17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi s GeneJ Yayın Yönetmeni- Orban Erinç 0 Genel Ya\m Koordınatönr Hikmet Çetinka\a • Yazıışlen Müdurii. tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdur Fikrel tlkiz 0 Habcr Merkezi Müdüni: Hakan Kara 0 Görsel Y'önetmen: Fikret Eser lstıhbaratCengizYıldınm#Ekonomı Özlenı Yüzak # Kültür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören # Düzeltme Abdullah Yazıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehnret Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oku> Kurtböke, Hikmet Çetinkaya, Şıikran Soner, Ibrahinı >. üdız, Orhan Bursah, Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısi Muslafa Balbay Atatürk Bulvan No 125, Kat4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7 hat), Faks 4195027 01zmırTemsılcısı Serdar Kızık, H ZıyaBK 1352 S 2/3TeI.4411220, Faks 4419117 0 AdanaTemsılcısi- Çetin Yiğeooğlu, lnonüCd 119 S No 1 Kat l,Tel 363 12 11, Faks. 363 12 15 Mûessese Mudürii İ stüd Akmen # Kcordmatör Ahmet Korubaa • Muha- sebr Bûlent V.enw#]dare HâseyiD Gmtr0 Bügı-Ulem Nıillnal^Bılgı- sayarSıstem Mârihet ÇilerOSaaş FızgetKuzı MEDYA C: • Yöoetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gülbin Erduran # Koordınator Reha I;ıtman 0 Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-5!384««l,Faks.513«63 y ve Basao: Yau Gûn Habcr Ajansı, Bastn ve Vayıncıiık A Ş Tüjkocagi Cad 39 41 Cağaloglu 34334 lstanbul PK 246 - SıHteci 34435 Istanbul Tel (O'212)512 05 05(2Ohatl Faks (0*212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 25EYLÜL 1999 tmsak:5.20 Güneş: 6.47 Öğle: 13.03 tkindi: 16.24 Akşam: 19.06 Yatsı: 20.27 londra Moda Günleri'ne görkemli fina. • LONDRA (Reuters) - Bir haftadır süren 'Londra Moda Günleri', modacılann tüm dünyada gösterilen son koleksıyonJanndan seçmelerin sunulduğu şovla sona erdi. Brezılyah modacı Alexandre Herchcıvitch'in transparan giysısı ılgi odagıydı. Yatova'daM okul taşındı • ORHANGAZİ (AA) - Depremde zarar gören Yalova'dakı Uludağ Ünıversitesi Meslek Yüksekokulu 'geçici' oiarak Orhangazi'ye taşındı. Okul Müdurii Prof. Dr. Yalçm Yıldız, Belediye Başkanı Turgut Onlü'yü ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada, belediye başkanının kendilerine çok yardımcı olduğunu belirtti. Tekstil, Gemi ve Güvene, Seracılık, Iklimlendirme ve Sogutma, Deniz ve Liman tşletmeciliği ile turizm ve otelcilik bölümlennin bulunduğu okulda 600 öğrencinin ögrenim gördüğûnü bildiren Yıldız, en önemli sorunun deprem nedenıyle çok göçük olan Orhangazi'de ev bulmak oldugunu söyledi. Deprem eğitim gezisi • İSTANBUL (AA) - ÎTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın "gönüllü rehberlik" yapacağı "Deprem Eğiüm Gezisi" düzenlendi. BRT- Bırsey Turizm Şirketi tarafindan organize edılen gezıye katılanlar Adapazan, Gölcûk ve Yalova'ya götürülecekler. "Bilgi felaketi kovar" diyen Prof. Dr. Ercan, geziye katılma amacının, halkı depremin etkıleri hakkında bilgilendirmek oldugunu söyledi. Toplu mezar • KONYA (Cumhuriyet) - Konya Büyükşehir Beledıyesi ekipleri Beyhekim Mahallesi, AJpaslan Sokak'ta yapılan kanalizasyon çahşmalan sırasında toplu mezar buldu. Topograf Nurettin Yfener, mezarda 15 iskeletin bulunduğunu, burasının Selçuklular döneminde mezar amaçlı kullanılmış olabileceğini belirtti. Yener, yıkılan Zindankale surlan nedeniyle de çok sayıda küp kınğına rastladıklannı söyledi. Sulama kanallannın çoğalması ve artan sığınmacı göç hastalığı hızla yayıyor Avrapa sıtıııa tehdidi altındaÇeviri Servisi - Dünya Sağlık Örgü- tü'nûn (WHO) son sıtma raporuna gö- re Avrupa'da sıtma salgını tehlikeli bir şekilde tırmanıyor. 196O'lı yıllarda ka- nalizyon şebekesinin yeniden düzenlen- mesi, ileri tıbbi müdahale ve haşere ilaç- lannm yardımıyla sıtmadan tümüyle kur- tulan Avrupa ülkeleri. şimdi göçler ve su- lama sistemlerinin sular altında bıraktı- ğı tanm alanlan nedeniyle yeniden sıt- ma tehdidıyle karşı karşıya. Raporda, önlem alınmadığı takdirde sıt- manın, önü alınamayacak bir şekilde ya- yılacağı bıldiriliyor. Bu kaygılan arttı- ran bır başka etken de küresel ısmma nedeniyle sıtmanın kuzeye doğru ilerle- mesi. Geçen hafta Floransa'da toplanan WHO AvrupaBölgesi Konseyi, 198l'de Avrupa'da 2.882 oiarak tespıt edilen sıt- ma vakalannm, 1997'de 12.328'e tır- mandığına dikkat çekıyor. Tıbbi bakım açısmdan bir sorun yaşanmamasına kar- şın bu hastalann yüzde 7'si yaşammı yi- tirdi; çünkü sıtma konusunda deneyim- siz olan Avrupalı doktorlar, hastahğı an- cak ileri evrelerde teşhis edebiliyorlar- dı. Hastalığı Avrupa'ya. sıtmanın yaygın oldugu ülkelere giden Avrupalı turistler taşıyor. Bu arada yetkilileri korkutan en önemli gelişme, yerli sivrisineklerin tu- ristlerden aldıklan parazıti yerel salgın ağı oluşturarak yaymalan. Kaldı ki Lüksemburg'da 3, New York'ta 2 vaka, hastalığın havayolu ile yayılabi- leceğı olasıltgını gündeme getirdi. Lüksemburg'daki 3 sıtma vakası ülke- nin uluslararası havaalanınm birkaç ki- lometre uzagında meydana geldi. Uz- manlara göre bu hastalıklara, tropık ül- kelerden gelen uçaklann içine saklanan sivrisınekler yol açıyor. Sağlık hizmetierinin aksaması WHO, hastalığın yayılmasına yol açan etmenleri şöyle sıralıyor Bölgesel çatış- malar sonucunda hızlanan sığınmacı gö- çü, sivnsineklerin üremesme uygun ze- min oluşturan sulama kanallannın 1970'li • Dünya Sağlık Örgütü (WH0) Avrupa'nın yeni bir sıtma salgını ile karşı karşıya kaldığını bildiriyor. Bilim dergisi New Scientist'in son sayısında yer alan yazıda, hastalığın yayılmasında Türkiye'deki GAP'ın etkili olduğu ileri sürülüyor. yıllardan bu yana çoğalması. komüniz- min çöküşünden sonra Doğu Blok'u ül- kelerinde sağlık hizmetierinin aksama- sı. Rapora göre eski Sovyetler'le sınır komşusu olan Azerbaycan ve Tacikis- tan'da hastalık çok yaygın; oysa Erme- nistan ve Türkmenistan'da daha seyrek oiarak görûlüyor. Bu ülkelerin sıtmaparazitı taşıyan va- tandaşlan. turist oiarak Rusya'ya gel- diklerizaman paraziti sivrisineklerebu- laştınyor. Son aylarda Moskova'ya 180 kilometre uzakhktaki Ryazan kentinde iki sıtma vakasına rastlanması ve bu iki kişinin bölgenin dışına çıkmadıklanm açıklaması bu tezi doğruluyor. 10 misli artan sıtma Türkıye'de ise 1989 yılından bu yana sıtma hemen hemen hiç görülmüyordu. Ancak ülkenin güneydoğusunda sürdü- rülmekte olan devasa sulama projesi (GAP). 1990 ile 1994 yıllan arasında 10 misli artan sıtma vakalannın tek so- rumlusu oiarak gösteriliyor. Salgını en- gellemek için gösterilen çabalar olum- lu sonuç verdi ve Avrupa'da 1996 yılın- dan bu yana sıtma vakası görülmedi. Ne var ki Türkiye'de hastalığın ne denlı kontrol altında tutulduğu şüpheli. Kaldı ki son yıllarda ülke turizminde görûlen patlama Batı Avrupa'da sıtma salgını- nın yeniden hortlamasma neden olabi- lir.WHO yetkilılerine göre cidde tıbbi bakım, dikkatli gözetim ve soğuk geçen kış aylan hastalığın Kuzey Avrupa'da yerleşmesine engel olabilir. Ancak gü- ney Avrupa'daki sivrisinekler parazitin varlığını sürdürmesine çok uygun bir metabolizmaya sahip. 1997'de ltalya'da birköylûnün, ülke sınırlannındışına çık- madığı halde sıtmaya yakalanması. yer- li sivrisineklerin paraziti taşıdığı inancı- nı pekiştirdi. "Gii ney Avrupa*da hastalığın yeniden ortaya çıkma olasılığı çok yüksek" diye konusan WHO yetkilileri, önlem alınma- dığı takdirde ciddi bir salgının bölgeyi etkisi altına alacağını ileri sürüyorlar. Sanayi kurulusları 'Verin altını da kirletiyorlar Ekonomi Servisi - Sanayi bölgesi olan Trakya'da kuruluşlardan çıkan atıklar çevre kirliliğinı arttınrken Çevre Bakanlığı'nın denetiminden kaçan fabrikalann atık salannı yeraltı kaynaklanna akıttıklan bildirildi. lstanbul Teknik Üniversitesi (ÎTÜ) Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. AtiUa AykoL bazı fabrikalann iki sondaj kuyusu açarak bunlardan birinı atık suJann depolanmasında kullandıklannı söyledi. Önceki yıllarda atık sulannı derelere ve göllere boşaltmayı tercih eden fabrikalann, Çevre BakanlığVnın denetiminden kaçmak için yeraltı sulanna yöneldikleri iddia ediliyor. Bölgedekı fabrikalann çoğunun da antma tesisi bulunmadığını belirten yetkililer, denetimlerin yapılmamasını eleştiriyorlar. Sondaj kuyusu açmak için Devlet Su Işlen'nden (DSİ) ruhsat alan fabrikalann üzerinde denetim yetkilerinin bulunmadığını dıle getıren belediyeler, işletme ruhsaü olmadan üretim yapan ve kuyu açan bırçok fabrikanın bulunduğuna da dikkat çekiyorlar. DSl yetkilileri, yeni uygulamayla fabrikalara atık su debi ölçer koyulduğunu belırterek kullanılan sudan belirli bir oranda atıksu kanalizasyon katılım payı alındığını kaydediyorlar. tTÜ Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aykol, denetimden kaçan sanayicilerin açtıklan kuyularda atık sulan depoladıklannı söylüyor. Su seviyesi giderek düşüyor Diğeryandan fabrikalann sondaj layarak kullandıklan büyük mıktarlardaki suyun yeraltı sulannın azalmasında da etkili olduğu belirtiliyor. Trakya'daki belediyeler, özellikle günlük su tüketimi çok miktarda olan fabrikalann, yeraltı sulannın azalmasında etkili oldugunu belirtıyorlar. Yeraltı su seviyesinde her yıl ortalama 2.5 metre düşüş kaydedildiğini bildiren belediye yetkilileri, 1970'li yıllarda 30 metre olan su çıkarma derinliğinin 1990'larda 70 metreye kadar çıköğma dikkat çekiyorlar. Depremden sonra evlat edinmek isteyenkrin sayismda arüş olunca hükümet yasa> ı değistirme> e karar verdi. Depremzede çocuklann yararlanması için Medeni Yasa değiştirilecek Evlat ediıııne yaşı 30'a iınyor K.4PLAN ANKARA - Hükümet, Marmara Böl- gesi'nde yaşanan depremin ardından gün- deme gelen evlat edınmenin kolaylaştınl- masına ilişkin değışikliği yeni yasama döneminde TBMM'ye getirecek. Evlat edinme yaşı 35'ten 30'a indirilecek, ço- cuklu aılelere de evlat edinme hakkı ta- nınacak. Devlet Bakanı Hasan Gemici, depremden sonra evlat edinmek ıçın 10 binin üzennde başvuru oldugunu söyle- di. Depremle birlikte çok sayıda çocuğun kımsesiz kalması, evlat edmme koşulla- nnm yumuşatılmasını gündeme getirdi. Hükümet. anayasa engeli nedeniyle yasa hükmünde kararname çıkaramadığı için evlat edinmenin de yeniden düzenlendi- ği Türk Medeni Yasası 'nda değişiklik ön- gören yasa tasansını, yeni yasama döne- minde gündeme getirecek. Yasa değişık- liğinin yasama geçirilmesi durumunda evlat edinme yaşı 35'ten 30'a indirilecek • Hükümetin yeni yasama döneminde gündeme getireceği yasa değişikliğine göre çocuklu aileler de evlat edinebilecek. Devlet Bakanı Hasan Gemici, depremden sonra evlat edinmek için 10 binin üzerinde başvuru oldugunu söyledi. ve çocuklu ailelere de evlat edinme hak- kı tanmacak. Mevcut yasaya göre, çocuk- lardan durumu uygun olanlar. meslek ele- manlannın ıncelemelen sonucunda. yaş başta olmak üzere tüm koşullan evlat edinmeye uygun olan ve başvoırulan ka- bul edılen ailelere. mahkeme karan ile evlatlık oiarak verilıyor. 10 binden fazla başvuru Dev let Bakanı Hasan Gemici, depremin ardından kımsesiz çocuklan evlat edinmek için 10 binden fazla başvurunun yapıldı- ğını, ancak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yurtlann- da, depremde kimsesız kalan 35 çocuğun bulunduğunu, 27 çocuğun da deprem son- rasında kayıp oiarak bildirildiğini anlat- tı. Kuruma bağlı 75 çocuk yuvası ve 95 yetiştirme yurdunda 18 bini aşkın genç ve çocuğa bakıldığmı kaydeden Gemici, ço- cuklann yüzde 85'inin evlat oiarak veril- mesinin mümkün olmadığını belirtti. Ge- mici şunlan söyledi: "Bunlann çoğunhığunun annesi-baba- sı var. Çeşitli nedenlerle yurtiara bırakıl- mışiar. Yurtlanmızda kalan çocuklann ancak >üzde 15'i evlatlık verilmeye uy- gun durumda. Evlat edinmek iste\en ai- leierin talebi daha çok 0-1 yaş kımsesiz ve sağlıklı çocuklar üzerinde yoğunlaştığuı- dan bu özellikJere uygun yüda yaklaşık 500çocuk kuruma geliyor.Bunbıruı da is- lemleri losa sürede ynpdryor." Gemici, yunlarda kalan depremzede kimsesiz çocuklann sayısının çok az ol- ması nedenıyle başvunıda bulunan aile- lere diğer çocuklan evlat edinmelerini önereceklerini söyledi. MAKtVE MÜHENDİSLERİ ODASI 'AmçlardaLPG kulhınum tehlikelideğiF • TMMOB Makine Mühendisleri Odası îstanbul Şubesi'nin düzenlediği konferansta LPG kullanımının giderek yaygmlaştığı vurgulandı. lstanbul Şube Başkanı Umit Ülgen, LPG'nin taksilerde kullanımınm tehlikeli olmadığını, dönüşümü gerçekleştiren fırmalann denetimi altında oldugunu söyledi. lstanbul Haber Servisi - uygulamalan hakkında TMMOB Makine Mühendisleri Odası lstanbul Şube Başkanı Ümit Ülgen. önceleri yalnızca ocak, fınn ve şofbenlerde kullanılan LPG'nin (Sıvılaştınlmış Petrol Gazı), dökmegaz ve otogaz oiarak kullanımının da son yıllarda yaygınlaştığını belirterek "Araçlarda LPG kullanımında arük tehükenin obnadığuu LPG'ye dönüşüm yapan finnalann denetimkri altında oldugunu" söyledi. TMMOB Makine Mühendisleri Odası lstanbul Şubesi'nin. İTÜ Maçka Tesisleri'nde düzenlediği •'LPG ve l/ygulamalan" konferansmda konuşan oda başkanı Ümit Ülgen, önceki yıllarda araçlann LPG'ye dönüşümünü kaçak yapan firmalann tehlike arz ettiğinı anımsatarak günümüzde aynı tehlikenin dökmegaz konusunda yaşandığını belirtti. Dökmegaz uygulamalannda proje denetiminin sağlıklı yapılmadığına dikkat çeken Ül^en, "17 Ağustos depremi, denerimin ne kadar önemli oldugunu herkese gösterdi. Otogazda olduğu gibi dökmegazda da denerimin ve kontrolün ügili yasalar çerçevesinde Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'ndan odamıza verilmesini bekliyoruz" dıye konuştu. Ülgen. LPG ilgili kurumlarda bir mevzuat kanşıklığı oldugunu ifade ederek konferanstan çıkan sonuçlan bu kurumlara bildireceklerini ve kamu kuruluşlannın çalışmalanmn birleştirilerek yasalaşmasını sağlamaya çalışacaklannı kaydetti. Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşet Kadırgan'da, tüplenn dolap içlerine konulmasımn ciddi tehlikeler yaratacağını kaydetti. Tüpgaz patlaması kazalanna değinen Kadırgan, bunun gerçek bir patlama değil, basıncın artması sonucu rüp parçalanması oldugunu söyledi. Araçlarda alternatif oiarak LPG kullanımının, motor ömrünü uzattığını söyleyen makine mühendisı Kadir örücü'de "LPG, yakıt ve yağ giderlerini düşürerek ekonomi sağlamakta ve yanma sonucu kurşun, kükürtdioksit gibi zarariı emisvonlar üretmemesi nedenh le yaşadığımız çevrenin korunmasına karta"" sağlamaktadır" 1 görüşünü dile getirdi. Orücü, araçlarda LPG kullanımının en çok Italya. Hollanda ve ABD'de görüldüğüne dikkat çekerek LPG'nin Türkiye'de de yaygınlaştınlması gerektiğini söyledi. e-posta : tan @ prizma. net tr MESELA DEDIK ERDAL ATABEK n edelli askerlikten beklenen ge- İJ lirin sağlanamadığı açıklanıyor. Bu gelir deprem bölgelerinin çeşit- li gereksınmeleri için düşünülmüş bir çözümdü, çeşitli nedenlerle ger- çekleşememiş olabilir. Peki "bedel- liyükiimlülük" neden sadece asker- lik için düşünülmüş olsun? Başka yükümlülüklere de bakmak gerekmez mi? Öyle bir yükümlülük olsun ki, yerine getirilmemesi önemli bir boş- İuk yaratmasm, bedelle karşı lana- bilsin, sayıca çok kişiyi ilgilendirsin. Bakımz, öğrencilik bu koşullara çok uygun. Öyleyse. hemen düşünün. İlkööretim bedelli olsun mu?.. A shna bakarsamz ilköğretim as- J ı lındaçoktanbedelli oldu. Okul bagışıydı ya da özel okulun taksidiy- di, servısiydi. giyimiydi, kitabıydı derken hem de yüklüce bir "bedeJ- li". Ama karşıhğında çocuklara ne veriliyor? Ezbercı eğitimin şartlan- dırdığı kafalar. kendi başına bırakıl- mış çocuk gruplan, sabahtan akşa- ma kadar trafikte dolaşan servis araç- lanna tıkılmanın getirdiği sıkıntılar. Ya öğretmenlerin çılesi? Onca çaba- nın gözleri önünde heba oldugunu görmenin acısı, düşük maaşlann ya- rattığı sıkmtı, en iyi niyetlerinin de- Bedelli Oğrencîlik Olsa... ğerlendirilmeyişi. Şimdi bu ilköğ- retimin yerine "bedd" koyarsanız pek bir şey kaybedilmediği düşünü- lebilir. Öğretim yerine çocuklann hobileri dikkate alınarak çeşitli oyun- lar, uğraşlar yapılabilir, bunlar için de okul dışında aileler çözümler bu- labilir. Ekonomik durumu iyi olan ai- leler hiç sıkıntı çekmesinler. "bedel- Köğrencilik" programından yararlan- sınîar. hem çocuklan rahat eder hem de iyi bir gelir kaynağı kazanılmış olur. Okullara bedel ödemek iste- meyen ekonomısi uygun olmayan ailelerin çocuklan okullara gitsin, sayısı azalmış sınıfiarda biraz daha rahat eğitim görsün, öğretmenler de daha rahat eğitim yapabilsin. Bakın, kaç yönlü yarar sağlıyor "bedelli ö^- rencaik"? Hadi, ilköğretimi halle- dın ki sıra ötekilere gelsin. Üniversite bedelli olsun mu?.. Oimdı yükseköğrenime de bak- O mak gerekiyor, "bedeUi'' olabi- lir mi, olamaz mı? Bır smav yapıyor- sunuz, öğrenci istediğmi değıl, tut- turabildiğini seçiyor, sonra da iste- mediği bir mesleğin öğrenimini gö- nülsüz sürdürüyor. Öğrenimini biti- rip de bir mesleğin diplomasını alın- ca ne oluyor? Çoğunluk için hiçbir şey değiş- miyor, elinde diploması olan bir iş- siz oluyor. Çünkü zaten ortada iş yok. Diplomalı gencin de içinde ça- lışma isteği yok. Pek pek gördüğu öğ- renimle ilişkısi olmayan bir iş yapı- yor. Metalurji mühendisi turizmle uğ- raşıyor, tıp doktoru televizyonculuk yapıyor, mımaryazarlığa başlıyor, hu- kuku bitiren ticarete atılıyor. Çevre- nizde de bol bol göreceğinız gibi ya- pılan ışle görülen yükseköğrenimin ilgisi çok küçük bır oranda kalıyor (değil mi Kâmil?). Öyleyse, yük- seköğrenim bal gibi bedelli olabilir. Her fakülte ya da yüksekokul dalı- na bir bedel konur. Her yıl belirli bir "bedel taksidi" ödenir. Sürenin so- nunda da öğrenciye diploması veri- lir. Diplomasını alan kişi kazara o dal- da çalışmak isterse, zaten gireceği şir- ket ışın başında hizmet içi eğitim veriyor, orada öğrenir. Fakülteyi nor- mal bitirmiş olsa da işi yaparken öğ- reneceği için hiç fark etmez. Çoğun- lukla olduğu gibi başka bir iş yapa- caksa diplomasınm önemi olmaya- caktır. Ama bedel karşıhğında bakın ne- ler kazanacaktır: 1. Üniversite bitir- mişolacaktır ki ailelerin en önem ver- diği şey budur. 2. Askerlik konusu- nu uzatmış olacaktır ki pek çok genç için yükseköğrenimin amacı budur, 3. Keyfıne göre geçireceği 4-5 yılı olacaktır ki bundan âlâsı olamaz. Para bakımından sıkıntısı olmayan- lar, "bededi vükseköğrennn'' üzeri- ne "bedelli doktora" ya da"bedelü master" yapabilırler. Buradangele- cek paralarla da neler yapılmaz ki? Bu "bedelli'' meselesini iyice dü- şünmek gerekiyor, öyle bir kaynak İci gele gele bitmez. Yeter ki, akıllar işlesin, fikirler uçuşsun. ondan son- ra da paracıklar gelsin. Artık bede- li dolarlaödeyene Amerika'da, mark- la ödeyene Almanya 'da, euroyIa öde- yene de Avrupa'da birer aylık "bfl- gi görgü arttırma gezisi'' de cabası olsun. Nasıl buluş ama.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear