25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KASIM2000SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Siyanürle altına karşı yola çıkan Bergama köylülerinin Kuvayı Milliye Yürüyüşü sona erdi 'Arnl• Bergama köylülerinin yabancı şiıket Eurogold'un "siyanürle altın" çıkarma girişimine karşı 11 y ıldır sürdürdüİderi mücadelenin ikinci aşaması olan 8 günlük " Kuvayı Milliye Yürüyüşü" dün hedefine ulaştı. Köylüler, 13 FCasım 2000 Pazartesi günü başlattıklan yürüyüşlerinin son noktası olan Çanakkale-Şehitler Anıtı'na ulaştılar. . . OZANYAYMAN ÇANAKKALE-Bergamah köylü- lerin, yörelerinde "siyanürie altm ç> karma" girişimine karşı başlattıklan "Kuvayı Milliye Yürüyüşü", Çanak- kale Cumhuriyet Alanı'nda sona er- di. Kente gırerken kendilenni karşı- layan büyük kalabalığın alkışlanna çiçekler atarak karşılık veren köylü- ler, Türkiye'nin emperyalizme teslim olmayacağını belırttıler. Boyunlanna astıklan mahkeme kararlanyla Ata- tûrk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunan ve ağızlan bantlı olan köy- lüler, "Arük mahkeme kararlan ko- nuşacak. Biz bu kararlan tüm Türki- ye'yi dolaşarak insanlara gösterece- ğiz. Biz çok konuştuk; artik hukuk konuşsun" dediler. Bergamalı köylülerin, yabancı şir- ket Eurogold'un "siyanûrie amn çı- kanna"ginşimınekarşı 11 yıldır sür- dürdükleri mücadelenin ikinci aşa- ması olan 8 günlük "Knvayı Milhye Yûrüyüşû" dün hedefine ulaşu. Köy- lüler, 13 Kasım 2000 Pazartesi günü başlattıklan yürüyüşlerinin son nok- tası olan Çanakkale-Şehitler Anıtı'na ulaştılar. Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı uğruna şehit düşenlerin çizgisinde olduklarını vurgulayan 200 kişilik köylü konvoyu, Çanakka- le'ye dün sabah saatlerinde girdi. Türkiye'nin çeşitli kentlerinden ge- len sivil toplum örgütleri, dernekler, sendikalar ve kuruluşlann temsılcıle- riyle birleşen köylüler, kent merkezi- ni geçerek Atatürk Anıtı önüne gel- diler. Köylülere burada CHP Çanak- kale tl Başkanı ErhanTez ve parti yö- neticilerince çiçekler verildi. Köylü- ler, sivil toplum örgütleri, sendikalar, dernekler ve üniversite öğrencüeri- nin de katıldığı, "Haüaz, hakbyız, ka- zanacağız" ve "Türkiye, Afrika <A- mayacak" sloganlannı attılar. Köylülerin sözcüsü OktayKonyar, suç işlemeden, şıddete başvurmadan ve provokasyona gelmeden 300 kilo- metrelik Kuvayı Milliye Yürüyüşü'- nü tamamladıklannı söyledi. Erozyonla Mücadele Haftası başladı. Hayrettin Karaca, tanm desteğinin azaltılmamasını istedi 'IMF'nin isteği endişe verici'Istanoul Haber Servisi-TE- MA Vakfı'nın düzenlediği "Erozyonla Mücadeie Hafta- sı" Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de katıldığı bir törenle açıldı. TEMA Vak- fı Başkanı Hayrettin Karaca, Dünya Bankası ve IMF'nin Türkiye'ye dikte ettirdiği ko- şullar arasında "tanma veri- len desteğin azalblınası''nın en çok endişe vericısı olduğımu ifade ederek Atatürk'ün "Va- tan toprağı kutsaldır. kaderine terkedüemez" sözlennı anun- sattı. Törende, erozyonla sa- vaşım konusunda duyarlı ya- yınlanndan dolayı gazetemız Yayın Kurulu Başkanı ve ya- zan tlhan Seiçuk'a ve destek veren kuruluşlara teşekkür plaket verildi. Türkiye Erozyonla Müca- dele Agaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı'nın (TEMA) Türkiye lş Bankası Genel Müdürlüğü Iş-Sanat Oditoryumu'nda düzenlediği törende konuşan Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer, tûm Erozyon konusunda duyarh yayınlanndan dolayı gazetemize ve diğer kuruluşlara plaket verikfi. ( Fotoğraf: HATİCE TUNCER) yurttaşlan erozyonla savaşım konusunda duyarlı davranma- ya çağırarak "Gerekli öniem- ler ahnmadığı ve bilinçli bir sa- vaşım yürütülmediğinde Tür- kiye çöl olma tehlikesiyle kar- şı karşıya kalacaknr" dedi. Orman Bakanı NamiÇağan ise konuşmasında, Türkiye'de yılda 500 milyon ton toprağm, deniz, göl ve su havzalanna sürüklenmekte olduğuna dik- kat çekti. TEMA Vakfi Başkanı Hay- rettin Karaca ise bir ulusun güvenliğinin, gıda güvencesi- ni sağlamaktan geçtiğini be- lirterek şöyle devam etti: "Dünya Bankası ve IMF'nin Türkiye'ye dikte ettiği konn- lar içinde en fazla endişe veren konu 'tanma verilen desteğin azaltılmasf dır. Bağunsızhğı- miZl Itayanmamn tek VOİU top- raklarunızı verimli kümaknr. Uhı önder Atatürk'ün ' Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez' sözünden ha- reketle toprağı kaderine terk edemeyiz." Karaca daha sonra TEMA Vakfi Başkan Vekilı Nihat Gökyiğit ile birlıkte "MeşeH" türküsünü söyledi. TEMA'ya destek veren hemşire, öğrenci, muhtar, or- man muhafaza memuru, i- mam gibi çeşitli mesleklerden gönüllüler, iş kıyafetleriyle geldikleri törende kısa birer konuşma yaptılar. Gönüllüler arasında işadamı Sakıp Sa- baoa da bir konuşma yaptı. Konuşmalann ardından Cum- hurbaşkanı Sezer, erozyonla mücadeleye duyarlı yayınla- nndan dolayı Cumhuriyet Ga- zetesi adına Yayın Kurulu Başkanı bhan Seiçuk'a ve desteklerinden dolayı çeşitli kuruluşlann temsilcilerine plaket verdi. Hayrettin Karaca da Cum- hurbaşkam Sezer'e teşekkür sertifıkası sundu. Cumhurbaşkam Sezer, dün Sağlık Bakanı Osman Dur- muş ile birlikte Dr. Siyami Er- sek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştır- ma Hastanesi'nin açüışını yaptı. Sezer, akşam saatlerin- de de Taşkışla'daki Deneme Bilim Merkezi'ni ziyaret ede- rek "Istanbul Bilim Merke- zi'ne Doğru" sergısinin açılı- şuıı yaptı. Bilim Merkezi Vak- fi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ersin Anoğhı'yla "tstan- bul Bflim Merkezi'' için tem- sili ilk çıviyi çaktı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Gazetemize cezaya bozma karan Istanbul Haber Senisi - Yargıtay 4. Hukuk Da- iresi, tstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, Cumhuriyet Gazetesi ve Genel Yayın Koordinatö- rü HikmetÇetinkaya'nın Fethullah Gükn e 200 milyon lira manevi taz- minat ödemesine ilişkin karanmbozdu. Fethullah Gülen, Hik- met Çetinkaya'mn "PoB- tika Günlüğü" köşesinde 17 Mayıs 1994 tarihinde yayunlanan "105 okul" başlıklı yazıda kişilik haklanna saldında bulu- nulduğu iddiasıyla 500 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Istanbul 10. Asliye Hukuk Mah- kemesi, söz konusu yazı- da geçen "Fethullah'uı marifederi Mtmivor. Şe- riat düzenini savunan Fethullah ve yandaşlan, kurban derilerinden top- ladıklanparalangizUka- salanndasakhyor", "La- ik Cumhuriyet'in temeti- ne dinamit koymak için her yohı mubah sayan bir kjşidir", "Sahte Müslu- manlar", "Karayobazçe- tderi", u Bu kez dikkat edin bu yobazlara ve sofu- lara" sözlerinin gerçeği yansıtmadığı gerekçesiy- le Cumhuriyet Gazetesi ile makalenin yazan Hik- met Çetinkaya ve Yazıiş- leri Müdürü tbrahim Yü- dız'ın 200 milyon lira manevi tazminat ödeme- sine karar vermişti ve ka- rar temyiz edihnişti. Yar- gıtay 4. Hukuk Dairesi karannda Çetinkaya'mn söz konusu yazıda lzmır DGM'nin 1987/86 esas sayılı karanndan aktarma yaptığı ve söz konusu ha- ber nedeniyle Çetinkaya aleyhine açılan davanın beraatle sonuçlandığı ammsatıldı. Kararda "Davacı hak- kındaki haber- yorum, eleştiri kapsamındadır. Bu nedenle de dava red- dedümehdir-' denildi. 'Beyaz Uyarı Eylemleri' Hekimler yann iş bırakıyor tstanbul Haber Servisi - Türk Tabıplen Bırhğı (T- TB) tarafindan hazırlanan "Hekimlerm maK haklan- nın rvikştirilmesine yöne- Kk öncetikli yasa tasansT önerilerinin TBMM gün- demine girmesi için başla- tılan "Beyaz uyan eylem- leri'' kapsamında hekim- ler yann iş bırakıyor. TTB'nin, yasa tasansı- nı hekimlerin onayına aç- masının ardından geçen hafta Türkiye genelinde Beyaz Uyan eylemleri başlamıştı. Bir haftadır yakalannda siyah kurde- lalarla çalışan sağlıkçılar, eylemlerine devam ediyor. TTB etkinlik kapsamın- da hekimlerin dikkat et- mesi gereken kurallan şöyle sıraladı: • Birincı basamak sağ- lık hizmeti sunan birimler dahil olmak üzere, acil ta- nı ve tedavi endikasyonu olan hastalann bakımı ak- satümayacak, • Çocuklann, hamilele- rin, dializ hastalannın, yo- ğun bakım hastalanmn ve kanser hastalannın her türlü tıbbi tedavisi aksatıl- madan yapılacak, • Bütün hekimler eylem boyunca hasta ve yakınla- nna eylemin amacıtu açıklayacak. Hayalinizdekinden daha fazlasını isteyin... ...Ve tadını çıkarın! S i z i s t e y i ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Avrupa ve Biz - < Geçen hafta, gerçekten dramatik kimi gelişme- ler yaşadık. lyi niyetli, kimi süper zekâlı arkadaşJa- nmızın hayallerinın aksine; günümüz Avrupası'nın ve Avrupalı'sının, bizim hakkımızda neler düşündüğü- nü ve nasıl çrfte standartlar içinde olduğunu gördük. Türkiye'ye karşı böyte haksız değerlendirmeler içinde bulunan Batılı "dostlanmızın" (!), haklı otduk- lan bazı noktalar da var. Ülkemizde garip bir demok- rasi uygulanıyor. VeAvrupa Biriiği üyesi devletler ve Avrupa Parlamentosu üyeleri; bize karşı ne denli haksızlık içındeyseler, bizzat devletimizin kimi ya- salan ve uygulamalan da, aynı derecede haksız. Bu haksızlıklan, biraz aşağıda irdelemek nıyetındeyim. Şimdi başka bir noktayı ele almak istiyorum. ••• Kimi arkadaşlanmız; "Avrvpalı'nın", bize karşı herhangi birtavn olmadığını ve nitelikli Türk insanı- na, herhangi bir önyargı olmaksızın yaklaştıklannı zannederler. Oysa ki bu düşünce çok yanlıştır. Yıllarca önceydi. Almanya'da, Münihte bir arka- daşıma konuk olmuştum. Almanya'da yıllarca çalı- şan, kansı Avusturyalı, eğitimli bir insan olan bu ar- kadaşım; vatandaşlanmızın kötü davranışlara uğra- masının nedeni olarak, bu vatandaşlanmızın eksik- liklerini görüyordu. Kendinin heryerde saygı gördü- ğünü ıddıa ediyor ve her yerde saygı görecegınden emin bulunuyordu. O zamanlar çifte vatandaşlık ol- madığı gibi, Alman vatandaşlığına geçmek de iyice zordu. Bütün gece tartıştık. Ama birbirimizi ikna edeme- dik. Zaten ne benim ikna olmaya niyetim vardı, ne de arkadaşımın. Tartışmalanmız, kimi zaman kıncı noktalara bıle uzandı. Bir gün sonra birlikte Salzburg'a, Avusturya'ya gi- decektik. Arabaya doluştuk ve Münıh-Salzburg oto- yoluna (Autobahn'ına) çıktık. Bu yol, hafta sonlann- da, bizım Fındıklı-Beşiktaş yolunun akşamüstlerin- deki durumuna benzer. Herhangi bir pasaport ve gümrük kontrolü olmamasına rağmen, sınırdaki kuyruklar uzar da uzar. Herhangi bir pasaport ve gümrük kontrolü olma- dığını söyledım ama, bu herkes için geçerti değil el- bette. Nitekim, biz sınıra gelip, herkes gibi pasaport- lan camdan gösterdiğimizde, görevliler herkese yaptıklan gibi, "Ç3eç..." demediler ve yan tarafı işa- ret ederek, "Sizi böyle alaltm..." dediler. Kendini "eşit" sanan ve her yerde saygı görece- ğinden emin olan arkadaşımın yüzüne baktım. K/i- ce canı sıkılmıştı. "N'aber" dedim, "Baksenin Ingi- liz kumaşı elbisen, bizi vebalı muamelesinden kur- taramadı". Kusuru, benim bıyıklanmda bulmaz mı... "Senin kara biyıklann olmasaydı, hiçbir sorun ol- mazdı..." (Benim arkadaş şimdi Alman vatandaşı ve artık kimse ona vebalı muamelesi yapmıyor. Yaz aylann- da da, tatile Türkiye'ye geliyor) x . ••• : Evet Avrupa ve Avrupalı, bize haksızlık yapıyor. Ama bizi yönetenler de bize haksızlık yapmıyor mu? Bir ara, "öteki Türkiye" lâfı dolaşmıştı. Yanlış mr, yalan mı? Türkiye'de, iki ayn Türkiye yaşanrruyor mu? n'm\j Bundan 20 yıl önce, hain bir oyun sahneye KQV-, dular. Gitgide tırmanan bir anarşi ve terör, insania-., n canından bezdirdi. ve sonunda 12 Eylül 1980'de, birilen bizi "kurtardı", Fakat kurtancılardan kurtul- mamız, bir türlü mümkün olamadı... 12 Eylül yönetimi; Türkiye'nin ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlardaki tüm yasalannı, 1983'ün Nisan ve Ekım aylan arasında degiştirdı. Zaten 1982 Anayasası, "baskıcı" bir propaganda dönemi son- rasında açık farkla kabul edilince, başımıza neler ge- leceğini anlamıştık. Gençler, bir sürü şeyi bilmiyor. Rakamlara bakı- yor, "Anayasayı halkın yüzde doksanı benimsemiş" diyor. Ama o dönemde; "lehte konuşmanın ser- best, aleyhte konuşmanın yasak olduğunu", bilmi- yortar. Nereden bilsinler? Böyle şey akla gelir mi? Üniversrteler Yasası, Sendikalar Yasası, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası, Demekler Ya- sası, Siyasal Partiler Yasası, Seçim Yasası vb., tüm yasalar degıştınldı. Eğer bugün demokrasimiz, birkaç parti liderinin iki dudağının arasına sıkışmışsa; bunun nedeni, si- yasal yaşamı düzenleyen yasalann zaaflandır. Eğer bugün sendikalann içi boşalmışsa; bunun nedeni, çağdışı sendikalar yasası değil midir? Neden bugün halkımız okumuyor? Televoleleri, paparazzileri kim seyrediyor? Komünizmle mücadele edebiliriz zannıyla; Islamı siyasallaştıran, ya da en azından siyasallaşmasına göz yuman yönetimler, nasıl iktıdara geldi? Ve bugün, Avrupa'nın bize karşı haksız tutumu- na içerliyoruz. "Ne oldu bize" diyoruz. Acaba ne ol- duğunu ve neden olduğunu, bilmiyor muyuz? Bu denli kör müyüz? Biz, özgüvenimizi kendi kendimize sağlamazsak ve onurlu bir "çıkış" yapacak gücü gösteremezsek, nasıl saygı bekleyebiliriz? Kendi kendisine saygısını yitiren bir toplumu, baş- kalan neden saysın? Hekime gidilmîyor Diş sağlığı bilinci oluşmadı lstanbul Haber Servisi - Istanbul Dişhekımleri Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, Türkiye'de en yayguı enfeksiyon has- talığının diş çüriikleri ve diş eti hastalıklan oldugu- na dikkat çekerek "Yeni bir yüzyıhn başlangKinda üçüncü dünya ülkeieriyle aynı göstergelere sahibiz. Çocuklanmızın yüzde 83'ünde diş çürüğü görü- hlyor" dedi. Türk Dişhekimleri Bir- iiği (TDB) ve tstanbul Dişhekimleri Odası üyele- ri bilimsel diş hekimligi- nin kuruluşunun 92. yıün- da bir araya geldi. Taksim Atatürk Anıtı önünde ya- pılan anma töreninin ar- dından "20- 25 Kasım Top- hun veDişSağhğıHaftaa" etkinlikleri kapsamında diş hekimlerinin katıldığı toplantı gerçekleştirildi. Toplumda diş sağlığı bi- lincinin tartışıldığı toplan- tıda konuşan lstanbul Diş- hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Yücel, diş çürüğü ve diş eti hastalık- lannın toplumun genelin- de yaygınlaşhğma dikkat çekti. Yücel, Dünya Sağ- lık Örgütü'nün (WHO) 2010 yılmda her yüz ço- cuktan lO'undadişçürüp görülmesi hedefine karşı- lık tstanbuFda 6 yaş grubu çocuklarda yüzde 89 ora- nında diş çürüğünün sap- tandığını söyledi. Diş macunu kullanımı- nın kişi başına sadece 75 gram düştüğünü ıfade e- den Yücel, 3 kişiden biri- nin de diş fırçası kullandı- ğını vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear