22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 2000 PAZAF 10 r A^AJK YAZJJLAİVİ dishab@cumhuriyetcom.tr Milenyum muhabbetleri ve sanal aşklar çağı2000 yılına hoş geldiniz... Üzerinden bir hafta geçmesine rağmen dilimize yerleşen ve moda haline gelen şu "milenyum muhabbetieri" bu kısacık eskiliğine karşın yıne de şaka maka güncelîığini koruyor. Olası bir "dijital kıyaıııet''e hazırhk yapan ülkelerde beklenen aksaklıklar neyse ki olmadı. Ve şom ağızlılar ağızlannın paymı aldılar. Harcanan müthiş paralarla ve alınan önlemlerle yeni bir binyıla girdik ya haydi hayırlısı. Bir vakitler bize ne kadar da uzak gibi gözüken 2000'li yıllara girmenin mutluluğunu Türkiye'nin dışında, özellikle Almanya'da yaşayan Türkler biraz buruk vuziyette yaşadılar. Sorun, "çifte vatandaşhk" olayının bitişi ve aynca Alman vatandaşı olmak için sabırsızlanan 10 bin Türk'ün, Aİman devletinin aldığı kararla şaşkına uğramasıydı ya neyse. Her şeyde bir hayır vardır! Öyle ya da böyle, 2000 yılı kutlamalarının aynntılan ınanın hâlâ daha gazete tnanşetlerinden inmedı. Dedikodulan hâlâ sürüyor... O büyük sarhoşluk nasıl unutulur. Özellikle büyük kentlerde insanlar sokaklara dökülüp, ellennde şampanya kadehleri ve maytaplarla çügınca bir yılbaşı kutladılar. Göstermelik bir sevinç ortaklığı olarak algılanabilecek bu taşkınlıklann faturası da hayli yüklü oldu. Almanya genelinde milyonlarca ınsanın katıldığı gösterilere 500 milyon mark harcanmış. Yılbaşı gecesi Münih'te, karnavallara taş çıkartacak gösteriler düzenlendi. Odeon Meydanı ile Ludwig Caddesi'ndekı insanlar çıldırmış gibiydi adeta. Ellerinde şampanya şişeleriyle ve havai fışeklerle milenyum kutlamalanna kanlanlann geride bıraktığı çöp dağlan ıse dehşetti. Evet, bu yılbaşında sadece ve sadece havai fîşekler için Alman milleti 200 milyon mark harcamış. Geçen sene 165 milyon marklık harcamanın bu sene yüzde 40 oranında artıp iki yüz rrulyonu bulması da bir anlamda milenyum çılgınlığının cazibesi olmalı, öyle değil tni? AJmanya genelinde 7 bin tonluk fişek harcanmasma, yaşlı ve cimri Almanlar hayretle baş sallarken, yılbaşı gecesının çöplen ise iki günde zor kaldınldı... Gece saat tam 24.00'te ise SAT 1 televizyonu yeni yıla Tûrk tenoru Erkan Aia ile girdi. Almanlar yine şaşkın. Evet, 25 MÜNIH EROL ÖZKAN kişilik orkestrasıyla ekranlarda bizJeri de duygulandıran Erkan Akı'mn sansı çok büyük Almanya'da. Balonlar, konfeti yağmuru ve havai fişek tantanası içınde yeni binyıla adım atarken, elimde kadehle ben de sokaklardaki curcunaya kaüldım... Sabaha dek sokaklan arşınlayıp, ügınç görüntûlere tanık olmaktı amacım. Oldum da! özellikle Gartner Meydanı civanndaki bir Yunan lokalinde Tarkan'ın "Şunank"ı ile dans eden gençleri selamlayıp, yine oradaki eski bir Türk lokantasında, yeni yılın ilk kazığını yiyerek (!) göbek atmaktan da kendımi alamadım. Ve daha sonra telefona sanlıp bütün dostlan kutlarken "sanal aşk"ımı da ihmal etmedim doğrusu. Evet, milenyum çılgınlığının faturası biraz kabartk oldu olmasına, amma insan ömründe kaç kez bu tür "nçuktuklar" yaşanır ki? Daha doğrusu içinde buiunduğumuz yeni binyılın sürprizlerini yaşamaya alışmalıyız, ne dersiniz? Benim gibi hâlâ dededen kalma eski daktılolardan kurtuhnayı beceremeyen bizım kuşağın aJışamadığı "dfjital devrim"Iere ise kucak açmanrn tam zamanı. Özellikle bilgi dolaşımını en uç noktalara çıkaran înternet'in "sanal aşk"lan da yarattığını bilmeyen yok. Sanal aşklan bir yana bırakahm, "porno" merakının, bütün dünyada yüzde 88'lik bir orana ulaştığını bir "Internetçj" arkadaşım kulağıma çıtlatmıştı. Evet, bunlar çağımızda yaşadığımız gerçekler. Erotizm çılgınlığının ve porno merakının yeni boyutlara ulaştığı günümüz Almanyası'nda, "seks shop*larda yepyeni "oyuncaklar" devreye giriyor sürekli. Kısacası, pornografîk eşya üretiminde müthiş gelışmeler var artık. Ve insanlar yeni zevklerin peşinde, yaşamlanna yeni deneyimleri ve değışkenliklen yerleştirmeye çalışıyorlar. Sadece Münih'teki "erotik »hop"larda yılbaşı esnasında yaşanan curcuna ve alışveriş çılgınlıgı görülecek boyutlardaydı doğrusu. Erkek milletinden çok, kadın meraklılann bazen kıkırdayarak, bazen kahkahalarla dolaştığı "Beate Uhse"nin bu dükkânlarında neler neler yok ki? Yirmi sene öncesine kadar yüz kızartıcı kabul ettiğimiz çoğu "nesne" alelade eşyalar gibi sergilenip satüıyor günümüzde... Ve şımdı acaba 2000 yılının başmda, belki de "sanal seks" çağına mı girdik azizim diye meraklanabılrrsinız. Doğaldır. Insanlar çılgınlıklar yaşamak istiyor günümüzde. Almanya'da böyle bu! Bilhassa şişme kadın ve erkek modellerinin haylı geliştirilmiş bilgisayarlı örnekleri de vitrinlerden ınsanlann yatak odalanna taşınıyor artık. En tutucu insanlann bile "gık"! çıkmıyor!.. Ve önümüzdeki günlerde ne gibi sürpnzlerin olacağını, nelerin yaşanacağını ise kimse kestiremiyor. Zira milenyum yılını yaşıyoruz artık. iki depremin yol açtığı dertleri, durmayan enflasyonu, mafya düzenini, yaşam pahalılığım, nükleer santral sorununu ve daha bir yığın bizim ülkeye özgü dertleri yok (!) sayıp, "mflenyum"a merhaba demeliyiz. Başunız göğe erdi. Gözünüz aydın! Bir AB adayının kakofonik itiraflan TORONTO ENGfiV AŞKIN Ovünmek gibi olmasın ama Kanada'da, benım gibi yalancı, dedikoducu, sahteci, dalkavuk bulamazsınız. 'Hay Hay BeyefeDdi' şakacıhğını benim üstüme terennûm edecek tek bir kişi bile olamaz. Yalakalığın en görkemli örnekleri için gece gündüz esin gücümü törpüler, Kanada'ya gelip giden asık bürokratlara. 'Evet efendim, sepet efendim sozhığünüu' en kıyak ömeklenyle yağ çekerun. Arapça 'Merhaba' sözcüğüyle tutuculuk kulvarında yüz metre şampiyonluğu bana aittır. 'Günaydın, tünaydm, iyi günler' gibi gâvur saçması sözcükleıie konuşan çağcıl bireylere fena halde huylanınm. Yahu 'sebunünalevküın'e ne ohnuş ki? Siyasal görüşlenme de diyecek yoktur. Darbecirun biri, etrafı 'asöğun asük kestiğim kesüV diye kasıp kavururken 'asmayalını da besleyetûn mi' diye ulvi bır soru ortaya atmıştı. Işte ben böyle tutfuğunu koparan bir sistemde yaşamayı severim. Son sıralarda, altıru epeyce oyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'ni ümmetişeriata biat ettirmek için yepyeni "tatayve" dolaplan çevirirken uyurgezer gardırop Atatürkçülen sınlanrruzı oksayarak bizi mesrur eyliyor. Laf aramızda, günü gelecek onlann da ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ hesabuu göreceğiz " " ^ ~ " " " ^ ^ " ~ — inşallah. Geçenlerde Türkiye'dekı gazetelerde, Avrupalılann aile fotoğrafında yer alan Bülent Ecevit'in, 'flk adum artık' gıbılerden bır şeyler geveledığinı okudum. Bizim caminin doktora yapmış allameicihan olan hocasına sordum, 'Yahu neyin nesidir bu AB denen nesne?' Sakalını öfkeyle sıvazlayan Abdülfettah hocamız "kâfirkr, bakalun başunıza ne çorap örecek" diye yanıt vermesın mı? Sağa sola sormaya başladım: Hemen her telden çalan. bir yığın bılguı bozuntusunun kapısını aşındınp Avrupalılann neyi araladığı sorusunu gündeme getiriverdim. Neremize hayrandı bu adamlar ki bizi Avrupa'nın bekleme salonuna alsınlar? Herkes takkesini önüne koyup düşünürken 'uygarhk, laikfik, Atatürkçûlük' diye çaçaronluk eden Bekir Coskun adlı yazann sütunuyla yüz yüze gehverdim. Adam, benim de akhma gelen, ama sonradan unutuverdiğım bır soruyla, "AB'ye neremiz gnrti" diye sormasuı mı? Tövbe estağfurullah. Neremızden söz ediyon yahu?.. Bir de neredeyse bana abdes bozduracak bir laf daha duydum şu ilencı tayfasmdan: Uyum aşağı, uyum yukan. Kısacası, AB'nin bekleme salonunda tespih çekerken gâvur ellerine uyum sağlama sürecimi, uyuma yatkınlığımı düşünmek zorundaymışım. Bu süreç, "toplumu, bireyleri, devleti, devlet adamlannı, diplomatlan, shasetçileri sermayeyi ve medyayı, çağdaş otanaya zorlayan bir süreçmiş.'' Bizim hanıma anlattıın bu tuluat safsatasını. "Ayol" diye çığlık attı ve dedi ki. "Bu gâvur milleti bizi bin yıOık tath uykumuzdan uyandınp. deccala testtm etmek istiyor". Devletın tepesuıe 100 yıldır guzelce kurulmuş saygıdeğer Sülevman Demirei, başkanlık süresüıin 100 yıl daha uzahlması riiyasını görüp bızım için tek yolun AB oldugunu basa basa tekrarlarken kankoca partisinın başbakanı Ecevit de 'anıan uyum' diye konuşur dururmuş. Gördünüz mü başımıza gelenleri. AB'ye girince, 'Cıngdlı Baba' türbesine bez bağlamak, kokoreç yemek, işkembe çorbası içmek de yasaklanacakmış. Zengın olmak için çalışmak yeriııe, türbelere bez bağlamak gibi soylu geleneklerimiz varken gâvurun tuzağına yuvarlanmak da ne oluyor? Birtakım zibidilerin ağzından düşmeyen "Düşünüyorum, o halde varnn" deyişine de çok bozuluyorum. Tefekkürû mülevves, son adı Descartes olan bir frenk kartolozu diyesiymiş ki "Size ne söyieniyorsa, hemen ondan ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ kuşkulanın; kafayı ™~^"™^™^^~ çabsbnn". Pes doğrusu. Işte aıle fotoğrafına girdiğimiz adamlann encamı ahvalı. Bir zamanlar zulümcü diye iftiraya uğrayan ulu padışahunız AbdülhamkTe ısyan eden Ziya Paşa namında bır şaıripejmürde de buna benzer üıciler döktürmüştü. "Şu mûlkün halknu söylet sana feryad lazunsa / Şu haOan mûlkünü seyret harab abad lazunsa." AB'run kanatlan altına gınnce çeteler, işkence, rüşvet, husızlık, soygun, faili meçhul cinayetler ve yargısız ınfazlann da ortadan kalkması gerekecekmiş. Besleme medyanın, kırahk kalemlerinin de sonu gelecekmiş AB'ye alınınca. Şom ağızh üericilerden birisi, AB'ye girme düşü gerçekleşınce "adam ouna zorunhıhığuna boyun eğeceğnnizi'' buyuruyor. Bir yaşuna daha bastım. Bunca yıl adam değildik de bostan kazığı mıydık? Bu AB zirvesiyle yere tükürme, köşe başlanna işeme, Mâslûm Görses şarkı söyledi diye kendini ciletle kesme gibi özgürlüğümüz de tarihe kanşacakmış. Bir de Diyanet Işleri Başkanı'nın son açıklaması var: "AB'ye ahnınca sokaklan kan banyosuna çeviren kurban kesme oiayı da son bulacakmış.'' Çünkü bu kurban kesme de uyum dışı sayılırmış. Gidiş küffann çamuruna bartığımızın yadsuımazlığını kamtlarken Allahu tealadan bizi affetmesini dileyelim. AB, AB, AB; yetti be... ŞİŞLİ 3.İCRA DAİRESÎ'NDENGAYRÎMENKÜLÜN AÇK AKniRMA ÎLANI 19993 TA SaOlousına karar verilea gıyrimeıkulün cinsi. laymeti, ıdedi. evsafi: Şışlı ılçesı Inönü maballesı Ölçek so- kağı üzennde 67 kapı no'lu, 55 pafta. 618 ada. 20 parsel sayılı 119 m2 mıktarlı arsada ınşa edılmış 4 katlj kaıgır bı- nanın tamamı saiılacaktır 1 1000 ölçeklı Pangaln ıngulama planında H 12 50m. ırtıfiıİ! bıtışık ınşaat nızamında ıs- kân sahasında ımar dunımu olduğu anlaşılmıştır. Bına zemınde 66 m2 aianda ınşa edılmış zemm ve 3 normal katlı olmak ûzere 4 katbdır Zemın katta lokana normal katlarda hol, salon. 1 oda. mutfak ve WC vardır.roeskeodır.Bi- nada elektnk su tesısatı vardv Bınaıun çatısı kjremıt bplıdır Bına eski >apı olup, geneJIıkie hakımsızdır Bılduşı- ce bınanın tamamına 25.000 000 / 000 - TL. değer takdır edılmıştır. SatEş şartiın: 1- Satış. 15 2 2000 gûnü saat 16 OO'dan 16 30'a kadar Şışlı 3. lcra Müdürlûğû'nde açık artnraıa suretıyle yapılacak Bu arttırmada tahmm edılen kı>Tneön >Tİzde 75'ını ve rüçhanlı alacaklılar varea alacaklan mecmuunu ve saöş masraflannı geçroek şart ile ıhale olunur Böyle bır bedelle alıcı çücmazsa, en çok arttıranın taahhûdü bab kalmak şanıyla 25.2 2000 gûnü aynı mahal ve avııı saatlerde tkıncı arttınnaya çıkanlacaktır. Bu artormada da bu mıktar elde edılemenuşse gaynmenkul en çok arttıranın taahhûdü saklı kalmak üzere amırma ılanuıda göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektır. Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmın ectılen kıymetuıırı yüzde 40"ınj bulmssı ve satı^ ısleyenın îlacağmz rûç- hanı olan alacaklarm toplamından fazla olraası ve bundan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflannı geçme- sı lazıradır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı dûşecektır 2- .Vtnrmaya ıştûak edecekieraı, tahmın edılen kıymetın jıizde 20'sı nıspetmde pey akçesı veya bu nuktar kadar mıllı bır bankanın teıtunat mektubunu vermelen la- zımdır Saoş, peşın para dedır, alrcı ıstedığınde 20 günü gecmemek üzere mehıl venlebık Tellalıyeresmı,ihale pu- lu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıtnr Bırikmış vergıler satjş bedelınden ödenır KDV alıcrja aıttrr 3- Ipotek sahı- bı alacaklılarla dığer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalafi- nı dayanağı belgelen ile on beş gün ıçmde dauemEe bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu sıcılı ıJe sabıt otmadıkça paylasmadan hanç bırakılacaklardır 4- Ihaleye katılıp daha sonra ıhale bedelnıı vatırmamak sureüyle iha- lenın feshıne sebep olan rum aiıcılar ve kefıllen. teklıf ettıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındakı ferktan ve dığer zarariardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen mesul olacaklardır Ihale farkı ve temerrût faızı aynca hükme hacfl kalmaksızın daıremızce tafasıl olunacak, bu tark, varsa önceiıkk temınat bedelınden alınacaitır 5- Şartname, ılan tanhınden ıtıbaren herkesın görebılmesı için daırede açık olup masrafı venldıği takdırde ısteyen alıcıya bır öroe- ğı göndenlebılır 6- Şanşa ıştırak edenlenn şartnameyı gönnûş ve munderecauru kabul etmı; sayılacaklan, başkaca bılgı almak ısteyenlenn 99 3 TA sayılı dosya numarasıyla mûdûrlüğumuze başvurmaUn ılan olunur. 28 12 1999 (*) llgılıier labınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır Basın. 468 Tanrı'ya balık adadılar ^ ^ £" ^ ^ ^ J bır ton bahğı adadılar. Denrz layısındakı Nı- şinoıniya kasabasmın geçimini balıkçdıkla sağlayan halkı "yeni yılda bol bol balık av- lamak ve çok para kazanmak için*' köydeki tapınağm sunağma dev banğı yerleştirdi- ler. 281 santimetre uzunluğundaki, 288 kflogram ağırüğındaki dev ton bahğı 10 Ocak tarihine kadar sunakta sergüenecek. (Fotoğraf: REUTERS) , hayır, kaçarak olmazbuiş!tki haftadır elimden Pazar Yazısı "çıkmadı" Şiir yazmak gibi bir şey bu; onun kadar önemli olma&a da onun kadar saygı gerektıriyor. Okura karşı dürüst olmayı. Konu sıkıntısı çektim? Yooo... Konu boldu: Noel'in nasıl kutlandığı, Noel Sofrası'na konulan 40 çeşıt yemek (şekerlı ve kırmızı soğanlı salamura balığa ne dersiniz?), dünyarun birçok yennden binlerce çocuğun "Noel Baba, Isveç" adresine gönderdığı istek mektuplan, ülkenin bu tatil sırasuida nasıl kış uykusuna yatüğı, Yılbaşı gecesinin, korkulduğu kadar belalı geçmedıği... Yazacak şey çoktu yani. Ama, ruh hayır dedı. Sıkışınca Ingmar Bergman'a, Angust Strindberg'e, Nobel Ödülü'ne sığmmak sağtam ve alışagelinmiş bir şey. Yani benım için, Isveç'ten yazan bir dostunuz için. Size öyle geliyor mu bilmiyorum, büyük tatiller öncesi bir yeknesaklık, rutıne yatmaktan bunaJıyorum. Aynı filmi defalarca görmüş olmamn yarattığı duygugibi... Stockholm şu anda kışa teslim oldu. "Benim göl" -taze- dondu. Bugün tam ortasında tek başına patinaj yapan bıri vardı. Bir çatlağa düşse, kimsenin ruhu duymaz. Erken çünkü. Greyderle kan küreyip elıps şeklinde bir patinaj sahası açılmadan önce böyle buza çıkmak çok tehlikeli. Ama bazılan beldeyemiyor. Göl onian çağınyor; göl beni de çağınyor, ama yazlan! (Seru Ankaralı, seni kara yengeci, seni!) -«-r. Gazeteler, geçen yıl hükümetın kırdığı potlarla dolu. Başbakan Göran Persson'a karşı halkın güven oram yüzde 12'ydi geçen hafta yayımlanan bir anket sonucuna göre. Diğer kabine üyelerinın de dunımu hıç parlak değıldi. Yüzde 11 ile yüzde 1 arastnda güven görüyorlardı! Bir süre önce "Isveç halkı, ülkenin Avrupa Para BirtiğTne ginnesmi istiyor!" başlığmı tabloid boydaki birinci sayfasuıa atan ve ülkenin en büyük gazetesi olan Aftonbladet, yeni bir kamuoyu yoklaması sonucunu yayunlayarak Isveç halkının, 1994'teki halk oylamasında Avrupa Birliğı'ne girümesinden yana çoğunluk oyu vermesinden pişman olduğunu yazıyordu! Şimdı yeniden bir oylama yapılsa "Hayn-" diyenler çoğunlukta olurmuş! Yani, konu kıthğı çekmedım. Şu satırlan yazdığım sırada her yer bembeyaz. Doğru, güzelliğı de var. Ekım başı Ankara'dayken Kurtuluş Parkı'nda sabahlan 1 saat tur attıktan sonra kendimi, bir paket Bafra sıgarası STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN içmış gibi hıssediyordum! Bunu bılıyorum, ama unutmuyorum. Ama şimdı, saat 13.30'ken ve havanın 45 dakıka sonra kararacağım bilirken bunalıyor ınsan. Akşamüstleri hüzünlenen bu" dostumun, güzel bir ınsanın bana yazdığı gibi, "Gölgefer uzarken. yalnızhk çöküyor." Üstelık gölge de yok; çünkü güneş yok! Hele zaman zaman , yazmak da yetmezse, besteci filan da değüsen ve büfün gerçek dostlar uzaktaysa... lşte o zaman Pazar Yazısı "çıkmıyor". Aiet sana, sen alete bakıyorsun ve tıkanıp kalıyorsun. Cumhuriyet okuruna, u Ruhha>irdecüği zaman" yazılmaz çünkü... 2000 geldi, değişen bir şey yok. 2000 yılı geldi ve maalesef hiçbir şey değişmedi. Bir dijital tayamet bile kopmadı. 1 Ocak günü bir şey olmayınca, heyecanla 3 Ocak Pazartesi gününü bekledim. Can kaybı ve kazalardan söz etmıyorum. ama bankalann, borsalann ya da büyük şirketlerin bilgi işlemleri çökseydi, bır az keyiflenecektim. Belki bankadaki borçlanmız falan silinirdi. En azondan konuşacak, şikâyet edecek bir şey bulurduk. Özellikle Almanya'da bir şey olmaması canımı sıktı. 2000 yıluıa girdiğimizi anlayamadık bile. Aslmda tarihlere ve sayılara önem vermiyorum, ama sıradan günJük yaşamlanmızda bir değişiklik ve hatta bir kargaşanm yaşanabileceği olasüığı beni heyecanlandırmıştıkısa bir süre için bile olsa. Bu yüzden küçük çapta bir dijital kıyamet olmamasından dolayı hayal kınklığına uğradığımı saklayamayacağım. Bilgisayarlanmız çaüşmasaydı, elektrikler kesüseydi, en güzeli telefonlarda bir anza olsaydı en azından birkaç gün ise gıtmemize ESSEN SEDEF KORAY gerek kahnazdı. Bundan daha güzeli, teknolojinin geçici bir süre için deolsa yaşamımızdan silinmesi olurdu. Neredeyse tüm yaşamımıza ^ — > ^ - ^ ^ — hükmeden teknolojinin de insanlar gibi çökebileceğı fikri, bir süre için onun esaretinden kurtulma düşüncesi size de cazip gelmiyor mu? Örneğin şu cep telefonlan meselesi. Millet birbirine cep telefonuyla yeni yıl mesajı göndermekten yılbaşı akşamı doğru dürüst eğlenemediği gibi, yılbaşından bu kadar gün sonra halen gelen mesajlan yanıtlamaya çalışıyor. Evdeki telesekreter yetmiyormuş gibi bir de cep telefonuna gönderilen ve bırakılan mesajlar çıktı. Halbuki maalesef bende de olan şu cep telefonlannın dalgalanndan beynimi bir süre kurtarabilseydim de dinlenseydi ne güzel olurdu. Nerde? Tam tersine yılbaşı akşamı telefonlar öyle güzel, öyle iyi çalışü ki herhalde milyonlarca mesaj göndenlmesine rağmen anında *—mm ^~^m ~— hedeflerine varıp ikide bir "b^ı, bip" yaptilar.îşin daha kötüsü, yıluı ikinci gününde televizyonda gösterdikleri son teknolojik yeniliklerle hiçbir şeyin değişmediğini bir kez daha anladım. Yani her şey başdöndürücü bir hızla değişmeye ve "gefişmeye" devam ediyordu. Protipleri yapdan ve bir kemerle bele takılan, dolayısıyla her yere vücudunuzla taşıyabüeceğiniz, oldukça hafıf küçük bilgisayarlann yanısıra bir de gözlüklere yerleştirilen bügisayarlar vardı. Düşünsenize gözlüklerinizle întemet'e giriyorsunuz. Bu bilgisayarlarda klavyeye de gerek yok. Komutlan sesinizle veriyorsunuz. Gerçi cep telefonlan da artık Întemet'e girebiliyor, ama gözlüklerin bır ekran olarak kullanılması fikri, beni pek de uzak olmayan bir gelecekte, acaba gözlerimiz de ya da gözümüze taktığımız lensler de bir ekran olarak kullanılırsa neler olur diye düşündürdü. Hem de klavyesiz. Gözlüklü bilgisayarlann fiyatı bugün 15.000 mark kadarmış. Yalonda daha da geliştirilecek olan modellerini daha ucuza bulabilecekmişiz. Aman ne güzel! Bilgisayar, notebook ve cep telefonlanndan sonra bir de bunun yanşına başlanz kendi aramızda. Bu en son model, bu en hafifi, bu en şık çerçevelisı, bu en hızlısı, bunun ekranı daha geniş, bunda daha çok melodi var, vesaire vesaire. Atacak yer bulamadığımız eski bilgisayar ve cep telefonlanna bir de bilgisayarlı gözlükler çöplüğünü ekleriz. Zaten altı ay sonra beş para etmiyorlar. Satmaya değmez. Atanz olur biter. Günümüzde eskimeyen, eskitilemeyen bir şey kaldı mı, soranm size. RİZESULHHUKÜK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1996/444 Davacı Mustafa Nazıroğlu veküi taranndan davahlar Hatice Baltacı ve arkadaşlan aleyhine mahkememizde açılan taksim davasnun yapılan açık yargıJamasuıda verilen karar gereğınce; Davacı vekili taranndan Rize merkez Küçükçayır köyündekain 1310yoklamave 1231 numaralı tapunun müvekkılı ile davahlar arastnda hisseli malik bulunduk- lannı taraflann bir araya gelerek dava konusu taşınma- zı taksim edetnediklerini mümkünse aynen taksimi mûmkün olmadığı takdirde satışı suretıyle ortakhğın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazda hissedar olarak gözüken davahlar Hasanoğlu Kâmil Oztürk, Hasan kızı Nacıye öztürk, Selvinaz Tezel (Öztürk), Hüseyin eşı, Hasan kızı, Hatice Öztürk, Ahmet çouklan Hasan Özçelik, Gülbahar öztürk, Mustafa oğlu Özcan Özçelik, Serap Özçelik ve Hasan eşi Hayriye Öztürk'ün adresleri bi- ünmediğinden duruşma günü olan 10.2.2000 günü sa- at 9'da bızzat mahkememız salonunda hazır bulunma- lan veya bir vekille kendılennı temsil ettirmeleri aksi takdirde duruşmalann gıyaplannda yapılarak karar ve- rileceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ılanen tebhğı olunur. 28.12.1999 Basın: 104 İLAN T.C KIRKLARELİASIİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1997/95 Karar No: 1998/337 Davacı: Maliye Mazinesi. Vekih: Av. Nilgün Ülgen, Knklareli. Davahlar Arzı Nalbant vs. Dava: Tapu iptali ve tescil. Dava tarihi: 24.4.1995 Karar tarihi: 14.7.1998 Mahkememızden verilen ilam temyız edılmiş olup Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığ'nın 18.5.1999 ta- rih 1999/ 5253-5341 sayılı ilamı ile taraflann temyiz itirazlannın yerinde olmadığını reddi ile usul ve yasa- ya ve bozma karannın gerekçelerine uygun olan hük- mün onanmasına karar verilmiş olup davalılardan Ar- zı Nalbant, Şenol Nalbant, Erol Nalbant, Filiz Nalbant ve Ünül Nalbant'ın adresleri tespit edilemediğinden Yargıtay ilamının ilanen tebliğine karar verihnekle iş- bu ilanın yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra adı geçen davalılara tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilan olunur. Basın: 67434 ÜLAN T.C. ERBAA ASLİYE HUKÜK MAHKEMESt'NDEN 1999/41 Davacı Fadime Bahşi ile davalı Osman Bahşi arasında ikame olan boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Davacı Fadime Bahşi taranndan davalı Osman Bahşi aleyhine boşanma davası açıldığı davalımn Kurtuluş Mahallesi Yıldız Caddesi No: 34 Al- mus/Tokat adresine tebligat yapılamadığı tüm araştırmalara rağmen davalmın tebligata yarar açık adresinin tespit edilemediği ve davalıya dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden dava dosyasmın duruşması 16.2.2000 tarihine bırakıldığından 7201 sayılı yasanın 31. maddesı uyannca ılan ta- rihinden itibaren 7 gün sonra davalıya duruşma gününün tebliğ edilmiş sayılacağı ve yargılamaya devam edileceği ve 4.2.1999 tarihli dava dilekçe- sinden davalmın haberdar olmuş sayılacağı ilan olunur. 23.12.1999 Basın: 68636
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear