17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25EYLÜL 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Çelikel'in açıklaması Geçen hafta köşemizde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin TOBB) Tahkim Divanı tarafından telirlenen "hakem //sfes/"nde yer aan kimi adları sıralamıştık. Liste^ ce, eski Istanbul Hukuk Fakültesi Cekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel'in CB adı bulunuyordu. Sayın Aysel Çelikel konuya iliş- kn bir açıklama göndererek, adı- nn tahkim kurulu listesinde bu- lınduğunu iik kez köşemizdeki ya- zdan öğrendiğini bildirdi: "öğretim üyeliği görevini aka- ctemik yaşamı boyunca tam za- nanlı olarakyürütmekten onurduy- djm. Statüm gereğiböyle birgö- revi kabul etmek söz konusu ol- madığıgibi, bugûne kadarböylebir teklif de almış değilim." Demek ki, TOBB Tahkim Divanı hakem listesini uzmanlann kendi- lenne sormadan da belirieyip ilan ecebiliyor. Sayın Çelikel, uluslararası tahkim tartışmaları sırasında sessiz kal- madığını da ifade etti. Buna kanıt olarak da, Danıştay'ın yetkisinin kaldırılarak, uluslararası tahkime yetki tanınmasının Türkiye'yi kamu hizmetlerinin görülmesinde ulusla- rarası siyasetin emrine sokmak an- lamı taşıdığını savunan makalesi- ni gösterdi. •l» Bip de cezaevîni görse Bayrampaşa Cezaevi'nde hafta içinde meydana gelen olaylan, geçmişte Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yapmış olan avukat Veli Devecioğlu ile konuşuyorduk. "Cezaevinde yok, yok. Silah, esrar, cep telefonu, bol miktarda para " diyecek olduk, Devecioğlu cezaevlerinin uzun süredir laçkalaştığını, buna karşın Adalet Bakanlığı yetkililerinin vurdumduymazlık içinde olduklarını vurgulamak üzere bir anısını aktardı: "Birkaç yıl önceydi. Ankara Kapalı Cezaevi'nde kalan bir müvekkilimi ziyarete gittim. Baktım, yanında iki kişi. Görüşmemiz başladı, ama bu iki kişi oradan aynlmadılar. 'Siz kimsiniz?' diye sordum. 'Biz örgüt temsilcileriyiz, konuşulanları dinleyeceğiz' karşılığını verdiler. Böyle bir uygulamayı kabul edemeyeceğimi söylememe rağmen görüşme sonuna kadar yanımızda kaldılar. Konuyu cezaevi yetkilisine ve cezaevi savcısına ilettim. Bir şey yapamayacaklannı ima edercesine, başlannı öne eğdiler. Bu kez Adalet Bakanlığı'na gittim. Sorunu aktardım, yetkililer not aldılar." Sonra? Sonrası şöyle: "Diğer görüş gününe gittiğimde aynı olayla karşılaştım. Aynı temsilciler bu kez de oradaydı. Hatta müvekkilim bana bir pusula vermeye kalkıştı. Bu iki kişi pusulayı elimden kapmak için az kalsın kolumu kınyorlardı. • " Yine cezaevi yetkililerini, Adalet Bakanlığı yöneticilerini defalarca uyardım. Hiçbir şey değişmedi." Veli Devecioğlu, kıssadan hisse çıkardı: "Devlet, cezaevlerine egemen değil." Adalet Bakanımız Sayın Hikmet Sami Türk, DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in "Benim affım" diye tanımladığı hazırlıklardan, uluslararası tahkimi anayasa hükmü haline getirme, özelleştirmelerin önündeki engelleri tümüyle kaldırmak için Danıştay Yasası'nı yenileme, idari Yargılama Usul Yasası'nı değiştirme çalışmalarından bir başını kaldırabilse, cezaevlerindeki durumu algılayacak... CHP Araştırma Merkezi, 7 Ekim günü Park Apart Otel'de "Ekonomik Politikaiar için Stratejik Seçenekler" adlı bir toplantı düzenleyeceğini açık- ladı. Toplantıya katılacaklara göz atıl- dığında "sol" düşünceyi savunanla- nn saygı duyduğu birkaç uzman ve bilim insanı dışında, "liberal" görüş- leri ağır basan isimler çoğunlukta gi- bi. Dünya Bankası uzmanlanndan ve 12 Mart döneminin Başbakan Yar- dımcısı Atilla Karaosmanoğlu'nun Seçenek aranıyorsabaşkanlığında yapılacak toplantıya, küreselteşmenin yıkıcı sonuçlannı sor- gulayan UNCTAD'nins bölüm yöne- ticilerinden Prof. Dr. Yılmaz Akyüz ya da aynı konudaki eleştirel yaklaşım- larını krtaplan ve bilimsel çalışmalan ile ortayaseren Prof. Dr. Gürten Kaz- gan çağrılamaz mı? Ekonomik geliş- melere "eme/r"açısından bakan Prof. Dr. Izzettin Önder veya Türk-lş Araş- tırma Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan da toplantıya davet edilemez mı? CHP Genel Başkanlığı'ndan gelip Süleyman Demirel'in danışmanlığı- na giden Hikmet Çetin'in elbette de- neyimlerinden yararlanılabilir. Ama, CHP üyesi Prof. Dr. Alpaslan Işıklı'nın birikimlerini dışlamak partiye haksız- lık anlamına gelmez mi? CHP Araştırma Merkezi'nin gözün- den kaçmış olabilir. Bu yıl başında çeşitli üniversitelerden 100'e yakın bilim insanı "Küreselleşmeye teslimi- yet tek seçenek değildir" başlıklı bir bildiri kaleme almışlardı. Diyeceğimiz şu: Görüşlerine kulak verilmek istense, Türkiye'ye tek çıkış gibisunulan "yer?/sa0"ınseçenekle- rini ortaya koyacakların sayısı hiç de az değil. Doğal afet Bakanlar Kurulu, Marmara depreminden yaklaşık iki ay önce, 25 Haziran tarihinde "Tabii Afetler Nedeniyie Ge- lir Kaybı ve Altyapı Hasanna Uğrayan Belediyelere Yapı- lacak Yardımlara DairKarar"\ yürürlüğe soktu. Bu karara göre, "deprem, $u baskını, heyelan, çığ, ka- ya düşmesi, tasman, fırtına" gibi doğal afetler nedeniyie 1998 yılı içinde gelir kaybına ve altyapı hasarına uğrayan 337 il, ilçe ve belde belediye- sine lller Bankası'ndan ayrı- lan pay yükseltiliyordu. 337 ilçeyi tek tek inceledik. Gözümüze, yardım payları arttınlan Ankara'daki beledi- yelerçarptı. Karara göre, Ba- lâ'nın payı 3 kat, Elmadağ'ın payı 2 kat, Etimesgut'un pa- yı 2 kat, Evren'in payı 3 kat, Gölbaşı'nın payı 2 kat, Ha- sanoğlan'ın payı 2 kat, Şeref- likoçhisar'ın payı 2 kat yük- seltilmişti. Bakanlar Kurulu'nun kara- rına bakılırsa, Ankara'nın bu ilçe ve beldeleri "afet" gör- müştü. Ne afeti? Orası biraz karışık. Sorduk soruşturduk, o ilçelerde yaşayanlara sor- duk. 1998 yılında depreme, su baskınına, heyelana uğrama- mışlar; kaya düşmesi, fırtına ile karşılaşmamışlardı. Merakımız arttı, araştırdık. Anladık ki, Ankara'daki bü- tün bu ilçe ve beldelerin be- lediye başkanlıklarını 18 Ni- san seçimlerinde MHP ka- zanmış. Ne yani, bu yörelerde MHP'nin seçim kazanması doğal afetten mi sayılıyor? ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMİROĞLU ^ Az Sonra! • Cumhurbaşkanlığı süresi konusunda kesin karar veril- di! Karara göre Demirel, Cum- hurbaşkanlığı süresine değil; Cumhurbaşkanlığı süresi De- mirel'irii ömür süresine göre ayarianacak! Bundan sonra da Çankaya'ya çıkacak her kişi de Demirel'in yaptığı ka- dar cumhurbaşkanlığı yapa- cak! Kararla ilgili olarak Baş- bakan Ecevit, "Sonunda ra- hatladım. En büyük korkum, deneyimli Demirel'in aktifsiya- sete dönmesiydi. Ben bulmu- şum karşımda acemileri, ra- hat rahat birinci parti oluyor- dum. Az daha bu durum teh- likeye girecekti" derken, De- mirel, "Aslında benim gönlüm- den geçen Kızılay'a genel baş- kan olmaktı. Orası çok daha ga- rantili görünüyor, kimseyerin- den kıpırdatamazdı" dedi! Az sonra! • Clinton - Ecevit görüş- mesinin gerçek nedeni anla- şıldı! Görüşmenin, sanıldığı gi- bi IMF kredileri, Kıbrıs konu- laru yüzünden yapılmayacağı, asıl sebebin Bill Clinton'ın yazdığı şiirleri Ecevit'e gös- termek istemesinden kaynak- landığı öğrenildi. Clinton'ın ko- nu hakkında yakın çevresine "Bülent Ecevit, hem bir poli- tikacı olarak beni anlar, hem de birşair olarakşiirden anlar. Ay- nca Ingilizcesinin mükemmel olduğunu da biliyorum. Şiir- lerimin gerçek değerini o be- lirfeyebilir. Yoksa Kıbns'ı mıb- nsı Ecevit'le niye görüşüp va- kit kaybedeyim? Herkes biliyor kidünyanın efendisi biziz, kri- tik konularda biz ne dersek o olur" dediği belirtildi! Az son- ra! • Bedelli askerlikte '28 Şu- bat' sürprizi! Doğum günü 28 Şubat olanların herhangi bir ücret ödemeden bedelli as- kerlikten yararlanabilecekleri bildirüdi! Konu hakkında konu- şan bir yetkili, "28 Şubat'ın önemi malum. Ogündoğan- lara bir güzellik yapalım iste- dik" şeklinde konuştu! Az son- ra! • Kediler toplu halde Türki- ye'yi terk ediyor! Ünlü hay- vansever Parrter Emel'in ayar- ladığı bir gemiye dolarak git- meye hazırlanan binlerce ke- di adına konuşan ve adını giz- leyen bir Tekir şunları söyledi: "Türkiye'de zaten zor du- rumdaydık, insanlarsokakke- dilerine yapmadık kötülük bı- rakmamıştı. Sürekli tekmeleni- yor, hırpalanıyor, hatta zehihe- niyorduk. Sonra depremler başladı, herkes bizden medet umaroldu. Depremiönceden haber vermiyoruz diye sinirle- rini bizden aldılar. Açlıktan bir deri bir kemik kalmışız, depre- mi haber verecek halimiz mi kalmış. Biz de tek çare olarak bilim adamlarını dinliyorduk. Bunlar yetmezmiş gibi, birde Satanistlerçıktı başımıza. Ke- diden kurban olduğu nerde görûlmüş. Bu kadar manyak- lığa dayanamayız. Değil 9 can- lı olmak, 90 can bile yetmez bu ülkede. Hadi bize eyvallah!" Az sonra! • Istanbul'da köprü geçiş fiyatlarının zamlanmasından sonra, köprüden yapılacak in- tiharlar da ücrete bağlandı! Buna göre tek olarak atlamak isteyenler vezneye 20 milyon, el ele atlayacak çiftler ise 50 milyon lira ödeyecek! Bu karar, yönetimin 'yurttaşın cebindeki parayı alalırn da, nastl olursa olsun" anlayışına bağlandı! Az sonra! Duyuru • insel Inal ve Nadi Güter'in 'GİDİŞDÖNÜŞ' adh perfor- mansı 3 Ekim'e kadar her gün 19.00'da Istanbul Sanat Mer- kezi, 'Kumpanya' mekânında izlenebilir. (Bilgi için: 0212 235 53 57) ŞİŞLt 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998/1177 Davacı Nazmiye Seziş tarafından davalı Imam Seziş aleyhine açılan boşanma davasında; Merkez Mah. Çeşme Sok. No: 2/1 Kâğıthane/tstanbul adresin- de mukim davalı Imam Seziş'e adresinde tebligat yapılamadığzn- dan ve yapılan emniyet araştırmasında da adresi tespit edilemedi- ğınden davalı Imam Seziş'in duruşmanın atılı bulunduğu 23.11.1999 gûnü saat 10.30'da mahkememiz duruşma salonunda hanr bulunmanız veya kendınizi bir vekil ile temsil ettirmediği- niz veya mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediğiniz takdirde yok- Iuğunuzda cereyan eden ışlemlere itiraz edemeyeceğiniz hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 14.09.1999. Basın: 45272 YERKÖYİCRA TETKİK MERCtİ Sayı: 1999/3,4 Davacı Alparslan Aslan vekili Av. Fatih Deniz tarafından dava- lı Halk Bankası A.Ş. aleyhine açılan lcıymet takdirine itiraz dava- sında 4.6.1999 tarihlı duruşmada davacı vekili vekâletten ıstıfa et- tiğinden ve tüm aramalara rağmen davacmın adresi tespit edile- mediğinden, davacı ALPARSLAN ASLAN'ın 15.10.1999 günü saat 11.15 'teki duruşmasına gelerek davasını takip etmesi veya kendisini bir vekılle temsil ettirmesi hususu meşruhatlı davetiye tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 7.9.1999. Basın: 45193 HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ - . - : , < - : t , - ' • - > • • • ' • - ' • niiBnnı;fln < "t"" K tfcr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(âturk.net ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 25Eylül NIGBOLU SAl/ASI « « ' P * 8UGÜN,OSMANLI ORDlieU, AvHUPAiJtAti'~ OAN OLUfAN Bie'nAÇU OftPUSU'HU NİSSOCU'C* (ÇM4DİKİ 8UIGAMS1*N'M NİKOPOt.) YENPİ.OSMAH. ULAR'tN SlRBİSTAM'A GİÇDİKLEJti, MACARİSTAfj'A OOGKU YÖNELDİtCLEftİ, PADİŞAH YILPIgtM BAY£- 2İT ZAMANIYPI.AVRUPA OeifLETLBJtİ, O&M4VU FETİH f>OUTİKASlNDAN TEPİR6İN OIMUŞLARC*. BU A8AC* KUOÜS YOLUhtU P# TEMİZJ-EMEk: /S- TEâifJOeVtHLEg. PAfH'NIN DESTe£İYt£, MACAR KRALI SI&İSMUMD KOMUTASlNDA, 8tKL£ÇİIC Bfe HAÇLt OKPUSU HAZIRLAPHAtt. H£MEH t/EM£M TtlU AVRUPA 1 DEVlETLB/iMN X4TKIC>4 SULUM- DUKLAKt BU OfiPU, MtİSOUJ'M, YILPtÇ/At SATB- ZIT kX>MLrmstNDAK/ OSMAHİJ O&USUVtA KAR- ILAÇTI va 8ÜYÛK 8JR Y£NIL6İYe GÖRÜŞ Dr. EMİN GÜRSES ; Rusya Nereye? ; Bu yüzyılın ilk çeyreğinde Sovyetler Birliği'nin ku-, rulmasının koşullarını hazırlayan bölgesel ve ulusla- rarası kriz, yine bu yüzyılın son çeyreğinde bu ülke- nin dağılmasına da yol açmıştır. Güç yarışı üzerinel kurulu uluslararası sistemin zaaflanndan yaraıianma- - sını bilen Bolşevik liderler bu fırsatı iyı değerlendir-^ miş ve iktidan ele geçirmişlerdi. Fakat yine bu siste- min tuzağına düşmüş ve Batı kapitalizmi ile askeri bir yarış içerisine girerek kendi sonunu hazırlamıştır. 1917 Bolşevik Devrimi'nden sonra yaşanan iç mü- cadeteler sonucu yönetimi ele geçiren Stalin ve eki- binin ilk yaptığı iş, Çarlık döneminin profesyonel bü-' rokrasisinden yararlanmak olmuştur. Bilindiği gibi, Dı- şişlerı Komiserı Çiçerin aristokrat bir aileden gelme eski bir Menşevikti. Ve görevı boyunca Çarlık diplo- masisinin deneyimlerini Sovyet yöneticilerine aktar- mıştır. Stalin'in bu yöntemi, Sovyetler Birliği'nin çözülme- si ve Soğuk Savaş döneminin sona ermesinden son- ra Batı tarafından Rusya'yı yeniden yapılandırma dö- neminde ömek alınarak kullanılmıştır. Eski komünist bürokratların önemli bir kısmı, yağmadan paylarına düşeni almak şartıyla kapitalist yapılanma için kol- lan sıvamışlardır. Sovyetler Birlıği döneminde yap- tıklan hatalaria birliğin dağılmasının koşullannı hazır- layan bu ekibin, ABD'rtin öncülüğünde Batı kapita- lizmine hizmet etmekte hiç de çekingen davranma-' dığı gözlenmiştir. Yeltsin de dahil birçok yöneticinin mali çıkar sağlama gırişimlerı yeni değildir. Uluslararası finans kuruluşlan aracılığıyla "verim- sizyatınmlar için mali destek sağlayarak önce borç- landır, sonra taviz için sıkıştır' yöntemini uygulama- da başanlı olan VVashington yönetimi, Rusya'da bir kapitalist tabaka yaratmakta önemli adımlar atmış- tır. Dış yardımların, bürokrat komisyonu kesildikten sonra Merkez Bankası'na ulaştığı Batılı mali kuruluş- larca bilinmektedır. Bu yeni zenginlerin önemli bir kıs- mı, Sovyetler Birliğı döneminde ülkenin üretimini ve uluslararası ticaretinı kontrol eden kışılerdi. Şimdi de aynı görevi yerine getirmektedirler, fakat gelirin önem- li bir kısmı banka hesaplarına aktarılmak şartıyla. Bu yeni sınıfın artan sermaye birikimini Batı baş- kentlerine taşıdığı bilınmektedir. Kostantin Loukf- ne'in belırttığine göre 1992-1997 arasında 120 mil- yar dolar civarında bir para yurtdışına çıkarılmıştır. Rusya'da bazı askerlerin köpek eti yedikleri düşü- nülürse bu rakamın ne kadar büyük olduğu anlaşı- lır. Yurtdışına kaçırılan bu paralann, nasıl olupda Ba- tı demokrasilerinin 'demokratık' usullere göre çalışan bankalarına hiçbir sorun olmadan yatırılabiidiğine şaşabilirsiniz. Fakat Batı kapitalizminde din-iman, her şey parayla ölçüldüğü ıçın buna şaşmamak ge- rekir. Bu paralarla New York, Paris, Londra, Amster- dam, Berlin gibi önemli şehirlerde çoğunlukla paha- lı evler ve restoranlar satın alınmaktadır. Rusya'nın kapitalist uluslararası sisteme enteg- rasyonunda eski Sovyet bürokrasisi kullanılırken, bir taraftan da Rusya'nın, bölgesinde askeri ve ekono- mik bir güç olarak ABD'nin hesapları önünde engel olarak durrnası da engellenmeye çalışıyor. Kuzey Kafkasya'daki çatışmalar Moskova'ya bir uyarı ola- rak kullanılırken, Rus ordusunun bölgede zor duru- ma düşürülerek ülkedeki eski etkınlığinm kınlması da hedefleniyor. Bu şekilde başarısız bir ordunun dar- be yapma ve eskiye dönüş hesaplan da engellen- meye çalışılıyor. Rusya sadeceiçeridesıkıştınlmtyor. Kafkasya'da- • ki etki alanı da daraltılmaya çalışıJan Moskova'nın Iraıt. ve Irak'la ilışkileri ABD'nin bölgeyı kontrol etmesiy- le zayrflatılmış ve ticari alanda da önemli bir zarara uğratılmıştır. Bu arada petrol boru hatları konusun-. da elindeki bütün kozlan alınmaya çalışılan Mosko- va, dünya petrol piyasasında önemli bir yer edinme hesaplarını Kuzey Kafkasya'daki gelişmelerden son-. ra yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır. • Dünya petrol üretiminin günlük 28 milyon varil civa-, • nnda olduğu günümüzde bu rakamın belirli bir dü- . zeyde devam ettirilmesi petrol tekelleri için elzem- dir. Aksi takdirde sermaye transferi için çok önemlî < bir ürün olan petrolden elde edilen gelirlerinde ka-' yıp kaçınılmaz olacaktır. ABD ve uluslararası tekel- • ler dünya petrol üretimini vefiyatını belirtemektezor- . lanmamaktadır. Moskova, petrol ve doğalgaz üretimiyle dünya pi- • yasasına girerek ülke ekonomisinı darboğazdan çı-. karabilmek hesaplarını yapmaktadır. Fakat ABD'nin hesabı, Hazar havzası petrollerinin dünya piyasala- • nna ulaşmasını elden geldiğince geciktirmektir. ABD için en kârlı yöntem, var olan petrol üreticisi ülkete- • rin üretimiyle dünya piyasalarını kontrol etmektir. Arap ülkeleri başta olmak üzere petrol üreten ülke-; ler zaten doğrudan ya da dolaylı olarak Batı kapita- lizmine göbekten bağlıdırlar. Böyle kârlı bir ilişkiyeza- rar vermek, uluslararası hegemonyayı sürdürmekte olan ABD için risklidir. Rusya'yı uluslararası kapitalizmin tuzağına düşü- ren işbirlikçi bürokratlar, kendi halkına emperyalizm-. den daha acımasız davranmıştır. Güç mücadelesin- de 'erde/n'in yeri yok. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 1/Anadolu'nun güneybatısında- ki antikbölge... Sarp bölgede kurulmuş Kaf- kasdağköyleri- ne verilen ad. II Bilgide temel 5 olarak düşünce- yi alan ve varlı- ğı, insan düşün- cesinin kurdu- ğunu kabul eden öğretilenn genel g adı. 3/ Kıyı ile gemi arasında yük taşı- makta kullanılan altı düz tekne.."Gelecekgünle- rin en güzeli, en ferahı / Kalbi temiz alnı — se- 3 vişenlerin olur" (C.S. 4 Tarancı).4/Uğraş... Bar- 5 tın'ın bir ilçesi. 5/ Balık yakalama aracı... Çıplak vücut resmı. 6/ Hoşa git- meyen, tatsız... Kimse, 8 kişi. II Aktinyum ele- g mentinın simgesi... Ka- ragöz oyununda kullanılan kamış düdük. 8/ Şöhret... Ba-" • yağı, sıradan. 9/ Rakibin yumruklanyla çok sarsılmış, fa- ' kaı hâlâ ayakta durabılen boksör içm kullanılan sözcük..." • Yapma, etme. •, YUKARIDA^ AŞAĞIYA: 1/ Anadolu'nun güneyindeki antik bölge. 2/ Adlan aynı. olanlardan her bıri... "Salih —": Ressamımız. 3/ Oy...^ Tuzağa düşürülen şey... Bir nota. 4/ Namlusu eğmeçli, ikf yanı da keskin uzun savaş bıçağı. 5/ "Insan —'de hayal-^ ettiği müddetçe yaşar" (Yahya Kemal)... Ünlü bir divan şain. 6/ Asya'da bir ülke... Eski Mısır'da güneş tannsı. 7/ i Ender, seyrek... Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne ya da tığ- ( la yapılan bir tür nakış. 8/ Çıkar yol. çare... Akarsu ya--' tağı. 91 Tombala gibi kımı oyunlarda sayılann yazılı ol- • duğu kart.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear