Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 1999 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Baypampaşa'nın İçi, Dışı
Bayrampaşa'da iki buçuk yıl kaldım. Ana cad-
desini sorsanız bilmem. Çünkü benim kaldığım
yer, Bayrampaşa'ya Paris, New York, Sidney
kadar uzaktı.
Hapishaneyi tanımlamak gerekirse, dünya-
nın her yerine eşit uzaklıkta olan mekân demek
yerinde olur. Öyle ya, cadde taş atımı uzakta ol-
sa da nafile, nasıl olsa çıkıp dolaşamazsın ki.
Eski adı Sağmalcılarolan Bayrampaşa'ya yıl-
lar önce, ceza ve tutukevi yapıldığında herkes
iftihar etmişti. Çünkü bu Ortadoğu ve Balkan-
lar'ın en büyük cezaevi idi.
Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük kültür ve
sanat ülkesi olamayan birtoplum, en büyük ce-
za ve tutukevini yapmakla övünüyordu. Ve de
oraya birçokyazannı, çizerini, düşünürünü ko-
nuk ediyordu.
Bayrampaşa'nın, ister siyasi olsun, ister adi,
yaratıcı ve üretici zekâlı tutuklu ve hükümlü ko-
nuklan ise, oradaTürkiye'nin ikinci, üçüncü, be-
şinci metrolannı yapmakla ünlendiler.
llk metro, gözaltını önce Aladini Köşkü'nde,
sonra Beylerbeyi Sarayı'nda geçirmiş olan Sul-
tan Abdülhamit tarafından yapılmıştı.
• • •
Şimdilerde Bayrampaşalılar, ceza ve tutuke-
vi ile iftihar etmiyoriar; hatta ondan şikâyetçiler
bile.
- Cezaevi'ni ücra bir yere taşısınlar, bura-
da rahatsız oluyoruz, diyorlar.
Oranın geçmişini bilmeyen genç muhabirler
de, gerekli soruyu soramıyorlar.
- Kardeşim burada siz yokken cezaevi
vardı. Rahatsız oluyorduysanız neden gel-
diniz? diyemiyorlar.
Hoş, sorsalar da bir şey fark etmeyecek, çün-
kü nakkını aramayı bilemeyen, ama avantasını
kovalamakta üstat olan toplum bireylerinin ve-
recek haklı yanıtları yoksa bile, her zaman ileri
sürecek bir mazereti vardır.
Bayrampaşa'nın dışı, gecekondu mafyasının
eseri ojan gecekondularla doludur.
Gecekondunun günümüzde, kaçak yapı an-
lamını taşıdığını bilmeyenler, o yapımı önceden,
izni arkadan gelen apartımanları görünce, bu-
ranın ne menem bir gecekondu semti olduğu-
nu anlayamazlar.
Zaten Türkiye kendine özgü koşullan olan,
dışardan bakıldığında anlaşılmasına imkân bu-
lunmayan bir diyardır.
• • *
Bayrampaşa'nın dtşındaki düzeni anlamayan
kafalar, içindeki düzeni (burada düzen sözcü-
ğünü düzensizlik olarak da okuyabilirsiniz) hiç
anlayamazlar.
Ceza ve tutukevinde, askeri dönemlerdeki
komutanlar hariç ne müdür, ne savcı, ne gardi-
yan hâkimdir. Bayrampaşa'nın dışında düzeni-
ni sağlayamayan, söylediğini yaptıramayan
devlet, içinde hiç sağlamayaz, borusunu öttü-
remez. Orada, borusunu öttüren mafya baba-
landır.
Nitekim geçen gün de öyle oldu, mafyanın ba-
balık savaşında, 7 kişi öldü Bayrampaşa'da.
Sade vatandaş, bunun neden böyle olduğu-
nu birtürlü kavrayamaz. Çünkü ona kimse maf-
ya ile politikacı yüzünden devletin bir arada ol-
duğunu anlatmaz. Dünkü Radikal'de Tuncay
Özkan koydu ortaya bu ilişkiyi bütün çıplaklı-
ğıyla.
Devlet mafya ile iç içe olunca, yeni babayı
devlet tayin eder.
Kısacası, Baba'nın devletteki süresine djk-
katlerin yoğunlaştığı bir dönemde, Bayrampa-
şa'da devletin desteğindeki yeni babanın kim
olacağı savaşı verildi.
Kısacası baba devletsiz, devlet babasız ol-
maz.
Ne diyelim.
Bizim ülkede her yerde baba var.
Kodeste babalar, tepede babalar.
Boşuna çabalayıp, ağlar analar.
Ah bu kafalar, vah bu kafalar!
TBMM'nin açılışında
sade tören yapılacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM, ye-
ni yasama yılına sade bir
açılış töreniyle başlaya-
cak. 1 Ekim Cuma günü
Yddınm Akbulut'un baş-
kanlığında toplanacak
olan TBMM Genel Kuru-
lu'nda Cumburbaşkanı
Süleyman DemireL gele-
I neksel açılış konuşmasını
• yapttktan sonra çalışmala-
ra 5 Ekim Salı günûne ka-
dar ara verilecek. TB-
\ MM'nin yeni yasama yılı-
nın ilk gündem maddele-
rini ise Cumhurbaşkanı
Demirel'in veto ettiği af
yasası ile depreme karşı
alınacak önlemler ve za-
rarlannı azaltmaya dönük
yasal düzenlemeler oluş-
turacak. Uluslararası tah-
kime ilişkin anayasa deği-
şikliğinin ardından uyum
yasalan da TBMM'nin
öncelikli gündem madde-
leri arasında yer alıyor.
TBMM, kısa süren yaz
tatilinden sonra yoğun bir
gûndemle yeni yasama yı-
lını karşılayacak. TB-
MM'nin yeni yasama yılı-
na başlaması nedeniyle,
TBMM Başkam'nın her
yıl verdiği resepsiyon,
deprem nedeniyle bu yıl
yapılmayacak. TBMM
Genel Kurulu'nun saat
15.00'teki ilk toplantısın-
da Cumhurbaşkanı Demi-
rel söz alacak. TBMM'de
yaptığı açılış konuşmala-
nnda genellikle ülke için
önemli güncel konularda
değerlendirme yapan De-
mirel'in, konuşması ile il-
gili hazırhklan başlattığı
öğrenildi. Kulislerde. gö-
rev süresi uzatılmadığı
takdirde, cumhurbaşkanı
olarak son kez
TBMM'nin yasama yılını
açacak olan Demirel'in, 7
yılhk cumhurbaşkanlığı
dönemini değerlendire-
rek, "veda" içerikli birko-
nuşma yapacağı belirtili-
yor. Kulislerde Demirel'in
konuşmasındaaynca, Yar-
gıtay Başkanı Sami Sel-
çuk'a "yanıt" vereceğı yo-
rumlan da yapıhyor.
Normal çalışmalanna 5
Ekim"de başlayacak olan
TBMM'nin öncelikli gün-
demini Cumhurbaşkanı
Demirel'in veto ettiği af
yasası oluşturacak. Bu
çerçevede, gelecek hafta
içinde hükümet ortağı par-
tilerin temsilcilerinden
oluşan alt komisyon. Ada-
let Bakanı Hikinet Sami
Türk'ün baskanhğuıda bir
araya gelerek, yeni düzen-
lemeye ortaklar düzeyinde
son biçimini verecek.
Kırsal kesimde ve cezaevlerinde bulunan militanlarla Avrupa kanadı silah bırakmaya karşı çıkıyor
Apo'nıın çağrısı PKK'yi böldüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Abdullah Öcalan'ın sınırların dışına
çıkma ve bir grubun silahlanyla birlık-
te teslim olma emrine PKK içinden tep-
kiler gelmesi üzerine örgütteki bölünme
su yüzüne çıktı. Orgütün Avrupa kana-
dında ve cezaevlerinde bulunan mili-
tanlardan bazılan, Öcalan'ın çağnlan-
nı sert şekilde eleştirirken Tunceli kır-
salında eylem yapan Kâzım kod adlı
Hamili Yıkhnm. telsiz anonslannda
'başkanhk konseyi'nin kararlannı tanı-
madığını bıldirdı. Başbakan Bülent Ece-
vit, silahlı militanlann teslim olmasını
olumlu karşılayacaklannı kaydetti.
PKK'yi yakından izleyen Sakarya
Üniversıtesi öğretim görevlilerinden
Doç. Dr. EminGürses. Öcalan'ın emri-
ne karşı gelenlerin "KürtHizbuUahı"na
kayabileceklerini, bundan sonra örgü-
tûn elinde bulunan paranın paylaşım
kavgasmın başlayabileceğini vurguladı.
Öcalan'ın açıklamalannın ardından
PKK içindeki bölünme kırsal kesimde-
ki, cezaevlerindeki militanlar arasında
ve örgütün Avrupa kanadında su yüzü-
ne çıkmaya başladı.
Öcalan'ın açıklamalannı sert bir şe-
kilde eleştıren cezaevindeki militanlar-
dan bazılannın, diğer örgütlerle ilişki
kurduklan kaydedildi. İstihbarat birim-
leri, Sürgünde Kürt Parlamentosu üye-
si Necdet Buldan, eski merkez komite
üyesi Setahattin Çelik, Balkanlar tem-
silcisi ve Öcalan'a Kenya'ya kadar eş-
likeden AyferKaya, Yunanistan sorum-
lusu Şemse Kıbç ve eski Avrupa sorum-
lusu Sami Coşkun'un, örgütün silah bi-
rakması karanna karşı çıktıklannı belir-
ledi. Öcalan'a karşı çıkanlann, Türki-
ye'den çıkışın "çöküş" anlamına gele-
ceğini savunduklan ve 'başkanhk kon-
seyi'nin bu karanna uymayacaklannı
açıkladıklan belirtildi.
Mllitanlardan Apo'ya tepkl
Öcalan'ın açıklamalanna cezaevin-
deki milıtanlardan da tepkiler geldi.
Bursa Özel Tip Cezaevi'nde kalan ve
örgütün cezaev leri sorumiusu Sabri Ok,
Çanakkale Cezaevi'nde hükümlü bulu-
nan eski merkez komite üyesi Meftmet
Can Yüce, PKK bünyesinde faaliyet
gösteren Devrimci Halk Partisi (DHP)
sorumiusu Meral Kırdar. Ümraniye
Cezaevi sorumiusu Mehmet Sait Üçlü,
DHP Avrupa sorumlusu Fehmi Er-
baş'ın da örgütün son kararlannı sert
bir şekilde eleştirdiği belirlendi. Alınan
kararlann "tûkeniş" anlamına geldiği-
ni savunan cezaevindeki militanlann,
silahsız ve savaşmayan bir yapılanma-
nın hiçbir zaman muhatap kabul edil-
meyeceğini savunduklan kaydedildi.
Öcalan'ın çekilin karanna karşı per-
de arkasından tepki gösteren Cemil Ba-
yık"ın ardından, Tunceli kırsalında bu-
lunan Kâzım kod adlı Hamili Yıldınm,
telsizden silah bırakma çağnlanna uy-
mayacağını duyurdu.
Tepkiler üzerine PKK'nin Mehmet
Can Yüce. Meral Kıdır, Mehmet Sait
Üçlü'yü görevden aldığı, Sabn Ok'un
da savunmasını istediği öğrenildi.
Başbakanlık'tan çıkışta sorulan ya-
nıtlayan Ecevit, dağdaki silahlı militan-
lann adalete teslim olmalannın olumlu
bir gelişme olarak değerlendirileceğini
söyledi. Ecevit. "Zaten biz bunu teşvik
edryorduk. Bildiğiniz gjbi bir Pişmanhk
Yasası TBMM'den geçti. Silahlarını bı-
rakarak teslim olanlar, Tûrldye'de her
türlü hoşgörüyü görecekierdir, tabii ada-
letin gerekleri çerçevesinde. Bu konuda
dağdaki silahlı militanlann silahlarını
bırakarak adalete teslim olmalan gerçe-
keşirse, onu olumlu gelişme olarak de-
ğeriendiririz" dedi.
örgüt parasının payla$ımı
Doç. Dr. Emin Gürses, Öcalan'ın ya-
kalanmasının ardından PKK'de bölün-
menin su yüzüne çıkmaya başladığını
söyledi. Öcalan'ın açıklamalanna tep-
ki gösterenlerin önümüzdeki dönemde
tasfıye edilebileceğini kaydeden Gür-
ses, bunlann Kürt Hizbullahı'na katıla-
rak silahlı mücadeleyi sürdürebilecek-
lerinedikkat çekti. Bundan sonra örgü-
tün elinde bulunan paranın paylaşımı
konusunda bir mücadelenin de yaşana-
cağını kaydeden Gürses, "Avrupa arük
silahlı bir PKK'nin amacına ulaşama-
yaeağını anladı. Bundan sonra siyasi bir
mücadeleyi destekleyebilir. Uzun vade-
de Öcalan'ın siyasi nitelik taşıyan çağn-
lanna uvmayarüaruı fazla bir şansı yok.
Avrupa bunlan ar&k desteklemeyecek.
Bunlar tasfiye cdilcbilir. Silahı bırakma-
yanlara artık para girmeyecek" değer-
lendirmesini yaptı.
Sıvas ve Tokat kırsalında faaliyet
gösteren sol örgütlerin kendi aralannda
çatışma ıçine girdikleri ve birbirlerini
"ihbarcüıkla" suçladıklan öğrenildi.
Bu bölgede PKK adma faaliyet göste-
ren Demokratik Halk Partisi (DHP) mi-
litanlannın TİKKO ile işbirliği içinde
olduğu kaydedildi. PKK'yebağlı DHP,
Türkiye Devritn Partisi (f DP) ile TİK-
KO'nun Konferans ve DABK kanadı-
nın işbirliği yaptıklan birlikte eylemler
gerçekleştirdikleri bildirildi.
Güvenlik güçleri aynı bölgede faali-
yet gösteren1)HKP-C ile bazı TİKKO
militanlan arasında zaman zaman suç-
lamalar ve çatışmalar yaşandığını kay-
dettiler.
Siirt 3. Piyade Komando Tugayı 'nın cephanelerini DHKP-C'ye satmışlardı
Cephanesatan çetedlemidcımENVERSEVtŞ
DİYARBAKIR- Siirt 3. Piya-
de Komando Tugayı'ndan çal-
dıklan cephaneleri tstanbul'da
DHKP-C militanlanna satmak
isterken yakalanan iki astsubay,
üç uzman ça\oış ve üç sivilden
oluşan sekiz çete mensubu hak-
kında yürütülen soruşturma ta-
mamlandı.
Diyarbakır 2. Taktik Hava
Kuvvet Komutanlığı Askeri
Savcılığı tarafından hazırlanan
iddianamede, sanıklann tümü-
nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
(TSK) ait cephaneleri çalıp sat-
mak suçündan ıdamlan istendi.
Hava Kuvvetleri Komutanlı-
ğı Diyarbakır 2. Taktik Hava
Kuvvet Komutanlığı Askeri
Savcılığf nca hazırlanan iddi-
anamede, sanıklar Hv. Svn. Kd.
Çvş. tlyasBa>kut P. Uzm. Çvş.
Necdet Kazan, Hv. Svn. Uzm.
Çvş. Mehmet \kkaya. P. Uzm.
Çvş. Erhan Baki ve P Başça-
vuş. Erdin Çapar'ın Siirt 3. Pi-
yade Komando Tuğayı emrinde
görevli oldukları sırada, Ça-
par'ın sorumlu olduğu mühim-
mat deposunun yedek anahtan-
nı llyas Baykut'a vererek kendi-
si olmadan depodan malzeme
çalınmasına olanak sağladığı
belirtildi. lddanamede, Necdet
Kazan*ın içinde bulunduğu
ekonomik sorunlan çözmek
için silah ve mühimmat satma-
yı düşündüğü, bu düşüncesini
gerçekleştirmek amacıyla yine
ekonomik sıkıntı içerisinde ol-
duğunu bildiği tlyas Baykut'la
ilişkiye geçtiği, Mehmet Akka-
ya'yla birlikte depodan cepha-
ne çalmaya başladıkları, bu
olayda Baykut'un depodan mü-
himmat çıkartma, Akkaya'nın
mühimmatı birlik nizamiyesin-
den geçırme, Necdet Kazan'ın
da mühimmatı evde saklama ve
satma görevini ustlendiği belir-
tildi. İddianamede, sanıklann
satış sonrası elde edilecek para-
yı eşit şekilde bölüşmek üzere
anlaştıklanna yer verildi.
Silah, el bombası, mermi, T-
NT kahplan, bunlara ait saniye-
li fıtil ve patlama kapsülleri ile
depoda bulunan çok sayıda lav
silahı gibi cephanenin depodan
çalınarak Uzman Çasıış Necdet
Kazan'ın evine götürüldüğü be-
lirtilen Askeri Savcılık iddiana-
mesinde şöyle denildi.
"Uzman Çavuş Necdet Ka-
zan möhimmatı satmak ama-
cıyla yakın çevresinden aucılar
Ue irtibat kurabUecek kişikri
aramaya başlar. A> nı birliktegö-
revli sanık Erhan Baki'nin Nec-
det'e Eskişehir "de tanıdıklan oJ-
Gazili
annenin
isyanı
Mahkemede söz
alan müdahil
Menekse
Pmraz, bugüne
kadar adaletin
yerine gelmesi
için devlete ve
adalete güveni
kaybermemeye
çabsüklannı,
ancak
çıkanlacakaf
yasası ile bütün
bu beklenti ve
umutiann suya
düşeceğini
söyiedL
Gazi davası af sonrasına
AHMETŞEFÖC
TRABZON - Ekim ayı içinde
yasallaşması beklenen affm, Gazi
Davası'nın düşmesine yol
açabileceği bildirildi. Gelecek
oturum, olası affm sonrasında, 22
Ekim'de yapılacak. Tutuklu sanık
Adem Albayrak'ın tahliye ıstemınin
reddedildiği 24'üncü oturumda söz
alan müdahil MenekşePoyraz,
bugüne kadar adaletin yerine
gelmesi için devlete ve adalete
güveni kaybetmemeye çalıştıklannı,
ancak çıkanlacak af yasası ile bütün
bu beklenti ve umutiann suya
düşeceğini söyledi.
Poyraz, "Sanıklar devtet memuru da
biz devletin nesiyiz? Ben 50 kere
öbnüşûm. Türkiye'yi rririeştirmek,
kardeşi kardeşe kırdırtmamak
istiyorsanız adaleti yerine
getirmeüsiniz. Eğer bunu
yapamazsanız herkes kendi
yargılaınasını yapar. Ben de
çocuğumun katilini bulurum" dedi.
Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde
Dursun Kaya Gükç başkanlığında
yürütülen 24'üncü oturuma
sanıklardan sadece tutuklu olan
Adem Albayrak; müdahil taraftan,
olaylar sırasında yaşammı yitiren
Zeynep Payraz'ın annesi Menekşe
Poyraz. Dilek Şimşek'in babası Ali
Şimşekkatıldı. Müdahil avukatlan
ise Cemal Yücel'le Gülizar Tuncer
temsil ettiler. Sanık avukatlan
tlhami Yelekçi ile Hurşit Bıyıklı da
duruşmada hazır bulundu.
Olaylarla-ilgili olarak Gazi
Mahallesi'nde yapılan keşif ve
krokiler dosyaya konuldu.
Müdahil avukat Cemal Yücel, keşfin
sağlıklı yapılmadığını, yüzlerce
güvenlik görevlisi ve vatandaş
arasmda tek yargıcın yaptığı bu
keşifle davanın bir yere
gidemeyeceğini savundu.
Sanık avukatı llhami Yelekçi ise
keşfin açıkça yapıldığını. olaylar
sırasında MP5, Kalaşnikof, 9 mm ve
7.65 mm çapındaki silahlann
kullanıldığınm saptandığını. ancak
birçok tanık tarafindan ateş ederken
görüldüğü iddia edilen
Adem Albayrak'ın sürekli olarak yer
değiştirdiğinin anlaşıldığını. 7.65
çapındaki tabancanın bu
mesafelerden etkili olmayacağınm
ortaya çıktığını iddia etti.
Af isyanı
Müdahil avukat Yücel, olaylann
üzerinden 5 yıla yakın bir zaman
geçmesine karşın davanın henüz
sonuçlanamadığını, burada asıl
sorumlunun mahkeme değil adli
sistem olduğunu savundu.
Duruşmada söz alan
Zeynep Poyraz'ın annesi
Menekşe Poyraz, af yasasınm
çıkması halinde davanın
biteceğini, bu durumda çocuklannın
katilinin kim tarafından nasıl
bulunacağını sordu.
duğunu \e burada mühimmatı
satabileceklerini söylemesi üze-
rine, Necdet ile Erhan, Ocak
1999'da Eskişehir'de buluşmak
üzere birbuieriyle randev ulaşır.
Necdet Kazan, mühimmatlan
Eskişehir'de satamaması nede-
niyle memleketi Adapazan'nın
Akyazı ilcesine götüriir ve köy-
de bulunan e\e bıraküktan son-
ra izin bitimi Siirt'e geri dönerek
arkadaşlanna mühimmatlan
satamadığını sövter. Sanıklar
bunun üzerineyeniden ahcı ara-
maya başlar. Maddi sıkıntı içeri-
sine diisen ve aşın borclanan
Necdet Kazan biıiiğinden yeni-
den izin alarak mühimmatlan
satmak amacıyla Adapazan Ak-
yazı'ya geri döner ve ilcede bulu-
nan akrabası v« arkadaşı olan si-
vil sanıklar Mehmet Yılmaz ve
Hasan Akbaş'a mühimmata ah-
cı aradıgını ve herkese satabfle-
ceğini, müşteri bulunursa kendi-
lerine de pay verileceğini sö\ler.
Mehmet Yılmaz ile Hasan Ak-
baş daha önce DH KP-C örgütü-
nün bazı eylemlerine katılmış
olan diğer sivil sanık Ertan Öz-
türk ile tanışanıiar ve Ertan ile
Necdet sanş konusunu baş başa
görüşme>'e başlar. Necdet Kazan
ve Ertan Öznırk daha sonra ts-
tanbul Sirkeci'de bulunan Kurtu-
luş dergısınin irtibat bürosuna
giderekÖztürk'ün öğrencilikyıl-
lannda tamdığı bazı şahıslann
adreslerini öğrenmeye çahşır.
Ancak bu kişileri bulamadığın-
dan Kazan ve Öztürk yeniden
Akyan'ya geri dönerter. Polisler-
ce 07.06.1999 tarihinde >apılan
bir operasyonla Siirt Tugay Ko-
mutanhğı'ndan çalınan cepha-
neler Akyazı'da ele gecirilir ve
Uzman Çavuş Necdet Kazan ve
diğer çete üyeJeri yakalanır."
Çahnanlar eksik
tddıanamede. sanıklann,
Temmuz 1998 ve Haziran 1999
tarihleri arasında depolardan
çaldıklan el bombalan, mermi-
ler, TNT kalıplan, bunlara bağ-
lı saniyeli fıtil ve patlama kap-
sülleri ile lav mühimmatınm biı-
lunduğu, ancak Kobra mühim-
matlanndan 214 adet 20 mm.
uçaksavar mermısi, 3 adet 2.75
inçlik harp başlığı, 5 adet 2.75
inçlik harp motoru, TNT kalıp-
lan, el bombalan ile toplam 16
haritanın eksik olduğu belirtildi.
Uzman çavuşlar Necdet Kazan,
Mehmet Akkaya, Erkan Baki,
astsubaylar İlyas Baykut. Erdin
Çapar ile sivil sanıklar Mehmet
Yılmaz, Hasan Akbaş ve Ertan
Öztürk hakkında 2. Taktik Hava
Kuvvet Komutanlığı Askeri
Mahkemesi'nde "Olağanüstü
Hal Bölgesi'nde askeri eşyayıcal-
mak ve satmaya iştirak etmek.
memuriyet görevini ihmal et-
mek" suçlanndan dava açıldı.
Sanıklar, Asken Ceza Kanu-
nu'nun 4277,114, 30/A, 35/A-
UveTCY'nin 65/3,230/1,31,
33 maddeleri uyannca ölüm ce-
zası istemiyle yargılanacaklar.
Bakanlık, depremde yaşammı yitiren Özşahin'in evraklarmın geç
Savunma istenen hemsîreANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sağlık Bakanlığı, depremden zarar gö-
ren ve deprem bölgesindeki çalışmalara
katılan sağlık çalışanlannın zor durum-
da kalmalannı engellemek için bazı dü-
zenlemeler yaptı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada,
deprem bölgesinde görev yapan Sağ-
lık Bakanlığı personelinin tayin istem-
lerinde gerekli kolaylıklann sağlana-
cağı duyuruldu.
Depremde yaşammı yitiren hemşire
Özden Ozşahin'den "göreve gelmediği
için'' savunmasını isteyen Sağlık Bakan-
lığı, açıklamasında kendisini şöyle sa-
vundu:"Hemşire Ozden Özşahin'in vefiıt
bilgjsi bakanügımıza geç ulaşüğından, is-
tenmeyen söz konusu durum ortaya çık-
mıştır. Hemşire Özşahin'in yaşamını yi-
tirdiğine ilişkin bilgi, tespit çaiışmalannın
başlanlmasından 3 gün sonra bakanbğı-
mıza ulaşmıştır. Bu bilginin ulaşmasıyla
birlikte. bahsi geçen işlemlere derhal son
verilmiştir."
Daha önce alınan bir kararla deprem
bölgesinde görev alan bakanlık perso-
neline 10 gün mazeret izni verildiğinin
belirtildiği açıklamada, isteyen persone-
lin Izmir-Urla'da bulunan Sağlık Bakan-
lığı Eğitim ve Dınlenme Kampı 'ndan 10
ulaştığını ileri sürdü
ölü çıktıgün boyunca yararlanabileceği kayde-
dildi.
Açıklamaya göre depremde Koca-
eli'de 32 sağlık çalışanı yaşammı yitir-
di, 425 çalışanm da evleri oturulamaz
durumda. Ölüm ve hasar saptamasına
yönelik çalışmalar sırasında görevli ol-
duğu kuruma izinsiz olarak gelmeyen
personel için ayn bir çalışma başlatıl-
dığı da kaydedildi.
Mümtaz Soysai
'Tahkim
organ
nakli'
tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu )-
Izmir'de gerçekleştirilen.
"Tîrkiye'de Gaz-Enerji" konulu
sempozyuma katılan Prof. Dr.
Mümtaz SoysaL yabancı
yatınmcılann ihtiyaçlanna önem
verildıği kadar Türk halkının
ihtiyaçlannın karşılanmadığını
söyledi. Soysai. yabancı şirketlerin
Türkiye'ye gelerek yatınm yapması
için tahkimi şart koştuklannı, bunun
için de anayasada değişiklik
yapıldığını belirterek "Yapılan
değişiklik sistemi kökünden sarsryor.
Tutartı bir yanı vok. İdari hukuk
ststeminden, özel hukuk sistemine
geçjs söz konusu. İdari hukuk kamu ,
çıkannı esas alır. Değişiklikle,
yabancı fırmalann çıkan esas
alınryor. Anayasada yapılan değişiklik
bu haüyfc bir organ naklidir" dedi.
Önceki gün tzmir'de başlayan ve
bugün sona erecek "Tûrldye'de Gaz-
Enerji" konulu sempozyuma katılan
Prof. Dr. Mümtaz Soysai, şunlan
söyledi:
"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer. türkiyenin > üda
45-5 miKon dolar enerji yatınmuıa
gereksinimi olduğunu, ancak mevcut
şaıüaıia bunun ancak 1 milyon
dolarük kısnıının karşılandığını
söylüyor. Açığı kapatmak için de
yabancı şirketlerin bu alanda yatınm
yapmalan için anayasada değişiklik
yaparak tahkimi yürürlüğe
koyduklannı açıklıyor. Oysa yapılan
değişiklik, sağhklı degildir. Sistemi
kökünden yaralayacak bir uygulama
söz konusu. İdari hukuk devre dışı
bırakıhp, özel hukuk uygulamaya
konuldu. Bu da kamu yaranna
değüdir. Yabancı yatınmcılar tahkimi
istediği için anayasa değisikliği
yapıku." Soysai, küreselleşmenin
etkisinin iyı etüt edilmesi gerektiğini
de vurgularken şu görüşleri dile
getirdi: "Geçen günlerde Birkşmiş
MOletkr'in yapnğı bir çahşma
yayunlandı ve gelişmekte olan
ülketerin küreselieşmeden
faydalanamadığı bildiriklL
Küreselleşmenin Türkiye için faydah
olduğu söylenemez. Bir gelişme söz
konusu. ancak sağlıklı değil.
Kunımian yavaş yavaş
geliştirmelhB. Son yapılan anayasa
değisikliğinde olduğu gibi ani
kararlarla değiL Kamu yaşamını
temelden sarsan karariar, ülkeye
zarar verir. Türkiye Cumhuriyeti
yeni bir cumhuriyet ancak eski bir
ülke. Türkiye'nin y^sal tarihi eskiye
dayanır. Kamu hukuku esas aünır.
DeğisiklikJeri yaparken bunlan esas
almalıyız, yoksa kaos olur"
Prof. Dr. Mümtaz Soysai, bir ülkede
yasa yapıcılann özel hizmet ya da
kamu hizmeti diye bir ayınm
yapamayacağını bildirdi. Soysai,
hükümet yetkililerinin, pek çok
örnekte olduğu gibi eneıjinin üretimi
ve dağıtımını da özel şirletlere ve
hatta yabancı şirketlere vermeye
hazırlandığını belirterek şu görüşlere
yer verdi: "Tüm bu uygulamalar için
yapılan anayasa değisikliği. bir yasal
sistemdcn başka bir yasal sisteme
geçiştir. Ancak sağlıklı olmadığı yakın
bir zamanda görülecektir. Çünkü
kamu çıkarlan ikinci planda
tutulmuş, yabana >aüruncılann
Türldye'ye gelmesi için büyük
tavizler verUmiştir. Değişiklik sonucu,
kumu hukuku değil, özel hukukun
sözü ağırhktadır. Danıştay a düşen ise
sadece fikrini söy lemektir. Bu şekilde
bir yasa 1924'te de vardı. son sözü
TBMM söylerdi. Son söz yetkisi
1961 'de Danıştay 'a verildL 1982
Anayasası'nda da böyle oldu."