25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK2000SA1 12 JjiJVf_Jlı UİİJİJ. / ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 3 yıl gecikmeliyapılan genel kurulda Hazine 'yefarklı bilançolar gönderildiği ortaya çıktı Türkbank'ta'ikV bilanço gerçeğiTARIKYILMAZ Türk Ticaret Bankasf nın (Türkbank) 3 yıl gecikmeli yapılan genel kurulunda Hazine'ye iki farklı bilanço gönderildiği ortaya çıktı. Bilançolardan birinde, banka kârlı gösterilirken ikinci bilançoya ciddi zarar yazıldığı kaydediliyor. Genel kurulda, 1996 yılı bilançosu oybirliğıyle reddedilirken yönetimde bulunan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Hazine kökenli bazı yöneticiler de dahil yönetim kunılu üyelerini ibra etmedi. 3 yıl gecikmeli genel kurul Türkbank'ın 1996 yılı genel kunılu, 3 yıl gecikmeli olarak 24 Aralık 1999 tarihinde gerçekleştirildi. Genel kurulda, Türkbank emekli ve çalışanlannı temsil eden Türkbank Emekli Sandığı Munzam Vakfi'nın yıllardır dile getirdiği, ancak bir türlü • Türkbank'ın 1996 yılı genel kunılu, 3 yıl gecikmeli olarak 24 Aralık 1999 tarihinde gerçekleştirildi. Genel kurulda, Türkbank emekli ve çalışanlannı temsil eden Türkbank Emekli Sandığı Munzam Vakfi'nın yıllardır dile getirdiği, ancak bir türlü kamuoyuna anlatamadıklan bilanço oyunlan gözler önüne serildi. kamuoyuna anlatamadıklan bilanço oyunlan gözler önüne serildi. Genel kurulda, devletin el koyduğu bankada üst yönetimin Hazine'ye iki ayn bilanço gönderdiği ortaya çıktı. Bankalar Birliği'ne ve kamuoyuna açıklanan bilançoda, banka kâr ediyor gösterilirken, Hazine'ye gönderilen diğer bir bilançoda ise büyük zararlann oluştuğu öğrenildi. Genel kurulda ortaya çıkan bu gerçek, tutanaklara geçiribnezken yönetim kurulunun hazırladığı ve hissedarlara dağıtılan raporda şu bilgiler yer aldı: "1996 yıh bilançosu ve kâr-zarar tablosu yönetim kurulunun 20 Mart 1997 tarih ve 4263 sayıh toplantısuıda onaylanmış bulunmaktadır. Ancak ekte sunulan bilanço ve kâr-zarar tablosu yanında o dönemde görev yapan yönetim kurulunca 'doğru' bilanço ve kâr-zarar tablosu dûzenlenerek ilgili mercilere bilgi verilmistir." Hatalı kayrtlar Kamuoyuna açıklanan 1996 yılı bilançosunda bankanın 234.6 trilyon lira kâr elde ettiği belirtilen söz konusu raporda, yönetimin 26 Mart 1997 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmesiyle birlikte hatalı kayıtlann düzeltildıği de ifade ediliyor. Raporda, 1996 ve daha öncekı yıllardan devreden 53.3 trilyon lira tutanndaki hatalı kaydın düzetildiği ifade edilerek söz konusu kayıtlara ilişkin şu bilgılere yer veriliyor: "ProblemH kredilere yürûtülen faizlerin 7 trilyon 184 mOyar liralık kısmı zarar yazünuş, tahsili şüpheli alacaklanmız için 2 trilyon 693 milyar lira karşılık aynlmış, daha önce kayıtlara 'intikal etmeyen' 2 trilyon 299 milyar lira repo gideri zarar yazümış, takipteki alacaklar için yapılan 823 milyar lira gelir reeskontu iptal edilmiş. sermayeye ila\e edilnıeyen 260 milyar lira tutanndaki gayrimenkul satış kân gelirtere aktanlmışör." Genel kurula katılan hissedarlar, dönemin yöneticilerinin Hazine'ye gönderdiği bilançoyu oybirliğiyle reddedetti. JJemırel e kotu bir haber daha Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei'e bir darbe de Türkbank'tan gddl Yeğeni Yahya Murat Demirel'in sahibi olduğu Egebank'a devletin el koymasuun ardından Nazmiye Demirel'in kardeşi Ali Şener'in kayınpederi Hüsamettin Dinçer'e de Türkbank'ta sorumlu olduğu besaplarm ibra edilmemesi nedeniyie yargı yolu açıldL Hazine tarafından atanan denetçilerden olan Şener hakkında ibra edilmeyen diğer yönetim kunılu üyeleri gibi sorumluiuk, tazminat ve ceza davası açılabüecek. Dinçer, bankanın yönetimine ei konubnasuıa karşuı görevinden almmayan iki yönetim kurulu üyesinden biriydL Bu arada bankanın küçük ortağı Türkbank Munzam Sandığı'nuı önümüzdeki günlerde mahkemeye başvuracağı öğrenildi. Valaf yetkilileri halen süren çalışmalann ocak ayının ortasına doğru tamamlanacağuıı dile getirdiler. İbra edilmeyen banka \öneticüerine genel kurul tarihinden itibaren 3 ay içinde dava açılması gerekiyor. Daha önce aile fotoğrafı içinde yer aJan Cavit Çağların da sahibi olduğu tnterbank'a deviet tarafından el konulmuştu. ÜRKBANKİHALESlNDEKl USULSÜZLÜKLER NEDENÎYLEHAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMIŞTI Osman Tunaboylu ibra edildiTasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun, 1996 yılı genel kurulunda banka yöneti- mındeki ibralarla ilgili uygulamalan dik- katçekti Hazine tarafindan bankaya ata- nan EnverGüney ve halen Ziraat Banka- sı Genel Müdürlük görevini yüriiten Os- man Tunaboylu'yu yapılan yanlış işlem- lerden sorumlu tutmayan TMSF'nin, 22 Mayıs 1996 tarihinden önce ve sonra yö- netim kurulu üyesi olan Hüsamettin Din- çer ile Ateş Amikfioğhı'nun bir dönemi- ni ibra edip diğerinı ıbra etmemesi ise genel kurulda dikkat çekti. Yanlış rapor okundu Tunaboylu, Zıraafteki görevinden ön- ce Hazine'de müsteşaryarduncılığı yapı- yordu. Tunaboylu hakkuıda Türkbank ihalesinde yapılan usulsüzlükler nede- niyie soruşturma açıhnıştı. Bu arada bankanın 1996 yılı denetçi ra- poru yerine 1999 yıhnın mart ayındakı bir denetçi raporunun okunması Munzam Vakıf yöneticilerinin itırazına neden ol- du. Itirazuı kabul görmesi üzerine yanhş düzeltilerek 1996 yıh bilançosunun altı- na imza atan denetçilenn raporu okundu. Denetçiler TMSF tarafindan onaylanır- ken vakıf yönetıcılen kamuoyuna açık- lanan yanıltıcı bilançolann altında imza- sı bulunan denetçileri, yönetim kuruluy- la birükte ibra etmediğini açıkladı. O dö- nem denetçi raporlarınuı altında Kutlay Baturay, Nurhan Haopler ve Hazine ta- rafından murakıp olarak gönderilen En- ver Güney'in ımzalan bulunuyordu. İbra edllmeyenler 22 Mayıs 1999'dan önceki yönetim: • Oğuz Özkan (Genel Müdür, Yönetim Kurulu Başkanı.) • Ahmet Arkun • Erdogan Aral • Doğan Tümay • Fikret Cahit Apak • Mustafa Ateş Amiklioglu • Hüsamettin Dinçer. İbra edllenler • Kutlay Baturay • Nurhan Hatipler - Enver Güney: Hazine murakıbı. 22 Mayıs 1996 tarihinden sonra yönetime gdenlen • Erol Okuyan • Osman Tunaboylu • îsmet Tuğul • Ateş Amiklioglu • Hüsamettin Dinçer. Öte yandan Türkbank Munzam Vak- fı yöneticileri genel kurulda oylamanın 19% ve 1997 yıllarında bankadaki his- se durumuna göre yapılmasını istediler. 1996 yılında bankanın yüzde 80 ortağı konumunda olan Munzam Vakfm bu is- teği kabul edilmedi. Bunun üzenne va- kıf yönetimı muhalefet şerhi koydu. Va- kıf yöneticileri, aynca bankanın özel bir murakıp tarafindan denetlenmesı konu- sunu da gündeme getırmelerine karşuı bir sonuç alamadılar. Tuncer'e dava açılamıyor Bu arada bankanın 15 yıl genel mü- dürlüğünü, yönetim kurulu başkanlığı- nı ve her iki vakfin baskanlıklannı ya- pan Behzatltancer'e. zamanaşımı nede- niyie dava açılamadığı ortaya çıktı. Tun- cer, bankanın kötü duruma sürüklenme- sine neden olanlardan birisi olarak gös- teriliyordu. SPK manipülasyon için 169 kişiden davacı oldu İSTANBUL(AA) - Sermaye Piyasası Ku- rulu (SPK), bugüne kadar 13 şirket hisse se- nedinde manipülasyon yapükJan iddiasıy- la 169 kişiden davacı oldu. Haklannda dava açılan sanıklardan biri mahkûm olurken, diğerlen hakkında yar- gılama sürüyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK). "yapay olarak sermayepiyasası araç- lannınaroetalebinietkilemek,aktifbirpi- vasanın varhğı izJenemini uyandırmak, fi- >aflannı a>nı seviyede tutmak,armrmak ve- ya azaltmak'" amacıyla ahm ve satımuu ya- parak. gerçek kişiler ile tüzel kişilerin yet- kilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler hakkındaki Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47 A-2 maddesi uyannca, 169 kişi hakkın- da savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Sanıklar, Afyon Çimento, Sarkuysan, îh- las Holding, Dogusan, Erbosan, Koniteks, Sabah Pazarlama ve Sabah Yayıncılık, Al- temauf Yatırun Ortaklığı, Özfinans Fakto- ring, Olmuksa, Emek Sigorta, Eregli De- mir Çelik ve Kristal Kola hisse senetlerin- de manipülasyon yapmakla suçlandı. Sanıklar hakkında, fiihn mahiyeti ve öne- mine göre birukte veya ayn ayn hükmolun- maküzere 1 yıldan3yılakadarhapisve500 milyon 1ıradan 1 milyar liraya kadar ağır pa- ra cezası isteniyor. Dk mahkûmiyet Koniteks hisse senetlerinde manipülas- yonla suçlanan Bülent Büyûkuğur hakkuı- da, Sanyer Ashye Ceza Mahkemesi 28 Ma- yıs 1999 tarihinde mahkûmiyet karan ver- di. Afyon Çimento, Sarkuysan ve Ihlas Hol- ding hisselerinde manipülasyon davalann- da bazı sanıklar hakkuıda verilen beraat ka- rarlan temyiz edilirken, Afyon Çimento da- vasında mahkûm olan bazı sanıklar da tem- yize başvurdu. Halen yargılamalar sürü- yor. Türk Ticaret Bankası Yanıtlanması istenen sorular • Bankayı bu duruma sokan Behzat Tuncer ve ekibine neden dava açılmadı? • Yakın zamanda yönetimine el konulan Esbank, Yaşarbank, Yurtbank, Sümerbank, Egebank ile daha önce TMSF'ye deyredilen Bank Ekspres ile İnterbank'ta ise yönetimin hemen değiştirilmesine karşın tarihinde silahlı çatışmalar da bulunan Türkbank 'ta niçin bu prosedür işletilmedL • 1995 Martı 'nda Hazine kontrolündeyken bankaya genel müdür olarak ahnan Oğuz Özkan yönetiminde trilyonlarca lira zarar edilmesine karşın bu zamana kadar niçin soruşturma açılmadı? • Genel kurulda niçin 1996 yılında hazırlanan denetleme kurulu raporu okunmadı? Bu rapor yerine niçin Mart 1999 tarihinde hazırlanan denetim kurulu raporu okundu? Bunun perde gerisinde 1996 yılı denetim kurulu raporunu hazırlayan denetçilerin korunması mıyatıyor? Bilanço oyunu Cumhuriyet 9 Haziran 1998'deyazdı Bankanın gerçek bilançolan kamuoyundan saklanırken açıklanan rakamlaruı yanlışhğı 1998 yüında ihale yapılmadan önce Artfaur Andersen'e hazırlatılan bilançolarla ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet gazetesinin 9 Haziran 1998 tarihinde yaptığı haberde de dile getirilen bu sorun o dönemde yanıtsız kalmıştı. 24 .Axahk 1999 tarihinde yapılan genel kurul 1996 yılında yapılan bilanço yanhşhğının ortaya çıkmasını sağladı. 1994 yıhnda Sümer Holding'e verilen krediler nedeniyie batnıa noktasına gelen banka bu dönemde bile kâr açıklamış, 19% yıhnda banka trilyonlarca hralık zarardayken 234 milyarhk kâr gösterilmişti. Ancak gerçek, TMSF'nin 1997 yılında Arthur Andersen'e hazırlattığı bilançoyla gözler önüne serilmişti. Bankalar Birliği'ne verilen bu rakamlara göre banka 1997 yıhnda 131.7 trilyon lira zarar etmiş. bunun 65.8 trilyon lirasının geçmiş dönemde yapılan zararlardan kaynaklandiğı açıklanmıştı. Oysa banka kamuoyuna hiçbir tarihte zarar açıklamamıştı. Türkiye'nin kredi notu durağana çevrildi Ekonomi Servisi - Uluslararası kredı derecelendirme (rating) kuruluşu Thom- son BankWatch, Türkiye'nin olumsuz olan notunu durağana çevirdi. Thomson BankVVatch, Türkiye'de geçen haftalar- dan bu yana olumlu gelişmeler yaşandı- ğını açıklayarak Türkiye'nin notunu "BB" olarak değiştirdi. Kredi derecelendirme ku- nıluşundan yapılan yazılı açıklamada, Merkez Bankası tarafindan açıklanan pa- ra ve döviz kuru politıkalannın faizleri ve enflasyonu düşürmeyi amaçladığına dık- kat çekilerek bu uygulamalann Türki- ye'nin ekonomik geleceğinı şekillendir- diği belirtildi. Açıklamada, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafindan desteklenen ekonomi politikalannın başanya ulaşmasında po- litik kararhhğm gerekh' olduğuna işaret edü- di. Sadece para ve döviz kuru politikala- nnın hayata geçirilmesinin yeterli ohna- dığı belirtilen açıklamada, ekonominin düze çıkması için hayata geçirilmesi ge- rekenlerşöylesıralandı: •'Tanmdesteksis- teminin yeniden eie alınması, \ergi siste- minde daha fazla reform, özelleştirmele- rin ve kamu kurumlaruun yeniden yapı- landınlması, kamudaki ücret arbşlaruu dizginleınek." Türkiye'deki mevcut üç partili koalis- yon hükümetinin daha önceki hükümet- lerle karşılaştunldığuıda reformlan haya- ta geçmnekte daha başanlı olduğu söy- lenen açıklamada, "Uzun süredir ertele- nen reformlar gerçeklestiriöyor. Sosyalgü- venlik ve bankacılık sistemindeki düzeo- lemeler, yeni vergi sistemi, uluslararası tahkimin Meclis'ten geçmesi; tûm bunlar Türkiye'de kararfa bir çizginin izlendiğüıi gösteriyor" deniidi. BENCE İZZETTİN ÖNDER Acaba IMF Sopası mı! Ne değişti de faizler böylesine geriledi? Düşünüle bJlir ki Merkez Bankası'nın açıkladığı para programı kuı riskjni ortadan kaldırdı; döviz çıpası yanında kısmi biı şok programına bağlı olarak enflasyonun gerileyece- ği beklentisi yükseldi; IMF ile yapılan stand-by, Avru- pa Birliği'ne adaylığımızın onanması geleceği pembe- leştirdi vs.. Bunlann yanında kısa dönemli piyasalar- daki ani değişmeler gibi bir dizi başka faktörler de sa- yılabilir. Bence faizJerdekı son gelişmelerde bunlann hiç- biri böylesi bir değişimi açıklama gücüne sahip olma- dığı gibi, sayılan faktörierin bir bölümü faiz haddini yu- kan çekme etkisi de yaratabilir. Örneğin, fiyatlann ge- rileyeceği beklentisi altında, nominal faizlerin de düşe- ceği öngörülüyorsa, faiz profili yaklaşımına göre kısa vadede faizlerin düşmemesi gerekir. Demek ki faizlerdeki bu değişimi ekonomik faktör- lerle açıklamamız fazla olası değil, ya da hiç değılse, bu boyutu açıklamada ekonomik faktörler aciz kal- maktadır. O zaman başka faktörlere yönelmemız ge- rekiyor. Ben, faizlerdeki son inanılmaz değişimi polrtik ve güç faktörieri ile açıklamanın olası olduğunu düşü- nüyorum. Bence hikâye şöyle kurgulanabilir. Son program, Türkiye ya da var olan siyasal kadro açısından oldu- ğundan çok, Avrasya, Balkanlar ve Ortadoğu politika- lan açısından Türkiye'ye önemli bir rol biçen ABD ve ona bağlı olarak da IMF ve Dünya Bankası açısından fevkalade önemlidir. Bu programın başanya ulaşması, IMF ve Dünya Bankası'nın rüştterini kanıtiamalan açı- sından da çok önemli görülmektedir. Böyle olunca, si- yasal istikrann sağlanması, Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin uzatılması vb. gibi politik önlemler yanında, ki bence bunlar da dışandan yönlendirilmektedir, eko- nominin de güçlü bir makyaja tabi tutulması kaçınılmaz olmaktadır. Bu makyajın iki ayağı bulunmaktadır. Bun- lardan biri emekçileri bastırmak, diğeri ise bütçenin büyük bir bölümünü ısıran finans gücünü frenlemek- tir. Bu iki alana da IMF ciddi bir sopa göstermiştir. IMF'nin emekçilereyönelik sopasını güvenlik güçleri oluş- turmaktadır; finans kurumlanna yöne/ık sopa işlevini ise dış finans kurumlan görmektedir. Işte IMF'nin bu so- pasıdır ki kısa dönemde ne hükümetin fon talebinde ne de toplam tasarruflarda ciddi bir değişim olmadığı halde, faizler açıklanamayacak bir biçımde geriletil- miştir. Kısacası, faizler ekonomik dinamiklerie gerile- memiş, fakat politik manevralarla geriletilmiştir. Ne var ki bu "manevra" sözcüğü sadece fazleri bastıran ta- rafa ait olmayıp, bu bastırmayı sineye çekme durumun- da olan tarafa da aıttır. Dtşandan fon desteğinin çekileceğı tahdidinı alan fi- nans kesimi, Borsa dışında gideceği başka bir yer ol- madığından dolayı, faiz indirimıne gitti ve Borsa'yı yük- seltti. Programdan önceki faiz hadleri, hiçbir biçimde bir "ekonomik fiyat" olmayıp, birtür "güç fiyatı" niteliğin- de idi. Dolayısıyla, faiz düşüşü, bir yönü ile hak edil- memiş aşın getirilerden bir fedakârtıkf!) olarak gorül- melidir. Bu arada bazı bankalar üzerinde gerçekleştirilen operasyon da bir yandan mevduat faizleri üzerindeki çılgın rekabeti hafifleterek güçlü bankalara rahat bir ne- fes alma olanağı sağlarken, diğer yandan da "finans kesimine birgecede müdahale" tehdidini gündeme ta- şımış oldu. Bu bağlamda, geçmişten bazı ömeklerde hatıriafdadır. Örneğin, Ingiltere 1931 yılında bir gece- de kamu kâğıttan üzerindeki faiz haddini yaklaşık ya- nya çektiğini ilan etti. Halkın faiz konusuna karşı kini de had safhaya ulaşmış bulunuyor. Dolayısıyla finans kesimi açısından böylesi bir "konsensüs" görüntüsü sergilemek ve böyiece emeğin bastınlmasını da meş- rulaştırarak topluma sempatik görünmek gerekmek- te. Kaldı ki Vergi Usul Yasası'nın ünlü 279. maddesi gi- bi meseleleri sağlıklı bir çözüme kavuşturabilmek için de hükümete sempatik görünmek gerekiyor! Ama ekonomik alanda fedakâriığa yer yoktur. Nite- kim finans kesimi tam da bunu yaptı. Finans kesimi, sömürü afanındaki kayba razı olmayarak, şimdilik tek seçenek gibi gözüken Borsa'ya kaydı. Bunun anlamı; kamu bütçesi yolu ile vergı yükümlüleri üzerindeki sö- mürünün bir bolümünün Borsa yolu ile küçük tasarruf sahipleri üzerine yıkılmasıdır. Üstelik bu yol, Borsa'nın sarsılması ile Merkez Bankası'nı ve hatta hükümeti tehdide de açık idi. Böylece, finans kesiminin şimdilik sergilediği hoş tavırlar ile 279. madde vs. konularda yo- la gelmeyen hükümete de aba altından sopa gösteril- miş olmaktadır. Iç finans kesiminin bu davranışı, bir süre için de ol- sa IMF programına destek verdiği derecede, dış fi- nans çevrelerinin de Türkiye'den kaynak aktarma ola- nağına kavuşmalan biçiminde, yaranna olacaktır. Zira bu program, bütçe içi tasarruf yanında dışandan ak- tanlacak tasarruf kaynaklanna dayandınlmıştır. Özel- leştirme çılgınlığı, para programı, ücretlenn bastınlma- sı vb. gibi temel dayanaklar hep aynı amaca yönelik- tir. Benceprogramın en zayrfyanı da burasıdtr. Zira, prog- ramda teknolojıye yönelik ve üretim arttıncı önlemler- le, bir yandan ihracatı arttınp borç itfasına ve ticaret acı- ğının hafifletilmesine; diğer yandan vergi gelirierinin yükseltılerek kamu kesiminin desteklenmesine; bun- lann da ötesinde, üretim artışı ile toplumun sosyal po- litikalar çerçevesinde sağlıklı gelişmesine yönelmek yerine, parasal önlemlerie sadece yüzeysel ve makyaj nrteliğinde bastıncı önlemlere başvurulmuş gibi geliyor bana. Şu iki noktayı doğrusu pek merak ediyorum: 1) Şim- diki faiz dengesini gören liberaller, acaba eski "güç dengesini" nasıl açıklayacaklardır! 2) Faiz üzerine ko- nulacak bir verginin tasarruflan vergilendirerek ekono- miyi gerileteceği savını ileri sürenler, acaba IMF ile bu konuyu görüşmeyi düşünmezler mı! Umanm, sonuçtan Türkiye'deki siyasiler yanında IMF de mahcup olmaz! MERKEZ BANKASI KURLARI 11 OCAK 2000 SAT1S DÖVİZ CİNSİ ALIŞ EFEKTİF SATIŞ ALIŞ 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Danimarka Kronu 11ngiİE Steriini 1 Isviçre Frangı 11sveç Kronu 1 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dınan 1 1 Norveç Kronu 1 Sud Arb. Rıyalı 1 Euro 1 AJman Markı 1 Belçıka Frangı 1 Lüksemburg Frangı 1 Ispanyol Pezetası 1 Fransız Frangı 1 Irlanda ürası 100 Italyan üretı 1 Ho/landa Flonnı 1 Avusturya Şılinı 1 Portekız Esküdosu 1 Fin Markkası 1 Bulgar Levası 1 Iran Rıyalı 1 Rumen Leyi 1 Şunye ürası 1 Ürdün Dınarı 1 Yeni Israil Şekeji 1 Yunan Drahmısi 535,157 350,677 74,648 882,279 345,287 63,889 5,094 367,967 748,468 67,568 143,124 555,493 284,019 13,771 13,771 3,339 84,685 705,330 28,689 252,071 40,369 2,771 93,427 537,738 352,971 75,016 886,891 347,511 64,554 5.128 369,630 1,771,497 68,024 143,382 558,172 285,389 13,837 13,837 3,355 85,093 708,732 28,827 253,287 40,564 2,784 93,878 534,782 349.064 74,596 881,661 344,769 63,844 5,075 366,606 1,722,241 67,521 142,051 283,820 13,750 13,668 3,332 84,558 701,098 28.603 251,693 40,308 2,750 93,362 122,232 95 17 4,827 680,574 107,568 1,553 538,545 355.089 75,189 888,221 348,032 64,702 5,147 371,035 1,798.069 68,180 144,457 285,731 13,858 13,941 3.363 85,221 712,984 28,937 253,667 40,625 2,805 94,094 186,600 145 26 7,240 767,456 113,084 1,664 ÇAPRAZKURLAR 1 ABD Dolan 15235Arasfratya Dolarf 7.1683 15474 8.3300 104.86 1.4548 7.9051 3.7504 ilng.S. UuveytD: 1S0R: tSOR: 1Eım Danimarka Kronu isriçre Frangı isveç Kronu Japon Yeni Kanada Dolan Norveç Kronu S. tabistan Riyali 1.6463 ABD Dolan 3.2944 ABD Dolan 13799 ABD Dolan 742.025 TL. 1.0360 ABO Dolan Euro dönüsüm oranlan 1.95583 40.3399 40.3399 166.386 6.55957 0.787564 1936.27 2.20371 13.7603 200.482 5.94573 AlmanMariD Belçika Frangı lüloeaıburg Fraagı bpanyol Pezatası FransEFrangı Iflanda Lirası halyan lireti HolMa Florini Anısturya Şilini Portekız Estaıdostı FinMartkası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear