yıllar- dır biriken sorunlannı çözmek için ciddı adımlar atılmıyor. 12 Eylül 1980'den önce öğretmenlerin daha az sorunu vardı. Toplum ıçinde, devlet ka- tında daha saygındı. Aldıklan ücretlc geçinebıhyorlardı. Yetıştınlmelen da- ha iyiydi. Özellikle çokpartıli düzene geçtikten sonra siyasal iktidarlar, öğ- retmenlen güdümleri altına almak ıçin onlarlaçokuğraştı. 12 Mart'ta, 12 Ey- lül'de en büyük darbeyi yiyen kesim- lerden bıri oldu öğretmenler. Bu sonuçta kutlanan günün suçu var demek ıstemiyorum. Sorunlann gündeme gelmesinde, öğretmenleri anmada firsat verdiği için günlerin ya- ran bile oluyor. Ama sorunlan çözme- ye yetmıyor diyorum. Ögretmen, köyünde, kentınde, ülke- nın her yerinde bin bir yokluk ve yok- sulluk içinde, kimi zaman caru paha- sına görev yapan kışidir. 1984 ile 19% arasında 152 ögretmen teröryüzünden yaşamını yitirdi. Bılgı ve teknoloji ne denlı gelişirse gelişsın öğretmenın ye- n doldurulamaz. Bir kişi, eğıtiminin herhangi bir aşamasında iyi bir öğret- mene rastlamışsa, aradan yıllar geçse de onu unutamaz. Onun kazandırdığı ilk alışkanlıklar yaşam boyu sürer. Öğretmenin ınsanı eğıtmesi, yetiş- tirmesi onu başka mesleklerden ayı- rır. Bunun ıçindir ki Atatürk öğret- menlere, "Cumhuriyeti biz kurduk, onu siz yükselteceksiniz. Sizden 'Fık- n hür, vıcdanı hür, ırfanı hür' kuşak- tar yetiştirmenizi istiyoruz" demiştır. "TEpeden ürnağa özgür insan" yetış- tirmek. Kolay bir ış değildir. Salt bıl- gi yetmez bunun ıçin, bılgınin yanın- da sevgi, ustalık gerekır. Çocuğa, gen- ce değer verip onu işin içerisine kat- mak gerekir. Bu iş de uzmanhk ister. Bu uzmanlığın adı da öğretmenliktir. UNESCO Genel Sekreteri Federi- co Mayor, 30 Eylül-5 Ekım 1996'da Cenevre'de toplanan Uluslararası Eği- tim Konferansı'nda yaptığı konuşma- da şöyle diyor: "Okuttann iyi bir biçimde donanl- ması kuşkusuz önemKdir. Ama öğren- dler için bundan daha önemtisiiyi öğ- retmenlerinin oimasıdır. Öğretmenler, gdeceğin bilgi tophununun mimaria- ndm" Bu yüzden tüm uygar ülkelerde öğ- retmenlik mesleğıne büyük önem ve- rilir. Her şeyden önce ögretmen aday- lan yetenekli çocuklar arasından se- çilir. öğretmen eğıtimi uygulamalı olarak yapılır. Ona birçok haklar ta- nınır. Meslek ıçi eğitimden geçirilir. Toplumda saygınhğını koruyacak bir ücret alır. ToplusÖzleşme hakkına sa- hip örgüt hakkı, eğitım programlan- nın hazırlanmasına katılma hakkı var- dır. Ne acı ki ülkemiz öğretmenleri bu hak ve olanaklardan yoksundur. öğretmenin aldığı ücret onun insan gibi yaşamasına, çocuklarını okutma- sına, kendini yenilemesine yetmez. Öğretmenlerin çoğu, dinlenmek, araş- tırmak, eğitim işleriyle uğraşmak ye- nne geçimini sağlamak için ikincı iş yapmak zorundadır. Sendika yöneti- minde bulunanlar ve etkin üyeler çe- şitli gerekçelerle yöneticiler tarafindan cezalandınlır. Eğitim yöneticilerinin çoğu meslekte başanlı olanlardan de- ğü, kayırmaylayöneacı oluşmuştur. Sık sık değışen eğitim sistemınde yapı- lan değişıklıklerde öğretmenlerin gö- rüşü alınmaz. Özellikle büyük kent- lerin öğretmenevlerinden, öğretmen- lerden çok üst düzey yöneticiler ya- rarlanır. Oğretmen için çoğu zaman yer doludur. Yer olsa da öğretmenin ge- zecek, dınlenecek yeterli maddi gücü yoktur. Öğretmenevlerinden yararlan- mak içm öğretmen kimliği yeterli de- ğildir. Aynca her yıl belirli bır bedel- le yenilenen onaylı kimlık gerekir. Mahkeme kararlanna karşın okul- larda öğrencilerden toplanan katkı paylan ısrarla öğretmenlere toplatılır. Kimı okul müdürlerinin, bakanhk yö- neticilerinin odası çok lüks döşendı- ği halde öğretmenler odasında ögret- men için oturacak, çalışılacak yeterli yer yoktur. Öğrenci ve öğretmenlerin yararlanacağı sınıfve okul kitaplıkla- n, laboratuvar, işlik,rehberlikve sağ- lık merkezleri çok azdır. Öğretmen lojmanları çok yetersizdir. öğretmen- lerin aldığı aylığın yandan fazlası ev kirasına gider. Sonuç: Bütün bu yokluğa, yoksul- luğa ve olumsuzluğa karşın köylerde ve kentlerde çocuklanmızı eğıten, bü- yük başanlar kazananadsızöğretmen- ler vardır. Kendısı okuyan, öğrencisi- ne okuma ahşkanhğı kazandıran, yurt ve dünya sorunlanyla ilgilenen, ör- gütlenen, hakkını arayan, öğrencisini, çevresini etkileyen, iz bırakan öğret- menler... Asıl eli ve alnı öpülecekler de bunlardır. Eğer öğretmen günleri boş sözlerle geçiştirilmek istenmiyor- sa, 12 Eylül'de elimizden alınıp Ha- zine'ye verilen TÖB-DER mallan, tü- züğü değiştınlerek bakanlığa bağlanan ve soyulan ILKSAN, gerekli yasal dü- zenlemeler yapılarak öğretmenlere gen verilmelidîr. Öğretmenlerin baş- ka sorunlannın çözümü için de ILO ve UNESCO'nun ortaklaşa kabul et- tiği ve bizim de ımzamız bulunan bel- genin kararlanna uyulmalıdır. Aşagı- da kimilenni sıraladığımız bu karar- lann acaba hangısı ülkemizde tam uy- gulanıyor? "Öğretmenin üeriemesinin büyük ölçüde öğretmen kidesinin eğitsel ve mesleksel niteliklerine bağh olduğu kabul edümeBdir." "Öğretmenlikmeskğihakettiğik»- musal saygınhğı görmeiidnv" "Öğretmenlerin çahşma koşullan, eğhimin en yüksek derecede etkinliği- ni sağlayacaknhelikte ofanahveöğret- menlere, kendilerini rümüyle meslek- sel uğraşlanna adama olanağı verfl- meödir'' "Öğretmen örgütlerinin eğitim po- n gereküğini kabul etmek gereldr" "Geleceğin öğretmenterinin yetişti- riinıegereksnnıimkaqdamakiçm,yet- kflimakamlar bu yetiştirmeyiyeterin- ceçekkikümahveuygunkururnlann- da yeterli sayıda yer sağlamahdır." "Yetkililer ve öğretmenler, öğreti- min niteük ve içeriği üe eğinm teknik- lerini beffi bir yönteme göre iyfleştir- meye yöneük hizmet içinde yetkinleş- tirmenin önemini kabul etmeüdttier." "Öğretmenlerin hizmete ahnma po- ntikası öğretmen örgütkriyle işbiıiiği yaparak hazuianmahdır.'' (1) (1) Prof. DrMesut Gülmez, Öğret- menlerin Statü Tavsiyesi (1996ILO- UNESCO Ortak Belgesi). "Hangisuç işlenirse işlensin, soruşturma han- gi sava dayanırsa dayansın, insanlann, hukuk devletının öngördüğü yol ve yöntemlerie sorgu- lanmalan ve yargılanmalan gerekir. Hukuk dev- leti bunun için vardır. Demokrası bunun için sa- vunulur. Eğerülkemizde demokrasi istiyorsak, ın- sanlık dışt bütün eylemlere -kime ve niçin yapıl- dığını düşünmeden- karşı çıkmak zorundayız" UğurMumcu(1985) Sevgılı Uğur Mumcu'ya nasıl 'yok' diyebilir- siniz? Öylesıne aramızda, öyiesıne canlı, öylesı- ne günün içinde!.. um:ag Vakfı Yayınlan'ndan yeni çıkan 'Bomba Davası ve llaç Dosyası' kitabının son satırlann- da "Eğer bugünden bu savaşı vermezsek yann ararruzdan binlen de Zverbey Köşkü'nde gibiyer- lerde gözlen kapanarak elleri ve ayaklan zincir- lenerek sorgulanır" diyor. Jiarşı çtkmak, doğrulan söytemek, yanlışa, hak- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Türkiye'nin Yarısı Merinos!' sızlığa direnmek!.. Gerçek aydının gö- revı değıl mı? Ama denecek ki, böyle aydın nerede, kaç kişı?.. Bugün, umut- suzluk çıkmazlann- da dolaşıyorsak, do- laştınlıyorsak nedeni, bizJerin; aydın, yazar, poli- tikacı geçinenlerin yüzündedir. Bir hükümet var yönetimin başında. Birbirine ters düşen, birbinnin karşıtı üç lıder, üç anlayış yan yana! Hepsının çıkan başka yerde, başka yön- de! Bın tutar, kendı yandaşı azılı suçlulan kurtar- mak ister. Biri tutar, banka soygunculannı düş- tüklen çukurdan kurtarmak, bir başkası karşröık- lan kaynaştırarak iktidar süresinı uzatmak!.. Bu arada öteden beri hangi çizgide, hangi inançta olduklan belli olanlar bütün bu pislikle- lann başında Sü- leymanBeyigörvi- yoruz. Bildim bileli büyük iş sahipleri- ni korur, onlarla iç- li dışlı, onlann uçak- lanndan, daha kim- bilirnelenndenya- rarlanır. Kardeşlen, Süleyman iktidartan boyun- ca ülkenin en büyük zenginleri olmuşlardır. Ye- ğenleri de... Bütün bunlan görmezlikten, duy- mazlıktan gelenlere sağır sultan mı demeli, yok- sa vurdumduymaz mı? Son olarak, Samsun'da yaptığı konuşma De- mirel fe/sefes/'nin ilginç bır ömeğı: "Bu ülkenin insanlan kendılenni güvende his- setmiyorsa, başlanna çeşitli sıkıntılann gelebi- leceği, haksalıklara maruz kalabilecekleh gibi düşüncetere sahiplerse, bu ülkede ağzınızla kuş rjQ,Ü^ür»ü örtmek.^basıodaV Neyazfckj bun^__ tu&antzhiçbirşeyyeşermez. Ulkeyiyönetenter hem liberaJ ekonomi, hem serbest piyasa eko- nomisi, hem liberalsryaset dryecekter, sonra da bu ülkenin adamlannı tuttuğu /ş/ yapmış oidu- ğuna pişman edeceksiniz." Bu sozler, mıtyarlan hortumlamaktan dolayı tu- tuklanan yegen beyın apaçık savunması değilse nedir? 'Bu ülkenin insanlan' yalnızca hortumcu işadamlan mıdır? 'Bu ülkenin adamlan' yalnızca banka batıranlar, türtü yasadışı tutumlarla yurti- çinde ve dışında servet üstüne servet yığantar mı- dır? Kırk yıl en sorumlu gorevieri üstlenmiş, ülke insanlannın yazgısında etkin olmuş bir kişi, bü- tün bu sözlerden sonra kalkıyor, "Bunlan söyle- mek bana düşer" buyuruyor! Yetmiş mılyon in- sanımız bütün bu soygunlan, pıslıkleri koruma- ya çalışanlan ne zaman gerçek yanıyla tanıyacak? Bizier, sızler olup bitenleri anlamayan, anlamaya da çalışmayan birer 'koyun' muyuz? Galiba çok haklı Tatlıses; o halı reklamında de- diği gibj 'l'ürkiye'nin yansı Merinos"... PENCERE ÇağPi!.. Oral Çalışlar ikide bir - Abi, diyor, cezaevlerinde açlık grevine yatan çocuklar için bir şeyler yapaJım... - Ne yapalım?.. "Hapishanelerde ölümle becelleşen hastala- ra dönük bir 'Cankurtaran Köprüsü1 kuralım" dedik; girişim sürüyor, ama, tam sonuç alama- dık. Ya açlık grevleri?.. ölüm oruçlan?.. Tedirgınlik, kapkara bir sinek gibi insanın çev- resinde vızıldıyor. • Cezaevterinden mektuplar geliyon Çanakka- le'den Murat Bahçeli yazıyor "... bineyakjn tutsak açlık grevinde. 20Ekim'de başlayan eylem, ölüm onjçlanyla sürecek. ölü- meyatarak haklılığımızj herkese anlatacağız. Na- muslu ve dûrûst insanlann bizim yanımızda yer alacağına inanıyoruz. Basın, F tipi cezaevlehni överken bizim direnişimizi gönmezden geliyor." • Bir hapishane gerçeği var.. Bir de dışardaki gerçek.. Bu ikisinin birbirinden ayn ve uzak olduklannı kendisini "tutsak" bilen gençlere duyurmak bir görev... Dışardaki dünya nasıl?.. Kimisi için "yahey", kimisi için "toz duman", kimisi için "piyasa", kimisi için "dedikodu", ki- misi için "magazin", kimisi için "uçukluk", kimi- si için "soygun", kimisi için "çıkar cangılı"', kimi- si için "korkuvesinmişlik", kimisi için "köşeyidön- meyanşı..." Ya benim için dışansı nasıl?.. Boşverin bana. Ve benim gibilerine.. Çünkü bizier, ıçensi ile dışansı arasında, adı kon- mamış bir uzamda yaşıyoruz. • Açlık grevleri dışardaki -ve de içerdeki- kaşar- lanmışlara vızgelir. ölüm oruçlan tıns gider. Bir ömür boyu bu katianılmaz yükle birlikte ha- yatı göğüslemek, bir yazar için taşınabilecek bir yük değiidin ama, yine de Nâzım'ın dizeleriyle çağınyorum: "Insanlar sizleri çağınyorum: - * kitaplar, ağaçlar ve balıklar için, buğday tanesi, pirinç tanesi ve güneşli so- kaktariçin, Ûzüm karası saçlar, saman sansı saçlar ve ço- cuklar için." Insanlar sizleri çağınyorum.. Çocuktan ıçerde ölüme yatmış analar için!.. l İFTAR VAKTİ CEPYAYIN Ramazan ayı boyunca her gün, illere göre iftar vakitlerini cep tele- fonunuzda görebilirsiniz. Telsim'in CepYayın adını verdiği ücretsiz böl- gesel yazılı mesaj yaymlama hizmeti, yayina girdi. Yararlanmak için, menüden Vayın bölümüne girip 5Vi tuşlamanız yeterlidir. Daha da aynntılı bilgi almak için, Telsim CepShop'ları ya da 444 0 542 Telsim Müşteri Hizmetleri'ni arayabilirsiniz. CepYayın'da yenilikler sürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear