25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 OCAK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdem'den KDVönerisi • Istanbul Haber Servisi- KESK Genel Başkanı Siyami Erdem yaptığı açüdamada felaket ortamında kayıtlı bir alışverişin ya da toplanan fiş ve faturaların bulunabilmesinin söz konusu olamayacağını belirtti. Erdem, hükûmetin maaşlan ûzerinden çalışanlara vergı iade tutannı ödemesini istedi. HüKümetin önceliği tahkim • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay ve yap- işlet-devTet yasalanna tahkimin geriye dönük işletilmesine ilişkin hûküm koyduramayan hükümet, "tahkimin geriye doğru işletilmesi"ni düzenleyen yasa tasansnu öncelikli olarak görüşülmek üzere TBMM'ye gönderdi. Hükûmet 18 Ocak Salı gûnü TBMM Adalet Komısyonu'nda ele almacak tasanyi Başbakan Bûlent Ecevit Davos'a gıtmeden önce yasalaştırmayı hedefliyor. Avcıtefda polise silahlı sattrı • tstanbul Haber Servisi- Avcılar Belediye Caddesi BtM Market önünde dün saat 22.20 sıralannda, deprem sonrası bölgede oluşan hırsızlıklan önlemek amacıyla yaya olarak devriye görevi yapan polis memuru Ahmet Kahraman'a plakası alınamayan bir otomobilden silahla ateş açıldı. Saldında polis memuru Kahraman, ayağından ve kolundan yaralandı. Zûbeyde t : ^ Hammanıldı • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu)-M Kemal Atatürk'ün annesi Zûbeyde Harum, ölümüniin 77. yıldönümûnde Karşıyaka'daki mezarında törenle anıldı. Törene mülki amirlerin yaru sıra sivil toplum örgütlerinin temsılcileri ile halk katıldı. Törene kaülan öğrenciler Atatûrk ve Zûbeyde Hanım adına şıırler okudular, kadın örgütleri temsilcileri Türk kadınının değeri konusunda konuşmalar yaptılar. Renamrda beürsizfik bîtti • BURSA(AA)-OYAK Renault fırmasının "Renault 12" serisini 1999 yüı sonunda üretimden kaldırmasıyla açıkta kalan 400 işçiyle ilgili belirsizlik sona erdi. Türk-lş'e bağlı Türk Metal Sendikası'nın Bursa 1 No'lu Şube Başkanı tsmail Dursun, açıkta kalan 400 işçiden 200'ünûn Megane. Renault 19 ve Clio Symbol'de çalıştınlmasının kararlaştınldığını söyledi. İMas HokJing'den açfldama • Haber Merkezi - thlas Holding'den yapılan yazılı açıklamada, basında Ihlas Grubu ve ûst düzey yöneticileri hakkında çıkan haberlerin gerçek dışı ve tutarsız olduğu belirtildi. Açıklamada. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafindan elkonulan bankalar ile Ihlas Grubu arasında usulsûz kredi ilişkisi olduğu iddiasının doğru olmadığı savunuldu. SPKkanartarı • ANKARA (AA)- Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankers Trust Menkul Değerler AŞ'nin başvurusu üzerine, sermaye piyasası faaliyetlerinin 6 ay süreyle geçici olarak durdurulmasına karar verdi. Şirket bu sürede, her türlü takas ve virman işlemlerini yapabilecek. Emniyette intihar • Istanbul Haber Servisi- Eminönü'nde 10 gram eroinle yakalanarak gözaltına alınan Somali uyruklu Aydın Muhammed Ali, Narkotık Şube'nin 5. katındakı tuvalet penceresinden atlayarak intihar etti. Koalisyon ortaklan, ölüm cezasının kaldınlması konusunda anlaşma sağlayamadı Hükümette Hdam' tarbsmasıANKARA (Çumburiyet Büro- su) -Abduuah Öcalan dosyası ko- nusunda Avrupa Insan Haklan Mahkemesi karannın beklenmesi karannı alan hükümet ortaklan arasında "öhlm cezası" tartışması başladı. DSP'li Adalet Bakanlığı, "ölum cezasmm kakfanhnasr yö- nünde Tûrk Ceza Yasası değişik- liği taslağı hazırlarken; Öcalan dosyasıru "beMetme" ödünü ve- ren MHP, ancak "vatana ihanet" suçu kapsam dışında tutulması ko- şuluyla ölüm cezasının kaldınl- masına sıcak bakabileceğini bil- dirdi. ANAP'ta ise Türkiye'nin "ötüm cezasmın kaldınimasına fişkm" Avrupa tnsan Haklan Söz- leşmesi'nin 6 no'lu protokolünde yer alan "savaş ve yakm savaş teb- Bkesi hafinde öhlm cezası verflebi- leceğp hükmünü koruyarak, ölüm •MHP: AÎHM karanna kadar ölüm cezası kalsın ANAP: Yakın savaş tehlikesi hali dışında idam kaldınlmah DSP: AB'ye uyum için idamın kaldınlması şart DYP: Idam kaldınlmalı, Öcalan dışında tutulmah FP: Adam öldürme suçlan dışında kaldrnlabilir cezasının kaldınlabileceği görüşü dile getınldı. Başbakan Bfilent Ecevit, idamın kaldınlmasının zir- vede ele alınmadıgıru söyledi. Zirvede, Öcalan dosyasının Başbakanlık'ta bekletilmesi yö- nünde karar çıkmasının ardından, gerek hükümet ortaklan arasında gerekse muhalefet partileri arasın- da "ölüm cezasmm" korunup ko- runmayacağı tarüşma konusu ol- du. MHP Genel Başkan Yardımcı- sı Murat Şefkatii, "Vatana ihanet suçunu düzenleyen TCY'nin 125. maddesinin kapsam dtşmda tutul- ması koşuluyla idamın kalkması- na sıcak bakabttuiz" dedi. Hükümet ortağı DSP, AB'ye gi- riş sürecinin sekteye uğramaması için AtHM karannın beklendığı, ölüm cezasının da bu çerçevede kaldınlmasının zorunlu olduğu görüşünde. Başbakan Bülent Ece- vit, ölüm cezasının kaldınlması yönündeki görüşünü dile getirir- ken, MHP'li Baymdırlık Bakanı Koray Aydm, *Bugünbaşlayan sü- reç tamamlanana kadar öiüm ce- zasının kaMmbnası gündeme gel- mez. AB'ye üyetik icin yapılması gereken çok şey var. Uk sıraya kla- mı ahnanm gereği yok" dedi. ANAPTı TBMM Anayasa Ko- misyonuBaşkanı ErtuğrulYaiçiD- bayir, ölüm cezasının "baa istis- nalarkorunarak" kaldınlması ge- rektiğini vurguladı. Yalçınbayır, Türk Askeri Ceza Yasası'nda da savaş hali durumunda ölüm ceza- sı verildiğine işaret etti. Başbakan Ecevit, dün akşam atv'nin haber bültenine katılarak Öcalan zirvesi ile ilgili sorulan ya- mtladı, Ecevit, idamın kaldınlma- sıyla ilgili soru ûzerine, "O koou- yu görüşmedik" dedi. Bülent Ece- vit, Bahçeli'nin değerlendirme yapmak için aynldığı sırada kay- gılarup kaygılanmadığının sorul- ması üzerine. "Sayın Babçeii dev- let sonunluluğu olan bir siyaset adanu, hükûmetin devamıiçinko- alisyon ortaldanyla büükte çaba gösterdr dedi. Zirve sonrası ha- zırlanan metinde en önenüi parag- rafin, gerekmesi durumunda dos- yanın TBMM'ye gönderileceği vurgulanan üçüncüparagraf oldu- ğunu kaydetti. Bülent Ecevit, bu paragrafin "Imrah'dan Türkiye'ye yön vermek isteyenleri" de kapsa- dığını söyledi. DYP Genel Başkanı Tansu Çfl- ler, ölüm cezasının kaldınlmasını kendilerinin de istediğini ve bu- nun 2. demokrasi paketinde yer al- dığını belirtırken, "Ancak bu ko- nuvayaklaşnmnldşiyeözelhak ge- tjrihnesnıe karşrvTz" dedi. ÇiUer, Öcalan dosyasuun mutlaka ayn tutulması gerektiğini vurguladı. FP Grup Başkanvekili Bülent Armç ise kişisel olarak, "adam öl- dürme* fıilleri dışında ölüm ceza- sının kaldırüması görüşünde ol- duğunu bildirdı. • ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART AVRUPA KOMlSYOıMI BAgKANl PRODİ Alınan karar AB'nin ruhuna uygun' SOFYA (AA) - Avrupa Kotnis- yonu Başkanı Romano Prodi, hü- kûmetin, Abduttah Öcalan hak- kındaki idam dosyasuun Başba- kanlık'ta bekletilmesiyle ilgili olarak aldığı karardan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Resmi ziyaret için Bulgaris- tan'ın başkentı Sofya'da bulunan Prodi, buradaki temaslarmı ta- mamladıktan sonra dün Bulgaris- tan Başbakanı tvan Kostov ile or- tak basın toplantısı düzenledi. Türk hükümetinin Öcalan'm i- dam dosyasırun bekletilmesi yö- nündeki karanna değınen Prodi, "Ertekme karan,Avrupa ruhuna uygun bir kararthr" dedi. Prodi. şahsen kendisimn ve Avrupa'nın eskiden beri idam cezasına karşı olduğunu behrterek şöyle konuş- tu: "Bu konudaki rurumumuzu daha önce de defalarca açıkolarak ortaya koyduk. Biz idam cezasına tamâmen karşnız. Tüm ülkeferin bu inanç ve anbyışı kabul eönesi gerektiğini düşünûyoruz. Bu yüz- den Türk hükümetinin ald^j er- teleme karan \\Tupa nıhuna uy- gun bir karardır.'' Prodi, Helsinki zirvesinde alı- nan karar doğrultusunda, Avrupa Birliği'ne adaylık statüsü verilen ülkelerle, şubat ve mart aylannda somut görüşmelere başlanacağmı da açıkladı. Bu görüşmelerin son derece önemli olduğunu kayde- den Prodi, "Görüşmeierden kısa süre içinde somut sonuçlar aima- cağma da inanı>orum" dedi. AB' nın nüfusunun, yeni üyele- rin alınmasından sonra 360 mil- yondan 500 milyona çıkacağını hatırlatan Prodi, Avrupa'nın glo- bal olarak dünyanın en büyük bir- liği olacağını bildirdi. Prodi, Balkanlar'da gûvenlik sorununun çok önemli olduğunu da ifade ederek, bölgede kalıcı is- tikrar ve banşın sağlanmasuıda ortakAvrupa politikasının son de- rece önemli rol oynadığıru söy- ledi. TlRM OCALAN^EV 4 BEKLETME? YORUMU 'Zirveden çıkan sonuç, birbaşlangıçtır' ANKARA (AA) - PKK lideri Abduuah Öcalan, avukatlan ara- cüığıy la yaptığı açıklamada, ayn- lıkçı ohnadığıru ve o zaman yapı- lan tarihi yanuştan aynldığmı bil- dirdi. Öcalan, cezasının infazı sü- recine ilişkin olarak alınan karar konusunda, "tstismar değü, tam tersine, banş ve demokrasiye en tayık, kendi içinde en duyarh ke- sim olarak hareket edilecektir'' dedi. Öcalan, avukatlan Ahmet Av- şar. Hatke Korkut, Aysd Tuğluk ve trfan Dündar aracıhğıyla "ba- sma ve kamuoyuna" başlıkh bir sayfalık yazılı açıklama yaptı. "Yanhş bir kararb daha çok ûlke geieceğinin kaybedümesinden korktum" görüşünü savunan Öcalan, kendisiyle ilgili alınan son karann "bir başfamgıç karan" olduğunu ifade etti. Öcalan, açıklamasında özetle şunlan kaydetti: "Bu sürec kötü kultanıhnasm. Bundan sonrası nasd geBşir? Bu kararabakm>-anhş değerlendirfl- mesin. Zirve sonrası doğru anla- mak ve doğru sonuçlar çıkarmak gereldr. Bu zirve karan ile ve bun- dan sonra özeJHkle Avrupa BirK- ği'ne uyum çerçevesinde, Türki- ye'nin reformlara ihtiyaa >"ar. Bu zirve karan bunlara da bir basbn- gıç ohır. Bu ptana herkes ohunhı temeMe katkı sunmabdır. Bunun için de gerekh olan iç banş ve is- tikrara ihtiyaç var. Eğer bu yönhl gefişmeler olursa. PKK tarafin- dan ohımhıdavnuıışlargetişecek- tir." Türkiye'nin ülke ve devlet ola- rak bugünkü en büyük çıkannın, demokrasinin inşası ve yükseltil- mesi olduğunu ileri sûren Öcalan, "Demokrasi içerik ve biçim ola- rak >ükseftümelidir. Aynhkçı de- ğ&un. o zaman yaptlan tarihi yan- faştan aynkhm ben" dedi. Öcalan, tam banş için yasal düzenlemele- re ihtiyaç olduğunu iddia ederek "tç banş için bir afb ihtiyaç var" görüşünü ifade etti. Ocalan çatlağı büyüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-FP nın Abduuah Öcalan'ın idam dosyasına ilişkin tavn partinın Doğu ve Güneydoğu milletvekıl- lerinin yam sıra bölge teş- kilatlannda da tepküere ne- den oldu. Aralannda Omer Vehbi Hatibogta ve Ahmet Cemil Tunç'un da bulun- duğu bazı bölge milletve- killerimn FP Genel Başka- m Recai Kutan ve Başkan- lık Divam üyeleriyle görü- şerek, "FP'nin MHP'den büe keskin bir poutika izle- diginden" şikâyetçi olduk- lan öğrenildi. FP Grup Başkanvekili Bûlent Armç ise partisınin "Öcalan ko- nusundaki çtzgisinin düm- düz olduğunu" savunarak, Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi'mn ısdfası- m '^eşküatsorununa" bağ- ladı. FP yönetiminin Öcalan hakkındaki idam karannın TBMM'ye gönderilmesi doğrultusundaki ısranyla ortaya çıkan ve Kutan'm "hak edenler asdmah" de- meciyle tırmanan parti içi tartışma derinleşiyor. RP döneminden beri izlenen Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik ılımlı polıtıkanın bir kenara buakıhnası, böl- ge milletvekillerinin yanı sıra teşkilatlarda da sıkmü yarattı. FP Genel Merke- zi'ne bölgeden telefon ve fakslarla tepki yağdığı be- lirtilirken, Kutan ve Baş- kanlık Divam üyeleriyle görüşen bazı bölge millet- vekillerinin "MHP'nin bi- le geri adun atöğı bir nok- tada FP'den yapılan keskin açıklamalar böigede sıkın- tı yaraüyor. Bu konuyu çok fazla ön plana çıkarmak doğru değfl" uyansmda bu- lunduklan belutildi. Gelen tepkiler üzerine Kutan, idam konusundaki sözlerine açıklık getirerek, "parti görüşünü değfl kişi- sel görüşlerini açıklad^uu ve söylediklerinin Öca- fauı'la bağtanah değerien- dirilmemesi gerektiğini'' söyledi. IKI AYDIN ENGİN aenginfa doruk.net.tr Yok, yok Lenin'in kitabındaki "iki adım ileri, biradım geri"den değil, in- sanlığın attığı adımlardan söz edece- ğim. Anımsayacaksınız, Ispanyol sorgu yargıcı Battasar Garzon, hem tedavi edilmek, hem de Ingiliz gericiüği ile si- lah alışverişi pazarlığı yapmak üzere Londra'ya gelmek hatasını işleyen Au- gusto Pinochet hakkında dava açmış ve "yakalama müzekkeresi" kesmişti. Yargıç Garzon, Şili'de seçilmiş bir hükümete karşı darbe yapan ve ardın- dan yeryüzünün tanık olduğu en kanlı faşist diktatöriüklerden birini kurup, yıl- lar boyu Şili halkına kan kusturan ge- neral (eskisO Augusto Pinochet'yi, Şi- lililerin yanı sıra 5 Ispanyol yurttaşına da işkence yaparak öldürmekten suç- lu bulmuş ve uluslararası hukuk anlaş- malanna dayanarak Ingiltere'den, "ka- til" sanığı Pinochet'nin tutuklanarak Is- panya'ya gönderilmesini istemişti. Işkenceyi insanlık suçu sayan ulus- lararası sözleşmeye imza koyan ülke- lerden biri olarak Ingiltere, istemeye is- temeye de olsa Pinochet'yi tutukla- mıştı. Ardından sorgulanmak ve yargı- lanmak üzere Ispanyol adaletine tes- lim edilmeyle ilgili çapraşık bir hukuk- sal süreç başladı. Geçen günlerde bu sürecin bir dö- nemecine daha tanık olduk. Ingiltere hükümet', "sağlık nedenleri'ne daya- îki Adım îleri, Bir Adım Geri narak diktatör ve general eskisinin Is- panya'ya teslim edilmemesini karar- laştırdı. Pinochet yakında Şili'ye döne- cek. Bir anlamda paçayı kurtaracak. Boş verin. Gerçi bunamış, bedensel ve beyinsel fonksiyonlan iflas sınınnda da olsa eli kanlı bir diktatörün paçayı kurtarması, insanlığın "bir" adım geri atmasıdır. Ama demokrasiyi ve halkı katleden bir diktatör hakkında suç duyurusunda bulunulmasıyla, hakkında uluslararası bir "tevkif müzekkeresi" kesilmesiyle, tutuklanmasıyla, aylarca yüreği tıp tıp ederek hakkında verilecek karan bekle- mesiyle, böyleceyeryüzündeki eski, ye- ni bütün diktatöriere karşı uluslararası hukukta bir şanlı yol açılmasıyla insan- lık zaten iki adım ileri attı. Ingiltere hükümetinin verdiği karar elbette bir geri adımdır. Ama "bir" ge- ri adımdır. llerieyen, kazanan insanlık- tır, Pinochet'ler değil. Ingiltere, Şili ve dünya gericiliği se- vinedursun; ıngiltere ve Ispanyahükü- metleri "ayaklanna dolanan hukuktan" bu kez de paçayı sıyırdıklannı düşürve- rek kendilerini avutadursunlar. Gele- ceğin tarih kitaplan Ispanyol hukukçu, sorgu yargıcı Baltasar Garzon'un adı- nı kocaman harflerie yazacak. Aynı ki- taplarda Ingiltere Başbakanı Blair'in, Şili Devlet Başkanı Frey'in adlan yer alır mı almaz mı bilemem. Ama kendi- leri "Inşallah yer almaz" deseler yeri- dir. Anılırtarsa, evrensel hukuka ulaşıl- ma çabalannda ve insanlığın kendi ka- dar eski adalet arayışında onlar gibi anılmak epey onur kıncı olsa gerek. ••• "Pinochet dosyası" uluslararası hu- kukla epeydir başı dertte olan Türkiye için çok önemli ve bence değerii ders- ler içeriyor. Ulusal hukukla uluslararası hukuku karşı karşıya getirmek yerine uyumlu- laştırmak, ulusal hukuku genel insan- lık çıkarian zenginliğinde kavrayıp ye- niden düzenlemek ülkelere onur ka- zandıracak. Bunda ayak direyen, topu taca atan- lar ise bir yandan at oynatmak istedik- leri uluslararası ilişkilerde köşeye sıkı- şacaklar, bir yandan da akıntıya karşı nafile kulaç atmanın hak edilmemiş öf- kesini yaşayacaklar. "Henûz kapsamlı, yapönm gücü yûk- sek, hele hele insanlığın genel çıkaha- nnı korumayı başlıca hedefedinmiş bir evrensel hukuk yok ki..." denebilir. Denmelidir de. Evet yok. Henüz çokuluslu şirketler hukuku, evrensel hukukun epey önün- de; henüz insan hak ve özgüriükleri ile çokuluslu şirketlerin çıkarian çatıştı- ğında, uluslararası hukuk, insanlığı ko- ruyacak bir etkinliğe, yaygınlığa ulaşa- madı. Doğru. Ama "Pinochet davası "nda, bir ge- ri adıma karşılık iki adım ileri atıldı işte. Gerekcesi, hesabı kitabı ne olursa olsun, "Ocalan davası"nda Avrupa İn- san Haklan Mahkemesi karanna say- gı gösterilmesinde (isteyenler "saygı gösterilmekzorunda kalınışında" diye de okuyabilirier) insanlık ileri bir adım attı işte. Ruanda'datarihin en büyük cankın- mının (50 gün içinde 800 bin kişi öldü- rüldü) ardından Birteşmiş Milletler'in "suça ortak olduklan" iddiası ile dava açan iki kadın, insanlığın adalet arayı- şında iki koca adım attılar işte... Köşelerine çekilerek ya da bir yerie- re tüyerek canlannı kurtardıklannı sa- nan eski diktatörler yurtdışına adım atamaz oldular. İşte koca bir adım da- ha. Şimdilik diktatörler ve diktatör eski- leri, yani Pinochet'ler çok, Baltasar Garzon'lar az. Olsun! Sayısı artan Garzon'lar. On- lar arttıkça Pinochet'ler azalacak. POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Direnme... Kimsesizliğin ve terk edilmişliğin yalnızlığı acaba yaşamın bir parçası mıdır? Elbet yalnızlığın da hüznün de bir derinliği olmalı!.. Fadiye Fakir'in derlediği 'Sükût Diyannın Gümüş Kadınlan' Doğan Kıtapçılık'ta yayımlandı. (Türkçeye çeviren Müge Çakır) 13 Arap kadın yazar ve onlann yazılan var kitapta... Lübnanlı Hüda Bereket'in "Elime Inat Yazıyonım" başlıklı yazısını okuyorum... Bir demokratik başkaldınşın simgesi. Bilinçlenme yolundaki engellere karşı çıkış... Bereket şöyle yazmış: "Yazıyoruz, yazıyorum. Bunun ikinedeni birden var. Çünkü ben bir kadınım ve bir en\eğe benzemek isti- yorum. Bir an önce eğralmekten ve amatörlükten kurtulmak, entelektüel açıdan yetkinleşmek ve keş- fe çıkmak için zaman ölçülü kullanmalıyım. Bazen, okuyucunun karşısına, 'aklı kısa' ve bir azınlık oldu- ğumu unutturmak için bir erkek adıyla çıkmayı cid- di ciddı düşündüm. Yen gelmişken, çok okunan Arap gazetelerinden birinde romanım Hacerü'l-Dahik hak- kında yazı kaleme almış olan çok ünlü bir eleştirmeni anmarna izin vehn. Kitabı şöyle yüceltmişti: Bir kadın olmama karşın iyi bir roman yazmış ve feministlerin mekanik yazı seviyesizliklerine düşmemiştim. Yazıyorum, çünkü başka bir iş yapamayan ve artsk erkeklere benzemek istemeyen bir kadınım. Artık faridı olduğumu, kendime ait bir duyartılığım olduğu- nu biliyorum ve tüm bu gerçekleri mutlulukla kucak- lıyorum. Ve yazıyorum, çünkü hiçbir şeye ya da hiç kimse- ye benzemek istemiyorum; tam tersi kendi içimde daha derinlere gitmek, kendime benzemek ve ken- dimle yüzleşmek istıyorum. Belki de burada kastet- mek istedığım, yazı yazarken kendi cinsiyetimin ya da herhangi bir toplumsal cinsiyetin dışına çıktığım- dır. Bana öyle geliyor ki yazma eylemi, erkekya da di- şi olan toplumsal davranışlann özellıkleh ve koşullan- dınvalannın ötesine taşıp sıradışı olmak anlamına gelir. Belki de yazı, ertce/c ve dişi diye yapılan bu sınır- layıcı aynmın tam ortasında durmaktadır. Cinslerin hanvanlanması ve bunun sonucunda ortaya çıkan belirsizlikten kaynaWananb/rcoş7cun/utoı//: Buyüz- den olsa gerek yaratıcı edebiyahn özünde tıpkı brt- kilerin polenlerini değiş tokuş ettikleri ve biMrieriy- le uyum içinde yaşadıklan gibi kadın ve erkek cinsle- rinin birbirierinin içinde erimişliği söz konusudur." ••• Suriyeli Hamide Nana'nın yazısı bakalım size neyi çağnştıracak: "Annemin beni okula göndenvesi, sadece bir ka- za sonucu mu? Ev içinde, yaramaz ve dik kafalı kızı- nın ayak altında dolaşmasından kurtulmak istediği ve amcamın feodal ailesine imrendiği düşünüldüğün- de, belkide değil. Amcamlarbenimyaşımda olan faz- lannı okula göndermemişlerdi. Şu yadabu şekilde, ailenin dokuzyaşında, ilk kez okuma-yazma öğren- mek için okula giden çocuğu olmuştum. Bugün, o uzak geçmişi tüm aynntılanyla hatıriayamıyorum, an- cak okuldaki ilk günümün evde matem havası estir- diğinisöyleyebilinm. Aılem bunu bırgünah olarakgör- müş, komşularsa dalgalannı geçmişti. Biranne, to- zına okuma-yazma öğretmeyi nasıl düşünebilırdi? Kı- zının büyüdüğünde sevgililehne mektup yazmasın- dan korkmuyor muydu hiç? Belki de yazar olduğum zaman bu koriojyu haklı çıkardım; yazar olmak başlı başına bir utanç değil midir zaten? Sonra komşu şeyhler geldi. 'Kızlann okuması günahtır' diye buyu- ran o hazır fetvalan nereden bulup çıkanriar, bilmem! Daha sonrakiyıllarda onlann fetvasının kaynağını bul- mak için Peygamber'in hadislerine ve Kuran'a bak- ftm, ama destekleyecek herhangi birşey bulamadım. Her türiü yeniliği dinsel mülahazalarta yasaklamaya çalışan efsaneler cahil ve fakir topluluklarda kendile- rini göstenyor. Bu türrivayetleryaygındırve 'kökten- dincilik' denen şeyin ardındaki sır işte tam da bun- lardır. Ben/m durumuma bakacak olursak; ben mo- dem dünyadan uzak, basit, cahil ve bedbaht biraile- nin sıradan bir kızıydım. Anavatanım olan Suriye, 1946'da on biryıllıöına bağımsızlığını kazanmıştı. Doğ- duğum yer olan Idlib ülkenin kuzeyindeydi. Buranın evlerinde elektrik yoktu. Uluslann kanşımıydı bu ka- saba. Kürt'ü, Türk'ü, Ermeni'si, Arap'ı o kadariç içe geçmişlerdi ki aralanndaki sınıriar kalkmış ve tek bir Arap kültürü potasında erimişlerdi." ••• Aşk ve özgürlüğü keşfetmek!.. 1967, siyasal yenilgi!.. Şiddete isyan!.. Silahlı direnış!.. Arap kadın yazarlanndan bir direnişin öyküsü!.. Bu kitabı Cumhuriyet Türkiyesi'nin kadınlan ve er- kekleri okuriarsa Mustafa Kemal Atatürk'ü daha iyi anlayacaklardır. hikmet.cetinkaya(" cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 02127 513 90 98 CHP Cenel Başkanı Öymen 'KKTC'yi tanımadan çözüme ulaşamazlar' ' LEFKOŞA (AA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Al- tan Oymen, Helsinki ka- rarlannın olumlu ve ohım- suz taraflan olduğunu be- lirterek "Kararlar için, bardağın yansı dolu. yan- a boş denilebihr. Oiumhı tarafin mı ağn-basacağuu, ohunsuz tarafin mı hare- kete geçeceğmi uygulama gösterecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'm davetlisı ola- rak önceki gün KKTC'ye gelen Oymen, dün Gir- ne'de düzenlediği basın toplantısuıda, KıbnsTürk tarafının yapıcı tutumu- nun, BM nezdinde yapılan temaslar sırasuıda Cum- hurbaşkanı Denktaş tara- ftndan sergilendiğini kay- dederek bunun devamımn Cenevre'de yapılacak do- laylı Kıbns görüşmeleri- nin ikinci turunda da gele- ceğıni belirtti. Oymen, sa- dece bir tarafin yapıcı tu- tumuyla meselenin halle- dilemeyeceğine dikkat çekti ve Rum tarafının da aym yapıcı ve iyi niyeti göstermesi gerektiğini be- lirtti. BRT logosunun Rumlar tarafindan engellenmesi olayını anımsatan Oymen, "Bu, ayrmtı gibi görünse de, oradaku Türktaranna karşı tahammûlsüzlüğun çok betirgin bir örneğidir. Eğer bir logova tahammül edemederse. KKTC hal- kının >arhğııu kabul etme- ye nasılyanaşacaklardır?'' diye konuştu. Meselenin, Kıbns Rum tarafinın, ken- disini tüm Kıbns'ı temsil etme iddiasında göraıesin- den ve bu ıddiayı hâlâ sur- dürmesinden geldığini be- lirten Öymen, Rumlann artık bu iddiadan vazgeç- meye kendilerini hazu-la- malan gerektiğini, aksi durumda KKTC devleti- nin varlığı tanınmadığı sü- rece Kıbns'ta istenilen bir çözüme vanlamayacağını kaydetti. Oymen, bir soru üzeri- ne, CHP'nin Meclis dışın- da olmasına rağmenhükü- metteymiş gibi ülkenin bütün meselelerine sahip çıktıklanm söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear