22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 AĞUSTOS1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DEPREM ABD'nin yardım koşulu Kıbns; AB, Türkiye'nin giimrük birliği fonlannı gönderecek; IMF ise 'olağanüstü kredi' aktaracak Veıtliklei'nıi geıi alaeaklarSERKANDEMİKTAŞ ANKARA - Marmara Bölgesi'ni yerle bir eden depremin ekonomik yaralannın sa- nlmasına yönelik olarak Türk hükümeti ile irtibat kuran ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi ülke ve kunıluşlann verecekleri paralar yardım gi- bi gösteriliyor. AB, Türkiye'nin gümrük birliğinden kaynaklanan haklannı "yar- dnn" kapsamında vermek için Atina'nın vetosunu aşmaya çalışırken IMF, vereceği parayı geri alacak. ABD'nin yapacağı yar- dmılar, Başbakan Bûlent Ecevit' in Eylül so- nunda VVashington'a yapacağı ziyaret sıra- sında ele alınacak Kıbns, Türk-Yunan so- DYP'den öneri 'Depremyasası çıkanlmalı' ANKARA (Cumhuriyrt Bûrosu) - DYP, Mar- mara Bölgesi 'ni yıkan deprem yaralannın sanl- ması için özel bir yasa önerisi hazırladı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekind. TB- MM'nin 1940"tan bu yana deprem olan bölge- lere özel yasa çıkardığını anımsatarak, kendile- rinın de "Mannara Bölgesi Deprern Yasa Öne- ris"ni TBMM Başkanlığı'na sunduklannı bil- dirdi. Hûkûmetin "ek deprem vergfeTni geri çekmesini olıımlu karşıladıklannı belirten Ekin- ci, "Hükümet bu tasanyı ekim ayında da Mec- is'e getirmemeti. tümden çekmeüdir. Çünkü bu vatandaşlardan geien vardımlarm da önünü ke- secektir" diye konuştu. runlan gibi konulardabağlayıcı olabilecek. On binlerce kişinin yaşamrnı yitirmesi- ne ve evsiz kalmasına neden olan depremin ekonomik bilançosu kesinleşmeye başlar- ken Türkiye, dûnya ülkelerinden ve ulusla- rarası kuruluşlardan yardım almaya yöne- lik çabalannı sürdürüyor. Depremin yarat- tığı ınsanlık trajedisi karşısında hareketsiz kalmayan dûnya ûlkeleri ve kuruluşlann tu- tumlan "Türkiye'ye parayağacak" yorum- lanna neden olurken, son yaşanan siyasi ge- lişmeler, paralann göründüğü kadar kolay şekilde gelmeyeceğini gösterdi. AB, zaten Türkiye'nin gümrük birliği haklanndan kaynaklanan l .075 milyar Euro'luk fonla- nnı yardım adı altında vermeye çalışırken, IMF "obğanüstü kredi'' adı altında Türki- ye'nin kotasında yer alan ve geri ödemeli 325 milyon dolan vereceğini açıkladı. Hü- kümetin ortanca ortağı MHP'li Devlet Ba- kanı Tunca Toskay da dün ATO'da yaptığı konuşmada. "KoşuDu geiecek parayı iste- mryoruz" diyerek kaygısını dıle getirmişti. Türkiye'ye ekonomik destekte buluna- cak ülke ve kuruluşlann pozisyonlan şöy- le: ABD: ABD, Türkiye'ye yönelik herhan- gi bir nakit yardımı konusunda henüz bir miktar belirlemedi. Ancak gerek 6. Filo'yu Marmara'ya göndermesi, gerekse de her türlü ınsani yardım malzemesini anında Türkiye'ye seferber etmesi açısından bü- yük yardımlan oldu. Nakit para yardımı ko- nusunda daha çok IMF ve Dünya Bankası kuruluşlannı devreye sokması beklenen ABD, bir yandan da ay sonunda Ecevit'in Washington'a yapacağı ziyarete hazırlanı- yor. Bu ziyarette en önemli gündem mad- desi Kıbns sorununun çözümü. ABD'nin -depremzedetere yönetik yardımı" kastet- meden siyasi konularda taviz istemesinin büyük olasılık olduğu kaydediliyor. IMF: IMF, acil yardım fonu yerine ola- ğanüstü kredi yardımı adı altında Türki- ye'nin kotasının yüzde 25' inı oluşturan 325 milyon dolar aktanmını öngördü. Bu raka- mın, Türkiye'nin kotasının yüzde 50'sine kadar arttınlarak 650 milyon dolara çıkarıl- ması isteniyor. IMF yetkilileri, bu konuyu Eylül ayında Türkiye'ye yapacaklan ziya- rette ele alaeaklar. Yüzde 25'i ekim ayında geleceği açıklanan para, taraflar arasında yapılacak görüşmelerle belirlenecek bir tak- vimde geri ödenecek. Türkiye ile IMF ara- sında yapılacak stand-by anlaşması ile ak- tanlması öngörülen 4 milyar dolar civann- daki kaynak, deprem felaketi nedeniyle ya- şanan ekonomik sıkıntıya yönelik bir yar- dım paketi gibi gösteriliyor. AB: Deprem felaketi, Türkiye ile AB ara- sındaki gerginleşen ilişkilerin ısıtılmasına yönelik bir fırsat olarak değerlendirildi. AB yetkilileri, Türkiye'nin 12. tam üye adaylı- ğı konusunda görüş bildirmezken deprem- zedelere her türlü yardımın yapılacağını açıkladılar. AB'den şimdiye kadar gelen pa- ranın miktan 2 milyon Euro. AB, Türki- ye'ye yönelik ekonomik yardımlann geie- cek hafta Finlandiya'da yapılacak dışişleri bakanlan toplantısındakesinleştırecek. Bir- çok AB ülkesi. Türkiye'nin 1996 yıluıda gırdigı gümrük birliğinden kaynaklanan ve toplam 1 milyar 75 milyon Euro'luk fonla- nn Yunan vetosundan kurtanlmasını isti- yor. Türkiye'ye yardım olarak gösterilen bu para, Türkiye'nin 3 yıldır hak ettiği, ancak alamadığı fonlann tümü. Yunanistan, insan haklan, demokratikleşme, Kürt sorunu, Kıbns sorunu ve Ege'de anlaşmazlıklar ne- deniyle bu fonlara veto koymuştu. Depremde öksüz ve yetim kalan çocuklar için binlerce aile başvuruyor ÜJŞKILERDE GELÎŞME Evlat ectinmeye yasal güçlük tsmail Cem Denetimler sürüyor Metro inşaatinda deprem hasan yok tstanbui Haber Servisi- Marmara Böl- gesi'ni sarsan, binlerce insanın ölümüne ve çok sayıda binanın yıkımına yol açan Kocaeli merkezli 7.4 büyüklüğündeki deprem, Istanbul Metrosu'nda hasara yol açmadı. Taksim - 4. Levent arasında inşa edilen metroda yapılan incelemeler- de hiçbir hasar meydana gelmediği belir- tildi. Yetkililer, metrodaki çalışmalann Istanbuldaki olası depremlere karşı ge- reklı teknolojiyle donatıldığını, denetim- lerin sürekli olduğunu belirttiler. Bu arada Atatürk Havalimanı Dış Hat- lar Terminal Binası ve Katlı Otopark Te- sisleri'nin yapı çalışmalannın büyük öl- çüde tamamlandığı ve bu kısımlarda bir deprem hasanna rastlanmadığı kaydedil- di. i CELALYILMAZ İZMİR - Türkiye'nin bir- çok ilindeki binlerce aile deprem felaketiyle öksüz ve yetim kalan çocuklan evlat edinmek istemesine karşın, yasa ve yönetmeliklerdeki "gözetid ve denetfcyicr hü- kümler bu istemin gerçekleş- mesini güçleştiriyor. tzmir'de son üç gün içinde evlat edinmek için başvuran- ların sayısmın 600'ü aştığı belirtilirken, Türkiye'nin di- ğer illerinden de aynı yönde binlerce istek geldiği, yazılı istemlerin değerlendirmeye alındığı bildirildi. "Evlat edbune" kavramı- nın yasa ve yönetmeliklerle çok aynnOlı biçimde düzen- lendiğini belirten Sosyal Hizmetler Izmir II Müdür Yardımcısı Ayje Gülsen, kimsesiz ve bakıma gereksi- nimi olan çocuklann önce- likli olarak yaşadıklan yöreden kopanlmamasına özen gösterildiğini kaydederek, evlatlık verme ka- rannda da bu öncelik ve kriterlerin göz önünde tu- tulduğunu vurguladı. Yaşam biçimi ve çevresel alışkanlıklann çocuk psikolojisi açısından çok önem taşıdığına dikkat çeken Gülsen, anne-babasını yitiren çocuklara ya- kınlan ve akrabalannca da zaman geçirmeksizin sahip çıkıldığmı söyledi. Gülsen, evlat edinmek isteyenlerin evliliklerin- Ailelerini kay beden çocuklar, sıcak bir yuvBnın özlemi içinde yaşamlannı sürdürii yor. den çocuklannın bulunmaması, okur-yazar olma- lan ve eşlerden birinin 35 yaşını geçmesi koşulu- nun arandığını anımsatarak şu bilgileri verdi: "Depremle gelen felaket halkı ayağa kaldınh. Duygularv-oğunlaşu. Kimsesiz çocuklan evlatedin- mek ya da bakımııu üstienmek amacıyla yüzlerce başvunı geliyor. Henüz Izmir'e deprem bölgesin- den gelen kimsesiz çocuk da yok. Burada dikkat edflmesi gereken.çocuklann alışüğugörsefliğiyleal- gdadığıçevreierinden koparümamasıdır. Bazen bir çocuk için eski bir oyuncak. yaşadıgı kentin bir parkında- ki ağaç ber şeyden daha önemlidir; ondan ayınrsamz çocuğun ruhsal dengesinin bozulmasma ve yaşama küs- mesine neden olabilirsiniz. Çünkü, çocuklar raftan ab- nan bir eşya değiL, özenk gö- zetilmesi, konınmasu egitü- mesi ve büyütülmesi gereken variıklardır. Evlat edinilebilmesi yasa- lann ve yönetmdiklerin sıkı denetimi altmdadır. Bununla birlikte 'koruyucu aile' kav- ramı var. Bu daha rahat işle- tilebilir. Annesi veya babası depremde yaraiannuş, uzun süreli terapi gerektirmekte- dir. Bu süreç sona erinceye ka- dar bakıma muhtaççocuklar ailelerin yanlanna verilebilir. Ortada kalan evsiz barksız at- leler ve çocuklan da bu yön- temle yeterii sürede konuk edilebilir. Ancak evlat edinme çok vönlü değerlen- dirilmesi gereken bir olgu. Beklenmeyen olumsuz- luklar yaşanabilir." Evlat edinmek isteyenlerin çocuklann yasadık- lan kentlerin sosyal hizmet il müdürlüklerine baş- vurmalan gerektiğini de belirten müdür yardım- cısı Ayşe Gülsen, koruyucu aile olmak için yasal engel olmadığını, isteyenlerin çocuklan anneleri- babalan veya aileleriyle birlikte alarak belli bir süre konuk edebileceklerini belirtti. Cirisimlere basladılar DİSKdepremde 74 üyesini kaybetti tstanbui Haber Servisi - Marmara'yı sarsan deprem felaketinde DlSK'in toplam 74 üyesini kaybettiği, çok sayıda üyesinden de henüz ha- ber alınamadığı belirtildi. DlSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Lastik- Iş Sendikası'ndan 44, Birleşik Metal-îş Sendi- kası'ndan 10, Genel-İş Sendikası 'ndan da 20 ol- mak üzere toplam 74 üyesini kaybettiği ve bir- çok üyesinden hâlâ haber alınamadığı belirtildi. Bilgisine başvurulan üyelerin yüzde 70'inden fazlasının evlerinin yıkıldığı ya da otunılamaz hale geldiği bildirildi. Deprem bölgesindeki iş- yerlerinin yakınlannda oluşturulacak geçici ba- nnma merkezlerinden birincisinin Kocaeli Kö- seköy Pirclli tesislerinin yakınında kuruldufu- nun belirtildiği açıklamada, "Genel Sekreter Murat Tokmak başkanhğtndaki kriz masasunn çalışmalan yerel yönemnlerle işbiriigi halinde devam ediyor, Üyesi oMuğumuz ICFTU ve E- TUC gibi uluslararası örgütferin yardımian ko- nusundaTürk-İş,Hak-lşwKESK'leiHşkiyege- çilınesi için girişimler başiatıhnıştır'' denildi. Kurtarma çalışmalannda tartışma ' Yalova küçiilmezse toparlanamaz9 LEVENT GEN YALOVA - Yalova, Çmarcık ve Karamürsel'de başlatılan hasar tespit çahşmalan yeni tartışmalan da bera- berinde getirdi. Deprem bölgesinde- ki kriz merkezi yöneticilerinin kur- tarma ve enkaz kaldırmadaki acele- ciliği hasar tespitine de yansıyınca deprcmzedelerle Bayındirhk ve Is- kân Bakanlığı'nca görevlendirilen bilirkişiler arasında sürtüşmeler ya- şandı. Yalova Çevre Koruma Derne- ği Başkanı Şükrü Kaya Dalkıbç, Ya- lova'nın yeniden toparlanabilmesı için küçülmesi gerektiğini söyledi. "Yalova gereldrse yeniden 3çe yapd- malı" diyen Dalkılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı YaşarOku- yan'ın denize enkaz dökme ile ilgili yaptığı "ÇED raponımuzvar" açık- lamasını yalanladı. Dalkılıç, TM- MOB Koordinasyon Merkezi'ne verdiği raporda, molozlann dökül- mesi ile ilgili şu iddiayı ortaya attı: "TtGEM arazisi ile Donanma Te- sisleri arasmdaki dolgu alanınm ÇED raporu yoktur. lskeienin doğusunda- Id marina ve hızh feribot bkeiesinin ÇED raponınu alamayan bir idare, hiç başlamadığı söz konusu enkaz alanınm nasıl olup da ÇED raporu- nualnuş?" Dalkılıç, deprem sonrasmda Ya- lova'nın yeniden yapılanmasında uy- gulanacak yöntem ve planlamaya ka- rar vermeden önce yapı sektöründe beklenen olası rant pastasma yöne- lik gerekli önlemlerin alınmasını da istedi. Dalkılıç, Yalova'nın toparla- nabilmesi için mutlaka küçülmesi gerektiğini de savundu. Yalova ve il- çelerinde başlatılan hasar tespit ça- hşmalannın 'yasaksavma'ya dönüş- tüğü, Bayındirhk ve Iskân Bakanlı- ğı uzmanlannın trafik kazası raporu gibi çöken binalarda suç oranı belir- ledikleri depremzedeler tarafından dile getirilince TMMOB bu anlayı- şa ve yönteme karşı çıktı. TMMOB 2. Başkanı Celal Beşiktepe, bu fela- ket sırasında trafik kazası raporu ve- rir gibi rapor verilemeyeceğini, ola- yın tüm boyutlannın irdelenmesi ge- rektiğini söyledi. 17 Ağustos'ta kaderleri değişti Kocaeli'de sılaya dönüş başladı AHMETKURT Beidr Srtkı Erdogan, "Bininci Gece" adlı şiirinde şöyle diyor: "Sda burcuburcu,flkocağım/Ço- hıkçocuk basretinde kucağım /Sa- na her şeyimi anlatacağnn / Otur başucuma. sor >a\aş yavaş»" Bunlar göç şiirleridir. Yerini yurdunu bırakıp başka yurtlarda ocak kuranlann hasretleridir. Göçmenlere hep Kocaeli kucak açmıştı. Binbir umutlarta Anado- lu'nun çeşitli illerinden gelenle- re, Balkanlar'dan sürülenlere, ka- çanlara, ata yurduna koşanlara. Kocaeli'de hemşeri dernekleri- nin sayısı o kadar artmıştı ki ilçe dernekleri, hatta köy demekleri bile peşi sıra kurulmaya başlamış- tı. Türkiye'nin "en zengta" kenti olarak kayıtlara geçen Kocaeli, Arıadolu insanının umut kapısıy- d». Kimme göre Kocaeli'de iş var- dı, aş vardı, ev vardı, doktor var- dı, olcul vardı. Öyle bir gün geldi ki nürus kâ- ğıdmda Kocaeli doğumlu olanla- nn sayısı azınlığa düştü. Kocaeli, Amerika'nın New York'u gibi ol- muştu. Her ilden, farklı kent kül- türlerinden insanlar bir arada ya- şamaya alışmıştık. 17 Ağustos Salı sabahı saat 03.02'de zaman durdu. Şiddetii sarsmtı başladığında Kocaeli'nin kaderi değişıyordu. Gecenin karanlığında babalan- nın annelerinin boynuna sanlan çocuklar ağlayamıyordu bile. Ne olduğunu, nereden bilebüir- lerdıki?.. Küçük, masum beyinleri depre- mi kavrayamamıştı, ama yetişkin- ler ne olduğunu çabuk kavTamış- tı. Bundan sonra neolacağını da... Gün ışımaya başladığında, fela- ketin tablosu da yavaş yavaş net- leşiyordu. Umut kenti Kocaeli yerle bir olmuştu. Yüzbinlerce in- sanın umutlan da... Ölenler, göçüp gitmişti bu dün- yadan. Kalanlar içinse yeni bir göç başlıyordu şimdi: Sılaya... DEPREMMM!.. /ORHAN BURSALI Sayın Ecevit hükümeti yönetmektedir. Sağlık Bakanı, örneğin deprem bölgesindeki sağlık işle- rini berrjat eden kasıtlı veya ırkçı-ideolojik davra- nıslarda mı bulundu? Bu olaydaki kötü puanı MHP ile birlikte hiç kuşkusuz Ecevrt de paylaşır. Çünkü Sağlık Bakanı, davranışlanyla, Türkıye'nin kan ağ- ladığı hayati bir konuda bütün Türkiye'yi zedete- mektedir (Bakanın, MHP'nin kadrosunun "seç- kinliği" konusunda topluma somut birfikir verme- si ise ayn bir konudur). Sayın Ecevit aynca, devletin de sevk ve ku- mandasından esas olarak sorumludur. Örneğin devletin ilgili örgütleri depremde başansız bir sı- nav mı verdi? Hükümet ve hükümetin başı olarak Ecevit sorumluluktan kaçamaz. Devlet, siyasal iktidarlann ülkeyi yönetmek için kullandıklar bir aygıttır. Bu aygrt, önemli bir bölümüyle, işe yaramazlar- la hırsız ve dolandıncılarla dolu; rüşvetçilerin cirit attığı; çalışmayan ve üretmeyen insanlann büyük çoğunluğunu oluşturduğu; iş yapılmasını engel- leyen; siyasal partilerin adamlannı ve seçmenle- rini durmadan ıçine tıktığı; bütün halkın ve toplu- mun yaranna değıl, azınlık ideolojik, ırkçı, dinsel görüşlere öncelikle hizmet eden; insan haklanna, demokratik hak ve özgürlüklere düşman ve bu açıdan da anayasayı durmadan çiğneyen; hizmet değil engel üreten ve Türkiye'yi durmadan ileriye Hükümet ve Devlet taşıyamayan; asla bilimsel düşünemeyen, asla teknik olamayan, asla sorunlara çağdaş çözüm- ler üretemeyen, asla bugünün dünyastnın ve Tür- kiye'sinin sorunlanyla başedemeyen.. bir yapıda ve özellikte mi? Bu aygıtla hiçbir iş yapamazsınız; yannlara yö- nelik bir iş üretemezsiniz.. Böyle bir aygıtı düzettme programı olmayan bir siyasal iktidann, Türkiye'de ne gerçekten iktidar olma şansı vardır ne de başanlı olma! Devlet aygrtını test eden bütün önemli olaylar- da, bu gerçek ortaya çıkmaktadır. Hele hele deprem, sürekli olarak devlet aygrtı- nı ortaya çıkartan bir turnusol kâğıdı görevi yap- maktadır. Bu aygıtta, deprem ülkesi olmayanlann gönder- dikleri kadar bile teknik bir kurtarma ekibi olma- dığı görülmüştür. Bu aygrt, deprem yönetmelikle- rindeki hükümleri bile, bırakın denetlemeyi, uygu- lamaktan, bilimsel ve teknik verileri değertendir- mek, yorumlamak ve hayata geçirmekten acizdir. Yanlış konut yapmaktan yanlış yerleşim yerleri se- çimine kadar, düne kadar hep bildiğimiz ve yaz- dtğımtz, bugün ise ne yazık ki pratikte bir kez da- ha sergilenen bu acınacak durumdan, devletin en .tepesinden belediyelere kadar bütün yönetimler sorumludur. Kimse depremin tarihinin bilinemez- liği arkasına saklanamaz! (Bazı köse yazarlan, hat- ta akademik titri olanlar bile bunda tesetli anyor!) Izmtt ve bölgesinde deprem olacağını, bütün yer- teşimlerin buna göre yapılması gerektiğini, Türki- ye'yi ve halkı düşünen çağdaş kafalar yıllardır bas bas bağırmaktadır! ••• Burada test edilen sadece devlet aygrtı mtdır? Hayır, hatta daha çok, bu aygrtı sürekli yöne- ten siyasal partiler, hükümetlerdir de! Başansızlık, bugüne kadar bu aygrtı çağdaş bir aygrtadönüştürmeyen, dönüştüremeyen, dönüş- türmek için kılını bile kıpırdatmayan siyasal IkJer- lerdedir, partilerdedir. Laf oJsun diye mi iktidara geliyorlar? Laf olsun diye mi Başbakan, bakan vb. oluyortar? Laf olsun diye mi devletin başı oluyorlar? Bir siyasal lider ve partisi, Türkiyemizin sorun- lannı çözebilmek, ülkemizi ve insanlanmızı zengin- leştirebilmek için, öncelikle kullanacağı en önem- li aracm devlet olduğunu bilmez mi? Bir siyasal lider ve partisi, iktidara geldiğinde na- sıl bir devlet aygıtı devralacağını bilmez mi? Bir siyasal lider ve partisi, parti programının en önemli maddesı olarak, devlet aygrtını çağdaş, teknik ve bilimsel biryapıya kavuşturmayı planla- maz, programlamaz mı? Ulusal yas konusu Cumhuriyet'te Ragıp Incesağır, geçen Salı günkü Cumhuriyet'in 3. sayfasında yayımlanan "Bir gönüllülük hikâyesi" yazısında, Ulusal Yas i- lan edilmesi görüşünü dile getirmişti. Bu görüşü, dünkü Radikal'de meslektaşımız Haluk Şahin'in de savunduğunu memnuniyetle gördük.... Per- şembe günkü yazımı evde yazdım, deprem anrt- lan konusunda yeni bir fikir yakaladığımı sanryor- dum. Gazeteye geldim ve Sabah'ta yazan Zey- nep Göğüş'ün aynı konuyu yazdığını görünce mi- nık bir şok geçirdim! Tabii, ilk yaptığım, hemen Zeynep'e gönderme yapmak oldu!... Bazı düşün- celer örtüşebilir, bazen aklın yolu birdir ve aynı şeyleri düşünüp yazabiliriz. Ama ilk görüş sahip- lerini biliyorsak, hele fikirler aynı günlerde üretil- mişse, bunu belirtmelıyiz. Sayın Şahin'in, Ragıp'ın yazısını okumadığını ve gözden kaçırdığını sanı- yorum... Yunanistan'a teşekkür etti MURAT tLEM ATtNA-Marmara Böl- gesi'nde etkili olan dep- rem felaketi, bir taraftan acılara neden olurken, di- ğer taraftan Türk-Yunan ilişkilerini olumlu yönde etkilemeye devam ediyor. Depremin ardından ilk yardıma koşan ülkeler arasında bulunan Yuna- nistan'ın bu tavn takdirle karşılanırken, ülke gene- lindeki kampanyalann düzenli olarak sürdüğü belirtildi. Yapılan yardımlarla il- gili olarak Yunanistan Dış fşleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu'yu önceki gün telefonla arayan Dışişleri Bakanı tsmail Cem, Tür- kiye'nin teşekkürlerini bir kez daha iletti. Cem- Papandreu görüşmesinde sadece yardımlar konusu- nun gündeme gehnediği, Yunanistan'ın AB nez- dinde Türkiye'ye yapıl- ması gereken yardımlar konusundaki girişiminin de konuşulduğu öğrenil- di. tsmail Cem'in Pa- pandreu'ya bu konuda da takdir ve şükranlannı ilet- tiği, Yunan basınında yer alan haberler arasında. Diğertaraftan Yunanis- tan Dışişleri Bakanı Yor- go Papandreu, Ismail Cem ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra, Ankara'da temaslarda bu- lunan Finlandiya Dışişle- ri Bakanı ile bir telefon görüşmesi yaptı. Papand- reu-Hallonen görüşme- sinde Papandreu'nun AB'den Türkiye'ye yapıl- ması düşünülen yardım- lar konusunda Yunanis- tan'ın önerilerinin kabul edilmesini istediği kayde- dildi. 4 E;lül'de yapılacak AB Dışişleri Bakanlan toplantısında Türkiye'ye önemli miktarda maddi yardım yapılması bekle- niyor. Bugüne kadar Yu- nanistan'ın kullandığı ve- tolar yüzünden aktanla- mayan maddi yardımlara komşu ülkenin olumlu yaklaşması bekleniyor. CHe yandan Yunanistan işçi sendikalannın çağn- sı ve dünyaca ünlü beste- ci MikisTeodorakisin gi- rişimleriyle geliri deprem felaketine uğrayanlara bı- rakılmak üzere iki konser düzenlenecek. Atina ve Istanbul'da yapılacak konserlere Zfilfii Livane- K ile Maria Faranduri de katılacak. FISCHER GİRİŞİMDE BULUNDU Almanya Yunan vetosu için devrede GÜRAYÖZ OSMANÇUTSAY BERLtN / FRANK- FURT -Ahnanya Dişişleri Bakanı Joschka Fıscher, Avnıpa Birliği'nin (AB) insani yardım için ayirdığı belirli fonlan olduğuna dikkat çekerken, bunlan Türkiye için harekete ge- çirmek için çahştığım söy- ledi. AB mali yardımlan üzerine konulan Yunanis- tan vetosunun kaldınlma- sından yana olduğunu açıklayan Fischer, Yuna- nistan Dışişleri Bakanı YorgoPapandreu'ya da bir mektup yazdı. Fischer mektubunda, Papand- reu'dan, Türkiye'ye yöne- lik 350 milyon Euro'luk yardım ile Gümrük Birliği anlaşmasından doğan 750 milyon Euro'luk kredile- rin üzerindeki vetonun kaldınlması amacıyla ça- ba göstermesi için çağrıda bulunduğu ileri sürüldü. Almanya Dışişleri Bakan- lığı Müsteşan VVolfgang Ischinger, söz konusu id- dialan doğruladı. Yuna- nistan'dan Türkiye'ye Gümrük Birliği çerçeve- sinde yapılacak mali yar- dıma koyduğu vetoyu kal- dırmasını isteyen Fischer, "Türkiye AB'ye girmeli- dir"dedi. Almanya Dışişleri Ba- kanı Fischer, dün başkent Berlin'de Alman-Türk Vakfi, Türkiye Araşnrma- lar Merkezi, Almanya Türk Toplumu, Avrupa Alevi Birlikleri Federas- yonu, Almanya Türk Va- tandaşlan Konseyi ve Ber- lin Brandenburg Türk Toplumu temsilcilerini ka- bul ettı. Almanya Dışişle- ri Bakanı Fischer, Türk ku- ruluşlannı kabulünde yap- tığı konuşmada, AB'nin belirli fonlan olduğuna dikkat çekerek "Bunlan harekete geçirmek için ça- hşıyonım. Bu iş Mrkaç mil- yon mark ile olacak iş de- ğiL Mflyarlarca mark ge- rektiren bir olay. AB'nin buna yetecek fonlan var" dedi. Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen'in Alman- ya'nın AB üzerindeki ağırhğını koymasını iste- di. Konuyla yakından il- gilendiğini belirten Alman Bakan, Yunanistan'm AB mali yardımlanna koydu- ğu 'mali ambargonun' kaldınlmasmdan yana ol- duğunu da kaydetti. Fisc- her, Türkiye'nin AB üye- liğı başvurusuna da deği- nerek "Eğer Türkiye ayn bir ülkeolarak dışarda ka- hrsa Yunanistan'da daha büyük sorunlar çıkacakur. Kendileri bunun bilincin- de. Ancak bunlan kendi toplumlanna anlatabilme- leri lazun. Türkive ile Yu- nanistan'ın arasının düzel- mesi için Türkiye'nin Av- rupa Büüği'ne gjrmesi ve Yunanistan'ın bunu böyle görmesi lazun" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear