17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER [email protected] Obuçi koltuğunu kaptırmadı • TOKYO(AA)- Japonya'da Başbakan Keizo Obuçi. iktidardaki Liberal Demokratik Parti'nin başkanhğına yeniden seçilerek koltuğunu sağlamlaştırdı. Obuçi, dün yapılan parti genel başkanlığı seçimınde, oylann yüzde 68"ini alarak tekrar LDP'nin lideri oldu. Gorbaçoylar'a • VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Bill Clinton. dağılan SSCB'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un kanserden ölen eşi Raisa Gorbaçova'nın ailesine başsağhğı dileyerek. Raisa'yı "uluslararası esin kaynağı" olarak nitelendirdi. Almanya'da pazartesi gûnü lösemı tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Raisa Gorbaçova'nın cenazesi dün özel bir uçakla Moskova'ya gönderildi. AB-İran yakınlaşması • TAHRAN (AA) - lran'da bulunan Avusturya Cumhurbaşkanı Thomas Klestil, iki gün sûrecek resmi ziyaretinin AB-lran ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olacağını söyledi. Thomas Klestil, düzenlediği basın toplantısında. ziyaretin amacının iki ülke arasında tüm alanlarda diyalog ve işbirliğini geliştirmek olduğunu kaydetti. Klestil.' Avusturya'nın bu ülkede yatınra yapmaya niyeti ofilu|unu söyledi. H ••> «-• Enver İbnahim'e destek • KUALALLTVIPUR(AA) - Malezya'nın önde gelen 4 muhalefet partısi, hapısteki eski Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Enver tbrahim'in başbakan adaylığina destek verdi. Muhalefet partilerinin yaptıgı açıklamada, EnVer hapis cezasını tamamlayana kadar geçici bir başbakanın bu görevi yürütebileceği de ifade edildi. Türkiye'nin alacağı taarruz helikopterlerine konulacak sistemler rekabeti körükledi Füzede ABD-Israil yarışıWASHINGTON (AA) - Türkiye'nin en önemli silah alım programlanndan taamız helikopteri projesinde 5 yabancı şirket kı- yasıya mücadele verirken helikopterlere yerleştirilecek füze sistemleri için ABD ve lsrail fırmalannın yanştığı bildirildi. Ame- rikan savunma çevrelerinin dergisi olarak bılinen Defense News'ta yayımlanan An- kara çıkışlı habere göre ABD'nin Lockhe- ed Martin ve Boeing şirketleri Hellfıre ve Israil'in Rafael şirketi NT-D fuzeleriyle ihaleyi kazanmaya çalışıyorlar. Finale kalan helikopterlerden ABD ya- pımı Apache ve King Cobra'nın yanı sıra • ABD savunma çevrelerinin dergisi Defense News'ta yayımlanan haberde, maliyeti 500 milyon dolar olarak hesaplanan füze sistemleri için lsrail ve ABD firmalannın yanştığı bildirildi. Fransız-AJman ortak yapımı Tiger heli- kopteri, Hellfıre sistemleri, Rus- lsrail or- taklığının ürettiği Ka-50/2 helikopteri de NT-D sistemiyle yanşmaya katılıyor. Italya'nın ürettiği A-129 tipi helikopter ise ihalede hem Hellfıre hem de NT-D tipi füze sistemleriyle teçhiz edilmiş şekilde yer ahyor. DefenseNews'e açıklama yapan Türk savunma yetkililen, 4 milyar dolar (1.9 katriryon TL) değerindeki 145 parça- lık taarruz helikopteri projesinde kazanan şirketin, büyük ölçüde fuze sistemlerini be- lirleyeceğini söylediler. Füze sistemlerinin maliyeti de 500 milyon dolar olarak hesap- lanıyor.Taarruz helikopterleri. ihaleyi ka- zanan şirketle Türk Havacılık ve Uzay Sa- Çokuluslu banş gücüne bağlı askerlerin ikinci kafilesi de dün adaya ulaştı Doğu Tîmorlular eve dönüyor • Avustralya'da bulunan Doğu Timor bağımsızlık hareketi lideri Gusmao, BM'nin yardımıyla bağımsız yeni bir yönetim kurmak üzere en kısa sürede bölgeye gideceğini söyledi. Dış Haberler Servisi-Doğu Ti- mor'da şıddetı sona erdirmek için oluşturulan Birleşmiş Milletler (BM) banş gücüne bağlı askerle- rin adaya ginşi sürerken. şiddet sa- çan Endonezyalı milisler yüzün- den evlerini terk eden Doğu Ti- morlu sığınmacılarevlerine dön- meye başladı. BM'ye bağlı çokuluslu güç(In- terfet) askerlerinin birbölümü da- ha dün Doğu Timor'a ulaştı. Avustralya Kuzey Bölgesi Savun- ma Komutanı MarkBonser. yap- uğı açıklamada. Doğu Tımor ulus- lararası banş gücünün bölgede konuşlanmaya başladığı önceki günden bu yana, 2 bin 300 perso- nelin Doğu Timor'a ulaşnğını. as- ker sayısının bugün itibanyla 3 bini bulacağım söyledi. BM tarafından yapılan açıkla- mada, Doğu Timor'dakı bağımsız- lık karşıtı milislerin baskısı nede- niyle evlerini terk ederek dağlık ve ormanlık alanlara sığınan böl- .yavjgyayasşaklan-^ BM, 50bin Idşmin başkentteki evlerine dönmeye başladığını açıkladL(REUT£RS) nayii TAI tarafından ortak olarak üretile- cek. Füze sistemleri ihalesini kazanan ABD veya lsrail şirketi de üretimi Roketsan ile birlikte yapacak. Vunanistan roket alıyor Öte yandan Yunanistan'ın, Amerikan Reytheon firmasından 45 adet askeri eği- tim aracı, Lockheed'ten ise taktik füzeler ve MLRS (çok firlatıcılı roket) sistemleri saünalacağı bıJdirildi. "AnnsTradeNews" adlı bültende çıkan haberlere göre Atina hü- kümeti, askeri eğitim araçlan için Raythe- on firmasma 238 milyon, roket, füze ve MLRS sistemleri için de Lockheed Martin firmasına 39 milyon dolar ödeyecek. Yunanistan ile Reytheon arasmda yapılan anlaşma çer- çevesinde, eğitim araçlannın ön kısımlannın Yunanistan'da yapılacağı bildirildi. Atina"nın satın alacağı menzili uzatılmış roketler, taktik amaçlı füzeler ve MLRS sistemlen, Lockheed Martin'in Teksas'taki tesis- lerinde üretilecek. Lockheed Martin, "dünyanınbirmıma- rah silah üretitisi" sayılıyor. ABDbirinci dıklan yerlerden ortaya çıkmaya başladığı bildirildi. BM Doğu Tımor Misyonu (UNAMET)yetkilisi David Wim- hurst ise Dili yakınlanndaki Da- re bölgesinde evlerini terk eden 50 bin kişinin başkente dönmeye baş- ladığını söylemişti. Bu arada Avustralya'nın Ca- karta Büyükelçiliği 'ne önceki ge- ce ateş açıldığı bildirildi. Büyü- kelçilik sözcüsü JohnMilne, olay- da ölü ya da yaralı olmadığını söyledi. Endonezya'da son gün- lerde Avustralya'ya yönelik pro- testo gösterileri dûzenleniyor. Gusmao dönmeyi bekliyor Halen Avustralya'da bulunan Doğu Timor bağımsızlık hareke- ti lideri Xanana Gusmao. BM'nin yardımıyla bağımsız yeni bir yö- netim kurmak üzere mümkün olan en kısa sürede. bölgeye gideceği- ni söyledi. Gusmao, bağımsız Do- ğu Timor'un devlet başkanı olup olmayacağı yolundaki bir soru- ya. "Halkunınaasınıdiişünnıek- le meşgulüm, bu ikride sorulacak birsonı" yanıtını verdi. Gelecekteki Doğu Timor hü- kümetinin demokratik ilkelere da- yanması gereknğini söyleyen Gus- mao, demokrasi, adalet ve insan haklan değerlerinin kendilerine kılavuz olacağını da kaydetti. Endonezya Devlet Başkanı Habibi sert çıktı 'Avustralya'nın tepkisi aşın' CAKARTA (Ajanstar) - Endonezya Devlet Başkanı Yusuf Habibi. Avustral- ya'nın. Doğu Timor polıtikasını eleşti- rerek, bunun ikili ilişkilere zarar verdi- ğini söyledi. Habibi, parlamentoda dün yaptığı ko- nuşmada, "Avustralya'nmsorunayakla- şuru bin hayal kınkJıgma uğratb. Avust- ralya hükümetinin tutnmu aşın birtep- kidir'' dedi. Yusuf Habibi, Avustral- ya'nın, diğer ülkelerin iç sorunlanna mü- dahale ederek bazı yasa ve yönetmelik- leri ihlal ettiğini de beliıtti. Avustralya, Cakarta yönetimi Doğu Tımor'da bağımsızlık referandumunun ar- dmdan başlayan şiddet eylemlerini so- na erdirmekte başansız olduğu için kı- namıştı.Endonezya ise bu ayın başiann- da Avustralya ile 4 yıl önce vanlan gü- venlik anlaşmasını dondurmuştu. Öte yandan aynı bültende çıkan başka bir haberde. ABD'nin "dünvanın bir nu- marafa konvanshnnel silah sa- öcısı" olduğu bıldınldi. ABD. 1994-1998 arasın- daki 5 yıllık dönemde toplam 53.88 milyar dolarlık silah sattı. ABD'yi toplam 12.26 milyar dolarlık satışla Rus- ya, 10.58 milyar dolarlık sa- tışla Fransa ve 8.91 milyar dolarlık satışla tngiltere izli- yor. Dünyanın en büyük silah satıcısı 20 ülke arasında yer alan öteki devletler ise şunlar: Almanya, Çin, Hollanda, Ital- ya, Ukrayna, Kanada. lspan- ya, lsrail, Çek Cumhuriyeti, Belarus, Belçika, tsveç. Mol- dova, Polonya, Avustralya ve tsviçre. Aynı dönemde en çok konvansiyonel silah satın alan ülkelerin başında ise Tayvan geliyor. Tayvan 5 yüdatoplam 13.31 milyar dolarlık silah sa- tın aldı. Tayvan'ı 9.74 milyar dolarla Suudi Arabistan ve 6.61 milyar dolarlık alımla da Türkiye izüyor. Muhalefet itifakı organize etti Mjloşeviç karşıü gösteri BELGRAD (AA) - Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'da dün gece yaklaşık 15 bin kışi. Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç karşıtı gösteri yaptı.Mılosevıç'ın ıstifa etmesini isteyen muhalefet ittifakının çağnsı üzerine toplanan binlerce kişi, Miloşeviç aleyhinde sioganlar attı. Muhalefet ittifakının çagnsıyla. Yugoslavya'nın 20 kadar kentinde aynı anda gösteriler yapılıyor. Zoran Cinciç'in lideri olduğu Demokratik Parti'nin başını çektiği ittifak. Miloşeviç aleyhinde ülke çapında yeni protesto gösterilerinin fîtilini ateşlemiş oldu. Muhalefet, Miloşeviç rejimi yıkılıncaya dek göşterilerin süreceğini açıklamıştı. OR UŞ/pmf.Dr. î. REŞATÖZKANJEmekliMüsteşa Helsinki'ye Doğru Avrupa Birliği'nin (AB), Türkiye'yi dışla- yan 1997 tarihli Lüksemburg zirvesı karar- lannın ardından Ankara, AB ile siyasi konu- larda diyaloğu kesme kararı aldı. Dış ilişki- leri tek yanlı ödünler vererek sürdürmenin geçerii ve sonuç alabilir bir yol dduğunu dü- şünen ve bu düşüncelerini, AB ile ilişkile- rinde Türkiye'ye, genel olarak, ıkincil -edil- gen- bir statüyü layık gören bir anlayışa dayandıran ülke ıçındeki bazı çevreter, "Ko- nuya duygusalyaklaşmayalım" söylemi ile Türkiye'nin bu karanna karşı çıkmaktan ve onu haksızca eleştirmekten geri kalmadı- lar. Türkiye'nin bu karan, kanımızca, son yıl- larda ve özellikle Gümrük Birlıği (GB) ön- cesi sürecı içınde ızlenen tümüyle edilgen ve ödün verici kimliksiz politikaları dışlama- ya yönelik bir karariılığı ortaya koyması ba- kımından son derecede anlamlı, yerinde ve gerekliydi. Ister bir devlet, isterse AB gi- bi bir topluluk olsun, dış illşkilerde önemli olan karşılıklı çıkarlardır. Her iki tarafın da beklentileri ve kendisine göre hesaplan var- dır ve bunlar karşıdakınin beklenti ve he- saplan iledengelenmekzorundadır. Karşı- lıklı ödünler işte bu bağlamda söz konusu- dur. Bir tarafın diğerine göre ekonomik, si- yasal ve benzen açılardan, göreceli olarak, daha zayıf olması ve eksıkliklerinin bulun- ması, ilişkilerin bu 'karşılıklılık' ilkesı dışın- da gelişmesıni gerektirmez. Eğer aşılama- yacak engeller varsa, o zaman da yapıla- cak en doğru ış, görüşme sürecinin bir sü- re için askıya alınması ve bu süre içinde ta- raflann kendi içlerine dönerek konuyu et- raflıca değerlendirmeleri ve yeni bir diya- log sürecine hazırlanmalandır. Bir başka deyişle, eğerilişkilerve müzakerelersöz ko- nusu ise, bunlann 'karşılıklılık' ılkesi teme- lindeyürütülmesi kaçınılmazdır. Bu ilkeden vazgeçerek sürdürülecek ilrşkîlerden sağ- lıklı sonuçlann alınabilmesi söz konusu ol- madığı gibı, sürecin adı da bir müzakere de- ğil, olsaolsa, bırdayatmadır. Edilgenliği içı- ne sındirenlerin keridısine yöneltilen dayat- malardan yakınmaya haklan yoktur. Türki- ye, AB karşısında uzunca bir süre edilgen- liği kabullendi ve dayatmalar da, kuşku- suz, bu edilgenliği izledi. Böyle bir yakla- şımla bir sonuç alınabilmesi elbette ola- naklı değildi ve Lüksemburg öncesıne de- ğin, hiçbır olumlu sonuç alınamadı da. Tür- kiye'nin Lüksemburg sonrası aldığı bu ka- rar, AB'ye; Türkiye'yi dışlayarak mevcut iliş- kilerin sürgrt devam edemeyeceği yolunda ciddi bir uyanydı; ilerleyen süreç içinde AB üyesi ülkelerin kayıplara uğrayacağının bir anlatımrydı. Aradan yeterince uzun bir sü- re geçmiştir ve bu karann mevcut tablo içindeki olumlu etkiteri, açıkça gözükmek- tedir. Türkiye'nin yaşadığı deprem felaketi, kuş- kusuz, ilişkilerin yumuşamasında etkili ol- muştur, ancak AB'nin Türkiye'ye yönelik politika ve yaklaşımlanndaki olumlu deği- şikliklerin bu oJaya bağTânması asJa gerçek- çi değildir.Bu olayın, Türkiye'nin AB'ye üye- liğı bağlamında bir değişıklığe yol açabile- ceğini düşünmek son derece yanlıştır. Bir istisna, Yunan halkının, kendi hükümetinin yıllardır ısraria sürdürdüğü Türkiye karşıtı po- litikalanna gösterdiğı tepki ve sağduyulu davranıştır. Yunan hükümetinin Türkiye'ye yaklaşımında, kendi halkının bu inisiyatifi ol- dukça etkili olmuştur, ama bu etki temelde köklü değişikliklenn oluşmasına yetmez. Yunanistan'ın, kendi özel durumu nede- niyte, diğerAB üyelerinin ve özellikle Alman- ya'nın çıkaıianna hizmet eden polrtikalar doğrultusunda kullanılmış olduğu da bir başka gerçektir. Helsinki'ye üç ay var. Sü- re kısa, ama yol uzun. Smrtis'ın AB için Kıbrıs ve Ege'yi bir önkoşul gibi ortaya sü- ren açıklamalan zamansız ve her iki ülke- nın yönetimleri ve halklan arasında doğ- muş bulunan diyaloğa ve sıcak ilişkilerin ge- lişmesine katkı sağlamaktan uzaktır. İki ûl- kenın halklan. yönetimleri için güzel bir ör- nek oluşturdu. Önce ortak konularda ça- lışmalar yapılarak iki ülke arasında ilişkiler geliştirmeli, işbirliği sağlanmalı ve güven duygusu yerieştirilmelidir. Bu zeminin üze- rinde uyuşmazlıkların aşılma şansı, kuşku- suz, çok daha fazla olacaktır. Burada ılk somut adımı atmak komşumuza düşüyor. EğerYunanistan, bölgede kalıcı birdost- luk, banş ve işbirlığinden içtenlikle yanay- sa, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde, iki ülke arasındaki ikili sorunlan bir önkoşul olarak ileri sürmekten vazgeçmeli. bunlan en azın- dan, kendi açısından, bu aşamada askıya alan bir yaklaşımı benimsemelidır. Böyle bir yaklaşım, var olan sorunlann çözümü- ne giden en gerçekçı ve kestirme yol ola- rak gözükmektedir. 17 AĞUSTOS 1999, SAAT 03.02, BİR MİLLET UYANDI. Dayanrşma ruhu uyandı. insanlık onuru uyandı. Dostluk. Kardeşllk. banş uyandı. Adliyeler canlandı. Yaşadığırmz ama unuttuğumu2 tûn felaketler, hafızamızda teker teker canlandı. Bu Sefer unutmayml Unutmamak ve unutturmamak için.. Do^aya, insana ve kültûrûmûzc saygtlı. örn«k bir yerlejim merkezi kurmak için, Çekül'ün Değirmendere Projesi'ne katılın. Ve lûtfen, bir daha derin jykulara dalmayın! UNUTMAYINf EN BÜYÜK FELAKET; VAŞADIKLARIMIZPAN PERS ALMAMAK OLACAKTIR, I DEÖIRMENDERE 1 V İPROJEStl J ÇHıût "7 8Oq». 7 K>n tuni flglı kamu-vrrei-sml qüçt«n. or1«h bir İ CIEKUI. KORUMA VE TANITV. VAKFI BIÇAKSIRTI EROL MANİSALI Deppemden Sonra Avrupa Manzaraları Aralıkta yapılacak AB Helsinki doruğunda Türki- ye'nin adayhğı ile Kıbns arasında "özellikle" bir bağ- lantı kurulrnak isteniyor. Türk kamuoyu bunun birtu- zakolduğunu bilmelidir. Hatıriayalım, 1995'tede Türk kamuoyu bu tuzaklar zincirinin birinci halkasına ya- kalanmıştı. Ne denmişti: Gümrük Birliği'ne girelim, bir-iki yıl içinde AB'ye tam üye olacağız denmemiş miydi? Ve kamuoyu buna inandırılmıştı. Şimdi zincirin ikinci hal- kası işlenmektedir. Türkiye Kıbrıs'ta geri adım atarsa 12. aday olacak denmektedir. Türkiye'nin karşısında sanki, "Ya Kıbns ya AB seçenekleri varmış gibi" ka- muoyu özellikle yanıltılmaktadır. Aynen 1995'te oldu- ğu gibi. Brüksel'deki gerçeklerin ne olduğunu bilen-bilme- yen herkes ahkâm kesiyor. Esas ortaya konması ge- reken gerçekler tartışılmıyor, yazılmıyor, Türkiye Kıb- ns'ta ödün verirse AB'nin tam üyesi yapılacakmış gi- bi bir izlenim yaratılıyor. AB'nin Türkiye'yi 12. aday yapmasının anlamı ne- dir? AB'nin gerçekte, uzun dönemli Türkiye politika- sını hangi öğeler beliriiyor, bunlar konuşulmuyor, göz- den özellikle kaçınlıyor. Şöyle bir bakalım: 1) Türkiye'nin 12. aday yapılması Türkiye'ye tam üye- lik için, 11 'lerde olduğu gibi bir güvence getirmiyor, AB'yi yükümlülük altına sokmuyor. 11 'lerin durumu bü- tün AB üst kurumlannda ve belgelerinde, 1994 Es- sen doruğundan beri bütün ayrıntılarına kadar belir- tilmekteydi. Bu, AB'nin geleceğin Avrupa Bırieşik Dev- letleri için ortaya koyduğu "siyasalbirtercihti". 1990 sonrasının yeni dünya ve Avrupa yapılanması içinde AB'nin rotasını ortaya koyuyordu. Ve Türkiye bunun içinde yoktu. Avrupa Birliği'nin bu siyasal ve uzun va- deli tercihi aynen sürmektedir. 1997 Lüksemburg doruğundaki rota değişmedi. 1997'deAB dürüstçe, Türkiye'yi dışarda btraktığını açık- ladj. Türkiye ile ilişkiler, bizi tek yanlı bağlayan Güm- rük Biriiği derinleştirilerek sürdürülecekti. Ancak AB, stratejik değil ama taktik bir hata yaptığını anladı, Tür- kiye'yi gücendirmişt'. Üstelik Kıbns gibi konularda, bas- kı yapıp ödün alma olanağını kaybetmişti. Üstelik gü- cenen Türkiye, Amerika ile çok derin ve stratejik iş- biriiği ve yakınlaşma süreci içine "itelenmişti". Şimdi bu taktik hatayı düzeltmek gerekiyordu. Tür- kiye'ye sıcak mesajlar gönderilmeliydi. 2) Türkiye'nin üyeliğine Brüksel'den bakıldığında şöyle bir manzara var: Türkiye'yi tam üye olarak içe- ri almak AB'ye yeni hiçbir şey kazandırmıyor, alaca- ğının hepsini 1995'te, Gümrük Biriiği ile Türkiye'yi tek yanlı bağlayarak eline geçirmiş. Türkiye, benzen ol- mayan bir anlaşma ile, bir tam üye gibi tek yanlı "yü- kümlülük altına" sokulmuş. Neden tam üye olamıyoruz? Peki, Türkiye'yi bir tam üye olarak AB'nin içine alır- sa AB'nin karşı karşıya kalacağı yükümlülüklerneler? Bu sütunda defalarca yazdım, bir daha söytemem gerekiyor. - Türkiye bugür» 65 milyon, yann 80-90 milyon genç nüfuslu bir ülke. Serbest dolaşım kaçınılmaz olduğu için 20-30, belki de 40 milyon insanımız Avrupa'ya gö- çer. öyle ya, sınır, gümrük diye bir şey kalmayacak. Bugün Avrupa'daki iki milyon insanımıza katlanama- yan AB buna nasıl katlanır? Deli olmalan gerekmez mi? İşte, AB'nin bizi tam üye yapamamasının neden- lerinden biri bu. - Içeri alınmış bir Türkiye'ye, AB iç düzenine göre her yıl 20-30 "milyar ECU", dolardan da kıymetli, "hi- be" yapması zorunlu oluyor. İç yapısı böyle. Bugün 100-200 milyon krediyi (borcu) vermek için kırk dere- den su getirenler bu milyarlan hibe olarak vermek zo- runda olduklarını düşündükleri zaman herhalde çıldı- nriar. 15'lerin bu kadar akıl dışı bir şey yapacaklannı düşünmek için insanın aklını kaçırmış olması gerekir. - Yann AB içindeki 90 milyon nüfuslu bir Türkiye, AB Pariamentosu'nda ve ekonomik yönetimde bir numaralı ülke durumuna gelir. Çünkü temsil, nüfus bü- yüklüğüne göre. Bir Avrupa Birieşik Devletleri ve yö- netimin de tepesinde bir Türkiye. AB Türkiye'yi tam üye yaparak bu durumu neden kabullensin? Çıldır- mış olmalan gerekir. - Türkiye AB'ye ahnırsa bütün iç politik, ekonomik, kültürel sorunlannı AB'ye taşımış olacak. AB için bu da durup dururken üstlenmek zorunda olacağı bir yük. Üstüne üstlük Türkiye Müslüman bir ülke. Onla- nn gözü ile "Avnıpa dışında sayılan" bir ülke. İşte AB'nin Türkiye'yi tam üye olarak kabul etme- mesinin esas nedenjeri bunlar, gerçekler bunlar. Ne Kıbns, ne Ege, ne de Öcalan. Ama bunu açık açık söy- lemiyoriar, zaten söylenmez de, her şey o kadar açık ki buna gerek bile yok. Bu gerçekleri bizim görüp de- ğeriendirmemiz gerekir. Peki, Helsinki doruğunda AB Türkiye'yi 12. aday ya- parsa, yann da alamayacağı bir ülkeyi "aday" yap- manın anlamı ne ola ki? Çok basit, Türkiye'yi oyala- mak, onu kapının hep aralık bulunduğuna inandır- mak, gücendirmemek. Bu arada 12. adaylığı koz ola- rak kullanıp Kıbns'ta ödün koparmak. Bu kısa vade- li bir taktik. Bunun yanında 1997 Lüksemburg doru- ğundan sonra Avrupa'nın Türkiye'de bozulan presti- jini ve imajını düzeltmek; Gümrük Biriiği'ni Türkiye'de tartışmaya açtırmamak. Uzun vadeli olarak da, yarın Kıta Avrupası'nın çı- karlan açısından zararlı olacak "Türk-Amerikan stra- tejik ortaklığının gelişme hızını kesmek", biz de vanz, Avrupa'nın da kapılan size açık havasını sıcaktutmak. Hele bu aralar Ecevit Amerika'ya büyük tantana ile giderken Avrupa'nın Türkiye'nin sırtını sıvaziaması AB için çok önemli. Deprem sonrası Avrupa manzaralan böyle, işte bü- tün hikâye bu. Sorun içerde, bizde; kendi kendimizi kandınmayı sürdürüp sürdürmeyeceğimizde. ŞEBİNKARAHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1998'146, KararNo: 1999/95 Davacı, ilçenin Kütküt mahallesınden Arif oğlu Alı Şükrü Ayık tarafından davalılar Hami Cevher ve 17 arkadaşı aleyhı- ne açılan tapu ıptali ve tescil davasının yapılan açık yargıla- masısonunda; Mahkememizin 16.7.1999 tarih, 1996/38 esas, 1999/89 karar sayılı karan ile, davanm kabulü ile, Giresun ili, Şebinkarahisar ilçesi, Kütküt mahallesı, Hışır Köprü mevkii, 487 ada. 10 parsel no'Iu taşınmazın tapu kaydınm malik ha- nesinin iptali ile, davacı Ali Şükrü Ayık adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmıştir. Karar daha önce adresleri tespit edilemeyen davalılar Aziz Dülger. Hasan Dülger, Hava Ce\'- her ve Zehra Üngör (Kısa) adlanna işbu ilanın yayımından ıtı- baren 7 günlük tebliğ müddetı sonunda işleyecek 15 gün ıçe- risinde yasal yollara başvurulmadıfı takdirde davalılar yö- nünden karann kesinleşeceği hususu karar tebligi yerine ka- ım olmak üzere ilan olunur. • Basuı: 43571
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear