17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 1999 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Baypampaşa'nın İçi, Dışı Bayrampaşa'da iki buçuk yıl kaldım. Ana cad- desini sorsanız bilmem. Çünkü benim kaldığım yer, Bayrampaşa'ya Paris, New York, Sidney kadar uzaktı. Hapishaneyi tanımlamak gerekirse, dünya- nın her yerine eşit uzaklıkta olan mekân demek yerinde olur. Öyle ya, cadde taş atımı uzakta ol- sa da nafile, nasıl olsa çıkıp dolaşamazsın ki. Eski adı Sağmalcılarolan Bayrampaşa'ya yıl- lar önce, ceza ve tutukevi yapıldığında herkes iftihar etmişti. Çünkü bu Ortadoğu ve Balkan- lar'ın en büyük cezaevi idi. Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük kültür ve sanat ülkesi olamayan birtoplum, en büyük ce- za ve tutukevini yapmakla övünüyordu. Ve de oraya birçokyazannı, çizerini, düşünürünü ko- nuk ediyordu. Bayrampaşa'nın, ister siyasi olsun, ister adi, yaratıcı ve üretici zekâlı tutuklu ve hükümlü ko- nuklan ise, oradaTürkiye'nin ikinci, üçüncü, be- şinci metrolannı yapmakla ünlendiler. llk metro, gözaltını önce Aladini Köşkü'nde, sonra Beylerbeyi Sarayı'nda geçirmiş olan Sul- tan Abdülhamit tarafından yapılmıştı. • • • Şimdilerde Bayrampaşalılar, ceza ve tutuke- vi ile iftihar etmiyoriar; hatta ondan şikâyetçiler bile. - Cezaevi'ni ücra bir yere taşısınlar, bura- da rahatsız oluyoruz, diyorlar. Oranın geçmişini bilmeyen genç muhabirler de, gerekli soruyu soramıyorlar. - Kardeşim burada siz yokken cezaevi vardı. Rahatsız oluyorduysanız neden gel- diniz? diyemiyorlar. Hoş, sorsalar da bir şey fark etmeyecek, çün- kü nakkını aramayı bilemeyen, ama avantasını kovalamakta üstat olan toplum bireylerinin ve- recek haklı yanıtları yoksa bile, her zaman ileri sürecek bir mazereti vardır. Bayrampaşa'nın dışı, gecekondu mafyasının eseri ojan gecekondularla doludur. Gecekondunun günümüzde, kaçak yapı an- lamını taşıdığını bilmeyenler, o yapımı önceden, izni arkadan gelen apartımanları görünce, bu- ranın ne menem bir gecekondu semti olduğu- nu anlayamazlar. Zaten Türkiye kendine özgü koşullan olan, dışardan bakıldığında anlaşılmasına imkân bu- lunmayan bir diyardır. • • * Bayrampaşa'nın dtşındaki düzeni anlamayan kafalar, içindeki düzeni (burada düzen sözcü- ğünü düzensizlik olarak da okuyabilirsiniz) hiç anlayamazlar. Ceza ve tutukevinde, askeri dönemlerdeki komutanlar hariç ne müdür, ne savcı, ne gardi- yan hâkimdir. Bayrampaşa'nın dışında düzeni- ni sağlayamayan, söylediğini yaptıramayan devlet, içinde hiç sağlamayaz, borusunu öttü- remez. Orada, borusunu öttüren mafya baba- landır. Nitekim geçen gün de öyle oldu, mafyanın ba- balık savaşında, 7 kişi öldü Bayrampaşa'da. Sade vatandaş, bunun neden böyle olduğu- nu birtürlü kavrayamaz. Çünkü ona kimse maf- ya ile politikacı yüzünden devletin bir arada ol- duğunu anlatmaz. Dünkü Radikal'de Tuncay Özkan koydu ortaya bu ilişkiyi bütün çıplaklı- ğıyla. Devlet mafya ile iç içe olunca, yeni babayı devlet tayin eder. Kısacası, Baba'nın devletteki süresine djk- katlerin yoğunlaştığı bir dönemde, Bayrampa- şa'da devletin desteğindeki yeni babanın kim olacağı savaşı verildi. Kısacası baba devletsiz, devlet babasız ol- maz. Ne diyelim. Bizim ülkede her yerde baba var. Kodeste babalar, tepede babalar. Boşuna çabalayıp, ağlar analar. Ah bu kafalar, vah bu kafalar! TBMM'nin açılışında sade tören yapılacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM, ye- ni yasama yılına sade bir açılış töreniyle başlaya- cak. 1 Ekim Cuma günü Yddınm Akbulut'un baş- kanlığında toplanacak olan TBMM Genel Kuru- lu'nda Cumburbaşkanı Süleyman DemireL gele- I neksel açılış konuşmasını • yapttktan sonra çalışmala- ra 5 Ekim Salı günûne ka- dar ara verilecek. TB- \ MM'nin yeni yasama yılı- nın ilk gündem maddele- rini ise Cumhurbaşkanı Demirel'in veto ettiği af yasası ile depreme karşı alınacak önlemler ve za- rarlannı azaltmaya dönük yasal düzenlemeler oluş- turacak. Uluslararası tah- kime ilişkin anayasa deği- şikliğinin ardından uyum yasalan da TBMM'nin öncelikli gündem madde- leri arasında yer alıyor. TBMM, kısa süren yaz tatilinden sonra yoğun bir gûndemle yeni yasama yı- lını karşılayacak. TB- MM'nin yeni yasama yılı- na başlaması nedeniyle, TBMM Başkam'nın her yıl verdiği resepsiyon, deprem nedeniyle bu yıl yapılmayacak. TBMM Genel Kurulu'nun saat 15.00'teki ilk toplantısın- da Cumhurbaşkanı Demi- rel söz alacak. TBMM'de yaptığı açılış konuşmala- nnda genellikle ülke için önemli güncel konularda değerlendirme yapan De- mirel'in, konuşması ile il- gili hazırhklan başlattığı öğrenildi. Kulislerde. gö- rev süresi uzatılmadığı takdirde, cumhurbaşkanı olarak son kez TBMM'nin yasama yılını açacak olan Demirel'in, 7 yılhk cumhurbaşkanlığı dönemini değerlendire- rek, "veda" içerikli birko- nuşma yapacağı belirtili- yor. Kulislerde Demirel'in konuşmasındaaynca, Yar- gıtay Başkanı Sami Sel- çuk'a "yanıt" vereceğı yo- rumlan da yapıhyor. Normal çalışmalanna 5 Ekim"de başlayacak olan TBMM'nin öncelikli gün- demini Cumhurbaşkanı Demirel'in veto ettiği af yasası oluşturacak. Bu çerçevede, gelecek hafta içinde hükümet ortağı par- tilerin temsilcilerinden oluşan alt komisyon. Ada- let Bakanı Hikinet Sami Türk'ün baskanhğuıda bir araya gelerek, yeni düzen- lemeye ortaklar düzeyinde son biçimini verecek. Kırsal kesimde ve cezaevlerinde bulunan militanlarla Avrupa kanadı silah bırakmaya karşı çıkıyor Apo'nıın çağrısı PKK'yi böldüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Abdullah Öcalan'ın sınırların dışına çıkma ve bir grubun silahlanyla birlık- te teslim olma emrine PKK içinden tep- kiler gelmesi üzerine örgütteki bölünme su yüzüne çıktı. Orgütün Avrupa kana- dında ve cezaevlerinde bulunan mili- tanlardan bazılan, Öcalan'ın çağnlan- nı sert şekilde eleştirirken Tunceli kır- salında eylem yapan Kâzım kod adlı Hamili Yıkhnm. telsiz anonslannda 'başkanhk konseyi'nin kararlannı tanı- madığını bıldirdı. Başbakan Bülent Ece- vit, silahlı militanlann teslim olmasını olumlu karşılayacaklannı kaydetti. PKK'yi yakından izleyen Sakarya Üniversıtesi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. EminGürses. Öcalan'ın emri- ne karşı gelenlerin "KürtHizbuUahı"na kayabileceklerini, bundan sonra örgü- tûn elinde bulunan paranın paylaşım kavgasmın başlayabileceğini vurguladı. Öcalan'ın açıklamalannın ardından PKK içindeki bölünme kırsal kesimde- ki, cezaevlerindeki militanlar arasında ve örgütün Avrupa kanadında su yüzü- ne çıkmaya başladı. Öcalan'ın açıklamalannı sert bir şe- kilde eleştıren cezaevindeki militanlar- dan bazılannın, diğer örgütlerle ilişki kurduklan kaydedildi. İstihbarat birim- leri, Sürgünde Kürt Parlamentosu üye- si Necdet Buldan, eski merkez komite üyesi Setahattin Çelik, Balkanlar tem- silcisi ve Öcalan'a Kenya'ya kadar eş- likeden AyferKaya, Yunanistan sorum- lusu Şemse Kıbç ve eski Avrupa sorum- lusu Sami Coşkun'un, örgütün silah bi- rakması karanna karşı çıktıklannı belir- ledi. Öcalan'a karşı çıkanlann, Türki- ye'den çıkışın "çöküş" anlamına gele- ceğini savunduklan ve 'başkanhk kon- seyi'nin bu karanna uymayacaklannı açıkladıklan belirtildi. Mllitanlardan Apo'ya tepkl Öcalan'ın açıklamalanna cezaevin- deki milıtanlardan da tepkiler geldi. Bursa Özel Tip Cezaevi'nde kalan ve örgütün cezaev leri sorumiusu Sabri Ok, Çanakkale Cezaevi'nde hükümlü bulu- nan eski merkez komite üyesi Meftmet Can Yüce, PKK bünyesinde faaliyet gösteren Devrimci Halk Partisi (DHP) sorumiusu Meral Kırdar. Ümraniye Cezaevi sorumiusu Mehmet Sait Üçlü, DHP Avrupa sorumlusu Fehmi Er- baş'ın da örgütün son kararlannı sert bir şekilde eleştirdiği belirlendi. Alınan kararlann "tûkeniş" anlamına geldiği- ni savunan cezaevindeki militanlann, silahsız ve savaşmayan bir yapılanma- nın hiçbir zaman muhatap kabul edil- meyeceğini savunduklan kaydedildi. Öcalan'ın çekilin karanna karşı per- de arkasından tepki gösteren Cemil Ba- yık"ın ardından, Tunceli kırsalında bu- lunan Kâzım kod adlı Hamili Yıldınm, telsizden silah bırakma çağnlanna uy- mayacağını duyurdu. Tepkiler üzerine PKK'nin Mehmet Can Yüce. Meral Kıdır, Mehmet Sait Üçlü'yü görevden aldığı, Sabn Ok'un da savunmasını istediği öğrenildi. Başbakanlık'tan çıkışta sorulan ya- nıtlayan Ecevit, dağdaki silahlı militan- lann adalete teslim olmalannın olumlu bir gelişme olarak değerlendirileceğini söyledi. Ecevit. "Zaten biz bunu teşvik edryorduk. Bildiğiniz gjbi bir Pişmanhk Yasası TBMM'den geçti. Silahlarını bı- rakarak teslim olanlar, Tûrldye'de her türlü hoşgörüyü görecekierdir, tabii ada- letin gerekleri çerçevesinde. Bu konuda dağdaki silahlı militanlann silahlarını bırakarak adalete teslim olmalan gerçe- keşirse, onu olumlu gelişme olarak de- ğeriendiririz" dedi. örgüt parasının payla$ımı Doç. Dr. Emin Gürses, Öcalan'ın ya- kalanmasının ardından PKK'de bölün- menin su yüzüne çıkmaya başladığını söyledi. Öcalan'ın açıklamalanna tep- ki gösterenlerin önümüzdeki dönemde tasfıye edilebileceğini kaydeden Gür- ses, bunlann Kürt Hizbullahı'na katıla- rak silahlı mücadeleyi sürdürebilecek- lerinedikkat çekti. Bundan sonra örgü- tün elinde bulunan paranın paylaşımı konusunda bir mücadelenin de yaşana- cağını kaydeden Gürses, "Avrupa arük silahlı bir PKK'nin amacına ulaşama- yaeağını anladı. Bundan sonra siyasi bir mücadeleyi destekleyebilir. Uzun vade- de Öcalan'ın siyasi nitelik taşıyan çağn- lanna uvmayarüaruı fazla bir şansı yok. Avrupa bunlan ar&k desteklemeyecek. Bunlar tasfiye cdilcbilir. Silahı bırakma- yanlara artık para girmeyecek" değer- lendirmesini yaptı. Sıvas ve Tokat kırsalında faaliyet gösteren sol örgütlerin kendi aralannda çatışma ıçine girdikleri ve birbirlerini "ihbarcüıkla" suçladıklan öğrenildi. Bu bölgede PKK adma faaliyet göste- ren Demokratik Halk Partisi (DHP) mi- litanlannın TİKKO ile işbirliği içinde olduğu kaydedildi. PKK'yebağlı DHP, Türkiye Devritn Partisi (f DP) ile TİK- KO'nun Konferans ve DABK kanadı- nın işbirliği yaptıklan birlikte eylemler gerçekleştirdikleri bildirildi. Güvenlik güçleri aynı bölgede faali- yet gösteren1)HKP-C ile bazı TİKKO militanlan arasında zaman zaman suç- lamalar ve çatışmalar yaşandığını kay- dettiler. Siirt 3. Piyade Komando Tugayı 'nın cephanelerini DHKP-C'ye satmışlardı Cephanesatan çetedlemidcımENVERSEVtŞ DİYARBAKIR- Siirt 3. Piya- de Komando Tugayı'ndan çal- dıklan cephaneleri tstanbul'da DHKP-C militanlanna satmak isterken yakalanan iki astsubay, üç uzman ça\oış ve üç sivilden oluşan sekiz çete mensubu hak- kında yürütülen soruşturma ta- mamlandı. Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklann tümü- nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait cephaneleri çalıp sat- mak suçündan ıdamlan istendi. Hava Kuvvetleri Komutanlı- ğı Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Savcılığf nca hazırlanan iddi- anamede, sanıklar Hv. Svn. Kd. Çvş. tlyasBa>kut P. Uzm. Çvş. Necdet Kazan, Hv. Svn. Uzm. Çvş. Mehmet \kkaya. P. Uzm. Çvş. Erhan Baki ve P Başça- vuş. Erdin Çapar'ın Siirt 3. Pi- yade Komando Tuğayı emrinde görevli oldukları sırada, Ça- par'ın sorumlu olduğu mühim- mat deposunun yedek anahtan- nı llyas Baykut'a vererek kendi- si olmadan depodan malzeme çalınmasına olanak sağladığı belirtildi. lddanamede, Necdet Kazan*ın içinde bulunduğu ekonomik sorunlan çözmek için silah ve mühimmat satma- yı düşündüğü, bu düşüncesini gerçekleştirmek amacıyla yine ekonomik sıkıntı içerisinde ol- duğunu bildiği tlyas Baykut'la ilişkiye geçtiği, Mehmet Akka- ya'yla birlikte depodan cepha- ne çalmaya başladıkları, bu olayda Baykut'un depodan mü- himmat çıkartma, Akkaya'nın mühimmatı birlik nizamiyesin- den geçırme, Necdet Kazan'ın da mühimmatı evde saklama ve satma görevini ustlendiği belir- tildi. İddianamede, sanıklann satış sonrası elde edilecek para- yı eşit şekilde bölüşmek üzere anlaştıklanna yer verildi. Silah, el bombası, mermi, T- NT kahplan, bunlara ait saniye- li fıtil ve patlama kapsülleri ile depoda bulunan çok sayıda lav silahı gibi cephanenin depodan çalınarak Uzman Çasıış Necdet Kazan'ın evine götürüldüğü be- lirtilen Askeri Savcılık iddiana- mesinde şöyle denildi. "Uzman Çavuş Necdet Ka- zan möhimmatı satmak ama- cıyla yakın çevresinden aucılar Ue irtibat kurabUecek kişikri aramaya başlar. A> nı birliktegö- revli sanık Erhan Baki'nin Nec- det'e Eskişehir "de tanıdıklan oJ- Gazili annenin isyanı Mahkemede söz alan müdahil Menekse Pmraz, bugüne kadar adaletin yerine gelmesi için devlete ve adalete güveni kaybermemeye çabsüklannı, ancak çıkanlacakaf yasası ile bütün bu beklenti ve umutiann suya düşeceğini söyiedL Gazi davası af sonrasına AHMETŞEFÖC TRABZON - Ekim ayı içinde yasallaşması beklenen affm, Gazi Davası'nın düşmesine yol açabileceği bildirildi. Gelecek oturum, olası affm sonrasında, 22 Ekim'de yapılacak. Tutuklu sanık Adem Albayrak'ın tahliye ıstemınin reddedildiği 24'üncü oturumda söz alan müdahil MenekşePoyraz, bugüne kadar adaletin yerine gelmesi için devlete ve adalete güveni kaybetmemeye çalıştıklannı, ancak çıkanlacak af yasası ile bütün bu beklenti ve umutiann suya düşeceğini söyledi. Poyraz, "Sanıklar devtet memuru da biz devletin nesiyiz? Ben 50 kere öbnüşûm. Türkiye'yi rririeştirmek, kardeşi kardeşe kırdırtmamak istiyorsanız adaleti yerine getirmeüsiniz. Eğer bunu yapamazsanız herkes kendi yargılaınasını yapar. Ben de çocuğumun katilini bulurum" dedi. Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde Dursun Kaya Gükç başkanlığında yürütülen 24'üncü oturuma sanıklardan sadece tutuklu olan Adem Albayrak; müdahil taraftan, olaylar sırasında yaşammı yitiren Zeynep Payraz'ın annesi Menekşe Poyraz. Dilek Şimşek'in babası Ali Şimşekkatıldı. Müdahil avukatlan ise Cemal Yücel'le Gülizar Tuncer temsil ettiler. Sanık avukatlan tlhami Yelekçi ile Hurşit Bıyıklı da duruşmada hazır bulundu. Olaylarla-ilgili olarak Gazi Mahallesi'nde yapılan keşif ve krokiler dosyaya konuldu. Müdahil avukat Cemal Yücel, keşfin sağlıklı yapılmadığını, yüzlerce güvenlik görevlisi ve vatandaş arasmda tek yargıcın yaptığı bu keşifle davanın bir yere gidemeyeceğini savundu. Sanık avukatı llhami Yelekçi ise keşfin açıkça yapıldığını. olaylar sırasında MP5, Kalaşnikof, 9 mm ve 7.65 mm çapındaki silahlann kullanıldığınm saptandığını. ancak birçok tanık tarafindan ateş ederken görüldüğü iddia edilen Adem Albayrak'ın sürekli olarak yer değiştirdiğinin anlaşıldığını. 7.65 çapındaki tabancanın bu mesafelerden etkili olmayacağınm ortaya çıktığını iddia etti. Af isyanı Müdahil avukat Yücel, olaylann üzerinden 5 yıla yakın bir zaman geçmesine karşın davanın henüz sonuçlanamadığını, burada asıl sorumlunun mahkeme değil adli sistem olduğunu savundu. Duruşmada söz alan Zeynep Poyraz'ın annesi Menekşe Poyraz, af yasasınm çıkması halinde davanın biteceğini, bu durumda çocuklannın katilinin kim tarafından nasıl bulunacağını sordu. duğunu \e burada mühimmatı satabileceklerini söylemesi üze- rine, Necdet ile Erhan, Ocak 1999'da Eskişehir'de buluşmak üzere birbuieriyle randev ulaşır. Necdet Kazan, mühimmatlan Eskişehir'de satamaması nede- niyle memleketi Adapazan'nın Akyazı ilcesine götüriir ve köy- de bulunan e\e bıraküktan son- ra izin bitimi Siirt'e geri dönerek arkadaşlanna mühimmatlan satamadığını sövter. Sanıklar bunun üzerineyeniden ahcı ara- maya başlar. Maddi sıkıntı içeri- sine diisen ve aşın borclanan Necdet Kazan biıiiğinden yeni- den izin alarak mühimmatlan satmak amacıyla Adapazan Ak- yazı'ya geri döner ve ilcede bulu- nan akrabası v« arkadaşı olan si- vil sanıklar Mehmet Yılmaz ve Hasan Akbaş'a mühimmata ah- cı aradıgını ve herkese satabfle- ceğini, müşteri bulunursa kendi- lerine de pay verileceğini sö\ler. Mehmet Yılmaz ile Hasan Ak- baş daha önce DH KP-C örgütü- nün bazı eylemlerine katılmış olan diğer sivil sanık Ertan Öz- türk ile tanışanıiar ve Ertan ile Necdet sanş konusunu baş başa görüşme>'e başlar. Necdet Kazan ve Ertan Öznırk daha sonra ts- tanbul Sirkeci'de bulunan Kurtu- luş dergısınin irtibat bürosuna giderekÖztürk'ün öğrencilikyıl- lannda tamdığı bazı şahıslann adreslerini öğrenmeye çahşır. Ancak bu kişileri bulamadığın- dan Kazan ve Öztürk yeniden Akyan'ya geri dönerter. Polisler- ce 07.06.1999 tarihinde >apılan bir operasyonla Siirt Tugay Ko- mutanhğı'ndan çalınan cepha- neler Akyazı'da ele gecirilir ve Uzman Çavuş Necdet Kazan ve diğer çete üyeJeri yakalanır." Çahnanlar eksik tddıanamede. sanıklann, Temmuz 1998 ve Haziran 1999 tarihleri arasında depolardan çaldıklan el bombalan, mermi- ler, TNT kalıplan, bunlara bağ- lı saniyeli fıtil ve patlama kap- sülleri ile lav mühimmatınm biı- lunduğu, ancak Kobra mühim- matlanndan 214 adet 20 mm. uçaksavar mermısi, 3 adet 2.75 inçlik harp başlığı, 5 adet 2.75 inçlik harp motoru, TNT kalıp- lan, el bombalan ile toplam 16 haritanın eksik olduğu belirtildi. Uzman çavuşlar Necdet Kazan, Mehmet Akkaya, Erkan Baki, astsubaylar İlyas Baykut. Erdin Çapar ile sivil sanıklar Mehmet Yılmaz, Hasan Akbaş ve Ertan Öztürk hakkında 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde "Olağanüstü Hal Bölgesi'nde askeri eşyayıcal- mak ve satmaya iştirak etmek. memuriyet görevini ihmal et- mek" suçlanndan dava açıldı. Sanıklar, Asken Ceza Kanu- nu'nun 4277,114, 30/A, 35/A- UveTCY'nin 65/3,230/1,31, 33 maddeleri uyannca ölüm ce- zası istemiyle yargılanacaklar. Bakanlık, depremde yaşammı yitiren Özşahin'in evraklarmın geç Savunma istenen hemsîreANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanlığı, depremden zarar gö- ren ve deprem bölgesindeki çalışmalara katılan sağlık çalışanlannın zor durum- da kalmalannı engellemek için bazı dü- zenlemeler yaptı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, deprem bölgesinde görev yapan Sağ- lık Bakanlığı personelinin tayin istem- lerinde gerekli kolaylıklann sağlana- cağı duyuruldu. Depremde yaşammı yitiren hemşire Özden Ozşahin'den "göreve gelmediği için'' savunmasını isteyen Sağlık Bakan- lığı, açıklamasında kendisini şöyle sa- vundu:"Hemşire Ozden Özşahin'in vefiıt bilgjsi bakanügımıza geç ulaşüğından, is- tenmeyen söz konusu durum ortaya çık- mıştır. Hemşire Özşahin'in yaşamını yi- tirdiğine ilişkin bilgi, tespit çaiışmalannın başlanlmasından 3 gün sonra bakanbğı- mıza ulaşmıştır. Bu bilginin ulaşmasıyla birlikte. bahsi geçen işlemlere derhal son verilmiştir." Daha önce alınan bir kararla deprem bölgesinde görev alan bakanlık perso- neline 10 gün mazeret izni verildiğinin belirtildiği açıklamada, isteyen persone- lin Izmir-Urla'da bulunan Sağlık Bakan- lığı Eğitim ve Dınlenme Kampı 'ndan 10 ulaştığını ileri sürdü ölü çıktıgün boyunca yararlanabileceği kayde- dildi. Açıklamaya göre depremde Koca- eli'de 32 sağlık çalışanı yaşammı yitir- di, 425 çalışanm da evleri oturulamaz durumda. Ölüm ve hasar saptamasına yönelik çalışmalar sırasında görevli ol- duğu kuruma izinsiz olarak gelmeyen personel için ayn bir çalışma başlatıl- dığı da kaydedildi. Mümtaz Soysai 'Tahkim organ nakli' tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu )- Izmir'de gerçekleştirilen. "Tîrkiye'de Gaz-Enerji" konulu sempozyuma katılan Prof. Dr. Mümtaz SoysaL yabancı yatınmcılann ihtiyaçlanna önem verildıği kadar Türk halkının ihtiyaçlannın karşılanmadığını söyledi. Soysai. yabancı şirketlerin Türkiye'ye gelerek yatınm yapması için tahkimi şart koştuklannı, bunun için de anayasada değişiklik yapıldığını belirterek "Yapılan değişiklik sistemi kökünden sarsryor. Tutartı bir yanı vok. İdari hukuk ststeminden, özel hukuk sistemine geçjs söz konusu. İdari hukuk kamu , çıkannı esas alır. Değişiklikle, yabancı fırmalann çıkan esas alınryor. Anayasada yapılan değişiklik bu haüyfc bir organ naklidir" dedi. Önceki gün tzmir'de başlayan ve bugün sona erecek "Tûrldye'de Gaz- Enerji" konulu sempozyuma katılan Prof. Dr. Mümtaz Soysai, şunlan söyledi: "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer. türkiyenin > üda 45-5 miKon dolar enerji yatınmuıa gereksinimi olduğunu, ancak mevcut şaıüaıia bunun ancak 1 milyon dolarük kısnıının karşılandığını söylüyor. Açığı kapatmak için de yabancı şirketlerin bu alanda yatınm yapmalan için anayasada değişiklik yaparak tahkimi yürürlüğe koyduklannı açıklıyor. Oysa yapılan değişiklik, sağhklı degildir. Sistemi kökünden yaralayacak bir uygulama söz konusu. İdari hukuk devre dışı bırakıhp, özel hukuk uygulamaya konuldu. Bu da kamu yaranna değüdir. Yabancı yatınmcılar tahkimi istediği için anayasa değisikliği yapıku." Soysai, küreselleşmenin etkisinin iyı etüt edilmesi gerektiğini de vurgularken şu görüşleri dile getirdi: "Geçen günlerde Birkşmiş MOletkr'in yapnğı bir çahşma yayunlandı ve gelişmekte olan ülketerin küreselieşmeden faydalanamadığı bildiriklL Küreselleşmenin Türkiye için faydah olduğu söylenemez. Bir gelişme söz konusu. ancak sağlıklı değil. Kunımian yavaş yavaş geliştirmelhB. Son yapılan anayasa değisikliğinde olduğu gibi ani kararlarla değiL Kamu yaşamını temelden sarsan karariar, ülkeye zarar verir. Türkiye Cumhuriyeti yeni bir cumhuriyet ancak eski bir ülke. Türkiye'nin y^sal tarihi eskiye dayanır. Kamu hukuku esas aünır. DeğisiklikJeri yaparken bunlan esas almalıyız, yoksa kaos olur" Prof. Dr. Mümtaz Soysai, bir ülkede yasa yapıcılann özel hizmet ya da kamu hizmeti diye bir ayınm yapamayacağını bildirdi. Soysai, hükümet yetkililerinin, pek çok örnekte olduğu gibi eneıjinin üretimi ve dağıtımını da özel şirletlere ve hatta yabancı şirketlere vermeye hazırlandığını belirterek şu görüşlere yer verdi: "Tüm bu uygulamalar için yapılan anayasa değisikliği. bir yasal sistemdcn başka bir yasal sisteme geçiştir. Ancak sağlıklı olmadığı yakın bir zamanda görülecektir. Çünkü kamu çıkarlan ikinci planda tutulmuş, yabana >aüruncılann Türldye'ye gelmesi için büyük tavizler verUmiştir. Değişiklik sonucu, kumu hukuku değil, özel hukukun sözü ağırhktadır. Danıştay a düşen ise sadece fikrini söy lemektir. Bu şekilde bir yasa 1924'te de vardı. son sözü TBMM söylerdi. Son söz yetkisi 1961 'de Danıştay 'a verildL 1982 Anayasası'nda da böyle oldu."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear