22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya 0 Yazuşlen Mudürû Ibrahim Yüdız • Sorumlu Müdür Fikret Ükiz # Haber Merkezı Müdüru. Hakao Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yüdınm # Ekonomı. Özlem Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdâlkadir YSeelman • Makaleler: Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotograf Erdoğan Köseoğla • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Habc'rlen Mehmet Faraç Yayın Kunılu. tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ibrahim Yüdız. Orhan Bursak, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Atatüık Bulvan No. 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H. Ziya Blv 1352S lOTd 4411220, Faks:4419117«AdanaTemsdcısi- Çetin Viğenoğlu. Inönü Cd. 119 S Nol Kat:l, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 MüesseseMüdürii' LT stön Akmen 0 Koordınatör' Ahmet Korulsan • Muhasebe. Bülent Yener • Idare Hüseyin Gürer • Satış. Fazilet Kuza MEDYA C: • Yonetım Kurul Başkanı - Genel Müdür. Gfilbi Erduran # Koordmatör Refa Işıtman • Genel MudürYardımcıs SevdaÇoban Tel 514 07 53 51395 80-51384«Wl,Faks.5I3846 Ya>ımla)an >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basuı \e Yayıncılık A Ş Tüfkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Islanbul PK. 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel. (0<712) 512 05 05(20 hat) Faks: (0/212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 9OCAK2000 Imsak:5.49 Güneş. 7.22 Öğle: 12.18 Ikindi: 14.39 Akşam: 17.00 Yatsı: 18.27 'Toptamsal Korunma Ppojesi' • tstanbul Haber Servisi - Sigarayla Savaşanlar Vakfı'nca Türkiye'deki sorunlan çözecek maddi ve manevi potansiyel gücün organize edilmesi için "Toplumsal Konmma Projesi" hazırlandı. Vakıf Başkanı Ubeyd Korbey, organizasyonun, TBMM tarafindan kabul edilecek yasa ıle oluşturulacağını kaydetti. Türkiye'nin ağm haritası • ANKARA (AA) - Türk Eczacüan Bırliği'nce, bir ilaç fırmasımn desteğiyle gerçekleştinlen araştınna sonucu "Türkiye'nin Ağn Haritası" çıkanldı. Araştırmada, Türkiye'de erişkınlenn yüzde 63.5 'inin ağn çektiği ve bu agnlann yüzde 73.2'sinin kronik olduğu ortaya çıktı. Araşürmaya göre ağn görûlme sıklığı kadınlarda, kentte ve batı ıle doğu bölgelennde yaşayanlarda, alt sosyo- ekonomık tabakada bulunanlarda daha fazla. Ağnsı olduğumı ıfade eden kaülımcılann yüzde 44'ü ağn başlangıç nedenini bilmiyor ve 'kendilığinden' olarak tanımlıyor. En sık yüzde 26.2 oranında baş, yüzde 14.1 oranında bel, yüzde 13.2 oranında ıse kartnda ağn görülürken, bu üç ağn kentte yaşayanlarda, kırsal bölgeye göre üç kat daha fazla meydana geliyor. Hereski antika değır • Istanbul Haber Servisi - "Eskıdan kalan her şey antika değildır, ama, hiç ummadığınız bir eşyanız çok kıymetli olabilir" diyor antikacı Cem Ertan. Moda'daki Hat Collektıon'ın sahibi olan Ertan, tablo ya da eski ev eşyalanrun antika değerinin konunun uzmanlannca belirlenebileceğine dikkat çekerek, eşyalannın değenni öğrenmek ısteyen yurttaşlara ücretsız ekpertız hizmeti verdiğini söylüyor. Cem Ertan, bilinçli bir seçim sonucu alınmış resim ve antika eşyanın sahibine sağladığı manevi zevkin yanı sıra iyi bir yatınm aracı olduğunu kaydediyor. Türkiye tatil cenneti • ANKARA (AA)- Türkiye Işveren Sendıİcalan Konfederasyonu (TlSK), Türkiye'nin dini ve ulusal bayram tatili günleri açısından "36 ülke arasında ikınci sırada buhmduğunu" bildirdi. TlSK'ın yaptığı araştumaya göre, Türkiye'de yılda ortalama 17 olan dini ve ulusal tatil günü sayısı, gelişmiş ülkelerde ortalama 10 gün düzeyinde bulunuyor. Havalimanında teiefon çilesi • tstanbul Haber Servisi - Atatürk Havalımanı Dış Hatlar Terminali'ndeki Türk Telekom'a ait 80 ankesörlü telefonun iki gün önce sökülerek yeni dış hatlar termınaline yerleştınlmesı, yolcularla birlikte karşılayıcı ve uğurlayıcı yurttaşlan da zor durumda bıraktı. Yolcular, dış hatlar terminalindeki acil durumlar için gidiş hattına bırakılan 1 adet ankesörlü telefon önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Ozanlar için yüce bir kavram, bilimsel açıdan sağlık, felsefeciler içinse ahlaki bir denklem Kıısursıız güzefliğin peşînde •Plastik cerrahlann güzelliği somut kalıplara oturtmalannı birçok güzellik uzmanı eleştiriyor. Yine de güzel bir insanın gelecek nesillere daha sağlıklı genler aktaracağı konusunda kimsenin kuşkusu yok. Çeviri Servisi - NatıonaJ Geographıc dergisi, son sa- yısında ideal güzelliğın ne oiduguna ılışkın uzmanla- nn görüşlenne yer venyor. Bunlardan biri, dunyanın en büyük manken ajansla- ruıdan birinin sahibi Sheii Jeffry. Vogue, Glamour, Harper's Bazaar gibi tanın- mış dergiler ile çalışan Jeffiy, gündeen az200 genç kadın ile görüşüp bunlann manken olup olamayaca- ğına karar veriyor. Aynca biryıl içinde binlerce kadın yüzünü de değerlendirip bunlann içinden "idealyü- zü* bulup çıkarnyor. Ydda ancak 5 veya 6 yüzün ide- al normlara yaklaşüğını be- ürten Jeffry, plastik cerrah Stephen Marquardt'ın oranlanndan yararlandıgı- nı söylüyor. Marquardt'ın "alün oranJar" aduu verdi- ği bu ölçümler, güzelliğin somut kalıplara oturtula- mayacağı iddiası ıle pek çok güzellik uzmanı tarafin- dan şıddetle eleştiriliyor. Güzellik herkes tarafin- dan farklı şekılde ele alını- yor. Felsefeciler güzelliği ahlaki bir denklem çerçeve- sinde tanımlıyor. Orneğin Platon için "güzel olan ryi- (fir*. Ozanlariçin ise güzel- lik yüce birkavramdır. John Keats "Güzellik gerçekük- tir, gerçeldikisegiizeJKktir" derken AnatoleFranceiçin güzellik gerçeklikten daha derinbir kavramdır. Bilim- sel açıdan ele alındığında güzelliğin saghk olduğu gö- rüşü ağır basıyor. Güzel bir insanın gelecek nesillere daha sağlıklı genler akta- racağı konusunda kimse- nin kuşkusu yok. Bu konu- da yapılan araşormalara gö- re çekici insanlar iş haya- tında daha fazla kazanıyor, okulda daha başanlı olu- yor, daha hafıf cezalara çarpünlıyor. New Mexico State Uni- versity'den psikolog Vfctor Johnston'un güzellik ko- AntropologDon Symons, erkeklerigeneffikle pûrüzsüz bir cilt ve yuvarlak hatlann cezbettiğiııi söyiûyor. nusunda yürüttüğü çalış- malar, erkeklerin genellik- le iri gözlü, dolgun dudak- lı, küçük burun ve çenelı kadınlardan hoşlandığım gösteriyor. Teksas Oniver- sitesi'nden psikolog De- vendraSmghise erkeklerin, 7'ye 10 bel-kalça oranın- dakı klasikkum saati görü- nümündekı kadın vücudun- y • * » » dan hoşlandıklannı ileri sü- rüyor. "Erkekleri geoeffikJepü- rüzsüz bir cflt ve yuvarbk hatlarcezbeder" diye konu- şan California Üniversite- si'nden antropolog Don Symons, bu özelliklerin gençlık, sağlık ve doğur- ganlık belirtısı sayıldığına dikkat çekiyor. AIDS Yeni yüzyılda ÇOCllk Sflğlığmı tehdît edecek ANKARA (ANKA) - Yenı yüzyılda ço cuklar için en büyük tehlikeyi AIDS has talığının oluşturduğu bildirilirken AIDS'in yaygmlaşmasunn çocuk sağh ğı alanında son 50 yılda elde edilenönem li başanlan boşa çıkarabileceği uyansın da bulunuldu. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporunda HTV/AIDS'in çocuk sağlığı alamnda soı yıllarda elde edilen önemli başanlan bo şa çıkarabileceği vurgulandı. 21. yüzyıl da çocuklar açısından en büyük tehlike yi HIV/AIDS' in giderek yaygınlaşması run oluşturduğu kaydedilen raporda, kü çük çocuklarda görülen bazı kalıtsal has talıklann önlenmesi ve tedavisınin müm kün olduğuna dikkat çekildı. Her yıl 2.' milyon çocuğun düşük ağırlıkta doğdu ğu, bunlann erken ölme olasılığının yük sek olduğu kaydedilen raporda, "Hİyat ta kalabOenleriseyetişkinİik dönemlerüv de biie hastabklaria, bodurlukla ve diğeı sağhk sorunlanyla yüz yüze gelebilecek lerdir" denıldi. Prematüre ve düşük do ğum ağırlığının gelişmekte olan ülkeler de daha sık görüldüğü belirtilen raporda gelişmiş ülkelerde prematüre bebeklenr yaşama şansının daha yüksek olduğu bil- dirildi. Raporda, gelecek yıllarda dengesiî beslenme, hareketsizlik, sakıncalı cinse etkinlikler ve sigara gıbi konularda eği tıme duyulan ihtıyacın artacağı bildiril- di. Kanserde azahş Gelişmekte olan ülkelerde, bu ülkele rin ekonomılen büyüdükçe, bulaşıcı ol- mayan hastalıklann yaygınlaşacağı kay dedilen raporda, "Bunun basbca nedeni ekonomikbüyüıneylebiriikte 'Batıh' y» şam biçjmlerinin benimsenmesi, bunun ist sigara, vağlı \i\ecekler ve hareketsizlU gibi birtakımriskfaktörlerini biıükte ge- tirmesidir'' denıldi. GOZUM SEYREYLE/ IŞIL ÖZGENTÜRK Iyi ki doktor dostlanm var! Efendim bu ne hız; yeni yü, milen- yum derken hop Şeker Bayramı geliver- di. Ve artık kimlenn nazan değdi bümi- yorum, yılbaşı tantanasuıı bahane edip biraz avarelik yapmak isteyen bendeniz, bütün bir haftayı sinsi bir kann ağnsının nedenlerini bulmakla geçirdı. Yanhş an- laşümasın, yakınmıyorum, kann ağnsı bahane; yeniden, çok sevdiğim doktor dostlanmla hasret giderdim. Ve bir ma- kineden ötekine girerken, doktor dostla- nm, hastane görevlisı dostlanm bana öy- le özenli davrandılar ki, kendimi pek bir önemli hissetrım. Sonra eve dönüp bil- gisayann başına oturduğumda o dost sı- caklığı beni yeniden sanp sarmaladı ve bir bayram sabahında sizin sofranızda buluşuverdik. Hayatun boyunca doktorlan hep kıs- kandım. Çocukken doktor olup Afri- ka'da çahşmayı hayal ederdim. Şimdi kaç çocuk bunu hayal ediyor büemiyo- rum, ama birileri mutlaka vardn-. Dile- rim hayalleri gerçekleşir. Evet, bugün doktor dostlanmla bayram soframza ko- nuk ohnaya niyetliyim. Hemen yamm- da gazetemizdeki pazar yazılanndan ta- mdığınız Selçuk Erez var. Siz onun öy- le soğukkanh göründüğüne pek aldırma- yın, söz politikadan açıldı mı, Selçuk'un soğukkanlılığı anmda bıter. Kendisi be- ni kıskandığı için kâh Tuna'da bir nehir gemisinde meslekı bir toplanbdadır, kâh New York'ta caz dinlemektedir. Tabii bu arada bütün doğumlan kendi seyahat programına göre ayarlar. Benden söyle- mesi. Selçuk benim için doktor sözcüğü- nün çok dışmda, bir sığmak, en zor za- manlarda, en çaresiz zamanlarda yam- na vanlıp akıl danışılacak bir dosttur. Onun ve benim inadım sayesinde bu- gün yaşı yirmi üçe varmış bir kız çocu- ğunun anasıyım, yakında büyükanne ol- mayı ve tonmumla birlikte dağlara çık- mayı umuyorum. Selçuk'a bu bayram gü- nü yirmi yılı aşan dostluğumuzda tüm neşeli ve kahırh zamanlarda bana güç ver- diği ıçm teşekkür etmek isüyonım. Bu dostluk benim için çok değerü. Benim param pulum yok, ama müstesna dost- lanm var. Sağ ol Selçuk. Haydi bayram soframızda hep birlikte dostluk için ka- deh kaldıralım! Hayata! Masanızdakı öbür konuk Üstün Koru- gan. Çok ünlüdür. Ama onun ne ünlü bir diyabet uzmanı ne de yetkin bir profe- sör ohnası beni hiç ilgilendirmiyor. O bizim Üstün'dür. Kırk yülık arkadaşrm! Ünlüdür, sofralar kurulup keyif anlan geldiğinde eski tiyatroculuk günlerini anımsayıp hemen pantomim yapmaya başlar, gencecik ve incecik bir üniversi- te öğrencisiyken yüzlerce kez oynadığı "Ağaç ve Yaprak" adlı pantomim oyu- nunu şımdılerde göbeğrnden ötürü pek başanlı icra edemese de Brecht'ten söy- ledigi şarküarla bir anda masayı alır gö- türür. Inatçüığı ve "ka&sı kanşan" bütün es- ki arkadaşlanna rağmen Marksizme inanmasıyla ünlüdür. Bu nedenden cun- ta dönemlerinde ve diğer dönemlerde başı epeyce ağnsa da Üstün bıldiğinden şaşmaz. Bu konuda eşi Sevim'in de son- suz desteğini ahnışür. Üstün en şımank hastalannın en şunanğı benim kahnrru nasıl çeker bılemiyorum, ama arada sı- rada yazdıklanmı çok sevdiğini söyler ve bir kahkaha atar. Anlayacagınız, ya- zar kaprisi çekmeyı seviyor. O aynı zamanda Türkiye'nin televiz- yonda "Cajımızıntstediğiherşeyiyrym'' diyen tek beslenme uzmamdır. Yaşasm, böyle doktor dostlanm var, onlar saye- sınde soframız şenliklı, her şey lezzetli ve neşe dolu. Sağ ol Üstün, Gaziantep'ten bana bak- lava yollamışlar, bize bekliyorum. Gaziantep dedin ya, sözü hemen öte- kı konuğunuz Nezih Heldm'e getirece- ğim. Efendim, kendisi benimle aynı memlekettendir, bir dedesı ülkenin ilk doktorlanndandır, öteki dedesı de ünlü tekke şeyhidır ve bu Atatürkhayramdır. Atatürk, dedenin tekkesini bizzat ziya- ret edip, bir deftere, eski harflerle "Bu- rada bfflm yapüryor" diye yazmıştır. Nezih tain bır Anteplidır, Antepli ol- mak onun için kan bağmdan daha güç- lüdür. Bu nedenden onun sahibi ve yö- neticisi olduğu laboratuvarlarda, hasta- nelerde benim itibanm kimsede yoktur. Koluma iğne sokulurken bile, canım acı- masın diye ayn bir özen göstenrler. Işte Antepli olmak böyle bir şeydir, bü- tün koşuşturmalar arasında dostlanna şefkat ve sevgi dağıtmak. Nezih'in de yaptığı sadece budur. Sevgi ve şefkat dağıtmak; cümle dostlara, cümle hasta- lara... Soframızdaki baklavalar Antep'ten uçakla geldı bir başka Antepli dosttan. Hemen söylemeliyim, baklavalar Güllü- oğlu'ndan değıl. Dükkâmndan baklava çalan çocuklan dava etmekten vazgeç- meyen Güllüoğlu ne kadar güzel bakla- va yapsa da arnk bizım sofralara göre de- Evet, Coşkun Ozdemir hocamı unu- tuyordum. Onu tanımayan var mı aca- ba? Pek sanmıyorum. Önceükle o bir kas hastalıklan uzmamdır ve sessiz se- dasız, ölüme mahkûm kas hastalannın ömrünü uzatmak için çalışır durur. Son- ra neler mi yapar? Gazetemizde hemen her konuda çıkan yazılanm anımsadrnız sanınm. Poütikaya, hayata dair hiç dur- madan düşünür, yazar, eylem yapar. Ata- türkçüdür ve bunu sonuna kadar savu- nur. Bütün bu işleri arasmda güzel ye- mek yemeyi sever, güzel türküleri ve kadınlan sever. Ben Urfa türkülerini onun gibi güzel söyleyene pek rastlama- dım. Durun, Alptekin Peker hocamıza yer açm. Onun her şey olduğu np merkezin- de ServerTaniDi'nin dostu ohnak ayn bir anlama gelir. Hemen emır verir, "EHniz- deki hasta özeüikk korunması gereken bir dosttur, ona iji bakuı" ve cümle ra- porlan tek tek okur ve bizzat kendi im- zalar. Bu arada bana bir filmde oynama- yı düşündüğünü söylemeyi de ihnıal et- mez. Yakışır. Böylesine şenükli ve dost sıcağı bir ma- sada çok konuşulur, çok gülünür ve za- man akıp gider. Bugün, bu bayram gü- nü dostlanmlabeni ağırladınız, sağ olun, yemekler güzeldi ve biz zengm kalkışı yapıp sizi kendi sıcak dostluklanmza emanetediyoruz. Onlar için şimdiden ka- deh kaldınn ve bir düşünün, ne kadar zen- gmsiniz! Boz50@botmail.coni
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear